Arama

Popüler aramalar

‘’ŞAMPİY-10‘’

Galatasaray; haftaya iki yakın takipçisiyle puan farkını arttırmak ve 4. Yıldıza bir adım daha yaklaşmak açısından en önemli 90 dakikaya çıktı. Ve yine ölüp ölüp dirildiği maçta; bu kez Sneijder’in “gol vuruşu”yla kazandı.Maça damgasını vuran anlar Halis Özkahya’nın Umut’un düşürülüşüne çalmadığı penaltı ile son saniyelerde Stancu’nun Sinan Bolat’a geri pasıydı. (!) Ki bu rakip takımın maç boyu kazandığı en önemli ve tek pozisyondu.Arena’da kendi seyircisi önüne Muslera’dan yoksun çıkan Galatasaray,orta sahanın değişmez yönetmeni Selçuk’u da maçın başında kaybedince orta saha organizasyonunda sıkıntı çekti. Bu süreçte Başkent ekibi Hleb’in komutasında Mervan ve El Kabir ile Galatasaray savunmasını çok zorladı. Semih ve Hakan kritik müdahaleleri ile sorunları engelledi. İlk yarı bitimine doğru Sneijder’le,Hamit’le orta sahadan sağdan Sabri Reis ile Galatasaray yüklendi.42’de Yasin büyük fırsatı kaçırdı.Sarı-Kırmızılılar ikinci yarıda da gol için çok yüklendi.

Umut’la,Sneijder’le,Burak’la bulduğu fırsatları değerlendiremedi.Başta da belirttiğim gibi gol vuruşunu Sneijder yaptı.O dakikaya kadar gol için çabalayan Hollandalı yıldız Burak’tan aldığı topa bakarak öldürücü noktaya vurdu ve altın değerinde 3 puanı haneye kattı.Gerçek bir 10 numara olduğunu belgeledi.Galatasaray’da herkes görevini tam yaptı.Sabri mükemmel oynadı.Balta- Semih kusursuzdu.Yasin ikinci yarıda coştu,Başkent ekibinin sağ kanadını çökertti.Sonradan giren Hamit doğru işler yaptı.Umut gol kaçırdı ama orta sahada,defansta top kovalayıp katkıda bulundu.Melo gereksiz sertliklerine devam etti.Sahada kalması Özkahya’nın bir diğer hatasıydı.

Galatasaray belki zorlandı ama maçı hak etti. Ustalar ve isteyenler,şampiyonluk kupasının ellerinde olduğunu bilen deneyimli yürekler ve Arena’yı dolduran taraftarlarının da büyük desteği ile sonuca gittiler.Son iki haftaya ligin komutanı olarak girdiler.

16 Mayıs 2015, Cumartesi 22:15
YAZININ DEVAMI

‘’Mucize eller‘’

Galatasaray için sıkıştırılmış programın en keskin virajı Mersin’de oynayacağı 90 dakika idi. Buradan çıkacak bir galibiyet ardından takım 2 hafta Arena’da oynayacak ve ligin son maçı için Rize’ye gidecekti. Bu bağlamda Galatasaray zorlu deplasmanda 3 puanı hanesine yazdırdı,ancak karşılaşma boyunca sıkıntı,stres tavan yaptı.Cim-Bom maçı savunmasıyla kazandı.Tamam kabul ediyoruz ki bu final maçlarını oynamak kolay değil.Ama sen de şampiyonluğa oynuyorsan bir gol atıp üstüne yatmayacaksın.Geriye yaslanıp rakibini bekleyip maçı idare etmeyeceksin.Orta sahada top tutup ikinci gol peşinde koşacaksın.Çünkü artık küçük bir hatanın bile telafisi yok.Nitekim Mersin karşısında bu kadar pozisyon veren bu oyunda takımın gol yememesi; mucizenin Galatasaray’da ki karşılığı Muslera sayesinde oldu.

Aslında Hamza hoca sahaya sürülecek en iyi 11’i çıkarttı Mersin karşısına. Chedjou’nun yerinde Hakan,Bruma’nın yerinde Emre. Galatasaray oyuna dengeli başladı. İlk ciddi atağında da Yasin’in kişisel becerisi ve akıllı şutuyla öne geçti.Golden sonra Mersin orta saha kontrolünü ele geçirdi.Sarı-kırmızılılar hücuma çıktıklarında geri dönüşlerde orta sahada boşluklar yarattı,bu da rakibin ekmeğine yağ sürdü.Devre bitene kadar Mersin ,Galatasaray kalesine elini kolunu sallayarak adeta ”Ortada kuyu var,yandan geç” misali geçti.Bu bölümde bir çok pozisyon buldu.Muslera ligin belki de kaderini etkileyecek kurtarışlar yaptı.Welliton’dan seken topta yerden kanatlanışı gerçekten inanılmazdı.Bir kalecinin şampiyonluk yolunda takım için ne kadar önemli bir unsur olduğunu gösterdi.Çok klastı. Galatasaray tek golü yeterli, Muslera’yı da güvenli bulunca oyunun büyük bölümünü sahasına yaslanarak geçirdi.Emre-Yasin etkisizdi.Olcan da çok top kaybı yaptı.Savunma hatasıza yakın oynadı.İkinci yarıda Burak’ın kullanamadığı fırsat dışında rakip kalede tehlikeli olamadı.Sağllı sollu Mersin ataklarında Telles-Semih-Hakan her topu doğru karşıladı.Bu da üç puanın temelini oluşturdu. Galatasaray sonuçta istediğini aldı. Önünde hedefine ulaşmak için 270 dakika kaldı.Bu üç önemli maçta konsantrasyonunu biraz daha artırmalı ve oyun seviyesini,temposunu maçı koparacak düzeye getirmeli.

12 Mayıs 2015, Salı 22:00
YAZININ DEVAMI

‘’Saçsız Kral!‘’

Galatasaray için liderlik, psikolojik üstünlük, kalan haftalara moralli girmek adına çok kritik bir eşikti Akhisar maçı. Sarı-Kırmızılı takım Ege deplasmanında istediğini alırken oyunu tek taraflı domine etti.Rakibini kontrol,akıl ve yeteneklerini kullanarak saf dışı bıraktı.Hamza hoca maçı istediğini ve korkmadığını gösteren bir kadro tercihi ile takımını sahaya çıkarttı. Kanatlarda Bruma ve Yasin,merkez ortada Selçuk yanında Melo’nun yerinde Emre Çolak,üçüncü bölgede Burak Yılmaz arkasında ise Sneijder. Savunmada Chedjou’nun yokluğunda uzun süre sonra bir lig maçında Semih Kaya. Yanında ise gizli santrafor (!) Hakan. Galatasaray ilk yarıda kaleye ilk şutunda golü buldu.Gole kadar hücumda kaleye kadar atak olgunlaştıramadı.Bu dönemde Akhisar daha etkili geldi. Muslera erken terlerken kale güvenliğinde vazgeçilmez olduğunu bir kez daha kanıtladı.Özelikle de Güray’ın şutunda.Kral Burak’ın iki golü Galatasaray’ın elini ve aklını rahatlattı.Burak bu maç için kestirdiği saçlarıyla nefis bir de kafa golüne imza atınca maçın kaderi belli oldu.Bu goller sonrası 90 artı 5’e kadar sarı-kırmızılılar oyunu yönetti.Selçuk tam bir usta kaptan ağırlığında çalıştı.Hem orta sahayı hem de savunmayı kontrolü altında tuttu.Sneijder istekli çabaladı.Emre çıkışını devam ettirdi.Topları doğru kullandı.Bruma ise yetersizliğini (!) sürdürdü.Nitekim yerini Olcan’a bıraktı.Hakan Balta “zor günlerin hatasız adamı” rolündeydi yine.Yanında kim olursa olsun görev bilincini yitirmedi.

Galatasaray kalan tüm maçlarını kazandığı takdirde şampiyon olacağının bilincinde mutlak 3 puan için oynadı. Gücünü doğru kullandı, enerjisini hor görmedi.Final maçlarının gereksiz stresini yaşamadı.Gereğini yaptı galibiyeti kaptı.

04 Mayıs 2015, Pazartesi 22:00
YAZININ DEVAMI

‘’Stres ölçeği‘’

Bir gün önce ezeli rakibin puan kaybetmiş, bir hafta önce kaptırdığın liderlik tepside tekrar önüne gelmiş. Taraftarın maçın bilincinde, metrosuz stada koşmuş. Artık hakemin düdüğüyle iş sana kalmış. Çıkacak, mücadele edecek gerekli puanı alacaksın. Ancak bu beklentilerin uzağında bir Galatasaray izledik. Gaziantep önünde 3 puana ulaşırken çok zorlandılar. İlk 45 dakikada amaçsız rastgele atılan zayıf şutlar dışında hücum etkinliği yoktu. Dörtlü orta saha pas trafiğinde verimsizdi. Ne Burak’a ne Umut’a servis yapabildi. Gözler Sneijder’i aradı. Kanatlarda Olcan ve Emre oyunu rakip ceza alanına sürüklemede etkisizdi. 45 dakika boyunca Antep kalesinde tehlike yaratmaktan uzak bir takım vardı sahada. İkinci yarıda Hamza hocanın beklenen(!) Yasin hamlesi, ardından Umut’la Bruma’yı değiştirerek tek forvetli düzene dönmesi takımı hareketlendirdi. Bu bölümde Burak’la gole çok yaklaştı. Ancak Kral gününde değildi ve çok top ezdi. Galatasaray gol için yüklenip, Antep’li oyuncular yerde yatarak maçın bitmesini beklerken sahneye örnek profesyonel Hakan Balta çıktı. Takımın yılmaz evladı, işinin adamı attığı mükemmel kafa golüyle arkadaşlarını ve camiayı dördüncü yıldıza doğru taşıdı. Hakan’ın profesyonel kimliğine bu gol çok yakıştı.

Galatasaray’ın tek çaresi...

Chedjou-Melo-Selçuk-Telles de ikinci bölümde oyuna ağırlıklarını koydular. Ve üç puana emek kattılar. Ligin sonuna doğru stres ölçeği yoğun, hata kaldırmayacak maçları oynamanın zorluğunu biliyoruz. Bu tip maçlarda iyi futboldan çok netice daha önemli elbette. Ama şunu da unutmamak gerek; eğer sende büyük takımsan ve hedefinde göğsüne 4. yıldızı takmak varsa daha çok koşacaksın, daha çok isteyeceksin. Galatasaray’ın kalan haftalarda elindeki avantajı yitirmemesinin tek çaresi bu.

27 Nisan 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Maçlar 1 saatte bitmiyor!‘’

Galatasaray koparttım bitti dediği maçta yine konsantrasyon eksikliği, yine disiplin kaybı sonucu ecel terleri döktü. 90 dakika genelinde oyunu kontrol etti, ama 3-0’ı bulunca bireysel hatalar yürekleri ağızlara getirdi. Sarı-Kırmızılılar maça rakip alanda baskı kurarak başladı. Karabük’ü presle sıkıştırdı, bunalttı. Kaptığı toplarla tehlike yarattı. İlk 45 dakikaya iki hata damgasını vurdu. Chedjou’nun yaptığı hatayı Ahmet İlhan değerlendiremedi. Aziz’in ikramını ise Yasin affetmedi. Muslera devre biterken gol olacak frikiğe adeta uzayıp da dur dedi.

Selçuk geminin kaptanı!

İkinci yarıda gelen iki golle fark artarken bazı oyuncular iş bitti varyete başladı sandı. Üst üste gelen iki golün şokunu Sneijder’in düzgün vuruşu çöpe attı. Sol kanat kusursuza yakın çalışırken, sağ aksadı. Ahmet İlhan, Sabri’nin bölgesinde çok rahat dolaştı. Umut sadece golde göründü. Bruma çevre kontrolünü geliştirmiş, iyi işler yaptı ama yorulunca oyundan düştü. Telles iştahlı ve yararlıydı. Hakan basit ama akıllı oynadı. Ters vuruş talihsizliğini kestiği kritik toplarla yendi. Yasin hücumda takımın motoru. Bugün Galatasaray Melo’yu aramıyorsa Hamit’in takıma ağırlığını koymasındandır. Selçuk geminin gerçek kaptanı. Maestro gibi takımı yönetti. Arzuluydu çok çalıştı, çok top kaptı ve çoğunu doğru kullandı.

Hamza hoca oyuncularını uyarmalı

Galatasaray maçı hak etti, puan kaptırsaydı yazık olurdu. Ancak kalan haftalarda maçın 90 dakika olduğunu unutmadan oynamak zorunda. Her takımın puana ihtiyacı var ve son ana kadar mücadele ediyor. Hamza hoca öğrencilerini ciddi uyarmalı. Dördüncü yıldız için bu şart. Unutmasınlar maçlar bir saatte bitmiyor.

06 Nisan 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Özür maçı!‘’

Futbol işte böyle bir oyun. 2-0 öne geçip aldım dediğiniz maçı, son 10 dakikada rakibe veriyorsunuz, geçen hafta olduğu gibi.Ya da 2-0 geriye düştüğünüz maçı mucize bir şekilde 13 dakikada kazanca çevirebiliyorsunuz Kasımpaşa karşısında olduğu gibi.Galatasaray gitti denilen oyunu mucize bir geri dönüşle kurtardı,derbi öncesi koltuğa oturdu.Ancak 90 dakika süresince şampiyonluğa oynayan bir takımın çıkaracağı çok dersler vardı.

Galatasaray ilk yarıda belki de net dört gol bulabileceği bir oyunda kalesinde iki gol görerek soyunma odasına gitti.Sarı-kırmızılılar kanatsız uçak gibiydi.Hücumda çırpınıp durdu ancak geri dönüşlere benzinleri yetmeyince Kasımpaşa forvetleri Muslera'nın önünde cirit attı.Castro'nun golünden sonra kontrolünü yitiren Galatasaray aceleci davranıp neyi var neyi yok atağa kalktı.Kalktı ama arkasına hiç bakmadı.Savunmayı unuttu. Bir ara takım 2-2-5 dizilmiş gibi göründü.Kanatlar alıp başını giderken,Paşa'nın ekmeğine yağ sürüyor her rakip atak tehlike olarak kalesine dönüyordu.

İkinci yarıda; Hamza hoca maç öncesi "İnşallah oynatmak zorunda kalmam.Riske etmek istemiyorum" dediği Burak'a sarılmak zorunda kaldı.Oyunun zayıf halkası Olcan'ın bölgesine Umut'u çekti.Takım ilk yarıda sergilediği oyunla özür sırasının kendine geldiğini fark etmişti.Topa daha sağlam bastılar,akıllı oldular ve maçı istediler.Bu da sarı-kırmızılılar adına fark yarattı.

Burak'ın hücumda görünmesi Paşa'ya yetti.Zaten makine gibi işleyen sol kanatta Yasin-Sneijder işbirliği kısa sürede ürün verdi.Üç etkili top getirdiler ve 65. dakikada skor tabelası Galatasaray lehine değişmişti bile.Üç golde Yasin'in asistleri kadar Burak'ın müthiş kafası da konuşulmaya değerdi.Sonrasında Galatasaray oyunu kontrolü altında tuttu.

Maçın kahramanı;geçen haftanın da kahramanı Yasin'di.Çok çalıştı ve etkili oldu.Son vuruşlardaki talihsizliğini asistleri ile giderdi.Maçın gizli kahramanı ise bana göre Hamit'ti.Hiç oyun disiplininden kopmadı.Elini kolunu taşın altına soktu.Çok kritik topları kesti ve oyuna doğru soktu. Chedjou-Hakan ilk yarıda çok yalnız kaldı.Selçuk çok çalıştı,umut golüyle gemisini hareketlendirdi.Telles ilk bölümde ne oynadığını fark etmeden bilinçsizce alanını terk etti,savunmayı unuttu.

Galatasaray çok hassas bir haftayı inanılmaz bir geri dönüşle kapattı.Derbi haftasında puan kaybına tahammülün olmayacağı bir karşılaşmayı kazandı.İkinci yarıda ustalar ve isteyenlerle oyunu geri çevirdi.

21 Mart 2015, Cumartesi 20:25
YAZININ DEVAMI

‘’Eliyle verdi!‘’

Galatasaray ;Trabzon deplasmanına kadar oynayacağı 3 İstanbui maçını da kayıpsız kapatıp derbi yenilgisi unutturacak bir seri peşindeydi akıl olarak.Karşısında ise ligin pozitif futbol oynayan etkili takımı Başakşehir vardı. Zor bir rakip ve zor bir 90 dakika. Hamza hoca da maç öncesi rakibin takım oyununda etkili olduğunu bildiklerini ve önlemlerini ona göre aldıklarını belirtti. Ancak Hamza hoca herkes maç bitti Galatasaray puanları kaptı dediği anda, yaptığı stratejik hatayla doğru giden oyunda dengeleri alt üst etti.Sarı-kırmızılı ekip alıştığımız Arena başlangıcını gösteremedi oyunun ilk bölümünde. Baskılıydılar ama tempo ve hücum zenginliğinden uzaktılar. Nitekim ilk yarıda pozisyon zenginliği rakipten yanaydı.Visca ve Alpaslan ile kritik fırsatları değerlendiremediler. Galatasaray’ın bu arada yarım pozisyonu vardı rakip kalede. Herkes ilk yarı golsüz bitecek derken sahneye Selçuk çıktı. Metin Oktay’ı anımsatan,yatarak yaptığı enfes vuruşla Arena’yı kendine getirdi Kaptan.Gol de ise asistin Sabri Reis’ten gelmesi manidardı.İkinci yarıya da golle başlayınca Galatasaray maçın koptuğunu sananlar yanıldı.Hamza hoca,Olcan-Yasin sol kanat birlikteliği ile doğru başladığı oyunda ,golden sonra Dzemaili’yi oyuna alırken Bruma yerine Yasin’i tercih ederek şaşırttı.Oyunun zayıf halkalarından Bruma yerini Emre’ye bırakabilirdi.Ya da Hamit onun yerine geçer,Dzemaili Selçuk’un yanına gelebilirdi.Bu değişiklik Başakşehir’in ekmeğine yağ sürdü.Sol kanattan bindiren Galatasaray gitti,soldan bindiren Başakşehir geldi.Gol ya da goller geleceğini bağırıyor ama ne yazık ki Hamza hoca kenardan bakıyordu.Bu düzen değişikliğinden sonra sarı-kırmızılı takım rakip kalede tek pozisyon bile bulamadı.Son saniyede gelişen Başakşehir atağında Muslera atılmayı göze alarak olası yenilgiyi önledi.Bu pozisyonda Yıldırım’ın kart rengi sarı yerine kırmızı olabilirdi.

Galatasaray’da sancılar ortaya çıkmaya başladı.Oyunun zayıf halkaları Bruma ve Tarık’dı.Umut kale içinde içeriye dokunduğu top dışında oyunda görülmedi. Ancak tüm eksikler ve handikaplara karşın ayağına gelen 3 puanı elinin tersiyle itti.İki farkla öne geçilen maçta oyunu kontrol altında tutmak varken maceraya yelken açtı.10 dakika sahasında rakibinden 2 gol yedi.Takipçilerinin ekmeğine yağ sürdü.

14 Mart 2015, Cumartesi 20:25
YAZININ DEVAMI

‘’Yetmedi‘’

Galatasaray avantajlı gittiği Kadiköy’den yine eli boş döndü. Müthiş bir ilk yarı izledik. Karşılıklı ataklar derbiye yakışan bir futbol izletti. Galatasaray oyuna tempolu ve baskılı başladı.Selçuk ve Burak’la gole yaklaştı. Selçuk’un akıl dolu vuruşunda Volkan’ın kurtarışı mükemmeldi.20. dakikadan sonra kontrolü ele alan Fenerbahçe rakibini sahasından çıkarmamaya başladı.Bu bölümde de Kuyt ile Diego’nun vuruşları Muslera’da kaldı. Galatasaray ayağa pasla çıktığı sürece oyunu kontrolü altında tutabildi. Hamza hocanın çıkardığı kadro kağıt üstünde akıl taşıyordu. Sağ kanatta Umut’un varlığı; defansif anlamda Caner’in çıkışlarını engellemek, ofansif olarak da Burak’ın yalnızlığına katkıda bulunmayı hedeflemişti.

Planlar tutmadı

Ama planlar saha içinde istendiği gibi gelişmedi. Özellikle ikinci yarıda Galatasaray oyunu sahasında kabullenince Fenerbahçe’nin baskısını yedi. Gole kadar Chedjou ve Muslera bu baskıda takımı adına mükemmel işler yaptı. Sow’un vuruşu maçın kader anı derken, beraberliği kendisine yeterli gören Sarı-Kırmızılılar Kuyt’ın golüyle yıkıldı.

Fenerbahçe istedi...

Galatasaray; Sabri’yle, Sneijder’le, Umut’la yetersiz kaldı. Burak istediği topları alamadı. Çok etkisizdi. Hamit ve Selçuk’un çabaları sonucu değiştiremezdi. Fenerbahçe maçı daha çok istedi. Oyundan çıkanı, gireni tüm birimleriyle 3 puana inanıp istediklerini aldılar. Yarıştan kopacaklarının bilincinde oynadılar. Kader adamları ise Volkan’dı. Galatasaray aslında kötü oynamadı ancak rakibinin iştahını geride bırakamadı. Her topa tankıyla tüfeği ile koşan istediği sonucu aldı. Ancak Galatasaray hala önde. Bu futbolunun üzerine koyarak bu yenilgiyi sadece bir istatistik haline dönüştürebilecek gücü ve avantajı mevcut.

09 Mart 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI