Arama

Popüler aramalar

‘’Vatandaş size güvenmiyor‘’

Ancak ülkemizin gerçekleri farklı. Bu soruları ancak biz sorar, biz cevaplarız.
Ankete 43 bin 372 okur yanıt verdi. Gösterdiğiniz ilgi için gazetem Fanatik ve kendi adıma teşekkür ediyorum.

Türk Futbolu’ndaki yöneticilere futbolumuzu nasıl gördüğünüzü anlatacak bir fotoğraf çekimi yaptınız.
Her yerdensiniz, her kulüptensiniz, çoğunluğunuz futbolseversiniz, çoğunuz kulübünüze aşıksınız, az olanlarınız, ürkütücü olanlarınız, korkutacak kadar çoksunuz...

Siyasetçiler ki; halkımız futbolu sizin yönettiğinizi düşünüyor... Kulüp başkan ve yöneticilerimiz ki; ankete katılanlar sözünüzün eri olmadığınıza inanmış... Kulüpler Birliği üyelerimiz ki; cevap verenler sizin futbola katkı sağlamadığınızı düşünüyor...
Ya ayrılın futboldan, ya da kulak verin futbolseverin sesine...
Hepinize çok teşekkürler...

1- Futbol, Türk insanı için çok önemlidir...
Evet: 40.412 (%93.18) Hayır: 2.960 (%6.82)

2- Lisanslı futbolcu sayısı yeterlidir...
Evet: 13.991 (%32.26) Hayır: 29.381 (%67.74)

3- Lisanslı spor yaptım...
Evet: 20.507 (%47.28) Hayır: 22.865 (%52.72)

4- Futbol bir oyundur...
Evet: 34.660 (%79.91) Hayır: 8.712 (%20.09)

5- Futbol hayat memat meselesidir...
Evet: 8657 (%19.96) Hayır: 34.715 (%80.04)

6- Kazanmak kaybetmek değil, yarışmak önemlidir...
Evet: 29.800 (%68.71) Hayır: 13572 (%31.29)

7- Kulübüm kazansın, nasıl kazanırsa kazansın...
Evet: 8.672 (%19.99) Hayır: 34.700 (%80.01)

8- Türkiye’de altyapıya aktarılan kaynak, yabancı oyuncuya ödenenden çoktur...
Evet: 7.113 (%16.40) Hayır: 36.259 (%83.60)

9- TFF özerktir...
Evet: 10.330 (%23.82) Hayır: 33.042 (%76.18)

10- TFF özerk olmalıdır...
Evet: 37.906 (%87.40) Hayır: 5.466 (%12.60)

11- TFF’yi siyaset yönlendiriyor...
Evet: 30.161 (%69.54) Hayır: 13.211 (%30.46)

12- Kulüp başkanları sözünün eri insanlardır...
Evet: 6.408 (%14.77) Hayır: 36.964 (%85.23)

13- Milli takım ve kulüplerimiz uluslararası müsabakalara sürekli katılmalıdır...
Evet: 42.154 (%97.19) Hayır: 1.218 (%2.81)

14- Profesyonel futbolcularımız profesyonelce yaşar...
Evet: 13.658 (%31.49) Hayır: 29.714 (%68.51)

15- 4 büyükler federasyonlar tarafından korunur...
Evet: 29.459 (%67.92) Hayır: 13.913 (%32.08)

16- İlk 11’de 6 olan yabancı sınırı azdır...
Evet: 15.572 (%35.90) Hayır: 27.800 (%64.10)

17- Kulüpler bazı taraftar gruplarına ücretsiz bilet verir...
Evet: 36.754 (%84.74) Hayır: 6.618 (%15.26)

18- Türkiye’de futbolcudan çok spor hukukçusu vardır...
Evet: 25.960 (%59.85) Hayır: 17.412 (%40.15)

19- Mehmet Ali Aydınlar kararlı bir yönetici profili çizmiştir...
Evet: 6.806 (%15.69) Hayır: 36.566 (%84.31)

20- Mehmet Ali Aydınlar’ın istifa etmesi iyi olmuşur...
Evet: 26.931 (%62.09) Hayır: 16.442 (%37.91)

21- Futbol yorum programları ‘spor’ programıdır...
Evet: 14.958 (%34.49) Hayır: 28.414 (%65.51)

22- Futbol yorum programları ‘eğlence’ programlarıdır...
Evet: 21.840 (%50.36) Hayır: 21.532 (%49.64)

23- 58. madde değişmelidir...
Evet: 7.099 (%16.37) Hayır:36.273 (%83.63)

24- Sporda genel af ilan edilmelidir.
Evet: 5.992 (%13.82) Hayır: 37.380 (%86.18)

25- Sporda şike suçuna hapis cezası olmalıdır...
Evet: 32.594 (%75.15) Hayır: 10.778 (%24.85)

26- Taraftarı olduğum takımın 18 futbolcusunu sayabilirim...
Evet: 41.164 (%94.91) Hayır: 2.208 (%5.09)

27- Bakanlar Kurulu’ndan 5 ismi düşünmeden sayabilirim...
Evet: 27.349 (%63.06) Hayır: 16.023 (%36.94)

28- Kulüpler Birliği’nin futbola katkısı vardır...
Evet: 13.435 (%30.98) Hayır: 29.937 (%69.02)

29- Türkiye’de kazanılan şampiyonlukların büyük çoğunluğu şaibelidir...
Evet: 26.211 (%60.43) Hayır: 17.161 (%39.57)

30- Taraftarı olduğum kulübün şampiyonluklarının büyük çoğunluğu temizdir...
Evet: 36.793 (%84.83) Hayır: 6.579 (%15.17)

Not: Hakan Can'ın anketle ilgili görüşlerine buradan ulaşabilirsiniz...

16 Şubat 2012, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Deplasman kâbusu bitmiyor‘’

Son 2 deplasman maçında Belediyespor ve Samsunspor’a 3’er golle mağlup olan Fenerbahçe Karabük’te de 3 puan bırakıp büyük avantaj kaybetti. Şampiyonluğa oynayan takımlar deplasmanda bu denli kolay kaybeder mi? Belediyespor maçı aslında deplasman sayılmaz, Samsunspor ve Karabükspor da rakip! Elbette her rakip değerli de birisi 16, diğeri 17. sırada!

Sıkıntı büyük...

Emre ve Gökhan’ın yokluğu elbette dezavantaj da, Karabükspor tam takım mı?

Orhan Şam hücum bindirmelerinde üretken değil, son pasları çok başarısız. Alex eski günlerinden çok uzakta. Bülent Korkmaz’ın takımı çok iyi bir alan savunması yaparken, Alex’e göz açtırmadı. Kalabalık arasında boğulan Sambacı da çareyi top almak için orta sahaya gelmekte aradı. Ancak o ön bölgede topla buluşamazsa hücum çok verimsiz kalıyor. Caner sağda iyi oynayamazken, ikinci devrenin en parlak oyuncusu Stoch da tabiri caizse saçmaladı. Hücuma çıkarken geriye dönüp, defanstaki arkadaşlarını ve Volkan’ı çaresiz bırakan pası Cernat’a 2 senedir oynadığı Türkiye’de hiçbir takım arkadaşı atmadı! Yobo kulübeye haykırmasa da belli ki Serdar henüz çok formsuz, ikili uyumsuz!

Son haftalarda olsa “şike” demek işten değil.

İlk 15’te bir gol kaçırıp 5 korner kullanarak başlayan Karabükspor’da Birol, Alex’i adım adım kovalayıp Brezilyalı’yı kendi sahasına çekilip top istemek zorunda bırakırken, kazanılan topta defans arkasına koşup takımını 2-0 öne geçiren golü atmayı da başardı. Tek forvet oynamasına rağmen aldığı her topta rakibi oyalayıp takımının hücuma çıkmasını sağlayan ve ikinci golün pasını Birol’a yuvarlayan Mehmet Yıldız da maçın bir başka kader adamıydı. 2 pozisyonda Volkan’a takıldı ama Serdar’la Yobo’yu feci hırpaladı. Cernat kendisine verilen rolü yine mükemmel oynadı. Stoch’a mükemmel savunma yapan Uğur da unutulmamalı.

On dördüncü deplasmanda 23. puan kaybıÖ Bu takım Saracoğlu’ndan başka stadyumlarda da maç kazanmalı.

Fırat Aydınus’un penaltı kararı yanlıştı.

13 Şubat 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Söz futbolseverin‘’

Bizim spor yorumcularının Türk Futbolu hakkındaki düşüncelerini aşağı yukarı biliyorsunuz. Ben, ‘uzmanlığı’ spor olan gazetenin siz okuyucularının ne düşündüğünü bilmek istiyorum. Bir anket hazırladım. İsim yok, hangi kulübün taraftarı olduğu yok. Detay da yok. Bazı sorular açılmaya muhtaç, farkındayım; ama bugün önemli gelen detaylar 5 sene sonra teferruat olacak. Türk Futbolu hakkında sorduğumuz sorulara cevap verirseniz, yeni federasyon başkanından mevcut kulüp başkanlarına, teknik adamlardan medyaya pek çok kişiye ışık yakacaksınız...

Cevaplarınızı hcan@fanatik.com.tr adresine mail yoluyla göndermenizi ya da fanatik.com.tr adresindeki sitemizden cevaplandırmanızı istirham ediyorum. Dürüstçe cevaplayacağınıza inanıyorum.

Yılın anketi için tıklayın...

12 Şubat 2012, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Klas oyuncu‘’

Necati 100. lig maçında 49. golünü attı dün. İki maçta bir gol atanı gönderip, 2 maçta 1 gol atsın diye onun aldığı paranın 2 katını dökenleri de kulüp yöneticiliğine soyundurmamak lazım!

Engin mükemmel oynadı. Forma onu göbekli gösterse de, temposu yükselmiş. Topu önüne aldığında durdurulamıyor. Yasin, Engin gibi topla gelen yetenekli insanlara tek hamle yaparsa öyle kalacağını, takımının da gol yiyebileceğini bu acı tecrübeyle öğrenmiştir. Engin’in pası da Elmander’in vuruşu da çok güzeldi.

Selçuk önceki 3 maçlık seriden sonra daha üretkendi. Riera’ya biri önceden çalışılmış duran top organizasyonunda verdiği 2 pas mükemmeldi. Oyunun iki yönünü de aynı samimiyet ve beceriyle oynayan futbolculara sahip olmak ne şans!

Emre dışında herkes vasatını yakalamıştı Galatasaray’da. Gaziantepspor’da ise Hikmet hoca 11’ini yakalamaya çalışıyor. Aynı pozisyonda oynayan çok sayıda oyuncu varken, belli pozisyonlarda büyük sıkıntı var. Gaziantepspor düşmez, önümüzdeki sene de kolay kolay yenilmez.

Bülent Yıldırım penaltıları gülerek vermiyor. Topa gitmeyip, topa koşan Necati’yi deviren Karcemarskas’ın faulüne penaltı vermeyen Yıldırım hata yaptı!

05 Şubat 2012, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Semih Kaya‘’

Yeni Bülent bulunmuştur artık...

Terim, Baros’u sahaya gol atsın diye aldı, o arkadaşları korner kullanırken aptalca bir tartışmaya girip muhtemelen küfrederek kendini attırdı. Baros’a teknik olarak güvenilebilir de, sahada kalacağını kim garanti edebilir. Ara transfer dönemi de bitti. Sercan’ın acilen forma girmesi lazım...

Antalyaspor’un 3 pasta biten harika kontratağında bulduğu golün altından çıkmak için çok uğraştı Galatasaray... Bir yandan kar yağışının ağırlaştırdığı zemin, bir yandan çakılı defans dörtlüsünün önündeki beşli orta saha ve ısrarla ortadan hücum yapıp gol bulmaya çalışan Galatasaray!

Antalyaspor neredeyse sıfır hatayla defans yaparken, Galatasaray sıfır beceriyle hücum etti. Kırmızı-Beyazlılar’ın çok iyi yardımlaşarak kapattığı alandan, ortadan delmeye çalışmak hiç de akıllıca değildi. Sağdan Ujfa ve Emre, soldan Riera ve Hakan çizgiye inip nitelikli pas üretmeliydi. Çok az denediler. Duran toplar da dahil kaliteli orta üretemediler. Galatasaray, Baros atılana kadar oyunu Antalya sahasında oynadı ama penaltı dışında Ömer yere yatmadı! Ne hücum zenginliği ama!

Büyük golcüsünü rakibine satmak zorunda kalan Antalyaspor pas yapmadığı, defanstan tek topta rakip sahaya şişirerek oynadığı müsabakada Fatih hocanın bu seneki en büyük üretimi genç Semih olmasa3 puanı da kapacaktı.

Fenerbahçe’nin puanı silinmeyeceği için net olarak söyleyebiliriz ki; balayı bitti!

02 Şubat 2012, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Son uyarı‘’

Hedef büyükse takım oyunu kadar özellikle kalecin ve santrforun birinci sınıf olacak. Sercan’ın bir türlü o iki sene önceki formuna yaklaşamamış olması Baros’suz gecelerde Galatasaray’ı kale önünde etkisizleştiriyor.
Riera’nın iyi oynadığını düşündürdüğü anlarda, bomboşken yaptığı ortaların arkadaşlarının 5-10 metre arkasına düşmesini ise akıl almıyor. Riera çok önemli bir iş yapıp Elmander’i Carson’la karşı karşıya bıraktığında da İsveçli zor olanı yapıp pozisyonu harcadı.
Aslında Sarı-Kırmızılı ekip özellikle ilk yarıda takım savunmasını mükemmel de yapmıştı ama atmak da lazım!
Vederson’un yerine Hakan Aslantaş’ı çekip, sağ kanada da Serdar Aziz’i monte eden Ertuğrul Sağlam orta sahada Melo ve Selçuk’u etkisiz hale getirerek kazandı. N’diaye mükemmel oynayarak boşuna transfer edilmediğini taraftarlarına nihayet kanıtladı. Adem’le birlikte Selçuk’u bu kadar etkisiz hale getirmek büyük başarı. Sestak çok çalıştı, güzel bir gol pası dışında çalışkanlığıyla da fark yarattı. Bursaspor şampiyon kimliğinden hala çok uzak ama sezonun ilk yarısına göre çok daha iyi olduğu ortada. Galatasaray ise hem Baros’un yokluğuna, hem de Melo-Selçuk ikilisinin etkisiz kalmasına karşı çözüm üretebilmiş değil. Son dakikalarda Kazım, Yiğit ve Engin’le oyunu rakip sahaya yıksa da gol üretmeyi başaramadı. Bir pozisyonda Engin geç kaldı, birinde Carson, Kazım’ın önünden kurtardı, en sonuncusunda Elmander iyi vuramadı. Yiğit verdiği iki gollük pasla Kazım’ın yerine kimin oturacağını gösterdi. Küme düşme endişesiyle yaşayan Fenerbahçe Sow’u alıyorsa, Şampiyonlar Ligi hedefleyen Terim de iyi bir golcü aldıracaktır.

29 Ocak 2012, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yalan dünya‘’

Galatasaray, Fenerbahçe düşsün istiyor.

Ne diyordu Galatasaray! “Biz kimsenin düşmesini istemiyoruz. Bizim Avrupa kupalarına katılmamızı riske sokacak bir kararın alınmasına karşıyız!” İnanmıştık. Mehmet Ali Aydınlar ve ekibi Türk futbolunu bu süreçten en az hasarla çıkarmak için UEFA’ya gidip en başta Galatasaray’ın istediği izni kopardı. Galatasaray’ın önüne dostluk köprüsünü kuracak fırsatı da getirdi Aydınlar. Ama, “Bir defaya mahsus da olsa değişikliğe karşıyız” dedi Galatasaraylılar. Sonra eklediler, “Korkmayın en fazla 1-2 takım düşer” ve “Federasyonumuza destek olmalıyız!”
Görüldü ki, amaç üzüm yemek değil, bağcı dövmekmiş.
Galatasaray samimiyet sınavından sınıfta kalmıştır... Galatasaray, Fenerbahçe’nin düşmesini istiyormuş. Onlar manevi yıkımın dışında maddi hasarını tamir etmeye çalışırken dikensiz gül bahçesine çevirdiği ligde şampiyonluk istiyormuş.

Yıldırım Demirören ‘Avrupa’ya gitmeyelim’ dedi.

3 Temmuz’dan bu yana defalarca karar değiştiren kulüp başkanları dün iki saat içerisinde yine karar değiştirerek, rekorlarına imza attılar. Oysa yetişkin, saygıdeğer insanlar değil imzalarına, sözlerine sahip çıkarlar. 2 saat önce neden önerge imzalıyorsunuz, 2 saat sonra neden çekiyorsunuz?
Yıldırım Demirören’in çağrısı kanımızı çektirecek cinsten de olsa dinlenmeli. “Mahkemenin sonuçlanmasını bekleyelim” dedi, “çıkar amaçlı oluşturulmuş Kulüpler Birliği’nin” başkanı Yıldırım Demirören.
UEFA bize diyor ki: “Mahkeme sürecinin bitmesini beklemeden karar verin.” Başkan Demirören, Ali Koç ve diğer Fenerbahçe yöneticileri gibi diyor ki: “Mahkeme sonucu beklensin”
Yani diyor ki, “Gitmeyelim Avrupa’ya”
Beklensin tabii. Fenerbahçe bu sene Avrupa’ya gitmedi de ne oldu? Fenerbahçe hala aynı Fenerbahçe...
Gitmesin bu sene hiçbir Türk kulübü...
Galatasaraylılar da mızıklanmasın. Seçimli genel kurulu toplansın diye imza kampanyası yapsın, bu radikal kararı verecek Galatasaray kökenli bir başkan seçsin.

Aydınlar istifa etmeli...

Mehmet Ali Aydınlar da genel kurul salonundakilere hiç benzemiyor. Mehmet Ali Aydınlar istifa etsin ve Türk futbolu layık olduğu bir başkanla yönetilsin. Karar geç verilirse ve UEFA’ya takım gitmezse hiçbir şeyin sonu değil.
“Tapeleri gördük, emniyete ve savcılığa teşekkür ederiz ama yaptığımız incelemeye göre sahaya yansıyan bir şey olmamıştır” diyecek bir başkan bulunsun.
Nedim Türkmen gibi sürece yardım eden, herkesin söylediği evrensel doğruları söylemesine rağmen son kertede federasyonun önerisine destek veren başkanlar da çekilsin gitsin.
Bir saat önce söylediğini bir saat sonra inkar eden, imzasını reddeden, büyüklerimiz bilir diyenler kalsın.
Herkes layık olduğu adamla yönetilsin.

Aziz Yıldırım haklı...

Aziz Yıldırım cezaevinden mesaj göndermiş ve bir daha söylemiş, “Bizler en az o genel kurul salonundakiler kadar temiziz”
Haklı. İtiraz eden olmadı.
Yıldırım Demirören’in 8-0 hatırlatmasına da çıt çıkmadı.
Bazı 2. ve 3. lig kulüpleri, “Bizim menfaatimiz ne olacak?” dedi, pazarlık yaptı alamadı.
“Herkes masum, biz suçluyuz” diyen Aydınlar’a itiraz eden olmadı.
Güven tazelesinmiş Mehmet Ali Aydınlar...
Siz güvenoyu vermediniz, destek vermediniz, bir çukura çektiniz, orada yapayalnız bıraktınız (kendi kulübü dahil) ve “güven tazele” çağrısı yapacaksınız.
Size kim güvensin. Sözünüze mi güvensinler, imzanıza mı?
Çekilin Aydınlar... Direnmeyin!

28 Ocak 2012, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Utanırlar mı?‘’

Sahaya çıktığın zaman kazanmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaksın. Kural budur. Ancak Ankaragücü’nün ihtiraslı yönetemiyecileri, Ankaragücü benim olsuncuları, başka kimseyi istemem diyecileri, yalan söylerken utanmanyanları, hile yapmaktan çekinmeyenleri Ankaragücü’ne gönül vermiş taraftar için üzülmeyenleri, bizi bambaşka bir noktaya getirdi. Skor 2-0 olduktan sonra Galatasaray bu gencecik isimleri futboldan soğutmasın istedik. Bütün arkadaşları haklı sebeplerle sözleşmesini feshedip başka kulübe gitmişken, dimdik ayakta kalan Aydın gözyaşlarını içine akıtmasın istedik. Bir milyon kemik taraftar yapmak varken, onlarca grup yaratıp, borçlandırıp, hatayı da bir öncekine atanlar utanmıyorlar. Çocukların başı dik olsun istedik.
Sözde Süper Lig... Galatasaray yedekleriyle sahada. Riera, Arsenal ve İspanya Milli Takımı’nda oynamış, Sabri, Gökhan, Çağlar, Ceyhun, Sercan da Türk A Milli Takımı’nda... Düşmeyi bir seferlik kalksın diye oylayacak olan Futbol Federasyonu, talimatlarına yeni bir madde daha eklesin. 15’in üzerinde eski futbolcusuna ödenmemiş borcu olan kulüplere, transfer yasağı getirmesin hemen bir alt lige düşürsün. Ankaragücü’nü bu duruma düşürenler utansın. Gecenin en şık hareketi maç bitiminde Galatasaraylı taraftarların, Ankaragüçlü oyuncuları soyunma odasına alkışlarla göndermesiydi. Galatasaray için antrenman ve rehabilitasyon maçı niteliğindeydi. Gökhan’ın, Emre’nin, Riera’nın, Yiğit’in gol atması oyuncuların özgüveni açısından anlamlıydı. Sarı-Kırmızılılar cumartesi günü Bursa’da gerçek bir lig maçı yapacaklar.

26 Ocak 2012, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI