‘’Anadolu Efes potayı dövdü‘’
Anadolu Efes, istikrarı yakalayamıyor. Tam bir kaç maç iyi oynadılar derken, 'hop' sezon başına dönüyorlar. Özellikle son bir ayda çok kötü şut attılar. Takımın Kovid'e yakalanması, idman yapmamaları ritm düşüklüğüne neden olur ama zaman da geçiyor. Larkin ve Anderson'un olmadığı Efes'te tüm yük Micic'in üzerine kalmıştı Zenit karşısında. İstanbul'dayenildikleri rakibi karşısında kazanmak, sıralama açısından da çok önemliydi. Efes hücumda iyi organize oldu, boş şutları da buldu ama her zaman o şutları gözü kapalı sokan oyuncular, yine potayı dövdü!
Kullanılan 25 üçlüğün sadece 4'ünde isabet bulabildi son şampiyon. Hâl böyle olunca da 67 sayıda kaldılar ve 11. yenilgilerini aldılar. İlk yarı herşeye rağmen kafa kafaya gitmişti ama 2. yarının başındaki hücum verimsizliği sonrası açılan fark bir daha da kapanmadı. Beaubois 1/6, Moerman 1/5, Simon 0/3, Bryant da 0/2 ile üçlük attı.
Eski Efes gibi değil
Efes'in hücumlarına yön veren, basketbol karakterini sahayayansıtan hep kısaları olmuştu. Ama bu yıl geçen yılki performanslarından çok uzaklar. Zenit yarı saha savunmasını çok iyi yapan bir takım. Baktılar şutlar girmiyor, içeriyi kapattılar hücumda da Kulagin ve Karasev'den 4 ekstra üçlük bulunca yollarına devam ettiler. Hâlâ çok maç var ama Efes, eski Efes değil. Sorun biraz da mental gibi görünüyor. 2-3 maçlık galibiyet serisi kaybedilen özgüvenleri yerine getirebilir...
‘’Moerman'dan hayat öpücüğü‘’
Tarihinin en kötü sezonunu geçiren, henüz deplasmanda maç kazanamayan Panathinakios karşısında kolay bir galibiyet bekliyorduk aslında. Ama Efesli oyuncular da böyle düşününce, kâbus bir gibi gece yaşandı Sinan Erdem'de... Takımın tek pivotu Papagiannis'in de olmadığı Panathinaikos'un belki direnç koyacak gücü de yoktu. Ama Efes, çok rahat bir tempoda oynayınca Atina ekibi umutlandıkça maça tutundu. Kazanmak belki akıllarında yoktu ama karşılarında yumuşak bir takım görünce denemeye çalıştılar. Neredeyse yılın sürprizini gerçekleştiriyorlardı belki ama sahanın en formda ismi Moerman buna izin vermedi.
Ritmini bulamadı
Maç boyu pozisyon bulmasına rağmen 28 üçlüğün 21'ini kaçıran Efes, bu nedenle bir türlü ritmini bulamadı. Ribauntlarda da üstünlüğü rakibe kaptıran Lacivert-Beyazlılar, skor üstünlüğünü bir türlü eline geçiremedi. Sonuçta kazanmak önemli ama bu oyun ilerisi için çok umut vermedi. Efes alışık olduğumuz düzenin çok uzağında. Ama bir şekilde kazanmayı başardı.
Stres yükü yüksek
Son hücumda Ergin Ataman, Pleiss'i oyuna alıp sahayı açmayı denedi. Micic, köşede Pleiss'ı bulurken o da boş pozisyondaki Moerman'ı gördü. Bu kadar stres yükü yüksek maçta o şutu atmak hiç de kolay değildi aslında. Ama sahanın en sıcak ismi Moerman, o üçlükle takımını ipten alırken geleceğe de umutla bakmasını sağladı...
‘’Müthiş Fenerbahçe‘’
İki takımda da çok eksik vardı. Fenerbahçe Beko, Vesely, De Colo, Barthel, Shayok, İsmet hatta Henry'nin yokluğunda, Strelnieks, Leuvergne, Milaknis, Webster ve Jankunas'ın olmadığı Zalgiris karşısında ecel terleri döktü ama 4. periyodu harika oynayıp yoluna devam etti. Ligin en kötü takımı olan Zalgiris'e iki kez kaybetmek belki de bütün emeklerin çöpe atılmasına neden olacaktı.
Geçen haftaki Olympiakos galibiyetinin de bir anlamı kalmayacaktı. Ama Sarı- Lacivertliler, coach Djordeviç'in de yokluğunda belki kötü oynadı, iyi hücum edemedi ama her zamanki gibi sahaya karakter koydu. İşin mücadele ve emek kısmını kusursuz yerine getirdi.
Dönüm noktası
Sakat sakat oynayan Henry'nin de devreye giremediği Fenerbahçe'de organizasyon anlamında tüm yük Şehmuz ve Guduriç'e kalmıştı. Fark bir ara 17 sayı olmuştu ama hiç geri adım atmadı Sarı- Lacivertliler. Şehmuz'un kaptığı top sonrası 2.21'lik Blazeviç'in üzerinden vurduğu smaç maçın dönüm noktası oldu. Şehmuz fitili ateşledi, Guduriç kontrolü eline aldı. Polonora çok kritik iki üçlük attı. Yavaş yavaş geri geldi Kanarya ve yaptığı müthiş savunma ile gitti denilen maçı geri getirdi.
Doğru beşi buldu
İlk yarı sadece bir üçlük bulabilen Fenerbahçe Beko, ikinci yarıda Şehmuz 3, Guduriç 2, Polonora 2 ve Biberoviç'le de 1 olmaküzere 8 isabet üretti, dar rotasyonla oynamasına rağmen kendisini Play-Off iddiasında tutan bir galibiyete imza attı. Yardımcı coach Bjedov bu dar rotasyonu çok iyi yönetti. Son periyotta doğru beşi buldu, dakika verdiği herkesten maksimum verimi almayı başardı. Bu yoklukta, çok ama çok önemli bir galibiyet geldi. Tüm takımı tebrik ediyorum.
‘’Fenerbahçe dağıttı!‘’
Fenerbahçe Euroleague’de De Colo, Vesely ve Barthel’in yokluğunda Shayok da sakatlanınca dar bir rotasyona kaldı. Ancak Sarı-Lacivertliler topu paylaştı, coşkulu oynadı ve bu eksiklere rağmen Olympiakos’u sürklase etti. Kanarya 14 farkla ikili averajı da aldı.
Fenerbahçe Beko, 'şu yok, bu sakat' diye sızlanmadan oynadı, gereğini yaptı ve harika bir galibiyete imza attı ilk 4 sıra içinde yer alan Olympiakos'a karşı. De Colo ve Vesely, istatistiklere baktığımız zaman takımın yarısıydı belki. Barthel zaten yok. Shayok da sakatlanınca dar bir rotasyona kalmıştı Sarı- Lacivertliler... Ama sezon başından bu yana yaptıkları en iyi iş olan mücadeleyi, agresifliği daha da arttırdılar. Topu paylaştılar. Coşkulu oynadılar ve bu eksiklere rağmen Olympiakos'u sürklase ettiler. Bu yıl izlediğim en keyifli Fenerbahçe'ydi belki de. Henry, sakat sakat oynamasına rağmen ilk direnişi gösteren oyuncu oldu. Ona Polonara, Pierre, Booker eşlik etti. En önemlisi kenar katkısıydı. Kaptan Melih, kenardan gelip 4/5 üçlük isabeti ile 17 sayıya ulaşırken, Metecan, İsmet, Guduriç, Floyd, Şehmuz büyük katkılar verdi. Takım gibi hücum etti, takım gibi savunma yaptı Fenerbahçe Beko .Özellikle 3. çeyrekte Olymiakos'u adeta boğdular. Rakibi bir periyotta tam 8 top kaybına zorlayan Fenerbahçe savunması, ne kadar kararlı olduğunu da gösterdi. Bu kararlılık karşısında da Olympiakos direnmeyi bıraktı.
Eksildikçe çoğaldılar
Yapılan 27 asist, sadece 9 top kaybı maçı ne kadar istediklerinin ve konsantre olduklarının da bir göstergesiydi. İlk rövanşı aldı Fenerbahçe. İlk yarıda son anda kaybedilen maçlar vardı. Diğerleri de sırasıyla gelecek umarım. De Colo ve Vesely'nin sakatlığı, Play-Off için bizleri umutsuzluğa itmişti belki ama dünkü oyun, hala umutları taze tutmamız gerektiğini gösterdi. Eksildikçe çoğalan bir Fenerbahçe izledik. Devamının gelmesi dileğiyle...
‘’Efes kısa devre yaptı‘’
Anadolu Efes'in ilk 4 sıra ile arasındaki farkı kapatması için önemli bir fırsat maçıydı. Unics Kazan son iki ayın en formda takımlarından. Geçen hafta Barcelona deplasmanında 18 sayıdan, biraz kendi, biraz da hakem hataları ile maç veren Rus ekibi, eksik Efes karşısında da maça 17-0 gibi inanılmaz bir skorla başladı. Efes'te son gün oynamayacakları belli olan Simon ve Micic'in yanı sıra Doğuş ve Buğrahan da yoktu. Eldeki kısalardan Beaubouis de hiç maçın içine giremeyince, tüm yük Larkin'in üzerine kaldı.
Yardımcı çıkmadı
Yine de Dunston ve Larkin'le geri dönüşü başaran, hatta son periyotta öne geçme fırsatını bile ele geçiren Anadolu Efes'i yorgunluk da etkiledi. Larkin ve Dunston 30'un üzerinde dakika alırken, biraz James Anderson, biraz da Singleton dışında bu oyunculara yardımcı olan kimse çıkmadı. Hal böyle olunca, her ne kadar maçı başladığı gibi devam ettiremese de kazanmayı başaran Unics Kazan oldu.
Mücadelede sorun yoktu
İşin mücadele kısmında sorun yoktu. Özellikle hücum ribauntları kovalayan, ikinci, hatta üçüncü şansları bulan Efes çok düşük bir yüzde ile şut atınca 9. mağlubiyetini aldı. Simon-Micic ikilisinden en azından biri sahada olsaydı, işin rengi değişebilirdi. Ama olmadı. Efes'in hala şansı devam ediyor. 2021'in son maçı zaten zor bir deplasmandaydı. Üstüne eksikler de gelince bu sonuç ortaya çıktı. 2022'nin tüm takımlarımıza başarı getirmesi dileği ile.
‘’Micic ipten aldı‘’
Anadolu Efes için harika bir maç başlangıcı oldu. Pleiss'ın üçlükleri, Anderson'un yaptığı ekstra katkı ile ilk periyot 31-21 sona erdi. Hücum gücü kısıtlı, savunmasıyla maç kazanabilen bir takım olan Kızılyıldız'a karşı böyle bir hücum başlangıcı çok değerliydi. Ama Efes ne zaman rotasyona girdi, hiç ama hiç alışık olmadığımız bir şekilde kenardan 'sıfır' katkı aldı. Ligin en kötü şut atan takımlarından biri olan Kızılyıldız da inanılmaz bir üç sayı sayı yüzdesi ile oynayınca maçın rengi değişti. Moerman ve Singleton gibi iki dört numarasından da hiç skor bulamayan Efes, devreyi 46-43 geride kapattı.
Önemli olan kötü günde kazanmak
İkinci yarıda da işler çok iyi gitmedi. Pleiss'ın hücumda verdiği katkının benzerini Dunston savunmada verince temsilcimiz skorda kalmayı başardı. Larkin 9 asist yapmasına karşın hiç üçlük isabeti bulamadı. Micic devreyi sayı atmadan kaparken, ikinci yarıda devreye girince Kızılyıldız'ı takibini sürdürdü Efes. Kalinic önderliğinde skor üretmekte zorlanmayan Belgrad ekibi son 2 dakikaya 81-74 önde girdi.
0.9 saniye kala fişi çekti
İşler hiç yolunda gitmiyordu ama büyük takım olmak böyle bir şey. Savunma sertliğini artıran ekibimiz Micic'in 8 sayısıyla son bölüme 83-82 geride girdi. Sahanın yıldızı Kalinic 10 saniye kala 2 serbest atış birden kaçırdı. Ritmini yakalayan son MVP Micic, 0.9 saniye kala potaya giderken aldığı faul sonrası 2/2 attı, gitti denilen maç Efes'e geri döndü: 84-83. Önemli olan kötü gününde de kazanmayı başarmak. Efes bunu yapmayı çok iyi beceriyor. Micic'in son 2 dakikada attığı 10 sayı da geçen yıl boşuna en değerli oyuncu seçilmediğini de gösteriyor.
‘’Fenerbahçe geliyor‘’
Fenerbahçe Beko, artık gösterdiği mücadelenin, oynadığı basketbolun hakkını almayı öğrendi. Sezon başında elindeki 5-6 maçı son saniyelerde rakibe veren Sarı-Lacivertliler, Baskonia galibiyeti ile seriyi 4 maça çıkardı... Zenit'i deplasmanda yendikten sonra çift maç haftası için İstanbul'a gelen Kanarya, önce Maccabi'yi, dün de Baskonia'yı benzer bir oyundan sonra farklı devirdi, çıkışını sürdürdü. Sezon başından bu yana topa baskıyı Henry önderliğinde çok iyi yapan Sarı-Lacivertliler, artık daha doğru ve akıllı hücum ediyor. Dün de De Colo ve Henry ile şekillenen hücumlar, sakatlanana kadar Booker'ın verdiği katkı ile çok iyi aktı. Savunma zaten harikaydı ve 43-28'lik bir devre skoru geldi.
Kusursuza yakın
3. periyotta savunmadaki agresiflik öyle arttı ki, Baskonia üst üste 5 top kaybı yaptı. Ama bu bölümde Fenerbahçe hücumları cömertçe harcayınca oyun bir türlü kopmadı. Ama sonunda Guduriç, Vesely, Polonara ve De Colo ile öldürücü darbeyi yapan Fenerbahçe 75-53'lük galibiyetle bir anda Play-Off potasına girdi. Atılan 29 basketin tam 22'si asist üzerinden geldi. Buna karşın sadece 7 top kaybına karşılık tam 12 top çaldı Kanarya. Rakip her ne kadar Play-Off seviyesiden uzak bir takım olsa da, hem savunma, hem hücumda oynanan kusursuza yakın basketbol Fenerbahçe'nin tekrar umutlanmasını sağladı. Umarız devamı gelir...
‘’Fener derbi sever‘’
Son dönemde izlediğimiz en keyifli derbilerden biriydi. Pandemi sonrası salon ilk kez tıklım tıklım doluydu bir derbi mücadelesinde. Sahada da inanılmaz mücadele eden iki takım vardı. Fenerbahçe Beko, perşembe akşamı St.Petersburg'da kritik bir galibiyet alıp 48 saat geçmeden derbiye çıkarken, önünde de Euroleague'de çift maç haftası vardı. Bu maça yeteri hazırlığı ve konsantrasyonu sağlayacak olması beklenebilirdi belki ama öyle olmadı.
Aslan hızlı hücumlarla geriden geldi
Galatasaray, bu yılın en iyi hücum takımı görünümünde. Göze hoş gelen, keyifli bir basketbol oynuyorlar. Arkalarında da giderek artan bir taraftar desteği vardı. Ama Fenerbahçe ilk yarıda rakibin skorerlerini çok iyi savundu. Müdafa stratejileri belirleyici olurken, kaptan Melih'in müthiş üçlük performansı sonucu 10 sayılık farka ulaştılar. (52-42). Ama Galatasaray'ın pes etmeye niyeti yoktu. Ekrem Memnun iki Amerikalı uzunu faul problemine girmesine rağmen takımını çok iyi yönetti. Ege ve Sadık gibi iki genç pivotu ile rakibi durduran Galatasaray, hızlı hücumlarla müthiş bir ritm yakaladı ve geriden gelip 4. periyodun başında 7 sayılık avantaj yakaladı: 63-56.
Mola sonrası roller değişti
Ama Djordeviç'in aldığı mola sonrası roller değişti. O ana kadar ortalarda görünmeyen De Colo, kalitesini konuşturmaya başladı. Fransız yıldızın önderliğinde 21-7'lik bir seri yakalayan Kanarya, 77-70 öne geçip maçı da 86-76 kazandı. Melih'in sorumluluk alıp 22 sayı atması, Vesely, Booker ve Pierre'in çift haneli katkılar vermesi bu zor deplasmanın kazanılmasında önemli rol oynadı. Galatasaray, iki uzunu Kravish ve Blackshear'ı neredeyse hiç kullanamadı. Blackshear 19, Kravish ise 6 dakikada 5 faul aldı. Bu kadar sert ve dengeli geçen maçta Galatasaray'a 29, Fenerbahçe'ye ise sadece 14 faul çalınması ise hakemlerin kantarın topuzunu kaçırdığının bir göstergesiydi. Fenerbahçe 32, Galatasaray ise sadece 13 serbest atış kullandı. Bu da belirleyici faktörlerden biri oldu.









































