Fenerbahçe Beko için iyi başlayan ama bu kez iyi biten (!) bir maç oldu St.Petersburg'da... 5-6 maçı kendi hataları nedeniyle kaybeden Sarı-Lacivertliler, bu kez uzun süre başa baş götürdüğü oyunda son dakikada rakibi hataya zorlayıp, kazanan taraf oldu. Hem de Shayok ve Guduriç gibi iki önemli oyuncusunun yokluğunda...

İlk yarıda 22 sayı üretti

Oyunun başında Vesely dışında hiç bir oyuncu skorda devreye giremedi. Çek pivot takımının ilk 15 sayısını atıp ilginç bir rekora imza atarken, skor sürekli el değiştirdi. Devre 41-40 Zenit lehine sonuçlanırken, Vesely takımının 22 sayısına imza atmıştı. İkinci yarıda Vesely'ye yardım eden oyuncu sayısı arttı. Booker sadece bu devrede 10 sayı üretirken, De Colo ve Pierre sorumluluk aldı.

Kırılma anlarını iyi oynadılar

Sarı-Lacivertliler'in bu yıl kaybetse de yaptığı en iyi iş mücadele etmek ve savaşmak. Zenit sahasında kolay pes etmeyen bir takım. Onlar da Lloyd ve Kuzminzkas ile sürekli denedi. 35. dakikada 72-71 ile öne de geçtiler ama Fenerbahçe bu kez kararlıydı. Son dakikada Sarı-Lacivertliler 84-80 öndeyken, savunmada önce Vesely top çaldı. Ardından da Şehmus, topu Lloyd'un elinden aldı, kırılma anlarını bu kez iyi oynayan Fenerbahçe sonunda kazanmayı öğrendi. Önümüzde çift maç haftası var ve Fenerbahçe iki maçı da evinde oynayacak. O nedenle Rusya'da alınan bu galibiyet gerçekten çok değerli oldu. Tabii içeride hata yapmamak kaydıyla...

Euroleague'de sezonun en kaliteli, en keyifli maçıydı. Sezona kötü başlayan ama arka arkaya 4 maç kazanarak çıkışa geçmeye hazırlanan Anadolu Efes, geçen yıl finalde devirdiği Barcelona'ya İstanbul'da uzatmada mağlup olurken, eski oyuncuları Sertaç Şanlı'nın 24 sayılık performansı ve hakem kararları geceye damga vurdu. Son şampiyon, lig lideri Barcelona'ya rövanşı vermemeye kararlıydı aslında. İlk üç periyotta da oyunu domine ve kontrol eden taraf Lacivert- Beyazlılar'dı... Barça sert ve faullu savunma yapıp Efes'i yıpratmaya çalışırken, Sertaç'la çok kritik şutlar soktu ve hücum ribauntlarıyla ayakta kalmayı başardı. 4. periyoda girilirken skor 68-62 Efes lehineydi.

Son topa kadar

Efes, bu bölümde belki de oyunu erken koparmak için biraz aceleci davrandı. Çabuk hücumlardan isabet bulunamayınca Barça 13-2'lik seriyle 35. dakikada 75-70 öne geçti. Ama oyunu bırakmayan Efes, Miçiç ve Larkin'in skorlarıyla maçı 80-80'le uzatmaya götürmeyi başardı. Bu tip başa baş giden maçlarda hakem kararları fazlasıyla belirleyici oluyor. Maç boyu belki 5 defa atılması gereken Jasikevicius'a gösterilen tolerans Ergin Ataman'a gösterilmedi. Sertaç'a çalınan tartışmalı faul sonrası Ataman, iki teknik faul ile oyun dışı kaldı. Keza Larkin'e çalınan 5. faul de, Mirotiç'in oyun dışı kalmasını telafi eder nitelikteydi. Bu faullerle uzatmada 7 sayılık diferans geldi. Efes yine de son topa kadar kazanmayı denedi ama olmadı...

Analiz etmeli...

Kazanılsaydı seri 5 maça çıkacak ve yukarı ile olan fark daha da azalacaktı. Hala sezon uzun. Son bölümdeki hakem hatalarını bir kenara bırakırsak, Efes'in elinde olan bir maçtı ve bitirmeyi başaramadı. Bunun nedenlerini analiz etmeleri gerekecek. Moral bozucu bir yenilgi ama geleceğe umutla bakmak hala mümkün...

Fenerbahçe Beko'nun bu yılki en iyi hücum performansını izledik Monaco karşısında. Her ne kadar Fransız ekibi, yumuşak bir takım olsa da 28 asist üzeri bulunan 96 sayı, daha 3 hafta önce bu salonda 43 sayı atıldığını göz önüne aldığımızda önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçebilir. Ama Fenerbahçe Beko'nun, bu hücum performansına rağmen yine son anlara kadar galibiyeti hissettiğini söyleyemeyiz. Yine bir maç kere öne geçmesine rağmen basit hatalarla ki tam 16 top kaybı yapıldı, (bu negatif haneye yazılan fazla bir rakam) Monaco başta Mike James'in skorer oyunu ile sürekli maçın içinde kaldı.

Pahalıya mâl oluyor!

İkinci yarının başında Guduriç'in üçlükleri ile 53-43 öne geçilmesine rağmen, Henry ve De Colo bir anda oyundan kopuyor. Bu iki oyun kurucunun top kayıpları da pahalıya mâl oluyor. Fransız ekibi Monaco buradan gelip öne geçmeyi başardı, 3. periyot 63-63’lük beraberlikle sona erdi. Ama final bölümünde Vesely, Henry, Guduriç ve Polonara sahneye çıktı ve 20-8'lik seri yakalayıp 83-71 öne geçen Sarı-Lacivertli takım, bir mücadelede daha yürekleri ağzına getirmesine rağmen bu kez oyunu koparmayı başardı.

Olumlu şeyler vardı

Fenerbahçe’de 6 oyuncunun birden çift haneli skorlara ulaşması, paylaşımın yüksek olduğunun göstergesi. Sahada olumlu şeyler vardı. Sarı-Lacivertliler tam 4 maç sonra galibiyetle tanıştı. Ama hâlâ keyif veren bir basketbol ve takım ne kadar önde olursa olsun maçın kazanılacağı hissi yok...

Euroleague sezonunda alternatif kadrolarla milli maçlar oynanırken, dün özellikle Shane Larkin'in dahil olması ciddi anlamda fark yarattı. Belarus karşısında özellikle hücumda çok sorun yaşayan 12 Dev Adam, Büyük Britanya karşısında 84 sayı üretirken 17 farklı galibiyete imza attı. Maça 23-10 geride başladıktan sonra geriden kalan bütün periyotlarda rakibine üstünlük sağlayan Türkiye, Dünya Kupası iddiasını sürdürdü.

Muhsin ve Furkan ikilisi formanın hakkını verdi

Büyük Britanya, Olaseni, Tarık Philip ve Dan Clark gibi oyuncuları dışında bu seviyeler için tecrübesiz isimlerden kurulu. Ama son derece atletik ve enerjik bir takım. Savunmada en az onlar kadar mücadele edip, sertliğe karşılık verince, hücumda başta Larkin olmak üzere Buğrahan, Metecan ve Melih'in yetenekleri farklı galibiyeti getirdi. Muhsin ve Furkan, 5 numaraları pozisyonda dakikaları paylaşırken beklentilerin de çok üzerine çıktılar. Sertaç, Ömer Faruk, Alperen gibi uzunlarımızın yokluğunda bu ikili formanın hakkını fazlasıyla verdi.

Maçın 3. çeyreği sonucu belirledi

Sonucu belirleyen 3. periyot oldu. 37-37 berabere biten ilk devre sonrası, yarı saha savunmasında kolay basket imkanı tanımayan Milliler, ilk yarıda sadece 2 sayı üreten Larkin'in devreye girmesi, Buğrahan ve Melih'in ona destek olması sonucu 60-46 öne geçti. Milli Takım, bir daha da rakibine yakalanmadı. Şimdi şubat ayında Yunanistan'la üst üste 2 kere karşılaşacağız. Onlar da ilk turu çok ama çok eksik bir kadro ile oynadılar. Kazanacağımız iki galibiyet, yaz ayları öncesi bizi oldukça rahatlatacak.

Euroleague'de Türk derbisinde bir Fenerbahçe Beko klasiği yaşandı Ataşehir'de... Üç maçtır kaybeden Sarı-Lacivertliler, 3 maçtır kazanan Anadolu Efes'e oranla galibiyete daha çok ihtiyacı olan taraftı. Nitekim maça da bu anlayışla başladı Kanarya...

Savunma kaynaklı sayı

buldu Henry ve De Colo ile 4/4 üçlükle 18-4'lük üstünlük sağlayan Fenerbahçe, rotasyona girince oyun ritmini kaybetti. Ama bu yıl yaptığı en iyi iş savunma kaynaklı sayı bulmaktı Fenerbahçe'nin... İlk üç periyot bunu harika uyguladı. Baskı sonucu Efes kısalarını top kaybına zorlayan (16), kaptığı toplarla geçiş hücumları bulan Fenerbahçe bir kaç kez maçı çift hanelere çıkardı.

Bireysel performanslarla skoru dengeledi

Efes çok kötü şut atmasına rağmen bir şekilde oyunun içinde kalmayı başardı. Shayok ve kenardan gelen Biberoviç'le de ekstra sayılar bulan, iki oyun kurucusu Henry ve De Colo'nun belki de bu yılki en iyi ortak performansını sergilediği Fenerbahçe, son bölüme 67-56 önde girdi. Ama Efes'te bu kez bireysel performanslar devreye girdi. Shane Larkin arka arkaya üçlükleri gönderirken, Miçiç ve Moerman'ın katkıları ile skor bir anda dengelendi.

Yönetilme şeklinde sorun var...

Burada Fenerbahçe'nin maç sonu oynama beceriksizliği devreye girdi. Önce Henry, sonra Guduriç'le gelen iki top kaybı, De Colo'nun kaçırdığı şut ve daha önce defalarca izlediğimiz avucunun içine kadar gelen maçı kazanamama sorunu... Eğer bir takım 4-5 maçı bu şekilde kaybediyorsa, yönetilme şeklinde de sorun vardır. Efes sakin kalıp, maç sonunu akıllı oynayıp kendisi için çok ama çok önemli bir galibiyete imza atıp hedefe doğru ilerlemeye devam etti...

Euroleague'de Türk derbisi, Milli Takım haftasına denk geldi. Aynı gün A Milli Basketbol Takımımız, Minsk'te Belarus karşısına çıkarken Ataşehir'de Fenerbahçe Beko ile Anadolu Efes kozlarını paylaşacak.

Larkin ve Melih sahada

Her iki kulübümüz de diğer Euroleague takımlarının aksine Milli Takım'a oyuncu gönderme kararı alırken Fenerbahçe Şehmus ve Metecan'a, Efes ise Buğrahan, Tolga ve Erten'e izin verdi. Sadece Melih Mahmutoğlu ve Shane Larkin İstanbul'da kaldı ve bu derbide forma giyecekler. Maç öncesi Fenerbahçe'nin 3 maçlık mağlubiyet serisi bulunurken, sezona kötü başlayan Anadolu Efes ise üst üste 3 maç kazanmış olarak ezeli rakibinin karşısına çıkacak. İvme yakalayan, eski günlerine dönüş sinyali veren LacivertBeyazlılar, daha formda olan taraf. Ama Fenerbahçe Beko da sadece 3 galibiyette olmasına rağmen dönem dönem çok önemli performanslar sergiledi. İstikrar sorunu yaşayan SarıLacivertliler son üç maçta hücumda büyük sıkıntılar çekiyor. Milano'ya, 43, Bayern'e 63, Zalgiris'e ise 75 sayı atabilen Fenerbahçe Beko, kaybettiği bu üç maçta ortalama sadece 60 sayı üretebildi.

Yabancıların performansı belirleyici olacak

Uzun süredir oynamayan Barthel'in yanı sıra Deyshawn Pierre'in de durumu maç saati belli olacak. Anadolu Efes'te ise ameliyat olan Doğuş Balbay 3 ay salonlardan uzak kalacak. James Anderson'un durumu da maç saati netlik kazanacak. İki tarafın eksiklerle çıkacağı mücadelede yabancıların performansı belirleyici olacak...

Anadolu Efes'in hafızası geri geliyor... 3 yıldır Avrupa'nın zirvesinde yer alan bu takım, sezon başı neredeyse basketbol oynamayı unutmuş gibiydi. Bazı mazeretler kabul edilebilirdi ama bu düşüşü anlamlandırmak mümkün değildi. Adeta neler yaptıklarını unutmuş gibiydiler. Ama yavaş yavaş, Efes geçmişi hatırlamaya başlıyor... Önce Alba Berlin, ardından Olympiakos, şimdi de Monaco galibiyeti... En önemlisi kazanırken keyif veren, koşan, doğru basketbol oynayan bir takım vardı sahada. Özellikle de ilk yarıda. Beaubois sezonun en formda ismi. Olympiakos maçında bıraktığı yerden devam etti. Pleiss, Moerman ve Petrusev skora katkı yapınca ilk yarı tam 58 sayı buldu Lacivert Beyazlılar. Monaco ikinci yarıda tempoyu kontrol etmeye çalıştı. Bunda da başarılı oldu ve 4. periyodun başında farkı 6 sayıya kadar indirdi... Alan savunması Efes'in dengesini biraz bozmuştu.

İniş-çıkışlar çok oldu

Ama bu kez Simon ve Larkin devreye girdi. Singleton da kritik bir üçlük atınca Monaco yelkenleri tekrar suya indirdi. Savunma kaynaklı sayılar da buldu Lacivert-Beyazlılar... 25 asist, 9 top çalma ve atılan 98 sayı... Her şey mükemmel mi? Tabii ki hayır. Bu oyunu 40 dakikaya yayabilseler 110 sayıya bile ulaşabilirlerdi. İniş-çıkışlar çok oldu. Ama her şeye rağmen sezon başına oranla önemli yol kat etti Efes takımı. Devamının gelmesi dileğiyle...

Anadolu Efes'in geçen haftaki Alba Berlin galibiyeti sonrası, biraz daha kendine gelebilmesi için mutlaka kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. 6 galibiyeti de Atina'da alan Olympiakos, henüz deplasmanda kazananamıştı. Efes, ilk üç periyot fena hücum etmese de çok kötü savunma yaptı. Olymipakos'un savunma ve hücum düzeni belli. Disiplinli bir şekilde aynı basketbolu oynuyorlar. Beaubois 40 dakika boyunca en istikrarlı katkıyı veren isimdi. 3. periyotta Efes 2-3 defa 8 sayılık farklara ulaştı ama maçı bir türlü koparamadı. Dorsey ve Sloukas gibi hücumdaki iki kilit ismi etkisiz hale getirmesine rağmen Vezenkov ve Fall'a engel olamadı Efes. Final bölümüne girilirken skor 68-66'ydı.

Micic oyunu kopardı

Bu periyotta Efesli oyuncular karar verdi. Savunma öyle konsantre hale geldi ki Olympiakos tam 5.5 dakika sayı üretemedi. Skor 74-66 oldu, Efes arka arkaya 3 boş üçlük kaçırdı. Ama dördüncüde Micic isabeti bulunca skor 79-66 oldu, oyun da orada koptu. Lacivert-Beyazlılar, son periyotta rakibi sadece 3 sayıda tutup, 19 farkla kazanmayı başardı.

Bartzokas çıldırdı!

Olympiakos coachu Bartzokas, 7 saniye kala Efes'in hücum etmeyeceğini düşünerek Ergin Ataman'ı tebrik için yürümeye başladı. Ama Ataman, Beaubois'ya 'potaya git' diyince, Efes 2 sayı daha buldu. Bartzokas çıldırdı ama Ataman kesinlikle haklı. Sezon sonu sıralamayı ikili averajlar belirliyor. Her sayının önemi var. Atina'daki maçı Olympiakos'un 19 sayıyla kazanamayacağını kim garanti edebilir ki. Yunan coachun yaptığı çok gereksiz bir çıkıştı