Arama

Popüler aramalar

‘’Zafer‘’

Rusya’da tarihinin en kötü savunmalarından birini yapıp 109 sayı yediği maçı kaybeden Anadolu Efes için Nizhny Novgorod rövanşı çok büyük anlam taşıyordu. Özellikle İstanbul’da kaybettiği Laboral maçıyla, hem şansını riske atan, hem de altındaki tüm takımları potaya sokan Anadolu Efes, yine kopuk kopuk oynadı ama sonunda kazanmayı bildi: 79-75.

Heurtel’in işine yaradı

Maça yumuşak başlayıp, 4 dakikada potasında 14 sayı gören temsilcimiz, daha sonra toparlandı. Sahadaki hızlı tempo, en çok Heurtel’in işine yaradı. İstediği açık alanları bulan, ikili oyunlar sonrası ya atan ya da attıran Fransız oyun kurucu, devreyi 8 sayı, 6 ribaunt ve 6 asistle tamamlarken, kenardan gelen Bjelica 4 dakikada 10 sayı atıp, skoru çeviren isim oldu. Parakouski ile eşleyen Karadağ’lı, rakibi üzerine çıkmayınca şutunu kullandı. Parakoushki ona yaklaştığında ise yanından geçip turnike attı, iki kez üst üste basket faul aldı. Efes, 7 sayı geriden gelip devreyi 48-39 önde tamamladı.

Üçlükler fark yarattı: 75-57

Nizhny’de takımın iki skoreri Kinsey ve Thompkins yoktu. Hücum güçleri çok sınırlıydı. Efes, Cedi, Birkan ve Draper’ın üçlükleri ile önce 64- 50’yi, 35’te de 75-57’yi buldu. Rahat bitecek gibi düşünülen maçın kalan 5 dakikasında potasında 18 sayı gören Lacivert-Beyazlılar, biraz kabus yaşadı ama sonunda kazanmayı bildi. Efes’in önünde Olympiakos ve Fenerbahçe deplasmanları var. İç sahada da Milano maçı. Bu galibiyet onlara derin bir nefes aldırdı. Ama sadece Milano galibiyeti çeyrek final için yeterli olmayabilir.

20 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Konsantre olursa sorun olmaz‘’

Okyanusu geçen Fenerbahçe Ülker, şimdi derenin kıyısında. Üst üste 8 deplasman kazanıp, ilk iki, doğal olarak Final-Four için büyük avantaj yakalayan ekibimiz, bu yıl üç kez yendiği Milano karşısında, derede boğulmamaya çalışacak. Milano 3 galibiyette ama hiç bir zaman kolay lokma olmadı. Şansı devam eden, halâ hayatta olan her takım çok tehlikelidir.

CSKA dönüşü, eksik Nizhny Novgorod’a karşı çok iyi konsantre olan Fenerbahçe’nin, bugün de yapması gereken tek şey konsantrasyon. Obradovic ve takımı çok kararlı. En ufak bir ciddiyetsizliğin çok pahalıya malolacağının farkındalar. Milano, yıldızlara sahip ama takım olamadı. Savunmaları yumuşak. CSKA ve Olympiakos galibiyetlerinin anlamlı olması için bugün mutlaka galip gelinmesi gerekiyor. Formda Fenerbahçe’nin yine bir şekilde kazanmanın yolunu bulacağına inanıyorum.

20 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan'dan farklı rövanş‘’

15 gün içinde 4. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi izledik... Euroleague’de rakibine elenen Galatasaray Odeabank, ‘ligin kralı benim’ dedi... Statü gereği 4 yabancı vardı sahada. Bu durum aslında Galatasaray için dezavantaj gibi gözükse de, saha içinde bunu hissetmediler. Sarı-Kırmızılılar’da Casas, Euroleague maçlarında 30 dakika sahada kalırken, Kanarya’da N’Dour zaten hiç oynamıyordu.

İlk çeyrekte öndeydi

3 gün önce Beşiktaş’a yenilip derbi kaybeden Fenerbahçe, maça çok yumuşak başladı. Cim Bom, Nevriye ve Lyttle’la kolay basketler bulurken, 6. dakikada 16-9 öne geçti. Kanarya’da kenardan gelen Tuğçe 5, Biba da 6 sayı atınca bir anda oyunun rengi değişti ve ilk periyotu evsahibi 20-19 önde bitirdi. Biba’nın bu son saniye üçlüğü, Fenerbahçe’nin maçta ilk ve son kez öne geçtiği an oldu. İkinci çeyrekte Fenerbahçe 4 dakika sayı atamayınca, Martinez ve Dubljeviç ile skor bulan Sarı-Kırmızılılar, 15.30’da 11-2’lik seriyle skoru 30-22’ye getirdi. Devre Deniz’in son saniye üçlüğü ile 28-36 bitti.

Charles’e özel önlem!

3. periyot ise Galatasaray’ın oyuna damgasını vurduğu bölüm oldu. Coach Ekrem Memnun, Fenerbahçe’nin yıldızı Tina Charles’ı yardımlaşmalı savunma ile etkisiz hale getirdi. Charles bırakın şut atmayı, pas bile alamayınca, Kanarya dış şutlara kaldı. Ama 26. dakikada fark 19 olduğunda (33-52), Sarı-Lacivertliler kullandıkları 17 üçlüğün 14’ünü kaçırmıştı. Savunma stratejisi tutan, hücumda da bütün yıldızlarını devreye sokan Aslan, 33-55’le en büyük farkı yakaladı. Son çeyrek formalite icabı oynandı, Galatasaray tam iki yıl aradan sonra rakibinden bir deplasman galibiyeti çıkarıp normal sezon liderliği yolunda çok büyük bir avantaj yakaladı.

19 Mart 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Derbi kralı Aslan‘’

Son yıllarda izlediğim en keyifsiz, sakarlıklar, şanssızlıklarla dolu bir derbiydi. Gülen taraf yıl boyunca sorunlar yaşayan Galatasaray Liv Hospital oldu. Ergin Ataman’a tepkiler nedeniyle daha 1. periyotta iki anons yapılırken, Broekhoff’la çarpışan oyunculardan Kerem Gönlüm ve Doğan Şenli de hastanelik oldu. Dettmann yönetiminde Karşıyaka deplasmanında 15 üçlük isabet bulup kazanan Beşiktaş, derbiye de 2/2 üçlükle başladı. ‘Kartal bıraktığı yerden devam ediyor’ diye düşünürken, bu Beşiktaş’ın ilk ve sona öne geçmesi oldu. 6-2’den sonra 11-0’lık seriyle 13-6 öne geçen Cim Bom, son periyotta rakibine yakalanmasına rağmen Pocius, Micov ve Erceg’in kritik üçlükleri ile üst üste ikinci derbi galibiyetini aldı. Kartal 31 iki sayılık atışın 19’unu, 25 üçlüğün de 16’sını kaçırdı. Holland’ın durum 65-62 iken kaçırdığı son üçlük de, maçın sonucunu belirledi.

Kartal’ın mazereti ne?

Çok dar bir rotasyonla pazartesi ve perşembe iki maç yapıp, 48 saat geçmeden derbiye çıkan Galatasaray’ın durumu kabul edilebilir belki ama bir haftadır sadece bugüne hazırlanan Beşiktaş’ın bu kadar savruk, düşük yüzdeli ve konsantrasyondan uzak oynamasının mazereti ne olabilir, merak ediyorum.

15 Mart 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'den Final-Four adımı‘’

Bütün şampiyonluk adaylarını teker teker denize döküyor Fenerbahçe. İstanbul’da gerek kendi, gerekse hakem hataları ile verdiği maçların rövanşını, hem de skor farkıyla alıyor. CSKA ve Olympiakos’u deplasmanda yeniyorsan, Final-Four ve şampiyonluğun en büyük adayısındır. Büyük bir değişim yaşıyor Obradoviç’in Fenerbahçe’si Top 16’da...

En önemlisi yaptıkları müthiş savunma ve oyun konsantrasyonundaki devamlılık. Son 3 yılda 2 şampiyonluk kazanan Olympiakos’u Atina’da 64 sayıda tutmak (taktik fauller olmasa 50’lerde kalacaklardı) her babayiğidin yapacağı iş değil. Obradoviç’in savunma stratejisi harikaydı. Spanoulis’i devre dışı bırakınca, Olympiakos’un da duracağını düşünen tecrübeli teknik adam, Yunan yıldıza sürekli ikili sıkıştırma yapıp, diğerlerini biraz riske etti. Çünkü Spanoulis coşmadığı sürece, maçı alıp götürecek ikinci bir yıldızı yoktu düzen basketbolu oynayan Olympiakos’un. Savunmadaki vidalar sürekli sıkıldı.

Olympikakos çeyreklerde 19-16-15 ve 14 sayı atabildi. Galibiyetin kilit noktalarından biri de ribauntlardı. Tam 12 hücum ribaundu aldık, sadece 4 tane verdik. İyi savunmamızı, aldığımız ribauntlarla ödüllendirince Olympiakos neredeyse hiç ritm bulamadı. Hücumda da hem takım olarak hem de bireysel olarak harikaydı Sarı-Lacivertliler...

7 üçlüğün 6’sında isabet bulan Goudelock, ‘Dostluk ve Barış’ tribünlerini deliye döndürdü. Attığı her basket sonrası, Yunan taraftarların sesi biraz daha kısıldı... ‘Buz adam’ Bjelica kritik anlarda hiç eli titremeden öyle üçlükler attı ki, her seferinde Olympiakos’un direnci biraz daha kırıldı. Zizis ve Hickman hücumları çok iyi organize etti. Oğuz’un aldığı 4 hücum ribaundu çok değerliydi. Bu kadar yüzdeli üçlük atarken, kaçan şutları da toplamamız, Olympiakoslular’ın sinirlerini fazlasıyla bozdu. Forma giyen her oyuncu maksimum katkı verince Atina’dan sayı averajını da hesaba kattığımızda ‘çifte zafer’le dönüyor Fenerbahçe. Bundan sonra ilk iki, doğal olarak da Final-Four şansımız çok fazla.

14 Mart 2015, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener, zoru kolay yaptı‘’

Son şampiyon Galatasaray Odeabank, bu yıl Avrupa macerasına veda ederken, son iki yılın finalisti bir kez daha şampiyonluk kovalamak için Final-Four’un yolunu tutacak.

İlk iki maçın aksine, tamamen Fenerbahçe’nin hakimiyeti altında geçen bir derbi izledik. Galatasaray, hücum opsiyonları sınırlı bir takım. Lyttle, Nevriye ve Dubljeviç gibi uzunların orta mesafe şutları ile skor
üretiyorlar. Kanarya, ilk iki derbide çok yanlış strateji ile oynamıştı. Ama coach Winnicki, takımı adına dün doğruyu buldu. Galatasaray uzunları her topu aldığında ters taraftaki kısa oyuncuyla ikili sıkıştırma yaptı. Rakibin dış şutlarını riske etti. Keskin şutörü bulunmayan Sarı-Kırmızılılar içeriden sayı bulamayıp, 18 üçlüğün 15’ini de kaçırınca oyunun içine hiç giremedi. Daha doğrusu buna Fenerbahçe savunması izin vermedi.

İyi savunma, hücumların da güvenli ve rahat olmasını sağladı. Galatasaray’a oranla çok fazla hücum silahı bulunan Sarı-Lacivertliler, süper yıldızı Tina Charles, serinin en istikrarlı oyuncusu Biba ile potaya
rahat giderken, oyun kurucular Birsel, Bojoviç’ten de çok katkı aldı. Kenardan gelen Tuğçe de, özellikle savunmasıyla seriye etki etti.

Fenerbahçe, bir kez daha finalist olmaya çok yakın. Yarı finaldeki rakip Prag, evsahibi olmasına rağmen, diğer yarı finalde karşılaşacak Ruslar, Kursk ve Ekaterinburg kadar güçlü değil.

İki sezon finali kaybetmişlerdi, bu yıl şampiyonluk neden olmasın...

Galatasaray’a gelince... Sezona 5’te 0 ile başladılar. Şampiyon kadrodan bir çok yıldız gitmişti, şanslarını sonuna kadar zorladılar. Coach Ekrem Memnun ve takımı, mevcut şartlara göre iyi iş çıkardılar diye
düşünüyorum...

Fenerbahçe taraftarı, bir derbinin sıfır küfürle seyredilebileceğini gösterdi. Onları da tebrik ediyorum.

12 Mart 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’..Ve son derbi‘’

Ekaterinburg’daki Euroleague finalinde karşı karşıya gelen ve Türk spor tarihine geçen iki ezeli rakibi, kader bu kez çeyrek finalde eşleştirdi... Galatasaray Odeabank’ın şampiyonluğu ile sonuçlanan Euroleague finalinin rövanşında bu kez kozlar Final-Four’a kalabilmek için paylaşılacak. İki yıl üst üste final oynayan ama kaybeden Fenerbahçe, saha avantajına sahip olan taraf. Galatasaray ise şampiyon unvanı ile Ülker Arena’ya gelecek.

Cim Bom 5’te 0’la başladı

Son şampiyon bu yıl güç kaybetmesine, gruptaki ilk 5 maçı yitirmesine rağmen pes etmedi, son maçta dördüncü olmayı başarıp çeyrek finalde Fenerbahçe’nin karşısına çıktı. Sarı-Lacivertliler ise son yıllarda alışılageldiği üzere grubu yine lider bitirdi. Ama 5 yıldır takımın yıldızı olan Angel McCoughrty’nin ayrılmasının ardından biraz bocalar gibi oldular.

Kıran kırana geçiyor


İki takım sahalarındaki maçları kazandı ve durum 1-1. İki maçta da ev sahipleri devreyi önde bitirdi ama konuklar ikinci yarı oyuna ortak oldu. Çok çekişmeli geçen maçlarda galibi son toplar belirledi. Fenerbahçe evinde 58-56 kazanırken, Galatasaray Abdi İpekçi’de 59-57 galip geldi. Yine çekişmeli bir derbi bizi bekliyor. İki takım arasındaki son 13 maçta deplasman takımları hiç kazanamadı. Bu istatistik, Fenerbahçe’yi az da olsa avantajlı kılıyor.

11 Mart 2015, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’5.5 kişi ile gelen zafer‘’

Galatasaraylılar’ın uzun yıllar hatırlayacağı, yıllarca birbirine anlatacağı, oyuncuların da torunlarına aktaracağı bir zafer kazanıldı dün Abdi İpekçi’de... Yokları saymıyorum. Olanlar Micov, Young, Kerem Gönlüm, Carter, Erceg ve topallayarak ama 24 sayı, 4 ribaunt ve 3 asistle gerçek bir kahramanı oynayan Sinan Güler...

Kimse ihtimal vermiyordu belki kazanacaklarına. Maç oynanırken de, ‘bir yerden sonra yorulacaklar’ diye düşünüyordum. Ama yorulmak bir yana, dakikalar ilerledikçe performanslarını da artırıyorlardı. Sinan ve Erceg 40’ar, Micov ve Carter da 37’şer dakika oynadılar. İnanınca, motive olunca, karar verince ‘insanüstü’ şeyler de olabiliyormuş... Güçlerini, faullerini idareli kullandılar, akıllı oynadılar, akıllı hücum ettiler... Sonunda da taraftarlarını fazlasıyla mutlu ettiler. Ergin Ataman’ın yokluğunda, Yağızer Uluğ da tecrübeli bir coach gibi takımı yönetti. Çok fazla alternatifi yoktu belki ama kritik ve doğru anlarda molalar aldı, doğru müdahaleler yaptı...

Son bir söz de yönetime... Bu takım sezon boyunca buna benzer bir çok iş yaptı... Oynayanlar formanın hakkını sonuna kadar verdi... Hatta takımı terk edip gidenler bile... Artık haklarını almaları gerekiyor.

Fenerbahçe Ülker cephesine gelince... 5 kişilik Galatasaray bütün maçı önde götürürken, Obradadoviç sürekli momentumu değiştirmek için birşeyler yaptı durdu. Ama denediği hiçbir hamle çare olmadı. Çünkü çoğu yanlış hamleydi. İlk önce rakibi faul problemine sokmaya çalışması gerekiyordu. Bunun için de topu pota altına indirmesi, kısaların da potaya fazlasıyla penetre etmesi gerekiyordu. Fakat o, Zoriç’i dışarıda bıraktı, Oğuz ve Semih’e ise hiç tahammül edemeden yanına aldı. Oyunun büyük bölümünü 4 kısa oynayıp, Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü. Dış şuta dayalı hücum anlayışı da, rakibin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Galatasaray’ın oyun kurucusu yok. Bu işi Sinan yapıyor. Sakat ayağıyla top getiriyor. Fenerbahçe baştan itibaren tam saha baskı yapsa, hem Sinan, hem de diğerleri daha çok yıpranacak. Ama rakibi yarı sahada alıp onlara oynama fırsatı verirsen, yarım takımdan 92 sayı yersin.

10 Mart 2015, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI