Arama

Popüler aramalar

‘’Anadolu Efes pes etmeyecek‘’

Top 16’yı çok inişli-çıkışlı oynayan, çeyrek finali Laboral’den çok hak etmeyen Anadolu Efes, Play-Off’ta Final-Four’u sonuna kadar hak eden bir oyun ve mücadele sergiliyor. Hem de son iki yılın finalisti, en büyük favorilerden Real Madrid’e karşı... Seri başlamadan da, Efes’in en büyük kozunun İvkoviç olacağını, tecrübeli coachun, Real’i eleyebilmek için bir yol bulabileceğini belirtmiştim. Nitekim kaybettikleri iki maçı da, elleriyle hediye ettiler. İvkovic, Real’i çözmüş. Play-Off serisinde, Real özkimliğine bürünemedi, bölük börçük oynadı ve bazı oyuncuların bireysel çabaları ile sonuca gitti. Mental üstünlük bence Efes’e geçti. Final-Four’a evsahipliği yapacak olan ve baskı altında olması beklenen Real, o baskıyı ve stresi artık iliklerine kadar hissetmeye başladı. Bu dışarıdan da görülüyor. Bugün Efes’in yine iyi savunma yapıp, Real Madrid’e istediği alanları ve ritmi vermeyeceğini ve seriyi eşitleyeceğini düşünüyorum. Düğüm Madrid’de çözülecek gibi duruyor.

23 Nisan 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efes, İpekçi'de 'dejavu' yaşattı‘’

Anadolu Efes-Real Madrid serisinin anahtarı belli oldu. Zaten çok az tahmin ediliyordu. Skor 80'lerin üzerine çıkarsa Real, 70'lerde kalırsa Efes avantajlı olacak. Nitekim normal sezonda temsilcimizin Real'i İstanbul'da 75-73 yendiği maçın neredeyse kopyası oynandı tam 5 ay sonra. O maçı da Janning'in son saniye basketiyle kazanmıştı Efes, bu maçı da Janning'in son saniye basketi ile. Birisi iki sayılıktı, dünkü 3 sayıdan geldi. Efes'i seride hayatta tuttu.

Daha 10 gün önce performansından memnun olunmadığı için TBL lisansı iptal edilen Janning, 5/7 üçlük isabeti ile sahanın yıldızı olurken, galibiyeti getiren basketi de atıp kahramanlaştı. Kaderin cilvesi bu olsa gerek.

Şimdi, Madrid'de kaçan galibiyetlere daha çok yanıyor insan. O iki maçı da Efes'in kazanması işten bile değildi ama oolmadı. Dün Final Four'a adını yazdırma ihtimali vardı Efes'in ama o ihtimal hâlâ capcanlı devam ediyor... Efes, Real'i yeneceğini, hatta eleyebileceğini İspanya'da görmüştü. Dün de müthiş bir savunma performansı, müthiç bir enerji koydular ortaya. Cedi, Janning, Saric gibi gençler enerji patlaması yaratırken tecrübeli Krstic olması gerektiği gibi, pota altının 'kral'ı gibi oynadı. Efes, serinin her maçında daha da gelişiyor, daha da büyüyor.

İlk maçı 13, ikinci maçı 17 sayıdan veren temsilcimiz dün de son 2 dakikaya 7 sayı önde girdiği maçı az kalsın kaybediyordu ama bu kez şans hak edenin yanında oldu. Fark 13'e çıktıktan sonra 'tekme-tokat yapılan savunmaya göz yuman hakemler, 7 saniye kala Carroll'a Perperoglou'nun yaptığı taktik faulü çalmadı ve 3'lük yememize neden oldu. Ama Janning bu kez hem hakemle oynayan İspanyollar'ı hem de hakemleri etkisiz hale getirdi.

Efes'in ikinci maçı da kazanacağını düşünüyorum. İspanya'da Final Four'u İspanyollar'ın elinden almak zor belki ama, geride kalan 3 maçta Efes'in Final-Four'u daha çok hakettiğini söyleyebilirim.

22 Nisan 2015, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Favori Fenerbahçe‘’

Gerek oyuncuların bireysel, gerekse takım oyunu anlamında sürekli geliştiği, performansı istikrarlı bir şekilde yükselen bir Fenerbahçe Ülker izliyoruz bu sene. O performans da, tam olması gerektiği anda, yani kaybetmenin telafisinin olmadığı maçlarda tavan yaptı. Bu tabii ki, bir takımı şampiyonluğa taşımayı en iyi bilen Obradovic sayesinde oldu. Sezon başındaki Fenerbahçe ile, şimdiki Fenerbahçe arasında, sezon başındaki Goudelock’la, şimdiki Goudelock arasında, sezon başındaki Vesely ile şimdiki Vesely arasında dağlar kadar fark var. En çok eleştirdiğimiz konu, kadro yapısındaki sorunlar, takıma gerçek bir oyun kurucu alınmaması ve takım savunmasındaki zaafiyetlerdi. Zizis’in gelmesi, Fenerbahçe’nin sorunlarını bir çırpıda giderirken, Obradovic’in tek tek baktığımızda iyi savunmacılardan oluşmayan bir oyuncu grubundan üst düzey savunma yapan bir takım yapması onun farkını gösterdi.

Savunma güçlendi, zafer geldi

1.5 yıldır bu takımın kenarda bir ‘aklı’ vardı ama saha içinde topu teslim edebileceği bir ‘beyni’ yoktu. Zizis, belki bireysel olarak çok gösterişli oynamadı ama, onun tecrübesi, zekası, saha görüşü, yanındaki herkesin değerini artırırken, üzerindeki yükü azalan Hickman bile performansını ikiye katladı. Yunan oyun kurucu, Maccabi serisinde bireysel oyununu da üst seviyelere çıkardı. Emir, Bogdanoviç, Goudelock, Bjelica gibi topa yön veren oyuncuların varlığı ile hücumda hiç sıkıntı çekmeyen Kanarya, deplasmanlarda 85-90 sayı yiyen savunmasını da 65-70’li sayılara çekince Final-Four’un yanı sıra, şampiyonluğun da en güçlü adayı haline geldi.

Rakiplerin hiçbiri kusursuz değil

Madrid’de rakipler aşağı yukarı belli. Fenerbahçe ve Obradovic’in performansını daha da artıracağı belli. Tel Aviv’de takımla beraberdim. Coach zaten Final-Four’la yetinmez ama oyuncuların tamamı işlerinin bitmediğinin farkında. Çünkü kazandıkça keyif alıyorlar ve bu keyiflerinin bozulmasını istemiyorlar. Özgüven üst düzeyde. Nasıl bir güçe sahip olduklarının bilincindeler. Euroleague şampiyonluğunun kazanılması için sadece 2 galibiyete ihtiyaç var. CSKA, Real, Barça, Olympiakos büyük güce sahip. Ama hiçbir takım kusursuz değil. Orada en tecrübesizi belki Fenerbahçe olacak ama CSKA ve Real ne kadar favoriyse, o kadar da favori olacak...

22 Nisan 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sıra şampiyonlukta‘’

Tel Aviv’de, binlerce coşkulu taraftar önünde kazanmak kolay iş değil. Çoğu takımın, çoğu oyuncunun bu atmosferde eli ayağı titrer. Ama Fenerbahçe Ülker o kadar kendinden emin, o kadar özgüvenliydi ki, el yakan saniyelerde bile bir an için bile olsa kaybetme ihtimalini düşünmedi. Tedirgin olan, taraftarı arkasına alan Maccabi, rahat olan Fenerbahçe’ydi. Nitekim bu rahatlık ve özgüven oyuna fazlasıyla yansıdı.

‘Büyük oynadı Fenerbahçe’

Kaç kere oldu sayamadım, Maccabi’nin yaptığı her hamleye anında cevap verdi Sarı-Lacivertli yıldızlar. Tam Maccabi skoru dengeliyor, taraftar coşmak üzere, ya Bogdanoviç, ya Emir, ya Goudelock, ya da Vesely, kalkıp en zor basketi atıyor, binlerce taraftar yerine oturuyor homurdanarak... Büyük oynadı Sarı-Lacivertliler... Başta Nikos Zizis... O, bugünler için transfer edildi. İlk direnişi koyan isim Zizis oldu Fenerbahçe adına.

‘Vesely, Bjelica’yı aratmadı’

Maça tam onların istediği gibi başladık. Maccabi’ye açık alan vermemek, tempoyu hızlandırmalarını engellemek gerekiyordu. Ama Maccabi üçlük ve smaçlarla başladı, bir anda 13-5 öne geçti. Büyük takım, büyük oyuncu olmak böyle birşey. Hiç geri adım atmadılar, o kötü başlangıca rağmen maçı kendi istedikleri tempoya getirdiler. Zizis’e, Bogdanoviç katıldı, Bjelica erken faul problemine girmesine rağmen, Vesely onun yokluğunu aratmadı. Savunmada her topa saldırdık, bırakın basketi, kolay pasa bile izin vermedik.

‘Goudelock fişi çekti’

Hal böyle olunca Maccabi Tel Aviv, ilk 5 dakika dışında bir türlü istediği ritmi ve tempoyu bulamadı. Yüzde 50 gibi felaket bir serbest atış yüzdesi ile oynamasak, maç uzatmaya bile gitmezdi. Uzatmada Goudelock fişi çeken isim oldu. Attığı her basketle taraftarları çıldırttı. Son turnike de Fenerbahçe’ye Final-Four’u müjdeledi. Maç bitimi Obradovic’in sevinci görülmeye değerdi. En çok da o hak etti sevinmeyi. Kendi buralarda olmaya alışık ama biz değildik, bizleri de sevindirdi sonunda. Teşekkürler Obradovic, teşekkürler Fenerbahçe... Yıllardır hasret kaldığımız Final-Four’a sonunda kaldı. Artık sıra şampiyonluğa geldi. Bu oyuncular şampiyonluğu da hakediyorlar...

21 Nisan 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her maç başka bir hikaye‘’

Fenerbahçe Ülker, Final-Four’a ve tarih yazmaya sadece bir galibiyet uzakta. Serinin üçüncü maçı bugün Tel Aviv’de oynanacak. Herkes son şampiyonun kolay pes etmek istemeyeceğinin, daha agresif oynayıp, seriyi uzatmak isteyeceğinin farkında. En çok da coach Obradovic. Euroleague’in en çok kazanan, dolayısıyla en başarılı coachu olan Obradovic’in de mutlaka planları vardır. Onlara istedikleri açın alanları vermeyecekler, havaya girmelerini engelleyecekler, tempoyu kendi istedikleri seviyeye çekmeye çalışacaklar. Obradovic’in Fenerbahçe’si bunu daha önce Moskova’da, Atina’da, Barcelona’da, Milano’da yaptı. Bu yıl ligin deplasmanda en çok kazanan takımı Fenerbahçe. Tel Aviv’de de kazanmanın yolunu bulacaklarını düşünüyorum. Obradovic ve oyuncular çok kararlı ve özgüvenli. Baskı ve stres altında olan taraf Maccabi. Bu da bizim işimize yarayacaktır.

20 Nisan 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan darda‘’

Ligde bitime az bir süre kala iki takım açısından da kritik bir maçtı. Pınar Karşıyaka, İstanbul’da Galatasaray Liv Hospital’ı devirip, normal sezonu ilk dört içinde bitirmeyi büyük ölçüde garantiledi: 75-70.
Galatasaray açısından yenilginin en önemli nedeni kaçan 12 serbest atış ve yaptıkları 18 top kaybı oldu. Karşıyaka’ya göre daha yüzdeli hücum etmelerine rağmen, bu hatalar onlara pahalıya maloldu.

Dixon fark yarattı

Karşıyaka da maç boyu istediği ritmi bulamadı ama son çeyrekte farkı yaratan isim Dixon oldu. Amerikalı oyuncu 6 üçlük isabeti ile oynarken, Gabriel ve Strawberry’nin kritik üçlükleri İzmir ekibine galibiyeti getirdi. Cim Bom, son bir hamle ile bitime 2 dakika kala skoru 68-69’a getirdi ama son bölümde Strawberry potaya gidip üst üste iki turnike ile skoru belirledi: 70-75. Maçı eski başkan Ünal Aysal da izledi.
Bıraktığı eserle gurur duyuyordur umarım!!!

19 Nisan 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes intihar etti‘’

Dakika 26; Anadolu Efes, Real Madrid deplasmanında tam 17 sayı önde: 45-62. Euroleague’in en iyi hücum eden takımı potayı bile göremiyor, her şey istediğimiz gibi gidiyor. Ama 5 dakika sonra skora bakıyoruz, Real Madrid 68-67 önde.

5 dakikada 23 sayı yeme lüksü olmamalı bir takımın. Hele Play- Off’ta, hele mutlaka kazanılması gereken bir maçta. Real gümbür gümbür geliyor, müthiş bir oyun planı hazırlayan İvkovic, Saric’i kenarda unutuyor, mola bile almıyor.

Maça hazırlanmak başka birşey, maça müdahale etmek bambaşka... Buna rağmen böyle bir deplasmanda reaksiyon gösteriyor Efes. Destanlar düzmeye hazırlanıyoruz, yerimizde hop oturup, hop kalkıyoruz. Heurtel
kariyer rekoru kırıyor, bu kez 13-5’lik seriyle karşılık veriyoruz ve bitime 3.5 dakika kala 80-73 öne geçiyoruz.

Maç başına 87 ortalama ile oynayan Real’i, 80’lerin altında tutup tarih yazmaya çok yakınız. Ama maç skoru 90-85. 5 dakikada 23 sayı yiyen Efes, bu kez 3.5 dakikada 17 sayı yiyor. Bir çuval incir berbat oluyor. Perperoglou 3 tane bomboş üçlük kaçırıyor. Bir tanesini atsa maç bitecek. Ama top dönüyor, Reyes, Efes’i yıkan üçlüğü gönderiyor gözünü bile kırpmadan...

Yıllardır söylüyoruz, bu seviyelerde maç kazanmak için devamlılık önemli, oyun konsantrasyonu önemli, iniş-çıkış yaşamamak önemli. İlk maçta 20 dakika iyi oynadık yetmedi, dün 33 dakika iyi oynadık, yine yetmedi. 38 dakika iyi oynamak da yetmez. Yetmediğini bir kez daha gördük...

18 Nisan 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tel Aviv'de bizi ne bekliyor?‘’

6 Euroleague Şampiyonluğu bulunan Maccabi Tel Aviv, Final-Four’ların da gediklisi... İnanılmaz bir basketbol kültürü, geleneği olan Maccabi, son 15 yılda Avrupa’nın en başarılı takımlarından... Son şampiyon karşısında Fenerbahçe Ülker, Play-Off’ta 2-0 önde ve seri Tel Aviv’e taşınıyor. Peki Tel Aviv’de, Fenerbahçe’yi nasıl bir atmosfer bekliyor...

Her maç kapalı gişe

Maccabi Tel Aviv, yıllardır bütün maçlarını kapalı gişe oynayan tek kulüp. Bu yıl da her maç sonrası açıklanan seyirci miktarı aynı: 11 bin 60... Yani eski adıyla Nokia, yeni adıyla Menora Mivtachim Arena’da bir tane bile boş koltuk yok. Ateşli, basketbolu bilen, takımlarına müthiş destek veren bir taraftara sahipler. Takım da sahasında daha agresif, daha saldırgan, daha hızlı bir basketbol oynuyor, bambaşka bir karaktere bürünüyor.

Agresif değiller

Maccabi taraftarı salonda büyük bir coşku yaratırken, bir o kadar da Fair-Play kurallarına uygun hareket ediyor. Oyuna, sahaya müdahele etmiyorlar, agresif ve aşırı hareketlerde bulunmuyorlar. Çılgın ve ateşliler ama tehdit oluşturmuyorlar.

6 bin bilet rezervasyonu

Maccabi Tel Aviv Kulübü’nün Euroleague yönetimi ile arası her zaman iyi oldu. Bunda en büyük etki tabii ki taraftarı ve ekonomik gücü. Maccabi Final-Four’a kaldığı zaman, ULEB’in bilet satma gibi bir derdi olmuyor. Bu yıl da, daha şimdiden 6 bin bilet rezervasyonu yaptılar. Katıldıkları bütün Final-Four’da hep seyirci avantajına sahip takım oldular.

ULEB’le araları çok iyi

Euroleague yönetimi yakın zamanda ‘kapalı bir lig’ oluşturmayı düşünüyor. Yani maçlar aynı VTB Ligi’nde olduğu gibi hafta içi ve haftasonu oynanacak, katılımcı takımlar sezon boyunca kendi liglerini oynamayacaklar, doğrudan Play-Off’lara katılacaklar. Bu durum Euroleague’in gelirlerini artıracak ama lokal liglerin değerini düşürecek. Kendi liginde rakipsiz olan Maccabi, bu öneriye en sıcak bakan kulüp. Gişe ve yayın gelirleri bu şekilde çok fazla artacak. Euroleague’e bu kadar yakın oldukları için de yıllardır hiç hakem hatalarından canları yanmıyor...

18 Nisan 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI