‘’Turşusunu mu kuracaklar?‘’
Altın jenerasyon oyuncularının çoğu Anadolu Efes kadrosunda. Geçen sene Cedi formayı kaptı. Birkan ve Cenk’in sakatlığında Furkan da önemli süreler aldı ama o kadar. İvkoviç, önceki gün Oğulcan Baykan’ı, Galatasaray’a karşı ilk beşte sahaya sürdü, önemli dakikalar verdi. Cedi, Doğuş, Heurtel ve Birkan’ın yokluğunda, mecburiyetten Oğulcan’a sarıldı tecrübeli hoca. Bunun için kimse alkış beklemesin. Tabii ki hedefi Final-Four olan bir takımda, Cedi ve Furkan dışında başka gence süre vermek lüks kaçar. Neredeyse imkansızdır. Ama Emircan, Oğulcan, Okben, Efekan, Berk gibi isimleri kadroda tutmak, o oyunculara haksızlık gibi. Şu an Acıbadem ve Tofaş başta olmak üzere bir çok üst düzey yerli oyuncu bir alt ligde oynuyor. Süper Lig’de çoğu takımın yerli rotasyonu, ikinci lig seviyesinde bile değil. Efes özelinde konuyu gündeme getiriyorum ama Fenerbahçe ve diğer kulüplerin, oynatmadığı ‘altın madalya’lı gençleri bu takımlara kiralık vermeleri gerekiyor. Egemen Güven, Tolga Geçim, Berk Uğurlu, Doğuş Özdemiroğlu, Ege Arar hâlâ havlu sallıyorlar. Oralarda da oynayacaklarının garantisi yok ama en azından bir fırsatları olur.
‘’Anadolu Efes zoru başardı‘’
Doğuş ve Cedi sakattı. Maç sabahı da Heurtel ve Birkan zehirlenmiş. Efes, 4 kişilik kısa rotasyonu ile Galatasaray'ı devirmeyi başardı.
Granger 40, Diebler 35 dakika oynadı, genç Oğulcan ve Furkan da kalan süreleri paylaştı.Bu şartlar altından taraftar desteğini de arkasına alan Galatasaray'ın daha hakim bir oyun sergilemesi beklenirdi belki ama Efes'in sert savunmasına karşı hücumda hiçbir şey üretemediler.
Çin Ligi'nin sayı kralı McCollum, EuroCup'ta yıldızlaşır belki ama Euroleague seviyesi için zayıf kalıyor. Her şeye rağmen Galatasaray aynı savunma sertliği ve Efes'in prese çok kötü çıkması ile oyuna ortak oldu ama maçın en yorgunu Granger son dakika içinde iki el üstü üçlük atıp, geceye damgasını vurdu.
Bütün maçı oynayıp en sonunda hem mental hem de fizik olarak diri kalmak kolay iş değildi ama Uruguaylı büyük iş yaptı. Brown da geldiği günden bu yana en faydalı oyununu oynadı. Dunston, Lasme ve Dorsey gibi iki kalın ve atletik rakip karşısında 15 sayı ve 11 ribauntla oynadı.
Ivkovic, mecburiyetten belki de sık sık alan savunmasına sarıldı. Dar rotasyonla oynadığı için oyuncularını biraz olsun dinlendirmeyi düşündü, başarılı da oldu.
Galatasaray, bir şekilde yakaladığı Efes'i daha zor durumlara düşürmeliydi ama özellikle hücumda hiç organize olamadılar. Zaten attıkları sayıdan da belli oluyor. Dorsey ve Schlib'ten daha fazla katkı almanın yollarını bulmaları gerekecek. Dün Sinan, Şafak, Lasme, Green ve Micoviyi niyetli mücadele ettiler ama onlar dahil, iyi oynayan bir oyuncu bile yoktu sahada. Hal böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz oldu.
‘’Fener'in Sloukas'ı var‘’
Beklenildiği gibi çekişmeli, sertlik düzeyi yüksek bir maç oynandı İki Euroleague takımı arasında... Son gülen ise, kritik anları iyi oynayan ve Kostas Sloukas’a sahip olan Fenerbahçe oldu: 65-70. Bütün maç çekişmeli geçti. Üstünlük tam 21 kez el değiştirdi, 10 kez beraberlik sağlandı. Bu tip maçlarda sonucu 1-2 doğru tercih ya da hata belirleyecekti. 50 saniye kala Bogdanoviç’in şutu skoru 65-62 yaparken, Slaughter’ın kaçırdığı serbest atış sonrası Sloukas’ın 19 saniye kala attığı üçlük, skoru 63-68 yaptı, maçı da orada bitirdi. Yıllarca Spanoulis’in gölgesinde kalan Skoulas, Fenerbahçe’de patronluğa soyundu. Yüzde 51 hisse ile şu an için Dixon’un biraz adım önünde Yunan oyun kurucu. Dün de 4/4 iki sayı, 2/2 üç sayı, 4/4 serbest atış ile hiç kaçırmadan 18 sayı attı, 4 ribaunt ve 2 asistle geceye damgasını vurdu. Sloukas, oynadıkça daha da rahatlayacak ve özgüven kazanacak.
Vesely her yerde!
Vesely yine istikrar abidesiydi. Bir oyuncu her pozisyonda aktif olabilir mi? Vesely oluyor. Alakasız toplara bile elini sokuyor, blok yapmaya, top çalmaya, tiplemeye çalışıyor. Bir şekilde de bunu başarıyor Çek yıldız. Udoh’un yokluğu, Antiç’in etkisizliğinde ona çok ihtiyacı olacak Fenerbahçe’nin... Keza genç Ömer Faruk’a da. Ömer Faruk dün kısa sürede 4 sayı ve 3 ribauntla büyük katkı verdi. Darüşşafaka da kazanmayı hak edecek bir mücadele sergiledi. Ama kritik anlarda hatayı yapan onlar oldu. Daçka da Fenerbahçe gibi baştan yaratılmış bir takım. İkisinin de halen çok fazla zamana ihtiyacı var.
Gökhan German
‘’Fenerbahçe, Vesely'i pamuklara sarmalı‘’
Bütün bir yaz dönemini takım halinde idman yapmadan geçirmek, Fenerbahçe’yi sezon içinde dünkü gibi zor durumlara sokacaktır. İki yıl önce de hazırlık dönemi aynı şekilde geçmiş ama normal sezona yapılan iyi başlangıç fazlasıyla yanıltıcı olmuştu. O sezondan ders alındığını umuyorum...
Sarı-Lacivertli oyuncuların Bayern’i Zadar turnuvasında 21 farkla yenmiş olmaları, düne yeteri kadar motive olmalarını engelledi.
Maç öncesi yazımda da belirtmiştim. Bu seviyelerde gereken konsantrasyonu sağlayamazsan, canın yanar. Ama 4. periyottaki agresif saldırgan savunma, yenilen sadece 8 sayı, Bayern’i devirmeye yetti de arttı bile.
Obradoviç, Datome’yi üç numarada düşünüyor. Mecbur kalınca 4 numaraya çekiyor. İtalyan’ın gerçek yeri dört numara. Ersan’dan üç numara yaratmaya çalışmak gibi bir şey, Datome’nin pozisyonu ile oynamak. Attığı 15 sayının çoğu, dört numaradayken geldi.
Udoh’un yokluğu, takımı etkilemiş gözüktü. Antiç’ten çok fazla şeyler beklemek hayalcilik olur.
Obradoviç, belli ki kızmış Melih’e, dün onu hiç düşünmedi. Bogdanoviç 28. dakikada 3’leyince mecburen soktu. Hal böyle olunca Melih’ten de verim alamadı. Oyuncu hisseder oynatılmayacağını. Belli ki, dünkü maçın rotasyonunda düşünülmüyordu. Böyle durumlarda katkı beklemek de hayalcilik olur.
Sarı-Lacivertliler’in Vesely’ye gözleri gibi bakmaları gerekiyor. Dün 11 şutun 4’ünü kaçırdı ama özellikle savunmada inanılmaz işler yapıyor. Her topa elini sokuyor, her şutu bozuyor, her ribaundu alıyor. TED Kolej maçında 4 asist yapmıştı, dün takımın iki oyun kurucusu Sloukas 1, Bobby 2 asist yaparken, takımın pivotu Vesely tam 5 asist yaptı. Hırsı ve istekli oyunu ile takımı ve tribünleri de ateşleyen isim oldu Vesely...
‘’Kaf Kaf kaldığı yerden‘’
Onların hayaliydi Euroleague oynamak. O hayal gerçekleşti. İlk maç da bir Euroleague efsanesi Barcelona’ya karşıydı. Ama Karşıyaka cephesinde değişen bir şey yoktu. 7 oyuncu farklıydı sadece, ama taraftar, formalar, o büyülü atmosfer aynıydı. Türkiye’de Fenerbahçe ve Efes’in uğradığı gazaptan Barcelona da kaçamadı. Beşiktaş maçı sonrası da belirtmiştim. Coach bütün yaz takımın başında değildi. 7-8 oyuncu değişti ama Pınar Karşıyaka sezona çok hazır girdi. Kaldıkları yerden devam ediyorlar. Ragland-Kenan ikilisi takımı iyi yönetirken, Colton İverson, başta Tomiç olmak üzere bütün Barcelona uzunlarını denize döktü. Müthiş bir savunma konsantrasyonu vardı sahada. Son çeyrekte 24 sayının çoğu maç bittikten sonra geldi. Koskoca Barça, 50’li sayılarda kalıyordu neredeyde. Görünen o ki, Pınar Karşıyaka, Euroleague’de de evinde kolay kolay maç vermeyecek, Arena’dan hiçbir takımı yıpratmadan yollamayacak. Ufuk Sarıca ve ekibini bir kez daha tebrik ediyoruz.
Daçka savunmasıyla
İzmir’de bunlar olurken, Karşıyaka’dan kat be kat fazla bütçeye sahip olan Darüşşafaka Doğuş, grubun vasat takımlarından Sassari’yi küçük çaplı bir mucize sonucu yenebildi. Darüşşafaka ilk kez Euroleague oynuyor belki ama Markoishvili, Dudley, Mehmet Yağmur gibi kadroda olmayan oyuncuları bile Euorleague tecrübesine sahip. Milli Takım aday kadrosuna çağrılan Samet Geyik de takımın 8. uzunu olarak tribünde. 1 dakika kala takım 5 sayı mağlupken Lucas’ın kaptığı toplar ve Bjelica’nın üçlüğünü faul yapmayıp seyreden Sassari savunmasının hatasıyla Daçka, ilk Euroleague maçında, ilk galibiyetini aldı. Onları da tebrik ediyoruz...
‘’Kartal baskını‘’
Eurocup, Beşiktaş Sompo Japan Sigorta için harika başladı. 4 gün içinde geceyle gündüz kadar farklı iki performans sergiledi Siyah-Beyazlılar... Ligde Pınar Karşıyaka karşısında oyunun içinde bir an bile kalamayan ve sahadan farklı yenik ayrılan Kartal, Vilnius’ta bu kupayı iki kez kazanan, müthiş bir basketbol geleneğine sahip olan Lietuvos Rytas’ı 91-87 ile geçti, çok önemli bir avantaj yakaladı.
Kartal gibiydi!
Galibiyet kadar Kartal Özmızrak’ın performansı da önemliydi bana göre. Kenardan gelip 3/3 üçlük isabet oranı 15 sayı ve 4 asistle oynayan genç yıldız adayı, böylesi zorlu bir deplasmanda galibiyete büyük katkı yaptı. Özellikle rakibin farkı eritmeye başladığı anlarda 9 metreden hiç çekinmeden kaldırıp attığı üçlükle, bu yıl çok fazla dakika alacağını gösterdi. İlk yarıda Darden, Cenk, Kartal, Murphy ve Lampe ile harika bir hücum performansı sergileyen Beşiktaş, soyunma odasına 49-30 önde giderken, ikinci yarıda farkı koruma telaşına düştü. Herşeye rağmen son üç dakikaya 84-72’lik skorla giren Siyah-Beyazlılar’ın yaptıkları top kayıpları, bu tecrübedeki oyunculara yakışmadı. Kavaliauskas smaç yaparken 2 kez blok yemese, mucizevi bir yenilgi ile karşı karşıya kalabilirdi Beşiktaş.
Lampe’den 20 sayı
Takımın en tecrübelisi Lampe, 20 sayı ile gerekeni yaparken, Doğan ve Cenk’in ekstra katkıları da galibiyete yardımcı oldu. Wolters ve Murphy değerli oyuncular ama Avrupa basketboluna uyum sağlamaları zaman alacak gibi görünüyor.
‘’Fener'in hücumu çok zenginleşti‘’
Merakla beklenen ‘yeni’ Fenerbahçe ilk resmi maçta görücüye çıktı dün gece. TED Kolejliler, Elegar, Sanikidze, Lucas, Tomas, (Dün oynamadı) gibi Euroleague'te crübesine sahip yabancılarla yabana at ılacak bir ta kım de ğildi. Fenerbahçe oy una özellikle hücumda çok konsantre başladı. Udoh-Vesely ikilisinin çok iyi anlaşması ve paslaşması, Fenerbahçe hücumlarını zenginleştiriyor. İkisi 4’er asist yaparken, Fenerbahçe takım halinde 29 asist ya ptı.
Obradoviç’li Fenerbahçe’nin rekoruydu bu sayı belki de. Sloukas ve Dixon gibi iki saha görüşü olan oyun kurucuya, uzunların paslaşması da eklenince, hücum dü zenleri çok iy i işledi. Bütün maç 3 numara da kullanılan Datome de tam 5 asist yaptı. Ama NBA ve İtalya Milli Takımı alışkanlığından olacak savunmada pek takılmadı. Gerçek yerinde oynamadığı için bu pozisyondaki oyuncuları savunmakta güçlük çekmiş de olabilir. Fenerbahçe hücumda yapt ığı iyi işleri, TED’in de yapmasına izin verd i.
Özellikle ikili oyun savunması felaketti. TED gibi hücum kapasitesi sınırlı bir ta kıma 18 asist ve 81 sayı izni ve rmek, Euroleague öncesi sıkıntı ya ratabilir. Udoh, Vesely, Kaliniç gibi uzun kollu, atlet ve çabuk oyuncuların bulunduğu Fenerbahçe’nin, bu savunmayı daha iyi yapması gerekir. Tabii ki motivasyon için dünkü maç ölçü olmayacaktır. Euroleague ba şlay ınca daha net fikirlere sahip olacağız.
‘’Şampiyon gibi‘’
Ligin son şampiyonu Pınar Karşıyaka, Euroleague ayarında bir takım kuran Beşiktaş’ı tahmin edilenden çok daha kolay yendi. 8 yeni oyuncu ve coach Ufuk Sarıca’nın bütün yaz takımın başında olmadığını gözönüne aldığımızda, bu kadar hazır bir Karşıyaka beklemiyorduk. Pınar Karşıyaka’da hücum düzenleri tıkır tıkır işliyor. Saha yerleşimi, pas açıları, ince ince hesaplanmış. 3. çeyrek bittiğinde tam 17 asist yapmışlardı, fark da 25’e çıkmıştı: 77-52.
Kenan’ın şansı
Fenerbahçe’de beklenen gelişimi gösteremeyen Kenan Sipahi için Karşıyaka büyük fırsat. Bu fırsatı da değerlendirecek gibi gözüktü genç yıldız. 12 sayı ve 5 asistle oynadı. Colton İverson eski takımına 18 sayı atarken, Palacios’u da çok rahatlattı. O ve Gabriel çok fazla boş şut imkanı buldu.
Heyecan yok
Beşiktaş Sompo Japan Sigorda, Darden, Lampe, Radosevic gibi geçen yıl Euroleague oynayan oyuncularla ciddi bir kadro kurdu. Wolter ve Murhpy’den beklentiler büyük ama dün o beklentilerin çok uzağında kaldılar. İkisi çok yetenekli ama Avrupa basketboluna da çok uzaklar. Beşiktaş’ın gelişim göstermesi biraz zaman alacak gibi. Maçın seyircisiz olmasından mıdır nedir, takımın hiç heyecanı yoktu. Bir dakika bile maçın içine giremediler. Coach Dettmann takımı nasıl ve neye göre yönetti, oyuncu değişikliklerini neye göre yaptı, anlamak güçtü. Sanki maç öncesi herkesin dakikasını belirlemiş, kimin ne zaman girip çıkacağını ezberlemiş gibiydi. Tribünlerin boş olması, onun da motivasyonunu etkilemiş gözüktü!
Gökhan German









































