‘’Anadolu Efes yavaş gelişiyor‘’
Cedevita galibiyetine benzer bir maç vardı dün Abdi İpekçi’de. 35. dakikada Laboral 78-81 öndeydi, maçı Efes 95-86 kazandı. Son 5 dakikanın skoru 17-5. Zagreb’de de son periyotta 10 sayı geriden gelip, 6 sayıyla maç almışlardı. 5’er dakikalık performanslar, belki normal sezon galibiyetlerine yetiyor ama ya sonrası?... Anadolu Efes, hâlâ Final-Four adayı bir takım görüntüsünden çok uzak. Özellikle savunma performansı ile. Tamam Laboral çok esktra sayılar da buldu, el üstü üçlüklerinde isabet sağladı ama yine de yenen 86 sayı çok. Heurtel yine atsan atılmaz, satsan satılmaz pozisyonundaydı... Maç boyu tuttuğu adamlar neredeyse kariyer rekoru kıracaktı ama hücumda öyle bir oynadı ki, galibiyetin altına yine imzasını attı. Son 5 dakikada 8 sayı attı, Efes’i ipten aldı. Kenardan gelen Ahmet Düverioğlu’nun korkusuzca yılların tecrübesi Bourusis’in üstüne üstüne gidip smaç denemeleri, Dunston’ın savunmayı tek başına ayakta tutma çabaları takdire değerdi. Tyus da sakatlanmasa bu yılki en iyi oyunlarından birini çıkarıyordu. Efes’in oyununda sezon başına oranla gelişme var ama çok az. Top 16 için yeterli değil. 5-10 dakikalık performansları 30-35 dakikaya çıkarabilirlerse, o zaman Final-Four’dan bahsedebilirler.
‘’Son gülen Fenerbahçe‘’
‘Kizer’ olayı nedeniyle had safhaya tırmanan gerginlik sonrası, sporcular ve tribündeki taraftarlar yöneticilerden daha sağduyulu ve centilmen olabileceklerini bir kez daha gösterdiler.
Fenerbahçe ve Galatasaraylı yöneticiler ‘demeç savaşları’ ile her zamanki gibi sporculardan rol çalmaya çalışsa da, onlar saha içinde görevlerini bir kez daha doğru bir şekilde yaptı. İki takım da verdiği mücadele ile kazanmayı hak etmişti ama son anlarda daha agresif savunma yapan, maçın genelinde rakibinden daha çok top kaybı yapmasına rağmen, kritik anlarda Galatasaray’ı top kaybına zorlayarak kazanan Fenerbahçe oldu.
Fenerbahçe, maça 14-4 ile başlarken, Ekrem Memnun’un aldığı mola sonrası oyun kafa kafaya geldi. Geride kalan 35 dakikada da aynı şekilde devam etti.
Üstünlük sürekli el değiştirdi ama taktik faullerde hata yapmayan Sarı-Lacivertliler, Euroleague’de grup liderliği yolunda önemli bir engeli aştı. İlk 3 çeyrek ortalıkta gözükmeyen ya da çok iyi savunulan Quigley, dördüncü periyotta sahne alıp yine takımın en skoreri oldu.
‘’Efes hayat buldu‘’
Anadolu Efes’in, kaybetmesi halinde başının belaya girebileceği bir maçtı. Maç içinde de Efes çok fazla sıkıntı çekti, iniş çıkış yaşadı ama bazı oyuncularının ortaya koyduğu karakterle, hem rövanşı aldı hem de ikili averajı eşitleyip, genel averajda büyük üstünlük kurdu. Bu sonuçla Efes kendini yüzde 99 Top 16’ya attı. İvkoviç bir sistem coachu. Takımın başına geçeli 1.5 sezon oluyor, Efes’in ne oynadığı hâlâ belli değil. En önemlisi takımda hâlâ roller belli değil.
Arayış sürüyor!. 3. periyodun başında doğru beşi yakaladı tecrübeli coach. Fark bir anda 8 sayı oldu. Biraz daha devam etse belki maç kopacak. Ama bu farkın oluşmasında savunmasıyla ön plana çıkan Dunston, hücumu sürükleyen Sariç çok erken kenara gelince, Efes bir periyotta 8 sayı öndeyken, 8 sayı geri düştü. Son periyotta ise Cedi, Granger, Brown, Sariç ve Dunston’un yenilgiyi kabul etmeyen karakterleri, 15-0’lık seriyle Efes’i ipten aldı.
Fener fırsat tepti
Fenerbahçe’nin Final-Four’un rövanşını alabilmesi için elinde tarihi bir fırsat vardı. Geçen yıl Süper Kupa, İspanya Kupası, Euroleague Şampiyonluğu, İspanya Ligi ve son olarak İspanya Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonu olan Llull, Rodrigues, Reyes, Fernandes gibi oyunculardan kurulu Real, kaybetmesi halinde Eurocup’ın yolunu tutacaktı. İlk periyotta 28 sayı atan Fenerbahçe, ‘Rövanş böyle alınır’ demeye hazırlanıyordu ama özellikle 3. periyodun başında gelen top kayıpları, ekibimizin bütün hücum ritminin kaybolmasına neden oldu. Bir periyotta 28 sayı atan takım, takıp eden 3 çeyrekte 45’te kaldı. Hücumda hiçbirşey üretemediler. Son kozunu oynayan Real, hayata tutundu. Yine Euroleague şampiyonu olurlarsa da kimse şaşırmasın...
‘’Fenerbahçe güle oynaya‘’
Beşiktaş Sompo Japan, Lampe’nin yokluğunda kazanamıyordu. Cezası sebebiyle Kartal, seyircisinden de yoksundu. Bu dezavantajlar, Udoh’un son dakika sakatlığı ve Vesely’nin faul problemine girmesi nedeniyle açığa çıkması ile dengelenmişti.
17 yaşındaki Ömer Faruk, 30 dakika oynayıp, 9 sayı, 7 ribaunt ve 3 asistlik performans sergilerken, tecrübeli oyuncuları hiç aratmadı. Ama Beşiktaş, Lampe ve taraftarın boşluğunu dolduramayınca, yenilgi serisini sürdürdü. Antiç de maçın başında 3. faulünü alırken, Obradovic rotasyonu çok iyi kullandı. Beşiktaş, 5. dakikada 13-9 öne geçtikten sonra vites artıran Fenerbahçe’ye bir daha yetişemedi. Kaliniç hücumda sorumluluk alırken, 14. dakikada 17 sayılık farka ulaştı Fenerbahçe: 23-40.
Bogdanovic ve Melih’in üçlükleri Yağızer Uluğ, sürekli hamleler yapıp doğru beşi bulmaya çalışırken, 4 kısaya döndükten sonra Doğan ve Engin’le rakibi yakalamaya çalıştı. 25. dakika Siyah-Beyazlılar’ın, Fenerbahçe’ye en çok yaklaştığı an oldu: 56-61. Ama bu sezonki en iyi performanslarından birini sergileyen Bogdanoviç, arka arkaya üçlüklerle rakip potayı bombalarken, Melih’in de kenardan gelip attığı iki üçlük, Beşiktaş’ın umutlarını kırdı. Fark tekrar 16’ya 63-79 çıkarken, salondan 91-76 galip ayrılan Fenerbahçe, çıkışını sürdürdü. Beşiktaş, Lampe’nin yokluğunda kazanamama alışkanlığına devam etti.
‘’M.Ö-M.S‘’
Fransa’da 21 farkla kaybedilen maçın rövanşını Fenerbahçe’nin, yükselen grafiğiyle beraber daha motive oynayacağı belliydi. Gerçi maça 3 top kaybıyla başlamak konsantrasyon eksiği gibi gözükse de, Udoh-Vesely ikilisi pota altını Strasbourg uzunlarına dar etti. Yıllardır oyun kurucu pozisyonundan gereken hücum katkısını alamayan Fenerbahçe’nin, Dixon’la oynadığı zaman hücumda eli güçleniyor. Bayern maçında olduğu gibi ikili oyunlarda rakip uzunlar Dixon’ın üzerine çıkmayıp, Vesely ve Udoh gibi uzunları kontrol altına almaya çalışınca, Amerikalı neredeyse kariyer rekoru kırıyordu. Dün Dixon’a önlem almaya çalıştılar, bu kez her ikili oyun sonrası ya Udoh, ya Vesely smaç rekoru kırdı!. Herşeye rağmen maçı bir türlü koparamadı Sarı-Lacivertliler.
Obradoviç, uzun süre çok dar bir rotasyonla oynadı. Melih’i yine 25 dakika kenarda oturttu. Belki mecburiyetten soktu oyuna ama maçın da kaderi o anda değişti. Melih sahaya girdiğinde skor 52-47’diydi. Kaptan girdi, rakibi 3 kez top kaybına zorladı. Strasbourg’un bütün hücum ritmi bozuldu. Ardından iki üçlük attı, o sahadayken 14-0’lık bir seri oldu. Melih çıkarken seri 19-2 olmuş, skor 73-49’a gelmişti. Kaptan sadece 10 dakika oynadı, ama o 10 dakika Fenerbahçe’nin işi bitirdiği anlar oldu. Obradoviç nedendir bilinmez, Melih’e geçmiş yıllara oranla çok az süre veriyor, hem de elindeki bu dar yerli rotasyona rağmen.
Genç Berk’in performansı yine sevindiriciydi. Takımı iyi organize etti, 7 sayı attı, 2 de asist yaptı. Sloukas geldikten sonra ne kadar oynar bilinmez ama en azından görev verildiğinde katkı yapabileceğini bir kez daha gösterdi.
‘’Aslan'dan dev adım‘’
Galatasaray Odeabank’ın, 21 Kasım’da AEK’yı 89-65 yendiği günden sonra Atina ekibi oynadığı 9 maçı da kazanmıştı. Taa ki, karşısında Galatasaray’ı tekrar görene kadar... Sarı-Kırmızılılar, bir Euoroleague takımı olan Darüşşafaka Doğuş’u zorlu bir maç sonrası yendikten sonra 48 saat geçmeden Atina’da AEK karşısına çıkmıştı. Fiziksel ve mental yorgunluk bekleniyordu belki ama Cim Bom maça bir başladı, başladığı gibi de bitirdi. Ergin Ataman, rotasyonu akıllı kullanıp ligde fazla şans vermediği Şafak, İzzet gibi oyunculardan da verim almayı başardı. Maça 9-0’la giren Sarı-Kırmızılılar, ilk çeyreği 23-15, devreyi de 46-37 önde bitirdi.
Dorsey kendine geldi
10 bin taraftarının desteğini arkasına alan, 9 maçlık galibiyet serisiyle fazlasıyla özgüven kazanan Yunan ekibi, tecrübeli Mavrokefalidis ve Hairston ile ekibimizi yakalasa da, McCollum ve Darüşşafaka maçının yıldızı Micov’un sayıları ile hemen karşılık veren Cim Bom, liderlik yolundaki bu kritik virajı dönmeyi başardı. Daçka maçında kıpırdanmaya başlayan Dorsey, dün de 10 sayı ve 9 ribauntluk performans sergilerken, formayı unutan İzzet, kısa sürede 3 blok yapıp savunmasıyla katkı verdi. Galatasaray, belki de Eurocup’ın en zor grubuna düşmüştü ama 3 hafta kala liderliği büyük ölçüde garantiledi.
‘’Aslan söktü aldı‘’
Ligin iki güçlü takımının kazanmak için varını yoğunu ortaya koyduğu bir mücadele izledik. Maç sonunu daha iyi oynayan, az hata yapan Galatasaray Odeabank gülen taraf oldu. Darüşşafaka, Wilbekın transferinden sonra hücumda ne yaptığını daha iyi bilen bir takım haline gelmiş. Dün de maçı kazanma noktasına getirdiler ama Wilbekin ve Emir iki acele atış kullanınca, ellerine geçen fırsatı teptiler. Wilbekin tecrübesiz ama takımını 14 sayıdan getiren Emir’in o pozisyonlarda daha dikkatli olması gerekiyordu.
Kritik anların adamı Micov
Galatasaray, galibiyetin yanı sıra bu yılki en iyi performansını sergileyen Dorsey’e de seviniyor. Geldiği günden bu yana bekleneni veremeyen Amerikalı pivot, dün 11 sayı ve 8 ribauntla oynarken, savunmada da önemli işler yaptı. McCollum sadece 2. çeyrekte 17 sayı atarken, 25 sayıyla oynayan Micov kritik anların adamı oldu. En kritik anda da Harangody’nin elinden topu çalıp, Green’e bomboş pozisyonda üçlük attıran Sırp forvet, geceye damgasını vurdu.
Wilbekin-Emir yorulunca...
İkinci yarıya Galatasaray 14-0’la başlayıp, 56-42 öne geçerken, Wilbekin- Emir ikilisi ile Darüşşafaka geri döndü. Ama bu ikili çok efor sarfettiği için maç sonunda doğal olarak yoruldu. Galatasaray adına kritik bir deplasman galibiyeti oldu. Darüşşafaka biraz da çok oyuncuya sahip olmanın sıkıntısını çekiyor. Sezon başına oranla çok daha iyi durumdalar ama hâlâ roller belirlenmiş değil. Eldeki fazla yıldız oyuncudan ne kadar çabuk kurtulurlarsa, onlar için o kadar iyi olacak.
‘’Fenerbahçe lige döndü‘’
Daha 6. haftada bir sezonluk yenilgi alan Fenerbahçe’nin dünkü performansının sinyalini Bayern Münih maçından sonra vermişti. Obradoviç, “Takımın ligde nasıl reaksiyon vereceği önemli” diyerek oyuncuları Karşıyaka’ya motive etmeye daha 3 gün önceden başlamıştı. Nitekim Obradoviç’in istediği oldu.
Özellikle ikinci yarı daha agresif savunma yapan, daha saldırgan olan taraf Fenerbahçe, ‘sen at, ben at’ oyununda, müdafasıyla farkı yarattı.
Datome 6/7 ile 17, Vesely 6/6 ile 20 sayı attı. Zaten Pınar Karşıyaka savunması neredeyse hiçbir Fenerbahçe hücumunda potasını koruyamadı. Yüzde 70’e yakın iki sayı, yüzde 55 ile de üç sayı attı Sarı-Lacivertliler. Barcelona’dan sonra Fenerbahçe karşısında da 100’ün üzerinde sayı yiyen Pınar Karşıyaka’nın, kritik Panathinakios sınavı öncesi, savunma performansını sorgulaması gerekiyor.
Harika oyundan sonra alınan geçen yılın rövanşının yanı sıra Fenerbahçeliler’i en çok mutlu eden taraflardan biri de Berk ve Ömer’in performansı olmalı. Berk patlayıcı bir sürate sahip. Rakip savunmayı çok kolay delip, dengesini bozabiliyor. 4 sayı, 5 ribaunt ve 3 asistlik performansı izleyenlere keyif verdi. Bana göre gecenin en güzel hareketi de Berk ve Ömer’in ikili oyun sonrası attı basket oldu.









































