‘’Tek devre yetti!‘’
Fenerbahçe Beko, ilk maçın aksine Calathes’in yerine Madar, sakatlığı bulunan Guduriç’in yerine de Pierre tercihleri ile sahaya çıktı. Beşiktaş Emlakjet coachu Alimpijeviç ise ilk maçta bekleneni veremeyen Delgado’yu tribüne yollayıp Simonoviç’i sahaya sürdü. Sonuçta serinin gidişatını değiştirebilmek için farklı bir şeyler denemek zorunda olan taraf Beşiktaş’tı. Nitekim ilk yarı, tıpkı ilk maçtaki gibi oyunun içinde olan, kısalar üzerinden skor bulan, Simonoviç’i de iki oyunlar sonrası kullanan bir Beşiktaş gördük sahada. Fenerbahçe’de Madar, Calathes’i fazlasıyla aratırken Wilbekın ve Tarık Biberoviç üçlükler ile takıma katkı verdi. İlk yarı başa baş geçti ama 3. periyot kazananı belirledi. Fenerbahçe savunmada her pozisyonda adam değişirken son derece agresifti. Birebirde hiç geçilmediler. Beşiktaş skor bulabilmek için her şeyi denedi ama nafile! Hücumda da Wilbekın, Nigel Hayes Davis ve Papagiannis ile basketler bulan Kanarya, 25-9’luk seriyle final periyoduna 72-52 önde girdi, salondan da farklı galip ayrıldı.
Nefesi yetmiyor
Seri 3-0’a doğru gidiyor. Beşiktaş bir yere kadar mücadele ediyor ama sonrasında nefesi yetmiyor. 3. maç da seyircisiz oynanacak. TFF mutlaka bu uygulamayı örnek almalı. Eğer bir takım seyircisiz oynama cezası alıyorsa, bu cezayı olay çıkardığı rakibe karşı çekmeli. Yoksa madur olan taraf bir avantaj sağlamıyor. (Örnek: Trabzonspor’un Fenerbahçe maçı sonrası aldığı 5 maçlık ceza. Alakasız bir çok takım avantaj yakaladı ama sorun yaşayan Fenerbahçe bir sonraki maçı seyircili oynayacak. Adalet ve eşitlik ilkesine aykırı bir durum)...
‘’İlk raunt Fener'in‘’
İyi bir sezon geçiren Beşiktaş Emlakjet, Final-Four’da istediğini bulamayan ve yorgun dönen Fenerbahçe Beko karşısında ilk maçta bir sürpriz yapmak amacıyla maça çıkmıştı. Ama Fenerbahçe, 2. çeyrekten itibaren kontrolü ele aldı, bir daha da rakibine yakalanmadan saha avantajını vermedi. Tempoyu kendileri belirledi, hücum basketbolu oynandı. Beşiktaş da bir yere kadar Needham ve Allman’la skor karşılığı verdi ama Siyah-Beyalılar’ın en büyük problemi erken faul problemine girmek. Nitekim Needham ilk yarı üçledi. Matthews 5 faul aldı ve sadece 4 sayı üretebildi. Yiğit ve Berkan’ın ekstra skorları Beşiktaş’ın oyundan kopmamasını sağladı ama çok rahat sayı bulan Fenerbahçe maçı çok da tehlikeye atmadan kazanmasını bildi. Calathes 11 asist yapıp hücumları organize ederken, Nigel ve Wilbekın’ın toplamda attığı 47 sayı Fenerbahçe’yi oldukça rahatlattı.
En büyük artı...
Şehmuz ve Sertaç’tan da cidi skor katkısı bulan Sarı-Lacivertliler, ligin en iyi savunmacılarından birine karşı 96 sayı üretmeyi başardı. Berlin’den iki yenilgi ile dönen Fenerbahçe’nin mental olarak nasıl bir reaksiyon göstereceği önemliydi. Bence iyi bir sınav verdiler. Final-Four geride kalmış ve akıllar sadece ligi kazanmak üzerine. Bu dünün en büyük artısıydı. Fenerbahçe, seyircisiz oynananan deplasmandaki ikinci maçı da kazanmaya yakın olduğunu gösterdi...
‘’Fener 4. bitirdi‘’
2024 Final-Four’u Fenerbahçe Beko için iyi geçmedi. Gerçi tamamen herkes için angarya olan, kimse için bir şey ifade etmeyen üçüncülük maçı antrenman havasında oynandı, kazanan Olympiakos oldu. Fenerbahçe’nin kaybettiği Panathinakos maçına benzer bir oyun vardı. Olympiakos sürekli çift haneli farklara ulaştı, ama yarı finalin aksine Fenerbahçe her seferinde rakibini yakalamayı başardı. Öyle ki tam bitime 1.43 kala Olympiakos 87-76 öne geçmiş, herkes ‘maç bitti’ demişti. Ama savunmada top çalan, Wilbekın ve Sertaç’la üçlükler bulan Fenerbahçe bir anda skoru 87-84’e getirdi. 4 saniye kala Sertaç uzatma fırsatı yakaladı ama üçlüğü girmedi. Olympiakos topu tutsa maçı kazanacaktı ama hızlı hücum yapalım derken yine top kaybı yaptılar. 0.7 saniye kala Fenerbahçe topu kenardan oyuna soktu. Sertaç çok zor bir üçlükle bu kez isabet sağladı ama yapılan kontroller sonrası, süre bittiği için bu üçlük geçerlilik kazanmadı.
Savunma performansı yine kötüydü
Şu hücum performansının yarısı Panathinaikos karşısında sergilenebilse şimdi farklı şeyler yazıyor, konuşuyor olurduk. İlk gün hiç katkı veremeyen Wilbekin 16, Pierre de 19 sayı attı. Ama savunma performansınız çok kötüydü. Olympiakos tam 21 top kaybı yaptığı, Fenerbahçe’den topu daha az potaya attığı maçı Alec Peters önderliğinde kazanıp sezonu 3. bitirdi. Onların da Sloukas ve Vezenkov gibi iki ana unsuru kaybetmelerine rağmen Final-Four’a kalmaları bence büyük başarıydı. Yıllardır aynı düzen ve sistem içinde oynayan Pire ekibi, takıma kimi monte ederse etsin maksimum verimi almayı başarıyor.
Bu kültür Fenerbahçe’de artık oluştu
Coach Jasikevicius geldikten sonra bambaşka bir görüntü çizen, kendisinden daha güçlü bir takım olan Monaco’yu saha dezavantajına rağmen elemeyi başaran Fenerbahçe Beko da Olympiakos gibi beklenenin üzerinde bir başarı elde etti. Tabii gönül burada final oynayıp kazanmalarını isterdi ama ortada bazı gerçekler de var. Seneye, Jasikevicius kendi istediği oyuncularla yapacağı takviyelerle daha güçlü bir kadro kurabilir. Bu kültür Fenerbahçe’de artık oluştu. 10 yılda 6 Final-Four oynamak eskiden hayal bile edemeyeceğimiz şeylerdi. Ama artık Fenerbahçe Beko, Avrupa’nın söz sahibi 3-5 takımırdan biri haline geldi. Bir kez daha Sarı-Lacivertliler’i tebrik ediyorum...
‘’EuroLeague kupası sahibini buluyor‘’
Euroleague’de upuzun bir sezon geride kaldı ve dananın kuyruğu bugün Berlin’de kopacak. Ne yazık ki temsilcimiz Fenerbahçe Beko, finalde yok ama Türk Milli Takımı’nın coachu Ergin Ataman orada. Sezon ortasında Jasikevicius’u göreve getirdikten sonra ciddi bir çıkış yakalayan Fenerbahçe Beko, sezon başında kendisine çok da şans verilmemesine rağmen Final-Four’a kalmayı başarmıştı. Hem de sakatlık sorunları ile geçen bir seride güçlü Monaco’yu saha avantajı olmamasına rağmen geçmişti. Ama Final-Four’un ilk gününde bekleneni veremedi Kanarya. Özellikle hücumda çok çaresiz kaldılar.
Olağanüstü savunma karşısında çaresiz kaldı
Panathinaikos, olağanüstü savunma yaparken Jasikevicius sürekli denemelerde bulundu ama bu savunmayı geçmekte çaresiz kaldı. Fenerbahçe, takım olarak sahaya akıl koyamadı maalesef. Aslında çok istediler, çok mücadele ettiler ki bu yenilen sayıdan da belli oluyor. Özellikle müdafada bence iyi iş çıkardı Sarı-Lacivertliler ama işin hücum tarafını bir türlü çözemediler. Zaten atılan skor da kötü hücum edildiğini gösteriyor. Gönül isterdi ki Fenerbahçe Beko, tarihinin ikinci şampiyonluğunu kazansın ama olmadı. Bir iki doğru takviye ile bu takım gelecek yıl da Final-Four seviyesine ulaşabilir.
Bazıları ona inandı, bazıları da inanmadı
Gelelim finale. Bu yıl ilk kez normal sezon birincisi ile ikincisi finale kaldı. Genelde şampiyonlar aşağıdan Play-Off’a giren takımlardan çıkıyorda ama bu kez iki favori sürprize izin vermedi. Son şampiyon Real Madrid, unvanını korumak isteyecek. Onlar harika bir sezon geçirdi ve uzak ara ligi lider bitirdiler. Panathihaikos cephesine gelince;) onlar için da rüya gibi geçen bir sezon oldu. Ergin Ataman takımın başına geldiği ilk gün ‘Hedefimiz Final-Four’ demişti. 12 yıldır Final-Four’a kalamayan, geçen yıl ligi 17. sırada bitiren, taraftarı küsmüş ve sil baştan kurulan bir takım için oldukça iddialı sözlerdi. Bazıları ona inandı, bazıları da inanmadı. Ama Ataman sözünde durdu. Panathinaikos’ta basketbol ateşi yeniden alevlendi. Salonun yolunu unutan taraftar, her maçı kapalı gişe yaptı. Heyecen geri gelmişti. Bu bile Ataman için büyük başarıydı ama onlar yetinmedi. Fenerbahçe karşısında mükemmel savunma yapıp finale kalmaşı başardılar. Şimdi hedefleri 7. şampiyonluk. Tribünlerde Panahinaikos üstünlüğü olacak. Sahada ise neler olacağını kestirmek gerçekten güç. Çünkü Real Madrid süper yıldızları ile finalin favorisi. Fakat, motive, inançlı, iyi basketbol oynayan Panathinaikos kazanırsa benim için sürpriz olmaz...
‘’Bu kez olmadı‘’
Fenerbahçe Beko, kötü başladı, sonra biraz toparlar gibi oldu. Hiç öne geçemedi ve 26. dakikaya kadar oyunun içindeydi. Skor 51-50 olduktan sonra, 9 dakikada sadece 2 sayı atabilen Kanarya, 14 sayıyı potasında görünce yenilgi kaçınılmaz oldu. Takımlar birbirini iyi tanıyor ve silahlarına önlem alıyorlar. Bu tip maçlarda ana unsurlardan 1-2’sinin iyi oynayıp, ekstra oyunculardan katkı almak gerekiyor. Ama dün Fenerbahçe’de Calathes biraz oynadı. Hayes ilk yarı 14, ikinci yarı 0 sayı attı. Biraz da kenardan gelen Sestina’nın şut katkısı oldu o kadar. Takımın en önemli hücum silahı Wilbekın, 10’da 1’le oynadı. Motley, ilk üç dakikada sahadaydı. Panathinaikos 12-0’la başlayınca kenara geldi bir daha da oyuna girmedi. Guduriç de düşük yüzdeyle şut attı. O 3 top kaybı yaparken, takım 15 top kaybıyla oynadı. Bu şartlarda rakip kim olursa olsun bir Final-Four maçı kazanılmaz. Fenerbahçe de aslında iyi savunma yaptı. Oyun başa baş gittiği anlarda Calathes, Nunn’ı son derece etkisiz hale getirdi. Sloukas da devreye giremedi. Mitoglou sahada yoktu. Ama dediğim gibi takım sıkıntıya girdiği anlarda ekstra, beklenmeyen isimlerin sahne alması gerekiyor. Savunmacı kimliği ile takımda yer bulan Grant ilk dakikadan itibaren skor katkısı yaptı. Yine baskısı savunma için oyuna giren Kalaitzakis çok can yakıcı bir anda 3. periyot biterken çok kritik bir üçlük attı. Keza Grigonis ve Papapetrou da yüksek isabet oranı ile toplamda 15 sayı üretti. Sadece 73 sayı atarak bu yarı finali kazanabildi Panathinaikos.
Kötü oynadık
Daha iyi hazırlanmışlar, daha motive olmuşlar. Lessort da pota altında büyük üstünlük kurdu. Motley ve Papa çok az oynadı. Sertaç da eski formunda değil. Hal böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz oldu. Kötü oynarken skor 51-50’ye gelince umutlanmıştım. Çünkü bir şekilde ya Wilbekın’ın, ya Guduriç’in ya da Davis’in artık bir şeyler yapacağını düşünmüştüm. Ama yanılmışım. Kalan bölümü daha da kötü oynadık. Olmadı. Sonuçta Fenerbahçe’nin FinalFour’a kalması başarı. Jasikevicius ilk yılında görevini yaptı. Gelecek yıl doğru hamlelerle yine buralarda olunabilir. Ergin Ataman da, 12 yıl sonra ayağa kaldırdığı Panathinaikos’u finale taşıdı. Onlar için peri masalı devam ediyor...
‘’Haydi Fener‘’
Berlin’de belki de tarihin en renkli ve mücadeleci Final-Four bizi bekliyor. Son şampiyon Real Madrid, Atina’nın iki yakası Panathinaikos ile Olympiakos ve tabii ki Fenerbahçe Beko... Tam 5 sezon aradan sonra Final-Four’a kalan Fenerbahçe Beko ile Ergin Ataman’ın Panathinaikos’u finalist olmaya çalışacak. Normal sezonda iç saha maçlarını kazanan iki takım bu kez bambaşka bir platformda kozlarını paylaşıyor. Fenerbahçe, saha avantajı olmamasına rağmen Monaco’yu 3-2 ile geçip 5. maçı deplasmanda kazanan ilk takım olarak tarihe geçti.
İkisi de heyecanlı...
Final-Four’daki diğer üç antrenörün şampiyonlukları var ama sadece Jasikevicius’un yok. Litvanyalı teknik adam sezon ortasında aldığı Fenerbahçe’yi adeta sınıf atlattı. Ergin Ataman, 12 yıldır Final-Four’a kalamayan, geçen yıl sezonu 17. sırada bitiren Panathinaikos’ta yepyeni bir kadro kurdu ve ilk yılında Final-Four’a kalmayı başardı. İki camia da heyecanlı. İki kulübün de binlerce taraftarı Berlin’de olacak. Muazzam bir maç ve atmosfer bizi bekliyor. İki takımda da daha önce bu kupayı kazanmış olan, kazanmayı bilen oyuncular var. Galibi küçük farklar belirleyecek.
Geçen yılın rövanşı olacak
Diğer tarafta geçen yılın rövanşı (Real MadridOlympiakos maçı Saat 22.00’de S Sport’ta olacak) var. Sergio Llull’un son saniye basketi ile Olympiakos’u yenip şampiyon olan Real Madrid yine en büyük favori. Ama geçmiş yıllara baktığımızda normal sezonu lider bitiren hiçbir takım şampiyonluğa ulaşamadı. Bu istatistiğin de devam etmesini diliyorum. Bana göre şampiyon Fenerbahçe Beko-Panathinaikos eşleşmesinden çıkacak. Kazananın kupayı alacağını öngörüyorum. Umarız o kupa, ikinci kez İstanbul’daki yerini alır...
‘’Tarihi sezon tarihi zafer‘’
Fenerbahçe Beko tam 5 yıl aradan sonra, hem de tarihe geçen bir sonuçla Final-Four biletini aldı. Aslında Jasikevicius geldikten sonra bir çok tarihi maç oynamıştı Kanarya. Kulübün ve Euroleague’in bir çok sayı, asist ve üç sayı rekorlarını kırdılar. O da yetmedi, Nigel Hayes-Davis, Alba Berlin maçında 50 sayı atıp bireysel olarak da bir rekor kırdı. Böyle bir sezon Final-Four ile taçlandırılmalıydı. Öyle de oldu. Obradoviç’le 5 yıl üst üste Final-Four oynayan, Sırp çalıştırıcı ayrıldıktan sonra ise bir daha Dörtlü Finale kalamayan Sarı-Lacivertliler, Jasikevicius ile beraber tekrar ait olduğu yere döndü. Euroleague sezonu çok çekişmeli geçmişti. Tek başına zirvede yer alan Real Madrid dışındaki diğer 9 takım çok küçük galibiyet farkları ile sıralanmıştı.
En keyifli Play-Off dönemi
Nitekim bu rekabet Play-Off’lara da yansıdı. Yine Real Madrid, Baskonia’yı 3-0’la geçip erkenden rakiplerini beklemeye başlarken, diğer 3 seri de 5. maça kaldı. Hem serinin genelinde, hem de maçlar özelince büyük çekişmeler, büyük kavgalar, büyük mücadeleler yaşandı. İzlediğim belki de en keyifli Play-Off dönemi oldu bu sezon. 5. maçlara gelindiğinde ise herkesin aklına o istatistik geldi. Daha önce 2-2’lik eşitlik bulunan 19 serinin hiç birinde deplasman takımları kazanamamıştı. Bunu da başarmak ve tarihe geçmek Fenerbahçe Beko’ya düştü. Aslında Monaco’da ilk maçı kazanıp servis kırdıktan sonra belki iş 3-0’la bile bitebilirdi. Ama Play-Off oynamak ve kazanmak herkesin yapabileceği bir iş değil. Büyük oyunculara, cesur oyunculara, büyük akıllara sahip olmak gerekir.
Cesurca şutları attılar
Nitekim bu oyuncular Fenerbahçe’de de, Monaco’da da fazlasıyla mevcuttu. 5. maçta da tam ‘iş bitti’ derken Okobo sahne aldı. Mike James sahne aldı. Müthiş karakter koydular. Ama karşılarında gerçekten cesur oyunculara sahip bir Fenerbahçe vardı. Örneğin Sestina ve Biberoviç. Biri ilk kez Play-Off oynuyor, diğeri ilk kez Play-Off’ta sorumluluk alıyordu. Ama en can alıcı, ellerin titremesi gereken yerlerde kaldırıp cesurca o şutları attılar ve isabet buldular.
Büyük oyuncu performansı
Ama aynı gün Fransa’da o ana kadar kullandığı 8 üçlüğün 7’sini kaçıran Calathes, pozisyonlar yine kendisine geldiği için büyük bir özgüvenle son 30 saniyede o 2 üçlükte isabet bulup Kanarya’yı uçurdu. 1/8’le maç sonuna gelip 2/2 ile bitirmek de büyük oyuncuların yapabileceği bir iş. Şimdi Final-Four’da ilk rakip Panathinaikos. Onlar da Ergin Ataman yönetiminde tam 12 yıl aradan sonra Final-Four’a kaldılar. Bence bu maçın galibi, Berlin’de şampiyon olacak. Final-Four’da yer alan 4 antrenörden sadece Jasikevicius’un kupası yok. Bakalım bir ilki daha başaracak mı?
‘’Fenerbahçe ait olduğu yerde‘’
İnanılmaz bir seri, inanılmaz bir beşinci maç, uzatma ve inanılmaz bir maç sonu.. Öldük öldük dirildik ama sonunda gülmeyi başardık. Tebrikler Fenerbahçe Beko... 2-2’lik serilerde daha önce 5. maçı deplasmanda hiç bir takım kazanamamıştı. Ama Fenerbahçe Beko’dan umutluyduk. Her serinin bir sonu olduğunu yazdık. Bu 19 maçlık seri de dün Monaco’da son buldu. Fenerbahçe Beko, zoru başardı ve Monaco’yu deplasmanda 80-79 yenip Play-Off serisini 3-2 kazandı ve tam 5 yıl aradan sonra tekrar Final-Four’a kalmaşı başardı.
Play-Off’un olduğu kadar dünkü maç da bir sürü hikaye barındırdı içinde. İlk periyotta yapılan 9 top kaybına rağmen, Wilbekın ve Guduriç’in süre biterken attığı üçlükler takımı ayakta tuttu. İkinci yarının başında Monaco 5 sayı öne geçtikten sonra Tarık Biberoviç’in 8-0’lık serisi Fenerbahçe’yi tekrar öne geçirdi. Papagiannis’in kritik anlarda yaptığı iki blok ve 2.5 saniye kala kaptığı top bambaşka bir hikayeydi.
Calathes...
Tabii ki maç boyu boş bırakılan, şutları riske edilen o ana kadar attığı 8 üçlüğün 7’sini kaçıran Nick Calathes’in son 30 saniyede arka arkaya 2 üçlük atması, destansıydı. Ayrıca Mike James’i 5 maçta da sahadan silen Calathes, kuşkusuz bu serinin MVP’si olmalı. Sonuçta dakika alan her oyuncu sonuna kadar mücadele etti, hatalar oldu ama hiç geri adım atmadılar. Kötü hücum ettiler belki ama bir şekilde Guduriç’le, Wilbekın’la o son topu potaya atmayı başardılar. Belki maç uzatmaya bile gitmezdi. 64-60 öndeyken arka arkaya 3 hücumda top kaybı yapılmasa normal sürede iş biterdi belki. Ama olsun. Böylesi daha heyecanlı ve keyifli oldu. Fenerbahçe Beko artık ait olduğu yerde...









































