‘’Fener, kusursuza yakın oynadı‘’
Sezonun en keyifli maçlarından biriydi Fenerbahçe adına... İlk yarıda beklenenden fazla yenilgi alan Sarı- Lacivertliler, Panathinainos’tan rövanşı alırken, ikili averajı da eline geçirdi.
Gerek savunma konsantrasyonu, gerekse hücum organizasyonu kusursuza yakındı. Özellikle ilk 15 dakika, adeta sürklase etti Fenerbahçe, Panathinaikos’u...Skor 42-22 olmuştu, Panathinakios’un o 22 sayısının çoğu Singleton ve James’in bireysel çabaları ile gelmişti. Calathes gibi sezonun flaş oyun kurucusuna sahip olan Atina ekibine bir tane bile organize basket imkanı tanımadı Kanarya. Savunma müthiş olunca, hücumlar da tıkır tıkır işledi. 31 basketin tam 20 tanesi asist üzerinden geldi.
Hak ettiği alkışı aldı
Fenerbahçe’ye en değerli katkıyı ise Ahmet Düverioğlu yaptı. Udoh’un yokluğunda Vesely erken faul problemine girmişti. Obradoviç, periyodun son dakikasında Vesely’yi korumak adına kenara aldı. Ama Ahmet o 1 dakikayı öyle iyi kullandı ki, Obradoviç’in de maçın geri kalanında onu oynatmaktan başka çaresi kalmadı. Girer girmez Calathes’e müthiş bir blok yapan Ahmet, hücumda da basketi attı. O moralle maçı 6/7 isabet oranı ile 13 sayı, 4 ribaunt, 1 asist, 1 top çalma ve 2 blokla tamamladı. Tribünler de ona hak ettiği alkışı fazlasıyla verdi. Fenerbahçe, düne kadar inişliçıkışlı bir grafik çizmişti. Dün, sezonun belki de en iyi basketbolu oynandı. Kalan haftalarda önemli bir fikstür avantajı var Fenerbahçe’nin. Kanarya’nın bu oyununu giderek geliştereceğini tahmin ediyorum. Böyle olursa da o avantajı fazlasıyla kullanacaklardır.
‘’Sihirbazlar işbaşında‘’
Avrupa’nın en iyi ligi olarak gösterilen Spor Toto Basketbol Ligi’nin yıldızları, dün Ülker Arena’da geleneksel All Star organizasyonunda karşı karşıya geldi. Basketbol Federasyonu’nun aldığı kararla, maçın gelirleri şehit aileleri ve gazilere bağışlanırken, organizasyon biraz daha anlam kazanmıştı. All-Star’ın en ilgi çeken yönü, bence maçtan ziyade yarışmalar.
Melih otomatiğe bağladı
Geçen yılın üç sayı şampiyonu ‘altın bilek’ Melih Mahmutoğlu, yine uzak ara şampiyon oldu. Sevdiği potaları üçlük bombardumanına tutan Melih, 20 puan ile rekor kırıp şampiyon oldu. Adeta otomatiğe bağlayan Melih, bu gidişle şampiyonluğu gelecek yıllarda da kimseye bırakmaz. Umarız, bu üçlüklere Euroleague’de de devam eder milli oyuncumuz. Yetenek yarışmasının galibi, altyapı takımları ile bir çok madalya kazanan Yiğit Arslan oldu. Yiğit’in de bu yeteneklerini, çok az süre aldığı Spor Toto Basketbol Ligi’nde göstermesini bekliyoruz.
Honeycutt hak etti
Merakla beklenen an ise smaç yarışmasıydı. Birbirinden yetenekli ve atletik finalistlerin çoğu yine her zamanki gibi çok hazırlanmadan gelmişler. Para verip tribünleri dolduran izleyicilere en çok saygıyı gösteren isim Honeycutt olmuş. Her smacına özenerek hazırlanmış. Ona şampiyonluğu getiren 4 oyuncunun üzerinden yaptığı smaç ise tek kelime ile harikaydı. Tebrikler ve teşekkürler Honeycutt...
Wright şov yaptı
Asya-Avrupa maçını ise 22 sayı, 9 ribaunt ve 8 asistle oynayıp MVP seçilen Trabzonspor Medical Park’tan Julian Wright’ın katkılarıyla Asya Karması kazandı: 140-135. Bu maçlara biraz rekabet ve heyecan getirmenin de bir yolu bulunmalı. Bir de Federasyon, İstanbul tercihini sorgulamalı bence. Arda Turan geldi, olaya biraz renk kattı, bütün haber bültenlerinde maç olacak tamam ama, İstanbul’da 4 tane Euroleague takımı var. Her hafta ya CSKA Moskova, ya Real Madrid, ya Olympiakos İstanbul’a geliyor. İstanbul seyircisi için bu yıldızları izlemek son derece sıradan bir olay. Zaten maçın ikinci yarısında tribünün büyük bölümü boşaldı. Ama Anadolu seyircisi için böyle değil. Onlar için bu yıldızları canlı izlemek çok önemli. Hem izleyenler ve oynayanlar için bu organizasyon daha keyifli ve coşkulu olabilir böylece.
‘’Ufuk Sarıca doğru tercih‘’
Türkiye Basketbol Federasyonu, A Milli Takım’ın yeni coachu olarak Ufuk Sarıca’yı açıkladı. Uzun süredir takımın başına kimin geçeceği merak konusuydu. Yerli bir isim olacağı kesin gibiydi, favorilerden Ufuk Sarıca bu göreve getirildi.
Sarıca, yakın geçmişte kısıtlı imkanlarla önemli işler yaptı. Pınar Karşıyaka gibi bir takımla Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve en önemlisi Türkiye Ligi şampiyonluğunu kazandı. Eurochallange şampiyonluğunu son saniyede kaybetti. Şimdi Beşiktaş Sompo Japan’la, sezon yarısı olmasına rağmen yine beklenin üzerine çıktı.
Yıllardır A Milli Takım’da yardımcı coachluk yapan Ufuk, bu organizasyona yabancı da değil. Milli takım bir geçiş döneminde. Oyuncu havuzumuz çok dar. Evimizde bir Avrupa Şampiyonası var ve madalya adayı değiliz. Ama Sarıca, eldeki malzemeden maksimum verim almayı başarabilen bir coach. Bu nedenle, geçiş döneminde yapılmış doğru bir tercih olarak görüyorum.
Harun Erdenay federasyonu, coach ‘Milli takım ve kulüp takımı’nı aynı anda çalıştıramaz fikrine sahipdi. Türkoğlu ve ekibi de şartlar oluşsaydı aynı fikri benimsiyordu. Ama Ufuk Sarıca ismi ağırlık kazandığı için, bu düşünceden vazgeçildi. Sezon içinde milli takım için takvimde ‘pencereler’ açılacak. Bu dönemde Sarıca, Beşiktaş’tan ayrı kalacak. Ama Siyah-Beyazlı kulüp bu duruma onay verdiği için, ortada büyük bir sorun kalmıyor....Sarıca’ya yeni görevinde başarılar diliyorum.
‘’Aslan savaştı, kazandı‘’
Euroleague’de haftalar ilerliyor. Galatasaray Odeabank’ın, mantık olarak çok olmasa da, matematiksel olarak şansı devam ediyor. Cim Bom, bu hedefi doğrultusunda ağırladığı Zalgiris Kaunas’ı, 40 dakika boyunca domine ettiği maçta yenip 5. galibiyetini aldı, umutlarını kalan 13 haftaya taşıdı. Zalgiris, ligin en düşük bütçeli takımlarından biri olmasına rağmen, basketbol geleneği ve bilgisi ile beklenenden çok fazla galibiyet aldı.
Yine bu salonda Anadolu Efes’i deviren Litvanya ekibinin Pangos ve Westermann gibi iki kısa oyuncusunu devreye sokmayan Cim Bom, çok fazla hücum ribaundu almamasına rağmen sonuca gitmeyi bildi. 3 yabancısını gönderen, forma giyen iki Amerikalı Daye ve Diebler’den basket bulamadığı bir maçı daha geride bırakan Sarı-Kırmızılılar, son periyotta sorumluluğu ele alan Sinan
Güler’in müthiş performansı ile 10 sayıdan yakalanmasına rağmen, zafere ulaşmasını bildi.
Pleiss, her iki pota altında fazlasıyla etkili olurken, Fitipaldo geldiği günden bu yana en etkili performansını sergiledi. Savunma için oyuna alınan Göksenin, 12 dakika gibi kısa bir sürede 1/1 iki sayı, 2/2 üç sayı isabet oranı ile şut atıp, takımına çok değerli katkı verdi. Sarı- Kırmızılılar’ı, zorlu bir fikstür bekliyor. Henüz deplasman galibiyetleri yok ve fazla sayıda dış saha maçı oynayacaklar. Bu oyun ve kadro yapısı ile şansları az ama sonuna kadar deneyeceklerdir.
‘’Kurtarıcı gözüyle bakılmamalı‘’
Obradoviç transfer yapar mı, yapmaz mı diye beklerken, Kanarya’dan sürpriz bir hamle geldi. Zaten zayıf olan uzun rotasyonunda bu sene Antiç’ten de hiç faydalanılamadığı gözönüne alındığında, atletik ve ribauntçu bir pota altı oyuncusuna ihtiyaç olmuştu. Anthony Bennett müthiş bir kolej kariyeri sonrası 2013 draftinde ‘1’ numara seçildikten sonra beklentileri karşılayamadı. Hiç bir zaman süper yıldız, hatta yıldız statüsüne erişemedi. 4 yıllık inişli çıkışlı grafik sonrası, Euroleague’in yolunu tuttu Kanadalı power forvet.
Gherardini geldikten bu yana Fenerbahçe transferde çok az hata yaptı. Genelde nokta atışı yapıyorlar. Gherardini, aynı zamanda Kanada Milli Takımı’nın da Genel Menaceri... Bennett’ı çok yakından tanıyor, neler yapabileceğini, nasıl katkı verebileceğini iyi biliyor.
Ara transfer döneminde yapılan transferlerden çok fazla şeyler de beklememek gerekli. Fenerbahçe taraftarı şunu bilmeli ki, Bennett bir kurtarıcı değil. Oturmuş ve güçlü bir takıma yardımcı olmaya çalışacak bir rol oyuncusu olacak. Potansiyeli var mı? Fazlasıyla var. Eğer basketbola konsantre olur, takım düzenine çabuk uyum sağlarsa atletik yetenekleri ile Vesely-Udoh ikilisinin yükünü hafifletebilir.
‘’Fenerbahçe fırsat tepti‘’
Obradoviç ve Fenerbahçe'nin en sevdiği deplasmanlarından biriydi Belgrad. Kızıl Yıldız'ı son üç maçta çok kolay ve rahat geçmişti Kanarya. Dün, maçı defalarca koparacak noktaya getirdi belki Sarı-Lacivertliler, ama yaptıkları tercih hataları, bazı oyunculardan hiç verim alamaları, yenilgiyi getirdi. Kızıl Yıldız, ligin en düşük bütçeli takımlarından biri olmasına rağmen Belgrad'da Real Madrid'i, Barcelona'yı, Maccabi'yi ve CSKA Moskova'yı yenmeyi başarmıştı. Dün de bir başka Final-Four adayı Fenerbahçe'yi devirdiler. Kanarya, bu yıl ilk kez başa baş oynadığı bir maçı kaybetti. Ligin ikinci yarısında büyük bir fikstür avantajları var. Bu galibiyet onları fazlasıyla rahatlatacaktı. Artık kendi evlerinde hiç kaybetmemeye bakacaklar.
Daçka'dan harika rövanş
Küçük düşürücü bir yenilgi almıştı Darüşşafaka Doğuş, Baskonia deplasmanında. Sadece 52 sayı atabilmiş, 21 sayı fark yemişlerdi. Bu maçı çok daha konsantre ve istekli oynamaları bekleniyordu. Nitekim maça kötü başlasalar da, kenardan gelen ve kariyer maçı oynayan (29 sayı ve 5 asist) Bertans'ın ateşlemesiyle geriden gelip öne geçen Daçka, müthiş bir hücum performansı ile kritik bir galibiyete imza attı. Baskonia sezonun flaş takımı. İki oyun kurucu Larkin ve Beaubouis ile hücumları yönlendiriyor. Daçka, Semih'in sakatlığı, Furkan ve Ziziç'in varlığı ile yokluğunun belli olmadığı maçta, kısaları ile sonuca gitti. Rakibin iki oyun kurucu belki bu yılın en etkisiz performansını sergiledi. Daçka'da, Bertans'ın yanı sıra 5/5 ile üçlük atan Wannamaker, 4/4 üçlük atan Wilbekin, pivotların yokluğunda ligin en çok ribaunt alan Baskonia uzunları ile adeta savaşan ve ribaunt üstünlüğünü ele geçiren Moerman ve Harrangody'ın mücadelesi galibiyette kritik rol oynadı. Barcelona ve Maccabi deplasmanlarında iyi oynamasına rağmen son anda kaybeden Darüşşafaka, bu galibiyetle Play-Off iddiasını sürdürdü. 4 Türk takımın İspanya'da yenen Baskonia, ikinci yarıda 4 kez İstanbul'a gelecek. İlkinde bileti Darüşşafaka kesti. Darısı diğer 3 ekibimizin başına...
‘’Dev derbi Fener'in‘’
Ligin iki formda takımı ezeli rakipler Beşiktaş Sompo Japan ile Fenerbahçe, Akatlar’da karşı karşıya geldi. Ufuk Sarıca yönetiminde yeniden yapılanan, yeni bir heyecan yakalayan ve evinde oynayan Beşiktaş için biraz daha önem taşıyordu dünkü derbi. Taraftar günler öncesinden biletleri bitirmiş, bu maçı bekliyordu. Nitekim Beşiktaş son derece agresif başladı maça. Sezonun MVP’si olmaya aday Stimac pota altında hegamonya kurarken, kenardan gelen Strawberry potaya gidip basket buluyordu. Ancak Fenerbahçe de hiç geri adım atmadı. Beşiktaş’ın agresifliğine cevap verdi. Sakatlıktan dönen Bogdanovic, ikinci maçında takımın liderliğine soyunurken, Nunnally ona yardımcı oldu. Devre 41- 37 bittikten sonra ikinci yarıya Roll’ün müthiş oyunuyla başlayan Kartal, 12 sayılık farkı yakaladı: 56-44. Mola dönüşü Kanarya’nın nasıl bir reaksiyon göstereceği önemliydi. Nitekim ilk yarı hiç basket atamayan Bobby Dixon ve Datome’nin üçlükleri ile 14-2’lik seri yakalayan Fenerbahçe, 60-59 öne geçti, maç da yeniden başladı. Bu dakikadan sonra baskı altına giren taraf evsahibi Beşiktaş oldu.
44 saniye kala...
Ribauntlarda 32’ye 22’lik üstünlük sağlayan Beşiktaş, bu avantajını top kayıpları ile ziyan etti (15’e 8), Dixon’un bitime 44 saniye kala attığı üçlük de sonucu belirledi: 79-76 Fenerbahçe’de 19 sayı atan Bogdanovic, ‘geri döndüm’ derken, ikinci yarıda Bobby ve Datome’nin yüksek yüzdeli şutları, bu zorlu deplasmanda zaferi Fenerbahçe’ye getirdi.
‘’Datome&Nunnally ortak yapımı‘’
Euroleague’de kolay maç kazanılamayacağını bir kez daha gördük dün. Milano haftalardır galibiyete hasret, dibe vurmuş durumda. Takımın lideri Gentile takımdan ayrılmış, en önemli skoreri Sanders yok, buna rağmen Fenerbahçe dişleri ile kazıya kazıya galibiyete ulaşabildi, kaza kurşununa kurban gitmedi. Bogdanoviç’in dönüş maçıydı. Kötü hava şartlarına rağmen 9 bine yakın taraftar vardı Ülker Arena’da. Kanarya, Datome’nin sahada olduğu bölümlerde rakibe büyük üstünlük kurdu. Ama Bogdanoviç’i kazanma adına neredeyse maç kaybediliyordu.
Neyse ki, ikinci periyot ve ikinci yarının başında hiç oynatılmayan İtalyan yıldız maçın geri kalanında forma giydi, Nunnally de kariyerinin en iyi oyunlarından birini sergileyince, Kanarya zor da olsa kazanmayı bildi. Fenerbahçe aslında kazanacak kadar oynadı ama erken havlu atmaya hazır bir takım görüntüsü çizen Milano, 7/8 isabet oranı ile ilk yarıda 18 sayı atıp kendisini bile şaşırtan Kalneitis’le ayakta kaldı. İkinci yarıda da Kalneitis’in kaldığı yerden eski Fenerbahçeli Ricky Hickman devam etti. Bu iki ekstra performans Kanarya’nın tüm hesaplarını alt üst etti. Oyun stratejisinde ağırlıklı olarak pota altını kullanmayı hedefleyen Fenerbahçe’de, Udoh ile son dönemdeki davranışlarıyla bardağı taşıran ve Obradoviç’in fazla yüz vermediği Vesely’nin devrede sadece 2’şer sayıda kalması, oyunun sıkışmasındaki etkenlerden biriydi.
Ama ikinci yarıda Udoh normale döndü, Datome çok kritik sayılar attı. Bitime saniyeler kala da Nunnally, attığı üçlükle Milano’nun fişini çekti. Bobby Dixon ve Kaliniç’in yüksek yüzdeyle çift hanelere ulaşması galibiyete fazlasıyla yardımcı olurken, takım halinde yapılan 20 asist gecenin olumlu taraflarından biriydi.









































