Arama

Popüler aramalar

‘’Hoşgeldin şampiyon‘’

Euroleague’in son şampiyonu Fenerbahçe Doğuş için bu yılın daha zorlu geçeceği ortada. Hem Antiç, Bogdanoviç ve Udoh gibi önemli karakterlerin takımdan ayrılması, hem de bütün rakiplerin şampiyonu yenmek için iki kat motive olarak maça çıkmaları, Sarı-Lacivertliler’in işini biraz daha zorlaştırıyor.

Bu duruma alışmalı Fenerbahçe. Bütün bir sezon böyle geçecek çünkü. Sarı-Lacivertliler, Malaga’dan sonra, dün de elindeki maçı veriyordu az daha...

3 dakika kala skor 68-77’ydi, maç 80-80 sona erdi. Uzatmada Wanamaker’ın bireysel yetenekleri, sezonun ilk galibiyetini getirdi. Fenerbahçe’yi geçen yıl başarılı kılan şey, kazanma alışkanlığıydı. Kötü de oynasa, başa baş geçen maçları bir şekilde alıyordu Kanarya. Bu sezon ise iyi oynayıp, son çeyreğe çift haneli farklarla önde girmesine rağmen ya kaybetti, ya da dünkü gibi yenilginin kıyısından döndü. Milano karşısında yine maç topunda kritik savunma ribaundunu alamadılar. Malaga’ya bu yüzden kaybetmişlerdi, Efes’e bu nedenle yenildiler dün de iki kez potayı iyi savunmalarına rağmen bir türlü o savunma ribaundunu alamayınca Micov 3. denemede üçlüğü attı.

Milano, coach Pianigiani, Micov, Theodore, Goudelock, Bertans gibi yolu Türkiye’den geçen oyuncular başta olmak üzere neredeyse bütün kadroyu değiştirmiş, yıllardır alışılagelmiş ‘toplama takım’ görüntüsüne bürünmüş. Bu yıl da çok para harcamalarına rağmen Play-Off’a kalamazlar. Fenerbahçe Doğuş’un ise önünde kat edeceği uzun bir yol var.

Galibiyet güzel ama Fenerbahçe taraftarının şu an için çok mutlu olduğunu sanmıyorum. Bobby ve Kaliniç dönerse, ribaunt sorunu biraz olsun azalır gibi görünüyor. Gecenin sevindirici yanı 15 sayı, 11 ribauntla oynayan Melli’nin kendine gelmesiydi. Guduriç uyum sağlasın diye koca bir ilk yarı heba oldu ama o çıkınca, Datome, Sloukas, Melli üçlüsü Fenerbahçe’nin çift haneli farklara ulaşmasını sağladı. Guduriç oynarken, Efes maçının yıldızı Melih’in hiç dakika alamaması umarım kaptanın moralini bozmaz. Çünkü sezon çok uzun ve zorlu. Tüm oyuncular, her an hazır olmalı ve dakika aldığında katkı vermeli. Bu yolda kadrodaki tüm isimlere büyük ihtiyaç olacak.

20 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efes, Fener'in dengesini bozdu‘’

Anadolu Efes’in, Doğuş dışında Türkiye Ligi’nde kullanacağı tecrübeli yerlisi olmadığı için, bu maçta ibre Fenerbahçe Doğuş’tan yana gözüküyordu. Ama Perasoviç, 6 yabancı artı Doğuş’la, son Euroleague ve Türkiye Ligi şampiyonunu geçmeyi başardı.

Efes, geçen yılki gibi çok fazla işi set oyununa bırakmayan McCollum ve Ledo’nun bireysel becerileri üzerinden üretmeye çalışan bir takım. Fenerbahçe ise iç-dış dengesini koruyabilen, oturmuş bir sisteme sahip.

Ama dün Efes savunması, Sarı-Lacivertliler’in tüm dengesini bozdu. Kanarya, hiç alışık olmadığımız bir şekilde 33 üçlük denerken, sadece 29 kez yakın mesafe atışı kullanabildi.
Bu üçlüklerin 23’ü tanesi kaçtı.

Malaga yenilgisindeki en önemli faktör, rakibe çok fazla hücum ribaundu vermiş olmalarıydı. Dün de son çeyrekte 13 sayıdan geldiler ama son dakikada Dunston’un iki hücum ribaundu sonrası attığı 4 sayı, tüm emeklerin heba olmasına neden oldu.

Anadolu Efes maça çok daha iyi hazırlanmış.

Özellikle savunmaya. Pınar Karşıyaka ve Real Madrid’den tonla sayı yiyen Efes, dün de potasında 80 sayı gördü belki ama en azından çember altını iyi savundu. Fenerbahçe’nin uzunlara top indirmesine, kısaların da potaya gitmesine engel oldu.

McCollum özel bir oyuncu. Bazen kontrolü kaybedebiliyor ama Efes böyle oynamaya mecbur.

Zaman geçtikçe daha da iyi olacaklarını düşünüyorum.

Obradoviç, maç yerine Melli ve Guduriç’i kazanmayı deniyor sezon başında. Guduriç çok tecrübesiz. Melli ise formsuz. Dün ikisi de hiç katkı veremedi.

16 Ekim 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'in sorunu ribaunt‘’

Aslında sezonun ilk maçına göre hiç de fena oynamadı Fenerbahçe Doğuş. Şampiyon kadrodan Udoh, Bogdanoviç’in yanı sıra, Bobby Dixon ve Kaliniç de yoktu. Buna karşın 35 dakika maçı domine eden, ne istediğini bilen, kararlı, kendi basketbolunu kabul ettiren bir Fenerbahçe vardı sahada. Belki geçen yılın başına oranla, daha da iyi durumdaydılar. Ama 4. periyodun başında 2 dakikada gelen 10-0’lık, ardından 8. dakikada 18-3’e taşınan seri bir çuval inciri berbat etti. 8 dakikada sadece 3 sayı atabilen Sarı-Lacivertliler, yine de maç topunu kullandı ama Sloukas’ın şutu girmedi. Geçen yıldan öğrendiklerimiz arasında, 30. hafta sonunda her topun, her maçın büyük bir önem taşıyacak olması. Tabii ki sezon çok uzun ama, 35 dakika iyi oynadığın bir maçı kazanmak ilk hafta içi önemliydi. Thompson, Guduriç ve Wanamaker sisteme uyum sağladıkça daha da faydalı olacaklar. Ama bu yılın en büyük sorunu ribaunt olacak gibi görünüyor. Hazırlık döneminde de, Fenerbahçe kazandığı maçlarda da ribauntlarda eksik kalmıştı. Dün de verilen 16 hücum ribaundu, maçın kaderini belirledi. Malaga 67 kez hücum etti, Fenerbahçe ise sadece 51. Rakibin topu potaya 16 kez fazla attığı bir maçı, bir sayıyla kaybetmek de acı verici. Daha iyi hücum edip, daha iyi savunma yapıyorsun ama o savunmadaki emeğin karşılığı olan ribaundu alamıyorsun. Udoh, Bogdanoviç hatta takımın en ribauntçu oyuncularından Bobby Dixon’un olmayışı bundan etken ama, Obradoviç’in kısa sürede çözüm bulması gerekecek.

Efes’in savunması gelişmeli

Anadolu Efes, beklediğimiz gibi oynadı. Yıldız oyuncularının birebirdeki yeteneklerine bağlı olacak gibi görünüyorlar. Nitekim bir ara McCollum ve Ledo’nun çıldırdığı anlarda 20 sayıdan farkı 2’ye indirdiler ama bu Real Madrid gibi bir devi, devirmelerine yetmedi. Efes, sezon içinde gelişecek bir takım. Özellikle savunmaları biraz daha oturursa, geçen yılki gibi hiç beklenmedik sonuçlar alabilirler.

13 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kartal son çeyrekte‘’

Son finalist Beşiktaş Sompo Japan, tecrübeli coach Zare Markovski yönetiminde yeniden yapılanan Trabzon deplasmanına çıktı Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin ilk haftasında... Takımın yıldızı Earl Clark ve Kenan Sipahi sakattı. Trabzon da, Haslip, Browning ve Obekpa gibi transferlerle güçlenmişti. Zor bir deplasman olacağı bekleniyordu, nitekim Kartal maçın büyük bir bölümünde sıkıntı yaşamasına rağmen, 4. periyotta işi bitirdi.

Sarıca’dan kritik hamle

Takımın tek oyun kurucusu Boatwright ilk maçında beklentilerin çok altında kalırken, 4. çeyrekte sakatlandı. Coach Ufuk Sarıca, Kenan’ı riske etmek istemiyordu. Ama oyun kurucusuz oynayan Siyah- Beyazlılar, Green ve Browning’in sayılarına engel olamayıp skorda geri düştü. Sarıca, mecburen bu maçta oynatmayı düşünmediği Kenan’ı sahaya sürdü. Milli takımda da iyi bir performans sergileyen Kenan, kısa sürede hücumları toparladı. İki kritik asisti sonrası üstünlüğü tekrar eline alan Beşiktaş, salondan 82-71 galip ayrıldı.

Çok can yakar

Yine ilk kez milli olan ve özgüveni artan Sertaç, 20 sayı, 3 asist ve 5 ribauntluk performansıyla yıldız gibi parladı. Trabzon zaman ilerledikçe çok can yakacak gibi gözüktü. Özellikle Nijeryalı Obekpa’yı izlemek büyük keyif. Birbirinden spektaküler tam 7 blok yaptı. Nijeryalı, bu yılın en iyi savunmacısı olmaya şimdiden adaylığını koydu.

09 Ekim 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu lig çok süper!‘’

Avrupa’nın en iyi liglerinden biri olan Tahincioğlu Basketbol Ligi’nde yeni sezon başlıyor. Son 4 yılda 3 şampiyonluk yaşayan Fenerbahçe, yine en büyük favori olarak yola çıkarken, diğerleri sürpriz peşinde koşacak. Ligin kalitesi, takımların Avrupa’daki başarısını da olumlu yönde etkilerken, 16 takımın 12’si sezona Avrupa Kupaları’nda mücadele ederek başladı.

Beşiktaş yine finale adayı

Geçen yılın finalisti Beşiktaş Sompo Japan, Stimaç dışında büyük kayıp yaşamazken, Ufuk Sarıca istediği oyuncuları aldı. Siyah- Beyazlılar, bu yıl da finalist adayı.

Efes’in yerli kadrosu tecrübesiz

Anadolu Efes, gelişme potansiyeli olan yabancılara yöneldi. Motum, Josh Adams, Ricky Ledo, riskli transferler gibi görünüyor. Bu oyuncuların performansı, Efes’in alacağı sonucu direkt olarak etkileyecek. Ancak Lacivert-Beyazlılar’ın yerli kadrosu çok genç ve tecrübesiz. 6 yabancı sınırlamasını gözönüne aldığımızda, Efes’in Türkiye Ligi’nde zorlanma ihtimali yüksek.

Banvit uyumu bekleyecek

Türkiye Kupası Şampiyonu Banvit, başarısındaki en önemli faktör Jordan Theodore’u kaybetti. Yine benzer bir transfer politikası izleyen Bandırma ekibi, yeni yabancılarının uyum sağlamasını bekleyecek.

Aslan’ın sezon öncesi işi zor

Galatasaray da Erman Kunter yönetiminde tamamen yenilendi. Hazırlık maçlarında sıkıntı yaşadıklarını gözlemledim. Kadrodaki 7 Amerikalı ile kimyayı oturtmaları zaman alacak gibi. Kunter, kariyerlerinde hiç üst üste 2 sezon aynı takımda oynamayan, bu oyunculardan bir takım yaratabilirse başarıya ulaşabilir. Ancak sezon öncesi itibariyle işleri zor.

Kaf Kaf’ta maddi kriz

Pınar Karşıyaka önemli oyuncular almasına rağmen daha sezon başlamadan maddi sorunlar yaşamaya başladı. Amerikalılar’ın boykot haberleri geliyor. Bu durum böyle devam ederse, geçen yılki gibi Play-Off’un uzağında kalırlar. Umarım sorunu kısa sürede çözerler. Diğer takımlar neredeyse aynı seviyede.

Ligde düşme adayı yok

Bu yıl TED Kolejliler gibi kesin düşme adayı yok. Play-Off ve kümede kalma yolunda büyük mücadeleler yaşanacak. Herşey son hafta belli olabilir. Yerli oyuncuların daha fazla süre, daha fazla sorumluluk aldığı, onlara güvenildiği bir sezon diliyorum.

9 yabancı antrenör!

Basketbol Federasyonu’nun Gençler Ligi önemli bir proje. Umarım oradan da kısa sürede sonuç alınır. Ama Milli Takım için Türk oyuncuların BSL’de kendilerini daha fazla göstermeleri gerekiyor. Bu da 9 yabancı coach ile nasıl olacak, onu zaman gösterecek.

07 Ekim 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şampiyon bıraktığı yerden‘’

Geçen yılın Euroleague ve Türkiye Ligi şampiyonu Fenerbahçe, bu sezona da Cumhurbaşkanlığı Kupası’yla başladı. Fenerbahçeliler’in yanı sıra basketbol kamuoyunun merak ettiği konu, aslında Fenerbahçe’nin kazanmasından ziyade, nasıl kazandığıydı. Udoh ve Bogdanoviç’in şampiyon kadrodan ayrılması ister istemez herkesi tedirgin ediyor, yenilerin nasıl bir performans sergileyeceği, yeni Fenerbahçe’nin nasıl olacağı merak ediliyordu.

Gerek hazırlık maçları, gerekse dün gördük ki, Obradoviç çok da fazla şey değiştirmeyecek. Mevcut sisteme, yenileri küçük ayarlarla adapte etmeye çalışıyor. Tabii ki Udoh ve Bogdanoviç’in muadili yok ama, Wanamaker, Sinan, Melli, Thompson ve Guduriç’in özel ve farklı yetenekleri var. Obra, bunları ön plana çıkarmaya çalışacak. Vesely ve Datome şu an için takımın en formda ve hazır isimleri.

Thompson çok kararlı...

Thompson, buraya kararlı gelmiş. Öğrenmeye ve katkı vermeye hazır. Dün de 7 sayının yanı sıra 12 ribaunt aldı, 6’sı hücumdaydı. Her pozisyonu takip ediyor, her topu istiyor. Wanamaker da az ama öz top kullanarak verimli olmaya alışmalı. Dün sadece 4 şutta 11 sayıya ulaştı. Adapte olmaya başlamış gibiydi. Bütün maçı domine eden ve çift haneli farklarla önde götüren Fenerbahçe, disiplinli savunmasının sayesinde şampiyonluğa ulaştı. Geçen yılın flaş takımı Banvit, bu yıl kadroyu büyük ölçüde değiştirdi.

Türkiye Kupası’nın kazanılması ve Şampiyonlar Ligi’nde final oynanmasındaki başrol adamı Theodore’un yokluğunda, silbaştan yapıyorlar. Yine çıkış yapması ve kendini geliştirmesi beklenen yabancıları tercih ettiler. Değerli bir kadro olabilirler. Ama şu an onlar için çok erken. İyi mücadele ettiler belki ama bu Fenerbahçe’nin yanına yaklaşmaları için bile yeterli olmadı.

05 Ekim 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Takım olurlarsa...‘’

Galatasaray, daha düşük bir bütçe ile yola çıktığı için, beklentiler düşük gibi görünüyor. Taraftar da fazla heyecanlı değil. Ama basketbolda başarı ile bütçe her zaman doğru orantılı olmuyor. En güzel örnek geçen sezon. Transferde yapılan fahiş hatalar, Euroleague’in önemli bütçelerinden biri olmalarına rağmen, sezonun hayal kırıklığı ile sona ermesine neden oldu. Bu yıl toplama takım gibi görünseler de, oyunculara tek tek baktığınızda önemli kariyerlere sahipler. Burada Erman Kunter’in eldeki malzemeden nasıl bir takım yaratacağını bekleyeceğiz.

Ortak bir sıkıntıları var

Richard Hendrix, Alex Renfroe, De Juan Summers ve Scottie Hopson hep kalburüstü takımlarda oynamışlar. Ama kariyerlerinde ortak bir sıkıntıları var. Bu 4 oyuncunun üst üste iki sezon oynadığı takım yok. Gezmedikleri ülke kalmamış hatta çoğu takımda sezonu bile tamamlamadan başka kulübe geçmişler. Böyle bir oyuncu topluluğundan takım yaratmak kolay iş değil. Ama Erman Kunter, Fransa’da da bu tip oyuncu ve takımlarla çok çalıştı. Bu oyunculara Rakeem Christmas ve çaylak TJ Cline’ı da eklediğimizde atletik, çok koşan, açık saha basketbolunu seven bir takım ortaya çıkacak gibi görünüyor.

Eurocup’ta da iddialı olabilir

Sorunlu gözüken ama kaliteleri çok da tartışılmayacak bu isimlerle kimya sağlanırsa başarı gelebilir. Türkiye Ligi’nde Fenerbahçe diğerlerinden bir adım önde ama finale kalabilmek için çok takımın şansı var. Keza 2 yıl önce şampiyon olunan Eurocup için de, iddialı bir konuma gelinebilir.

13 Eylül 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kaybederken kazandık!‘’

Bir Avrupa Şampiyonası daha bizim için erken sona erdi. Gerçi bu sonuçlara çok da yabancı değiliz. 2001’de evimizde kazandığımız gümüş madalyanın ardından takip eden şampiyonalarda 8.’likten öteye gidemedik. 2003, 2005, 2007, 2009, 2011, 2013 tamamen hayal kırıklığı olarak geçmişti. 2015’te zaten çok umudumuz yoktu, 2017’de de aynı şekilde 2. turda şampiyonaya veda ettik. Ama bu seferki biraz daha farklıydı.

Bu takım farklıydı

2015 dışında Mehmet Okur’la, Hidayet Türkoğlu’yla, İbrahim Kutluay’la, Mirsad Türkcan’la, Ersan İlyasova’yla, Ömer Aşık’la, Ömer Onan’la, Kerem Tunçeri’yle, Ender Arslan’la, Hüseyin Beşok’la, Kaya Peker’le vs hep madalya adayı olarak gidip, önümüze bakarak geri dönmüştük. Çeşitli nedenleri vardı bu sonuçların ama ortak payda kamuoyu eleştirisiydi. Mücadele etmeyen, kendi içinde kavga eden, takım olmayı başaramayan milli takımlar vardı.

Bu takım ise farklıydı. Ego savaşı, bencillik yoktu, birliktelik ve yardımlaşma vardı. Hepsi elinden geleni yaptı, mücadele etti, yerdeki topa atladı, savaştı, formasının hakkını sonuna kadar verdi. Ama kapasiteleri bu kadardı ve güçleri yetmedi. Sonuç aynıydı ama tek fark gönülleri kazanmış olmalarıydı.

Sorumluluk verilince...

En önemlisi, kendi takımlarında yüzlerine bakılmayan, ikinci plana atılan oyuncuların, fırsat ve sorumluluk verildiğinde neler yapabileceğini gördük.

Efes’te kadroya giremeyen 20 yaşındaki Furkan Korkmaz, büyük bir yıldız gibi oynadı. Efes’te süre verilen ama yabancıların gölgesinde kalan Cedi, o takımın lideri olabileceğini milli takımda gösterdi. Devamı NBA’de gelecek umarım. Euroleague’de dakika almakta zorlanan Melih, Avrupa’nın devlerine karşı 14 sayı ortalama ile oynadı. Keza Barış Hersek.

Kenan her ne kadar tam olarak bekleneni karşılamasa da, özgüven kazandığında bir kaç adım daha yukarı çıkabileceğini gösterdi.

Kulüp takımında saygı görmeyen Semih de konsantre olduğunda Avrupa’nın en iyi pivotlarından biri olabileceğinin farkına vardı. Bu oyunculara Okben’i, Egemen’i, Tolga’yı, Emircan’ı da ekleyebiliriz.

O coachların bu ligde ne işi var!

Tek sorun bu gençlere güvenecek coachları takımların başına getirmek. Bu da yabancı coach için kriter belirlemekten geçiyor. Obradovic, Blatt hatta Perasovic filan tamam ama, zamanında Prodanovic’in, şimdilerde Mihalio Uvalin’in, Josep Berrocal’ın, Stefanos Dedas’ın vs bu ligde ne işi var. Gitsinler bakalım İspanya’ya, İtalya’ya, Fransa’ya kapıdan içeri girebiliyorlar mı?

Sarıca farkı

Ufuk Sarıca, kulüp takımı çalıştırırken de en az yabancıyla mücadele ederek, Türkler’e sorumluluk vermiş ve başarılı olmuştu. Milli takımda sınırlı kapasitesi bulunan oyuncu grubundan maksimum verim almaya çalıştı. Onların gelişimini sağladı. Keza beraber çalıştığı yabancılar da Sarıca’dan sonra büyük kulüplere sıçramalar yapmıştı. Ufuk Sarıca ve yardımcısı Ertuğrul Erdoğan BSL’de de head coachluk yapan. Onlarla benzer zihniyetteki Türk coachlara güvenildiği taktirde, yerli oyuncu yetiştirmedeki sorunun bir bölümünü aşmış oluruz.

12 Eylül 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI