Arama

Popüler aramalar

‘’Kurtarıcı melek‘’

Her ne kadar hissetmesek de bu bir derbi. Avrupa yakası derbisi. Trabzonspor ve Bursaspor’un dışındaki Anadolu takımlarımızın büyüyememesinin bir neticesi. Sebebi de ülkemizdeki dört büyükler aşkı. İstanbul’da doğmayan ve yaşamayan vatandaşlarımızın bu dört büyükler sevgisini anlamak çok zor. Herkes yerel takımını desteklese, rekabet artacak. Mevcut durum dört büyüklerimizi şişirmekten başka bir işe yaramıyor. Süper Lig bu gidişle İstanbul ligi olacak!

Hiçbir sebep yok

Defansta esas olan risk almamak ve hata yapmamak. Semih’in yedek kalmakta gocunması için hiçbir sebep yok. Astana maçı dahil, yaptığı bireysel hatalar Semih’i yedek kulübesine oturttu. Bu bir hoca tercihi değil, mecburiyet. Denayer iyi yolda. Çabukluğu sayesinde hızlı forvetler karşısında zorlanmıyor. Aldığı altyapı eğitimi ile de hep doğru yerde. Hamleleri gecikmiyor. Enver Cenk ve Visca karşısında bile pek zorlanmadı. Bu iki uçurtmayı, ayaklarını yerden kesmeden durdurmak kolay iş değil. Risk edilmemesi doğru ama defansif anlamda yeri dolmuyor.

Tek oynaması zor

İlk yarıdaki pozisyon kısırlığının sebebi düşük tempo. O kadar yavaş atak yapıyoruz ki defansların gardını alması çok kolay. Kademesiz ya da eksik yakalanan takım yok. Gol yok. Pozisyon tek. Muslera, Cim Bom’a Tanrı’dan bir melek. Podolski çift santrfor ya da forvet arkası oynayabilir. Fakat tek oynaması çok zor. Topu hep ayağına bekliyor. Tek forvet boş koşu yapmayı gerektirir. Duvar olmaya, önde pres yapmaya mecbur kılar. Umut’un girmesiyle Podolski’nin performansı arttı. Kolluk kuvvetiyle de olsa, golünü attı. Hakemlerin bu pozisyonu süzememesi çok garip. Halı sahada bile oynamışlığı olan, bu top kontrolündeki tuhaflığı hisseder. Bu galibiyet şampiyonluk için özgüven sağlayacak. “Umut” hiç tükenmiyor...

04 Ekim 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Altın puan‘’

Kaşifi bol Portekizliler’in Sporting Lizbon’unun 15 maçtır Avrupa kupalarında deplasman galibiyeti yok. Kazanmaya değil, keşfe çıkıyorlar. Hal böyle iken Beşiktaş’tan beklentimiz üç puan. Jorge Jesus’un rotasyonlu kadrosu maç öncesi analizlerinin hepsini çöpe attı. Maç beklediğimizden çok daha zorlu. İlk net pozisyonlar hep rakibin. Teofilo Gutierez her defans arkası koşusunda, kaleci Tolga Zengin ile karşı karşıya. Trabzonspor’dan yollanmasına sebep olan gol kaçırma hastalığı devam etmese, fark olacak. Beşiktaş’ın defansı yine formda!..

Top bile alamadı

İlk yarıda topu iyi kullanan Beşiktaşlı mevcut değil. Defans, oyunu kurmakta başarısız. Baskı görünce, Rhodolfo, Ersan ve İsmail topu öne katedemiyor. Topla rakip alana geçmek mümkün değil. Quaresma ve Gökhan önde top alamadıkları için geri gelince, ileride çoğalmak ne mümkün! Gomez, pozisyona girmeyi bırak, top bile alamadı. Top rakipteyken de durum felaket. Rakip kaybetmezse topu çalamıyoruz. Boş alan ve zaman vermekte ikramımız sonsuz. Canları istediği gibi pas yapıp pozisyona giriyorlar. Oğuzhan’ın hamlesi topun Beşiktaş’ta kalması için. Defansı rahatlatan bu hamle ofansa da katkı sağladı. Çok adamlı hucumlarla da beraberliği sağladık.

Faulleri pas geçti

Maçın hakemi, rakibin hücumda yaptığı taktik faulleri pas geçti. Kart gösterse Lizbon’un önde baskısı, etkisini kaybedecek. Ama kartlar gecikince oyunun geneli Beşiktaş’ın sahasında. İkinci yarıyı da rüzgaraltı oynayan Kartal’ın gol çabaları kontrataklarla sınırlı. Gomez, stop etmek yerine tekte vursa, gruptan çıkma adına büyük avantaj sağlayacaktık. Bu oyuna bir puana da şükür. Rakibe kaybetmemek çok önemli. Yola devam...

02 Ekim 2015, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zincirleme hatalar‘’

Yabancı serbestliğinin Türk futboluna en büyük katkısı bek pozisyonunda olacak. Yıllarca sağ ve sol önden geriye çekerek yamadığımız defanslarımız ne yazık ki uluslararası arenada hezimetimizi hazırlamıştır. Bölgelerini savunmayan ve ters kademe yapmayan bu devşirme bek oyuncuları, rakibin yaptığı her kanat organizasyonunu seyretmişlerdir. Tabi ki aralarında kendini defansif açıdan geliştirenler oldu.

Mükafatını da milli takıma çağrılarak gördüler. Bundan sonra da böyle olacak. Denayer Galatasaray defansının tek ayakta kalan adamı. Carole’ün ters kademelerini geliştirmesi şart. Gecikince kendi kalene gol oluyor. Hakan Balta’ya nazar değdi.

Hakan’ın riski!

Sezonun en iyi başlangıcını yapan stoper olan Hakan’ın bireysel hataları, tehlike yaratıyor. Özgüvenin aşırısı tehlikelidir. Hakan topu daha çabuk ayağından çıkarmalı. Riskli oyunu pahalıya patladı. Bizim çocuklar ayakkabı tercihini hiç beceremez. Yabancı meslektaşlarının maç esnasında ayağının kaydığı pek nadirdir. Buzda, suni çimde, çamurda hep ayakta kalırlar. Ama bizim stoperlerimizin ayağı takılır. Gol yeriz. Santraforlarımızın ayağı kayar. Gol kaçırırız. Kramponlarının bakımını artık malzemecilerden alıp, kendilerini yapmaları lazım. Ne giydiğini bilirsen nerede giyeceğini de öğrenirsin. Yeter artık. Sıkıldık bu ucuz gollerden.

Podolski çok etkisiz


Defanstaki zincirleme hatalara forvetteki etkisiz oyun eklenince Aslan ağzındaki üç puanı kaybetti. Podolski beklentilerin çok uzağında. Top almıyor. Adam eksiltmiyor. Şutları zayıf. Hava toplarında etkisiz. Umut ve Yasin de, Podolski’den pek farklı değil. Forvetler üretmek zorunda. Şu anda Cim Bom forvetlerinin en üretkeni Sinan Gümüş. Ve Sinan bu formuyla Sarı-Kırmızılılar’ın her forvetini yedek bırakabilir.

01 Ekim 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Özgüven kazancı‘’

Üç duran top, üç gol. İkisi kendi kalesine atıldı. Evet, duran topları iyi kullanan oyuncular var. Ama gollerin çoğunun sebebi, yapılan pozisyon hataları. Ne alan savunmasını yapabiliyoruz, ne de adam markajını. Gomez’in golündeki duran top organizasyonu tek tesellimiz. Bireysel hatalar değil de, atak varyasyonlarından atılan goller futbolumuzu güzelleştirecek. Biraz dikkat ve idman çalışması bu kronik sorunumuzu çözebilir. Futbolcular daha fazla özen göstermek zorundalar. Tosic’in bir hafta arayla kendi kalesine attığı 2. gol. Bu artık şanssızlık değil. Tosic rakiple kendi kalesi arasında durmalı. Birlikte kalene koşarsan fatura ağır olur. Kanarya’nın beraberlik golünde, Volkan’ın üç Beşiktaşlı’yı ipe dizmesi garip.

Öğrenmenin yaşı yok

Başarı, Kartal’ın defansif hatalarını şimdilik örtüyor. Ama lig çok uzun. Yediğinden fazlasını atmak her zaman gerçekleşmeyebilir. Fernandao, Fenerbahçe’nin Pikador’u oldu. O yoruyor, Van Persie atıyor. Hollandalı yıldız ilk onbir başlasaydı, kendini bile yormadan, Fernandao’nun kaçırdıklarını atardı. Golcü olmak başka bir şey. Fernandao’nun fiziki gücü ve hırsı Kanarya için büyük şans. Ama son vuruşları etkisiz. Van Persie’den bir şeyler öğrenebilir. Öğrenmenin yaşı yok. Oğuzhan yeteneğini daha çok kullanmalı.

Mucizelere kalır

Son golde Gökhan’a verdiği pas mükemmeldi. Bu paslar Oğuzhan için çocuk oyuncağı. Çoğaltması lazım. Gökhan’ın basit oynaması performansını artıracak. En zor işlerin altından başarıyla kalkıyor. Fakat hep harika işler peşinde koşması, yaptığı top kayıplarının en büyük nedeni. Kendini kanıtlamasına gerek yok ki., Yetenekleri herkesce malum. Töre varsa sorun yok. 8 maç sonra derbi galibiyeti geldi. Derbileri kazanamayan takımın şampiyonluğu mucizelere kalır. Altı puanlık maçları kazanmak şart. Beşiktaşlı artık takımına güvenebilir. Çünkü bu galibiyet oyuncuları şampiyonluğa inandıracak. Özgüveni olan her şeyi başarır..

28 Eylül 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alternatifin önemi‘’

Burak’ın yokluğu için alternatif var. Umut ve Sinan Bakış. Podolski de gönüllü. Ama Selçuk’un boşluğunu doldurmak mümkün değil. Çünkü ruh ikizi Melo yok. Selçuk akıllı oyuncu. Yanındakiyle uyum sağlayabiliyor. Rodriguez ve Bilal için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Pas alışverişinde bazen uyumu yakalıyorlar fakat top rakipteyse sıkıntı büyük. Birbirlerine kademe yapar gibiler ama yapmıyorlar. Rakibin bir driplingi ikisini de oyundan düşürüyor. İkili mücadelelerde zayıflar. Top çalamadıkları için de, Galatasaray defansı hiçbir şekilde önde başlatamıyor. Defans oyuncularının önceliği müdafaa olmak zorunda. Denayer ve Carole sakat, cezalı yada aşırı formsuz olmazlarsa, Sabri ve Olcan çok bekleyecekler, az oynayacaklar.

Büyük başarı...

Bir forvet yokken diğerlerinin gol atması bir maçta olabilecek en iyi senaryodur. Hem hoca hem de forvetler rahatlar. Podolski’nin golü, uyumu hızlandırma açısından çok önemli. Halen istenilen seviyede değil. Attığı gol, Umut’u bulutlara çıkardı. Moralli bir Umut, Burak’ın yokluğuna tek çare. İsteği ve hırsı büyük avantaj. Fiziki kapasitesi de üst seviyede. Oynamadan maç kondisyonunu bu kadar yüksek tutabilmesi büyük başarı.

Darısı kulüplerimiz başına

Gaziantepspor takım olma yolunda çaba sarfediyor. Topun olduğu yerde çoğalmaları güzel bir gelişme. Rakibin kimliğine bakmadan, defansı önde kurma çabaları, özgüveni gösteriyor. Bir galibiyet serisi Kırmızı-Siyahlılar’ı üst sıralara çıkarır. Olması gereken de bu. Düşmemeye oynamak, Gaziantepspor’a yakışmıyor. Sinan şimdilik Gümüş. Galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdırması yakındır. Süre aldıkça katkısı artıyor. İvme hep yukarı doğru. Uefa’ın finansal fair play kuralları futbolumuza bir yıldız kazandırıyor. Darısı kulüplerimizin başına.

27 Eylül 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gomez forvete, Cenk kanata‘’

Şenol hoca eğer santrforda Mario Gomez’i tek kullanacaksa, Cenk Tosun’un Gaziantepspor’daki kanat performansına da bir bakmalı.Savunmada ise Nani’nin sağ ayağını öngörüp onu sola yönlendirmek şart. Van Persie boş kalmamalı. Kartal defansı, takım boyunu kısaltmalı.

Quaresma pas oyununda oynamaz


Son haftalarda formu çok tartışılan Quaresma bu karşılaşmada oynamalı mı?

Quaresma, nevi şahsına münhasır bir oyuncudur. Oyun anlayışı, pas alışverişi, driplingleri ve şutları farklıdır. Trivela ve Rabona ortası gibi trübünlere hoş gelen vuruşları sık kullanır. Sebebi ise sol ayağına olan güvensizliğidir. Bu güvensizlik onu sağ ayak dışına mahkum etmiştir. Bir vuruşu her iki ayağıyla yapabilen oyuncu o vuruşun ustasıdır. Diğerleri ‘tek ayaklı oyuncular’ olarak tabir edilmektedir. Şükür ki yaradan bizi “kırkayak” olarak yaratmamıştır. Quaresma’nın oyun çözümleri bireyseldir. Pas oyununda trafiği aksatmaktadır. Bunu da; arkadan gelen pasın önünü keserek veya öne giden pasın yolunu tıkayarak gerçekleştirmektedir. Tek pas olarak yoluna devam ettirildiği pek nadirdir.

Tercih hocaya kalmış

Netice itibarıyla formda ya da formsuz Quaresma hiçbir büyük takımın banko oyuncusu değildir. Çünkü büyük takımlarda pas oyunu zaruridir. Topa sahip olmak esastır. Quaresma, pas oyunu oynayan takımlarda “Biçare”, bireysel oyunla neticeye giden takımlarda “Yıldız” olarak futbol hayatına devam edecektir. İlk onbirde olup olmaması, hocasının o maçta nasıl bir oyun oynayacağına bağlıdır.

Savunma önde oynamalı

Beşiktaş, Fenerbahçe’nin yıldızlarına karşı savunmada nasıl bir taktik anlayış içerisinde olmalı?

Basit ve tempolu oynamak Beşiktaş’ın Fenerbahçe karşısındaki her türlü problemlerini çözebilir. Zira, Avrupa’daki maçlarda, Fenerbahçe’nin yıldız oyuncularının durumu ortada. Her yıldız oyuncuya karşı önlem alma çabası nafile ve meşakkatli. Nani, Markovic ve Van Persie’ye boş alan bırakırsanız, tapusunu alır, keyiflerine göre kullanırlar. Kartal kalesinin surlarını uzakta örmek zorunda. Yoksa müdahale için zaman kalmaz. Nani’nin sağ ayağını ve sağa hamlelerini öngörerek onu sola yönlendirmek şart. Markovic’in patlayıcı gücünü ise kademesiz önleyemezsiniz. Van Persie ise hiçbir şekilde boş kalmamalı. Beşiktaş defansı her fırsatta öne çıkarak takım boyunu kısaltmalı. Cesur oynamalı.

İnönü gibi olamaz!

Olimpiyat’ta şu ana kadar satılan bilet sayısı 10 bini bulmadı. 2 yıldır derbi kazanamayan Beşiktaşlı oyuncuları atmosfer ne kadar etkiler?

Atatürk Olimpiyat Stadı’na giden her taraftar sadakat nişanı ile ödüllendirilmeli. Karayolu kısıtlı, raylı sistemi, deniz ve havayolu olmayan böyle “Böyük” bir tesisi gerçekleştirerek, dünyada bir ilk olmayı başardık. Ne yazık ki bu başarının sıkıntısını vefalı taraftarlar çekiyor. Hiçbir stat, Beşiktaşlı futbolculara İnönü Stadı’nın çoşkusunu veremez. Diğer statlardaki maçlar doldur-boşalt oluyor. Keyif vermiyor. İnönü stadını çok özledik.

İki yönü oynayan avantajlı

Şenol Güneş, forvet için nasıl bir tercih yapmalı? Gomez mi, Cenk mi?

İkisini çift santrfor olarak oynatmayacağı kesin. Cenk Tosun her derbide oynar. Çünkü bu maçlar sadece oynama değil, oynatmama maçlarıdır da. Futbolu iki yönüyle oynayanlar avantajlıdır. Santrforda Gomez oynayacaksa da Şenol hocanın, Cenk Tosun’un Gaziantepspor’da kanat oynadığında gösterdiği oyun disiplinini bir seyretmesinde fayda var.

26 Eylül 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Avrupa zaferinin gölgesi‘’

Avrupa başarılarından sonra takımlarımıza bir haller olur. En iyi oyuncular, garip performanslar sergiler. Ligde tek galibiyeti olan Gençlerbirliği karşısında da aynı tuhaf tablo ile karşılaştık. Atiba bir sezonda kaybetmediği topu oyunun başında kaybetti. Yanında iki takım arkadaşı boşken çalım inadını sürdüren Gökhan Töre, gereksiz top kayıpları yaşadı. Olcay’ın ezdiği toplar, verdiği paslardan fazla. Takımın en etkili top kullanan oyuncusu Sosa, rakip kaleye çok uzak. Tosiç, kaleleri şaşırınca sezonun en kötü Beşiktaş’ını seyrettik. Koca bir ilk yarıda Kartal’ın pozisyonu yok.

Ver-kaç yapamıyorlar

Şenol hoca, Cenk ve Necip hamlesiyle çift santrfora dönünce ikinci yarının kaderi belli oldu. Bu 45 dakika Gençlerbirliği sahasında oynanacak. Zaten Ankara ekibinin de istediği buydu. El Kabir’in driplingleri ve Stancu’nun şutlarıyla neticeye gidecekler. Defansını öne çıkarmayan ve oyunu kendi alanında kabul eden Gençlerbirliği karşısında Beşiktaş’ın galibiyet bulamamasının bir sebebi de santrforlar. Tek oynarken golleri sıralayan Gomez ve Cenk birlikteyken gol atamadılar. Birbirlerini tamamlayamıyorlar. İkisi de fiziki güçleriyle sonuç arıyor. Birbirlerine pozisyon yaratmak gibi bir düşünceleri de yok. Ver-kaç yapmıyorlar. Duvar olmuyorlar. İkisi de limon. Biri zeytinyağı olsaydı, gollerin tadına doyulmazdı. Cenk’i sadece santrfor olarak düşünmemekte fayda var.. Necip’in oyuna girmesiyle özgürleşen Sosa, kanatları da havalandırınca Kartal’ın beraberlik sayısı geldi. Maçın iki golü de Beşiktaş’tan ama sonuç 1-1. Beşiktaş 3000. golü hem kendisine attı, hem de rakibe. Nice binlere Kartal’ım.

22 Eylül 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Taksitle taktik verilmez‘’

Oyuna giren her futbolcu, yapması gerekenleri birinci ağızdan anlaşılır bir şekilde almak ve bunları uygulamakla yükümlüdür. Profesyonel oyuncular bunu önemser. Yardımcıların direktifi yeterli olsa bile teknik adamın verdiği motivasyondan uzaktır. Ancak Van Persie tepkisinde haklı. Maça girecek bir futbolcuya taktikler taksitle verilmez. Yarısı yardımcıdan, tamamlaması da teknik adamdan olmaz. Pereira, hamlesini önemsiyorsa, oyuncusunu da önemsemeli. Maç toplantısında ilk 11’ine gösterdiği özeni, oyuna soktuğu oyuncusuna da göstermeli.

22 Eylül 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI