‘’Büyük takım gibi!‘’
Fernando Santos’un gelişi hem tribünlerde hem de oyuncular özelinde çok çabuk gösterdi etkisini. Oyun disiplini ve yüksek konsantrasyonlu ilk yarıda Beşiktaş’ın tek eksiği goldü. Cenk Tosun, Salih, Gedson ve Semih girdikleri pozisyonları kaçırınca ilk yarıdan kopabilecek maç dengede kaldı. Yine de Semih Kılıçsoy’un sol kenarda topla rakibin üzerine gittiği anlar Beşiktaş’ı seven ve takip eden herkes için keyif veren anlardı. Aynı Semih 2. yarıya da harika başladı. Rashica ile beraber kanat değiştirip sazı ellerine aldılar. Önce Semih kalecinin kapattığı köşeden, sonra da Rashica, Semih’in pasında nefis bir plase ile golleri buldu. Beşiktaş hedeflerinden kopmuş olmasına rağmen taraftarına uzun süre sonra coşkulu bir oyun seyrettirdi.
Kayıp sezonun kazanımı...
Kayıp sezonun kazanımı Semih Kılıçsoy adeta pırlanta gibi parlayarak maçın yıldızı oldu. Santos Beşiktaş kariyerine iyi başlarken oyuncular da uzun süre sonra büyük takım oyuncusu gibi oynamayı başardılar. Beşiktaş için gecenin pozitif bir ayrıntısı da savunma performansı oldu. 2 maçtır gol yememesi biraz da Tayyip Talha-Bahtiyar stoper tandeminin iyi oyununa bağlıydı. Gecenin nadir negatif ayrıntısı ise Gedson Fernandes’in harcadığı enerjiye rağmen gol yollarındaki kararsızlığı ve beceri eksikliği oldu.
‘’Alkışlar İsmail Kartal’a‘’
Fenerbahçe golü erken bulmasına rağmen iç sahada olmanın ruh hali ve coşkusu ile skora bakmadan tempoyu zorlayarak oynamayı sürdürdü. Sıkışık maç trafiğinde yapılan rotasyonda şans bulan King ve İrfan Can ile Fred’in dönmesi Fenerbahçe’yi daha da güçlü kıldı. Ve Sarı-Lacivertliler’de bu coşkulu oyunu taçlandıran, gol deyince ligimizde ilk akla gelen isim olan Dzeko oldu. Yaptırdığı penaltı ile açtığı gol perdesini Szymanski, King, İrfan Can’ın da eşlik etmesi ile 36 dk.da hat-trick yapıp maçı kopararak tamamladı. O attıkça Fenerbahçe coştu. Harika organizasyonlar ilk yarı bitmeden Szymanski ve Mert Müldür ile goller getirince soyunma odasına beklenenden büyük bir fark ile gidildi.
Gol arayışı sürdü
İsmail Kartal’ın ikinci yarıya Batshuayi ve Umut Nayir ile dönmesi, Fenerbahçe’nin gol aramayı sürdürmesinin yanı sıra Konyaspor’a 3 pas yaptırmayan presinin devam edişi özellikle soğuk havaya rağmen stada gidinleri mest etti. Batshuayi’nin attığı gol ve Cengiz’in çevirdiği topta Uğurcan’ın kendi kalesine atmasıyla büyüyen fark ve oynanan oyunun keyfi Fenerbahçe tribünlerinin bu şampiyonluk oyunu için İsmail Kartal’a hakkını teslim edişi ile noktalandı. Şimdiye kadar geniş ve kaliteli kadroyu doğru kullanan, şampiyonluk için ligin en istekli ve tempolu oyununu takımına oynatmayı başaran İsmail hoca alkışı haketti. Sonu gelsin gelmesin sadece futbolu sevenler için bu oyunun keyfini hissettirmesi bile bu alkış için yeterliydi.
‘’Sadece Cengiz yetti‘’
Fenerbahçe için disiplinli ve istekli oyunda Cengiz Ünder öyle bir sahne aldı ki ilk yarıda, kariyerinde bundan daha fazla iş yaptığı bir 45 dakika olmamıştır. Hatta takımı adına yaptıklarının dışında İstanbulspor’un golünde bile hata yapmış olmasına rağmen işin içinde Cengiz vardı. 45 dakikada kendine has içe kat edişleri ile yaptığı enfes vuruşlar ve 3 gol, arkadaşları devreye pek giremese de Fenerbahçe’nin maçı koparmasına yetti. Zaten şampiyonluk için gol yükünü eşit paylaşan takımların daha şanslı olduğu ligimizde Cengiz Ünder’in de devreye girmesi Fenerbahçe için en az galibiyet kadar değerliydi.
Forma rekabeti...
Cengiz, ikinci yarıda da resitale devam etti. Szymanski pasında tertemiz bir ayak içi golü daha attı. Oynayamadığı tüm maçların acısını adeta İstanbulspor’dan çıkardı. Tadiç’in kaçırdığı penaltı ve birçok pozisyon kaçıran Fenerbahçe forvet hattında Cengiz’den başka devreye kimseyi sokamayınca, İstanbulspor’da kaybedecek bir şeyi kalmamış bir takım ruh haliyle skoru umursamayınca tarihi fark kaçtı. Sıkışık maç trafiğine harika bir başlangıç yapan Fenerbahçe’de İrfan Can ve Fred döndüğünde yaşanacak forma rekabeti İsmail Kartal için tatlı bir zorluk ancak aynı zamanda bir avantaj getirecek.
‘’Oyun keyifsiz ama...‘’
Trabzonspor topu öne oynamaya çalışıp kaybettikçe öne oynamak için daha seçici davranmaya başladı. Gerçi Mendy’nin orta sahaya geçişi ve beklerin öne oynama becerilerinin eksikliği ile geriden oyun kurmakta her zamankinden fazla zorlandığı için rakip sahaya geçişi daha zor oldu ve oyun ilk yarı özelinde çoğu zaman tıkandı. Fountas’ın getirdiği ve Eren’in dışarı attığı top dışında, Ankaragücü’nü hazırlıksız yakaladığı tek pozisyonda Bakasetas’ın vuruşunu tamamlayan Visca ile öne geçerek oyun iyi olmasa da skoru alan taraf olarak soyunma odasına gitti.
Doğru savunma
İkinci yarının başında Ankaragücü’nün çok oyuncu ile gelme çabasına Trabzonspor mesafeyi daraltıp, yardımlaşarak ve savunma disiplininden taviz vermeyerek karşılık verdi. Uğurcan’ı rahatsız etmeyen birkaç pozisyon haricinde net fırsat vermeyen Trabzonspor, Onuachu’ya direk oynayarak bu oyuncunun indirdiği toplarla da Ankaragücü’nün baskısını kırmayı başardı. Kontrollü ve sakin kalan Trabzonspor Onuachu ve Enis ile ikinci gol şanslarını kullanamadı. Yine de önemli eksiklerine rağmen seyircisiz oynamanın da avantajı ile attığı golün kıymetini bilerek kazandı Bordo-Mavililer. Çok mu keyifli bir futbol oynadı? Hayır. Fakat dağınık görüntüden oturaklı ve kazanan bir takıma mı dönüşüyor? Evet. Doğru zamanda gelen teknik direktör değişikliği ile toparlanan Trabzonspor, ilk 3 için şu an en önemli aday olduğunu da hissettirdi.
‘’Futbol zevkini öldürüyorlar‘’
Kadro kalitelerine bakınca iyi futbol bekleyen herkes ilk yarı sonunda hayal kırıklığı yaşadı. İki tarafın oyuncuları o kadar top rakipteyken kısmına konsantre olmuştu ki, 10 pas yapan 1 gol atmış sayılsa yine de ilk yarı berabere biterdi. Buna bir de Arda Kardeşler’in her pozisyona faul çalarak kontrolü kaybetmeme çabası eklenince ismi büyük derbide oynanan oyun iki taraf için de pozisyon getirmedi. 2. yarıya İsmail Yüksel ile başlayıp İrfan Can’ı sağa gönderen Fenerbahçe az da olsa ilk yarıdaki oyunun üstüne çıktı. İsmail sürekli beklerin arkasına koşular yaparak takımının rakip kaleye gitmesini sağladı. Ancak 2 takımında bu maçları çözebilecek İcardi, Dzeko, Kerem ya da Szymanski gibi yıldızları markajdan kurtulup devreye giremediler. Ziyech, Szymanski, King ve İcardi denemeleri başarısız olunca futbol maçından çok sinir harbini andıran derbi oyunun hakkı bir skorla bitti.
Yeter ki kaybetmeyelim...
Bana göre Galatasaray deplasmanda beraberliğe özellikle 2. maçın içerde şampiyonluk için belirleyici olma ihtimali yüksekken çok üzülmeyen tarafı olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe ise olumlu tarafından bakarsak hataya çok müsait stoperlerle bu derbiyi puan alarak tamamladığına memnun olabilir. Fakat biz futbolseverler için bu oynanan oyundan memnun olmak imkansız. Bizim futbolumuzu değerli kılacak şey futbolcuların yaptığı işten keyif alması ve bu maçları bir şölene çevirmesi olmalıyken, yeter ki kaybetmeyelime konsantre edilen kaliteli oyuncular futbol zevkimizi de öldürüyorlar.
‘’Tedirgin edici performans‘’
Derbi öncesi yapılan mecburi rotasyon karşılığını çabuk verdi Kayseri deplasmanında. Özellikle Cengiz Ünder’in toparlanmış görüntüsü, attığı usta işi gol ve Batshuayi golündeki asisti hem Cengiz’i ilk yarıdan maçın yıldızı yaptı hem de derbi öncesi bana göre sağ kenar için İsmail Kartal’ın kafasını karıştıracak bir performans oldu. Bunların üstüne bir de futbolda en önemli figürlerden olan mücadelesinden şüphe duymayacağınız kaliteli oyuncu Fred’in ağırlığını koyması oyun olarak da Fenerbahçe’yi ilk yarının üstün tarafı olmayı başardı. İlk yarının tek kusuru ise uzatmalarda savunma arkası topta Serdar Aziz’in hatasında Kemen’in attığı gol oldu. Bu gol adeta 2. yarı öncesi Kayserispor’a oyunda kalabilmek adına ilaç gibi geldi. 2. yarı da Kayserispor maçtan hiç vazgeçmedi.
Hatalar zinciri
Fenerbahçe iyi başlayıp Batshuayi ile golü bulmasına rağmen Kayserispor Serdar Aziz ve Djiku tandemindeki hatalara İsmail Yüksek de hataları ile eşlik edince beraberliği buldu. Fakat futbolun en bilindik söylemlerinden futbol hatalar oyunudur 2. yarının özeti gibiydi. Sıra Kayserispor savunmasındaydı ve bir penaltı golü ile hat-trick yapan Batshuayi zor deplasmanda takımını galip getiren isim oldu. Fenerbahçe belki pozisyonunun en iyileri Ferdi ve Fred gibi oyunculara sahip ancak derbi öncesi kolay gol yiyen savunması oldukça tedirgin edici bir görüntü verdi. Fred sinirlerine hakim olamayarak kırmızı kartla derbi öncesi takımını zor durumda bırakarak hayal kırıklığı yarattı.
‘’Emeği çöpe attı‘’
Trabzonspor’un genel problemi daha ilk yarıdan çıktı ortaya. Forvet hattı ile savunma hattı arasındaki kalite farkı. Trabzonspor rahat pozisyon ve gol bulabilen forvet hattı ile bireysel hataya çok müsait, önlerinde oynayan Berat’ın da yumuşak kalışı ile kolay gol yeme ihtimali her zaman yüksek bir takım. İlk yarıda da bunun özetini izledik. Hoş Onuachu Antep maçında yaşadığı tutulmaya ilk yarıda da devam edince 2.gol gelmese de formda Trezequet golü buldu. Gücü doğrultusunda gol için bireysel hata arayan İstanbul’da Larsen hatasında Muammer ile golü buldu ve ilk yarı sonu maçta denge vardı.
Çığır mı açtı!
İkinci yarıda ise işler Trabzonspor için Bakesetas ve Ömür’ün de vasatın altına düşmesiyle kötüye gitti. Pozisyon bulmakta zorlanan Trabzonspor için imdada 68’de Edin Vişça ortasında zinciri kırarak golü yapan Onuachu yetişti. Fakat gol öncesinde yoruma açık pozisyonda faul olduğunu düşünen İstanbulspor başkanı takımı,oyuncuları oynamak istemesine rağmen sahadan çekerek herkesi şaşırttı. Futbolumuzda yeni bir çığır mı açtı, skandala mı sebep oldu, yoksa anlık bir sinirle zaten belli olan sonunu mu hızlandırdı, bilmiyorum. Bildiğim şey faul olabilecek yoruma açık bir pozisyon için iyi oynayan oyuncularının emeğini çöpe attığı.
‘’Bedel ödenmeli!‘’
Artık bu rezaletlerin bitmesi için Halil Umut Meler olayını bir milada çevirmenin doğru yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Ankaragücü’nün daha önce dosyası kabarık bir kulüp olduğunu unutmadan en ağır cezayı alması, saldırıyı yapanların bir daha stadların yakınından bile geçememesi gerek.
Madem futbolumuzun değerine dip yaptırdılar...
Otobüsü kurşunlanmış takım otobüsleri, stada hakem kapatan yöneticiler, her başarısızlığı hakemler ve MHK’ya yıkan teknik direktörler, taraftarları söylemleri ile nefretle besleyenler için öyle cezalar verilmeli ki insanlar futboldan aldığı keyfe geri dönebilsin. Madem tüm dünyanın gözü önünde futbolumuzun değerine dip yaptırdılar, herkes yaptığının bedelini ödemeli.