Futbolda her zeminin bir oyunu var ve Fenerbahçe ilk yarı boyunca bu durumu kavrayamadı. Kısa paslar denedi, ince işler aradı. İsmail Kartal’ın formsuz oyunculardaki ısrarına bir de zemine uygun oyun oynanmayınca Rizespor, Fenerbahçe orta sahada 2. topları alamayışına, savunmanın zamanlama hatasına Minchev golü ile cezayı kesti. Bu zeminin anahtarı olan şutu daha fazla deneyen, bireysel hata kovalayan Rizespor ilk yarı sonunda hem Fenerbahçe’ye istediği oyunu oynatmadı hem de skoru aldı. Formsuzlarda ısrarın yanlışından hemen döndü İsmail Kartal. Oyuna Serdar Dursun, İrfan Can ve Mert Hakan ile müdahale etti. Bu 3 oyuncunun işin içinde olduğu pozisyonda da Serdar Dursun ile golü çok çabuk buldu. Gol kadar önemli olan detay ise Fenerbahçe’nin bu sahada nasıl oynanacağını çözmüş olmasıydı. En kaba tabir ile bıdı bıdı yapmayı bırakıp en kısa yoldan rakip kaleye giden, zeminle beraber rakibin hatasına yatırım yapan bu kez Fenerbahçe oldu.

Kulübe farkı

Maçın kaderini değiştiren Mert Hakan pasında Dzeko, Tarık hatasında golü bulup sezonun en zor ama aynı zamanda kritik galibiyetinin altına imza attı. İsmail Kartal başlangıcındaki hataları yaptığı değişiklerle telafi etti. Bu zeminde oyundan çok kazanma becerisi önemliydi ve Fenerbahçe bu beceriyi kulübedeki oyuncularında buldu. Tadiç ortasında son noktayı ise İrfan Can koydu.

Maçın ilk yarısı Galatasaray için oyun olarak çok iyi geçmese de birkaç önemli performans tabelanın Galatasaray’ı işaret etmesine yetti. Takımı için büyüyebilecek tehlikeleri ya da net fırsata dönüşen fırsatları ellerinde eriten Muslera, savunmada kuvvetli ve çabuk düşünen Sanchez, orta sahada her yere basan, oyunu iki yönlü iyi oynayan Kerem Demirbay ve servisleri ile takımını rakip kaleye götüren İcardi ilk yarı sonunda Galatasaray için öne çıktılar. Prag’ın topu daha fazla kontrol ettiği, Galatasaray’ı hataya zorlayıp pozisyon ürettiği anlarda bu oyuncular ön plana çıktılar. 2. yarıya Prag, 1 gol 1 asistlik performansı ile sahanın en iyisi olan Preciado golü ile başladı. Bol aksiyonlu 2. yarıda futbol adına her şey vardı. Sparta Prag’ın golüne Mertens golü ile tepki veren Galatasaray’da Nelsson atılmasına ve Prag’ın 2. golüne rağmen direnç arttı.

Rövanştan çekinmeye gerek yok

Okan Buruk’ın cesaretli hamleleri, maçın yıldızı Muslera’nın sahne almaya devam edişi ve maçın içerisinde fırsatları kaçırmasına rağmen uzatmalarda gelen İcardi golü ile Galatasaray’ın Prag zaferi tescillendi. Galatasaray iç saha avantajını skor avantajına çevirdi. 2. maç elbette hiç kolay değil ama Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde Prag’tan çok daha zor deplasmanlarda başarılı maçlar çıkarmışken rövanştan çekinmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Trabzonspor belki de sezonun en hücum iştahı yüksek ilk yarısını oynadı. Hücum hattında oynayan oyuncuları Mendy ile destekleyen, dönen topları kazanan Trabzonspor bu iştahı çok pozisyon üreterek taçlandırıp pozisyon zenginliğine dönüştürebildi mi? Hayır. Trezeguet’nin direkten dönen şutu ve Fernandez’in kornerden vurduğu kafanın dışında gole yaklaşamayan Bordo-Mavili takıma karşı Hatay zaman zaman denese de, yüksek tempo ile oynanan maçta pozisyon bulma noktasında iyi değillerdi. İkinci yarıya yine yüksek tempolu başlayan Trabzonspor bu kez pozisyon üretme konusunda çok daha başarılıydı. Özellikle Meunier için; soldan Eren’in hücuma çıkışlarından pas trafiğine, orta kalitesinden savunmadaki ters kademeye kadar bir oyuncu transferi çok oyuncu etkisi yarattı diyebiliriz. Nitekim onun ortasında Trezeguet’nin golü ile açılan kilit, Bardhi golüyle tamamen çözüldü.

Erce farkı önledi

Bardhi, Visca, Enis Destan ve Trezeguet net fırsatları kaçırdılar. Hatayspor ilk yarıda az da olsa karşılık vermeye çalışsa da ikinci yarı Trabzonspor baskın oyunu ve sağ kenar etkinliği ile rakibini sindirdi. Hatayspor için Erce Kardeşler kurtarışlarıyla farkın büyümesini önleyen isimdi. Kupadan sonra ligde de galip gelen Trabzonspor için kara bulutlar bir nebze dağılmış oldu.

Trabzonspor için savunma hattı ve orta saha kalitesizliği, kağıt üzerinde daha kaliteli forvet hattının formsuzluğu ile birleşince bozuk zeminle beraber kabus gibi bir ilk yarı getirdi. Organizayon zor olmasına rağmen uygun fırsatlar bulan fakat son vuruşlarda zayıf vuruşlar yapan Trezequet ve Bardhi, takımlarının ilk yarıdaki fırsatlarını bozuk para gibi harcarken aynı Bardhi’nin Melih Bostan’ın Trabzonspor savunmasını ipe dizer gibi geçerek attığı golde yaptığı asist; ‘bir oyuncu bir takıma ancak bu kadar zarar verebilir’ dedirtti. Gençlerbirliği’nin ilk yarıda Trabzonspor’u hazırlıksız yakaladığı anda golü bulup, bozuk zeminin de yardımıyla skoru koruma planı tuttu. İkinci yarıya zaten dar kadrosunda çok hamlesi olmadığı için yeni transfer Meunier ile girdi Trabzonspor. Fakat pozisyon üretmekte ne kadar zorlandıysa ürettiği az sayıdaki pozisyonu harcamakta o kadar cömert davrandı. Visca, Trezequet ve Enis Destan kaçırdıkça zaten az olan özgüven duygusu iyice kayboldu.

Şükretmesi gerekenler...

Artık umutlar tükendi derken alınan risk, sağ bek Meunier’in kestiğine sol bek Eren’in kafayı vurması ile kabustan uyanan Trabzonspor maçı uzatmaya götürdü. Golün etkisiyle maçın da tüm ayrıntıları değişti. Trabzonspor’un ruh hali değişti, Gençlerbirliği’nin direnci düştü. Son maçlarda saç baş yolduran Trezequet son darbeyi ilk uzatmanın sonlarında attığı gol ile vurdu. Trabzonspor turu atladı atlamasına ama yeni transfer Meunier’in performansı ve tabela haricinde pozitif hiçbir şey yoktu. Tam tersine Trabzonspor forması giyebildiği için şükretmesi gereken ciddi sayıda bir oyuncu grubu olduğu gerçeği vardı.

İsmail Kartal'ın geniş rotasyonuna rağmen Fenerbahçe 11'i kalitesinden bir şey kaybetmemişti. Uzun süreden beri forma bekleyen Zajc, İrfan Can Eğribayat ve King, ideal 11 için fırsat bekleyen Batshuayi, Mert Hakan ve İrfan Can Kahveci gibi isimler yüksek konsantrasyonlu, iyi bir ilk yarı çıkardılar. Kupa, lige nazaran daha fazla bireysel hata yapılan maçlara sahne oluyor ve bu hataları değerlendiren de Fenerbahçe oldu. Gaziantep için ilk yarıda maçın kırılma anlarında Maxim beceriksiz, Furkan şanssızdı ama Batshuayi fırsatları iyi değerlendiren isimdi. Bol aksiyonlu ilk yarıda maç 2-0'a gelirken işini ciddiye alan Fenerbahçe, işi kolaylamıştı. 2. yarıya Gaziantep, Badji ve Markoviç, Fenerbahçe ise Tadiç hamleleri ile geldi.

İkinci yarıda pozisyon vermedi

Kontrollü oyunda İsmail Yüksek hem top Fenerbahçe'deyken iyi bir pas istasyonu, hem de top rakipteyken iyi bir kesici olarak oynayıp takımının en iyisi oldu. Gaziantep için ilk yarıda kaçırdığı penaltı maçın kader anı olurken 2. yarıda Fenerbahçe aynı pozisyonları rakibine vermedi. Sarı-Lacivertliler için kurtardığı penaltı ile İrfan Can Eğribayat, savunmada Serdar Aziz, orta sahada İsmail Yüksek, Mert Hakan ve hücumda Batshuayi gecenin öne çıkanları oldular. Sonuçta ligdekine nazaran kupada Gaziantep maçını daha rahat geçen Fenerbahçe geniş kadrosunun da tadını çıkarmış oldu.

İki takımın kadro kalitelerinin düşük oluşu, formsuzlukları, güven eksikleri tam da vaadettiği oyunu çıkardı ortaya. Santos’un kağıt üzerinde biraz daha ofansif bir kadro seçmesi, Cenk’i sola, Semih’i öne atıp Rashica’ya bir serbestlik vermesine rağmen Ghezzal’ın haddinden fazla top kaybetmesinin de etkisi ile Beşiktaş 3-4 pası üst üste yapamadı. Trabzonspor dengeli oyunda az da olsa rakip kaleye daha fazla giden taraf olurken, kenar ortalardan gol çıkaramadı. Derken futbol adına sönük geçen maçta hem Beşiktaşlılar’ın hem de futbolseverlerin imdadına fark yaratmak için can atan Semih Kılıçsoy yetişti. İlk yarı boyunca yakaladığı tek fırsatı enfes bir vuruşla bitirip takımını öne geçirirken, ikinci yarı kontrollü ve keyifsiz oyun ihtimalinin üstünü çizdi.

Trezeguet kaçırınca...

Trabzonspor ikinci devreye tempoyu artırarak başladı. Hem beklerini, zaman zaman da stoperlerini oyuna sokarak rakip sahaya kalabalık gitti. Fakat pozisyon bulmakta zorlanırken bu etkiyi bitiren yine Beşiktaş’ın yükselen değeri Semih oldu. 3 Trabzonspor’lu oyuncunun yanından çabukluğu ve kuvvetini kullanarak geçen Semih, harika bir son vuruşla takımı için bir nevi maçı garantiye aldı. Trabzonspor’da maçın kilit anlarından birinde Trezequet boş kaleye topu atamayarak takımının dönüş ihtimalini ortadan kaldırdı. Beşiktaş için bu galibiyetin en önemli detaylarından biri topa sahip olma sevdasına düşmeyip biraz daha haddini bilerek oynamak oldu. Evet, Siyah-Beyazlılar kazandı ama her iki takım da dün akşam sınıfı geçemedi. Beşiktaş ile Trabzonspor arasında tek fark vardı, o da Semih Kılıçsoy.

Antalyaspor, Fenerbahçe’ye önde yaptığı pres ile ilk bölümde rakibinin oyununu bozmayı başardı. Bozuk zeminin dışında; Edin Dzeko-Szymanski-Dusan Tadic üçlüsünün üst üste yanlış seçimler yapması Fenerbahçe için sıkıntıydı. Bu durum Antalyaspor için ise bir fırsattı. Fakat yarım saatlik bu bölümde Antalyaspor rakibi bozmaktaki başarısını pozisyon üretmekte gösteremedi. Bytyqi’nin güçsüzlükten gidemediği bir pozisyon adeta maçın kırılma anı oldu. Maçın ilk düdüğü ile beraber Fenerbahçe forvet hattının ne yaptığını bilen oyuncusu Cengiz Ünder çıktı sonrasında sahneye, kendine has enfes bir kesme vuruş ile Fenerbahçe için tabelayı değiştirip soyunma odasına takımının önde gitmesini sağladı. 2. yarıda Fenerbahçe ilk yarıda bir türlü kontrol edemediği oyunu da kontrol etmeyi başardı. Oyunun kontrol altına alınmasındaki en büyük sebepler ise İsmail Yüksek ve Rade Krunic’in gösterdiği performanslar oldu.

Yanlış hamle...

Savunmada Antalyaspor’a pozisyon vermeyen SarıLacivertliler, hücumda Cengiz Ünder ile maçı koparabilecek fırsatları yakaladı ancak topu filelere bir türlü gönderemedi. İsmail Kartal, Joshua King ve İrfan Can Kahveci ile oyuna müdahaleyi yaptı ama bana göre iyi oynayan Cengiz Ünder değil Szymanski çıkmalıydı. 2. gol gelmedikçe Antalyaspor için şanslar gelmeye başladı ama Fenerbahçe Djiku, Çağlar ve Livakoviç’in iyi bir maç oynamasıyla rakibine gol şansı vermedi. Batshuayi son noktayı uzatmalarda koydu. Sonuçta Fenerbahçe Sergen hoca ile çıkışa geçen Antalyaspor’a karşı çok önemli bir deplasman galibiyeti alarak yoluna devam etti. Maçın yıldızı Fenerbahçe’nin hücum organizasyonlarında en iyi işleri yapan Cengiz Ünder oldu.

Bir ilk 20 dk düşünün ki Torrera ile tüm dönen topları kazanan, Kerem Demirbay ile organize olan, duran toptan Nelsson, akan oyundan formda Barış Alper ile goller bulan ve Samsunspor’un denemelerine de güvenlik görevlisi gibi sakin kalarak kurtarışlar yapan Muslera ile karşılık verip maçı çabuk tarafına çevirdi Galatasaray. İlk bölümden sonra Samsunspor savunma hattı 3 stoperden oluşan Galatasaray’a pozisyon bulmakta zorlandı. Galatasaray ise Mertens, Icardi ve Kerem Aktürkoğlu durgun bir ilk yarı oynayınca kontrollü oyunu tercih etti.

Tabela değişmedi

2. yarının başında Samsunspor hareketli olsa da bir kez daha Muslera duvarına çarptı ve etkisi azaldı. Galatasaray kontrollü oyunda da pozisyonlar üretti. Kerem Aktürkoğlu, Icardi ve Mertens önemli fırsatları kaçırınca tabela değişmedi. Okan Buruk bana göre şampiyonluğa oynayan bir hocanın yapması gerektiği gibi skoru korumak değil Zaha ve Halil Dervişoğlu hamleleri yaparak skor aramaya devam etti. Belki skoru arttıramadı ama Muslera, Nelsson ve Torreira’nın performansları ile öne çıktıkları Samsunspor deplasmanını rahat geçmeyi başardı.