‘’Skoru hak ettik‘’
Daha ilk dakikadan yediğimiz baskıya boyun eğdik. Orkun'un kaptırdığı topun devamında kısa ve çabuk pasların finalini yapan Klassen, Hollanda'yı öne geçirdi. Ceza sahamıza gelirken, dirençle karşılaşmayan Hollanda, formsuz ve dağınık görüntümüze Klassen- Memphis işbirliği üzerinden ceza kesmeye devam etti. Yediğimiz gollerin yanında hem hücum edemediğimiz hem de Çağlar'ı da kaybettiğimiz ilk yarının sonunda maç bizim için çoktan bitmişti.
Depay cezalandırdı
2. yarıya hamlelerle geldik ama oyunu, tempoyu düşük tutmasına rağmen kontrol etmeye devam eden Hollanda, Memphis ile kötü halimizi cezalandırmayı sürdürdü, Til ve Malen de gollere devam etti, Cengiz Ünder skoru belirledi. Sonuçta hiçbir varlık gösteremediğimiz Hollanda deplasmanından oynadığımız oyuna bakınca hak ettiğimiz bir skorla döndük. Ama daha önemlisi cevaplanması gereken bir soru ile sahadan ayrıldık. Yakın zamanda akan oyunda gol yemeden grup maçları bitiren, dünya şampiyonuna mağlup olmayan Milli Takım’ın bu halinin sorumluluğu kime ait?
‘’Tek başına bile yeter‘’
Beşiktaş için özellikle Şampiyonlar Ligi'nde başarıya ulaşabilmek adına yapılabilecek en üst düzey ve en doğru ismi, fırsat transferi olarak kadrosuna kattı. Pjanic'in Beşiktaş orta sahasına katacağı gücün yanında transfer döneminin en faydalı transferi olma ihtimali ve rakiplerinin aldıkları isimlere nazaran çok üst düzey bir oyuncu olması, Batshuayi ve Teixeira hamlelerinden sonra Ahmet Nur Çebi ve yönetimini de transferin tartışmasız şampiyonu yapıyor.
Elbette Avrupa'da transferin bitmesi ve Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olması, bu büyük operasyonda kilit rol oynadı. Pjanic, Beşiktaş orta sahasını çok yönlü oynayabilecek özellikleri ile zaman zaman tek başına çekip çevirecek kadar usta ve dirençli bir oyuncu olması itibariyle sezonun en iyi transferlerinden biri...
‘’Krediyi harcadık‘’
Neredeyse kusursuz oynadığımız 30 dakika içerisinde dönen topları kazanan, savunmada hata yapmayan, Hakan Çalhanoğlu ve Yusuf'un bozuk zemine rağmen organize ettiği milli takımın hücumdaki kahramanı da Cengiz Ünder'di. Attığı şık golün yanında Yusuf'a yaptığı ikram gözlerimizin pasını sildi. Farkı daha da artırabileceğimiz pozisyonları bulduk ama Kaan ve Burak Yılmaz ile fırsatları kullanamadık. Her şey bu kadar iyi giderken Mert Müldür'ün dalgınlığına cezayı kesen Marusiçmilli takımı adeta güzel bir rüyadan uyandırdı.
İştahsızlığımız, Karadağ'ı oyunda tuttu
Son bölümdeki telaşımıza rağmen 2. golüyemememiz önemliydi. Soyunma odasından geriye geldiğimizde tedirginliği de içerde bırakmış gibiydik. Topa sahip olarak sabırlı oynadık. Ancak pozisyon üretme konusunda iştahsız görüntümüz Karadağ'ın da oyunda kalmasını sağladı. Yine de savunma anlamında yüksek konsantrasyonlu görüntümüz pozisyon vermemizi engelledi.
Galibiyeti teptik
Ama son dakikada yaptığımız faul ve Radunoviç'in enfes golü ile adeta ayağımıza kadar gelen galibiyeti tepmiş olduk. Artık ilk 2 maçta kazandığımız krediyi harcadık ve grupta kartlar yeniden dağıtılmış oldu.
‘’Her şeye rağmen galip‘’
Trabzonspor maçın başında formda oyuncularından Bakasetas'ın kornerinde daha da formda yıldızı Nwakaeme ile buldu golü Okan'ın büyük hatası Trabzonspor için istediği dengeli oyunu, skoru alarak oynayabilmesi için fırsat oldu. Sonrasında Nwakaeme, top rakipteyken biraz pasif kalınca İsmail'in yalnızlığı Giresunspor için Umut Nayir ve Zeki Yavru ile pozisyonlar getirdi ama sonuç çıkmadı. 2. yarıya Giresunspor hareketli başlayınca Abdullah Avcı hamleleri yaptı.
Avcı'dan başarılı hamleler
Siopis ve Berat'ı orta sahada aynı anda kullanarak rakibinin etkinliğini bitirirken, Yusuf Sarı ile de hücumda daha çok pozisyon üretti. Sonuçta Roma yorgunu Trabzonspor eksiklerine rağmen Giresun deplasmanından yine kontrollü oyunu ile galip gelerek dönmeyi başardı.
‘’Josef'ten müthiş oyun‘’
Beşiktaş geriden pasla çıkmaya çalışan Karagümrük’e karşı, özellikle Salih-Josef ikilisinin yüksek temposu sayesinde yaptığı presle başladı. Kazandığı topları da çabuk oyunla pozisyona dönüştürdü. Batshuayi’nin hat-trick yapabileceği, ancak sahanın her yerine basışı, servisleri ve adam eksiltme özelliği ile dikkat çektiği ilk yarıda, tam hazır olmamasına rağmen nefis bir gol atan Teixeria’dan geldi. Karagümrük’ün yediği gol kadar, Biglia’nın sakatlanması ile aldığı darbe gol kadar etki yaptı. 2. yarı, Salih Uçan’ın ikinci sarıdan atılması ile başladı. Sergen Yalçın’ın Teixeira-Necip değişikliği ile Beşiktaş topu rakibine vermesine rağmen, oyun üstünlüğünü vermedi. Oyunun temposunu düşük tutmayı başararak, ciddi pozisyon vermedi. Hatta Vida ve Batshuayi ile net fırsatlar bulmasına rağmen skoru artıramadı ama maçı galip bitirmesini de bildi.
Gecenin sorusu
Salih’in yokluğu kimin için fırsat olur? Bana göre Beşiktaş’ta Necip, Oğuzhan ve Mehmet Topal bu forma için ideal adaylar (Türk oyuncu kuralından dolayı)
Maçın starı
Beşiktaş’ın ilk yarı yaptığı preste de, ikinci yaptığı savunmada da yine Josef vardı. Sahanın her yerine bastı. Hem tempolu hem de son derece akıllı oynayıp maçın en iyisi oldu.
Maçı olayı
Batshuayi ve Teixeira performansı maçın olayıydı. Özellikle tam hazır olmamasına rağmen Teixeira’nın Talisca’yı anımsatan golü, Batshuayi’nin pozisyon bulma konusundaki becerisi ve istekli oyunu çok değerliydi.
Kısa mesaj
Karagümrük’ün Ahmet Musa haricinde etkisiz bir takım görünümünde olması kalitesi ile hiç bağdaşmadı.
‘’Favoriye elendiler‘’
Rövanş maçı ilk maçla benzer bir hikaye ile başladı. Trabzonspor topa sahip olduğu anlarda Roma'nın yüksek konsantrasyonlu savunmasına karşı sağ taraftan birkaç çıkış yapsa da bu çıkışları pozisyona dönüştüremedi. Trabzonspor'a karşı sahanın hemen her yerinde fazla oyuncuyla olmayı başaran Roma, Cristante'nin Uğurcan'ı çaresiz bırakan vuruşu ile de oynadığı iyi oyunun karşılığını skor olarak da almış oldu. 2. yarıya Abdülkadir Ömür hamlesi ile gelen Trabzonspor hareketli görüntüsünü Vitor Hugo ve Marek Hamsik pozisyonları ile taçlandırmasına rağmen Patricio kalitesini konuşturunca gol çıkmadı. Roma'nın geniş alanda Trabzon savunmasını hazırlıksız yakaladığı anlarda önce Zaniolo sonra El Sharaawy net vuruşlarla maçın skorunu ilan ettiler ve Trabzonspor Konferans Ligi'nin doğal favorisi Roma'ya elenmekten kurtulamadı.
Gecenin sorusu
Elenmek Trabzonspor için lige olumsuz yansır mı? Bana göre Roma'ya elenmek Trabzonspor için bir yıkım olmayacaktır. Lige dönmek Trabzonspor için zor olmaz.
Maçın starı
Pellegrini orta sahadan hücuma geçişlerde, savunmada pozisyon almada bir oyuncu neler yapmalı hepsini maçın içinde gösterdiği performansı ile maçın yıldızı oldu.
Maçın olayı
Roma, İtalya Ligi'nin şampiyonluk için favorisi değil ama Trabzonspor ligimizin şampiyonluk adaylarından biri. Bu da İtalya ile aramızdaki kalite farkının göstergesi.
Kısa mesaj
Bruno Perez'in sakatlığı ciddiyse Trabzonspor için büyük bir kayıp olur. Özellikle Serkan oyuna girdiğinde bu yokluğu dolduracak bir görüntüde değildi.
‘’Çok iyi oynadılar‘’
Sivasspor yüksek mücadele gücü ve form durumu ile maçın ilk yarısında Trabzonspor’u bir hayli zorladı. Özellikle Kayode daha 5. dakikada topu boş kaleye yuvarlamak yerine Yatabare’ye geri atmasa maçın hikayesi de bambaşka olabilirdi. Trabzonspor ise ilk 15 dakikada topa sahip olduğu anlarda Nwakaeme’nin şutunda penaltıyı Azubuike’nin elinde buldu. Bakasetas’ın penaltısı ile skoru aldı ve oyunun kontrolünü Sivasspor’a bıraktığı ilk yarının sonuna kadar savunan taraf oldu. İkinci yarıya ise aynı Trabzonspor topa hakim olarak başladı. Daha ilk set hücumunda harika pas trafiğinin sonunda gelen Hamsik şutunu nefis tamamlayan Nwakaeme maçı 2-0’a getirdi.
Kahraman Nwakaeme
Kayode’nin yaptırdığı penaltı ve Uğurcan’dan dönen topu tamamlayan Cofie’nin golüne rağmen daha rahat oynayan ve topa sahip olan Trabzonspor, Sivasspor’un ilk yarıdaki etkinliğine bir kez daha izin vermedi. Nwakaeme’nin maçın yıldızı olduğu, Bakasetas ve Hamsik’in kalite ve tecrübelerinin tecrübesinin hissedildiği gecenin en önemli detayı ise ligimizde hiçbir rakibine kolay kolay mağlup olmayan Sivasspor’a karşı Trabzonspor’un kontrollü oyunu çok iyi oynamasıydı.
‘’Hamleler etkisiz kaldı‘’
Futbolun en güzel detayı golün mucizelere kaldığı bir ilk yarı izledik. Beşiktaş, oynamayı sevdiği pas oyunu önce Atiba’yı yeterince devreye sokamadığı, sonra geriden çıkarken çok fazla pas yaptığı, son olarak da Gaziantep takımının müdahaleli savunması yüzünden yapamadı. Hücumda N’Koudou ve Ghezzal devreye giremeyince pozisyonsuz, kısır ve keyifsiz bir oyun oldu. 2. yarıya Sergen Yalçın, Larin hamlesi ile başladı. Vites artıran Beşiktaş, ceza sahası içerisine çok daha kolay gelmeye başladı. Ancak bu hareketliliğin kahramanı Larin; Ghezzal ve Rosier’in asistlerini gol yapamadı. Sergen Yalçın, oyunu aldı ama skoru alamayınca son bölümde Batshuayi, Teixeira ve Gökhan Töre ile en güçlü hamlelerini yaptı. Fakat Nsakala’nın rahatsızlığı, ikinci yarının başındaki yüksek temponun devam etmesinin önüne geçti. Kartal, Larin ve Atiba’nın kaçırdığı fırsatlara kurban giderek beraberliğe üzülen taraf oldu.
Gecenin sorusu
Yeni transferler nasıl gözüktü? Yaklaşık 20 dakikalık bölümde Teixeira ve Batshuayi hamlelerinin karşılığı olmadı. Yeni kural sebebi ile Ghezzal’ın çıkması bana göre bu oyuncuların üretkenliklerini de negatif anlamda etkiledi diyebilirim.
Maçın starı
Larin, oyuna girer girmez Beşiktaş için oyunun şekli değişti. Ancak oyun üstünlüğünün skora yansımayışı da yine Larin üzerinden okunabilir. Sonuçta maçın yıldızı olmasa da ikinci yarının keyifli geçmesinde en önemli isim Larin’di.
Maçın olayı
Nsakala’nın yaşadığı rahatsızlık hepimizin adeta kanını dondurdu. Sonrasında ise ne futbolcular ne de biz futbola konsantre olabildik.
Kısa mesaj
Gaziantep geçtiğimiz sezona göre biraz güç kaybetmiş gibi. Özellikle hücumda uzatmalardaki ana kadar kötü bir maç oynadılar