‘’Beraberlik iyi sonuç‘’
Maça neredeyse soyunma odasından attığı gol ile başladı Trabzonspor. Nwakaeme'nin boşalttığı alana koşu yapan Hamsik'in pasını Cornelius bitirdi. Trabzonspor için avantaj her geçen dakika büyüyecekken Vitor Hugo'nun yaptığı büyük hata sonrası gördüğü kırmızı kart maçın kaderini değiştirdi. Abdullah Avcı'nın kulübeden hamle yapmak yerine Berat'ı stopere çekmesi ile orta saha üstünlüğünü alan Konyaspor adeta maçı tek kaleye çevirdi. İlk devrede Konyaspor'un Çekici ile bulduğu tek gole rağmen 5-6 pozisyon harcaması, Trabzonspor için oynanan oyuna göre iyi bir skor demekti.
İkinci yarıya Konyaspor Çekici'nin golü ile başladı. Djaniny hamlesi ise ancak 65'ten sonra etkisini gösterdi. Trabzonspor'un öne çıkarak risk alması, orta sahaların çabuk geçildiği bol pozisyonlu bir oyun getirdi. Bu oyun biraz da şansının yardımı ile Trabzonspor'a beraberlik golünü getirdi. Son bölümde kaleciler sahne aldı, Sehiç ve Uğurcan'ın kurtarışları futbol ziyafetine yakışır nitelikteydi. Neredeyse maçın tamamını eksik oynayan, çok pozisyon veren Trabzonspor için beraberlik oldukça iyi bir sonuç oldu.
Gecenin sorusu
Hugo'nun atılmasının bu kadar kötü bir oyun getirmesi normal mi? Hugo'nun atılması kadar Abdullah Avcı'nın hamleleri de silik bir ilk yarı getirdi. Enteresan olan Avcı'nın ikinci yarıya da aynı tarzla devam etmesi oldu.
Maçın starı
Konyaspor'da Endri Çekici önce vole sonrasında ise bireysel becerisi ile hazırladığı pozisyonlarda birbirinden nefis iki son vuruşla maçın hatta haftanın yıldızı oldu.
Maçın olayı
Abdullah Avcı'nın erken kırmızı kartın sonrasında Berat'ı stopere çekmesi maçın olayıydı. Oyuna stoper almak yerine yapılan bu hamle hem orta sahayı Konyaspor'a teslim etti hem de defansı zaaflı hale getirdi. Abdullah Avcı geldiğinden beri Trabzonspor en fazla pozisyon verdiği maçı oynadı.
Kısa mesaj
İki takımın da aldığı puanda kalecilerin büyük emeği var. Hem Uğurcan hem de Sehiç maçın kahramanları oldular.
‘’Fener için fırsat günü!‘’
Fenerbahçe için kağıt üzerinde kolay gibi gözüken bir maç olmasına rağmen özellikle Pereira için artık takımı adına oynanan oyunu iyi mücadele etmek kadar kaliteli olarak tarif edebilmesi için de bir fırsat olarak görmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette kaliteli oyun da kaliteli oyuncu ister. Yani genç oyuncunun gelişiminde de takımın hücum organizasyonlarında da zorlandığın anlarda skoru kolay değiştirebilecek olan da hep kaliteli oyuncular. Fenerbahçe için kalite deyince de elbette ilk akla gelen Mesut Özil, Pelkas, Valencia, Sosa ve İrfan Can gibi isimler. Sosa ile İrfan Can sakatlıkları nedeniyle katkı veremiyor. Sorunu çözmek diğer yıldızlara kalacak.
Kayıplar sonrası maçın önemi arttı
İşin yüksek tempo kısmında Başakşehir maçında yorgun gözüken Gustavo performansı çok önemli ve yanında doğru isim bana göre Mert Hakan. Son iki maçta yaşanan Sivasspor beraberliği ve Başakşehir yenilgisinin ardından iç sahada oynanacak mücadelenin değeri daha da arttı. Kısacası alınacak sonuç kadar ligin devamında özel oyuncuları kazanmak adına da fırsat maçı olarak gözüken Giresunspor mücadelesi Fenerbahçe için birden fazla anlam taşıyor diyebilirim.
‘’En değerli galibiyet‘’
Şampiyonlar Ligi için bir mecburiyet olan rotasyonlu Beşiktaş kadrosunda dinlenmiş olan tüm oyuncuları, maçın ilk yarısında teknik direktör Sergen Yalçın'ın yüzünü kara çıkardı. Bunun yanında Mehmet Topal ve Necip Uysal'ın sakatlıklarından sonra Sergen Yalçın'ın Josef'i stopere çekişi ile saha içinde güçlü denilebilecek bir hattı da kalmadı Beşiktaş'ın. Bu karmaşadan iyi faydalanan Antalyaspor ilk yarının son bölümünde konsantrasyonu iyice düşen Beşiktaş'a Wright ve Veysel Sarı ile cezayı keserek avantajı soyunma odasına gitmeden cebine koydu.
Berabere bitmez...
İkinci yarıya iş yapmayan Töre-Kenan ikilisini çıkarıp, Larin- Ghezzal ile başlayan Beşiktaş, Larin'in hazırladığı pozisyonda Rıdvan'la golü bulup maça tutundu. Josef'in savunmanın önüne geri dönmesi ile yakalanan Beşiktaş baskısı Batshuayi ile meyvesini verince skor dengelendi. Bu andan itibaren maçın berabere bitmeyeceği belli oldu.
Batshuayi oldu
Rüzgarı arkasına alan Beşiktaş, Antalyaspor'un da gol için öne çıkmasıyla yakaladığı alanı iyi değerlendirip Ghezzal'ın şık vuruşu ile galibiyet golünü buldu. Bu geri dönüşün yıldızı Batshuayi olurken, bu kadar eksik bir geceyi kayıpsız kapatmak, 'Beşiktaş için sezonun en değerli galibiyeti' dedirtti.
‘’Oyunun hakkı 3 puandı‘’
Fenerbahçe deplasmanda oynamasına rağmen sezonun en iyi maç başlangıcını yaptı. Frankfurt’un yüksek temposuna daha ilk dakikadan karşılık veren Fenerbahçe, Rossi, Valencia ve Mesut ile ceza sahasına kolay girip pozisyonlar da üretti. Mesut’un kendi hazırladığı pozisyonu yine kendisinin bitirdiği gole rağmen farklı bitebilecek ilk yarının sonunda Lammers’in golü adeta futbolun adaleti yok dedirtti. İkinci yarı oyun daha dengeli başladı. İşin savunma kısmında Szalai ve Kim’in iyi oyununa orta sahada Gustavo ve Mert Hakan eşlik etti. Ancak hücum tarafında yüksek tempo özellikle Rossi ve Mesut Özil’i çabuk yordu.
Umut veriyor
Pereira’nın hamle için biraz fazla beklemesi, Kostiç denemelerine Altay’ın kurtarışlarıyla karşılık vermesi derken son bölümde Fenerbahçe son kozlarını oynadı. Ancak işin ilginci forvet hattının en etkisizi, iyi bir gününde olmayan Rossi’nin oyunda kalmasıydı. Her şeye rağmen galibiyet fırsatı da geldi. Pelkas, oyuna girip penaltı kazandırdı ancak kaçırdı. Berisha’nın tamamladığı pozisyonun, ceza sahasına erken girmesi nedeniyle iptal edilmesi, günün belki de en şanssız anıydı. Yine de deplasmanda alınan puan ve oynanan oyunun grubun devamı için umut vadettiğini söyleyebilirim.
‘’Hiç zorlayamadı!‘’
Ders niteliğinde bir ilk yarı oynadı Beşiktaş. Önce Şampiyonlar Ligi’nde iyi oynadığın bölümde (ilk 15 dakikada olduğu gibi) bulduğun fırsatlar özellikle de Dortmund kadar güçlü bir takıma karşı çok belirleyici olabilir. O yüzden Batshuayi’nin Kobel’i geçemediği an Beşiktaş için kırılma anı oldu. İkincisi; bu turnuva özellikle de işin savunma kısmında en ufak hatayı kaldırmayan bir mecra. Bu hataları yapan taraf biz olunca da Bellingham ve Haaland daha ilk yarıdan attıkları gollerle Beşiktaş’ı cezalandırdılar. Beşiktaş ilk golden itibaren tepki vermekte zorlandığı maçın tamamında da Dortmund’u zorlayamadı. Atiba ve Larin’in etkisizliği, Batshuayi’nin yakaladığı fırsatlardaki son vuruş eksikliği zaten zor olan maça ortak olma ihtimalini ortadan kaldırırken, Ersin’in karşı karşıyalarda başarılı kurtarışları mağlubiyetin hezimete dönmesini engelledi.
Zaafiyet ortada
Sonuçta Beşiktaş için bu grubun favorisine kaybedilmiş bir maç ancak önemli olan ayrıntı şu... Bizim ligimizde idare eder diyebileceğimiz oyuncuların Şampiyonlar Ligi’nde büyük birer zaafiyete dönüştüğü gerçeğini görüp sonraki maçlarda kadroyu ona göre şekillendirebilmek.
‘’Bathsuayi büyük avantaj‘’
Beşiktaş’ın en güçlü bölgesi orta sahası için zaten Sergen Yalçın’ın kafasında oyunu tempolu ve iki yönlü oynayabilecek Atiba- Josef-Pjanic üçlüsünün yapacağı pres, takımın en önemli kozu. Bu yüzden Teixeira’nın yokluğu başlangıçta zaten 11’de düşünülmediğini tahmin ettiğim için işin hamle tarafında büyük kayıp. Ligde kolay gol yemeyen Beşiktaş için dünyanın tüm savunmalarını zorlayacak özellikleri, motivasyonu ve form durumu ile Haaland başlı başına bir tehlike.
En büyük handikap...
Vida’nın tecrübesinin hissedilebileceği bu maç için yokluğu en çok bu ayrıntıda büyük bir handikap. Yine de Bathsuayi’nin hücum presteki etkinliği, uyum süreci yaşamadan yüksek tempo ile başlaması tempolu oyunda da kolay pozisyona girmesi de büyük avantaj. Aynı zamanda geçtiğimiz sezonun en önemli getirisi Larin- Ghezzal bağlantısı gol için çok önemli bir koz. Beşiktaş sonuçta grubun favorisi ile oynayacağı için bana göre beraberlik de gayet iyi bir skor ama işler kötü gider de Beşiktaş mağlup olursa telafi için önünde çok maç olacak.
‘’Oyunun hakkı buydu‘’
Trabzonspor’un maça kötü başlaması, topu yerden ve dikine oynadığı zaman etkili olan Galatasaray’a karşı, Edgar’ın bireysel hatası ve Emre’nin golü ile birleşince kabus gibi başladı. Cornelius hücumda kendisi için hazırlanan her tür pozisyonu harcarken, Trabzonspor’un bu sezon pek rastlamadığımız savunma zafiyetine Galatasaray Emre Kılınç ile bir kez daha cezayı kesti. Abdullah Avcı’nın yerinde hamleleri ve Cornelius’un golü ile Trabzonspor ilk yarı sonunda maça tekrar tutundu. İkinci yarı Fatih Terim’in hamleleri ve Galatasaray’ın topa daha az hakim olma çabası Trabzonspor için avantaja dönüştü. Hamsik’in iyi oyunu ve asistini bitiren Nwakaeme beraberlik golünü attı. Sonrasında Nijeryalı yıldızın, takımını öne geçirebileceği önemli şanslar da doğdu. Ancak bunu kullanamadılar.
Orta saha yok!
Oyunun haddinden fazla geniş alanda oynandığı, orta saha diye bir şey kalmadığı son bölümde ise Galatasaray’da Halil, Trabzonspor’da ise Koita pozisyonlarından sonuç çıkmayınca oyunun hakkı, tabelaya da yansıdı. Maçın yıldızları Galatasaray’da Emre Kılınç, Trabzonspor’da ise Marek Hamsik oldu.
‘’Hatayı doğru yerde arayın!‘’
Bizim futbol geleneklerimizde uzun soluklu çalışan teknik direktörler olmamasına rağmen hem Milli Takım hem de kulüpler özelinde yapılan kontratların yanlışlığı hep işler kötü gidip, yol ayrımına gelindiğinde çıkar ortaya. Sanki her kontratı tamamlıyormuş gibi hocalara büyük paralar veren yetki sahipleri, göndermek istedikleri hocalar işlerine son verilip paralarını istediklerinde de suçlu ilan edilirler. Arkadaşlar, hocalar kontratının kalanını istemekte her zaman haklı.
Fatih Terim de Abdullah Avcı da şimdi Şenol Güneş de olsa, konu Milli Takım ya da kulüp de olsa bu değişmez. Hatayı hocalarda değil, Milli Takım ya da kulüp yönetimlerinde aramak işin doğrusu. Ancak bunu anladığımız zaman doğru sözleşmelerle, doğru eleştiriler yapılabilir.