‘’İlk geldiği gibi...‘’
Trabzonspor’un aynı kadrosundan farklı bir oyun beklenir mi, bilmem ama en azından Abdullah Avcı’nın dönüşünün bir etkisi olur diye düşünmüştüm, o da olmadı. Çünkü tek kelime ile Trabzonspor’un sorununu anlatmak gerekse, ‘eksik’ kelimesi yeterli olurdu. Alanyaspor’un maçın ilk yarısında daha iyi pas yaptığı ve gole daha yakın olduğu oyunda Trabzonspor’un stoper kalitesinin düşüklüğü, beklerinin sıradanlığı, Berat’la başlanmasına rağmen pas trafiğinin yapılamayışı ve bu maçlara ağırlığını koyacak lider, yıldız artık ne seviyorsanız bir oyuncu olmayışı işte bu ‘eksik’ kelimesinin altını doldurabileceğiniz ayrıntılardı.
Kıymetini bildi
İkinci yarı bu ligi iyi bilen Abdullah Avcı’nın oyun planı tuttu. Kolay gol yeme ve rakibin bireysel hatasına yatırım yap... Trabzonspor’un golü de böyle geldi. Oğuz’un geri pasında günün kötüsü Onuachu’nun yapamadığını Alanyaspor’lu Aliti yaparak Trabzonspor’u kendi kalesine attığı gol ile öne geçirdi. Trabzonspor için genişleyen alanlar daha fazla pozisyon getirse de Onuachu bir türlü golü bulamadı. Alanyaspor maçın kalanında Trabzonspor’un takım savunmasını açamadı. Sonuç olarak Abdullah Avcı ilk geldiği günlerde olduğu gibi önce tabelayı aldı sonra kıymetini bildi. Şimdi sırada kazanma alışkanlığı, gerçekçi hedefler koyma, transfer ve gelecek sezon için hazırlanmak var.
‘’Ölümcül tempo!‘’
Ölümcül tempo ile coşkulu bir başlangıç, hızlı oyuna rağmen birbirini sakin ve net bir şekilde bulan usta oyuncular, tüm oyuncuların oyunu iki yönlü kusursuz oynaması ve ilk yarıda bulunan 3 gol ve kaçan birçok da gol pozisyonu. Fenerbahçe görülmemiş bir konsantrasyon ve coşku ile Hatayspor kalecisi Erce’yi bile bir ara nefes nefese bıraktı. Maçın ilk yarısında Szymanski, Osayi Samuel ve Dzeko ile maçın fişini erken çekerek çiçeklerle karşıladığı Hatayspor’a karşı erkenden maçı dostluk maçına çevirdi. Maçın kaderi belli olmasına rağmen Hatayspor yüksek tempodan, Fenerbahçe gol için aramaktan vazgeçmedi.
Şov gecesi...
Gholuam’ın enfes frikik golüne İrfan Can karşılık vererek bu tempolu oyunu futbolseverler için taçlandırdılar. Livakoviç yaptığı kurtarışlarla ihtiyaç olduğunda devreye girebileceğini hissettirdi. Fenerbahçe uzun zamandır rakiplerine bırakın galip gelme ihtimalini puan almaları için bile fırsat vermeyen görüntüsü ile adeta şov yaptığı bir maç daha oynadı. Bu kadar iyi bir oyunda ise maçın tek bir yıldızı olduğunu söylemek haksızlık olur. Bana göre şu an için bu istikrarlı görüntünün tek yıldızı İsmail Kartal’dır
‘’Kontrollü oyun facia olacaktı!‘’
Beşiktaş, Galatasaray’ın temposuna karşılık vererek başladı maça ancak çok önemli bir gerçek dakikalar geçtikçe ortaya çıkmaya başladı. İki takım arasında sahanın her yerinde hissedilen kalite farkı. Beşiktaş ilk bölümde 2 kez direğe takılmasa iş değişir miydi? Bana göre hayır. Çünkü tabir-i caizse evlere şenlik 2 stoperle oynayan Beşiktaş, ilk yarıda Amartey-Colley hatalarına Rosier de eşlik edince hem golü yedi hem de eksik kaldı. 26. dakikadaki Icardi golüyle oyunu tamamen ele geçiren Galatasaray, Beşiktaş’ın gardını düşürmesine rağmen ilk yarının sonuna kadar maçı koparabilecek fırsatları bulsa da maçı koparacak golleri bulamadı. 2. yarıya Burak Yılmaz, Chamberlain ve Masuaku hamlesi ile gelip oyunu dengeledi. Tempoyu düşük tutan Galatasaray’a karşı topa biraz daha hakim olsa da Galatasaray yine gole yakın taraf olmaya devam etti.
Özgüven tazeledi
Futbolun yazılı olmayan kuralı atamayana atarlar işledi ve Rosier’un ekstra çabası ve Chamberlain golü bulan Beşiktaş ile son 20 dk.ya tabelayı eşitleyerek girdi. Ancak Beşiktaş’ın maçtaki laneti bireysel hatalar devam etti. Galatasaray’ın tempoyu yükseltemediği anlarda imdada bu kez Hadziahmetoviç hatası yetişti. Kazanılan penaltıyı gol yapan Icardi, kabusa dönen maçta Galatasaray’ı tekrar öne geçirdi. Beşiktaş bir kez daha Rosier ile tehdit etse de sonuç alamadı. Galatasaray kontrollü oyunla kazanayım derken neredeyse puan kaybı yapabileceği maçı yine yıldızı Icardi ile kazanarak Bayern maçı öncesi derbi galibiyeti ile özgüvenini tazelemiş oldu.
‘’Avcı'nın ilk işi savunma olmalı‘’
BJELICA NEDEN GELDİ Kİ!
1 - Trabzonspor’da 8 hafta sonunda Bjelica ile yollar ayrıldı. Bu kararı nasıl buluyorsunuz? Hırvat teknik adam temelde neyi yanlış yaptı?
Öncelikle Bjelica’nın yaptıklarından önce tercih edilirken hangi planlamayla, bütçeyle tercih edildiğini sorgulamak gerek. Bazen yönetimler özellikle teknik direktör seçimlerinde acele ve arkasında duramayacakları isimleri, kamuoyu baskısı yüzünden alelacele getiriveriyorlar. Bunu yaparken de en doğru ismi getirdiklerine dair herkesi inandırmaya çalışıyorlar. Bjelica ile ne hayal edildi, nerede tıkanıldı bilemem ama bu seçim zaten olmayacak duaya amin gibiydi!
AVCI TERCİHİ ANLAŞILABİLİR
2 - Abdullah Avcı’nın 7 ay sonra Trabzonspor’un başına geçmesi sizce takımda neleri değiştirir? Mevcut durumda Abdullah Avcı tercihini doğru buluyor musunuz?
Trabzonspor hassas durumda. Abdullah Avcı’nın gelişi kısa sürede çok büyük bir fark yaratmayabilir. Şampiyonluk adayları Fenerbahçe ve Galatasaray ile aradaki ciddi kalite farkını kapatabilmek için bu sezonu, hocanın ilk geldiği sezon gibi; yeni sezona hazırlık olarak düşünmek gerek. Bir sonraki sezonu planlama konusunda daha önce sınavı geçmiş Abdullah Avcı’nın yeniden tercih edilmesi de anlaşılabilir durum. Bir yandan takımda kalacaklar, diğer yandan Trabzon şehri için uygun yıldız transferleri bir yandan da sezonu kurtaracak ve taraftarın gönlünü alacak önemli galibiyetler almak gerek.
ÜST DÜZEY 8 NUMARA ŞART
3 - Geçen sezondan bu yana deplasmanda çok kırılgan ve istediği sonuçları alamayan bir Trabzonspor var. Abdullah hoca ilk etapta hangi noktalara dokunuş yapmalı. Hem sistem hem oyun planı hem de ilk 11 özelinde?
Trabzonspor için tek bir bölgenin problem olmasından ziyade özellikle savunma hattının kalite eksikliği önemli bir problem. Abdullah Avcı önce takım savunmasını geliştirmeli. Çünkü Trabzonspor kolay gol yerken, hedef takım konumuna gelemez ve deplasman fobisini de kolay kolay çözemez. Onuachu’nun sezon sonu istatistiklerinin ne olacağı ve alınıp alınmayacağı gözlemlenmesi gereken bir durum iken, üst düzey bir 8 numara eksikliği net şekilde ortada. 6 numarada ise hocanın Mendy’ye dokunuş yapması şart. Evet potansiyeli yüksek fakat kolay atılabilecek bir oyuncu profili çiziyor.
BÜYÜK MAÇLAR ÇOK ÖNEMLİ
4 - Liderin 12, ikincinin 10 puan gerisindeki Trabzonspor için bu sezon gerçekçi hedef nedir? Takım-taraftar-camia birlikteliği nasıl sağlanabilir?
Gerçekçi hedef Avrupa kupalarına katılmak, taraftarı seneye yarışın içinde olacağına inandırmak ise devre arası 2-3, sezon sonu 3-4 nokta transfer yapılmalı. Tabii sezon sonuna kadar da özellikle büyük maçlarda iyi skorlar alabilmek önemli. Nasıl ki şampiyonluk sezonu öncesi Trabzonspor ‘ben geliyorum’ diyordu, bu sezon da gelecek yıl için ‘ben de varım’ diyecek futbolu sahaya yansıtmalı.
‘’Kartlar yeniden dağıtıldı‘’
Montella etkisi adeta milli takımın potansiyelinin yüksekliğini hissettirdi ilk yarıda. Savunmada Hırvatistan’ın pas trafiğini, dikine oyununu göbeği iyi kapatıp, birbirlerine yakın oynayan agresif bir oyunla engelledi milli takım. Hücumda ise topu kazandığımız ilk paslarda çabuk oyuncularımız Kerem ve Barış Alper’i bularak çok net diyebileceğimiz 3-4 fırsat yakaladık. Barış Alper’in golünün yanında Livakoviç kurtarışları olmasa içeri farklı bir skorla da girebilirdik. Yine de ilk yarı özelinde topa 2’den fazla dokunmayan ve çabuk düşünen milli takımımız deplasmanda olmasına rağmen oyunu her iki yönüyle neredeyse kusursuz oynayarak soyunma odasına avantajlı gitti. 2. yarının başında da hücumda Kerem ve Barış Alper ile etkiliydik ama bu oyuncular pozisyon hazırlamakta ne kadar becerikli davransalar da bitirmede eksik kalınca 2. golü atamadık.
Eleştirecek yer bırakmadılar
Hırvatistan’ın baskısına savunmada Abdülkerim ve Samet, orta sahada Salih ve İsmail ile direndik. İyi oyun bir yana dursun tüm oyuncuların cansiperane mücadelesi takdiri hak etti. Sonuçta Montella doğru bir plan dahilinde oynattığı için karşısında soru işaretleri bulunan Samet, Cenk ve Barış Alper gibi isimler de performansları ile Montella’yı eleştirecek bir açık bırakmadılar. Deplasmanda aldığımız bu sonuç ile grupta kartlar yeniden dağıtılırken milli takım için de iyi bir teknik direktörle çalışmanın tadını hatırladık.
‘’Icardi ve Dzeko belirleyecek!‘’
İki takımın da kadrosundan kalite aksa da en çok farkı santrforlar yaratıyor. Icardi geçen sezon şampiyon yaptığı Galatasaray’a bu sezon da seviye atlatmaya devam ederken, Dzeko inanılmaz bir hızla atlattığı uyum sürecinden sonra yaptığı katkı ile Fenerbahçe forvet hattında uzun süreden beri yüksek performansı beklenen oyuncuları bile devreye soktu. Elbette bu kaliteli ve geniş kadroların sezonu erken açmaları ve henüz sezonun ilk diliminde olmamız biraz balayı etkisi yaptı. Ancak sezonun kalanında biraz daha işin dengeleneceğini ve iki tarafın da sürpriz puan kayıpları yapacağını düşünüyorum.
Baskı altındaki performans
Bana göre bu işi 2 önemli detay belirleyecek. İsmail Kartal ve Dzeko Fenerbahçe için baskı altında bu performansı göstermeye devam ederlerse, Okan Buruk ve Icardi ise Şampiyonlar Ligi’nin yoğun trafiğine rağmen şimdiye kadar olduğu gibi ayakta kalabilirlerse şampiyonluğu çok küçük ayrıntılar belirleyebilir.
‘’İstekli ve rahat‘’
Fenerbahçe form durumu ile doğru orantılı olarak maça sağlı sollu, çok oyuncuyla ve iştahlı başladı. Çok oyuncu ile rakip sahaya yerleştiğin anda da ayağı düzgün oyuncuların, bitiriciliği kaliteli forvetleri bulması çok daha kolay skor demek oldu. İsmail Yüksek’in, Dzeko’yu bulması da daha 6 dakikada karşılığını verdi. Gol Fenerbahçe’yi sakinleştirdi mi hayır. Kasımpaşa’nın da mücadeleye karşılık vermesine rağmen hücum iştahı yüksek taraf olan Fenerbahçe ilk yarının sonunda Dzeko’nun aldığı, Tadiç’in golü ile kazanma alışkanlığını elde etmiş bir takım olarak ilk yarıdan işi çözmüş oldu. 2. yarıda ise oyun biraz daha dengeli ama Fenerbahçe’nin savunma konsantrasyonu yine çok yüksekti. Kasımpaşa maç boyunca bu konsantrasyonu aşamayınca Livakoviç milli takıma bir hayli dinlenmiş gitti.
Tükenmeyen enerji
İsmail Yüksek top kazanırken değeri artan, top kullanmaya çalışırken de yaptığı seçimlerle değer kaybeden bir görüntüdeydi. Fred’e nazire yaparcasına kim daha çok koşar mücadelesi eder gibi yarışan Ferdi’nin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve her yere basması dikkat çekti. Sonuçta Fenerbahçe güvenli, istekli ve rahat şekilde bir maç daha kazandı ve milli araya keyifli gitti.
‘’Güçlü ve formda‘’
Fenerbahçe için rotasyonlu olmasına rağmen rahat geçen Avrupa kupası dönüşü yine en ideal ve güçlü kadrosu ile çıkacak Kasımpaşa maçına. Hem bireysel olarak hem de takım halinde formda oyuncuların çokluğu, kazanma alışkanlığı ve İsmail Kartal’ın da form durumunun yüksekliği Fenerbahçe’den yana. Kim oynarsa oynasın farketmeyen takımda sonradan girip de katkı yapan oyuncu sayısı da çok fazla. Kısaca kadrodaki herkes katkı yapmak için rekabette İsmail Kartal seçimlerine saygı duyarak kendisini hazır tutmayı da başarıyor.
Paşa’nın tek ihtimali...
Kasımpaşa ise kadro kalitesine göre oldukça iyi iş çıkarıyor. Aytaç Kara belki de şu an ligin en formda 8 numarası. Kemal Özdeş’in ise 6. sıradaki takımı için Fenerbahçe maçında cesaretli bir oyun oynayacağını düşünüyorum. Çünkü Fenerbahçe gibi ceza sahası etkinliği yüksek oyunculardan kurulu bir rakibe karşı savunmayı geride kurmak puan alma ihtimalinizi tamamen ortadan kaldırabilir.