‘’Gol bulamamak kabul edilemez‘’
Fenerbahçe'de İsmail Kartal stoper tandemini 17 yaşında gencecik Yusuf ve Oosterwolde gibi zaaflı oyunculardan seçmek zorunda kalınca, orta sahada Ludogores'in çabuk ataklarını bitirebilmek adına İsmail ve Crespo'yu birlikte başlattı maça. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Tadiç'in organizatörlüğü eksik, Kent ve Batshuayi silik bir ilk yarı oynayınca hücumda pozisyon üretmekte zorlandık. Ludogores'in az ama öz gelişlerindeki çabukluk etkisine yenik düştük. Hatta topa Fenerbahçe sahip olmasına rağmen gol için daha iyi pozisyonlar yakalayan Ludogorets oldu. Piotrowski'nin nefis golüyle de soyunma odasına geride gittik. 2. yarıya çok daha tempolu geldik. Çabuk hücumlar yapmayı başarıp Batshuayi ile 3 fırsat bulduk ama şans Fenerbahçe'den yana değildi.
Rakip açık vermedi
Son yarım saat gol gelmeyince İsmail Kartal önce Szymanski ve İrfan Can, sonra Umut Nayir ve Cengiz Ünder ile müdahale etti. Fakat kalabalık Ludogorets savunması son bölümde boşluk, dolayısı ile pozisyon da vermedi. Uzatmalarda da kontra bir pozisyonla 2. golü bulup maçı bitirdi. Fenerbahçe kaybedecek kadar kötü mü oynadı, hayır. Bu mağlubiyet çıkmamızı engeller mi, hayır. Ama şu bir gerçek, futbol beceri oyunu ve Fenerbahçe'de becerikli oyuncu sayısı bu kadar fazla iken bir maçı gol bulamadan bitirmesi kabul edilemez, hele ki rakipleri klas olarak Fenerbahçe'nin gerisindeyse.
‘’Akıllı strateji, iyi oyun‘’
Abdullah Avcı, Trabzonspor’u inanılmaz iyi hazırlamıştı Fenerbahçe maçına. Savunmada o kadar dar alanda ve kademeli savunma yaptılar ki Fenerbahçe’de; Szymanski, Tadic ve Dzeko bir türlü devreye giremedi. Özellikle maçın başında Fenerbahçe’nin baskılı başlamasına müsaade etmeyen Trabzonspor, hücumda hızlı oyuncular tercih ederek; Pepe, Ömür ve Visca ile Fenerbahçe’yi geri koşturdular. Visca’nın stoper sıkıntısını iyi değerlendirip, Samet’in ağır kalışından faydalandığı ve Oosterwolde’nin pozisyon hatası yaptığı anda da Onuachu ile golü bulup ilk yarıda istediğini alan taraf oldular. Fenerbahçe ilk yarıda oyun olarak erken golün etkisi ile hızlı oyunu telaşlı oyunla karıştırınca istediği pozisyonları üretemeden soyunma odasına gitti. 2. yarıya Trabzonspor fırtına gibi başlayıp Berat ve Pepe ile nefis goller bulup adeta Fenerbahçe’yi şoka soktu. Maç boyunca Trabzonspor’un kapalı savunmasını açmakta zorlanan Fenerbahçe, Tadic’in kazandırdığı penaltı ve gole rağmen bir türlü istediği tempoyu ve coşkuyu yakalayamadı.
Stoper krizi mağlubiyetle sonuçlandı
Trabzonspor’un oyun disiplini, İsmail Kartal’ın İsmail’i stopere çekerek aldığı risk ve bu riskin karşılığında İsmail Yüksek’in atılması ile maçın her ayrıntısı Trabzonspor için işlemeye devam etti. Mehmet Can’ın acemilikleri devam edince Fenerbahçe bir umut daha yakaladı ve fark bire indi. Ancak bu gol yetmedi. Trabzonspor, Abdullah Avcı’nın akıllı stratejisini iyi uygulayıp hak ettiği galibiyeti almayı başarırken Fenerbahçe’nin serisini bitirmeyi başardı. Maçın yıldızları Berat ve Edin Visca oldu. Fenerbahçe için yaşanan stoper krizi ise Samet ve Oosterwolde performanslarının düşüklüğü ile mağlubiyetin sebebi oldu.
‘’Bayern maçının adamı‘’
Galatasaray biraz da Bayern maçının provası niteliğinde olan Kasımpaşa’ya uzun süre sonra Ziyech ve Nelsson’u 11’e, Abdülkerim’i ise sol beke çekerek başladı. Bu başlangıç kadrosu defans bloğunun önünde Kaan ve Torrera olduğu düşünüldüğünde formda Kasımpaşa’nın çabuk forvetlerine karşı ilk yarıda savunma anlamında iyi iş çıkarırken, hücumda en fazla isteyen ve adam eksiltmeyi deneyen Zaha’ydı.. Ve 33’te kazandığı topu nefis bir şutla gol yapan Zaha ilk yarıda tabelayı değiştirdi. Galatasaray 2. yarıya da golle başladı. Icardi-Kerem organizasyonu Zaha golü ile bitti. Kasımpaşa Omeruo ile karşılık verdi ve oyunda kaldı. Temposu düşen Ziyech ve sakatlanan Muslera çıkıp Günay ile Tete oyuna dahil oldu. Fakat Tete oyuna pek bir katkı yapamadı.
Tete daha iyi olur
Icardi ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da net fırsatı harcadı. Kasımpaşa ise dengelenen oyunda Fall ile önemli fırsatlar harcadı. Sonuçta Galatasaray değişikliklerle enerjisini artırarak tabelanın bir kez daha değişmesine izin vermedi ve kazanmayı başardı. Galatasaray için en önemli notlar, Bayern maçının kozu Zaha, iğneyle oynadığında bildiğimiz Icardi değil, Ziyech eldeki en kaliteli seçenek de olsa Bayern deplasmanında kaleye daha çabuk gidecek Tete daha doğru seçenek.. Ve son olarak Muslera’nın sakatlığı Bayern maçının sonucu ile doğru orantılı olabilir.
‘’Günü kurtardılar‘’
Beşiktaşlı oyuncular yaşanan sıkıntılara bir tepki vermek isteseler de bazen beyin ayaklara hükmetmiyor futbolda. Forvet hattında tek vazgeçilmez Aboubakar’ın olmayışı ve Ghezzal’ın oyunda kaldığı kısa sürede yaptığı top kayıpları Beşiktaş’ın maça iyi başlamasını da engelledi. Gaziantep’in geride 5’li, katı savunmasını aşmak için gerekli organizasyonları yapamazken geride Necip ve Bailly çabuk ataklara iyi tepkiler verince kısır ilk yarı berabere bitti.
Kısır döngü sonlandı
Beşiktaş için golün anahtarı duran toplardı ve Salih bir korner golü ile kısır döngüyü sonlandırdı. Burak Yılmaz çabuk bir hamle yapıp Amiir ile orta sahayı güçlendirdi. Alanlar genişleyince Rachica da devreye girdi, güzel bir kesme ile Cenk Tosun’a golü attırarak zor günlerde Beşiktaş’a nefes aldıran galibiyeti garantiye aldı. Beşiktaş günü kurtardı kurtarmadı ama oyun kalitesi hala çok sıkıntılıydı. Oxlade, Necip, Bailly ve çıkana kadar Salih Beşiktaş’ın öne çıkan oyuncuları oldular.
‘’Eksik oyun kalitesi‘’
Trabzonspor ilk yarının büyük bölümünü savunma anlamında iyi oynadı. Karagümrük’e pas yaptırmadı, dikine oynatmadı ve topu çabuk geri kazandı. Hücumda ise tempo çok yüksek olmasa da girilen pozisyonlarda beceri eksikliğinin yanında şanssızlıklar da vardı. Onuachu gününde olsa ya da Mendy vuruşlarında şansları yanında olsa Trabzonspor öne geçebilirdi. Yine de klasik bir Abdullah Avcı takımı gibi kontrollü ve önceliği gol yememek olan Trabzonspor oyunun üstün tarafıydı. Ancak ikinci yarıyla birlikte oyun dengelendi. Trabzonspor bu oyunu ilk Avcı döneminde de oynuyordu fakat bir farkla, o dönem takım içindeki yıldızlar sahne alıp Trabzonspor’un oyununu taçlandıran işleri yapıyorlardı. Karagümrük maçı gösterdi ki Bakasetas olmayınca Visca haricinde bu düzeyde oyuncusu yok Bordo Mavililer’in.
1 puan normal
Sıradan oyuncuların fazlalığı ile de Karagümrük Trabzonspor’a direnmeyi başardı. Hatta zaman zaman net fırsatlar da üretti ama Uğurcan Çakır basit hata yapmadı. Sıradanlıktan kurtulmak isteyen Abdullah Avcı, son bölüme Bardhi ve Pepe hamleleri ile girdi. Bardhi kaçırdığı fırsat ile yine hayal kırıklığı yarattı. Sonuçta Trabzonspor oyun kalitesi eksik haliyle oynadığının karşılığı olan puanı aldı.
‘’Kazanma becerisi‘’
Galatasaray, Rizespor'un mücadeleci, temaslı ve agresif oyununa karşı zorlandı ilk yarıda. Hücumda sürekli yer değiştiren Mertens, Kerem Aktürkoğlu ve Zaha bu temaslı oyunda kayboldular. Özellikle Galatasaray'ı yüksek tempoya zorlayan ve çabuk ataklarla geri koşturan Rizespor uygun fırsatlar yakalasa da final paslarını iyi kullanamayınca gol çıkaramadı ama Bayern maçı yorgunu Galatasaray'dan gol yemedi ve maçta ilk yarı itibarı ile planı tutan taraf İlhan Palut oldu. Okan Buruk ilk yarıdaki durgun oyuna Ziyech, Kaan A. ve Oliviera ile müdahale edip Abdülkerim'i de sola çekerek başladı. Oyun olarak bu hamlelerin çok fazla etkisi olmadı hatta Rizespor Shelvey'nin pas kalitesinin dikkat çektiği anlarda daha tehditkar bir görüntüdeydi. İcardi ve Minchev karşılıklı fırsatları kaçırdılar. Fakat düşük tempoya rağmen kalite Galatasaray'dan yanaydı, Kerem A. ve İcardi'nin hazırladığı pozisyon Oliviera'nın savunmaya çarparak gol olan şutu ile bitti.
Vites artınca keyif de arttı
Son bölümde Rizespor dönüş için vitesi arttırdı ve maç daha keyifli geçti. Kerem A. 77'de maçı koparma şansını neredeyse boş kaleye değerlendiremedi. Son bölümde ise Galatasaray tecrübesi konuştu. Yorulan Rizespor'a pozisyon vermeyip işi bitirdiler. Sonuç olarak Şampiyonlar Ligi yorgunluğuna rağmen Galatasaray zorlansa da kazanma becerisi yüksek takım olduğunu ispatlayarak maçı kazanmayı başardı.
‘’Kazanma alışkanlığı‘’
Fenerbahçe 6 oyunculuk bir rotasyonla başladığı Ludogorets maçının ilk yarısında ilk kez değişikliklerden oyun anlamında olumlu karşılık alamadı. Bunun farklı sebepleri vardı. Öncelikle önlü arkalı oynayan Samuel ve Tadic, Oosterwolde ve Kent’in uyumsuz görüntüleri, sonrasında ise Ludogorets’in hem topla arası iyi bir takım olması hem de tatlı sert oyunuydu. Kenarlara indiğimizde Tadic ile yakaladığımız fırsatları değerlendiremek de ilk yarının sonunda Batshuayi’nin bir çabuk hücumda golü bularak takımını soyunma odasına önde götürmeyi başardı. Tadic’in sevdiği sol kenara geçmesi ile gelişen organize atakta Fenerbahçe Zajc ile 2. golü bulsa da oyun bir türlü istenen seviyeye çıkmadı.
Kayıpsız devam
Ludogorets bir korner karambolünde Becao’nun kendi kalesine attığı golle maça tutundu. Dayanıklılıkları oldukça iyi olan Ludogorets bu sezon Fenerbahçe’ye karşı en fazla pozisyon üreten takım olurken, golü bulamamaları bizim şansımızdı. İsmail Kartal’ın son yarım saatte sahaya sürdüğü Szymanski, İrfan Can ve Ferdi gibi isimler bile Fenerbahçe’nin oyununa katkı yapmadı. Sezonun en tedirgin son yarım saatini bitiren yine gecenin iyisi Zajc oldu. Yine bir geçiş oyununu uzatmalarda gol ile bitiren Fenerbahçe, kazanma alışkanlığı olan bir takım olduğunu hissetirerek kazandı ve Avrupa serüvenine kayıpsız devam etmeyi başardı.
‘’Galip gelebilirdi...‘’
Galatasaray bir Şampiyonlar Ligi maçı için neredeyse kusursuz bir ilk yarı oynadı. Tek kusuru tecrübesi eksik Kazım Can’ın yaptığı zamanlama hatasında Coman’dan yediği goldü. Kaan Ayhan’ın Torrera’nın yanında ekstra enerji kattığı Galatasaray önde presle başladığı ilk yarıda Icardi ile defalarca pozisyon buldu. Akan oyunda, duran topta, geçiş oyununda adeta Bayern defansını bunalttı. Bu bol pozisyonlu ilk yarının kahramanı her zaman ki gibi Icardi oldu. Aldığı penaltıyı gol yapan, golün dışında pas trafiğini hücumda harika yöneten İcardi, Türkiye’de futbolu seven herkese iyi ki burada dedirtti.
Bedelini ödedi
Maçı rahat koparabileceği ilk yarı içeri beraberlikle giren Galatasaray, Bayern’in 2. yarıya topu ayağında biraz daha tutarak oynaması sonrası, ilk yarıdaki baskıyı yapamadı. Tete ve Zaha’nın da yorulması ile oyun dengelendi. Bu dengeli oyunda 2 önemli performans hissedildi. Galatasaray’da Abdülkerim, Bayern’de Kim Min Jae hatasız oynayarak maçın gollü geçmesini engelleyen isimlerdi. Son bölüme girerken Okan Buruk düşen tempoya müdahalede geç kalınca Bayern pas trafiği etkili oldu ve Kane golü atarak takımını öne geçirdi. Musiala iyice düşen tempoya bir ceza daha keserek maçın fişini çekti. Sonuçta Galatasaray ilk yarıda galip gelebileceği bir çok pozisyonu kaçırmanın bedelini, tecrübesi yüksek ama kendisini de çok fazla üzmeyen Bayern’e kaybederek ödedi.