‘’Karışık işler!‘’
Önemi olmayan sıradan bir maç oynuyor havalarına karşın, kazanamadıklarında çok şey kaybedeceklermiş modunda olan taraf Eskişehirspor oldu. Bir orta alan mücadelesi şeklinde geçen ilk yarı, yine de hakem, Trabzonspor ve Eskişehirspor adına çok ciddi birer pozisyona doğurdu.
Jaja’nın vuruşunda direkten dönen topun Umut tarafından boş kale yerine auta gönderilmesi, Koray’ın “al da at” cinsinden pasının Batuhan tarafından ıskalanması takımları adına birer kayıp. Ama Mustafa’nın rakibinin üzerine topu kafayla filelere gönderdiği ve haklı olarak iptal ettiği gol öncesi Bülent Yıldırım’ın, Egemen’e Veysel’in ceza alanındaki müdahalesine “devam” kararı, niyetine göre insana, komplo teorileri konusunda pehlivan tefrikası yazdıracak türdendi. İkinci yarının başlamasıyla birlikte Eskişehir, oyunu rakip yarı alana yıktı. Buna karşılık Trabzon savunmada dikkatli davranıp, skor üretmeye çalıştı. Nitekim bir uzun topla bunu buldu ve Burak’la fileleri, 2. kez ama yine faul pozisyonuyla havalandırdı. Ev sahibi ekibin Pele orijinli 30 metreden 2 füzesi Tolga’dan döndükten sonra Şenol Güneş 70’te Yattara hamlesini yaptı ve rakip kalede daha sık gözükmeye başladı. Umut ve Jaja’yla öne geçme şansını da yakaladı ama değerlendiremedi.
Eskişehirsporlular’ı büyük ölçüde sevindiren skor Trabzonspor açısından dramatik oldu. Zira eğer Aziz Yıldırım, tedirgin olan Başbakan Erdoğan’a verdiği Buca garantisini gerçekleştirirse Fenerbahçe, son 4 haftaya bir adım önde girecek.
‘’İnandırıcı olmak!‘’
Komik, çünkü:Tanıdığımız Faruk Özak, böyle bir şeyin tersini yapar yetkisi olsa, “Aman ha çocuklar yanlış anlaşılır, gerekirse tersini yapın” der. Bildiğimiz kadarıyla Trabzonsporlular da, kendisinden, eşit ve adil yönetime katkı vermesini bekler.
Hüseyin Göçek dedik de! Galatasaray formasını giymiş bir fotoğrafı yayınlandı malum maç sonrası.
Hata, çünkü: Bunu yayınlayanlar, Emre Belözoğlu’nun geçmişini
Döndük yine Faruk Özak’a. 2011 Gençlik Oyunları’yla ilgili konuşurken, tesislerin atıl kalmayacağını söyledi. Daha da ileri gitti, “Okullara zorunlu yüzme dersi koymayı düşünüyoruz” dedi.
Sevindik, çünkü: Her okula iki havuz demektir bu. ÖSYM’de ayrı binalara koydukları kızlarla erkeklerin, aynı havuzda ders görecek halleri yok ya!
Konyalı sarı kart sınırındaki futbolculara Trabzonlu hakemin göstereceği iddia edilen kartlar. Galatasaray’ın anti Fenerbahçeliliği, Bursaspor’un geçen yıldan borcu vs.
Merak ediyoruz, çünkü: Trabzonspor’un şimdiki rakibi Eskişehirspor’la ilgili bir “kılıf” neden bulunamadı?
“Bursaspor, Trabzonspor’a sıkmadı!” şeklindeki dokundurmalar.
Yanlış, çünkü: Trabzonspor bu takıma karşı, sadece bu sezon, lig başlarken Süper Kupa’da tarafsız sahada, ilk yarıda da Bursa’da toplam 5 golle 2 kez galip geldi.
Hürriyet’in dünkü manşeti Fenerbahçe’nin isyanı: Hakemler Trabzon’a niye hata yapmıyorlar.
Olmadı, çünkü: Ankaragücü ve Antalyaspor maçlarında verilemeyen penaltıları nedeniyle Trabzonspor 4 puan kaybetmişti. Ya Fenerbahçe, Gençlerbirliği maçı!
Trabzonspor’dan Cuma günü maçına tepki.
Geç, çünkü: Program 31 Mart’ta resmen açıklanmış, açıklanmadan önce de bir antrenmanda Hasan Yener, bu maçın Cuma günü oynanacağını medya mensuplarına söylemişti.
Sadri Şener, “Fener’e medya, bize de Allah yardım ediyor!” demiş.
Eksik, çünkü: Oyuncuların tekmeye kafa koymaları, başı yarılan, bunu kırılan, beyin travması geçiren Burak’ın ve diğerlerinin emeğine saygı lütfen. Ne bu ya! “İstanbul’da Laila, Trabzon’da La ilahe illallah” gibi!
Fesuphanallah...
Başbakan, özel ulağı Bakanıyla, bir kulüp başkanına kalem göndermiş, emanet, törenle teslim edilmiş.
Tehlikeli, çünkü: O kulüp başkanına bu güçtür, maçın devre arasında hakeme “şerefsizlik” suçlaması yaptıran. Bu güçtür yardımcı antrenöre, “Başkası için oynamayın lan şerefsizler!” dedirten.
Şekip Mosturoğlu, hakemlerin kasıtlı yönetimlerinden yakındı.
Haksız, çünkü: Trabzonspor eski Basın Sözcüsü İbrahim Şahin anlattı: Fenerbahçe bizi hakem kararıyla 2-1 yenip şampiyon oldu. Maçın hakemi, Mosturoğlu’nun sınıf arkadaşı Cem Papila’ya biz isyan ederken, Federasyon Yöneticisi kimliğiyle, “İbrahim’ciğim kasıt yoktur” demişti.
Dün Erdoğan, Yıldırım ve Alex buluşması gerçekleşti. Birileri uyanmış! Biraz sonra Trabzonspor Resmi Sitesi’nde bir haber: Erdoğan, Şener’le görüşecek.
Siyasi hamle, çünkü: Başbakan Şener ile sadece seçim önceleri görüşüyor. Bir de Yıldırım sonrası denge unsuru. Ooldu, inandık!
Bebek yüzlü hırs küpü Lugano!
Ama değil, çünkü: Tam bir futbol kasabı. Fenerbahçeli dostlar bir empati yapsın, tarafsız gözle maçlarını izlesin. Gaziantepsporlu meslektaşının ayağının üzerinde zıplaması, eminiz, bizim gibi onların da rüyalarına girer.
Şöyle kaliteli bir oyuna gidip, birinci sırada oturarak sakız patlatmak, Devlet Tiyatroları’nın kapatılmasına vesile olmak falan istiyor canımız.
Neden mi, çünkü: Anarşist ruhumuz kabardı. Tam biz de tatmin olacaktık, ÖSYM şifre itirafında bulundu. 2 bin öğrenciye karşı 10 bin genç çıkarmak adil değil falan! Neyse; biz de bir kitap hazırlığı içindeyiz. Başbakan’ın Avrupa’nın göbeğindeki tarifine göre bomba olan kitabın tamamlanması ve matbaada el konulmazsa baskısı Ağustos’u bulur, duyurulur! Cumhurbaşkanı da Fransız kalmaz umarız bu duruma! PR muhabbetleri malum!
‘’Top sevdi!‘’
Bu nedenle Trabzon’u sergilediği futbol, zaman zaman yediği baskı ve de verdiği biri çok ama çok önemli pozisyonlar nedeniyle pek yadırgamadık. Böylesi zorlu bir maçtan 3 puan çıkarıp liderliğini korumasını da büyük başarı olarak niteledik üstelik.
Ozan İpek’in vuruşunda direkten dönen ve Batalla’nın kaleye yönlendirdiği topun maçın gizli kahramanı Giray tarafından çizgiden çıkarılması, maçın kırılma anıydı. Futbolda yaygın söylemle, “Top Trabzonspor’u sevmişti!” ve gerisi geldi. Cale’nin solda Volkan Şen’e, Serkan’ın da sağda Ozan İpek’e tabiri caizse insanüstü çabayla top yaptırmamaları, buna karşın geçen topların savunmanın göbeğinde Giray ve Egemen’e takılması nedeniyle 25. dakika dışında Trabzonspor için “yüreğin ağızlara” geldiği pozisyonlar yaşanmadı. Aksine; mahkum oynadığı gibi gözüken dakikalarda orta alanda 4. sarı kart tehlikesi yaşamasına karşın Selçuk’un yönlendirdiği ataklarla, daha net fırsatlar harcayan taraf da Bordo-Mavililer oldu.
“Cankurtaran” sıfatı artık kendisine, Galatasaray maçında kameralara haykırdığı anasının “ak sütü gibi helal” olan Burak’ın, penaltıdan daha kolay bir pozisyonu kaçırmasının ardından, güçlü fiziği sayesinde ayakta kalarak bulduğu gol sonrası Trabzonspor, 2. yarı kontrollü oyunu tercih etti. Bu da konuk ekibin oyunu forse etmesini sağladı. Ancak Bursaspor’da pas trafiğini iyi yöneten Batalla’nın, forvete Altidore takviyesi nedeniyle oyundan alınması, Trabzonspor’un işine yaradı. Miller ve Altidore ikilisi istedikleri topu alamadığı gibi, dönen toplarla da Bursaspor, tam bir gerilim filmi gibi heyecan fırtınasına sahne olan son 10 dakikalık bölümde kalesinde ciddi sıkıntılar yaşadı.
‘’Ayrıntılar belirler!‘’
Her maçı kendi içinde değerlendirmek lazım, dünkü sonuçla bugün maç kazanamazsınız. Oynayacaksınız, kazanacaksınız. Bunun başka yolu yok. Trabzonspor’u favori gösterenler iki farklı konuyu görüşlerine dayanak gösteriyor: İlk yarıda oynanan iki maçı, biri Süper Kupa olmak üzere Trabzonspor’un farklı kazandığı iki maçı yani! İkinci gerekçe; Bursaspor’un şampiyonluğunda önemli rol oynaması, Karadeniz ekibine avantaj teşkil edecek.
Oysa her iki görüşün de futbol pratiği içinde yeri yoktur. İnsan doğası kazanmaya odaklıdır.
Sahaya çıkınca her şey unutulur. Ertuğrul Sağlam ve futbolcuları kazanma adına tüm güçlerini ortaya koyacaktır. İlk yarıda oynanan ve biri 3-0, diğeri 2-0 biten maçların Trabzonspor açısından tek avantajı vardır. O da bilinçaltında ‘rakibimi yenebiliyorum’ düşüncesidir. Ki, bu düşüncenin müsabakanın sonucuna etkisi az değildir. Tıpkı olumsuz düşüncenin de kendini tekrar etmesi gibi.
Ozan, Volkan ve Miller’a dikkat
Bursaspor’un oturmuş çok iyi bir savunması var. Bu durum Trabzonspor savunması için de geçerli. Son haftalarda Bursaspor orta alanı görevini yapamıyor. Takımın düşüşü de buradan kaynaklanıyor. Sağlam’ın en büyük kozu, solda Ozan İpek, sağda Volkan olacak. Özellikle Trabzonspor üzerine geldiğinde, hızlı hücumda bu oyuncuları kullanmaya çalışacak. İleride de Miller. Trabzonpor, bu oyunculara karşı 90 dakika boyunca dikkatli olmak zorundadır. Özellikle Cale ve Serkan. Orta alanda şayet gününde bir Selçuk, Colman ve Jaja olursa, Trabzonspor avantajlı duruma geçer. Aksi durumda Bursaspor orta sahasına ayak uydurursa, Trabzonsporlular son haftalarda gerilim filmini tekrar izler. Neresinden bakarsanız bakın, zorluk derecesi çok yüksek bir karşılaşma. Sonucu da çok küçük ayrıntılar belirler.
Maçın adamı kimler olur?
Burak, Selçuk, Colman
‘’Trabzon şampiyon olursa...‘’
Sadri Şener: Keşke AKP’den aday olsaydım, tam zamanıydı.
Şenol Güneş: Beni 10 yıl sonra anlayacaksınız demiştim.
Aykut Kocaman: Bu şampiyonluk incelenmeli.
Trabzonspor’da müzmin muhalifler: Bu başarı tüm camianın.
Bursaspor: Sizden sonra biz de Fenerbahçe’yle berabere kaldık, birbirimizi şampiyon yaptık, ödeştik.
Başbakan Tayyip Erdoğan: Hamdolsun bizim iktidarımızda 2. Anadolu Takımı şampiyon oldu. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz.
Mahmut Özgener: Hâlbuki bizim iktidarımızda Anadolu’dan iki şampiyon çıktı ama neyse. Başbakan’ın bir bildiği vardır.
Bülent Arınç: Ağlamak istiyorum. Ve ağlıyor.
Faruk Özak: Futbolcu, Kaptan, Yönetici vs iken nasip olmadı ama Bakan iken oldu işte. Takdiri ilahi!
Kemal Kılıçdaroğlu: Trabzonsporlu futbolculara bedelli askerlik yaptıracağız.
Devlet Bahçeli: İki artı dokuz: eder 11. Ekle 29: 40 puanı bizimdir. Bravo Trabzon’a.
ÖSYM Başkanı: Bizimle ilgisi yok. Şifreler sadece basına dağıtılan kitapçıkta vardı.
Cumhurbaşkanı dahil bilumum AKP’liler: Biz tatmin olduk.
Haydar Dümen’e mektup yazan Trabzonsporlu Genç: Hocam biz şampiyon olduk, ama bunlar tatmin oluyor, nasıl iş?
“Zaten yedek!” olduğu için istifası önemsenmeyen Trabzonsporlu eski yedek yönetici Sırrı Eren: Ergun Ata, yine politika yapmış.
Necil Ülgen: Ergun’un Fenerbahçe’nin şampiyonluğunda ne yazacağını merak ediyorum.
Federasyon’daki Yönetici arkadaşları: Gözün aydın Süleyman Atal.
Resmi site: Şampiyonluk, Süleyman Atal’ın Federasyon yöneticiliğine tesadüfen denk düştü, yine de istifa etsin.
Hayrettin Hacısalihoğlu: Aziz Yıldırım’ın arkasında oturmuşuz! O geldi önümüze oturdu, anladınız mı şimdi!
Yılmaz Özdil: Trabzon ve Göztepe, değmeyin keyfime.
Şansal Büyüka: Markus ne diyor bu işe?
Fenerbahçeli taraftarlar: Durumun hala farkında değiller, Fenerbahçe şampiyon oldu sanıyorlar.
Bordo Mavi rumuzlu bir mail: İstanbul Medyasına satılmış Ata, bu da sana kapak olsun.
Galatasaray ve Beşiktaş: Tebrikler.
Fener şampiyon olursa
Aziz Yıldırım: Şimdi lig şaibeli mi oldu? Geçen yıl temizdi ama.
Sadri Şener: İyi ki AKP’den aday olmadım.
Şenol Güneş: Beni yine anlayamadınız.
Aykut Kocaman: Şenol hocam ve TS’li futbolcu arkadaşlarım için üzülüyorum. (1996’daki Timsah Gözyaşları filminin yeni versiyonu)
Trabzonspor’da müzmin muhalifler: Ne olacak şimdi bu kadar borç!
Bursaspor: Biz olamadık, kim olursa olsun.
Başbakan Erdoğan: Fenerbahçe zaten mağdurdu. (Bir telefon: Anneciğim, galiba Trabzon’u kaybedeceğiz!) Olsun yine de biz kimsesizlerin kimsesiyiz.
Mahmut Özgener: Ohh be bir sezon daha bitti.
Bülent Arınç: Ağlamak istiyorum. Ve ağlıyor.
Faruk Özak: Bu da takdiri ilahi.
Kemal Kılıçdaroğlu: Eğer varsa Fenerbahçeli Türk futbolculara bedelli askerlik yaptıracağız.
Devlet Bahçeli: 29 artı 11 kaç yapar: 40. Bir daha ekle: 41 kere maşallah.
ÖSYM Başkanı: Halbu ki şifreler sadece basına dağıtılan kitapçıkta vardı.
Cumhurbaşkanı dahil bilumum AKP’liler: Biz yine tatmin olduk.
Haydar Dümen’e mektup Yazan Fenerbahçeli Genç: Hocam biz şampiyon olduk bunlar neden sürekli tatmin oluyor?
“Zaten yedek” olduğu için istifası önemsenmeyen Trabzonsporlu eski yedek yönetici Sırrı Eren: Fener şampiyon olmuş, sen hala politika yapıyorsun.
Necil Ülgen: Ergun’un yazısını getirin bakayım ne yazmış.
Federasyondaki yönetici arkadaşları: Üzgünüz Süleyman Atal yine olmadı!
Trabzonspor Resmi Sitesi: Pazartesi açıklama yapılacak. Ama tedbiren Süleyman Atal istifa.
Hayrettin Hacısalihoğlu: Eyvah şimdi yandık. Faturayı allem eder kalem eder, bize keserler!
Yılmaz Özdil: Göztepe’den başka şampiyon tanımam.
Şansal Büyüka: Markus beklesin, ben konuşacağım.
Fenerbahçeli taraftarlar, Trabzonsporlulara kıs kıs gülüyor: Geçen yıl da biz şampiyon olduk sanmıştık.
Sarı Lacivert rumuzlu mail: Trabzon’un uşağı Ata, bu da sana kapak olsun.
Galatasaray ve Beşiktaş: Sessizlik...
‘’İki aksiyon!‘’
Bir Yattara dikkatimizi çekti. Belli ki Şenol Güneş’in de gözü ona takıldı. 2 haftalık, “maçı evde izleme” cezasının işe yaramış olabileceği düşüncesi de bunda bir etkendi kuşkusuz. Ama Yattara girdi, ilk 5 topu olumsuz kullandı, ikisinde de adeta rakip atakları başlattı! yi de, Konyaspor maçından kötü geçeceği belli olan bu mücadelede kilidi başka kim çözecekti? Listede yok öyle bir isim. Tam bu noktada Kazım ve Bünyamin Gezer devreye girdi. Kazım, Serkan’a bastı. Başka hakemlerin, sarı kartla geçiştirmeyi “başarabileceği!” pozisyonda kırmızı çıkardı, dengeler değişti.
O ana kadar Tolga’nın kritik müdahaleleriyle beraberliği koruyabilen Trabzonspor bir kişi fazla oynuyor olmanın avantajını kullanmaya başladı ve 7 dakika sonra golü buldu. Gol sonrası bildik görüntüler. Galatasaray baskı yaptı, Trabzonspor kapandı. Konya maçından farkı, uzatmalarda top çevirmeyi becerdi. Türk Polis Teşkilatı’nın 166. Kuruluş Yıldönümü’nde, Arena’nın çevresinde, bordo mavi bayrak ve formalı insanların, konvoy halinde geçerken “ses çıkardıkları” gerekçesiyle, küfürlü, coplu polis terörüne maruz kalmalarına tanıklık ederek başlamıştı gecemiz. Son aksiyon, Burak’ın golü oldu ve şu iki şeyi anlattı: 1- Oynamadan kazanan Trabzon’un biraz toparlanması halinde yarış son haftalara kadar taşınır. 2- Galatasaray yeni krizlere gebe!
‘’Şifreli-yorum‘’
Alman Bundesliga’da St.Pauli ile Schalke 04 maçı, yardımcı hakemin başına isabet eden yabancı madde nedeniyle Türk hakem Deniz Aytekin tarafından 88. dakikada tatil edildi. Maç sonrası açıklamalar...
St.Pauli Teknik Direktörü Holger Stanislawski: Böyle şeylerin futbol stadyumlarında asla olmaması gerekiyor. Kabul edilemez bir görüntü. Yapabileceğim tek şey, St.Pauli adına yardımcı hakemden özür dilemek.
Hakem Deniz Aytekin: Maçların yarıda kalması her zaman can sıkıcı bir durumdur. Ama başka çaremiz yoktu.
Peki bizde olsa...
a- Sahaya 2 rakı şişesi atılır, “Çok şükür kimseye isabet etmedi!” denirdi.
b- Federasyon Başkanı, “Magnum’la mı vurdular?” diye sorardı.
c- Kulüp Başkanı, “3 puanımızı verin, ceza ne olursa olsun” derdi.
d- Sahaya giren 6 taraftar, Kulüp Genel Menajerinin korumasında tribüne çıkarılırdı.
e- Hepsi.
Motivasyon yöntemleri!
Motivasyon unsuru sportif mücadelelerde hedefe ulaşmanın olmazsa olmazıdır. Bir maça, yarışa vs konsantre olamayan sporcu ya da sporcuların, sonuç alma şansları yok denecek kadar azdır. Her teknik adamın sporcularını motive edişi, her kulüp başkan ve yönetiminin camiayı dinamik tutma çabaları, “her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır” özdeyişine uygundur.
Peki en etkin motivasyon unsuru aşağıdaki şıklardan hangisidir?
a- Lig tarihindeki en fazla yenilgisini alan Galatasaraylı futbolculara, seyircisiz Trabzon maçı öncesi “Bu maçta taraftar olmayacak, baskı hissetmezsiniz” morali ve “Galatasaray Trabzon’u asla yenemez!” gazı.
b- “Trabzon’un 3 penaltısı incelenmeli” uyarısı sonucunu verdi. “Verilmeyen penaltımızın, yarışa etkisinin araştırılması” açıklamasının beklenmesi.
c- Trabzonspor’la berabere kaldıktan sonra 4 haftadır kaybeden Kayserispor’un o maç öncesi havaalanında küfürlerle karşılanması!
d- Şampiyonluk yarışında direkt etkisi olacak bir çok kulüp başkanının, resmiyetteki değil, özdeki gerçek renk aşkı!
e- Hepsi
Başarı nedir?
Özgür Ansiklopedi Vikipedi’ye göre başarı; istendiği varsayılan şey veya şeylere ulaşma işi veya istendiği varsayılan şey veya şeylerin kendisi.
Her başarı bir ödülü hak eder. Peki sportif başarının ödülü nedir?
a- Türk Futbolu’nun marka değerinin yükselmesine katkı sağlayan, icraatlarını geçen hafta bu sütunda özetlediğimiz Federasyonun hakemler üzerinden vurulması!
b- Ligde “asansör” olarak anılan bir takıma, son 5 yılda kupa kazandırılması, adını şampiyon adayları içine yazdırılması, Avrupa serüvenine çıkılması gibi gerçeklere katkı sağlayan Süleyman Hurma’ya, “Git” tezahüratı.
c- Bir sezonluk emeğin, saha dışı faktörlerle heba edildiğinin, “Bir taşı kullanarak şampiyon oldum” itirafıyla yıllar sonra anlaşılması.
d- Sezon sonu serbest kalacak olan Selçuk’un sakatlık riskini alarak üst düzey futbol oynamasının göz ardı edilip, her gün yeni bir transfer haberiyle alacağı para üzerine neredeyse “bahis oynatma” aşamasına gelinmesi.
e- Hepsi
Notlar:
1- Çözüm için şifre, yarın medyaya sunulacak master yazıda saklı! Herhangi bir kişi “şifreliyorum”umuzu beğenmeyip, Genel Yayın Yönetmenimiz Necil Ülgen’e ulaşır da şikayet ederse; Sayın Ülgen’e anlatırız, O da sanırız tatmin olur ve Cumhurbaşkanı’nın ÖSYM Başkanı’na verdiği desteği bizden esirgemez.
2- Kocaeli’ndeki Trabzonspor-Kasımpaşa maçında tribüne asılmış pankartta, “Biz yaşadığımız her yere, memleketimiz gibi sevdalıyız” diye yazıyordu. “Bize Her Yer Trabzon” sloganına bu söz anlam kattı. Altını özellikle çizdik.
‘’Asıl bundan sonrası zor!‘’
7 haftası kalan maratonda hedefe ulaşmak adına kendisini bekleyen bu zorluklara dikkat çekelim, dilimiz döndüğünce...
Önce içsel nedenler:
Trabzonspor lider olduğuna ve en yakın rakibine 2 puan fark yaptığına göre, kendi kaderini belirleyecek durumda demektir. Yani kendi görevini iyi yaparsa, rakiplerinin ya da Bursaspor’u 11 puanlık farkın kapanmasının zorluğu nedeniyle bir kenara bırakırsak Fenerbahçe’nin ne yapacağı hiç önemli değil. Ancak, Bordo-Mavililer’in 3 puan kazanarak liderliği ele geçirdiği Konyaspor maçındaki oyunuyla, Fenerbahçe’nin 2 puan ve liderliği kaybettiği Bursaspor maçındaki futbolunu kıyaslarsak, Trabzonspor’un işinin sadece bu nedenle bile çok zor olduğunu söylemek bir kehaneti gerektirmiyor. Eğer sorun “konsantrasyonla” ilgiliyse durum daha vahim. Çünkü Trabzonsporlular, haftalardır hedefe ulaşmak için her bir maçın rakip kim olursa olsun bir final özelliğini taşıdığı gerçeğinin henüz ayrımına varamamış demektir o zaman.
Sadece Trabzonspor değil tabi taraftarı da aynı şekilde. Avni Aker’de kombineler dışında 6 bin dolayında boş koltuk var. Bunlar için piyasaya sunulan biletlerin Konyaspor maçında sadece bin 845 adedi satıldı. Fenerbahçe-Bursaspor maçının biletleri karaborsa da kapışıldı. Kombineler dışındaki son hasılatı 2,5 milyon lira. Eski parayla 2.5 trilyon. Trabzonspor’un sattığı 15 bin kombinenin tutarı kadar yani.
Hepsini geçtik, son yarım saatte Konyaspor oyunun kontrolünü ele geçirmişken, kaleci Tolga ve Serkan’ın hareketlerle, ardından da stat spikerinin anonslarla taraftarı coşturmaya çalıştığına tanık olduk. Maç bitiminde 3 puana rağmen bir hoşnutsuzluk vardı taraftarlarında. Fenerbahçe stadında ise seyirciyi uzatma dakikalarında bile susturabilene aşk olsun. Maç bitti, 2 puanla birlikte liderlik de kaybedildi, Sarı-Lacivertli oyuncular tribünlere çağrıldı. “Daha çok hak ediyorlar” sözüne Trabzonsporlular’ın tepkisinin ne olacağını şimdiden tahmin etmek zor değil.
Gelelim dışsal nedenlere:
Aykut Kocaman’ın 3 penaltının irdelenmesini istemesinden sonraki gelişmeler herkesin malumu. İmza attırılamayan Selçuk ve Egemen’e yönelik transfer haberlerinin yanı sıra bundan sonra “Jaja’nın antrenmana sarhoş çıkmasına” , “Burak’ın edepsizliğine!” ve benzeri iddialara hazırlıklı olmalı Trabzonsporlular. Bursaspor maçında genelde kabul gören “Fenerbahçe’nin verilmeyen penaltısı” da çok ciddi tartışmaları ve yeni baskıları gündeme getirecek.
Ve final faktörü:
Fenerbahçe 11 yıldır zirve yarışında son anda kazanıyor ya da kaybediyor. Deneyimli. Trabzonspor’da bu dönemde 2 kez son haftalara kadar yarışı götürebilmiş. Buna liderlik stresini de ekleyin.
Neresinden bakarsanız zor Trabzonspor’un işi yani! Cephe çok, silah dezavantajı da var. Bunları aşacak bir kararlılık, duruş ve mücadele gerekiyor.