Arama

Popüler aramalar

‘’Hedefe ulaşıldı‘’

Gerede’deki 12 günlük kondisyon ağırlıklı birinci etap çalışmalarının ardından Almanya’ya giden Bordo - Mavili takımın buradaki kampı bu yoğun antrenman ve maç programı nedeniyle hayli yorucu geçti. Nitekim bu durumun belirtileri kampın son günlerinde sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da kendini gösterdi. Bu nedenle Ziya Doğan, Bielefeld maçı öncesinde iki antrenmanı iptal ederek oyuncularını dinlendirdi. Kampı bir bütün olarak değerlendirdiğimizde Trabzonspor’un amacına ulaştığını söyleyebiliriz. İbrahim Ege olayının yarattığı moralsizliğin kısa sürede atlatılması sağlanarak futbolcuların olumsuz etkilenmeleri önlendi. Osnabrück maçında biraz da Ziya Doğan’ın yokluğunun neden olduğu motivasyon sorununu saymazsak, hazırlık maçların da işi sıkı tutmanın karşılığı da alındı. Çünkü bu karşılaşmalar Şampiyonlar Ligi Ön Elemesi öncesi takımın maç deneyimini artırması açısından büyük yarar sağladı. Ziya Doğan hazırlık maçlarında önümüzdeki sezon uygulayacağı sistem ve bu sistemde kullanacağı oyuncular konusunda da fikirler verdi. Trabzonspor bu sezon dörtlü bir savunma onların önünde üçlü bir orta alan bloğu ile oynayacak. Avni Aker’deki maçlarda hücum bölgesinde iki olacak oyuncu sayısı deplasmanlarda tek santrfora inecek. Bu durum rakibin durumuna göre de değişecek. Arkalarında ise orta alanla forvet arasında forveti besleyecek iki oyuncu kullanılacak. Çift santrfor kullanıldığında eksiltme orta alandan yapılacak. Bu sisteme uygun oyuncuları ise şöyle sıralayabiliriz; Petkoviç’in yeri garanti. Tıpkı sağda Emrah Eren, solda Volkan’ın olduğu gibi. Birbaşka garanti isim Tolga’nın yanında Erdinç’in sakatlığı nedeniyle boşalan ikinci stoperliğe D’Haene deneyimi ile genç Selim de üstün performansıyla aday. Üçlü orta alanda Hüseyin, Adem ve Celalettin, hücum bölgesinde Gökdeniz ve kampın yıldızı Mehmet Yılmaz’ın kulübeye çekilmeleri olanaksız gibi. Yattara ile Fatih Tekke arasındaki tercih rakibin durumuna göre ya ikisi birlikte, ya da biri şeklinde olabilecek. Uygulamalarla ilgili en net sonucu belli ki Ziya Doğan’ın bayağı başı ağrayacak.

17 Temmuz 2004, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her rakip zordur!‘’

Bu karşılaşmayı izleyen Ziya Doğan’ın olası rakiple ilgili değerlendirmesini dinlerken çok doğru bulduğumuz şu sözüne takıldık: Biz ulus olarak rakipler konusunda dengeyi bir türlü kuramıyoruz. Ya çok abartıyoruz, ya da “çerez” nitelendirmesi yapıyoruz!Gerçekten de geçmişe şöyle bir baktığımızda, gereğinden çok abartılan rakiplere karşı, temsilcilerimizin komplekse girerek ve ya yenilgiyi peşinen kabul ederek, kazanabilecekleri bir çok maçtan boynu bükük ayrıldıklarına çok kez tanık olduğumuzu iyi anımsıyoruz. Ya da hafife alınan bir çok rakibin, gerek ulusal gerek kulüp takımlarımıza yaptığı acı sürprizleri de unutmuş değiliz. (Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’nde grup ikincisi olarak baraj maçlarında Letonya’ya elenmemizin en büyük nedeni olarak hâlâ rakibi ciddiye almamamız gösterilmiyor mu? işte son örnek!)İlginç rastlantı, Trabzonspor’un olası rakibi Skonto Riga. RHYL maçındaki kadrosunda yer alan 6 oyuncusu Avrupa Futbol Şampiyona’sına katılmamıza engel olan Letonya Ulusal Takımı’nın o maçlardaki kadrosunda yeralmış. 4 oyuncusu ise bu Şampiyona’da forma giymiş. Bizi eledikleri için dikkatle izledik; ülke olarak Letonya futbolunun kat kat ilerisindeyiz. Uluslararası kuruluşların yaptığı sıralamalar zaten bunu gösteriyor. Ama takım oyunun çok iyi oynuyorlar. Savunmada çok dikkatliler, hemen hemen bütün savunma adamlarını çakılı oynatıyorlar. Oyun disiplininden skor ne olursa olsun hiç kopmuyorlar. Almanya’ya karşı galibiyeti kaçırdılar. Final için büyük çoğunluğun adayı iken Yunanistan’a elenen Çek Cumhuriyeti’ne şanssız biçimde yenildiler.Skonto Riga, Doğan’ın anlattıklarına göre Ulusal takımın adeta bir kopyası. Onların artıları, takım oyunu, fizik gücü ve oyun disiplinine son düdüğe kadar sadık kalmaları. Bizimki ise tekniğimiz. Bordo - Mavililer de ülkemiz futbolunun karakteristik özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Skonto Riga, abartılmamalı ama kesinlikle hafife de alınmamalıdır. Trabzonspor, özellikle rakibi ciddiye almadığı maçlarda konsantrasyon sorununu net biçimde yaşayan ve zaman zaman buna ağır bedeller ödeyen bir takım.Bir önemli nokta da Letonya Ligi’nin devam ediyor olası. Skonto iki de ön eleme maçı oynamış olacak. Trabzonspor’un tek şansı ise hazırlık maçları. Bu şans da Osnabrück maçında olduğu gibi iyi kullanılmazsa durum zorlaşır. Bu nedenle Arminia Beilefeld ve FC St. Pauli maçlarını Bordo - Mavililer, Şampiyonlar Ligi Ön Eleme maçı gibi görüp, oyun stratejilerini ona göre belirlemelidir. “Kaybedersek eleneceğiz!” anlayışıyla yani!

16 Temmuz 2004, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’En kötü sınav‘’

Trabzonspor, ilk yarıda çok tutuk bir görüntü verdi. Bunun en önemli nedeni kuşkusuz Yattara ve Gökdeniz’in yokluğunun yanı sıra, orta alandaki Celalettin ve Thijs’in kötü performanslarıydı. Geç katıldığı takıma uyum sağlamada çabukluk gösteren Adem’in çalışkanlığı bu durumu gidermeye yetmedi. Dörtlü savunma bloğunun sağında bu kez Emrah oynadı. Genç Selim kulübede tutulurken Tolga, D’Haene ile merkezde görev yaptı, Hasan sol tarafı savundu. Üçüncü lig ekibi Osnabrück, ilk yarıda bu savunmayı pek zorlayamadı. Hücum bölgesinde ise Mehmet Yılmaz’ın diriliğine karşın fazla etkin olunamadı. İki pozisyon, Pogon maçında 27 dakika oynayan ama bu maça ilk onbirde çıkan Fatih Tekke ile yakalandı. Fatih, eski üretkenliğinde gözükmedi ama yine de kendi yarattığı penaltı ve Dave’nin inanılmaz ıskasıyla girdiği gol pozisyonundaki vuruşlarını daha dikkatli yapabilirdi.İkinci yarıda Adem Koçak, Hüseyin’in görevini üstlendi, Yattara sağ tarafa, Celalettin savunmaya, Ufuk da onun görev yerine geçti. Bu değişiklikler sonrası temposunu yükselten Trabzonspor’da dakikalar ilerledikçe savunma SOS verdi. Her hücum girişiminin ardından takım kontra yedi. Rakibin çabuk çıkışlarına önlem alınamadı. 4 gollük pozisyona direkler engel oldu. Bu durumun nedenleri şöyle sıralanabilir: Ziya Doğan’ın yokluğu önemli etken. Teknik direktör olmayınca özellikle ilk yarıda rakip ciddiye alınmadı. Rakip etkili gelmeye başlayınca panik başladı ve takım toparlanmakta zorluk çekti. Toparlanma gayretini engelleyen bir unsur da yoğun antrenman programının neden olduğu yorgunluktu. Ama bu maçtan alınacak en önemli ders şu ki; rakip hangi takım, maçın niteliği de ne olursa olsun, daha dün oturduğunu savunduğumuz sistemin iyi işlemesi için işini ciddiye alacaksın. Yoksa elin üçüncü lig takımı karşısında böyle aciz durumlara düşmekten kurtulamazsın!

15 Temmuz 2004, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’En tatlı sorun‘’

Ziya Doğan’ın hazırlık maçlarındaki uygulamalarından anladığımız şu: 4’lü bir savunma bloğu. Önlerinde koşan, pres yapan, iyi top kullanan bir üçlü. Üçüncü bölgede tek kişi, arkasında da çok çabuk ikili. Yani 4-3-2-1 dizilişi.Bu sistemde Doğan’ın kafasındaki savunmada şimdiki kadrodan Emrah, Erdinç, Tolga ve Volkan var. Ama son maçta, Tayfun’u sağda, Hasan’ı solda, D’Haene ile genç Selim’i merkezde oynattı. Bu savunma bile güçlü rakibe sadece 2 pozisyon verdi, onlarda da devreye en iyi maçını oynayan Petkoviç girdi. Özellikle Selim geçen sezon PAF takımında oynarken kendini birden Alman Ligi Şampiyonu ve güçlü bir Polonya ekibi forvetine karşı mücadele ederken buldu, hiç de sırıtmadı. İyi bir alternatif stoper olabileceği sinyallerini verdi.Ortadaki üçlüde şimdilik aksayan tek kişi ayaklarındaki sorun nedeniyle Thijs. Belçikalı oyuncu çok yavaş. Buna karşın varolduğu iddia edilen üstün özelliklerinden henüz bir işaret göremedik açıkçası. Kesin kanaat için sağlık sorunlarını aşmasını bekliyoruz. Hüseyin erken form tuttu. Tam bir görev adamı. Formasını kaptırması zor gibi. Celalettin, Pogon karşısında tutuktu ama mayası iyi. Genç Ufuk ve Çağlar, piştiklerinde çok büyük katkı yaparlar. Adem Koçak takımla antrenmana bile çıkmadan maç oynadı. Bu bölgede Adem, Hüseyin ve Celalettin, Thijs’in işini oldukça zorlaştırır. - Konu İbrahim Ege’ye gelmişken bir parantez açalım: Bu oyuncu ile Trabzonspor, Almanya’da çok talihsiz bir olay yaşadı. Eminiz ki, geleceği parlak bir isim olan İbrahim Ege, şimdi bunun pişmanlığını yaşıyordur. Burada olayla ilgili Trabzonspor’un duruşuna dikkat çekmek istiyoruz. Olay olduktan bir saat sonra oyuncu Türkiye’ye gönderildi. Büyük camialar, büyüklüklerini tartıştıracak olaylara karşı duyarlı olmalıdırlar. Trabzonspor gereğini yapmış, hakkındaki kararını vermiştir. Şimdi daha sakin düşünülerek, olayın tüm ayrıntıları incelenerek ve hatanın bedeli neyse ödettirilerek, en sağlıklı karar verilmelidir. Bu da büyüklüğün bir gereğidir!-Savunma ve orta alanda alternatifsizlikten yakınan Ziya Doğan, tatlı bir sıkıntıyı da üçüncü bölgede yaşayacak. Önde Mehmet Yılmaz, arkasında Yattara ve Gökdeniz, hazırlık maçlarında müthiş bir uyum yakaladı. Fatih geldiğinde formdaki Mehmet Yılmaz’ın kesilmesi zor. O zaman kulübe yolu Yattara’ya gözükür. Halbuki Gökdeniz - Yattara ikilisi hem üçüncü bölgeye yani forvete iyi ve çok çabuk top taşıyorlar hem de kendileri pozisyon değerlendirebiliyorlar. İleri de ikili oynarsa bu işi tek başına Gökdeniz yapmak zorunda kalacak, belki de verimi düşecek. Bakalım Doğan bu sorunu nasıl çözecek! Unutmadan söyleyelim; Bu bölgeye Augustine ve Emre Aygün de gelecek.

14 Temmuz 2004, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’İşler iyi gidiyor‘’

Werder Bremen’in altı eksiğine karşın Trabzonspor da Fatih ve İbrahim Ege gibi iki önemli ismin yanısıra Volkan, Tolga ve Erdinç gibi savunmasının üç temel direğinden mahrum oynadı. Bu nedenle Doğan’ın kafasındaki savunma kurgusunda yeralan oyunculardan sadece Emrah forma giydi. Bu durumda bile Alman ekibine fazla pozisyon verilmedi. Hasan sol kenarda, geçen sezon PAF takımında oynayan Selim ile şu anki kadroda alternatif gibi duran D’Haene penaltıya neden olan hareketindeki pozisyon hatası dışında maçı vasatın üstünde bir görüntüyle tamamladı. Yattara’nın genel olarak hücumu düşündüğü orta alanda Hüseyin ve Celalettin savunmaya verdikleri desteğin yanısıra hücum girişimlerinin de planlayıcısı oldular. Trabzonspor bu oyunculara çıkardığı uzun toplarla Gökdeniz ve Yattara’nın çabukluklarından yararlanıp önemli pozisyonlar buldu ama tek golle yetindi. Bu golde de Mehmet Yılmaz, Gökdeniz, Yattara organizasyonu hakettiği alkışı tribünlerden aldı. İkinci yarıda dün de vasat bir görüntü çizen Thijs’in yerine giren genç Ufuk yaptığı olumlu işlerle gelecek için umut veren isim oldu. Son yarım saatte yine arayışlar, bol değişikliklerle oyunun düşen temposu Trabzonspor’un hızını kesti. Werder Bremen bu sıralarda kontrolü ele geçirdi ve eşitliği sağladı. Yeniden canlanan Trabzonspor, Gökdeniz ve Mehmet Yılmaz’la iki önemli fırsatı harcayınca beraberlikle yetinmek zorunda kaldı.

11 Temmuz 2004, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sorun savunmada‘’

Holtein Kiel, Werder Bremen’in eski ünlü golcüsü, Schalke’nin eski Teknik Direktörü Noybart’ın yönetiminde daha üst ligleri hedefleyen, disiplinli, iyi organize olan bir üçüncü lig ekibi. Ancak Trabzonspor, ilk maçtaki rakibine oranla bu maça daha oturmuş bir kadroyla çıktı. Bu maçı daha bir ciddiye aldı, iyi motive oldu, işini iyi yaptı. Hırs, arzu, top rakipteyken savunmada çabuk çoğalma, hücum girişimlerini en az 4-5 kişiyle gerçekleştirme, sahanın her yerinde pres uygulayıp rakibe oynayacak alan bırakmama gibi, futbolun basit gereklerini iyi biçimde yerine getirdi. Ancak ilk maçta iki gol yenilen yan toplardaki zaafa bu maçta da çözüm bulunamadı. Verilen ciddi pozisyonlardan ikisinde Petkoviç başarılı oldu, ikisi de rakip hücum oyuncularının kötü vuruşlarıyla tehlike olmadı. Doğan’ın bu bölgede Erdinç ve Tolga’ya güçlü alternatif arayışının gerekliliği bir kez daha ortaya çıktı.İlk yarıda Emrah, Tayfun, D’Haene, Hasan Üçüncü dörtlüsüyle oluşan savunma kurgusunda Emrah, arkadaşlarına oranla daha diri gözüktü. Tayfun’un maç eksiğini gidermesi gerek. Hasan Üçüncü yerini yadırgadı. Stoper başlayan D’Haene ikinci yarıda ön liberoda daha verimli oldu. İbrahim Ege sağda görevini iyi yaptı, çok güzel bir gole de imza attı. Gerede ve Almanya’da genellikle düz koşu yapmasına karşın bu durumu, bu sezonki olası iyi performansının habercisi gibiydi. Celalettin solda, Hüseyin ve Thijs ortada vasat gözüktü. Mehmet Yılmaz kampın yıldızı olmaya aday. Yan toplardaki zafiyeti görünce birkaç kez ölü topta savunmaya gelip top çıkardı. Savunması var, pres yapıyor, rakip savunmanın pestilini çıkarıyor, gol atıyor, ne gerekliyse var yani. Gökdeniz, her zaman olduğu gibi klas. Hazırlık maçlarının ilk 45 dakikası önemli ve fikir verici, ikinci yarılar ise arayışa yöneliktir. Doğan da ikinci yarıda oyun kurgusunu tümüyle değiştirdi. Sağda Mustafa, önünde Emrah, solda Hasan Üçüncü önünde Çağlar’ı oynattı. Selim’i, Tayfun’a partner yaptı, D’Haene’yi ön liberoya çekti. İleride ise Yattara, arkasında Ufuk oynadı. Bu yarıda bir Yattara, o da şova yönelik futboluyla kendini gösterdi.Ziya Doğan, maçtan sonra “Skor önemli değil” dedi ama galibiyetler maçı izlemeye gelen gurbetçilerin yüzünün gülmesine, futbolcuların kendine güveninin artmasına neden oldu. şimdi sırada Werder Bremen sınavı var. Rakip Almanya şampiyonu ve Şampiyonlar Ligi öncesi en önemli sınav. Bu maçta Doğan, ne kadar “Sonuç önemli değil” dese de, skor faktörünü mutlaka dikkate alacak bir kadroyla oynayacaktır diye düşünüyoruz!

09 Temmuz 2004, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Maalesef, yine transfer!‘’

İki orta alan, bir de stoper talebini Thijs’in Gerede Kampı’na katılmasından beri yineleyen Teknik Direktör Ziya Doğan’ın, ısrarının ne kadar önemli olduğu Erdinç’in durumuyla ortaya çıktı. Gerçi elde iki alternatif var; Karel D’Haene ve Tayfun. Ama bu iki oyuncunun Neumünster maçındaki performansı, Doğan’ın ısrarına maalesef haklılık sağlıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken asıl nokta, bu durumun genel olarak bir yılgınlığa, teknik kadroda da bir paniğe neden olmasını engellemektir. Doğan’ın artık Şampiyonlar Ligi için yeni bir isim şansı olmadığına göre, mevcut oyuncularını iyi hazırlayıp motive ederek buradaki sorunu zararsız biçimde gidermesi gerekiyor ki; bu, kendi kariyeri için de önemlidir.Trabzonspor’da günlerdir sinsi biçimde bir Tolga Seyhan krizi de yaşanıyor. Almanya Kampı’nda tendonlarındaki sıkıntı nedeniyle yeterince çalışamayan bu oyuncuyu Lucescu’nun ısrarla istediği iddia ediliyor. Bonservis bedeliyle ilgili oyuncu kaynaklı haberlerde önemli paralar telaffuz ediliyor. Ki bu miktarları inandırıcı bulmuyoruz açıkçası! Ama gerçekten doğruysa, Trabzonspor Yönetimi bu konuyu ciddi ciddi düşünmeliydi. Doğruysa bu miktar, şu anda taraftarı hayal kırıklığına uğratan transfer girişimlerinde yaşanan para sorunun büyük ölçüde giderebilecek yükseklikteydi. Bu bir söylenti midir, yoksa gerçek midir, gerçekse neden değerlendirilmemiştir? Eğer bu iddialar gerçekse maalesef burada da bir Serkan Bekiroğlu ve Musa Büyük skandalı yaşanmış demektir. Çünkü, bu konu yaklaşık bir aydır konuşulmaktadır ve Yönetim 100 bin-200 bin dolar yüzünden önemli oyuncular kaybetmiştir.Sonuç olarak dememiz odur ki; bu konu sadece kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi için mutlaka aydınlığa kavuşturulmalıdır. Bugün artık gönderilip gönderilmemesi konusu tartışılmamalıdır bile. Önerilen miktar ne olursa olsun geç kalınmıştır. Çünkü bir stoper dahi bulamazken, ikinciyi aramak zorunda kalmak, yeni bir skandala neden olmak demektir.

07 Temmuz 2004, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Asıl rakip yorgunluk‘’

Almanya kampını dün hariç günde iki antrenmanla geçiren ve yoğun program nedeniyle hayli yorgun düşen Bordo-Mavililer’de dün şans verilen eskilerden, kaleci Hasan’ın ikinci goldeki hatasıyla Mehmet Yılmaz’ın olağanüstü çabasını saymazsak değişen bir şey yok. Genel olarak gençlere ve Celalettin ile Thijs’e yoğunlaştık. Celalettin ilk yarı hareketli ama genel olarak bildik temposundan uzaktı. Thijs’in, Sommers ile ilgili ortak özellikleri sadece milliyeti ve saçlarıyla sınırlı değil. Onun gibi ağır. Ama biraz daha teknik. Bu iki futbolcuyu sadece dünkü performanslarıyla değerlendirmek ciddi bir hata olur. Çünkü antrenmanlardaki tempoları çok iyi.Gençlere gelince... Ufuk tutuk başladı, iyi tamamladı. Çağlar ikinci yarıda zaman zaman iyi işler yaptı. Sol taraftaki bu iki gençten Ufuk ofansif, Çağlar ise defansif özellikleriyle gelecek vaat ediyor. Tolga rakibiyle karşı karşıya mutlak golü önledi, alkış aldı. Selim oyunda kısa süre kaldı.Son olarak söylemek isteriz ki, açıkçası bu maç, Trabzonspor için çok sıkı yürüttüğü antrenmanlarına kıyasla biraz dinlendiği bir 90 dakika oldu.

05 Temmuz 2004, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI