Deniz Çoban, Sivasspor - Galatasaray maçının hakemi Ümit Öztürk'ün verdiği kritik kararları yorumladı:

Maçın hakemi Ümit Öztürk maç boyunca kritik kararlar vermek zorunda kaldı. Çok fazla penaltı beklentisi oldu. İkili mücadelelerin yoğunlukla yaşandığı maçta Ümit Öztürk’ün doğrularının yanında yanlışları da vardı.

27. dakikada Camara -Diagne pozisyonunda Galatasaraylılar penaltı beklediler ancak hakemin devam kararı doğruydu. 42. dakikada Yatabare -Nelsson mücadelesinde Yatabare penaltı bekledi. Bu pozisyonda da penaltı yoktu. Hatta Yatabare hakemi aldatmak için kendisini yere atmıştı. Yatabare’ye hakemi aldattığı için sarı kart göstermesi gerekirdi.

64. dakikada Cicaldau - Gradel mücadelesinde bu kez Gradel penaltı bekledi ancak bence Cicaldau’nun penaltıyı gerektirecek bir hamlesi yok. Devam kararı doğru.

İkisi de faul yapmıyor

Maçın 78. dakikasında Goutas’ın Diagne’ye müdahalesinde, Diagne yerde kaldı ve penaltı bekledi. Hakem maçı devam ettirdi. Bence pozisyonda bir penaltı vardı. Diagne topa sahip ve top kontrolünde. Goutas, Diagne’nin arkasında kalmış ve avantajını yitirmiş. Diagne’nin ayaklarına takılarak düşmesine sebep oluyor.

90+7’de Nelsson - Kayode mücadelesinde Galatasaray lehine faul çalındı. Sivaslılar da faul beklediler. Aslında iki oyuncu da birbirine faul yapmıyor. Devam kararı daha doğru olurdu.

Yazarımız Deniz Çoban, hakem Atilla Karaoğlan'ın kararlarını değerlendirdi:

Tempolu ve ikili mücadelelerin yoğunlukta olduğu bir maç oynandı. Maçın hakemi Atilla Karaoğlan,90 dakika boyunca bir iki ufak tefek hata dışında, mükemmele yakın bir maç yönetti. Disipline mahsus hataları oldu, bazı sarı kartları atladı ama genele bakınca başarılıydı.

42.dakikadaTisserand’ınpenaltı beklediği pozisyonda İbrahim’in penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu, devam kararı doğruydu.

52.dakikadaFerdi’nin, Figueiredo’ya müdahalesi penaltıyı gerektiriyordu, hakem yanılmadı.

90+2’de Furkan Muhammed’e faul yapınca Fenerbahçeliler kırmızı kart beklediler. Ama pozisyonda bariz gol şansı olmazdı. Hem kademede başka bir Antepli oyuncu vardı hem de topun yönü kaleye doğru değildi.

Dün akşam atmosferi yüksek ve mücadeleli bir maç oynandı. Ali Şansalan maç genelinde oyunun kontrolünü elinde bulundurdu ve oyuncuların güvenini kazanacak bir yönetim gösterdi. Beşiktaş’ın galibiyet golü olan üçüncü golde oynattığı avantaj ile maçın gidişatına önemli ölçüde yön verdi ve pozisyonun golle sonuçlanmasına katkı sundu. 38. dakikada Kayserispor’un golünde ofsayttan söz edemeyiz. Ofsaytta olan Kayserisporlu oyuncu kaleciyi etkilemiyor ve top hayli üzerinden geçiyor. 52. dakikada Emrah’ın yerde kaldığı pozisyonda Ali Şansalan doğru bir penaltı düdüğü çaldı ama öncesinde ofsayt vardı. Yardımcı hakemin bayrağı doğruydu.

Sarı kart doğru...

85. dakikada Carole hakemi protesto edince doğru bir sarı kart gördü. 90+5’de Carol, rakibi Batshuayi’nin kafasına kontrolsüz bir müdahalede bulunuyor. Şansalan bu pozisyonda faul çaldı ama kartını kullanmadı. Aslında bu pozisyonda Carole’nin ikinci sarı karttan atılması gerekirdi.

Dün akşam oynanan maç hakem ekibi açısından çok rahat geçti. Tartışılacak bir kart pozisyonu ya da bir ceza sahası pozisyonu yaşanmadı. Oyuncular hakemler üzerinde baskı oluşturmak yerine maçla ilgilendiler. Zorbay Küçük son düdüğü çaldığında kamuoyunda tartışılmayacak bir maç tamamlamış oldu.

Destek olarak koydu

10. dakikada gol çizgisi üzerinde Selim’in koluyla buluşan topta Fenerbahçeliler penaltı beklediler ancak hakemin devam kararı doğruydu. Selim kolunu destek olarak yere koymuştu, burada bilerek elle oynama yoktu. 79. dakikada Serdar’ın golünden hemen önce avantaj oynatması ve pozisyonun golle sonuçlanmasını sağlaması hakemlik adına güzel bir uygulamaydı.

Dünkü maçın en çok tartışılacak yanı sahadaki hakem yönetiminden daha çok, VAR hakeminin atanma şekliydi. Bahattin Şimşek bu sezon henüz VAR masasına oturmamıştı. Belli ki ona VAR masasında güvenilmiyordu. Bu hakem yokluğunda, onu sıradan bir Anadolu maçına dahi atamayan Serdar Tatlı’nın ne de Ferhat Gündoğdu’nun eli varmamıştı. Dünkü maçta hakem ekibinin vereceği kararlar tartışılacaksa, bunun sorumluluğu MHK’dedir. Galatasaray’ın beraberlik golü öncesi Murat topa doğru hareketlenirken, arkasında kalan Halil; Murat’ın ayaklarına temas ediyor. Murat bu temastan etkileniyor ve yerde kalıyor. Bence golde net bir faul var. Altay’ın lehine verilen penaltıda, Çakır önünde gerçekleşen pozisyona devam demişti.

Esas olan hakem kararı

Kısa mesafeden, Galatasaraylı oyuncunun göğsünden seken top, sağ kolunun pazusuna temas ediyor. Yoruma muhtaç ve sana göre bana göre bir pozisyon. Esas olan hakem kararı ve hakem pozisyonu devam ettirmiş. Burada VAR müdahalesi tamamen gereksiz. Çakır pozisyonu kenarda o kadar uzun süre izledi ki, bu bile açık/bariz bir yanlış olmadığının göstergesiydi. Bence penaltı verilmemesi daha doğru olurdu.

Maçın hakemi Mete Kalkavan, çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadığı, kamuoyu açısından belki tartışmalardan uzak bir maç yönetti ancak hakemlik tekniği açısından kabul edilemeyecek kart ve faul hataları yaptı. 43. dakikada Josef’in Ümit Bozok’a yaptığı harekete sarı kart çıkarttı. Pozisyonda kontrolsüz bir hamle yoktu. Faul belki ama asla kart gerektiren bir pozisyon değildi. 60. dakikada Donk, rakibi Can’ı kucaklayarak havaya kaldırdı. Sebebini anlamadım ama bu rakibe yapılmış, saygısızca bir hareketti. Mutlaka sarı kartla cezalandırılması gerekirdi ancak Kalkavan kart göstermemeyi tercih etti.

Welinton’a kırmızı...

Maçta 66. dakikada Larin, sarı kart gördüğü pozisyonda faul bile yapmamıştı. 90+3’de de Travnik de faulün bile tartışılacağı pozisyonda sarı kart gördü. 89.dakikada Welinton’un sarı kart gördüğü pozisyonda Umut, bariz gol şansından kırmızı kart itirazında bulundu. Umut’un kademesine girme ihtimali bulunan Vida hayli uzaktaydı. Hakem kararına saygı duyuyor ve eleştirmiyorum. Ancak ben kırmızı kartın daha doğru olduğu fikrindeyim.

Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Burak Elmas gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında: "Kulüpler Birliği 9 hakemin maç yönetmesini istemiyor. Bu hakemlerin bazıları FIFA kokartlı." diyerek, aslında tahmin edilen fakat netleştiremediğimiz gerçeği açıkladı. Bahsi geçen 9 hakem arasında; Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen gibi, değil Türkiye Ligi, Avrupa’da da kalburüstü maçlara çıkan isimler bulunuyor.

‘Mümkün görünmüyor’

Kadroda, 25 Süper Lig Hakemi ve 6 tane müstakil VAR kadrosunda yer alan hakem var. Yani Süper Lig organizasyonunun sürdürülebilmesi için hakem ve VAR olarak kullanılabilecek 31 hakeme sahibiz.

Her hafta 10 hakem, 10 VAR ve belli sayıda 4. hakeme ihtiyaç oluyor. 31 kişilik kadrodan 9 kişiyi çıkarttığınızda, kalan 22 kişiyle Süper Lig organizasyonunu yönetmeniz çok mümkün görünmüyor.

Sakatlığı, hastalığı, yurt dışı maçları, özel mazereti olan hakemleri de düşündüğünüzde; organizasyonun sağlıklı yürüyemeyeceği aleni bir durum.

O yüzdendir ki, aynı hakem aynı hafta içinde birden fazla görev alıyor; o yüzdendir ki fahiş hatalara imza atan hakemler değil sonraki hafta hemen ertesi gün görev alıyor. Bunun başka yolu şu an için görünmüyor.

‘Gerçekçi durmuyor’

Böylesi bir ortamda "Bu hakem bu maça nasıl atanır?" şeklinde bir değerlendirme yapmak da çok gerçekçi bir yaklaşım gibi durmuyor. Merkez Hakem Kurulu maç verebileceği isimleri; performans, tecrübe, kriterlerine bakmadan, elinden geldiği kadar maçlara dağıtmaya çalışmış. Lider’in maçına Aydınus, Galatasaray’ın maçına Çakır, Beşiktaş’ın maçına da Kalkavan gibi en tecrübeli isimler verilerek risk alınmamış. Bence son zamanlardaki performansı tatminkâr olmayan Zorbay Küçük Fenerbahçe maçı için tercih edilirken, önemli bir risk satın alınmış.

Dün akşam oynanan maç her ne kadar hakem açısından kritik pozisyonlara sahne olmasa da ikili mücadelelerin çoğunlukta olduğu, hakem açısından zor ve çekişmeli bir maç oldu. Kalkavan’ın bazı faul ve sarı kart hataları oldu ancak bu hatalar maçın kaderini etkileyecek hatalar değildi.

Son düdüğü çaldığında Kalkavan açısından akıllarda kalan önemli bir hata yoktu. 59. dakikada Novak topsuz alanda Halil’i çekerek düşürdü. Faul ve sarı kart kararı doğruydu. 88. dakikada Novak bu kez Soner’e faul yaptı ve bu faul de sarı kartı gerektiriyordu.

Mete Kalkavan doğru bir ikinci sarı kartla oyundan ihraç etti. Bu maçta Kalkavan’ı eleştireceğim tek husus maçın sonuna eklediği 4 dakikalık uzatma süresiydi. Daha fazlasını eklemesi gerekirdi.