‘’Adalet beklemek hayal!‘’
Hangi MHK görevde olursa olsun, hangi yöntemle hakem atarsa atasın, adaletli bir maç dağılımına kamuoyundan ve takımlarımızdan önce hakemlerimiz hasret kaldı. Merkez Hakem Kurulları, hakemlerden sahada adaletli olmalarını ve her koşul altında inandıkları düdükleri çalmalarını ister. Bir kurulun, hakemlerden adalet isteyebilmesi için kendilerinin de her koşul altında adaletli olmaları; takımına, zamana, skora, hakemine göre atama yapmak yerine, evrensel ilkelere uygun ve tarafsız atamalar yapmaları gerekmektedir.
En önemli hata
Bütün bunları ne için yazdığıma gelirsem. Atilla Karaoğlan iki hafta önce oynanan Adana Demirspor-Trabzonspor maçında, Belhanda’nın şutunda kaleye giren nizami bir golü, saçma bir sebeple iptal etmişti. Bu hata, bu sezon oynanan
81 maç içerisinde yapılan en önemli ve kabul edilemez hakem hatasıydı. Hadi, ben diyeyim en önemlisi, siz deyin ikinci veya üçüncüsü... Ama çok çok önemli bir hata olduğu muhakkak.
Ya masumlar...
O Atilla Karaoğlan, bir hafta bekleyişin ardından (Hakemler genelde çok iyi maç yönetseler de bir hafta bekliyorlar) geçtiğimiz hafta Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine 4. Hakem olarak atanmıştı. Bu hafta da Fenerbahçe’nin maçında düdük çalacak. Sonra da bu MHK, hakemlere “Sahada adalet dağıtın!” diyecek. Çok daha masum hatalar için
3 hafta bekleyen hakemler de onlara “Sizin adaletiniz nerede?” diye sorarsa, ne cevap verecekler?
‘’Penaltı tartışılır‘’
Beklenenin aksine atmosferi düşük bir derbi oldu.Hakemleri zorlayacak ve kritik kararlar vermek zorunda bırakacak bir pozisyon yaşanmadı. Tartışılacak bir ceza sahası pozisyonu ya da tartışılan bir kırmızı kart pozisyonu olmadı. Oyuncular iyi niyetli ve hakem kararlarına saygılı davrandılar. Maçın hakemi maç içerisinde bazen faul ve kart hataları yaptı. Ancak bu hatalar oyunun gidişatını etkileyecek önemli hatalar değildi. 9’da Weghorst’un Henrique’nin yüzüne gelen elinde Beşiktaşlı oyuncunun sarı kart görmesi gerekirdi hakem göstermedi. 15’de Muleka net bir gol fırsatıyla ilerlerken, aleyhine faul düdüğü çalındı. Bence de Szalai’ye Muleka’nın hareketi fauldü, hakem yanılmadı.
Ismael’i de atladı
31’de Szalai’nin Muleka’ya yedek kulübesi önünde faulünde sarı kart çıksa daha doğru olurdu. Bu pozisyona itiraz eden Beşiktaş’ın hocası Ismael, teknik alanı ihlal ederek hakeme tepki gösterdiğinde sarı kartla cezalandırılmalıydı. 42’de Crespo’nun Salih’i formasından çektiği pozisyonda çıkan sarı kart doğruydu. 45’te Masuaku’nun itirazdan gördüğü sarı kartın gereksiz olduğu kanaatindeyim.
Devam kararı doğru
55’te Saiss-Serdar Aziz mücadelesinde Fenerbahçeliler penaltı beklediler, hakem devam dedi. Saiss eli ile kendine alan açmaya çalışırken risk almış görünüyor. Tartışılacak bir pozisyon ama “siyahla beyaz kadar açık bir penaltı” diyemeyeceğimiz bu pozisyonda hakemin yorumuna saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum. Ama sonrasında Alli’nin Szalai’ye faulü net sarı kartı gerektirirdi. 60’ta Saiss’in eline çarpan pozisyon penaltı olmazdı, devam doğru karardı. 83’de Batshuayi’nin Ghezzal’a faulünde faul yeterliydi, sarı karta gerek yoktu. 90+3’te Fernandes’in Alioski’ye faulünde çıkan sarı kart doğruydu.
‘’Kırmızı kart doğruydu‘’
Takımların ligdeki sıralamasına baktığımızda, kağıt üzerinde hakemler açısından zor bir maç olarak görünüyordu. Ancak beklenen olmadı ve maçta hakemler çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadılar. Meler’in bazı kart ve faul hataları olsa da maçın gidişatını etkileyecek hatalar değildi.
64. dakikada Stambouli, Mata’nın ayağına basınca ikinci sarı kartı gördü. Bence de hakemin yorumu doğruydu. Stambouli’nin ilk gördüğü sarı kart da doğruydu. 90+4’de Abdulkerim, Assombalonga’yı çekince sarı kart gördü. Bence pozisyon sarı kart değil, bariz gol şansını önlemekten kırmızı kartı gerektiren bir pozisyondu.
Fakat bu kırmızı çıksa bile, karar VAR’dan dönerdi. Çünkü faul öncesi Assombalonga ofsayt pozisyonundaydı.
‘’Derbi tecrübesi zayıf‘’
Süper Lig’de 12. sezonunu geçiren, 45 yaşındaki Volkan Bayarslan’ın ligde ilginç bir kariyer seyri var. İlk maçını 2011-2012 sezonunda yöneten Bayarslan, kariyerinin ilk 9 yılında, sezonda ortalama 4 maç yönetti. Bu 9 yıllık süre zarfında sadece bir kez dört büyük takım maçında düdük çalarken (GalatasaraySivasspor/2014-15 Sezonu/4.Hafta) diğer maçları göz önünden uzakta maçlardı. Bunca yıl yıpranmadı, geri planda kaldı. Zaman zaman 1. Lig’de düdük çaldı, zaman zaman 4. hakemlik, ilave yardımcı hakemlik yaptı. Beklenen çıkışı bu süre zarfında yapamadı. “Bunca yıl bir yere gelemedi!” denilerek klasman düşürülmemesi de şansıydı. 10. sezonunda biraz kıpırdanmaya başladı, önceki yıllara göre maç sayısını artırdı. Geçen sezon 8 Mart’ta gerçekleşen “Hakem Operasyonu” onun için kırılma anı oldu. Birçok isme hakemlikten el çektirilince, kalan haftalarda aralıksız görev aldı. Genelde dört büyük takım maçı yönetti ve şansını da fena kullanmadı.
Büyük hatası yok ama...
Bu sezon şu ana kadar yönettiği maçlarda; akılda kalan, sonuca tesir eden önemli hatası olmadı. Derbilerin daimi adayları Çakır, Aydınus, Özkahya gibi isimlerin kadrodan ayrılmasıyla oluşan boşluğu en iyi değerlendiren isim olarak bu derbi maçı yönetme şansını yakaladı. Fakat her ne olursa olsun bu seviyedeki derbiler için çok tecrübesiz ve yeterli donanımı olmadığı kesin...
Şans yanında olursa...
Hakemlik yılı yeterli ama üç büyük takım ve derbi tecrübesi olarak hayli geride. Diğer yandan bir “Tugay Kaan Numanoğlu vakası” da değil elbette. Şansı yanında olur, atmosfer yükselmez ve oyuncular iyi niyetli olursa, başarı şansı artar. Aksi bir durumda neler yaşanır, hep birlikte göreceğiz
‘’Hüseyin Göçek'ten 2 kritik hata‘’
38. dakikada ceza sahası içinde top Crespo’nun eline çarptı. Bence pozisyonda penaltı yoktu. Kısa mesafeden gelen top, Crespo elini kaçıracak kadar fırsatı olmadığı için eliyle buluştu. Elleri ve kolları doğal pozisyondaydı. Fakat bu pozisyonun hemen arkasında Gustavo, Efecan’ı iterek düşürüyor. Burada penaltı kararı verilse daha doğru olurdu.
45+1’de Pedro’nun yerde kaldığı pozisyonda Fenerbahçe lehine verilen penaltı doğruydu. 51’de Valencia’nın penaltı beklediği pozisyonda çok küçük bir temas olsa da penaltıyı gerektirecek kadar değildi. Aldatma kararı çıksa daha doğru olurdu.
70’de Fenerbahçe’nin 4. golü öncesi Crespo’nun Targhalline’ye faulü vardı, hakem faulü atlayınca devamı gol oldu.
‘’Golden önce ofsayt var‘’
Maçın 6. dakikasında birçok problemin bir arada olduğu bir pozisyon yaşandı. Hakem Zorbay Küçük, Duhan’ın Weghorst’a tehlikeli harekette bulunduğunu işaret ederek bir endirekt serbest vuruş kararı verdi. Ancak bu faulün öncesinde Weghorst ofsayt pozisyonundaydı. Bu faulden önce bayrak kalkmalı ve İstanbulspor ofsaytla oyuna başlamalıydı. Bir diğer ayrıntı ise şuydu. Bir faul kararı verildiyse, pozisyonda Duhan’ın rakibine teması vardı, hakem endirekt değil direk serbest vuruş vermeliydi. Bu pozisyonda yardımcı hakem de hakem de hatalıydı.
Hatalar zinciri üst üste geldi. Ancak endirekt serbest vuruşu direk kaleye vuran N’Koudou ve kaleye girse gol verilmeyecek olan şutu kurtarmaya çalışan ve gole sebep olan kaleci Jensen; burada en az hakem kadar hatalı hareket etmiş oldular. Süper Lig seviyesindeki iki oyuncu olarak kuralı bilmemeleri, hakemler kadar eleştirilecek bir durumdu.
‘’Kerem'in ilk kartı yanlış‘’
Maçın hakemi Abdulkadir Bitigen, zor geçmeye aday olan maçı kolay tamamladı. Ekibiyle uyumluydu. Oyunun gidişatını etkileyecek önemli bir hatası olmadı.
67’de Kerem, Cebrail’e faul yapınca 2. sarı kart beklentisi oluştu. Burada sportmenlik dışı bir faul yok. Umut vadeden ataktan söz etmek için pozisyon hem kaleye uzak hem de henüz top Konyalı oyuncunun kontrolünde değil. Ben hakemin ikinci sarı kartı göstermemesini doğru buluyorum. Ayrıca Kerem’in Bruno’ya faulünde çıkan sarı kart da hatalıydı.
88’de Konyaspor kalecisi Sehic topu oyuna sokacakken, hakem Torreira’nın faul yaptığı gerekçesiyle faul düdüğü çaldı. Sinirlerine hakim olamayan Sehic, Torreira ve Icardi’yi iterek ortamı gerdi. Burada Sehic’e çıkan ikinci sarı kart ve kırmızı kart doğruydu. Diğer çıkan sarı kartlar da doğruydu. Bir sarı kart da Torreira’ya gerekirdi.
‘’Belhanda'nın golü sayılmalıydı‘’
Maçın hemen başında Onyekuru’nun penaltı beklediği pozisyonda hakemin devam kararı doğruydu. Bartra’nın penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Aksine Onyekuru ayağını rakibinin önüne uzatarak temas alıp, penaltı kazanmaya çalıştı. 35. dakikada Trabzonspor lehine verilen penaltı ve Rakitskiy’e gösterilen sarı kart doğruydu. 44’de Bartra, Belhanda’yı ceza sahasının hemen önünde çekerek düşürdü.
İhlal ceza sahası dışındaydı. Faul kararı ve Bartra’ya çıkan sarı kart doğruydu. 45+5’te Trezeguet, ceza sahasında yerde kaldı. Samet rakibini sağ eliyle omuzundan, sol eliyle dekolundan tutarak, hareketlerini kısıtlamıştı.
Bence Trabzonspor lehine penaltı verilmesi daha doğru olurdu. 79’da Belhanda’nın golü hatalı şekilde iptal edildi. Hakemin burada acele etmemesi ve düdüğünü geciktirerek, atılacak bir gole fırsat vermesi gerekirdi.
Bu seviyede çok büyük bir hataya imza atıldı. Gol ofsayt olduğu İçin değil, Belhanda’nın arkadaşı topa dokunmadan, topa tekrar dokunduğu İçin iptal edildi. Oysaki Belhanda’nın arkadaşı topa dokunmuştu, gol temizdi.









































