‘’İki penaltıyı atladı!‘’
Sezonun hemen başında, ilk beş haftada bir hakeme dördüncü maçını veriyorsanız ve bu 4 maç da 4 büyük takımın maçıysa; ya atama sisteminde sorun vardır ya da hakem kadrosunda bir sorun vardır. Kardeşler’in faul ve kart standardı yoktu. 8'de Denswil’in, Umut Nayir’in yüzüne gelen eli penaltıyı gerektiriyordu. Bir desarı kart çıkmalıydı. Hakem devam dedi, VAR da müdahale etmeyince net bir penaltı atlanmış oldu.
20'de Dorukan’ın eli Gheorghe’nin sırtında görünüyor. Ama görüntülere bakarak net bir penaltı diyemiyorum, hakem kararına saygı duyulacak bir pozisyon olduğu fikrindeyim. 45+2'de Dorukhan, Gheorghe’yi kolundan çekerek düşürüyor. Topa hakim olan Ümraniyeli oyuncu durup, yön değiştirmek isterken aksi yönde uygulanan bir çekme kuvvetiyleyerdekaldı, bu da bir penaltıydı.
‘’Tutarsız uygulamalar‘’
23’te Valencia’nın topsuz alanda rakibine müdahalesinde; hız, şiddet, gaddarlık yoktu. Hamlesi, tam bir tekme girişimi değildi. Bu yönüyle hareket, kırmızı kartın kriterlerine oturmuyor. Kardeşler’in belli belirsiz gördüğü bu pozisyonda onu haklı çıkartabilecek tek tutar dal, 'Hareketin kramponla, rakibin hassas bir bölgesine' yapılıyor olmasıydı. Kırmızı karta tam katılmasam da hakemin kararını eleştiremem. Çünkü hakem takdir alanında olan bir pozisyondu. 36’da Serdar’ın, Adil'in yüzüne avuç içiyle bir hamlesi var.
Bir önceki pozisyondaki gibi darbenin hedefinde olan bölge oyuncunun hassas yeri, yani yüzü! Bir önceki pozisyonu yaralayıcı bulan bir hakemin bu pozisyonu da aynı şekilde değerlendirmesini beklerdim. Ama faul dahi çalmadı. Benzer bir hamleyi Samuel, Bytyqi’ye de yaptı. O da masum değildi. Hakem yine devam ettirdi.
Kısacası hakemin disiplin uygulamaları tutarsızlıklarla doluydu. Adil’in gördüğü kırmızı kart doğruydu.
‘’Devam kararları doğruydu‘’
Oyuncuların iyi niyetli davranışları ve hakem ekibinin dikkati sayesinde maç beklenenden daha rahat geçti. Ali Palabıyık birkaç faul hatası ve göstermediği 2-3 sarı kart dışında önemli hata yapmadı. Son düdüğü çaldığında, böylesi zor geçmeye aday bir maçı, arkasında tartışılacak önemli bir hata yapmadan tamamlamış oldu. 3’te Seferovic’in şutunda top takım arkadaşı Torreira’nın kalçasından sekerek, Trabzonlu oyuncu Larsen’in koluna çarpıyor. Bu bir beklenmeyen top ve hakemin devam kararı doğruydu. 8’de Mertens topla oynadıktan sonra yerde kalarak penaltı bekledi. Dorukhan’ın bu pozisyonda Mertens'e penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu.
İkinci sarı gereksiz
45’te Yunus, rakibi Eren Elmalı’ya formasının ön tarafından çekerek faul yapıyor. Israrlı bir çekmesi yok. Çekip bırakıyor. Önemli bir atağın engellenmesi de söz konusu değil. Burada Yunus’a ikinci sarı kart beklentisi bence gereksiz. Pozisyonda faul yeterliydi. 87’de Trabzonspor atağında Trezeguet’in ortasında top, Boey’in ayağından sekerek doğal konumdaki eline çarpıyor. Trabzonsporlular'ın penaltı beklediği bu pozisyonda hakemin devam kararı doğruydu
‘’Bu atama çok sorgulanır!‘’
Ali Palabıyık ismini görünce, 'Yapay zeka ataması tam olarak bu!' diye aklımdan geçirdim. Çünkü Türkiye’nin en kariyerli ismi, Türkiye’nin o hafta en zor geçmeye aday maçına hakem olarak atanıyor. Bundan daha doğal bir sonuç beklenemezdi! Palabıyık, Halil Umut Meler’in sakatlığı sebebiyle en tecrübeli ve kariyerli hakemimiz konumunda. Geçmişte zorluk düzeyi yüksek çok maç yönetti. Tecrübe, bilgi, birikim olarak başarı eşiğini aşmış görünüyor. 34 haftadır Galatasaray, 38 haftadır da Trabzonspor maçı yönetmiyor. Bu verilerden hareketle 'Yapay Zeka' nın size vereceği ilk ve tek isim tartışmasız Ali Palabıyık olurdu! Öyle de oldu! Bu 'Yapay Zeka' işi zamanla nereye evrilir bilemiyorum ama bence atama tartışmalarını bitirecek bir buluş asla değil. Atama prensibinin duygu boyutunu çözmekten çok uzak bir sistem! Ali Palabıyık geçen sezonun 8.haftasında yönettiği Rizespor-Galatasaray maçı sonrası kariyerini kaybetme noktasına gelmişti. Yaşananlar Palabıyık’ın üzerinden bir silindir gibi geçti. Türkiye'de yirmi haftayı aşkın maç alamadı. 8 Mart hakem operasyonuyla hakemlik lisansını elinden almaya çalıştılar.Neyse ki; TFF yönetimi değişti, MHK değişti ve Palabıyık kendine yeni umutlarla yeni bir sayfa açtı.
1 yılda 3 maç yönetti
Palabıyık, Rizespor-Galatasaray maçını takip eden 1 yılda sadece 3 maç yönetebildi. Bu maçlar zorluk seviyesi en alt düzey maçlardı. Bence Palabıyık’ın mental olarak hazırlanması ve maç ritmini yakalaması için zamana ihtiyacı vardı. İşi 'Yapay Zeka' ya teslim edip, verilerden yola çıkıp, duyguları önemsizleştirince ortaya böyle bir atama çıktı.Umarım Palabıyık’ın şansı yanında olur, çözeceği pozisyonlarla karşılaşır ve bu maçın altından başarıyla kalkar. Aksi bir durumda bu atama çok sorgulanır! En çok zararı da Palabıyık görür.
‘’VAR'dan doğru müdahaleler‘’
Hakem ekibi açısından zor ve kritik kararların çoğunlukta olduğu bir maçtı. Hakemin bazı faul ve kart hataları oldu. Bitigen'in gözünden kaçan önemli ihlallerde, VAR üzerine düşeni yaparak hakemi doğruya yönlendirdi.
17’de Rodrigues zamanlama hatası yaparak, Valencia’ya net bir müdahalede bulundu. Bu müdahale penaltıyı gerektiriyordu. Hakem atladı ama VAR atlamadı.
43’te Ferdi’nin Onyekuru’ya faulünde çalınan penaltının iptali de doğruydu. Çünkü öncesinde ofsayt vardı.
53’te Szalai'nin Onyekuru’ya müdahalesi net penaltıydı, hakem yanılmadı. Sarı kart da doğruydu.
81’de Rakitsky’nin Rossi’ye kayarak müdahalesi kırmızı kartı gerektiriyordu. Hakem pozisyonu atlayınca yine VAR doğru bir müdahaleyle kartın çıkmasını sağladı.
‘’Kabul edilemez hata‘’
Maçın hakemi Volkan Bayarslan, oyunun gidişatını ve kazanan takımı değiştirecek önemli yanlışlara imza atmasa da yıllara dayanan tecrübesini inkâr edecek önemli bir acemiliğe imza attı. 66’da Bartra zemindeki topu kalecisine geçirmek için yere uzandı ve topu kalecisi Uğurcan’a aktardı. Kuraldaki ifadeye göre: “Kuralın açığından yararlanmak için bilerek hile yaptı.” Böyle bir durumda oyuncunun topa kafa ile dokunduğu yerden endirekt serbest vuruş verilerek, Bartra’ya sarı kart gösterilmesi gerekirdi. Aday hakem kurslarında anlatılan bu kuralın, bu seviyede uygulanmaması kabul edilemez bir hataydı.
Penaltı doğruydu
19’da Cornelius’un Kudryashov’un yüzüne gelen dirseğine sarı kart çıkmalıydı. 34’de Antalyalıların penaltı beklediği pozisyonda Doğukan topla oynuyordu devam kararı doğruydu. 39’da Wright’nin yerde kaldığı pozisyonda çalınan penaltı düdüğü doğruydu. 45+4’de Hugo’nun yerde kaldığı pozisyonda Veysel’in müdahalesi bence penaltı için yeterli değildi. Devam doğruydu.
‘’Teşhis doğru konmadı‘’
8 Mart kararları ve sonrasında yaşananlar hakem camiasında tamiri mümkün olmayan yaralar açtı. Sabri Çelik Kurulu ile yeni bir sayfa açıldı ancak yaralar o kadar derin ki kısa sürede tedavi çok mümkün görünmüyor. Tedavi için teşhisin doğru konulması önemli. Semptomlar belli: Hakem kadromuz; fiziksel açıdan sınırlı; tecrübe, yetenek, moral, motivasyon ve sayı olarak yetersiz! Ama uygulanan tüm tedaviler, bu semptomları azaltmak üzere değil aksine artırmak üzere planlanıyor. Bize hakem lazım ama 5 hakemimiz sezon başlamadan sakatlandı. Sene başı doğru teşhis ile doğru hazırlık yapılamadı. Bize hakem lazım ama dünyada örneği olmayan bir kararla VAR ve saha hakemlerini ayırdık.
Moralli hakem lazım
Sakatlandığı için evinde oturan hakemlerimizi VAR’da kullanamıyoruz. Bize hakem lazım ama sene başında hakem terfi ettirmek yerine terfileri Dünya Kupası arasına erteledik. Bize moralli hakem lazım ama biz hakemlerimizi kamuoyu önünde eleştirmek üzere dünyada bir örneği daha olmayan şekilde MHK üyesi ve MHK danışmanı ile TV programı organize ettik. Hakem performansına zerre katkısı olmayan gözlemci raporuna büyük mana yükledik.
Şaşırıyorum...
Problem gözlemciler gibi teşhis koyarak maça iki gözlemci atayıp sorunu çözmeye çalıştık. Ben uygulanan bu yanlış tedavilerin sonuç vermeyeceğini ve rahatsızlığı arttıracağını öngörüyorum. Sabri Başkan ve yardımcısı Murat Ilgaz’ın bu tedaviden sonuç almayı beklemesine de şaşırıyorum. İnşallah ben yanılıyorumdur.
‘’3 pozisyonda doğru karar‘’
Oyuncuların iyi niyetli olmaları hakem ekibinin işini kolaylaştırdı. Ali Şansalan oyun süresince maçın gidişatını etkileyecek önemli bir hata yapmadı. Bazı faul ve sarı kart hataları dışında tartışmalardan uzak bir maç yönettiği kanaatindeyim. Maçta 3 penaltı beklentisi vardı.
54’te Torreira’nın şutunda top Glumac’ın koluna çarpınca Galatasaraylılar penaltı beklediler. Top Ümraniyeli oyuncunun vücuduna kapadığı sağ koluna çarparak kornere gidiyor. Vücudundan açıkta olan sol koluna çarpmıyor. Dolayısıyla hakemin korner kararı doğruydu.
61’de Mertens’in şutunda top yine Glumac’ın eline geldi. Glumac’ın kolları doğal konumdaydı ve dizinden seken top eline çarpmıştı, devam kararı doğruydu.
62’de Abdülkerim, Bettaib mücadelesinde bu kez Ümraniyeliler penaltı bekledi. Ama bu normal bir ikili mücadeleydi ve hakemin devam kararı doğruydu.