Arama

Popüler aramalar

‘’Av çok ama avcı yok!‘’

Geçtiğimiz günlerde tesadüfen elime bir kitap geçti. 1992’de yazılan kitap “Türk Futbol Tarihi”ni ayrıntılarıyla anlatıyor. Heyecanla sayfalarını çevirdim. Aman Allah’ım! Ülkemizdeki ilk futbol maçlarından, kulüplerinden, maçların oynandığı ilk statlardan bahsediyor. Ogün Altıparmak’ın, Fethi Heper’in, Ömer Kaner’in gol kralı olduğu sezonlara ait bilgiler; Gordon Milne, Todor Veselinoviç, Jupp Derwall’e ait başarılar kitabın sonlarında ancak yer bulabilmiş... Bu kitapta hakemler de var. Hem de hakemlerin takım kaptanlarına ellerini öptürdükleri dönemlerden kalan resimlerle birlikte. Hakemlere verilmiş talimatlar yer alıyor:“Her müsabakanın neticesini hakem bir vesika-i taririye ile heyyet idareye bildirir” diye yazılmış bir cümle var, mesela...

Eser başucumda

O zamanki adıyla Beynelminel hakemlerimiz sıralanmış: Nuri Bosut diye başlayıp uzayan listede ilk sıralarda tanıdığım kimse yok. 37. Sırada Ertuğrul Dilek’e rastlıyorum. 1935 yılında doğmuş. “İşte bunu biliyorum” diyorum.Sonra Hilmi Ok(1932), Talat Tokat(1937) derken, İlyas Ayan’ı görüyorum. Hey gidi günler! Ben hakem olmadan 10 yıl önce hakemliği bırakmış, 1939 doğumlu. “Çok duydum ismini” diye aklımdan geçiriyorum. “Allah selamet versin yaşıyor olmalı, başına bir şey gelse duyardım” diye söyleniyorum.
Bu eser başucu kitabım olarak masamda duruyor, fırsat buldukça karıştırıyorum...

İnanamadım!

Bir dost sohbetinde, bir ağabeyim diyor ki: “Bölgesel Hakem Kurulu üyeleri MHK tarafından açıklanmış; Mersin, Adana ve 8 çevre ilden İlyas Ayan sorumlu olarak atanmış!” İlk anda “İsim benzerliği olmalı” diye düşünüyorum. “İlk beynelminel hakemlerimizden olan İlyas Ayan mı?” İnanılması güç ama “Evet!” diyor.

Eylemlerle, Söylemler...

Yusuf Namoğlu MHK Başkanı olduğunda katıldığı programlarda; yeniden yapılanmadan, genç yetenekleri bulup çıkartmaktan bahsetmişti. Scout Ekibi kuracağından, Türkiye’yi dolaşıp genç yetenek avına çıkılacağından söz etmişti. Araştırdım, bunca zaman geçmesine rağmen henüz kurulmuş bir Scout Ekibi yok. Av var ama avcılar henüz belli değil! Hakemliğin abc’sinin öğrenildiği en alt klasman kadrosu olan Bölgesel Hakem Kadrosu’nda keşfedilmeyi bekleyen, hakem geleceğinin teminatı yeteneklerimize de İlyas ağabeyimiz sorumlu olarak atanmış.

Hangi mantıkla!

Söylemlere mi inanalım, eylemlere mi bakalım, bilemiyorum. MHK bu atamayı ve bu kurullarda görevlendirdiği diğer bazı isimlerin atamalarını hangi mantıkla izah eder merak ediyorum. Son söz olarak diyorum ki: “Merkez Hakem Kurulları’na kimler gelirse gelsin, kafalar değişmediği için; ilk dört haftada oynanan 36 maçın 32’sini sadece 11 hakeme yönettirir; bu hafta oynanacak derbiye neden Ali Palabıyık’tan başka alternatif yok?” diye daha çok tartışırız...

22 Eylül 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Adem Büyük hakemi aldattı‘’

Bu sezon başından itibaren Avrupa ve Türkiye’deki performansıyla takdiri hak eden Göçek; bu maçta da başarılı bir görüntü verdi. Faul tespitlerinde doğruluk oranı yüksekti. Kartlarını doğru ve tutarlı kullandı. Bence rahat bir skorla biten maçta iki kritik an yaşandı. Fenerbahçe ’nin 3. golünde görüntüyü durdurarak izlediğimde; Emenike’nin santimlerle ofsayt olduğunu düşünüyorum ancak hareketli oyunda bu pozisyonu tespit etmenin kolay olmadığını da ifade etmeliyim.

Penaltı değil

Ayrıca 56.dakikada Kasımpaşa ’nın kazandığı penaltıda Adem Büyük’ün Göçek’i aldattığını düşünüyorum. Skrtel’in Adem’e bir müdahalesi görünmüyor; ayağını yere koyuyor, rakibinin koşu yolunu tıkamıyor. Yani vücudunu ya da ayağını rakibinin önüne doğru uzatmıyor. Aksine Adem çok profesyonelce ayağını Skertel ’e takarak düşüyor.

20 Eylül 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tosic'e kırmızı kart!‘’

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Bursaspor maçında başarılı bir yönetim gösteren tecrübeli hakem Bülent Yıldırım; bu maçı da sonuca tesir eden hata yapmadan tamamladı ancak 83. dakikada Tosic’in yaptığı faulü değerlendirebilse, onu kırmızı kartla oyundan atabilirdi. Yıldırım maç süresince kontrolü elinden hiç bırakmadı. Sakin ve kendinden emin tavırları, oyuncularla iletişimi işini kolaylaştırdı ancak bazı faul ve kart hataları yaptı. N’Guemo ve Ömer’in rakiplerinin ayaklarına basarak yaptıkları faullere sarı kart göstermesi gerekirken, göstermedi.

Bariz gol şansı

52. Dakikada Rodallega- Marcelo ve 83. dakikada Muğdat-Tosic mücadelelerini devam ettirmesi yanlıştı. İki pozisyonda da faul çalınması gerekirdi. Bu iki pozisyona da faul olduğu yönünde itiraz eden Marcelo ve Rodallega kart gördüler. Muğdat, Tosic mücadelesinde faulü çalsa; Tosic’i “ Rakibin bariz gol şansını önlemekten” oyundan ihraç etmesi gerekirdi.

19 Eylül 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kırmızıyı ve penaltıyı atladı‘’

Rizesporlu Orhan’ın 49. dakikada Bruma’ya yaptığı faul sonrası ikinci sarıdan atılması gerekiyordu. Ayrıca 66. dakikada İsmail’in Yasin’in ayağına basması da penaltı kararı gerektiriyordu.

Galatasaray-Çaykur Rizespor maçının hakemi Tolga Özkalfa; oyun genelinde rahat ve kendinden emin tavırlarıyla dikkat çekti ancak maçta hatalı kararlara da imza attı. Maçı Galatasaray’ın kazanmış olması avantajıydı.

Maçın 33. dakikası oynanırken Bruma ceza sahasına girdiği sırada yerde kaldı ve Galatasaraylılar penaltı beklediler. Bu pozisyonda kayarak müdahalede bulunan Rizesporlu Orhan, önce topa temas etmişti. Hakemin devam kararı doğru idi. Sonrasında kaleciye pas tartışmaları da gereksizdi. Orhan rakibinin pozisyonunu bozmak için son çare topa dokunmuş; kaleciye bilerek ve isteyerek bir pas vermemişti. 49. dakikada sol kanattan topla etkili bir şekilde ilerleyen Bruma’yı sarı kartı olan Orhan faulle durdurdu. Bana göre, bu faul olmasa Bruma çok avantajlı duruma geçecek ve pozisyon Galatasaray için etkili bir atağa dönüşecekti. Rizesporlu Orhan’ın “Rakibinin umut vaat eden atağını önlemekten” ikinci sarı kartı görmesi ve oyundan ihraç edilmesi gerekirdi. Maçın 66. dakikası oynanırken Rizesporlu oyuncu İsmail kendi ceza sahası içinde topa müdahale etmek isterken Yasin’in ayağına bastı. Karar tartışmasız penaltı olmalıydı ancak hakem oyunu devam ettirdi. Son dakika oynanırken Yalçın’ın Bruma’ya yaptığı harekete Özkalfa’nın penaltı düdüğü çalması doğru bir karardı.

18 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece iki hatası vardı‘’

32 yaşına bugün itibariyle giren maçın hakemi Istvan Kovacs, 2010 yılından beri FIFA hakemi olarak uluslararası düzeyde maçlar yönetiyor. Daha önceki Avrupa kariyerinde sadece alt yaş grubu maçları, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları yönetmiş olan Rumen hakem bir grup maçında ilk kez düdük çalmış oldu. Maç süresince hakemi ve hakem ekibini zora sokacak herhangi bir tartışmalı pozisyon yaşanmadı. Atmosferin düşük olması Rumen hakemin işini kolaylaştırdı. Faul tespitlerinde doğruluk oranı yüksekti. Hasan Ali’nin rakibinin kafasına ayağıyla yaptığı müdahaleye ve Kamenyuka’nın Alper’in yüzüne gelen dirseğine sarı kart göstermemesi, maçtaki göze çarpan hatalarıydı.

16 Eylül 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tartışılacak kararı yok‘’

Ligin ilk haftasında Galatasaray-K.Karabükspor maçında görev yapan Bülent Yıldırım; Eren Derdiyok’un uzatmalarda attığı golden dolayı eleştirilmiş, oyunu gereksiz yere uzattığı tartışmaları yapılmıştı. Ayrıca oyunun hemen başında Selçuk’un Serdar Deliktaş’a yaptığı hareketi değerlendiremediği için onu ben de bu köşede eleştirmiştim. Bu maç sonrası ligin ikinci haftasını boş geçiren Yıldırım belli ki bu karşılaşmaya çok iyi hazırlanmış.

Maçın ilk dakikasından itibaren kontrolü eline alan, faul tespitlerinde yüksek doğruluk oranı yakalayan, basit temaslara düdük çalmayarak oyunun akışını bozmayan tecrübeli hakem Yıldırım; ekibiyle birlikte fazlaca zorlanmadan maçı tamamladı.

Düdükleri doğru çaldı

Maç süresince kart hatası yapmayan Bülent Yıldırım; 14. dakikada Faty’e sportmenliğe aykırı davranıştan, 83. dakikada Sercan Yıldırım’a kararına itirazdan gösterdiği kartlarda haklıydı. Maçın hakemi bitiş düdüğünü çaldığında akıllarda kalan ve tartışılacak bir pozisyon yoktu.

12 Eylül 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hem penaltı hem kırmızı‘’

Bir hafta önce yönetmiş olduğu Fenerbahçe Kayserispor maçında; Kayserispor oyuncularının yaptığı taktik faulleri çözemediği ve önlem alamadığı yönünde eleştirilen Serkan Çınar; bu maça daha derli toplu başladı. Oyunun kontrolünü eline aldı ve çaldığı faullerde doğruluk oranı yüksekti. İlk yarı itibariyle Ceyhun, Caner ve Barış’a gösterdiği kartlarda haklıydı. Ne var ki; maçın 42. dakikasındaki pozisyon, hakem için tüm bu olumlu görüşleri değiştirmeye yetti. Beşiktaş ceza sahasında topla buluşan Traore, Caner’den topu kurtardığı anda; Caner’in diz darbesiyle kendini yerde buldu. Karar penaltı olmalıydı. Aynı zamanda Caner bu pozisyonda sarı kart görmeliydi.

Dany’nin kartı ağır oldu

Çünkü Traore yerde kalmasa avantajlı bir duruma geçecek ve gol için uygun bir pozisyona sahip olacaktı. Traore’nin umut vaat eden atağını önleyen Caner sarı kart görse, Caner ikinci sarı kartı görmüş olacak ve kırmızı kartla oyun dışında kalacaktı. 80. dakikada ceza sahasında Dany’nin Tolgay’a yaptığı hareket net bir penaltıydı ancak Dany’ye gösterilen ikinci sarı kartın ağır olduğunu düşünüyorum. Tolgay topu kurtarmış olsa bile, çok avantajlı bir duruma geçmemişti ve hemen karşısında Karabüksporlu oyuncular vardı. İkinci sarı kart çok net olmalı ve herkes tarafından kabul görmelidir.

11 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Golde ofsayt yok çünkü...‘’

Maçın FIFA kokartlı hakemi Mete Kalkavan sezon başında yönetmiş olduğu Süper Kupa finaliyle birlikte, 3. kez bir maçta düdük çaldı. Sarı kart tercihindeki birkaç hata dışında, kritik pozisyonlarda hata yapmadan maçı tamamladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Samba Sow’u anlayamadım!

11. dakikada Galatasaray’dan Yasin’in penaltı beklediği pozisyonda oyunu devam ettirerek, bana göre doğruyu yaptı. Her ne kadar savunma oyuncusunun Yasin’in omzuna bir teması olsa da; bu temas faulü gerektirecek bir temas değildi. Yasin de top için mücadele etmek yerine kendini çok kolay yere bırakmayı tercih etti. Maçın 40. dakikasında, Kayserispor’un golüne ofsayt itirazları oldu. Zor ve karışık olan bu pozisyonda hakem ekibinin kararı doğruydu. Her ne kadar golü atan Welliton şeklen ofsayt pozisyonunda da olsa; top ona savunma oyuncusu Hakan Balta’dan gelmişti. Top Hakan’dan sonra Umut’a temas etse ofsayt olurdu ancak Umut’a topun herhangi bir temasının olmadığı kanaatindeyim. Maç süresince; birkaç pozisyonda Kalkavan net ve tartışmasız olan sarı kartları göstermekten imtina etti. Samba Sow’un maçın ilk yarısını kart görmeden tamamlamasını anlayamadım.

11 Eylül 2016, Pazar 00:30
YAZININ DEVAMI