Arama

Popüler aramalar

‘’Golde el yok! Penaltı yanlış‘’

Maçın 15. dakikasında Galatasaray golü sonrası, Yasin’in topu göğsüyle mi, yoksa koluyla mı düzelttiği tartışma konusu oldu. Yayıncı kuruluşun kamera açılarından defalarca izlediğimiz pozisyonda topun Yasin’in koluna temasını göremedim. Bana göre gol nizamiydi ve Yasin topu omuzuyla kontrol etmişti.

Abitoğlu da Turgay’a sormuştu

Karabüklü oyuncuların aşırı itirazıyla karşılaşan Çakır; golü atan Yasin’e elle oynayıp oynamadığını sordu. Bu anı izlerken aklıma 2011-2012 sezonunda oynanan Bursaspor-Samsunspor maçı geldi. Maçta Bursasporlu Sestak’ın attığı golden önce; gol pasını veren Turgay Bahadır topu koluyla düzeltmişti ancak maçın hakemi Kamil Abitoğlu gol kararı vermişti. Samsunlu oyuncuların aşırı itirazlarına muhatap olan Abitoğlu da dün Çakır’ın yaptığı gibi Turgay Bahadır’a elle oynayıp oynamadığını sormuş ve Turgay elle oynadığını Abitoğlu’na itiraf etmişti. Golü iptal eden Abitoğlu Turgay’a bir de sarı kart göstermişti.

Balta’ya kırmızı doğru karar

Çakır’ın kendinden emin olarak verdiği bu karar sonrası, pozisyonu Yasin’e sormasını gereksiz görenler olsa da; hakem camiasının üzerinde dolaşan karabulutların yoğun olduğu şu günlerde, kararın hatalı çıkması durumunda, Yasin yalan söylemiş olacak ve hakem camiası tek başına hedef olmayacaktı.
Maçın 30.dakikası oynanırken Carole-Seleznyov mücadelesinde penaltı kararı geldi. Her iki oyuncunun da birbiriyle mücadelesinde penaltıyı gerektirecek bir temas yoktu. Çakır penaltı düdüğünü çalarak hata yaptı.

Maç süresince 7 kez sarı kartını kullanan Çakır; bu kartlarda ve Hakan Balta’ya gösterdiği kırmızı kartta haklıydı ve hata yapmadı.

22 Ocak 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tepki çekmediği için atandı!‘’

Bülent Yıldırım son 3 maçında performans olarak dip yaptı. Ancak MHK, performans kriterini bir kenara bırakıp; sadece takımların tepkisini çekmeyecek bir ismi bu maça atamayı tercih etti.

Haftanın maçına Bülent Yıldırım atandı. Normal şartlarda böylesi maçlara son haftalarda performansı en iyi olan hakemin atanması beklenirdi. Bülent Yıldırım’ın son üç maçına bakarsanız; performans olarak çok diplerde olduğunu görürsünüz. 14. hafta Beşiktaş Bursaspor maçını yöneten; Marcelo ve Merter’e kırmızı kartı es geçen Yıldırım, 15. hafta yönettiği Gaziantepspor-Rizespor maçına da yine iki kırmızı kart hatasını sıkıştırmayı başarmıştı. İlk yarıyı 16. haftada yönettiği 1. Lig maçıyla kapatan Yıldırım, o maçta da akıl almaz hatalara imza atmıştı.

İkisini de kızdırmadı!

Son maçlarında böylesi hatalar yapan bir hakem, ‘nasıl olur da haftanın değil; sezonun en önemli maçlarından birine atanır?’ derseniz, onun tek bir cevabı var... Hatırlarsınız. Yıldırım 8. hafta Konyaspor-Fenerbahçe maçını yönetmiş ve Konyaspor’un penaltısını vermemişti. Fenerbahçe maçı 1-0 kazanmıştı. Ayrıca Fenerbahçe’nin ligin 3. haftasında Bursaspor ile oynadığı maçı da yöneten Yıldırım, tartışılan bir karara imza atmamıştı. Diğer taraftan Başakşehir’in; Antalyaspor ve Alanyaspor ile oynadığı maçlarda görev yapan Yıldırım; bu maçlarda, sezonun kendi adına en iyi yönetimini göstermişti.

Performansı düşüşte

Şu ana kadar 11 maçta düdük çalan Yıldırım; kötü bir sezon geçirmesine ve son haftalarda performansı ciddi düşüşte olmasına rağmen; Fenerbahçe ve Başakşehir’in maçlarında ya hata yapmamış ya da yaptığı hatalar bu takımların lehine olmuştu. Yani MHK performans kriterini bir kenara bırakıp; sadece takımların tepkisini çekmeyecek bir ismi bu maça atamayı tercih etti diyebiliriz.

20 Ocak 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemlere toz konduramam!‘’

Son günlerde hakem hataları gündemi oldukça meşgul ediyor. Ben de yapılan hataları eleştiriyorum. Eleştiri başka şey, yapılan hatalardan mana çıkartmak başka şey. Siz olaya hangi pencereden bakarsınız bilemem ama benim bildiğim tek bir şey var; ne Serkan Çınar ne de bir başka hakem; bu kararları verirken sadece ve sadece hata yapıyorlar! Akıllarının önünde ya da arkasında hiç bir şey yok! Hakemlerin performanslarının düşük olduğuna, kadronun içinde yetenekleri sınırlı hakemlerin olduğu fikrine, baskılardan etkilenebildiklerine, yaptıkları hatalarla maçların önüne geçtiklerine katılıyorum ancak maddi ya da manevi bir tatmin uğruna maçları bilinçli şekilde manipüle ettiklerine asla katılmıyorum. Kadrodaki her bir hakemle defalarca görev yapmış; sadece sahada değil, saha dışında da çok şey paylaşmış eski bir hakem olarak; önyargılı maç yöneten tek bir arkadaşımın olduğuna inanmıyorum.

Hakem değil, yönetici sorunu

Bugün gelinen noktada sorunun kaynağı asla hakemler değil. Türk hakemliğinde ciddi bir sistem ve yönetici problemi var. Her yıl MHK değiştiğine göre; doğru kişileri iş başına getiremediğimiz belli. Elimizdeki hakem kadrosu bu olduğuna göre; hakemleri seçerken hata yaptığımız belli. Hata yapan hakem sürekli sahaya çıkıyorsa; görevlendirme yapanların hata yaptığı belli. Sorunlar devam ediyorsa ve önlem alınamıyorsa; sorunu çözecek kişilerin teşhisi doğru koyamadığı belli. Sözüm gelmiş geçmiş tüm görev yapan kişilere. Sorunun çözümü günü kurtarmaktan değil, problemin kaynağına inmekten geçiyor.

Bulanık suda balık avlayanlar kim?

Takımının menfaatlerini koruyan Trabzonspor yöneticilerini tenzih ederek belirtmek istiyorum. Geçen yıl birileri ortaya çıktı ve Trabzonspor aleyhine yapılan hakem hatalarını da fırsat bilerek ligi ve ortamı yalan yanlış bilgilerle gerdi. Olmayan ilişkileri varmış, yapılmayan görüşmeleri yapılmış gibi gösterdi. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın açıklamalarını dinlerken de aynı şeyi düşündüm. Geçen yıl Trabzonspor aleyhine yapılan hataları kullanan ve toplumu yalan yanlış bilgilerle yönlendiren, birilerini itibarsızlaştırmaya çalışan o üst akıl; bugün de devredeydi. Bu kez Fenerbahçe ve hakemler üzerinden aynı yıpratma hareketine başlamışlardı. Başkan Yıldırım haklı olarak hatalı hakem kararlarına isyan ederken; hakem camiası hakkında ona bilgi aktaranlar, başkanı yanlış yönlendirmişlerdi. Belli ki bu kişi ya da kişiler bilinçli olarak hakem camiasını yıpratmak istiyorlar. Bu asılsız yönlendirmeyi yapan kişiyi Şekip Mosturoğlu açıklarsa kamuoyu da kim olduğunu öğrenecektir. Bu kişi ya da kişiler şu an TFF’de faal bir hakem, gözlemci ya da çalışan olabilir. Şekip Bey açıklamıyorsa bile TFF yönetimi bu kişinin kim olduğunu tespit ederek karışık gündemi fırsat bilip ortalığı bulandıranları tespit ederek bu sorunu kaynağında çözebilir.

Tam zamanı

MHK bu hafta epeydir görev almayan Suat Arslanboğa’yı sahaya sürdü, o da Kurul’u mahçup etmedi. Bence tam zamanıdır! Uzun zamandır görev alamayan Abdulkadir Bitigen, Serkan Tokat, Kutluhan Bilgiç ve Bülent Birincioğlu da artık görev almalıdır. Nasılsa hatalar her maçta var, müsaade edin bir hata da onlar yapsın! Sadece hakemler değil, yardımcı hakemler de gözden kaçmasın. Sezon başından beri Süper ligi unutan Bülent Gökçü, Erdem Bayık, Orkun Aktaş, Oğuz Terzi, Serdar Diyadin, Mustafa Savranlar da artık görev almalıdır diye düşünüyorum. Aile içinde mutsuz birey kalmaması, başarıyı getirebilir

18 Ocak 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tolgay'a yapılan penaltı‘’

Maçın hakemi Ali Palabıyık’ın kartlarını oyun süresince doğru kullandığını düşünüyorum. 42. dakikada Queresma’nın Muhammed’e yaptığı harekete kırmızı kart gösterilmeliydi diyenlere saygı duymakla birlikte; Muhammed’in ayağının havada olması dolayısıyla, hareketin çok fazla yaralayıcı olmadığına ve sarı kartın yeterli olacağına inanıyorum. Benzer pozisyonda 55. dakikada Numan-Cenk mücadelesinde, yine sarı kartını kullanması hakemin tutarlı kararlarverdiğinin göstergesiydi. Maçın 14.dakikasında Beşiktaş’ın Cenk ile kazandığı gol, ofsayt gerekçesiyle Cem Satman’ın bayrağına takıldı. Her ne kadar yayıncı kuruluşun pierosuna göre 8 cm. ofsayt olduğu söylense de; insan gözünün bu kadar küçük farkları çözemeyecek olması, pozitif futbola prim tanıma prensibine göre gol kararı verilse de çok fazla eleştirmezdim. Ayrıca oyunun son dakikasında Cem Satman’ın önemli bir Osmanlıspor atağını yanlış bir ofsayt bayrağıyla kestiğini de belirtelim.

Beşiktaş kazanamasa...

89.dakikada Osmanlıspor ceza sahasında Tolgay-Mehmet Güven mücadelesinde, topu kurtaran Tolgay’a Mehmet’in müdahalesi penaltıyı gerektiriyordu ama Palabıyık devam dedi. Beşiktaş aleyhine önemli bir hataya imza atan Palabıyık, Beşiktaş’ın maçı kazanmasıyla birlikte maç sonu eleştirilerden bir anlamda kurtulmuş oldu. Aksi bir durumda Merkez Hakem Kurulu ve hakemler yine ciddi tartışma konusu olacaklardı.

17 Ocak 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yüzde yüz penaltıyı vermedi!‘’

İlk yarının sonlarına doğru başarısız maçlar yöneten ve son yönettiği maçlardaki başarısız performansıyla ilk yarıyı düşüşte kapatan Serkan Çınar; dün akşamki maçla birlikte kaldığı yerden devam etti! Çınar’ın son üç lig maçında verdiği kritik kararlar, devre arası seminerinde; hatalı kararlar olarak hakemlere izlettirilmişti. Kasımpaşa-Karabük maçında kural hatasına imza atan, Kayseri-Trabzonspor maçında ev sahibi ekibin 3 penaltısını vermeyen, Beşiktaş-Gaziantepspor maçının son dakikalarında da bir Beşiktaş penaltısını çalmayan Çınar; Merkez Hakem Kurulu tarafından böylesine önemli bir maça nasıl atandı, bilemedim.

Didi bileğe bastı

Maçın en kritik anı 16. dakikada yaşandı. Topa hâkim olan De Souza’nın ayağındaki topu kazanmaya çalışan Didi; topa temas edemeden net bir şekilde De Souza’nın ayak bileğine temas etti. Bu temas penaltıyı gerektiriyordu ancak Çınar pozisyona ‘devam’ dedi. Maçın kırılma anında yapılan bu hata; maçın gidişatını ciddi oranda etkiledi. İkinci yarı sahaya çıkan Çınar; belki seyirci baskısından, belki de devre arasında penaltı pozisyonu izlemiş olduğundan, bu devrede tüm takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandı. Sarı kart görmesi gereken Skrtel ve Lens’e ho∫görülü yaklaşan Çınar; Adanasporlu oyunculara aynı hoşgörüyü göstermedi. Deplasman takımı 7 sarı kartla maçı tamamladı.

İptal kararı doğru

77. dakikada Fenerbahçe’nin kazandığı penaltı ve ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gollerdeki hakem kararları doğruydu. Fenerbahçe’nin ilk golünden önce Lens ofsayt pozisyonunda değildi; Serkan Ok’un buradaki devam kararı da doğruydu.

16 Ocak 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çamdalı'ya kart De Jong'a nasihat!‘’

Ligin henüz 17. haftasında Mete Kalkavan; Süper Kupa Finali ile birlikte 4. kez bir Galatasaray maçında düdük çaldı. Aslında maç süresince kendisini zorlayacak bir pozisyonla karşılaşmadı. Kalkavan için rahat bir maç oldu ama Ali Çamdalı’ya gösterdiği kırmızı kart nedeniyle maç bitiminde tartışılmaktan kurtulamadı.

Maçın 27. dakikasında Bajic-Semih mücadelesinde Konyasporlular penaltı beklediler ancak hakemin devam kararı doğruydu. İlk devre bitiminde Sneijder sarı kart görerek cezalı duruma düştü. Daha önce birkaç pozisyonda hakeme itiraz eden Sneijder, burada da itirazlarına devam edince doğru bir sarı kart gördü.

Ömer’in sarısını atlattı

Maçın en tartışılan anı Ali Çamdalı’nın kırmızı kart gördüğü andı. Faul düdüğüne itiraz eden Çamdalı, sarı kart gördü. İtirazlarına devam edince de ikinci sarı kartı görerek oyundan atıldı. Sportmenliğe aykırı bir söz söylemişse, onu bilemeyiz. Görüntülere göre ikinci sarı kartı gerektirecek aşırı bir itirazı olmamıştı. Oyun süresince De Jong’un aşırı itirazlarına gösterdiği hoşgörüyü Ali Çamdalı’ya göstermeyen Kalkavan; 73. dakikada Ömer Ali’nin De Jong’a müdahalesine de sarı kartını göstermeyerek hata yaptı.

15 Ocak 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hemen uygulamak kolay değil‘’

Antalya’da hakem seminerinde, son günlerin tartışma konusu olan, Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemi gündemdeydi. Hakemlere ve basına VAR sistemiyle ilgili bir de sunum yapıldı. Sayın Göksel Gümüşdağ ve Servet Yardımcı tarafından Türkiye’de sistem denemelerinin en kısa sürede başlayacağı duyuruldu.

Bu sistemin tüm denemelerini ve sistemle ilgili dünyada yapılan tüm toplantıları yakından takip eden birisi olarak, sistemin bugünden yarına kısa sürede uygulamaya geçmesinin sanıldığı kadar kolay olmadığını ifade etmek isterim.

Çok zaman kaybettik

IFAB, Kasım ayında yapmış olduğu yıllık çalışma toplantısında; Avustralya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, İtalya, Meksika, Hollanda, Portekiz, Katar, ABD futbol federasyonlarının ve FIFA’nın denemelere ve çalışmalara katıldıklarını, deneme sürecinin parçası olduklarını duyurdu. Türkiye o tarihte sisteme destek olmuyordu ancak ligimizde yapılan hataların fazlalığı, tartışmaların artması, Sayın Göksel Gümüşdağ’ın bu konu üzerindeki ısrarı TFF’nin kararını gözden geçirmesine neden oldu. Yani epeyce bir zaman kaybından sonra sitemi sahiplenmiş olduk. Ancak bazı hususları da gözden kaçırmamamız gerekir. Yakın zamanda ilave hakem sisteminden vazgeçtik. Oysa ki UEFA halen 6’lı sistemi başarıyla uyguluyor. Çünkü çok geniş ve yetenekli bir hakem kadrosu var. Cüneyt Çakır’a Hüseyin Göçek yardımcılık yapabiliyor. Fakat Türkiye’de sahadaki hakem kadar tecrübeli ve yetenekli bir hakemi biz çizgiye koyamadık. Cüneyt Çakır’a, Halis Özkahya’ya 2. Lig hakemini yardım etsin diye atadık. Sonuç hüsran oldu.

Yetişmiş hakem kadromuz yok

Peki, VAR sistemine geçince Cüneyt Çakır’a ya da Halis Özkahya’ya kim video yardımcı hakemlik yapacak? Bu kadar yetişmiş hakem kadromuz yok ki! Sorun tam da burada. Her şartta bize sahip olduğumuzdan fazla yetenekli ve tecrübeli bir hakem kadrosu lazım olacak. Sistemin protokolünün belirlenmesi, bu protokole uygun olarak eğitimcilerin hem teorik, hem de pratik olarak eğitilmeleri; bu eğitimcilerin VAR’ları eğitmeleri ayrıca ihtiyaç duyulan teknik alt yapının stadyumlara kurulumu ve maliyeti... Bunlar sistemin bugünden yarına kolayca uygulanamayacağının göstergesi. Tabii ki çalışmaların başlatılması ve en azından artılarının eksilerinin tespit edilmesi önemli ancak hemen uygulamaya geçilmesi o kadar da kolay görünmüyor.

12 Ocak 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Namoğlu bizi kandırdı!‘’

İlk yarıda hakem hataları üst üste geldiğinde Yusuf Namoğlu kendini savunmuş: “Bu hakem kadrosunu ben yapmadım, Müftüoğlu kurulu yaptı. Kadro sınırlı ve zayıf, elimden bir şey gelmiyor, devre arasına kadar sabır istiyorum. O gün kadroları yenileme şansım olacak” demişti. Devre arası geldi çattı ancak Namoğlu, Süper Lig hakem kadrosunda revizyona gerek görmedi. Sadece alt liglerde eksilen kadrolara atama yapmakla yetindi. MHK talimatının 45. maddesi (i) bendi “MHK uygun gördüğü takdirde, Ocak ve Haziran aylarında kadro sayısının yüzde 20’si oranında hakemin tenzil ve terfiine karar verir” der.

Kadro sizin!
Mazereti yok

Bu şu demektir: “Kadroda 22 hakem var. Başarısız gördüğün 4 hakemi liste dışına çıkartıp, 4 yeni hakem alabilirsin”. Ama Namoğlu bunu yapmadı, kadroya dokunmadı. “Benim 22 hakemim de başarılıdır” demek istedi!

O halde kendisine bir hatırlatmam olacak: “Bu kadro benim kadrom değil” demiştiniz ya! Herhangi bir değişiklik yapmadığınıza göre; bu kadro bundan böyle Müftüoğlu’nun değil, sizin kadronuz. Lütfen savunma yaparken, bu mazereti artık kullanmayın!

Bir garip uygulama

30.12.2016 tarihinde saat 23.30’da TFF sitesinden şu açıklamayı okuduk: Merkez Hakem Kurulu, 15 Aralık 2016 tarihinde yaptığı toplantıda aldığı kararla, MHK Talimatı’nın 45. Maddesi (g) bendi uyarınca eksik kadrolara atamalar yaptı.

Açıklama ilk bakışta normal gibi duruyor ancak yıllarca hakemlik yapmış ve bu camiayı yakından tanıyan birisi olarak bana çok garip geldi.

Neden mi?

Şöyle ki: Karar 15 Aralık tarihli MHK toplantısında alınmış ama nedense 15 gün gizlenmiş. 30 Aralık saat 16.00’da bir MHK üyesi tarafından terfi eden birkaç hakem aranarak tebligat yapılmış. Kadro değişikliği kamuoyu ile paylaşılmamış. Tesadüfen saat 21.00 sıralarında değişikliği öğrenip, sosyal medya üzerinden benim ve hakem eleştirisi yapan birkaç kişinin eleştirileri üzerine 23.30’da TFF sitesinden açıklama yapma gereği hissedilmiş.

Aklıma birçok soru geliyor ama cevabını bulamıyorum. Yapılan bir uygulama neden kamuoyundan gizlenir? Önünde sonunda öğrenilecek bir konu, neden duyulsun istenmez. Bugüne kadar TFF’nin kurumsal yapısı gereği duyurulan bu ve buna benzer işlemler bu kez neden duyurulmak istenmemiştir. Neden? Neden? Neden?

İlave sorular

Anladık! İhtiyaç hâsıl oldu, boş kadroları doldurdunuz. Açıklama yapmayı da unuttunuz(!) Peki, en büyük boşluk Üst Klasman Gözlemci kadrosunda. Değişik nedenlerle sayı o kadar azaldı ki; gözlemciler uçaktan inmiyor, neredeyse evlerine uğrayamıyorlar. Neden gözlemci kadrosundaki eksiklikleri tamamlamadınız? Ayrıca FETÖ soruşturması nedeniyle Süper Lig yardımcı hakem kadrosundan da iki hakem eksildi. Neden o iki kadro boş bırakıldı? Neden? Neden? Neden?

Kadın hakemlere veto!

Namoğlu, MHK’nin bölge sorumlularına talimat vermiş. “Kadın hakemler artık 2. ve 3. Lig maçlarında görevlendirilmeyecekler! Sadece amatör ve U21 maçlarında görevlendirilecekler” diye. Ortada bir engel, bir kısıtlama ya da talimat yokken, bu tavrın nedenini çözemedim. Anayasamızda dahi kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığa yer verilirken, Namoğlu’nun kadınlara karşı negatif ayrımcılığının nedenini anlayamadım. Haa! Aklıma gelmişken perşembenin gelişini maalesef fark edememişim. Önceden MHK’da “Bayan Hakemlerden Sorumlu Üye” olurdu. Namoğlu’yla birlikte o uygulama da tarih olmuş! Yeni fark ettim.

04 Ocak 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI