Arama

Popüler aramalar

‘’Attı, atılmalıydı‘’

Cim-Bom’un golünü atan Podolski’nin maç golsüz sürerken Rizesporlu İsmael’e hareketi sarı kart değil, kırmızı kart olmalıydı. Bu şekilde rakibin yüzüne; görerek, bilerek ve isteyerek elle yapılan temaslara kırmızı kart gösterilmesi bir UEFA talimatıdır.

Sarı-Kırmızılılar, son 2 maçında 5 puan kaybederek zirve yarışında ağır bir yara alırken, maça Alman yıldız Lukas Podolski’nin faulü ve sonrasında attığı gol damgasını vurdu. Maçın ilk yarısında Rizesporlu rakibi Dhurgham İsmael ile ikili mücadeleye giren 31 yaşındaki oyuncu, rakibinin yüzünü eliyle iterek yere düşürdü. Pozisyon sonrası maçın hakemi Halis Özkahya tarafından sarı kartla cezalandırılan Alman oyuncunun atılması gerektiğini düşünen Rizesporlu futbolcular, uzun süre itiraz etse de karar değişmedi. İlerleyen dakikalarda ise Poldi, Galatasaray’ı 1- 0 öne geçiren golü kaydetti. İşte Deniz Çoban’ın pozisyon ile ilgili görüşleri;

‘Görerek, bilerek ve isteyerek’

13. dakikada maçın tek sarı kartını gören Podolski’nin, Rizesporlu İsmail’e hareketi sarı kart değil, kırmızı kart olmalıydı. Futbolseverlerin bu pozisyon için ‘Podolski’nin hareketinde şiddet yoktu, yaralayıcı bir darbe değildi, sarı kart yeterliydi’ demelerini anlarım ve eleştirmem. Ancak bu şekilde rakibin yüzüne; görerek, bilerek ve isteyerek elle yapılan temaslara kırmızı kart gösterilmesi bir UEFA talimatıdır. 2014/2015 sezonunda Veli Kavlak’ın Sneijder’e yaptığı benzer harekette Kavlak kırmızı kart görmüş ve dönemin MHK danışmanı Uilenberg bu ve buna benzer pozisyonların mutlaka kırmızı kartla cezalandırılmasını hakemlere bir UEFA talimatı olarak iletmişti. Dolayısıyla kırmızı kartını çıkartmayan Özkahya önemli bir hata yapmış oldu.

19 Şubat 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Namoğlu'na doğruyu söylemek yakışır!‘’

Çok bilindik bir hikâyedir: Hoca Efendi! Sana birkaç sorum var, demiş adam. Şöyle bir sakalını sıvazlamış ve başlamış konuşmaya:
- Şimdi sana soracağım birçok şeyi ben de biliyorum da, bir yere takıldım onu sormam lâzım.
- Sor efendi ne soracaksan, diye meraklanmış imam.
- Efendi! Hani Hz. Nuh’un çocuğu olmuyordu ya…
- Ee?
- Hani “Allah’ım bana bir kız çocuğu ver onu sana kurban edeyim” dedi ya…
- Eee!
- Hani Allah bir kız verdi, sekiz yaşına gelince kesmeye dağa götürdü, bıçağı tam kıza çalacakken…Birden ortaya Azrail çıktı elinde bir keçi ile...
- Eeee!
- Ey Nuh! Dur kesme! “Bu keçiyi sana Allah gönderdi. Kızının yerine bunu kes” dedi ya…
- Eeeee!
- İşte buraya kadar hepsini biliyorum. Yanlışım varsa düzelt. Sadece keçi erkek miydi, dişi miydi onu bilemedim. Onu soracaktım Hoca Efendi…

Hoca demiş:

“Ben şimdi bunun neresini düzelteyim?”
Bir… Nuh değil İbrahim peygamber…
İki… Kız değil, erkek…
Üç… Azrail değil Cebrail…
Dört... Keçi değil koç…

Yirmi yıl mı?
Geçtiğimiz günlerde Yusuf Namoğlu, Stadyum programında gündeme dair soruları cevapladı. Dersine iyi çalışmış olan Ersin Düzen’in soruları karşısında bayağı terledi. Her şeyi birbirine o kadar karıştırdı ki; program bitiminde aklıma yukarıdaki hikâye geldi. O yüzden anlattıklarını düzeltmeye çalışmayacağım.
Tek bir husus hariç! Namoğlu; camiadan uzun yıllar uzak kaldığı eleştirilerine cevap verirken; ayrı kaldığı bu dönemde 20 yıl boyunca UEFA’da gözlemcilik yaptığını söyledi. Dil sürçmesi falan da değildi. Birkaç defa tekrarladı söylediklerini. Hatta hızını alamadı “UEFA’ya 32 yıl aralıksız hizmet ettim” dedi.

Kabul edilemez!
O gün yaptığı diğer açıklamalar; köşeye sıkışmış, hakem hatalarından bunalmış ve kendini haklı çıkarmaya çalışan bir başkanın savunması olarak kabul edilebilir. Fakat bu konu asla kabul edilemez! 8 yıl milletin vekilliğini yapmış, hakem camiasının tepesindeki şahıs küçük bir arşiv çalışmasıyla ortaya çıkartılacak bir hususta doğruyu söylemeliydi. Şu an hakem camiası Namoğlu’nun bu sözlerinden sonra, başkanlarına karşı ciddi bir güven erozyonuna uğradılar, benden söylemesi...

Sessiz icraat mı?
Gazetemiz yazarı Sayın Cem Dizdar; dün “Her şey normal, ben miyim anormal” başlıklı bir yazı kaleme almış. Zevkle okudum. Yazdıklarına hak vermemek mümkün değil. Maalesef futbol ortamı, futbolla ilgili anormal olan tüm konuları artık normalmiş gibi algılıyor. Daha acısı; bu anormalliklerin sorumluları, normalleşmek için bir çaba da harcamıyor.

Benim alanım daha çok hakemler olduğundan, bu hafta başka bir anormalleşmeye de (!) ben dikkat çekmek istedim. Son haftalardaki hakem hataları bu hafta itibariyle zirve yaptı. Oynanan dokuz lig maçının sekizinde, gözlem tekniğinde “siyah-beyaz hata” olarak ifade edilen, “oyunun gidişatını önemli ölçüde etkileyen” hakem hataları oldu. Bence bu bir rekordu! Ancak ufacık bir hakem hatasında bile yaygara kopartan yöneticilerin ağzından bu hafta cılız da olsa hakem eleştirisi duyamadık.
Acaba yöneticiler; söylemden vazgeçip, eyleme geçmiş olabilirler mi?

15 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gol iptali yanlış karar‘’

48’de topu es geçen Kayserili oyuncu, Bruma’ya temas etti. Göçek penaltıyı atladı. 54’te ise Tolga Deniz’i arkadan itti, bu da penaltı ve kırmızı karttı. Son saniyede ise Eren’in rakibine teması kural dahilinde, gol iptali yanlış.

Maçın hakemi Hüseyin Göçek son maçını 45 gün önce yönetmiş, Başakşehir’in golünü önce verip, sonra iptal ettiği için de bu sezonun en uzun süren cezasını almıştı. 3 lig 4 kupa haftasında kendisine görev verilmemişti. 45 gündür sahaya adım atmamış, eline düdük almamış Göçek’in böylesine önemli bir maça atanmasıyla zaten yapılacak hatalara zemin hazırlanmıştı.

Penaltıyı atladı

Göçek maç süresince çaldığı ya da çalmadığı düdüklerle standardı bir türlü yakalayamadı. Ne zaman kendisine sahada ihtiyaç duyulsa çaldığı düdükler hatalıydı. Maçta kendisine 3 defa ihtiyaç oldu ve bu kritik kararlarında da hatalıydı. Maçın 48. dakikasında soldan ceza sahasına giren Bruma’nın önündeki topu kazanmak için kayarak müdahalede bulunan Kayserisporlu savunma oyuncusu topa temas edemedi ancak Bruma’ya temas etti. Bu dikkatsiz davranışın sonucu penaltı olmalıydı ancak Göçek ‘devam’ dedi.

Temas etmek yetmez

54. dakikada Kayserispor hücumunda Deniz Türüç topu göğsüyle önüne aldı ve ceza sahasına girdi. Tolga da Türüç’ü arkadan iterek düşürdü. Karar Kayserispor lehine penaltı olmalı ve Tolga kırmızı kartla oyundan atılmalıydı. Göçek Türüç’ün göğsüyle aldığı topa hatalı bir elle oynama kararı verdi.

Maçın uzatma dakikaları oynanırken Podolski’nin golü; Eren’in Levent’e faul yaptığı gerekçesiyle iptal edildi. Oysaki pozisyonda Eren rakibine faul yapmamıştı, gol geçerli sayılmalıydı. Eren’in eli sadece rakibinin sırtına temas etmişti. Futbol bir temas oyunudur. Temas etmiş olmak tek başına faulü gerektirmez. Faul olabilmesi için Erenin rakibini tutması, çekmesi ya da itmesi gerekiyordu!

13 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Skandal kararlar‘’

Konya’da oynanan maç; futbol keyfinin yaşanacağı, stresten uzak, Türkiye’nin iki değerli teknik adamının kozlarını paylaştığı, seyir zevki yüksek bir maç olacaktı ancak maçın hakemi buna müsaade etmedi. Karşılaşmanın 60. dakikasında Konyaspor lehine verilen penaltı kabul görecek gibi değildi.

Devam daha doğru bir karardı. Hakem 67. dakikada Charles’in kırmızı kartı öncesi Ali Çamdalı’nın El Kabir’e yaptığı faulü değerlendiremedi. Devamında top taca çıktı, fakat hakem ekibi yine oyunu devam ettirdi. Sonrasında Charles ikinci sarı kartla oyundan atıldı. Oyun süresince hakemin ciddi oranda faul ve kart hataları vardı.

13 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İki penaltı da yanlış!‘’

Gelecek haftalarda bu tür yönetimlere daha çok şahit olacağız. Sivok’un eline gelen top penaltıysa; bir gün önce Beşiktaş maçındaki Dany’nin elinden dönen top bin kere penaltı! Kjaer’in eline gelen top penaltıysa; Dany’nin elinden dönen top üç bin kere penaltı! Fenerbahçe lehine verilen penaltıda Sivok’un elleri doğal konumda. Neredeyse ‘hazırolda’ duruyor. Kolu hiç açılmamış ve vücuduna bitişik. Topla bir metre önündeki Ertuğrul’un oynayacağını düşündüğünden, elini kaçırabilecek kadar da vakti yok. Bu kesinlikle hatalı bir penaltı kararı! Oyunun sonuna doğru Bursaspor’a verilen penaltıya ne denir, bilemiyorum? Kjaer ellerini vücuduna yapıştırmış. Yeni hakem olan birine penaltıyı tarif edecek olsanız, bu pozisyonu örnek gösterirsiniz. ‘Böyle penaltı olmaz!’ dersiniz.
Oyun süresince hakemin kart hataları saymakla bitmez. Lens ve Jovic’in penaltı atışı sırasında gördüğü sarı kartlar hakemin oradaki kargaşayı yönetememesinden kaynaklandı.
Hele ki; Jovic olayı yatıştırmaya çalışan kişiydi. Sonuçta Lens cezalı oldu, Jovic sonraki dakikalarda atıldı. Jovic 34. dakikada Sow’a topsuz alanda yaptığı faul sırasında atılmalıyken, 44. dakikada atıldı.

Behich kırmızı görmeliydi

55’te Alper’in zaman geçirmeden gördüğü sarı kart anlaşılacak gibi değildi ve Alper cezalı duruma düştü. Alper topa doğru gidiyordu, gereksiz bir sarı karttı. 66. dakikada Aziz Behich aut çizgisi üzerinde; top oyun dışı olmuşken, Alper’in kafasına dirsek attı. Kesinlikle Behich kırmızı kartla oyundan atılmalıydı.

12 Şubat 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırat Aydınus dönüyor!‘’

Ligin ikinci yarısında bu isimlere görev veremeyen Merkez Hakem Kurulu bugün İstanbul’da bu üç hakemi telefi testine tabi tuttu. Marmara Üniversitesi sahasında gerçekleştirilen testte iki MHK üyesi de hazır bulundu. Yapılan test sonunda Fırat Aydınus, Barış Şimşek ve Tolga Özkalfa testi başarıyla tamamladılar ve sonraki haftalarda görev almaya hak kazandılar.

Oldukça soğuk bir havada ve Merkez Hakem Kurulu atletik test ekibinin kontrolünde gerçekleşen uygulamada; özellikle Fırat Aydınus’un kilo vermiş hali gözlerden kaçmadı. Teste katılan üç hakem de zorlanmadan testi tamamladılar ve ileriki haftalarda göreve hazır oldukları mesajını Merkez Hakem Kuruluna vermiş oldular.

Son günlerde yapılan eleştirilerden dolayı iyice bunalmış olan Namoğlu ve ekibi; bu üç hakemin sahalara önümüzdeki haftadan itibaren dönecek olmasından dolayı, rahat bir nefes alacağa benziyor!

11 Şubat 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’4 büyük hata!‘’

Yakın tarihte oynanan Karabükspor- Galatasaray maçında Yasin’in tartışılan golüne ‘devam’ diyen Emre Eyisoy’u bu maça tekrar atamak MHKaçısından büyük bir başarı(!) olsa gerek. Karabükspor Başkanı’nın, “Yenilmiş olsak sahanın ortasında eylem yapacaktık” dediğipozisyonun kahramanı Eyisoy; Karabükspor’un kazandığı ilk golden önce; golü atan Ermin Zec’e ofsayt bayrağınıkaldırmayarak önemli bir hata yaptı. Gol iptal edilmeliydi.

MHK hakemlere iletti

9. dakikada Cenk’in şutunda Dany’nin kolundan dönen top net bir penaltıydı. Çünkü bu ve buna benzer pozisyonlarda; “Kol hafif açıksa ve top kola gelmişse penaltı çalın” talimatı MHK tarafından seminerlerde hakemlere iletildi. Trabzonspor-Rize maçında H.Umut Meler’in ve Kasımpaşa-Galatasaray maçında MeteKalkavan’ın çaldığı penaltı düdükleri MHK tarafından doğru kabul edildi. 12.dakikada Mitroviç’in, Seleznyov’u arkadanittiği pozisyonda da karar Karabükspor lehine penaltı olmalıydı.

Quaresma atılmalıydı

Maç içerisinde hakemin çok fazla kart hatası oldu. Oyunu sürekli bozan, Marcelo’ya aşağılayıcı jest-mimikler yapan Seleznyov’un, rakibine iki defa kontrolsüz müdahalede bulunan Marcelo’nun, Gökhan Gönül’e yaptığı faulden sonra Ermin Zec’in, Atiba’ya sert bir faul yapan Tanase’nin maçı kartsız tamamlamalarını anlayamadım. Hakemin elinicebine atmadığını gören Quaresma bundan cesaretlenerek, bilinçli bir şekilde Ermin Zec’etekme attı. Net bir şekilde Quaresma kırmızıkart görmeliyken; Özkahya lütfen sarı kart gösterdi.

Derbi Yıldırım’a kaldı

Halis Özkahya, 2 hafta sonra oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbisinin Bülent Yıldırım’dan sonra ikinci adayıydı. Bu maçtaki yönetimi gösterdi ki; artık o derbinin tek adayı kaldı. O da; Bülent YILDIRIM!

11 Şubat 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çaresizliğin ilanı!‘’

Hakem yanlışları almış başını gidiyor, hatalarının yansıması eski günlere göre çok daha fazla. 22. haftada Galatasaray-Beşiktaş derbisi oynanacak ve kurulun elinde bu maçı yönetmeye 1, 5 hakem var. Bunlardan biri Halis Özkahya, plasesi Bülent Yıldırım. Ama gelin görün ki; bu hafta Beşiktaş maçına atanacak bir isim bulunamadığından çaresiz Özkahya Beşiktaş maçına atanmış. Aynı hakemi 2 hafta sonra da aynı takımın maçına atamayı göze almış olsanız da; hakemin yaşayacağı bir olumsuzluk, derbi öncesi MHK’yi çok net şekilde zor durumda bırakacaktır.

Zorlanmaları kaçınılmaz

Bursaspor-Fenerbahçe maçına atanan Halil Umut Meler ise FIFA kokartını göğsüne takmasına rağmen henüz bu düzeyde atmosferi yüksek maçları yönetmemiş, yeterli tecrübeye sahip olmayan bir hakemimiz. Hakem konusunda MHK’nin yaşadığı çıkmaz neticesinde, sanıyorum o da bu maça mecburiyetten atandı. Atmosfer yükselmez, kritik pozisyon olmazsa sıkıntı yok ancak yaşanabilecek olumsuzluklarda hakemin de zorlanması kaçınılmaz gibi duruyor.

Göçek ciddi eleştirilmişti

Kurulun bir diğer açmazı neticesinde Galatasaray-Kayserispor maçına da Hüseyin Göçek atanmış. Biliyorsunuz Adanaspor-Başakşehir maçında daha önce verdiği golü, yardımcı hakemiyle konuşarak iptal etmiş ve ciddi şekilde eleştirilmişti. Bu karar ‘Video Hakem Uygulaması’ isteyenlerin sesini daha fazla yükseltmesine sebep olmuştu. Göçek o maçtan sonra tam 45 gün sahalara ayak basmadı ve eline düdük almadı. Bu sezon bir hakemin yaşadığı en ağır cezaya muhatap oldu. 3’ü lig, 4’ü kupa 7 atama etabında görev alamadı. Böylesine buhranlı ve sıkıntılı bir dönemden çıkan hakemi, en önemli maçlardan birinde sahaya sürmek, çaresizlik değil de nedir?

Notların bir önemi yok

Şampiyon adayı Başakşehir’in Kasımpaşa ile oynayacağı maça da derbinin 4. hakemi Yaşar Kemal Uğurlu atanmış. Kurul çaresiz, farkındayız. Gözlemci notlarının bir önemi yok, onun da farkındayız. Ancak derbide Uğurlu’nun hatalı olduğu TFF Hukuk Müşavirliği tarafından da tescilledi. Şenol Güneş maçtaki “Sportmenliğe aykırı davranışları” nedeniyle PFDK’ya sevk edildi. Bu ne demek? Yaşar Kemal Uğurlu, Şenol Güneş’le ilgili yaptırımı uygulayamamış, onun gereğini yapmadığını gören maçın temsilcisi de Şenol Güneş’i rapor etmiş demek! Siz böylesi bir yanlışa imza atan hakemi ertesi haftanın en önemli maçına atarsanız; hakemler şu mesajı alır: “Büyük takım hocası ihraç edilmemeli!”

10 Şubat 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI