Arama

Popüler aramalar

‘’Gaziantep 9 kişi kalmalıydı‘’

İlk dakikadan itibaren hakem Yaşar Kemal Uğurlu genelde oyunu kontrolünde tuttu ve oyuncuların güvenini kazanmayı bildi. Fenerbahçeliler, Musa Nizam’ın kolundan dönen topa penaltı beklediler ancak oyuncunun kolu kapalıydı ve devam kararı doğruydu.

Sakin ve problemsiz giden maçta hakemin en zayıf yönü disiplin uygulamaları idi. 45. dakika oynanırken Kislyak’ın Volkan’ın tendonuna kramponunun tabanıyla acımasız şekilde basması sarı kart değil, kırmızı kart olmalıydı.

67. dakikada ise Fatau’nun Ozan’ın yüzüne dirseğiyle yaptığı haksız müdehaleye faul çalmadı. Faul çalsa daha önceden sarı kartı olan Fatau’yu ikinci sarı kartı göstererek oyundan ihraç edebilirdi.

27 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol yok olay var‘’

Beyaz Grup’ta şampiyonluğu yakından ilgilendiren İstanbul-Erzurum maçı büyük olaylarla yarım saat geç başladı. Futbol dışında her şey yaşandı, ancak oyun kalitesi görmek isteyenler yanıldı. İstanbul’un 2-1’lik zaferiyle sonuçlanan maçta hakeme ise pek iş düşmedi.

2. Lig Beyaz grubun kaderini belli edecek maç öncesi stat çevresine yaklaşıtığımda; Erzurumspor taraftarlarının sayıca üstünlüğü hemen göze çarpıyordu. Konuk ekibe 200 civarı bilet ayrılmıştı. Maça atanan hakem bir üst ligin, 1. Lig’in hakemi Bahattin Şimşek’ti. MHK üyesi Serdar Tatlı trübündeydi, TFF Eski Başkanı Sayın Haluk Ulusoy’un da olması dikkatimi çekti. 2 bin civarı Erzurum seyircisi stattaydı. Nasıl girdiler diye düşünürken, gerçek ortaya çıktı. İtfaiye giriş kapısını kıran taraftarlar biletsiz ve aranmadan girmiş. Maçın temsilcisi talimatlara aykırı sayıda seyircinin stada girmesi bir yana, güvenlik kontrolünden geçmeyen seyircilerin tribünleri boşaltmadan maçın başlamasına izin vermeyeceğini duyurdu.

Tribünden çatılara!

Erzurumspor başkanı, seyircisine kefil olduğunu ve olay çıkartmayacaklarına dair garanti verdiğini söylemesine rağmen maç başlamadı. Saha içinde görüşmeler uzadıkça, ortam gerildi ve bir anda saha ortasında 60-70 kişilik bir grup kavgaya başladı. Polis marifetiyle Erzurumspor taraftarları tribünlerden çıkartıldı, onlar da inşaatın çatısına çıktılar.

Zemin berbat, futbol kötü

Nihayet futbol ortamı oluşunca, 35 dakika gecikmeli olarak sahaya çıkan hakemler maçı başlattılar. Şampiyonluğa oynayan iki ekibin çekişmeli geçeceğini beklediğim maçını izlemeye başladığım anda, hayallerim yıkıldı. Takım kaliteleri beklediğimin çok altındaydı. Top kaybı olmadan arka arkaya 5 pas yapıldığına şahit olamadım mesela. Zemin de kötüydü, kalite de. 31. dakikada bu kez saha karıştı. Hakem varlığını bu dakikada hissettirdi ve maçın sonuna kadar hatalı bir kararı olmadı. Oyuncuların bu an harici centilmen tavırlarını göz ardı etmemek gerekir.

Bir tek Mert Nobre!

Erzurumspor’da dikkat çeken tek isim Fenerbahçe ve Beşiktaş’tan tanıdığımız Mert Nobre. 34’te ilk fırsatta takımını öne geçirdi. 4 dakika sonrası Erzurum atağında herkesin gol diye ayağa kalktığı sırada iki kale direğine birden çarparak sahaya dönen top, dönüşte Erzurum kalesine gol oldu: 1-1. İstanbulspor bir kontra atakta Halil’in ayağından golü buldu ve 2-1 öne geçti. Sonraki dakikalarda her topu Nobre’ye şişiren Erzurumspor oyunu rakip sahaya yıksa da pozisyon üretmekte zorlandı. İstanbulspor’da ise son dakikalarda oyuna giren Engin Baytar’ın topla buluştuğuna şahit olamadık. 1 maçı da eksik olmasına rağmen İstanbulspor liderlik koltuğuna oturdu.

27 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bülent Yıldırım kehaneti!‘’

Mevcut 7 FIFA hakemi ya da Türk hakemliğinin geleceği diye tanıtılan hakemler bu maça atanamazken, Bülent Yıldırım’ın bu maça atanmış olması; benim kehanetimin değil, aslında MHK’nin tükenişinin belgesidir!

Bundan iki hafta önce 11 Şubat tarihinde bu sütunlarda, derbiyi Bülent Yıldırım ’ın yöneteceğini yazmıştım. MHK dün yaptığı açıklama ile benim tahminimi doğruladı. Aslında daha da ileri gitmiş, sosyal medya hesabımdan yardımcı hakemlerin Ekrem Kan ve Asım Yusuf Öz olacağını da duyurmuştum. Bu hususta da yanılmadım.

Ben kâhin değilim

Yukarıdaki satırları yazarken asla kendimi övmek gibi bir amacım yok. Aksine bu ayrıntıyı yazarak, MHK’yı ve uygulamalarını eleştirme niyetindeyim. Çünkü Namoğlu ve ekibi sene başından beri yaptıkları yanlış atamalar ile kadroyu o kadar yıprattılar ki; ellerinde bu maç için Bülent Yıldırım dışında alternatifleri kalmadı. Mevcut 7 FIFA hakemi ya da Türk hakemliğinin geleceği diye tanıtılan hakemler bu maça atanamazken, Bülent Yıldırım ’ın atanmış olması; benim kehanetimin değil, aslında MHK’nin tükenişinin belgesidir!

Performansı vasatın da altında

Bülent Yıldırım’ın sezon performansı vasatın altında seyrediyor. Önemli hatalara imza attığı maçlar çoğunlukta. En son görev yaptığı Akhisarspor-Rizespor maçında takımların karşılıklı birer penaltısını vermediğini biliyoruz. Beraberinde şunu da biliyoruz ki; bu başarısızlık hali, bu sezon birçok hakem için geçerli. O yüzden bu hafta özelinde ‘Neden Yıldırım bu maça atandı? ’ diye kurulu eleştiremem ancak yapılan yanlış uygulamaların neticesinde bu noktaya gelindiğini belirtmeden de geçemem.

Çok derbinin altından kalktı

Kolay bir maç olmayacağı kesin. ‘Beşiktaş şampiyonluğun tek adayı mı?’ yoksa ‘Galatasaray da şampiyonluğa ortak olacak mı?’ sorularına bu maçla cevap bulunacak. Galatasaray’ın hakemlerle ilgili isyanı ve genel futbol ortamı da maçı zorlaştıran diğer nedenler. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Yıldırım’ın en büyük artısı, çok sayıda başarılıyla tamamladığı derbi yönetmiş olması. Tecrübesi, kariyeri, yönetim anlayışı, fiziksel performansı ve doğru yapılmış bir maç planıyla bu maçın altından kalkabilecek yeterlilikte olduğunu düşünüyorum. Hakemlerin son zamanlarda gösterdiği kötü performans ve olmadık hakem hatalarını hatırladıkça da dilimi ısırmadan edemiyorum!

24 Şubat 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltıyı vermedi, Fener golü yedi‘’

Maçın Polonyalı hakemi ilk kez Avrupa ligi son 32 turunda görev alarak kariyerinin en önemli maçını yönetmiş oldu. Daha önce Avrupa Ligi’nde 6 grup maçında görev yapmış, yıldızı yeni parlayan hakem; yönettiği son üç Avrupa Ligi maçında 19 kez sarı kartına başvurarak, disiplini kartlarıyla sağlamaya çalışan bir görüntü sergilemişti.

Raczkowski dün gece de kart gösterirken cömertliğini esirgemedi ve elini 8 kez cebine attı. Yine de Rus oyunculara karşı oldukça hoşgörülüydü. Kabore’yi dört kez uyarmasına rağmen, beşinci ihlalinde ancak kart göstermesini anlayamadım.

Maçın hemen başında Skrtel’in omzundan çekilerek düşürüldüğü pozisyona devam demesi anlaşılır gibi değildi. Pozisyon net bir penaltıydı. Dönen top Fenerbahçe kalesine gol oldu ve maçın gidişatı tamamen değişmiş oldu.

23 Şubat 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sakatlanan hakem yandı!‘’

Bu sezon maç sırasında sakatlanan hakemlerimiz oldu. Kupada oynanan Galatasaray-Tuzlaspor maçında yardımcı hakem Arkın Akgöl’ün tendonu koptu ve sahayı sedye ile terk etti. Trabzonspor-Fenerbahçe maçının yardımcı hakemi Kemal Yılmaz maç sırasında sakatlanınca yerine Tolga Özkalfa görev yaptı. Halis Özkahya, Barış Şimşek, Tolga Özkalfa, Ekrem Kan ve Serkan Gencerler’in de sakatlandıklarını ve uzun bir tedavi sürecinden sonra sahalara döndüğünü hatırlatmama gerek yok sanırım! FIFA yardımcı hakemimiz Emre Eyisoy ise geçtiğimiz yıl uzun süreli bir sakatlık yaşamıştı.

Yalnız bırakıldılar

Bu hakemlerimizin tamamı TFF ile sözleşmesi olan hakemler. Dolayısıyla onların problemi bir anlamda TFF’nin problemi. Bu hakemler Beyoğlu’nda yürürken ayaklarını burkup sakatlanmadılar. TFF için antrenman yaparken ya da maç yönetirken sakatlandılar. Maalesef sakatlık sonrası tedavileri ve rehabilitasyon süreçlerinin tamamında yalnız kaldılar. Tedavi masraflarını kendileri karşıladılar, ödeyecek nakit parası olmayanlar senet imzalamak zorunda bile kaldılar.

10 bin TL sınır!

Nasıl olur da, sözleşmeli bir hakemin sağlık güvencesi olmaz? Bu konuyu araştırdım. Aslında hakemlerin bir sağlık sigortaları varmış ancak sigortanın ödediği maksimum tutar 10 bin TL imiş. Hakem, sakatlığının 10 bin TL’ye kadar olan kısmını sigortadan tahsil ederken, kalan kısmını cebinden ödüyormuş. Geçmişte, kalan kısmını TFF’den talep eden hakemlere olumsuz yanıt verildiği de olmuş, halen müracaat edip sonucunu bekleyen hakemler de varmış. Son günlerde alacakları paranın akıbetini bilemeyen hakemlerden bazıları, kendi sağlık sigortalarını yaptırmışlar ve giderlerini oradan karşılamaya başlamışlar.

Maaşları bile kesiliyor

MHK talimatı gereği, uzun süren sakatlıklar sırasında görev alamayacak hakemin klasmanı askıya alınıyor. Sonra da ilk iş olarak, klasmanı askıya alınan hakemin maaşı kesiliyor! Düşünün maçta sakatlandınız ve uzun süre maç yönetemeyeceksiniz. Maç yönetemeyince de maç parası alma şansınız yok! MHK Talimatı’nın garabeti de burada karşımıza çıkıyor. En çok paraya ihtiyaç duyduğunuz zaman; tedavi masraflarınız ödenmediği gibi, maaşınız da kesiliyor.

Destek sıfır

İşin maddi yönünü bir tarafa bırakırsak, hakemliği yönetenlerden en ufak bir ilgi görememek sakatlanan hakemleri yaralayan diğer bir konu olarak dikkat çekiyor. Bırakın maçta görev almayı; sakatlanıp, normal yaşam standardını kaybeden hakemler, insani bir destekten bile yoksun kaldıklarını ifade ediyorlar. Araştırsanız çıkar ortaya! Maç sırasında sakatlanan bir hakemin hastaneye transferini kim, nasıl yapmış? Tedavi sürecinin hangi aşamasında bir yetkili yanındaymış? MHK’nin hangi üyeleri bu hakemleri ziyaret etmiş?

Demirören bilmiyor!

Bu anlattığım olumsuzluklardan Sayın Demirören’in bilgisi olmadığını düşünüyorum. Değil bir hakem, herhangi bir TFF çalışanının sağlık problemi olduğunda bizzat kendisinin devreye girerek çözüm ürettiğini biliyorum. Hakemler için de bunu yapacağına eminim. Sayın Demirören’e bu hayati konuyu arz etmeyenler, hangi önemli(!) işle meşguller, merak ediyorumY

22 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kural değil hakem hatası‘’

Erkan Özdamar, Bolusporlu Jansen’e sarı kart gösterdi. Bu karara itiraz için Abdulkadir koşarak hakemin üzerine gelince, hakem kartı cebine koymadan Abdulkadir’e de gösterdi.

Kartı göstermek için havaya kaldırdığında, takım arkadaşı Emre araya girdi. Hakem belki o kargaşada kartı havaya kaldırdığını unuttu, belki de araya Emre girdiğinden kartı kime gösterdiğini açıkça belli etmek için kartını bir kez daha Abdulkadir’e gösterdi.

İkinci kez kartı havaya kaldırdığında; daha önceden sarı kartı olan Ramazan da orada olunca kafalar iyice karıştı.

Talimata göre Ümraniyespor kural hatası var diye TFF’ye müracaat edebilir. Hakem raporu ve MHK’nin görüşüne göre nihai kararı TFF verir. Kural hatası yoktur ancak çok ciddi ve önemli bir hakem hatası vardır.

20 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dönüşü iyi oldu‘’

Maçın hakemi Fırat Aydınus devre arası Antalya’da yapılan atletik testi geçemediği için, uzun süre ligde maç alamamıştı. Aradan geçen süreyi belli ki Aydınus çok iyi kullanmış. Kilo verdiği gözlenen Aydınus, oldukça atletik bir görüntü çizdi ve pozisyonlara yakın oldu.

Oyun genelinde; sahadaki oyuncular ve tribündeki seyircilerin hakem kararını merak ettiği bir pozisyon yaşanmadı. Hakem kararını protesto etmek için topu yere vuran Stoch’a ve Volkan Şen’in itirazına gösterdiği sarı kartlar doğruydu. Aynı şekilde Popov’un Volkan Şen’e hareketi de sarı kartı gerektiriyordu. Aydınus yanılmadı.

50. dakikada, Kasımpaşa ceza sahası önünde, Volkan Şen ile Veysel Sarı mücadelesinde çalmadığı faul belki de maçtaki tek hatasıydı. Faulü çalsa Veysel sarı kart görmeliydi.

20 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’2 penaltıyı atladı‘’

Maçı Beşiktaş’ın skor ve oyun olarak rahat kazanması Barış Şimşek’in şansıydı. Oyunun henüz 3. dakikasında Oğuzhan, ceza sahasında topu önüne almış ve avantajlı duruma geçmişken Samardzic, Oğuzhan’ın arkasında kalmıştı. Küçük bir temas bile Oğuzhan’ın dengesini bozardı ki; zaten öyle oldu. Net bir penaltıydı ancak hakem devam dedi.

Maçın 56. dakikasındaki korner atışı sırasında Akhisar oyuncusu Caner, Atiba’yı çekerek düşürdü. Bu sırada korner atışı kullanılmış ve top oyundaydı. Hakem Beşiktaş lehine penaltı düdüğü çalması gerekirken, iki oyuncuyu uyararak korner atışını tekrarlattı. Hakem adına önemli bir hataydı, görüntülerde topun düdük çalınmadan önce oyuna girdiği net olarak görünüyordu.

Quaresma kart görmeliydi

Maçın 85. dakikasında hakemin çaldığı faul düdüğüne sinirlenen Quaresma, topu şiddetli şekilde reklam panolarına doğru vurdu. Bu protestonun karşılığı sarı kart olmalıydı. Arkadaşına sinirlendi diyenler de olabilir ancak bunu arkadaşına da yapsa bu sportmenlik dışı davranış tolere edilebilir bir durum değildi. Quaresma, bu pozisyonda sarı kart görse derbide forma giyme şansını kaybedecekti.

20 Şubat 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI