Arama

Popüler aramalar

‘’Penaltı ve kırmızıyı atladı‘’

Trabzon’da 41 bin kişi önünde oynanan, atmosferi yüksek ve ikili mücadelelerin çoğunlukta olduğu bir maç izledik. Halis Özkahya’yı uzun zamandır ilk defa böyle istekli ve çok koşarken gördüm. Pozisyonlara yakındı, her iki takım için eşit düdükler çalmaya gayret etti. Trabzonspor galibiyeti sonuna kadar hak etti ancak hakemin de bazı hataları oldu.

Değil diyene saygı duyarım

Hakemin en belirgin hatası; 77. dakikada sarı kartla oynayan Yusuf Yazıcı’nın, Tolga’nın ayağına basmasına göstermediği ikinci sarı karttı. Bu dakikada Yusuf Yazıcı kırmızı kartla oyun dışında kalmalıydı, ancak hakem faul dahi çalmadı. 57. dakikada Trabzonspor ceza sahası içinde Uğur Demirok; top için mücadele etmiyorken, pozisyon almaya çalışan Selçuk’u kolundan tuttu. Bu tutmayı hisseden Selçuk da kendini yere bıraktı. Penaltı değil diyenlere de saygı duyarım ancak topsuz alanda yapılan bu ihlale penaltı çalınsa bence daha doğru olurdu.

Poldi 2. sarıyı görmeliydi

Sarı kartla oynayan Podolski’nin 53. dakikada Mas’ı arkadan çekerek düşürdüğü pozisyonda hakem ikinci sarı kartını çıkartabilirdi. Umut vaat eden atak yoktu, Galatasaray savunması yerindeydi ancak Podolski’nin topla oynama ihtimali yokken rakibini arkadan çekmesi sportmenliğe aykırı olarak değerlendirilebilirdi.

Özkahya sessiz kalmamalıydı

Uğur Demirok’un arka arkaya gördüğü iki sarı kart da doğruydu. 70. dakikada Rodrigues’in ∫utunu eliyle kesen Okay sarı kart görmeliydi. Pozisyon dı∫ardaydı, penaltı değildi. 88. dakikada Yasin’in rakibinin ensesine onu küçük dü∫ürür ∫ekilde hafifçe dokunmasına Özkahya sessiz kalmamalıydı, sarı kartını kullanmalıydı. 91. dakikada Galatasaray’ın golünde Cem Hanoğlu’nun ofsayt bayrağı da doğruydu.

19 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’En büyük artısı tecrübesi‘’

Sakatlığı sonrası hatalı maçlar yönetse de MHK ondan hiç vazgeçmedi. Trabzon’a vetolu hakemleri gönderme cesareti olmayan MHK’nin fazla bir seçeneği yoktu. 40 bin taraftar önünde yüksek atmosferde en büyük artısı kokartı ve tecrübesi olacaktır.

Halis Özkahya sezon başı sakatlığı dolayısıyla ligde görev alamadı. 12. haftada sahalara dönen Özkahya; bir hafta hariç, geri kalan haftaların tamamında görev yaptı. Hatalı maçları da olsa; MHK onu hiç dinlendirmedi. Galatasaray-Alanyaspor maçında Buruma’nın rakibine attığı yumruklara ve Karabükspor-Beşiktaş maçında Quaresma’nın rakibine tekmesine kayıtsız kalan Özkahya çok eleştirilmiş ancak hataları büyük takım lehine olduğu için yoluna devam etmişti.

Vasatın altında

Bu sezon genelde Anadolu maçlarında görev yapan Özkahya, geçtiğimiz hafta yönettiği Rizespor-Antalyaspor maçında da vasatın altında bir yönetim sergilemişti. Yukarıdaki anlattıklarımdan yola çıkarsak; oynanacak olan maça maalesef performansa dayalı bir atama yapılmadığını söyleyebiliriz. Yıpranan hakem kadrosu içerisinde, kötülerin iyisi ve iki takımın da en az tepkisini çekebilecek isim tercih edilmiş görünüyor. Trabzonspor’dan vetolu olan hakemleri Trabzon’a gönderme cesareti olmayan MHK’nın elinde çok da fazla seçeneği zaten yoktu.

Yanlış tercih diyemem

Bu pencereden bakınca, “Özkahya neden bu maça atandı, çok yanlış bir tercih oldu” diyemem. 40 bin taraftarın önünde ve yüksek atmosferde oynanacak maçta; kokartı ve tecrübesi Özkahya’nın en büyük artıları.

Sinirli ve gergin ruh hali

Bunun yanında bazı çekincelerimi de dile getirmek istiyorum. Sakatlık sonrası Özkahya maçlarda çok fazla koşmuyor ve tedbirli davranmaya çalışıyor. Belki sakatlığı tam olarak geçmedi, belki de üzerinden sakatlık tedirginliğini atamadı. Özkahya’nın gergin ve sinirli ruh hali de ona bu maçta zarar verebilir. Bu sezon itibariyle hakemlere olan güvenin azalmış olması da, oyuncularla iletişim konusunda onu zora sokabilir.

17 Mart 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Genç hakemden hatasız yönetim‘’

Maçın İngiliz hakemi Michael Oliver, İngiltere’nin ve UEFA’nın gözde hakemlerinden. Henüz 32 yaşında olan genç hakeme, hem İngiltere Futbol Federasyonu hem de UEFA üst düzey maçlar vermekten çekinmiyor. Dün akşamki maçta da İngiliz hakem başarılı bir performans göstererek, kendisi hakkındaki olumlu görüşleri pekiştirmiş oldu.

Quaresma’yı indirdi ama...

Hatasız bir maç yönetti. Maçın 35. dakikasında topla birlikte ceza sahasına giren Quaresma, penaltı bekledi. Yunanlı oyuncunun koluyla Quaresma’ya bir müdahalesi vardı ancak bu, penaltı için yeterli değildi. Hakemin devam kararı doğruydu..

38. dakikada Aboubakar topsuz alanda rakibine kafa attı. Hakemin göremediği bu ihlali yardımcı hakem gördü ve hakeme iletti. Tereddütsüz kırmızı kartını çıkartan Oliver kararında haklı idi. Aboubakar yaptığı hatanın farkında olduğundan karara en ufak bir tepki vermedi ve sahayı terk etti.

17 Mart 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Namoğlu MHK'sından bir skandal daha!‘’

Bir öğretmenin en öncelikli görevi nedir?
Derse hazırlık yapmak, donanımlı olmak, güncel eğitim materyallerini takip etmekten bile önce; dersi olduğunda derse girmek...

Bir doktorun en öncelikli görevi nedir?
Kendini güncellemek, tıp kongrelerini takip etmek, yeni tedavi metotlarını öğrenmekten bile önce; poliklinikteki yerini almak...

Bir hâkimin en öncelikli görevi nedir?
Dava dosyası hakkında bilgi sahibi olmak, ilgili kanun maddelerini yorumlamak, vicdanı kanaatine göre karar vermekten bile önce; duruşma salonuna gelmek...

Peki, bir MHK başkanı ve üyelerinin en öncelikli görevi nedir?
Hakemlere gerekli eğitimleri vermek, genç hakemler yetiştirmek, maçların sorunsuz oynanması için tedbirler almak, FIFA listelerini yapmaktan bile önce; oynanacak bir maça hakem atamak! Bir öğretmen “Okula gelmem gerektiğini unuttum” ya da bir hâkim “Duruşmam bir anda aklımdan çıkmış” diyebilir mi? Ameliyat masasında can çekişen hastası bekleyen doktor: “Hay aksi! Ameliyat olduğunu unutuvermişim” der mi, diyebilir mi? Dediğini var sayalım... O kişi bir daha o mesleği sürdürebilir mi?

İsterseniz tekzip edin!

Bizim Namoğlu MHK’si, bugün oynanacak 2. ve 3. Lig maçlarına hakem atamayı unuttu! Sosyal medya yoluyla benim hatırlatmam üzerine görevlendirmeleri gece 22.00 itibariyle tamamladı. Bu unutkanlığı daha önce de yapmışlardı. Bu günlerde en temel görevini bile unutan MHK’dan; liglerde hakem hataları olmadan maçları oynatmasını bekliyoruz. Daha çok bekleriz!

Namoğlu yarın “Biz hakem atamayı unutmadık, bu haberler gerçeği yansıtmıyor” diye bir açıklama yapabilir. Ben yanlış biliyorsam (-ki doğru olduğuna eminim), bu daha büyük bir skandaldır; şimdiden söyleyeyim...

Daha önce yapılması gereken atamaları yapmayıp, maçların oynanmasını tehlikeye düşürecek kadar beklemek, en kibar ifadeyle görevle dalga geçmektir. Bu bilerek ve isteyerek görevinizi yapmadığınız, savsakladığınız, umursamadığınız; hatta ve hatta bilinçli bir şekilde iş yavaşlattığınız anlamına gelir. Hakemlerin seyahatlerini çekilmez hale getirip, maçlara yorgun çıkmalarına ortam hazırlayarak; oynanacak maçlardaki hakem performanslarını sabote etmektir. Uçuşlara 12 saatten daha az kala en üst sınıftan uçak biletleri alındığından, TFF’yi maddi açıdan zarara uğratmaktır.

Başınıza iş almayın sonra!

Dün okuduğum şu haber hayli ilgimi çekti: “TRT’de ‘psikoloji’ programları yaptırılan Zafer Akıncı’nın, fizik eğitimi aldığı ortaya çıktı. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER), Akıncı hakkında idari ve adli işlemlerin başlatıldığını açıkladı.” Biliyorsunuz MHK yaklaşık iki aydır, “psikolog” Rıdvan Ekmekçi eşliğinde hakemlere mental destek veriyor. Bu kişinin biyografisini inceledim. Beden Eğitimi alanında lisans, işletme alanında doçentlik unvanı almış olduğunu öğrendim. Ekmekçi, Pamukkale Üniversitesi’nde Spor Yönetimi, Rekreasyon ve Organizasyon, Yüzme, Basketbol derslerine giriyor. Uzun yıllar da basketbol hakemliği yapmış.

Şu an Pamukkale Üniversitesi’nde Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı. Tüm araştırmalarıma rağmen psikoloji ile yolu nerede kesişmiş bulamadım. MHK bu şahsı psikolog diye göreve başlattı. Psikolog olmadığını öğrenmiş olacaklar ki önce ‘hakem koçu’, sonra ‘hakem mentörü’ demeye başladılar. Ben bir konuyu çözemedim. Ekmekçi mi ‘psikoloğum’ diyerek MHK’yi yanılttı yoksa MHK psikolog olmadığını bildiği halde, ‘Rıdvan Ekmekçi psikolog’ diyerek federasyon yönetimini mi yanılttı? Umarım yukarıdaki haber birilerine ders olur!

15 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alkışlar Çakır'a‘’

Tecrübeli hakem, maçta kartlarını tutarlı kullandı. Gösterdiği kartların tamamında haklı idi, verdiği kararlarla tartışmalardan uzak bir maç yönetim sergiledi.

Maçın FIFA kokartlı hakemi Cüneyt Çakır, hafta arası Şampiyonlar Ligi’nde başarıyla yönettiği Napoli-Real Madrid maçının moraliyle çıktığı sahada; çok koştu, pozisyonlara yakın oldu ve çaldığı tutarlı düdüklerle her iki takım oyuncularının da güvenini kazandı. Bir tarafta oynadığı futbolla beğeni toplayan Beşiktaş, diğer tarafta bir Anadolu takımı olarak oyunu bozmadan, sürekli golü ve galibiyeti hedefleyen Kayserispor’un mücadelesinde; ufak tefek temasları devam ettiren ve oyunun tempolu oynanmasına katkı sunan Cüneyt Çakır başarılı bir maç yönetti.

İptal kararı doğruydu
21. dakikada ofsayt gerekçesiyle iptal edilen Kayserispor golünde Tarık Ongun’un bayrağı doğruydu. Umut Bulut ofsayt pozisyonundaydı. Çakır, maçta kartlarını tutarlı kullandı. Gösterdiği kartların tamamında haklı idi, verdiği kararlarda tartışmalardan uzak bir maç tamamladı. Beşiktaş’ın ilk golü öncesi Adriano’nun, Deniz Türüç’den topu kazanırken faul
yaptığı yönünde tartışmalar oldu. Orta sahada gerçekleşen bir faul sonrası, kornerle sonuçlanmış bir atağın devamında, kornerden gelen golde hakemi suçlamak zorlama bir eleştiri olur diye düşünüyorum.

13 Mart 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aydınus çok iyi yönetti‘’

Hakem Fırat Aydınus çaldığı doğru düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı. Aynı maçta 3 penaltı kararı verdi ve kritik noktada verdiği bir serbest vuruş sonrası da Galatasaray’ın galibiyet golü geldi.

66. dakikada Chedjou’nun kafa topu mücadelesinde eline gelen top bir penaltıyı gerektiriyordu. Aydınus yanılmadı. Bu penaltının hemen 1.5 dakika sonrasında bu kez Tolga bir kaleci edasıyla topu eliyle oynadı. Aydınus yine doğru bir düdükle penaltı kararı verdi ancak Tolga’ya bir de sarı kart gerekirdi. Maçın 87. dakikasında Rodrigues tam ceza sahasına girecekken Uğur Çiftçi tarafından çekilerek düşürüldü. Aydınus ‘içeride mi, dışarıda mı?’ diye uzunca süre tartışılabilecek bu pozisyonda çok doğru bir karara imza atarak serbest vuruş kararını verdi.

Devam edebilirdi ama...

Aydınus’un Galatasaray lehine çaldığı penaltıyı ise sona bıraktım. Başarılı maç yönetmiş bir hakemi bu penaltı kararından dolayı ağır eleştirmem haksızlık olur ancak bu pozisyonun bana göre penaltı olmadığını da belirtmem gerekir. Top yakın mesafeden ve yerden sekerek geliyor. Top önce Ahmet’in karnının sol tarafına temas ediyor ve Ahmet elini kaçırmaya çalışmasına rağmen, eline temas ediyor. Benim fikrime göre devam daha doğru bir karar olurdu. Tabii sene başından itibaren verilen diğer penaltılarla karşılaştırdığımızda, ‘bu pozisyon penaltı’ diyenlere de itiraz etmem. Dolayısıyla Fırat Aydınus çok iyi bir maç yönetti.

12 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alanya aleyhine çifte hata!‘’

Ali Palabıyık; zevkli ve çekişmeli geçen maçta, kritik ve önemli pozisyonlarla karşılaştı. Bir-iki sarı kart hatası dışında önemli bir kart yanlışına düşmedi. Maçın 10. dakikasında Fabiano’nun yatarak topa temas ettiği pozisyonda Alanyasporlular’ın penaltı beklentileri gereksizdi.

32. dakikada Fenerbahçe’nin ilk golü öncesi Lens topu ceza sahasına doğru gönderdiğinde; Mehmet Topal benim görüşüme göre az farkla da olsa ofsayttaydı. Pozisyonda gol yerine ofsayt kararı verilmesi daha doğru olurdu diye düşünüyorum.

İsmail’in pozisyonu penaltı

42. dakikada ise Fenerbahçe’nin ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünde kararın doğru olduğunu belirtmek isterim. Topal’ın topa temas edip etmediği yönünde tartışmalar var ancak bu tartışmalarının tamamı yersiz. Topal, topa dokunmuş olsa ya da olmasa da bir şey değişmez. Çünkü Topal, aktif oyunun içinde, top için mücadele ediyor ve kaleciyi etkiliyor. 54.dakikada İsmail-Efecan mücadelesinde Alanyalılar yine penaltı bekledi. İsmail, Efecan’ın arkasında kalmıştı ve dikkatsiz şekilde Efecan’ın ayaklarına temas ederek düşmesine sebep oldu. Penaltı yok diyenlere de saygı duyarım ancak bana göre penaltı verilse daha doğru olurdu.

11 Mart 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Namoğlu'na güven tükendi!‘’

MHK cumartesi günü Antalyaspor-Galatasaray maçının 4. hakemi Serkan Çınar’ı değiştirerek yerine Hakan Ceylan’ı atadı. TFF, sosyal medya hesabından, Çınar’ın sakatlandığı için bu maçtan alındığını duyurdu. Çınar, iki hafta önce yönettiği Antalyaspor maçında hatalar yapmış ve şehrin tepkisini çekmişti.

Her şey o kadar açıktı ki! Namoğlu, Antalyaspor kanadının tepkilerine direnemedi, hata yaptığını fark etti ve hakemi değiştirdi. “Görülen lüzum üzerine” diyemedi, sapasağlam adama “sakat” dedi. Buna TFF’nin kurumsal kimliğini de alet etti.

Serkan Çınar’ın gerçekten sakatlandığını düşünelim. Günün sonunda Namoğlu’na olan inanç o kadar azalmış ki, bu sakatlık doğru da olsa artık kimse ona inanmıyor. “Bu işte bir iş var!” diye mevzuya yaklaşıyor. Bir de olayın Serkan Çınar tarafı var. Süper Lig’de maç emanet ettiğimiz, dürüstlüğüne inandığımız bir hakem; amirinin talimatına uyarak “sakatım!” diyebiliyor ve doğruları gizliyor!

Yaşananları görmezden gelmek

Adanaspor-Konyaspor maçı çıkan olaylara rağmen geç de olsa tamamlandı. Önce maçı anlatan spiker, devamında maçı yorumlayanlar; hakemin maçı bitirme gayretini övdüler. Aklıma şu sorular geldi: “Bir hakemin görevi ne olursa olsun maçı bitirmek için çaba sarf etmek midir? Sahaya atılan maddeler oyunun devamına engel oluyorsa, futbol müsabaka talimatı neyi emretmektedir? Böyle bir maçın devam ettiğine üst düzey liglerin herhangi birinde şahit oldunuz mu? Bu maç kalan sürede Adanaspor’un bulacağı gol ya da gollerle tamamlansaydı, Konyaspor kanadının tepkisi ne olurdu? Ali Çamdalı’nın uzattığı bıçağı görmüyormuş gibi yapmak, oyun tekrar başladıktan sonra olayların olduğu tarafa bakmadan maçı yönetmek, ne olursa olsun maçı tamamlamak; takdir edilecek bir hakem yönetimi midir?”

Hakemlerimize sahip çıkalım

Çok konuşulan Fenerbahçe maçının bitimiyle birlikte, Koray topu Alper Ulusoy’un üzerine vurdu ve sarı kart gördü. Bu onun ikinci sarı kartı olduğu için de kart kırmızıya döndü. Koray bu davranışı, “hakemi protesto etmek, küçük düşürmek, otoritesini sarsmak, onurunu kırmak” için yaptı. O halde neden sarı kart gördü? Bu hareketin karşılığı direk kırmızı karttır!

Topal’ın topu eliyle düzelttiğini, Adam Maher’in tokatını göremeyebilirsin. Bunu anlayabilirim ama bu sarı kartı anlayamam. Giydiği formanın ve kendisinin onurunu korumak bir hakemin en önde gelen sorumluluğudur. “Hakemlerimize sahip çıkalım” cümlesi kulağa hoş geliyor ama hakemlerimizin herkesten önce kendi kişilik ve onurlarına sahip çıkmaları gerekmiyor mu?

Kadınların günü kutlu olsun

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Başta eşim ve kadın hakemlerimiz olmak üzere tüm kadınların gününü kutlarım. Biliyorsunuz! Ülkemizde, kadın hakem ve gözlemciler Namoğlu’ndan vetolu. Soranlara: “Dünyanın hiçbir yerinde bayanların; erkek maçlarında hakemlik, gözlemcilik yaptığına şahit olamazsınız!” diyormuş. Doğruyu öğrenmesi açısından birkaç örnek vereyim.
Ülkemizde Lale Orta, Süper Lig dahil birçok ligde maç yönetti. Mustafa Çulcu başkanlığında MHK üyeliği ve FIFA gözlemciliği yaptı. Seçim Demirel, Süper Lig ve 1. Lig’de yardımcı hakemlik yaptı.

Ingrid Jonsson ise İsveçli eski kadın hakem. Eski FIFA hakem komitesi üyeliği, FIFA U20 Erkekler Dünya Kupası’nda Cüneyt Çakır’ın gözlemciliğini yaptı.

Dagmar Damkova da Çek Cumhuriyeti’nde Süper Lig hakemiydi. Şu an Çek Cumhuriyeti’nde MHK başkanı, aynı zamanda hem FİFA hem de UEFA Hakem Kurulu üyesi.

Stenhaus’u tanımayan yoktur. Almanya Bundesliga B’de hakem, Bundesliga A’da ise 4. hakem.

Sean Massey, Premier Lig’in değişmeyen yardımcı hakemi. En son Arsenal maçında izledik. Namoğlu, İngiliz hakem modeli hayranı ama gözünden kaçmış demek ki...

08 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI