Arama

Popüler aramalar

‘’Burak'a penaltı Trabzon'a 2 kırmızı‘’

Maçın 17. dakikası oynanırken; yere düşen Fofana’nın baldırına, Pereira; hedefinde top yokken tabanıyla bastı. Hakemlere verilen talimata göre, ‘Topsuz alanda yapılan bu tür müdahalelerde şiddet aranmaz’. Pereira bu pozisyonda kırmızı kart görmeliydi ancak Göçek sarı kart dahi göstermedi. 19. dakikada Moke’nin Burak’ı koluyla itmesi, penaltıydı. Ancak Burak’ın vücudu hakemin görüş açısını kapatıyor. Bu yüzden hakemi fazla eleştiremem. 52. dakikada Durica’nın, ayak bileğini kırdığı pozisyonda Göçek sarı kart gösterdi ama aslında Durica’yı atmalıydı. Çünkü Durica hız alarak, şiddetli ve acımasız şekilde rakibinin bileğine basmıştı.

14 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Devam kararı verilmeliydi‘’

Dün gece seyircisiz ve aşırı sıcakta oynanan maçın genelinde Çakır başarılı bir görüntü verdi. Kararlarında ve kartlarda standardını korudu. Bir pozisyon dışında başarılıydı. O pozisyon da 63. dakikada yaşandı. Beşiktaş lehine çaldığı penaltı düdüğü Çakır’ın kalitesine yakışmadı. Cenk-Diego mücadelesinde; Diego’nun Cenk’e penaltıyı gerektirecek önemli bir teması yoktu. Cenk kendini kolay yere bıraktı. Çakır oyunu devam ettirse, daha doğru olurdu.

14 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırat Aydınus sorunsuz yönetti‘’

Maçın hakemi Fırat Aydınus ve ekibi, tıpkı iki takım gibi bu sezon ilk kez görücüye çıkmış oldular. Maç ilk dakikadan itibaren, seyirci taşkınlıklarını saymazsak; oyuncular açısından sakin ve centilmence oynandı. Aydınus ’un yapmış olduğu ufak, tefek hatalar vardı ancak bunlar sonuca tesir edecek ve ağır eleştiri gerektirecek hatalar değildi. Aydınus yılların verdiği tecrübe ve futbol bilgisiyle tartışmalara mahal vermeden maçı tamamlamış oldu.

Tek hatası sarı kart!

Henüz 5. dakikada Traore-Beck mücadelesinde Traore net bir şekilde Beck’in ayağına bastı. Karar sarı kart olmalıydı ancak Aydınus elini cebine götürmedi. Burada 4. hakem Umut Meler, Aydınus’u uyarmalıydı. İlk yarının uzatma dakikaları oynanırken, Babel’in şutunda top; savunmada Ali Turan’ın önce vücuduna, devamında kapalı olan sol koluna çarptı. Beşiktaşlı futbolcular bu pozisyonda penaltı beklediler. Ancak Aydınus ’un devam kararı doğruydu.

Umarım böyle gider

Maçın 90. dakikasında Pepe ’nin, Jonsson’a müdahalesi net bir penaltıydı. Aydınus son dakikada kritik ve doğru bir düdükle kupanın sahibini belirlemiş oldu. Fırat Aydınus’un sezonun ilk önemli maçının sorunsuz atlatması ve lige iyi bir başlangıç yapması; umarım tüm hakemlere moral olur.

07 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemler İhsan abisini kaybetti‘’

*Türkiye Futbol Direktörümüzün adı bir kavgaya karışıyor. “Benim ailem ve ülkem çok büyük değerdir. Onların hiç birine laf söyletmeyeceğimi bilmeniz gerekir. Bu değerlere laf söylendiğinde gereğini yapmadığım olmamıştır. Bugün olsa yine aynısını yaparım.” diyor.

*Milli kalecimiz Volkan Demirel, milli maçı terk ediyor: “Eşime ve 10 aylık kızıma edilen küfürler beni çileden çıkardı!” diyerek kendini savunuyor.

*Milli takımımızın kaptanı, uçakta bir gazeteci abimize saldırıyor: “Ben futbolu bırakırım ama aileme, şerefime laf söyletmem!” diyor. Yaptığı yanlışı “aile” kavramını kullanarak haklı gerekçelere bağlıyor.

*Emre Belezoğlu, maç bitimi stattan ayrılırken bir taraftara saldırıyor, olay takım arkadaşlarıyla birlikte gazeteci tartaklamaya kadar gidiyor. Emre: “Adam gelmiş yüzüme karşı anneme, aileme küfür ediyor. Buna karşılık ne yapmamı bekliyorlar?” diyor.

*Tosic, kırmızı kart görüyor: “Van Persie aileme küfür etti.”, Sabri kavga ediyor, oyundan atılıyor “Volkan anneme ağıza alınmayacak küfürler etti” diyerek haklılıklarını dile getiriyor.

Kim ya da kimler!

12 Eylül 2015 tarihinde oğlunun yönettiği Galatasaray-Mersin İdman Yurdu maçını tribünde izlerken, ailesine edilen küfürlere çok içerleyen İhsan Kalkavan (Mete Kalkavan’ın babası) 80. dakikada stadı terk ettikten sonra bindiği takside kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılıyor. Maalesef İhsan abi, 2 yıldır sürdürdüğü hayat mücadelesini geçtiğimiz Pazar günü kaybediyor. İhsan abinin kalp krizi geçirmesini tetikleyen bu küfür olayı kamuoyuna yansımasına rağmen; “Şeref tribününde bu küfrü eden kim ya da kimler, neden müdahale edilmedi?” gibi sorular o gün de sorulmadı, bu günlerde de sorulmuyor. Yukarıda sıraladığım olayların hiçbirisi kadar mevzu edilmiyor.

Unutulmaması gerekir ki, hakemlerin de bir ailesi var ve küfrü asla hak etmiyorlar. Hakemlerin aileleri de en az diğer aileler kadar değerli. 20 yılı aşkın süre hakemlik yaptım. Annem, babam, eşim, çocuklarım tribünden bir tek maçımı dahi izlemediler. Daha doğrusu izleyemediler. Ben böyle bir şeye cesaret edemedim. Eminim Mete Kalkavan da babasının bu maça gelmemesini babasından istemiş ama sonuç alamamıştır. Bu ölümün arkasındaki saklı olan dram, kolayca kabul edilecek bir olay değildir. Yukarıda sıraladığım “aile ve küfür” mevzularından daha önemsiz de değildir. Bir cana sebep olmuştur. Volkan Demirel’e küfür eden şahıs nasıl tespit edilip, cezalandırılıyorsa; Kalkavan ailesine küfür eden kişi ya da kişiler de tespit edilip cezalandırılmalıydı. Belki de geç kalınmış sayılmaz, halen gereken yapılabilir.

Sevilen ve saygı duyulan...

İhsan abinin vefatına çok üzüldüm. Kalkavan ailesine sabır, merhum İhsan abiye rahmet dilerim. Hakemler arasında çok sevilen ve saygı duyulan bir kişiydi, hakemlerin İhsan abisiydi. Hakemlere yakınlık gösterir, her konuda yardımcı olmaya çalışırdı. Mekânı cennet olsun.

26 Temmuz 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Namoğlu torpilde sınır tanımıyor‘’

Merkez Hakem Kurulu önümüzdeki yıl liglerde görev yapacak hakem ve gözlemci kadrolarını 7 Temmuz 2017 tarihinde açıkladı. Aradan 10 gün geçmeden aynı kurul yeni bir karar alarak, Süper Lig gözlemci kadrosunda eksiklik olduğunu ve yeni bir değerlendirme yapacağını duyurdu. Varsa bir eksiklik neden 10 gün önce tamamlanmadı anlayamadım.

10 gün önce açıklanan kadroda; yıl içinde hatalı ve eksik rapor yazan gözlemciler amatör lig kadrosuna gönderilmişti. Ancak görevli olduğu maça 35 dakika geç giden ve izlemediği bölümler için de izlemiş gibi rapor yazan bir gözlemci klasmanındaki yerini korumuştu. Namoğlu konudan bilgisi olmasına rağmen, bu gözlemciyle ilgili herhangi bir disiplin soruşturmasına gerek görmemiş; aksine bu gözlemciye maç vermeye devam etmiş ve yılsonunda en fazla görev verilen gözlemci yapmıştı.

Demirören ne düşünüyor?

Merak ediyorum

Anlaşılıyor ki Namoğlu; bu gözlemci için bu kadar iltiması bile yeterli görmedi. Görevini aksatan ve TFF’nin kurumsal kimliğini zedeleyen bu ismi “Süper Lig kadrosunda eksiklikler var!” diyerek, bu gün itibariyle Riva’ya davet etti. Onu Süper Lig gözlemcisi yapmaya hazırlanıyor. “Yaptım bir torpil, hiç değilse tamamına erdireyim!” diye düşünüyor olmalı!

Merak ediyorum... Görevini aksatan ve TFF’nin saygınlığını zedeleyen görevlilerin cezalandırılması gerekirken, böyle bir ismin; bugün Riva tesislerinin koridorlarında ödüllendirilmek için beklediğini Sayın Yıldırım Demirören biliyor mu? Ya da diğer yönetim kurulu üyeleri... Eğer biliyorlarsa, böyle bir yanlışa nasıl müsaade edebiliyorlar?

Kafa kafaya verdi!

Süper Lig’e terfi eden bir hakemin, hakem forması ve düdüğüyle katıldığı eğlencedeki fotoğraflarını konu eden bir yazı kaleme almıştım. Konu birçok basın organında da haber olmuştu. Namoğlu bahse konu hakemle ilgili disiplin soruşturması başlatmadı, aksine bu fotoğrafları sahiplendi. Kurulundan iki üye kafa kafaya verdi, o fotoğrafları kendilerince haklı çıkartacak bir metin kaleme aldılar ve hakemin eline tutuşturarak basın açıklaması yaptırdılar.

İnsanüstü emek!

“Üzerinden çok zaman geçti!” demeye getirdiler. Maalesef “Hakemlik ahlakının dünü, bugünü, yarını olmaz!” diyemediler. Ama bir konuyu atlamışlar, hatırlatmak isterim. Açıklamada fotoğrafların çekildiği tarih olarak 04.11.2012 tarihi işaret edilmiş. Oysaki bahse konu hakem o tarihte Aydın’da bir maçta görevli. Belli ki baloya katılmak için maçtan sonra insanüstü bir emek harcamış, Aydın-Çanakkale arasındaki 500 km yolu dönmeyi başarmış(!) Ancak üzerinden formasını çıkartacak ve elinden düdüğünü bırakacak zaman bulamamış! İnanırsanız tabi...

18 Temmuz 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem dünyasında bir skandal daha‘’

Hakemlik sadece sahada değildir. Hakem kültüründe asıl olan saha dışıdır. Hakem, hakem ahlakına sıkı sıkıya sahip olmalıdır. Bir hakem, sosyal yaşamı ve davranışları ile hakem camiasını küçük düşürecek davranış sergileyemez; milli, ahlaki ve hakemlik kültürüne aykırı hareket edemez. Eğer bunları göz ardı ediyorsa; Disiplin Kurulları tarafından lisansı iptal edilir. Bu husus “Hakem Talimatında” da açıkça belirtilmiştir.

Şimdi bunları neden yazdığımı düşünüyorsunuzdur... Açıklayayım... Dün öyle bir fotoğraf elime geçti ki, hala şaşkınlığım devam ediyor. Bir hakem, şerefli hakem formasını “paçavra” etmiş, bir yandan da eğlencenin dibine vuruyor!

Paraşütle Süper Lig’e

Dahası, bu fotoğraf karesindeki hakem, 3 gün önce Namoğlu tarafından Süper Lig hakemi yapılmış biri. Hem de böyle bir durumda, hakem talimatı “Hakemin lisansı iptal edilmelidir!” derken. Namoğlu aldırış etmeyerek, bu hakemi paraşütle Süper Lig hakemliğine indirmiş. İlk ikinci lig maçını 24 Ekim 2015’te yönetmiş bu hakemi, çok değil, 18 ayın sonunda, önündeki hakemlerin üzerinden atlatarak zirveye getirmiş.

Baştan savmalık budur

Bir hakem ki; “şerefli hakem formasını” günlük eğlencelerine meze ediyor, şerefli formamıza “paçavra” muamelesi yapıyor, bu halini çekinmeden sosyal medyada eğlence malzemesi yapıyor. Sonrasında ise bu hakem, Süper Lig hakemi yapılıyor. Ayrıca bu fotoğrafın yeni olmadığını, bir-iki yıldır elden ele dolaştığını da belirtmek isterim.

İnsan değeri bilmeyen, her şeye hakları olduğuna inanan, Riva’da oturdukları konforlu koltuklarında hakemliği yönettiklerini sanan Namoğlu ve ekibi, bu hakemi Süper Lig’e alarak büyük bir hataya imza atmışlardır. Türkiye’nin en seçkin hakemleri diye açıkladıkları 22 kişilik listeye koydukları bu isim, onların bu listeleri ne kadar baştan savma yaptıklarının göstergesidir.

İstifa müessesesi unutuldu

Şimdi bekliyorum. Bana ulaşan bu fotoğraf karesi, muhtemeldir ki, Namoğlu’nun eline de ulaşmıştır ya da ulaşmak üzeredir. Bu fotoğraftaki hakemle ve kendisiyle ilgili nasıl bir karar alacak, meraktayım... Eğer halen bahsettiğim fotoğraf ona ulaşmamışsa, kendisine ben gönderebilirim.

Bu büyük yanlış; önce Bölge Sorumlusu Murat Ilgaz’ın, sonra da Türk hakemliğinin yegâne sorumlusu Yusuf Namoğlu’nundur. Şimdi Namoğlu ve Ilgaz; Murathan Mungan’ın “Türkiye’de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız” sözünden feyz (!) alıp, “Bunun neresi rezillik?” diyerek, TFF başkanı Yıldırım Demirören’i her yeni gün biraz daha zorda bırakmaya devam mı edecekler; ya da istifa diye bir müessesenin de olduğunu hatırlayacaklar mı? Bekleyip göreceğiz.

10 Temmuz 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu lig zor biter!‘’

Mustafa Öğretmenoğlu, Koray Gencerler, Ali Şansalan ve Bahattin Şimşek Süper Lig hakemi oldular. Öğretmenoğlu ve Gencerler’eiade-i itibar yapılmış görünüyor. Geçtiğimiz yıl, hak etmedikleri halde, Kuddusi Müftüoğlu tarafından bir alt lige düşürülmüşlerdi. Hak ettikleri yere geri döndüler.

Şansalan ve Şimşek’in; bir ay kadar önce, bir gecede hakem talimatında değiştirilen iki kelime ile Süper Lig hakemi olmaları sağlandı. Görevdeki MHK hak, hukuk, adalet kavramlarını bir yana bırakarak; bu iki ismi terfi ettirmiş oldu.

Tolga Özkalfa’ya haksızlık
Tolga Özkalfa, Bülent Birincioğlu, Kutluhan Bilgiç ve Abdulkadir BitigenSüper Lig kadrosundan çıkartıldı. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz… Bu ülkede Tolga Özkalfa, hakem kadrosunun tel tel döküldüğü bir dönemde, 22 kişilik kadronun içinde yer alacak bir isimdi.

Diğer üç isme ise Namoğlu 34 hafta boyunca sadece 1 kez görev verdi. Bu isimlere TFF onca yatırım yapmış, para harcamış, emek vermiş; Süper Lig kadrosuna kadar getirmişti. Namoğlu bu hakemlere 34 haftada ,sadece tek bir hafta görev vererek bir alt lige göndermiştir. Yerine aldığı isimleri de gökten zembille indirmiştir. Tek bir maçla bu hakemler hakkında nasıl bir kanaate vardı ve bir alt lige gönderdi bilemedim.

İddia ediyorum…
İddia ediyorum, bu kadrolar hiçbir hazırlık yapılmadan, hakemler rasyonel olarak değerlendirilmeden; ezbere ve adam kayırma üzerine inşa edilmiştir. Tüm liglerdeki hakem kadrolarını tek tek incelediğinizde, haksızlığın ve maddi hataların hangi boyutta olduğunu çok rahat görebilirsiniz. Yeri geldikçe bunlardan elbette bahsedeceğim.

Sadece bir örnek
Yardımcı hakem Serkan Gencerler, dün itibariyle kadrodan çıkartıldı. Çok değil, bundan 10 gün önce Yusuf Namoğlu bu hakemi Avrupa Ligi ön eleme maçında Alper Ulusoy’un yardımcısı olarak görevlendirmiş ve ismini UEFA’ya bildirmişti. Maç 18 Temmuz’da oynanacak ama Gencerler klasmanı gereği artık bu maça çıkamaz. UEFA ile görüşülerek, bu ismin değişmesi gerekecek.

Namoğlu planlı programlı çalışan birisi olsa, 10 gün sonra “başarısız” diyerek düşüreceği bir hakeme, 10 gün önce Avrupa’da görev verir mi? Bizi Avrupa’ya rezil eder mi? İddia ediyorum Namoğlu’na sorsan Serkan Gencerler kim, bilmez…Bir keresinde, benim yanımda; Kamil Abitoğlu ile onu Halis Özkahya zannederek sohbet etmişti. Abitoğlu da bozuntuya vermemişti.

Hazırlıklı olun
Hakemlikten bu kadar kopmuş, isimleri hatırlamakta dahi zorlanan bir kişinin hakemleri belirlemesine müsaade eden ve önümüzdeki yılda Türk hakemliğini ona emanet edenler; 2017-2018 sezonunda yaşanacaklara da hazırlıklı olsunlar derim…


08 Temmuz 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Video hakemler uzaydan gelecek!‘’

Kamuoyu Konfederasyon Kupası ile birlikte, Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulaması hakkında asgari düzeyde de olsa, bir fikir sahibi oldu. Bir kesim, bu uygulamayı “Büyük bir devrim ve mükemmel bir yenilik” gibi görürken; belli bir kesim de kabullenemedi ve “Futbolun ruhuna aykırı” diye görüş bildirdi. Bilindiği üzere ülke olarak bu konuda çok hevesliyiz. VAR için sürekli tarih belirliyoruz. Son belirlediğimiz tarih ise nümüzdeki Ocak ayı. Daha önce de söylemiştim: Sağlıklı bir şekilde, Ocak ayında, sistemi uygulamaya başlamamız mümkün değil!

Gümüşdağ istiyor ama...

Kulüpler Birliği Başkanı Gümüşdağ, VAR için çok fazla çaba sarf ediyor. TFF Başkanı Demirören ilk denemeye bizzat katılarak, sistemi desteklediği mesajını verdi. Buraya kadar sorun yok. Ben VAR konusunda Namoğlu’nun samimi olmadığını ve kamuoyunu yanılttığını düşünüyorum. Bu sistemde video odasında 3 hakem bulunacak. Mevcut yapıda her maça 4 hakem atanıyor. VAR sistemi başladığında, her maça 7 hakem atanacak. Yani %75 daha fazla hakeme ihtiyaç duyulacak! Sistem video odasındaki 3 hakemden 2’sinin, sahada düdük çalan hakemlerden seçilmesini emrediyor. Yani Cüneyt Çakır düdük çalıyorsa, video başında Hüseyin Göçek ve Mete Kalkavan gibi iki isim olacak. Biz her hafta oynanan 9 maça hakem bulamakta zorlanırken, her hafta 27 hakeme ihtiyacımız olacak. Şu an için Süper Lig kadrosunda 22 hakem var. Onların da sadece 15’i düzenli olarak ligde düdük çalabiliyor. Kısacası sistemi hayata geçirebilmek için yeterli ve yetişmiş hakem kadromuz yok!

Eğitim bile yok!

Konfederasyon kupasında gördük. Sistemin kalbinde yardımcı hakemler yer alıyor. Değişen her 4 karardan 3’ü yardımcı hakem kararları... Ancak henüz yardımcı hakemlerle VAR konusunda yapılmış tek saat eğitim yok. Örnekler ortada! Güney Kore’de Cüneyt Çakır sahada düdük çalarken ona video başında İskoçya’nın 1 numarası William Collum yardımcı oluyordu. Kamerun-Şili maçını gördük. Sahada Damir Skomina var, video başında Fransa’nın 1 numarası Turpin. Onun yanında Senegalli Diedhiou! Tecrübe, bilgi, birikim, stresle başa çıkma konusunda dünya markası isimler. Ona rağmen iki gün önce Almanya Kamerun maçında hakem VAR yardımıyla 2 kez karar değiştirdi, 5 dakika sonunda oyuncu kırmızı kart görebildi.

Anlatırsa iyi olur!

Bizde nasıl olacak? Kadromuz müsait değil. Süper Lig’de sürekli düdük çalan 15 hakemimiz var. İleriye dönük bir hazırlığımız yok. Uzaydan hakem getirme şansımız hiç yok. Sahada Fırat Aydınus’un, Halis Özkahya’nın yanlış verdiği kararı düzeltme görevini 2. Lig hakemlerine mi bırakacağız? Namoğlu “Olmaz, olamaz, yetişmez, birbirimizi kandırmayalım” demiyor, olayları akışına bırakmış bizim gibi o da izliyor! Sistemi Ocak ayına kadar yetiştirebilecek nasıl bir planı olduğunu anlatsa da, biz de öğrensek!

27 Haziran 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI