Arama

Popüler aramalar

‘’Penaltılar doğru 2 hata var‘’

Maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu, ekibi ile birlikte dün gece başarılı bir yönetime imza attı. Özellikle pozisyonlara yakın oluşu ve faullerde yakaladığı doğruluk oranı ilk dakikalardan itibaren işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Maçın 55 ve 58. dakikalarında art arda çaldığı iki penaltı düdüğünde de haklıydı. İki pozisyonda da yeri çok iyiydi ve tereddütsüz bir şekilde beyaz noktayı gösterdi. İlk yarının son dakikalarında Podolski’nin ayağına basan Renan’a ve maçın son dakikalarında Cem Özdemir’in topuğuna basan Sneijder’e göstermediği sarı kartlar, Yaşar Kemal Uğurlu’nun maçtaki ender iki hatasıydı.

Yardımcılar dikkatliydi

Böylesine başarılı bir maç çıkartan hakem için bu iki kart hatası da ‘nazarlık’ oldu diyebiliriz. Bir parantez de yardımcı hakemler Serkan Olguncan ve Serkan Çimen için açalım. Maç süresince çok dikkatliydiler ve hatasız bir maç çıkarttılar. Hakemin başarısında onların da payı göz ardı edilemezdi.

04 Nisan 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kritik kararları doğru verdi‘’

Karadeniz derbisinde görev yapan Halil Umut Meler oyun genelinde doğruluk oranı yüksek düdükler çaldı. Önümüzdeki hafta oynanacak Beşiktaş maçında cezalı duruma düşen N’Doye’ye gösterdiği sarı kartta haklı idi. Bir pozisyon dışında kart hatası yapmadığını düşünüyorum. 20. dakika oynanırken Kweuke’nin yerde kaldığı pozisyonda, Rizesporlular’ın penaltı beklentisi gereksizdi. Trabzonsporlu oyuncu topa temas etmişti. Meler’inTrabzonspor’un galibiyet golü öncesi ‘kaleciye pas’ değerlendirmesi doğru idi. Rizesporlu oyuncu bilerek ve isteyerek ayağıyla kalecisine pas vermişti.

Penaltı yoktu

Maçın 42. dakikasında Trabzonspor ceza sahası içinde Rizesporlu Nosa ile Trabzonsporlu Durica’nın kafa topu mücadelesinde, iki oyuncu yere düşerken top Durica’nın koluna temas etti. Durica’nın kolu doğal konumdaydı ve elinin topa doğru bir hareketi olmamıştı. Dolayısıyla penaltı yok. Hakemin devam kararı doğruydu.

03 Nisan 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olumsuz kararı yoktu!‘’

Maçın hakemi Serkan Çınar Vodefone Arena’da oynanan 16 maçta 4. kez düdük çalarak, ilginç bir istatistiğe imza attı. Oyunun ilk dakikalarından itibaren, Beşiktaş’ın ezici üstünlüğüyle oynanan maçta; skora ve oyunun gidişatına etki edecek olumsuz bir kararı olmadı. Çınar son düdüğü çaldığında, arkasında tartışılacak bir karar bırakmadı ve oyun genelinde başarılıydı. Beşiktaş’ın ilk golünden önce Politevich’e Babel’in, faulü gerektirecek bir müdahalesi yoktu.

Güçlü olmalıydı

Hakemin oyunu devam ettirmesi ve gol kararı vermesi doğruydu. Hakemi eleştireceğim tek bir pozisyon var. 21. dakikada oyun gerginleşince, her iki teknik direktörün dördüncü hakeme ve Çınar’a aşırı itirazları ve tepkileri oldu. Burada iki teknik direktörü de mahcup bir ifadeyle değil, güçlü ve kararlı bir beden diliyle uyarmalıydı.

03 Nisan 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yusuf Namoğlu dalga mı geçiyor?‘’

Şampiyonluğa oynayan Başakşehir ve Beşiktaş ’ın maçları haftanın en önemli maçları durumunda. Dolayısıyla bu maçları yönetecek hakemler de titizlikle seçilmeli. Lider Beşiktaş ’ın maçında görev yapacak Serkan Çınar bu sezonun performansı en düşük 2-3 hakeminden biri. Son haftalarda yönettiği Süper Lig ve 1. Lig maçlarında sonuca tesir eden ödemli hataları var. Bu sezon tartışılmadığı maç neredeyse yok gibi! En son görev yaptığı Konyaspor-Antalyaspor maçındaki yönetimi nedeniyle uzun bir süre Süper Lig ’de maç alamadı. Bu sırada yönettiği 1. Lig maçlarında da başarısız oldu. Böyle bir isim; maçsız geçen 50 günün ardından nasıl olup da liderin maçına atandı, anlayamadım.

Yanlış ortada

Başakşehir maçında ise Mete Kalkavan ’a görev verilmiş. O da en son Antalyaspor-Beşiktaş maçındaydı. Aboubakar ’a gösterdiği kırmızı kartla önemli bir hataya imza atmıştı. Öyle ki taraflı tarafsız tüm kamuoyu ve hakem yorumcuları bu kartın yanlış olduğu konusunda hemfikirken; Namoğlu dalga geçercesine bu haftanın en önemli maçlarından birine Kalkavan ’ı atamaktan çekinmedi.

Dengeler bozuldu

Sayın Namoğlu: Hakem atama yetkisi; adaletten şaşmadan, hak edene hak ettiği görevi tevdi etmeniz için size verilmiştir. Yaptığınız bu iki atama, geri kalan tüm hakemlerin dengesini bozmuştur. O zaman size şunu sorarım: “ Haftalardır Barış Şimşek, Tolga Özkalfa neden maç alamıyorlar? Sakın ‘ hatalı maç yönettiler’ demeyin! Son haftaların en çok hata yapan isimlerini, en önemli maçlara atadınız. Özkalfa ve Şimşek ’e maç vermemenizin nedeni, bazı kulüp başkanlarından korktuğunuz için olmasın!

31 Mart 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Video hakem de insan!‘’

Video hakemlik gündemimizden hiç düşmüyor. “Video hakem (VAR) gelecek, dertler bitecek!” gibi bir hava esiyor. Bir konuyu atlamayalım. Video hakemler de her pozisyonu doğru bir şekilde çözemeyecek. “Hakem de insan, hata yapar” diyoruz ya, video hakemler de insan olacak, hatırlatırım.

Hakemlerin haberi yok

Daha önce Mart ayında denenmeye başlayacağı duyurulan sistem, henüz başlayamadı. Pazar akşamı en yetkili ağızdan “Nisan’da başlıyoruz” cümlesini duyduk. Anlaşılan henüz hangi ligde ve hangi sıklıkta deneyeceğimiz belli değil. Denemeye başlanacak olması, sistemin emeklemeye başlaması anlamına geliyor. Çünkü IFAB’ın bu konuda vereceği izin, tespitlerin kayda alınmasına dayalı. Sadece hakem hataları tespit edilecek ve bu kayıt altına alınacak. Sahadaki hakemin bundan haberi olmayacak.

Seneye başlamaz

IFAB bu denemeleri takip edecek. Görüntü bulma, izleme, karar verme sürelerini ve yetilerini kontrol edecek. “Siz bu aşamayı başarıyla geçtiniz” derse ancak o zaman sistem sahada denenmeye başlanacak. Oysa ki ligimiz 9 hafta sonra bitiyor. Dolayısıyla “önümüzdeki sezon bu sistemi hayata geçireceğiz” açıklamaları bana çok gerçekçi gelmiyor. Daha yememiz gereken çok fırın ekmek var ancak henüz biz fırını yakamadık bile.

29 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aboubakar'ın kırmızısı‘’

Bu hafta Aboubakar’ın kırmızı kartı çok fazla tartışma konusu oldu. Doğru diyenler de vardı, benim gibi yanlış diyenler de. Olayı netleştirmek için bize yol gösterecek yegâne kaynak Futbol Oyun Kuralları kitabıdır.
Kitapta aynen şöyle yazıyor: “Bir oyuncu, kalecinin topu elinden çıkarmasına engel olursa veya topu elinden çıkartırken topa vurur ya da vurmaya teşebbüs ederse, aleyhine bir endirekt serbest vuruş verilir.”
Kitapta ifadeler çok net. Eğer bir oyuncu yukarıdaki bu ihlali yapıyorsa, kart verilir demiyor, sadece “Endirekt serbest vuruş verilir” diyor.
Sarı kart için daha fazlası gerekir. Nedir bunlar?
1-Aynı oyuncu bu davranışıyla oyun kurallarını sürekli ihlal ediyorsa,
2-Sportmenlik dışı davranışta bulunuyorsa (Umut vaat eden atağı önlüyorsa, oyuna karşı saygısının olmadığını gösteriyorsa, rakip oyuncunun dikkatini sözel olarak dağıtıyorsa, yaptığı ihlali kontrolsüz bir şekilde yapıyorsa)
Görüyorsunuz. Bazılarının ifade ettiği gibi “Kalecinin elindeki topu oyuna sokmasına engel olmanın cezası sarı karttır” diye bir ifade kesinlikle kuralda yok. Dolayısıyla Aboubakar’ın sarı kartının mantıklı bir dayanağı da yok.

Hakemler yıpranıyor!

Bu hafta benim gündeme getirdiğim bir konu vardı. Fırat Aydınus bu sezon Fenerbahçe’nin 5. kez bir maçında görev yaptı. Maçların tamamının iç saha maçı olması da farklı bir konuydu. Çeşitli istatistikler yayınlandı. Aydınus Kadıköy’de, birçok Fenerbahçeli futbolcudan daha fazla süre almıştı!
Bir diğer dikkat çekici açıklama da Antalyaspor Başkanı’ndan geldi. “Mete Kalkavan Beşiktaşlı damgası yemiş bir hakem” dedi. Mete Kalkavan’ın yönettiği maçlarda verdiği hatalı kararlardan bu sonuca varmış olduğunu düşündüm.
Hakemin takımı olmaz
Ne Aydınus’un, ne de Kalkavan’ın gönlünde bir takım olduğuna inanmam. Hakemlerin gönlünde olan tek şey başarılı olma, hatasız maç yönetme arzusudur. Fakat MHK’nin yanlış uygulamaları, atama yanlışları hakemleri bu şekilde tartışılır kılmaktadır. Bu sezon tek bir Beşiktaş maçı yönetmemiş Aydınus’u, 5. kez bir Fenerbahçe maçına atarsanız; hakeminizi zor durumda bırakırsınız, kafasını karıştırırsınız ancak bunda hakemin bir suçu yoktur.
Sürekli aynı hakemi aynı takımın maçına vermek ya da sürekli göz önündeki maçları aynı hakemlere yönettirmek, onları yıpratır ve kamuoyu nezdinde kredilerini çabuk tükettirir.

Yük 6 hakemin omuzunda

Mesela Namoğlu döneminde 3 büyük takım maçına ilk defa atanan yeni bir isim olmadı. Namoğlu hiçbir yeni isme bu büyük maçlardan birini verecek cesareti gösteremedi. Hakemlerin yıpranıyor olması umurunda olmadı ve yola hep eski isimlerle devam etti.

İşin daha ilginci; sezon başından beri 3 büyük takım maçına 75 görevlendirme yapılırken; bu görevlendirmelerin 50 tanesinde sadece 6 hakemin ismi var. Ali Palabıyık 11, Cüneyt Çakır 9, Hüseyin Göçek 8, Bülent Yıldırım 8, Fırat Aydınus 7, Mete Kalkavan 7 defa 3 büyük takım maçına atanmış.

Namoğlu rahat ediyor

Böylesine zorlu maçlarda sürekli aynı isimleri gören seyirci, yorumcu, futbolcu, yönetici ve teknik direktörler; bu isimleri, önceki hatalarını da konu ederek tartışıyorlar. Hakemlere “Eyyamcı, tetikçi” gibi sıfatlar yakıştırılıyor. Bu isimlerin tecrübeli olması eleştiri oklarını Namoğlu’nun üzerinden alıyor ve o, fazlasıyla rahat ediyor. Hakemlerin ömrü kısalıp, çok fazla yıpranırken; yarınlar için yeni isimler vitrine koyulmadığı için de, Türk hakemliğinin geleceği dibe doğru gidiyor!

22 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aboubakar'a anlamsız kırmızı‘’

Antalya ’da çok güzel bir hava ve dolu tribünler önünde; ligimizin güzel futbol oynayan iki ekibinin mücadelesinde, hakemi zora sokacak hiçbir pozisyon yaşanmadı. Hakem de maçta rahat ve kendinden emin tavırlar sergiledi. Bir sarı kart hariç, gösterdiği diğer sarı kartlarda haklıydı. Ne var ki; bütün gidişat hakemin lehine olmasına rağmen, 64.dakikada anlaşılmaz bir karara imza attı. Aboubakar ’ı ikinci sarı kartı göstererek oyundan ihraç etti. Gösterilen sarı kartın bir sebebi olmalı ancak ben bu sarı karta bir anlam veremedim.

Diyelim ki, Abaubakar ’ın hareketi bir faulü gerektiriyordu ve hakem faulü verdi. Peki, sarı kartı neden gösterdi? Beşiktaşlı oyuncu bu hareketiyle oyunun imajını mı bozdu, başlayacak çok güzel bir atağı mı önledi, Beşiktaş savunması eksik yakalanmıştı da; takımına bu şekilde avantaj mı sağladı, kaleciye kontrolsüz bir hareket mi yaptı? Görüyorsunuz; bu sarı kart, bu maddelerden hiçbirisini kapsamıyor. Sözün özü: Hatalı bir kırmızı çıktı. Göğsünde FIFA kokartı taşıyan bir hakeme bu kart hiç mi hiç yakışmadı.

20 Mart 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltı ve kırmızıyı atladı‘’

Trabzon’da 41 bin kişi önünde oynanan, atmosferi yüksek ve ikili mücadelelerin çoğunlukta olduğu bir maç izledik. Halis Özkahya’yı uzun zamandır ilk defa böyle istekli ve çok koşarken gördüm. Pozisyonlara yakındı, her iki takım için eşit düdükler çalmaya gayret etti. Trabzonspor galibiyeti sonuna kadar hak etti ancak hakemin de bazı hataları oldu.

Değil diyene saygı duyarım

Hakemin en belirgin hatası; 77. dakikada sarı kartla oynayan Yusuf Yazıcı’nın, Tolga’nın ayağına basmasına göstermediği ikinci sarı karttı. Bu dakikada Yusuf Yazıcı kırmızı kartla oyun dışında kalmalıydı, ancak hakem faul dahi çalmadı. 57. dakikada Trabzonspor ceza sahası içinde Uğur Demirok; top için mücadele etmiyorken, pozisyon almaya çalışan Selçuk’u kolundan tuttu. Bu tutmayı hisseden Selçuk da kendini yere bıraktı. Penaltı değil diyenlere de saygı duyarım ancak topsuz alanda yapılan bu ihlale penaltı çalınsa bence daha doğru olurdu.

Poldi 2. sarıyı görmeliydi

Sarı kartla oynayan Podolski’nin 53. dakikada Mas’ı arkadan çekerek düşürdüğü pozisyonda hakem ikinci sarı kartını çıkartabilirdi. Umut vaat eden atak yoktu, Galatasaray savunması yerindeydi ancak Podolski’nin topla oynama ihtimali yokken rakibini arkadan çekmesi sportmenliğe aykırı olarak değerlendirilebilirdi.

Özkahya sessiz kalmamalıydı

Uğur Demirok’un arka arkaya gördüğü iki sarı kart da doğruydu. 70. dakikada Rodrigues’in ∫utunu eliyle kesen Okay sarı kart görmeliydi. Pozisyon dı∫ardaydı, penaltı değildi. 88. dakikada Yasin’in rakibinin ensesine onu küçük dü∫ürür ∫ekilde hafifçe dokunmasına Özkahya sessiz kalmamalıydı, sarı kartını kullanmalıydı. 91. dakikada Galatasaray’ın golünde Cem Hanoğlu’nun ofsayt bayrağı da doğruydu.

19 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI