Arama

Popüler aramalar

‘’Namoğlu torpilde sınır tanımıyor‘’

Merkez Hakem Kurulu önümüzdeki yıl liglerde görev yapacak hakem ve gözlemci kadrolarını 7 Temmuz 2017 tarihinde açıkladı. Aradan 10 gün geçmeden aynı kurul yeni bir karar alarak, Süper Lig gözlemci kadrosunda eksiklik olduğunu ve yeni bir değerlendirme yapacağını duyurdu. Varsa bir eksiklik neden 10 gün önce tamamlanmadı anlayamadım.

10 gün önce açıklanan kadroda; yıl içinde hatalı ve eksik rapor yazan gözlemciler amatör lig kadrosuna gönderilmişti. Ancak görevli olduğu maça 35 dakika geç giden ve izlemediği bölümler için de izlemiş gibi rapor yazan bir gözlemci klasmanındaki yerini korumuştu. Namoğlu konudan bilgisi olmasına rağmen, bu gözlemciyle ilgili herhangi bir disiplin soruşturmasına gerek görmemiş; aksine bu gözlemciye maç vermeye devam etmiş ve yılsonunda en fazla görev verilen gözlemci yapmıştı.

Demirören ne düşünüyor?

Merak ediyorum

Anlaşılıyor ki Namoğlu; bu gözlemci için bu kadar iltiması bile yeterli görmedi. Görevini aksatan ve TFF’nin kurumsal kimliğini zedeleyen bu ismi “Süper Lig kadrosunda eksiklikler var!” diyerek, bu gün itibariyle Riva’ya davet etti. Onu Süper Lig gözlemcisi yapmaya hazırlanıyor. “Yaptım bir torpil, hiç değilse tamamına erdireyim!” diye düşünüyor olmalı!

Merak ediyorum... Görevini aksatan ve TFF’nin saygınlığını zedeleyen görevlilerin cezalandırılması gerekirken, böyle bir ismin; bugün Riva tesislerinin koridorlarında ödüllendirilmek için beklediğini Sayın Yıldırım Demirören biliyor mu? Ya da diğer yönetim kurulu üyeleri... Eğer biliyorlarsa, böyle bir yanlışa nasıl müsaade edebiliyorlar?

Kafa kafaya verdi!

Süper Lig’e terfi eden bir hakemin, hakem forması ve düdüğüyle katıldığı eğlencedeki fotoğraflarını konu eden bir yazı kaleme almıştım. Konu birçok basın organında da haber olmuştu. Namoğlu bahse konu hakemle ilgili disiplin soruşturması başlatmadı, aksine bu fotoğrafları sahiplendi. Kurulundan iki üye kafa kafaya verdi, o fotoğrafları kendilerince haklı çıkartacak bir metin kaleme aldılar ve hakemin eline tutuşturarak basın açıklaması yaptırdılar.

İnsanüstü emek!

“Üzerinden çok zaman geçti!” demeye getirdiler. Maalesef “Hakemlik ahlakının dünü, bugünü, yarını olmaz!” diyemediler. Ama bir konuyu atlamışlar, hatırlatmak isterim. Açıklamada fotoğrafların çekildiği tarih olarak 04.11.2012 tarihi işaret edilmiş. Oysaki bahse konu hakem o tarihte Aydın’da bir maçta görevli. Belli ki baloya katılmak için maçtan sonra insanüstü bir emek harcamış, Aydın-Çanakkale arasındaki 500 km yolu dönmeyi başarmış(!) Ancak üzerinden formasını çıkartacak ve elinden düdüğünü bırakacak zaman bulamamış! İnanırsanız tabi...

18 Temmuz 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem dünyasında bir skandal daha‘’

Hakemlik sadece sahada değildir. Hakem kültüründe asıl olan saha dışıdır. Hakem, hakem ahlakına sıkı sıkıya sahip olmalıdır. Bir hakem, sosyal yaşamı ve davranışları ile hakem camiasını küçük düşürecek davranış sergileyemez; milli, ahlaki ve hakemlik kültürüne aykırı hareket edemez. Eğer bunları göz ardı ediyorsa; Disiplin Kurulları tarafından lisansı iptal edilir. Bu husus “Hakem Talimatında” da açıkça belirtilmiştir.

Şimdi bunları neden yazdığımı düşünüyorsunuzdur... Açıklayayım... Dün öyle bir fotoğraf elime geçti ki, hala şaşkınlığım devam ediyor. Bir hakem, şerefli hakem formasını “paçavra” etmiş, bir yandan da eğlencenin dibine vuruyor!

Paraşütle Süper Lig’e

Dahası, bu fotoğraf karesindeki hakem, 3 gün önce Namoğlu tarafından Süper Lig hakemi yapılmış biri. Hem de böyle bir durumda, hakem talimatı “Hakemin lisansı iptal edilmelidir!” derken. Namoğlu aldırış etmeyerek, bu hakemi paraşütle Süper Lig hakemliğine indirmiş. İlk ikinci lig maçını 24 Ekim 2015’te yönetmiş bu hakemi, çok değil, 18 ayın sonunda, önündeki hakemlerin üzerinden atlatarak zirveye getirmiş.

Baştan savmalık budur

Bir hakem ki; “şerefli hakem formasını” günlük eğlencelerine meze ediyor, şerefli formamıza “paçavra” muamelesi yapıyor, bu halini çekinmeden sosyal medyada eğlence malzemesi yapıyor. Sonrasında ise bu hakem, Süper Lig hakemi yapılıyor. Ayrıca bu fotoğrafın yeni olmadığını, bir-iki yıldır elden ele dolaştığını da belirtmek isterim.

İnsan değeri bilmeyen, her şeye hakları olduğuna inanan, Riva’da oturdukları konforlu koltuklarında hakemliği yönettiklerini sanan Namoğlu ve ekibi, bu hakemi Süper Lig’e alarak büyük bir hataya imza atmışlardır. Türkiye’nin en seçkin hakemleri diye açıkladıkları 22 kişilik listeye koydukları bu isim, onların bu listeleri ne kadar baştan savma yaptıklarının göstergesidir.

İstifa müessesesi unutuldu

Şimdi bekliyorum. Bana ulaşan bu fotoğraf karesi, muhtemeldir ki, Namoğlu’nun eline de ulaşmıştır ya da ulaşmak üzeredir. Bu fotoğraftaki hakemle ve kendisiyle ilgili nasıl bir karar alacak, meraktayım... Eğer halen bahsettiğim fotoğraf ona ulaşmamışsa, kendisine ben gönderebilirim.

Bu büyük yanlış; önce Bölge Sorumlusu Murat Ilgaz’ın, sonra da Türk hakemliğinin yegâne sorumlusu Yusuf Namoğlu’nundur. Şimdi Namoğlu ve Ilgaz; Murathan Mungan’ın “Türkiye’de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız” sözünden feyz (!) alıp, “Bunun neresi rezillik?” diyerek, TFF başkanı Yıldırım Demirören’i her yeni gün biraz daha zorda bırakmaya devam mı edecekler; ya da istifa diye bir müessesenin de olduğunu hatırlayacaklar mı? Bekleyip göreceğiz.

10 Temmuz 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu lig zor biter!‘’

Mustafa Öğretmenoğlu, Koray Gencerler, Ali Şansalan ve Bahattin Şimşek Süper Lig hakemi oldular. Öğretmenoğlu ve Gencerler’eiade-i itibar yapılmış görünüyor. Geçtiğimiz yıl, hak etmedikleri halde, Kuddusi Müftüoğlu tarafından bir alt lige düşürülmüşlerdi. Hak ettikleri yere geri döndüler.

Şansalan ve Şimşek’in; bir ay kadar önce, bir gecede hakem talimatında değiştirilen iki kelime ile Süper Lig hakemi olmaları sağlandı. Görevdeki MHK hak, hukuk, adalet kavramlarını bir yana bırakarak; bu iki ismi terfi ettirmiş oldu.

Tolga Özkalfa’ya haksızlık
Tolga Özkalfa, Bülent Birincioğlu, Kutluhan Bilgiç ve Abdulkadir BitigenSüper Lig kadrosundan çıkartıldı. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz… Bu ülkede Tolga Özkalfa, hakem kadrosunun tel tel döküldüğü bir dönemde, 22 kişilik kadronun içinde yer alacak bir isimdi.

Diğer üç isme ise Namoğlu 34 hafta boyunca sadece 1 kez görev verdi. Bu isimlere TFF onca yatırım yapmış, para harcamış, emek vermiş; Süper Lig kadrosuna kadar getirmişti. Namoğlu bu hakemlere 34 haftada ,sadece tek bir hafta görev vererek bir alt lige göndermiştir. Yerine aldığı isimleri de gökten zembille indirmiştir. Tek bir maçla bu hakemler hakkında nasıl bir kanaate vardı ve bir alt lige gönderdi bilemedim.

İddia ediyorum…
İddia ediyorum, bu kadrolar hiçbir hazırlık yapılmadan, hakemler rasyonel olarak değerlendirilmeden; ezbere ve adam kayırma üzerine inşa edilmiştir. Tüm liglerdeki hakem kadrolarını tek tek incelediğinizde, haksızlığın ve maddi hataların hangi boyutta olduğunu çok rahat görebilirsiniz. Yeri geldikçe bunlardan elbette bahsedeceğim.

Sadece bir örnek
Yardımcı hakem Serkan Gencerler, dün itibariyle kadrodan çıkartıldı. Çok değil, bundan 10 gün önce Yusuf Namoğlu bu hakemi Avrupa Ligi ön eleme maçında Alper Ulusoy’un yardımcısı olarak görevlendirmiş ve ismini UEFA’ya bildirmişti. Maç 18 Temmuz’da oynanacak ama Gencerler klasmanı gereği artık bu maça çıkamaz. UEFA ile görüşülerek, bu ismin değişmesi gerekecek.

Namoğlu planlı programlı çalışan birisi olsa, 10 gün sonra “başarısız” diyerek düşüreceği bir hakeme, 10 gün önce Avrupa’da görev verir mi? Bizi Avrupa’ya rezil eder mi? İddia ediyorum Namoğlu’na sorsan Serkan Gencerler kim, bilmez…Bir keresinde, benim yanımda; Kamil Abitoğlu ile onu Halis Özkahya zannederek sohbet etmişti. Abitoğlu da bozuntuya vermemişti.

Hazırlıklı olun
Hakemlikten bu kadar kopmuş, isimleri hatırlamakta dahi zorlanan bir kişinin hakemleri belirlemesine müsaade eden ve önümüzdeki yılda Türk hakemliğini ona emanet edenler; 2017-2018 sezonunda yaşanacaklara da hazırlıklı olsunlar derim…


08 Temmuz 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Video hakemler uzaydan gelecek!‘’

Kamuoyu Konfederasyon Kupası ile birlikte, Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulaması hakkında asgari düzeyde de olsa, bir fikir sahibi oldu. Bir kesim, bu uygulamayı “Büyük bir devrim ve mükemmel bir yenilik” gibi görürken; belli bir kesim de kabullenemedi ve “Futbolun ruhuna aykırı” diye görüş bildirdi. Bilindiği üzere ülke olarak bu konuda çok hevesliyiz. VAR için sürekli tarih belirliyoruz. Son belirlediğimiz tarih ise nümüzdeki Ocak ayı. Daha önce de söylemiştim: Sağlıklı bir şekilde, Ocak ayında, sistemi uygulamaya başlamamız mümkün değil!

Gümüşdağ istiyor ama...

Kulüpler Birliği Başkanı Gümüşdağ, VAR için çok fazla çaba sarf ediyor. TFF Başkanı Demirören ilk denemeye bizzat katılarak, sistemi desteklediği mesajını verdi. Buraya kadar sorun yok. Ben VAR konusunda Namoğlu’nun samimi olmadığını ve kamuoyunu yanılttığını düşünüyorum. Bu sistemde video odasında 3 hakem bulunacak. Mevcut yapıda her maça 4 hakem atanıyor. VAR sistemi başladığında, her maça 7 hakem atanacak. Yani %75 daha fazla hakeme ihtiyaç duyulacak! Sistem video odasındaki 3 hakemden 2’sinin, sahada düdük çalan hakemlerden seçilmesini emrediyor. Yani Cüneyt Çakır düdük çalıyorsa, video başında Hüseyin Göçek ve Mete Kalkavan gibi iki isim olacak. Biz her hafta oynanan 9 maça hakem bulamakta zorlanırken, her hafta 27 hakeme ihtiyacımız olacak. Şu an için Süper Lig kadrosunda 22 hakem var. Onların da sadece 15’i düzenli olarak ligde düdük çalabiliyor. Kısacası sistemi hayata geçirebilmek için yeterli ve yetişmiş hakem kadromuz yok!

Eğitim bile yok!

Konfederasyon kupasında gördük. Sistemin kalbinde yardımcı hakemler yer alıyor. Değişen her 4 karardan 3’ü yardımcı hakem kararları... Ancak henüz yardımcı hakemlerle VAR konusunda yapılmış tek saat eğitim yok. Örnekler ortada! Güney Kore’de Cüneyt Çakır sahada düdük çalarken ona video başında İskoçya’nın 1 numarası William Collum yardımcı oluyordu. Kamerun-Şili maçını gördük. Sahada Damir Skomina var, video başında Fransa’nın 1 numarası Turpin. Onun yanında Senegalli Diedhiou! Tecrübe, bilgi, birikim, stresle başa çıkma konusunda dünya markası isimler. Ona rağmen iki gün önce Almanya Kamerun maçında hakem VAR yardımıyla 2 kez karar değiştirdi, 5 dakika sonunda oyuncu kırmızı kart görebildi.

Anlatırsa iyi olur!

Bizde nasıl olacak? Kadromuz müsait değil. Süper Lig’de sürekli düdük çalan 15 hakemimiz var. İleriye dönük bir hazırlığımız yok. Uzaydan hakem getirme şansımız hiç yok. Sahada Fırat Aydınus’un, Halis Özkahya’nın yanlış verdiği kararı düzeltme görevini 2. Lig hakemlerine mi bırakacağız? Namoğlu “Olmaz, olamaz, yetişmez, birbirimizi kandırmayalım” demiyor, olayları akışına bırakmış bizim gibi o da izliyor! Sistemi Ocak ayına kadar yetiştirebilecek nasıl bir planı olduğunu anlatsa da, biz de öğrensek!

27 Haziran 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Primleri bırakın hakemlere bakın!‘’

Federasyonları ayakta tutan; ne tesisleşme hamlesi, ne futbola dair yapılan planlamalar ve uygulamalar, ne alt yapılara verilen önem, ne de başka konulardır. Federasyonları ayakta tutan en önemli hususlar; öncelikle hakemlerin başarısı, sonra da milli takımın durumudur. O yüzdendir ki; enerjisinin büyük bölümünü bu konulara ayıran federasyonlar, bu kanallara harcadığı parada da sınır tanımaz! Görüldüğü üzere; Milli takımımızda, Avrupa Şampiyonası sırasında patlak veren prim krizinde bahsi geçen rakam, futbolcu başı 650.000 Euro! Yani 2 milyon 600 bin TL.

Yetenek havuzu şart

Türkiye gazetesinde, Ömer Faruk Ünal imzalı haberden öğrendiğimize göre, geçtiğimiz sezon 22 hakeme ödenen maaş ve maç ücretleri 6 milyon 700 bin TL. Seyahat, harcırah, gözlemci, seminer giderlerini de bu rakama eklerseniz 15 milyonu zorlayan bir bütçe bu! Türk hakemliği sadece Süper Lig’de maç yöneten hakemlerden ibaret değil elbette! Türkiye’de amatör ve diğer lig hakemleriyle birlikte, 5 binin üzerinde bir hakem ordusu var. Geleceğin Cüneyt Çakırlar’ı, Fırat Aydınuslar’ı bu yetenek havuzunun içinden çıkacaklar. Uzaydan hakem gelmeyecek! Bu yetenek havuzu ne kadar geniş, ne kadar kaliteli olursa, üst ligde hakemler de o denli kaliteli olacak.

Amatör hakemler kayıp!

Hakemler için böylesi bir bütçe ayıran federasyon yönetimlerinin, bu alt lig hakemlerine kuruş para harcamamaları beni hep şaşırtmıştır. Aldıkları “komik!” maç ücretleri dışında, bu hakemler yok kabul edilirler. Ne şimdiki, ne de bundan önceki; MHK ve federasyonlar illerdeki hakemlerin nerede ve nasıl yetişeceğiyle ilgilenmemişlerdir. İllerde tüm bu organizasyonları İl Hakem Kurulları (İHK) yürütür. Ve maalesef illerdeki bu kurulların hiçbir bütçesi yoktur! Tamamen hakemlik sevgisiyle görev yapan kurullar; bazen ceplerinden, bazen ikili ilişkilerini kullanarak illerde hakemlerin eğitim ve gelişimi için uygun ortam sağlamaya çalışırlar.

Bu şartlarda olmaz

Hakemlerin bir de kendilerinin finanse ettiği dernekleri var. Amatör maça çıkan hakem ya da gözlemci; 35 ila 80 TL arasında değişen maç ücretinin belli bir kısmını derneğe bağışlamak ayrıca her yıl belirlenen oranda bu derneğe aidat ödemek zorundadır. Bu aidat ve kesintilerden oluşturulan bütçe, illerde hakem eğitimlerinde ve hakemlerin gelişiminde kullanılıyor. Kısaca hakem kendi gelişimi ve eğitimini kendisi finanse etmiş oluyor. İyi niyet, hakemlik sevgisi ve gayret olmasa Türkiye’de hakem yetişmesi bu şartlarda pek mümkün görünmüyor.

Salonları bile yok!

Milli takım primleri için futbolcu başı 635 bin Euro bütçe ayrılan bir ortamda, 635 TL’si olmayan illerdeki kurullar; eğitim için salon bulamıyor. Çareyi bir “siyasi parti il merkezinin” toplantı salonunu kullanmakta buluyor. Sonra da hakem camiası adına hiç de hoş olmayan haberler, doğal olarak gazetelerin sayfalarını süslüyor.

14 Haziran 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’6 ayda yetişmesi imkansız!‘’

Demirören, ‘Ocak ayında başlarız diyor ama hakemlerin eğitimi, sistemin 18 stada kurulması ve IFAB’ın 3 aşamalı onayının 6 ayda tamamlanması şimdilik hayal gibi görünüyor.

Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulaması için start nihayet verildi ve ilk deneme yapıldı. İlk denemeyi Başkan Demirören’in yerinde takip etmesi, sistemin TFF tarafından sahiplendiğinin göstergesiydi. Katılımcıların tamamı sistemin faydalı olacağından emin görünüyorlardı. FIFA’nın yaptığı denemelerde geldiği noktaya bakarsanız, VAR sistemi gelecekte futbolun ayrılmaz bir parçası olacakmış gibi duruyor. Denemeler üç aşamada gerçekleşecek.

Her bir aşamadan diğerine geçebilmek için IFAB’ın onayı gerekecek. TFF dün itibariyle ilk aşama olan “Çevrimdışı” deneylere başlamış oldu. Önümüzde çok uzun bir yol var.

Örnekler ortada

Yetkililer sistemin ocak ayında ligimizde hayata geçeceğini söylüyorlar. Ben o tarihe yetişebileceğine ihtimal vermiyorum. Hakemlerin eğitimi, sistemin 18 stada kurulması ve IFAB’ın 3 aşamalı onayının 6 ayda tamamlanmasını mümkün görünmüyorum. Diğer ülkelerdeki örnekler ve deneme süreleri ortada.

09 Haziran 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ankaralı hakemler kazan kaldırdı‘’

Geçtiğimiz sezon, en çok hakem hatası yapılan sezon olarak tarihe geçti! Hatalı hakem kararları zirve yaptı. Önlem alınmazsa, önümüzdeki sezon da tehlikede! Türkiye’de hakem probleminden önce, ciddi bir hakem yöneticisi problemi var. Mevcut Namoğlu kurulunun çağdışı yönetim anlayışı, tüm klasmanlardaki hakemleri büyük oranda rahatsız ediyor. Bu rahatsızlık Ankara’yı hareketlendirdi. Amatör liglerin kahrını çeken, hakemliğin geleceği, Ankara’nın amatör hakemleri; son bir yıldır süre gelen, haksızlık, adaletsizlik ve adam kayırmaya daha fazla dayanamayıp isyan bayrağını çektiler. Sayısı yüze yaklaşan il hakemi, Ankara İl Hakem Kuruluna mazeret sunup, tepki olarak amatör maçlarda görev almayacaklarını bildirdiler.

Zorlamayla yönetiyorlar

Görev kabul etmeyen hakemlerden dolayı zorda kalan kurul, çareyi U 11 maçlarına profesyonel 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’de görev yapan hakemleri görevlendirmekte buldu. Yani daha dün Eskişehirspor’un, Göztepe’nin maçlarında görev yapan hakemler, bu günlerde zorlamayla 9-10 yaşındaki çocuklarımızın maçında düdük çalmaya başladılar. Yıllarca hakemliğin en büyük problemi birlik olamamaktı. Yıllar sonra Ankara hakemliği “büyük bir meşale” yaktı. Hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve adam kayırmaya karşı birlik oldu. Türk hakemliğini yöneten Merkez Hakem Kurulu’nun başkan vekili Metin Tokat’ın sorumlu olduğu Başkent’ten seslerini yükselttiler ve Tokat’a karşı ayaklandılar.

Çulcu hafızalarda

Geçmişe şöyle bakıyorum da, ne MHK başkanları gördük. Bir Mustafa Çulcu hatırlıyorum. Ligin alev hattına döndüğü 2005-2006 sezonu devre arasında ateşten gömleği giymişti. En başarılı başkanlardan biri oldu. Kurulunda ortak akıl hâkimdi ve çağdaş zihniyeti getirdi. UEFA hakem konvansiyonunun temelini atan kurulun başkanı olarak tarihe geçti. Bugün Cüneyt Çakır dünya statlarında cirit atıyorsa, bu konvansiyonun eseridir. Ufuk Özerten camia dışından geldi, fazlasıyla kabul gördü. ™effaflık onun döneminde ilk kriter oldu. Her pazartesi hakem notlarını açıklar, basını bilgilendirirdi. Oğuz Sarvan başkan oldu, hakemliğin sistematiğini düzene koydu. Zekeriya Alp de camia dışından gelmişti. Görev süresince yaptıkları bir yana, hakemlerin ona olan sevgisi bam başkaydı.

Kuşatma mı lazım!

O günlerden, bu günlere geldik. Şimdilerde adamcılık ve egolarla yönetilen bir hakem camiamız var. Her geçen gün geriye gidiyoruz. Taş taş üstüne koyan olmadığı gibi, konulan taşlar da dağıtılıyor. Namoğlu döneminde yapılmış, akıllarda kalan bir icraat hatırlıyor musunuz? Önceleri 5-6 haftada bir tartışmaya değer hakem hatası olurdu. Şimdi hemen hemen her maçta, ayyuka çıkan hakem hatalarına alışır olduk. Bırakın Türk hakemliğini yönetmeyi, Başkent’te amatör hakemleri bile yönetemeyen bir zihniyete, Türk hakemliğini emanet ettik. Hakemliği bu noktaya getirenler hâlâ istifayı düşünmezler mi, merak ediyorum. Ankara hakemlerinin yaktığı meşalenin, tüm Türkiye’yi kuşatması mı lazım?

08 Haziran 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aydınus testi geçemese bitmiştik‘’

Trabzonspor- Bursaspor maçına Fırat Aydınus atandı. Kendisine sorsanız, o bile bu maçı yöneteceğine ihtimal vermezdi. Çünkü Trabzon’da oynanan en son maçı o yönetti. Trabzon seyircisinin ilk gittiği maçta aynı hakemi tekrar görme ihtimali, normal şartlarda Ağustos ayında Antalya’da kar yağma ihtimaliyle aynıdır.

Güvenliği ulaşmıştır!

Öte yandan; Çarşamba başlayan ve Perşembe tamamlanan, 120 dakika süren kupa finalini Aydınus yönetti. Öğle saatlerinde İstanbul’daki evine varan ve istirahate çekilen Aydınus’a muhtemeldir ki, Hakem İşleri Müdürlüğü tebligat için ulaşamamıştır. O saatlerde uykuda olan Aydınus’a, evinin güvenliğinden ulaşılarak yeni görevi iletilebilmiştir. Görevi alan Aydınus ise, “Terli formalarımı yıkarsam, uçak saatine kadar kurumaz!” diye düşünüp, emanet forma bularak, bugün sabah uçağıyla Trabzon’a doğru hareket etmiştir.

Atletik testi geçememişti

Şaka bir tarafa; bu atama, Türk hakemliğinin sıfırı tükettiğinin göstergesidir. Fırat Aydınus devre arası atletik testi koşamadığı için 21.haftadan itibaren görev almaya başlamıştı. 14 haftada, birisi Kupa Finali olmak üzere, birbirinden zor 14 maça atandı. Araya bir de 1.Lig maçı sıkıştırıp, bu süre içerisinde birer hafta arayla 2 derbide birden görev yaptı.

Bu mantığı çözmek zor

22 hakemin olduğu hakem kadrosunda bir hakeme bu kadar yüklenmenin mantığını çözemedim. Aydınus 21. hafta itibariyle o atletik testi tekrar koşamasaydı, demek ki Türkiye Ligi maçları oynanamayacaktı. O haftadan itibaren, sonucu merak edilen ne kadar maç varsa hepsini Aydınus yönetti. Allah bizi korudu ve Aydınus’a tekrar bir kaza, bela vermedi. Öyle olsa lig oynanamayacak(!), Beşiktaş’ın şampiyonluk kutlamaları başka bahara kalacaktı(!)

02 Haziran 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI