Arama

Popüler aramalar

‘’Avcı'nın iyiliği Meler'i kurtardı‘’

Henüz 12. dakikada Galatasaray 10 kişi kalmalıydı ancak Meler oralı olmadı. Donk önce Arda’nın bileğine bastı. Bu kazaen gerçekleşen bir basma değildi. Bilinçli bir şekilde, acımasız ve yaralayıcı bir şekilde Arda’nın bileğine basan Donk, ayağını çekme gayretinde de bulunmadı. Bu hareket bana göre kırmızı kartı gerektirirdi. Hakemin, basmanın şiddetini çözemediğini düşünsek bile Donk’a en az bir sarı kart gerekirdi. Bir adım sonrasında Donk, bu kez Emre’ye kontrolsüz bir müdahalede bulundu. Bu hareket de net sarı kart olmalıydı. Aynı pozisyonda Donk iki sarı karttan yine atılırdı. Yani Donk’un kurtuluşu yoktu.

Sarılarla memnuniyet!

Meler net sarı kartları göstermeyerek herkesi memnun etmeye çalıştı. 27’de Adebayor’un Serdar’ın boynuna yaptığı dirsek hareketi en az sarı kartı gerektirirdi. Aynı Adebayor’un 46’da Nagatomo’ya faulü de sarı kart olmalıydı. 30’da Emre’nin Rodrigues’e arkadan kayarak yaptığı hareket de sarı karttı. Muslera’nın ceza sahasını terk edip hakemin yanına gelerek yaptığı itirazlar da Meler tarafından hoş görüldü, kart çıkmadı. 90+2’de Galatasaray ceza sahası içinde yaşanan itişip kakışmalar da Meler için futbolun içinde olan davranışlar olarak kabul edildi ve nasihat sonrası maça devam edildi.

Gecenin sorusu

Donk’un daha 12. dakikada kırmızı kart görmesi gerekiyordu. Galatasaray maçın neredeyse tamamına yakınını bir kişi eksik oynasaydı, bu karşılaşmayı yine kazanabilir miydi?

Maçın starı

Futbolcular için bir şey söyleyemem ancak kesin olan bir şey var ki bu mücadelenin yıldızı kesinlikle hakem Halil Umut Meler değildi.

Kısa mesaj

Galatasaray ikinci golünde ben sorun göremedim. Bence nizamiydi.

16 Nisan 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem Göçek problemsiz tamamladı‘’

Hüseyin Göçek bu yıl üçüncü kez Beşiktaş maçı yönetti. Bu sezon Kasımpaşa ve Göztepe maçlarına da Göçek yönetiminde çıkan Beşiktaş, iki maçı da kazanmıştı. Bu maçlarda sonuca etkili ciddi hakem hataları olmamıştı. Buna rağmen Beşiktaş taraftarlarının, daha önceki sezonlarda yaşananları konu ederek, maç öncesi Göçek ismine tepki göstermelerine pek anlam veremedim.

Maçta hakem performansının maçın gidişatına etkisi olmadı. Göçek, tecrübesinin de yardımıyla, zorlu geçmeye aday maçı problemsiz tamamladı. Fabri’nin ceza sahası ön çizgisi üzerinde topu yumrukladığı pozisyonda yardımcısı Ali Saygın Ögel, Göçek’e doğru yardımda bulundu. Top ceza sahası çizgisi üzerindeydi ve devam kararı doğruydu. Maç genelinde Göçek’in göstermediği 1-2 sarı karttan söz edilebilir ancak bu kartlar maçın gidişatını etkileyecek kartlar değildi.

14 Nisan 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltıyı atladı golü kaçırmadı‘’

Maçın 16. dakikasında Soldado’nun ortasında top Muhammed’in pazusundan döndü, hakem ‘devam’ dedi. Bence karar penaltı olmalıydı. Muhammed’in niyeti vücudunu genişleterek topun geçişini engellemekti. Mesafe yakın değildi ve kolunu toptan kaçıracak vakti vardı.

Muhammed kolunu toptan kaçırmak yerine kolunu topa doğru uzattı. 55. dakikada ise top çizgiyi geçti-geçmedi tartışması yaşandı.

Gol çizgisinde kamera yokken, bu açıyla net karar vermek mümkün görünmüyor. Hissiyatım topun çizgiyi geçtiği yönünde. 60. dakikadaki Soldado’nun golü, ofsayt gerekçesiyle iptal edilmeliydi. Giuliano topa vurduğunda, Soldado savunmanın önünde görünüyor. Yardımcı hakem tam hizada olmadığı için pozisyonu süzememiş.

09 Nisan 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Leo kırmızı görmeliydi!‘’

Beşiktaş’ın farklı galibiyeti Ümit Öztürk için büyük şans oldu. Aksi bir sonuçta, vermediği kartlar dolayısıyla ağır eleştirilere maruz kalabilirdi. Henüz 3.dakikada Leo’nun Lens’e hareketine devam dedi. Bence rakibinin gerisinde kalan Leo, Lens’in ayağına temas ederek, adım frekansını bozdu ve Lens’i düşürdü. Faulle birlikte bariz gol şansını önlemekten Leo’ya kırmızı kart gösterilmeliydi. 42’de Leo, bu kez Negredo’yu düşürdü. Öztürk sarı kartını gösterdi. Oysaki Negredo Leo’dan sıyrılsa kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. En yakın Göztepeli oyuncu Reis’in onu yakalama şansı yoktu. Kartın rengi kırmızı olmalıydı. 78’de Rotman’ın ikinci sarı kartı doğruydu. Hakeme bu şekilde temas edemezsiniz. Öztürk genç ve tecrübesiz olmasına rağmen formasının onurunu korudu. Darısı bazı abilerinin başına.

08 Nisan 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’‘Bahis oynayan hakem var mı!'‘’

Türkiye Gazetesi’nin 09.03.2018 tarihli nüshasında, Ömer Faruk Ünal, “MHK bizden duysun!” başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Şu ifadeleri kullandı: “TFF Disiplin Talimatında aynen şu yazılı: MADDE 57(1) Yöneticilerinin, futbolcularının, müsabaka görevlilerinin; futbol maçlarına ilişkin olarak düzenlenen bahis ve benzeri şans oyunlarına doğrudan ya da dolaylı olarak katılması yasaktır. (2) Aksine hareket eden kişiler, üç aydan bir yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır. Şimdi bana diyeceksiniz, “Bu nereden çıktı?” Bilmem MHK’yı ilgilendirir mi, yoksa ilgilendirmez mi? 2 ve 3. Ligler’de düdük çalan hakemler arasında bu kapsama giren isim ya da isimler var mı? Ben şimdilik sormakla yetineyim.” 16.03.2018 tarihli nüshada bu kez “MHK’dan tık yok!” başlıklı bir yazı daha kaleme alan Ünal: “2 ve 3. Ligler’de düdük çalan hakemler içinde iddia, bahis işlerine bulaşanlar var mı, diye sormuştum! MHK duymazlıktan, görmezlikten geldi!” diye iddiasını tekrarladı.

İddia çok ciddi

Bu iddianın üzerinden neredeyse 1 ay geçti. Disiplin sevklerine ve Disiplin Kurulu kararlarına tek tek baktım. Bu iddia ile ilgili atılmış somut bir adım göremedim. İddia çok ciddi ama belli ki MHK’den ilgilenen olmamış. Disiplin sevklerine ve kurul kararlarına bakarken gördüm ki hakem ve gözlemcilerden bazıları; açıklamaları ile futbol camiasını küçük düşürecek tutum sergilememekten, sosyal paylaşım sitelerinde; milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı yazı, yorum ve paylaşımlarda bulunmaktan disipline sevk edilmişler ve cezalar almışlar. Lisansı iptal edilenler bile olmuş.

Temelsiz değil!

Anlaşılıyor ki, MHK hakem camiasını küçük düşüren ve spor ahlakına aykırı hareket edenleri tespit etme ve cezalandırma konusunda üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Yapılan sevkler ve cezalar bunun göstergesi. Öyleyse Sayın Ünal’ın iddialarıyla ilgili de neden bir adım atılmıyor? Kafama takıldı ve Ünal’ı aradım. İddiasının temellerini sordum. “Belgeli” dedi. 20 yıldır hakem dünyasını yazan ve güven kazanmış birisinin temelsiz bir iddiada bulunması beklenemezdi. İsim sordum. “Bende kalsın ama MHK ararsa bu ismi veririm!” dedi.

Bence bir sorun!

Böyle önemli bir iddiayı MHK’nin ciddiye almadığından TFF yönetiminin haberi var mı, merak ettim. Sayın Demirören bu konuda bilgi sahibi mi? Bu iddia neden araştırılmaz ve kulak arkası edilir? Sorumlulara duyurmak istedim.

05 Nisan 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Pereira'ya net kırmızı!‘’

Dün oynanan maç baştan sona oyun ve skor olarak Galatasaray’ın üstünlüğüyle geçti. Bu durum maçın hakeminin hem işini kolaylaştırdı hem de tartışılmasının önüne geçti. Galatasaray puan kaybetmiş olsa, Aydınus 12. dakikada göstermediği kırmızı kart sebebiyle Galatasaraylılar’ın hedefi olurdu.

Kötü başladı

Aydınus maça çok iyi başlayamadı. 6. dakikada Donk’un Yusuf Yazıcı’ya kayarak müdahalesi ve 10. dakikada Belhanda’nın Okay’a dirseğiyle yaptığı müdahale sarı kartla cezalandırılmalıydı ancak Aydınus elini cebine götürmedi.

Ayağının altıyla!

12. dakika ise Selçuk- Pereira mücadelesine ‘devam’ diyerek önemli bir hata yaptı. Selçuk ayağından topu çıkarttıktan sonra, Pereira manasız bir şekilde, topla oynama niyeti olmadan, rakibinin ayak bileğine acımasız ve yaralayıcı bir şekilde; kramponunun tabanıyla bastı. Muhtemeldir ki Aydınus topu takip ettiği için Pereira’nın bu acımasız hareketini göremedi. Bu pozisyonda Pereira kesinlikle kırmızı kart görmeliydi.

Sonradan düzeldi

Bu kırmızı kart pozisyonundan sonraki dakikalarda Aydınus kendine geldi ve tecrübesine yakışan bir maç yönetti. Oyuncuların kendine olan saygısını da arkasına alan Aydınus, rahat ve kendinden emin tavırlarıyla maçı tamamladı.

02 Nisan 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’MHK'da 8 üye ne yapıyor!‘’

İlk haftalardan itibaren hakem konuşuluyordu... 26. hafta geride kaldı, değişen bir durum yok. Derbi sonrası Bülent Yıldırım gündemin ana konusu oldu. Hep beraber, ben de dahil “vurduk abalıya!”. Antalyaspor, Konyaspor ve Alanyaspor maçlarında da verilen hatalı kararlar ligin altındaki sıralamaya etki etti. Önceki yıllarda 5-6 haftada bir kez olan hatalar; her hafta en az 4-5 maçta olmaya başladı. Sıradan hale geldi. İyi ama 3-5 yıl önce takdirimizi toplayanlar da yine bu hakemler değil miydi?

Niyet değil sistem


Hatayı sadece sahadaki hakemde aramak, çaldığı düdüklerden niyet analizi yapmak, tüm sorumluluğu onlara yıkmak bu işin en kolay yolu olur. Böyle davranmak asıl sorumluların ekmeğine yağ sürer. Büyük resme odaklanmak, sebepleri niyetlerde değil sistemde aramak en doğru yol olacaktır. Türkiye’de hakemliğin en tepe noktasında Sayın Namoğlu olduğuna göre yaşananların sorumlusu ve çözüm mercii odur. Yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu elbet görüyordur. Düzeltmek için nasıl bir yol izliyor işte onu bilmiyoruz. Çünkü Namoğlu aylardır aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar almaya çalışıyor!

Rosetti ortada yok

Hakemler profesyonel oldu. Hatalar azalacak diye beklerken arttı. Profesyonellik yaraya beklendiği gibi merhem olmadı. Aylardır hakemlerle tek saat eğitim yapılmıyor. Eğitim adı altında hakemler toplandığında “VAR” dışında bir şey anlatılmıyor. Rosetti TFF’den avuçla para alıyor ama Türkiye’ye gereken sıklıkta gelmiyor. Geldiği zaman 24 saat bile kalmadan ülkeden ayrılıyor. Sadece “VAR” anlatıyor, başka konulara girmiyor.

Evde bekleyenler!

Kurulun Namoğlu dışında, 8 üyesi var ama o 8 üyenin biri hariç diğerleri, dost sohbetlerinde hiçbir işe karıştırılmadıklarını söylüyorlar. O halde kimler karışıyor, yürütüyor işleri? Hiçbir işe karıştırılmayan kurul üyelerini o koltuklarda tutan motivasyon ne? Hata yapan hakem görev almaya devam ederken, evde bekleyen hakemin suçu ne? Bir hakem uzun süre bir takımın maçına çıkamazken, aynı takımın maçına üst üste bir hakem neden çıkıyor? Atamalarda, uygulamalarda, eğitimlerde; ilke, prensip, plan, program yok! Her hafta yazıyorum, tekrara gerek yok... İdari, teknik, kurumsal, ahlaki tüm hususlar rafa kaldırılmış. Hedefte sadece günü kurtarmak var. O yüzden “Suçlu Bülent Yıldırım!” dersek çok yanılırız...

22 Mart 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Golden önce faul var‘’

Maçın tek golünü atan Elia, pozisyon öncesinde Tolgay’a faul yaptı. Meler bu hatasıyla maçın gidişatını etkiledi.

23. dakikada Visca şut atmak üzereyken, Adriano’nun arkadan bir itmesi var. Bu pozisyonlarda itmenin şiddetinden çok, itmenin oyuncuyu ne kadar etkilediğine ve hareketlerini kısıtlayıp kısıtlamadığına bakılır. Bence topa vurmak üzere olan Visca’ya yapılan bu temas onun dengesini bozmaya fazlasıyla yetti. Devam diyenlere saygı duymakla birlikte, bana göre penaltı daha doğru karar olurdu. 28. dakikada Başakşehir golünü atan Elia gol öncesi Tolgay’a faul yapıyor. Bu Meler adına maçın gidişatını etkileyen önemli bir hataydı. 62. dakikada Caicara, Adriano’nun ayağına bastığı için ikinci sarı kartı gördü. Bu sarı kart doğruydu ancak 31. dakikada Talisca’ya faul yaptığı gerekçesiyle gördüğü sarı kart yanlıştı. Pozisyon omuz omuza mücadele idi.

19 Mart 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI