‘’16 milyon'a biz de varız‘’
Video Yardımcı Hakem sisteminde vitrinin önünde hakemlerimiz var. Geri planda çalışan, faaliyet gösteren farklı kurumlar ve kişiler de hummalı bir çalışma içerisindeler. Müthiş bir gayret, çok fazla insan emeği ve yüksek bir maliyet söz konusu... İlk etapta Riva’da dünyanın en modern VAR merkezi inşa edildi. Teknik donanımı yapıldı. 18 statla iletişim ağı kuruldu. Ses ve görüntü, statlardan Riva’ya 0.5 saniyeden daha kısa sürede ulaşıyor. TFF için sistemin alt yapı maliyeti 2 milyon Euro’ya ulaştı.
Statlarda ekstra eleman
Türk Telekom, Hawk Eye ve yayıncı kuruluş sistemin vaz geçilmez unsurları. Maçın oynanacağı gün çalışmalar hem Riva’da hem de statta sabah erken saatlerde başlıyor. Yayıncı kuruluşun elemanları haricinde, en az 10 kişilik bir ekip Riva’da mesai yapıyor. Ayrıca maçların oynanacağı statlara iki teknik eleman gidiyor. Her maç için teknik altyapının sağlıklı kurulup kurulmadığını yerinde denetlemek üzere TFF’den 1 kişi maçların oynanacağı statta oluyor. Sabah erken saatlerden itibaren sürekli ses ve görüntü aktarım testi yapılıyor.
Gece ve gündüz ayrı
Ofsayt tespit çizgilerinin kullanılabilmesi için statlarda ince ve zaman alan bir kalibrasyon yapılıyor. Bu ayar güneşli havalarda farklı bir çalışma gerektirirken, gece maçlarında farklı bir çalışma gerektiriyor.
Kamera sayısına göre adam
Sabah Yayıncı Kuruluş maçı kaç kamerayla çekeceğini ilgililere iletiyor. Kamera sayısına göre hazırlıklar farklılaşıyor. Hem statta hem de Riva’da kamera sayısına uygun gerekli konfigürasyon hazırlanıyor. VAR odasında yer alacak teknik eleman sayısı da kamera sayısına göre belirleniyor. 12 ve daha az kameraya 1 teknik eleman yeterli iken, kamera sayısı 12’yi geçtiğinde 2 teknik elemana ihtiyaç duyuluyor. Artan her kamera Yayıncı Kuruluş’a maliyet olarak yansıyor. Kamera sayısının azlığı da hakemlerin sağlıklı tespit yapmalarını engelliyor.
İngiltere'den ilk adım
VAR sistemine soğuk bakan ülkelerin başında İngiltere geliyordu. Premier Lig kulüpleri geçen sezonun sonunda toplanıp sistemi kullanmaya başlamayacaklarını duyurmuştu. Ancak ilerleyen dönemler için hayata geçirilmesi planlanan sistemin deneyleri Ada’da da başlıyor. Bu sezon 15 maçta çevrimdışı deneyim uygulanacağı belirtildi.
‘’Babel'in golünde ofsayt yok‘’
Hakem hocası Deniz Çoban, Bursaspor - Beşiktaş maçının tartışmalı pozisyonlarını değerlendirdi:
Babel’in golünde üç boyutlu ofsayt çizgilerine bakınca, Bursalı oyuncunun sol ayağının önde olduğu anlaşılıyor. Çizgilerin güvenilirliğinden şüphemizin olmaması gerekir. Hawk-Eye firmasının geliştirdiği, IFAB’ın onay verdiği, Dünya Kupası’nda da uygulanan çizgilerin hata payının “sıfır” olduğu, görevli üniversiteler tarafından da teyit edilmiş bulunuyor.
Bursaspor’un hızlı hücumunda Medel-Lima mücadelesinde, Cüneyt Çakır “Devam” dedi. Medel’in-Lima’nın koşu yoluna doğru hamlesi var ancak futbolda alan kazanmak için bu tarz mücadeleler oluyor. “Faul” diyenlere itiraz etmem ancak bence oyunun devamı doğruydu.
31’de Vida ceza sahasında rakibinden topu çok temiz aldı. Penaltı yoktu. 60’ta Negredo, top Chedjou’nun eline gelince penaltı bekledi. Chedjou elini mümkün olduğunca vücuduna yapıştırmıştı. Elinin topa doğru hareketi olmadığı gibi, mesafe de çok yakındı. Oyunun devam etmesi doğruydu.
‘’Tartışmasız kırmızı kart‘’
Her zor maçın değişmez hakemlerinden olan Fırat Aydınus, dün yine başarılı bir maç yönetti. Oyunun kontrolü sürekli elindeydi ve çok önemli hata yapmadan maçı tamamladı. Belhanda’nın kırmızı kartında bana göre tartışılacak bir durum yok. Belhanda Yusuf Yazıcı’nın hem baldırına hem bileğine basıyor. Hız var, şiddet var, acımasızlık var, yoğunluk var! Yani kırmızı kart için gereken bütün kriterler var. Dolayısıyla tartışmasız bir kırmızı kart... Rodallega’nın Emre Akbaba’nın bileğine bastığı pozisyonda, Rodallega’ya çıkmayan sarı kart Aydınus’un ender hatalarından biriydi. Bu pozisyonun Belhanda’nın pozisyonuna benzer hiçbir tarafı yok. Rodallega’nın hareketinde; hız, şiddet, acımasızlık ve yoğunluk yok. Klasik bir sarı kart. Fazlası olmaz.
‘’Kırmızı kart doğruydu‘’
Maçın 13. dakikasında Ayew geriden gelip yükseldi; rakibine basmadan ve onu dağıtmadan en üst noktaya ulaşıp kafa vurduktan sonra Kayserili oyuncuyla çarpıştı. Faul tartışmaları gereksiz, gol temiz.
45+1’de Slimani’nin kramponunun çivileriyle, Rotman’nın dizine darbesi en az sarıyı gerektiriyordu. 2. sarı karttan kırmızı görmeliydi. Ümit Öztürk faul dahi çalmadı. Slimani’nin ilk sarı kartına katılmadığımı da ifade etmeliyim.
Gri alanda VAR olmalı mı?
82. dakikada Kayserispor’dan Şamil Cinaz’ın gördüğü kırmızı kart, “bana göre” de doğruydu.
Şamil Cinaz’ın oyundan atıldığı pozisyonda hakem Ümit Öztürk önündeki faulü atladı. Ancak Öztürk’ün yardımına VAR yetişti ve Şamil doğru bir kararla oyun dışında kaldı.
Şamil’in iki mücadele sırasında yerde kalan Eljif Elmas’ın baldırına bastığı pozisyonda “Şiddet, acımasızlık ve yoğunluk” vardı. Buradaki tartışılacak konu; “Bu pozisyon VAR’ın konusu mudur? ” Bana göre kırmızı kartı gerektiren bir pozisyon olsa da gri alanda olan ve hakem için “Tartışmasız, yüzde yüz hatalı” diyeceğimiz bir pozisyon değildi. Tartışmaya açıktı. Bu tarz pozisyonlarda çıta bu kadar aşağıya inerse, ileride benzer pozisyonlarda tartışmalar daha da artacaktır.
‘’Yıldırım'ın pestili çıktı!‘’
“Video Yardımcı Hakemli” ligimiz hakem tartışmalarıyla üç haftayı tamamladı. Benim değerlendirmeme göre, 27 maç içerisinde VAR açısından en sorunlu diyebileceğim maç, Galatasaray-Alanyaspor maçıydı. Bu maçta 6. goldeki ofsaytın, VAR’da görevli Bülent Yıldırım tarafından tespit edilememiş olması da gözden kaçan en büyük hata oldu. Namoğlu sistemi kusursuz uygulamak ve tecrübe kazanmak için 100 güne ihtiyaçları olduğunu ifade etmişti. Bu yüzden yaşananları ben de tecrübesizliğe veriyorum.
Zihinsel yorgunluk
Ancak Bülent Yıldırım’a iki haftada 6 kez VAR görevi verilmesini eleştirmem gerekir. Nasıl ki hakeme fiziksel olarak kaldıramayacağı için üst üste maç verilmiyorsa, VAR görevi yapanlara da mental yorgunluk nedeniyle üst üste maç verilmemesi gerekir. Her gün aynı stresi yaşamak, konsantrasyonu koruyabilmek kolay bir iş değil elbette...
Uzman yardımcı şart!
Galatasaray maçındaki son gol maçın tek golü olsaydı, bugün çok daha farklı tartışmalar yaşanıyor olacaktı. Yani ofsayt tespitleri önemli... Yardımcı hakemlerin ofsayt pozisyonlarındaki algıları hakemlere oranla daha kuvvetli. Mesela Cüneyt Çakır’a oranla, Tarık Ongun veya Bahattin Duran ofsaytlarda daha seri ve pratik aksiyon alabilirler. Video odasında, Dünya Kupası’nda olduğu gibi uzman bir Yardımcı Hakem bulundurmayı, gündeme almamız gerekir diye düşünüyorum.
VAR İSTATİSTİKLERİ
■ 27 maç geride kaldı. 7 ayrı maçta, VAR’ın hakemin kararını tekrar gözden geçirmesini istediği 11 pozisyon oldu. Fenerbahçe-Bursaspor maçında 2, Göztepe- Malatyaspor maçında 3 kez VAR müdahalesi olurken, diğer 5 maçta birer kez müdahale oldu.
■ Bu 11 müdahalenin 7’sinde hakemler kararını değiştirirken, 4’ün de kararlarının arkasında durdular.
■ Ali Palabıyık, VAR olarak görev yaptığı 2 maçta tam 5 kez sahadaki hakeme kararını gözden geçirmesi teklifinde bulundu. Bu müdahalelerin 4’ünde karar değişti.
■ Halil Umut Meler ve Özgür Yankaya, VAR müdahalesine en çok (3’er kez) maruz kalan hakemler oldular. Yankaya tüm müdahaleleri aynı maçta yaşadı.
■ Akhisarlı Seleznov’un tükürüğü, Alanyalı Sackey’in dirseği ve Göztepeli Castro’nun tekmesi VAR yardımıyla kırmızı kartla cezalandırıldı.
■ Bu 27 maçta, Video Yardımcı Hakem (VAR) olarak toplamda 9 hakem görev yaptı. Bülent Yıldırım 6 maçla başı çekerken, onu 5 maçla Fırat Aydınus izledi. Barış şimşek 4, Hüseyin Göçek ve Mete Kalkavan 3, Halis Özkahya, Ali Palabıyık, Ümit Öztürk 2, Cüneyt Çakır ise 1 kez bu görevi yaptı.
■ Asistan Video Yardımcı Hakem (AVAR) olarak ise 13 hakemimiz video başına geçti. AVAR olarak en fazla görev alan hakem 4 maçla Serkan Çınar oldu.
‘’Sistemin acemiliği!‘’
Maçta ciddi oranda tartışılacak pozisyonlar var. Birçoğu da henüz tam olarak hazır olmadığımız “VAR” ile ilgili. Hemen pozisyonlarla ilgili fikrimi belirteyim. Galatasaray’ın ilk golünde faul olduğunu düşünüyorum. 67. dakikada Sinan’a verilen penaltının da hatalı olduğu fikrindeyim. Galatasaray’ın 6. golü ise yüzde 100 ofsayt. Topa hamle yapan Muğdat, ofsayt pozisyonunda ve bu pozisyon eğitimlerde ‘ofsayt olması gerekir’ diye gösterilen pozisyonların bire bir aynısı. Bu maçta “VAR” uygulaması olmasına rağmen bir hata düzeltilirken, diğer ikisi düzeltilemedi. Yeni bir sisteme geçiyoruz ve “VAR” ile ilgili uygulama hatalarını sistemin acemiliğine vermek istiyorum. Fazla eleştirel gözle bakmıyorum. Fakat üzerinde duracağım 2 husus var.
Mental yorgunluk
1-Bizim için bugüne kadar hep sahadaki hakemin standardı önem taşıyordu. Artık “VAR” standardı da önem kazandı. Galatasaray’ın ilk golünü açık ve bariz bir hata olarak görmeyen Bülent Yıldırım, daha karmaşık pozisyonda Sinan’ın penaltısını net bir hata olarak gördü.
2-Yusuf Namoğlu’nun aynı hakeme çok fazla yüklenmesi bu standartsızlığın sebebi olabilir. Yıldırım, geçtiğimiz hafta olduğu gibi, bu hafta da 3 gün üst üste “VAR” olarak görev yaptı. Yaptığı hatalı tespitlerde mental yorgunluğun etkisi olduğunu düşünüyorum.
‘’Tertemiz gol‘’
Maçın 20. dakikasında Hakan Özmert’in pasında, Adriano’nun engel olamadığı topla buluşan Doukara, Antalyaspor’un ilk golünü kaydetti. Hakan Özmert topla son oynadığı anda Doukara şeklen ofsayt pozisyonundaydı. Ancak Futbol Oyun Kuralları’na göre ‘şeklen ofsayt pozisyonunda bulunmak’ tek başına ihlal değildir. 3 yıl önce güncellenen ofsayt yorumuna göre: ‘Şeklen ofsayt pozisyonunda bulunan oyuncuya atılan pası engellemeye çalışan savunma oyuncusu, topa temas eder, ancak topun ofsaytta olan oyuncuya gitmesini engelleyemez ise bu savunmadan gelen top olarak değerlendirilir. Bu pozisyonda Adriano, Doukara’ya giden topa bilerek isteyerek hamle yapmış ve topla son oynayan oyuncu olmuştur. Dolayısıyla pozisyonda ofsayt yoktur, gol kararı doğrudur.
Nasıl ofsayt olurdu?
Peki o pozisyon nasıl ofsayt olurdu? Hakan Özmert kaleye şut atmış olsa ve kaleye giden şutu engellemeye çalışan Adriano’nun kafasıyla oynadığı top Doukara’ya gelseydi ya da Hakan Özmert’in Doukara’ya gönderdiği pas istemeden Adriano’nun kafasına çarpıp Doukara’ya gelseydi, o zaman ofsayt olurdu.
İtiraz olursa şaşırmam!
Maçın 71. dakikası bence önemli bir dakikaydı. Taca çıkmak üzere olan topu, Beşiktaş kulübesinden bir kişi oyun alanında tuttu. Kurallar çok açık: “Bir takım görevlisi, oyun alanına girerse (oyun alanındaki topa temas ederse), oyun bir direk serbest vuruşla başlar” Oysa Özkahya, maçı hakem atışıyla başlattı. Bu yaşananlardan sonra, ‘maçta kural hatası var!’ itirazları olursa şaşırmamak lazım.
‘’Gol öncesindeki faul hatalıydı!‘’
Maçın son anlarında Ankaragücü serbest vuruştan beraberlik golünü buldu. Mete Kalkavan, Kucka’nın faul yaptığını düşünerek bu serbest vuruşa hükmetti. Halk arasındaki tabiriyle Kucka’nın ‘kambura yattığını’ düşündü. Aslında kafa topuna yükselen Ankaragücülü Moulin, koluyla Kucka’nın kafasına haksız bir müdahalede bulunmuştu. Kafasına darbe alan Kucka eğilince de Moulin boşta kalarak düştü. Faul aslında Trabzonspor’un lehine verilmeliydi.
Faul’de ‘VAR’ yok
‘VAR Protokolü’ne göre: “Hakemin verdiği serbest vuruş kararları için herhangi bir incelemeye izin verilmiyor.” Dolayısıyla Video Yardımcı Hakem, bu serbest vuruştan gelen gol öncesindeki faulün hatalı olduğuyla ilgili bir müdahalede bulunamadı.