‘’Hakem Fenerli oyuncuları görmemiş!‘’
Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında yaşananlarla ilgili kural çok net: “Aynı anda iki takımdan da ceza sahasına girenler olursa penaltı vuruşunun tekrarı gerekir.” Ancak maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu penaltıyı tekrar ettirmeyerek maçı Fenerbahçe lehine endirekt serbest vuruşla başlattı. Yapılan net bir kural hatasıdır. Kasımpaşa TFF ye itiraz eder/etmez, eder ise TFF ne karar verir; bunlar benim konum değil. Ben net olarak şunu ifade edebilirim.
İki seçenek var
Birincisi: VAR müdahalesi ile kenara gelip hareketsiz görüntüye bakan hakemin, Kasımpaşalı oyuncularla birlikte Fenerbahçeli oyuncuların da ceza sahasına girdiğini görmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla maçın hakemi oyunu nasıl başlatacağını bilemeyerek kural hatası yapmıştır. Uğurlu’nun bu maçtan önce yönettiği Beşiktaş-Sivasspor maçında da kural hatası yaptığını hatırlatırım.
İkincisi: Namoğlu’nun değişik medya organlarında yer alan açıklamalarına göre: “Hakem Kasımpaşalı oyuncuyu görmüş ama ceza sahasına erken giren Fenerbahçeli oyuncuları görmemiş.” Namoğlu kamuoyunun bu söylediklerine inanmasını bekliyorlarsa ortaya iki seçenek çıkar:
Görme problemi
Birincisi: Ekrana baktığı halde Kasımpaşalı oyuncunun ceza sahasına girdiğini gören Uğurlu, Fenerbahçelileri görmemezlikten gelerek Fenerbahçe’ye “omuz” vermiştir.
İkincisi: Birinci seçenek ihtimal dışındaysa, o halde Süper Lig’de görev yapan bir hakemimizin ciddi oranda görme problemi vardır. Acilen hakemliği bırakmalıdır. Çünkü MHK talimatına göre görme problemi yaşayanlar hakemlik yapamazlar...
‘’Penaltı yok, tekrarı var!‘’
Fenerbahçeli oyuncu elini toptan sakınıyor, vücuduna yapıştırıyor. Yani penaltı kararı yanlış. Ancak penaltının dönüşünde atılan golün iptali de yanlış. Kasımpaşa başvurursa maçın tekrarı gerekir.
Maçın 6. dakikasında verilen penaltı kararı bana göre hatalı. Fenerbahçeli oyuncu elini mümkün olduğu kadar toptan sakınmaya gayret ediyor, vücuduna yapıştırıyor. Devam kararı daha doğru olurdu. Yapılan penaltı vuruşunda kaleci Harun’dan dönen topu Kasımpaşalı oyuncu ağlara gönderdi. Hakem Uğurlu, VAR müdahalesiyle golü iptal edip oyunu Fenerbahçe lehine endirekt serbest vuruşla başlattı. Oysa ki Futbol Oyun Kuralları’na göre penaltı vuruşunu tekrar ettirmesi gerekirdi. Çünkü Kasımpaşalı oyuncuyla birlikte ceza sahasına giren Fenerbahçeli oyuncular da vardı.
Kural çok açık
Futbol Oyun Kuralları Kitabı Kural 14, Sayfa 119: Her iki takımdan da bir oyuncu Oyun Kurallarını ihlal ederse, penaltı tekrarlanır.” Görüldüğü üzere kural çok açık... Bu penaltı vuruşunun tekrarı gerekirdi. Dolayısıyla bu hata bir “Kural hatası”dır. İtiraz halinde maçın tekrarı gerekebilir.
Uğurlu’dan ikinci hata!
Maçın hakemi Uğurlu’nun bir önceki maçı Beşiktaş-Sivasspor maçıydı. Orada da Uğurlu Kural hatası yapmıştı. Oyunu Serbest vuruş yerine hakem atışıyla başlatmıştı. Bu kural hatasını görmezden gelen Namoğlu, Uğurlu’yu hemen ertesinde daha önemli bir maça atadı ve sonuç daha önemli bir Kural hatası oldu. Dolayısıyla bu maç tekrar edilirse sorumlusu büyük oranda Türk hakemliğini idare edemeyen Namoğlu olacaktır.
‘’Yanlış karar yok‘’
İlk olarak 16. dakikada Eren Derdiyok elle oynamasına VAR müdahalesiyle penaltı verildi. Doğru bir karardı. Eren elini topa doğru hareket ettirerek, vücudunu genişletmişti. Penaltı öncesi verilen endirekt serbest vuruş kararında farklı yorumlara da saygı duymakla birlikte ben hakemin kararının doğru olduğunu düşünüyorum. 38. dakikada Necip-Eren mücadelesinde Necip’in Eren’e penaltıyı gerektirecek bir hamlesi yoktu, devam kararı doğruydu. 42. dakikada ise Medel’in uzaklaştırmak için vurduğu top, kısa mesafeden Vida’nın eline geldi. Vida için bu “beklenmeyen top”tu.
VAR burada gereksizdi
Ayrıca Vida’nın elini kaçıracak kadar da vakti ve topu elle oynamak gibi bir niyeti yoktu. Bu pozisyon asla penaltı değildi. VAR ile Cüneyt Çakır arasında nasıl bir diyalog geçti, bilemiyorum ama bu pozisyonda VAR müdahalesi bence gereksizdi. 68’de penaltı sonrası VAR’ın başındaki Mete Kalkavan yine Çakır’a kenara gelmesi için öneride bulundu. Pozisyonda 3 aşama var. Önce Necip’in kalkan ayağının, Onyekuru’ya küçük bir teması var. Sonra Onyekuru topu koluyla önüne alıyor.
İptaline katılıyorum
Üçüncü aşamada Necip’in dizi ile Onyekuru’nun sol ayağı buluşuyor. Bence ilk temas penaltı için yeterli değil. Dize olan ikinci temas ise penaltı, ancak öncesinde el var. Dolayısıyla penaltı iptaline katılıyorum. Elle oynamadan sonra penaltıyı gerektiren temasın olduğunu düşünüyorum. Galatasaraylılar, “Geçen hafta Konyaspor maçında açık ve bariz bir hata varken VAR devreye girmedi ama böylesi karışık ve tartışmalı pozisyonda VAR neden devreye girdi?” diye sorsalar, ne cevap verirsiniz?
‘’Beklenen oldu‘’
Olaylı Galatasaray-Fenerbahçe derbisi öncesi Fırat Aydınus atamasını değerlendirirken: “Yine bir derbi, yine hakem Fırat Aydınus... Her derbiye iki alternatifimiz var: Çakır ve Aydınus. Çakır UEFA eğitiminde olunca, tek yol kaldı: Aydınus! Bir sonraki derbiyi de Çakır yönetir... Türk hakemliğinin tükenişini adım adım izliyoruz.” demiştim.
Başka kim kaldırabilir?
Derbiden sonra o tükeniş daha da hızlandı. Yaşananları öngörmek için kâhin olmaya gerek yok! Türk hakemliğinin yönetilmediği, Namoğlu’nun günü kurtarma gayretiyle, yarınları hesap etmediği; açıkça ortada! Namoğlu ’nun 8 ay sonra görev süresi bitiyor. Ve arkasında onarılması çok güç, büyük bir enkaz bırakarak gidiyor. Başka alternatif olmadığından maça Çakır atandı. Atamanın eleştirilecek bir yanı yok. “Çakır olmazdı” diyenler hangi ismi önerebilir? Bu atmosferi başka kim kaldırabilir?
Yanlış bir düdük...
Derbinin ardından gelen ağır cezalara, Galatasaray-Konyaspor maçında yaşananlar eklenince, var olan zorluk 3 katına çıktı. Hiç kimsenin yaşanacak bir hakem hatasına tahammülü olmayacak. Son derbide “hatalı verilen taç ” atışının tartışıldığını düşündüğümüzde, yanlış üflenen bir düdük, Riva ’da koltukları sallar! Çakır ekibiyle birlikte, bunun gibi zor maçların altından defalarca kalktı. Büyük bir aksilik olmazsa bunun da altından kalkar ama şu ortamda, ağzıyla kuş tutsa kendini beğendirme şansı da maalesef bizim futbol kültürümüzde çok az!
Çakır'ın yönettiği Beşiktaş-Galatasaray derbileri
Tarih Maç Sonuç Tür
04-01-2015 Beşiktaş-Galatasaray 0-2 Süper Lig
22-02-2014 Galatasaray-Beşiktaş 1-0 Süper Lig
20-11-2011 Beşiktaş-Galatasaray 0-0 Süper Lig
28-11-2010 Galatasaray-Beşiktaş 1-2 Süper Lig
21-12-2008 Galatasaray-Beşiktaş 4-2 Süper Lig
17-09-2006 Galatasaray-Beşiktaş 1-0 Süper Lig
10-12-2005 Galatasaray-Beşiktaş 3-2 Süper Lig
‘’MHK “Suçlu ben değilim, suçlu sadece bu iki hakemdir” diyor‘’
Merkez Hakem Kurulu’nun yapmış olduğu açıklama “Suçlu ben değilim, suçlu sadece bu iki hakemdir” mealinde yapılmış bir açıklamadır.
Elbette Halis Özkahya ve Hüseyin Gökçek’in yaşananlarda dahli vardır ancak bugün hakemlikle ilgili yaşanan bir olumsuzluk varsa, sorumluluk o kurumu yöneten kişiye aittir. Eğitim eksikliği, atama hataları, hakem kadrosundaki yetersizlik bugünki geldiğimiz kaos ortamının ana nedenleridir. Dolayısıyla bu sorunların kaynağı da Namoğlu ve onu kuruludur.
Galatasaray Konyaspor maçında yapılan hakem hatası elbette önemli bir hataydı. Ancak 13. haftaya gelene kadar bundan daha önemli hakem hataları yapıldı. Bu hatalar yapılırken hiçbir aksiyon almayan, hakemleri dinlendirme yoluna gitmeyen, aksine hemen bir sonraki hafta maç veren Yusuf Namoğlu; bugün böyle bir açıklamaya ihtiyaç duymuştur.
Açıklamada adı geçen iki hakemden biri olan Hüseyin Göçek bugün İngiltere’de Wembley Stadı’nda Türk hakemliğinin temsil etmek üzere sahaya çıkmaya hazırlanırken kendisi hakkında alınan bu karardan haberdar oldu. Halis Özkahya ise perşembe günü Avrupa liginde Türk hakemliğini temsil etmeye hazırlanıyordu.
Çok değil, bundan 15 gün önce Galatasaray’ın Avrupa sınavı öncesi, Hukuk Müşavirliği’nin disiplin sevklerini açıklaması, Galatasaraylıları isyan noktasına getirirken; Türk hakemliğini temsil ettiği söyleyen kurumun başkanı Yusuf Namoğlu Türk Hakemleri sahaya çıkmadan önce böyle bir açıklamayı yapmayı kendine nasıl problem etmedi? Onların moralinin bozulacak olması hiç umrunda olmadı mı?
Yusuf Namoğlu 72 yaşında, hayatında elde ettiği bütün şöhreti hakemlik sayesinde kazanmış bir kişidir. Kimse onun mühendis olduğunu bilmez ama geçmişte hakem olduğunu şimdilerde Merkez Hakem Kurulu başkanlığı yaptığını bilir. Hakemliğin sayesinde milletvekili seçilmiş, belediye başkanlığını yapmıştır. Belediye başkanı ve milletvekili seçilmesinde hakemliğinin en büyük rolü oynadığını kendisi ifade etmektedir.
Bugünlerde sahip olduğu tüm kariyerini hakemlikten elde etmiş, kendisi hakemlik yaparken bu ve buna benzer hataları çok defa yapmış bir kişi olan Yusuf Namoğlu bugün hakeminin yanında yer almak yerine, kamu oyunun peşine takılıp böyle bir açıklamaya gerek duymuştur. Bu açıklamanın alt metninde “koltuğunu koruma kaygısı” yer almaktadır. Bu açıklama ile Yusuf Namoğlu zorda kalınca hakemini “kurtların önüne atan başkan” olmuştur.
Yıllar önce bir abimden şunu duymuştum: “Hakem yöneticisi koltuğunda hafif eğilirse, sahada hakemi diz çöker.”
Bu açıklama ile Yusuf Namoğlu baskılara direnemediğini ve koltuğunda eğildiği hakemlere çok net göstermiştir. Birçok hakem böyle bir durumda, mesajı alacaktır. Sahaya çıkan hakem bundan böyle kulübün büyüklüğüne, taraftar kitlesinin genişliğine, çaldığı düdükten sonra başına geleceklere göre düdük çalacaktır. Sahada hakemin diz çökmesi yakındır.
‘’Halil Umut Meler'den sorunsuz performans‘’
Hakemlik kariyerinde ilk defa Trabzonspor’un üç büyük takımla oynadığı maçta sahaya çıkan Halil Umut Meler, rahat bir maç çıkarttı. Sahadaki oyuncular centilmendiler; hakeme ve rakibe karşı saygılı bir oyun oynadılar. Bu nedenle Meler, oyunda kendisini zor durumda bırakacak pozisyonlarla karşılaşmadı. 22. dakikada çaldığı penaltı düdüğünde haklıydı. Slimani’nin kolu başının üzerine kadar kalkmıştı ve doğal konumda değildi. Ancak penaltı kararı öncesi Abdülkadir’in düşüşüne çalınan faul hatalıydı. Elif Elmas’ın Abdülkadir’e faulü gerektiren bir teması olmamıştı. Her şeye rağmen Meler kendisi için basamak sayılacak bu maçı sorunsuz geçti diyebiliriz.
‘’Penaltı değil‘’
“Serdar Aziz’in Skubic’e faulü gerektirecek bir teması olmadı. Skubic topa hamle yapmak yerine Serdar’a doğru sol ayağını uzatıp, teması hissedince kendini yere bıraktı. Pozisyon penaltı değil”
Sakin giden, hakemi zorlamayan bir maç izliyorduk ki, ne olduysa 87. dakikada oldu. Serdar Aziz’in, Skubic’in ayağından kayarak aldığı topa, Hüseyin Göçek penaltı düdüğü çaldı. Ben pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. Serdar’ın rakibine faulü gerektirecek bir teması olmadı. Skubic topa doğru hamle yapmak yerine, Serdar’ın geldiği yöne doğru sol ayağını uzatıp, teması hissedince kendini yere bıraktı. Oyunun devam etmesi gerekirdi.
‘Diyaloğu bilmemiz gerek’ Video başında bulunan Halis Özkahya’nın pozisyona müdahale etmemesi ise ayrı bir tartışma konusu... Net bir yorum yapmak için, Göçek ve Özkahya arasındaki diyaloğu bilmemiz gerekir. Aralarında geçen diyaloğa göre Özkahya müdahale edememiş olabilir. Diğer bir sebep de bu penaltıyı Özkahya’nın yüzde 100 hatalı bir karar olarak düşünmemesidir. Sebebin ne olduğunu bilemem ama benim şahsi fikrim bu pozisyonda penaltı olmadığı ve ne şartla olursa olsun bu penaltının verilmemesi gerektiği yönünde.
‘Kırmızı iptal edilmezdi’
Gelelim Serdar Aziz’e! Topu hakeme atarak, ‘Hakemi küçük düşürdü ve onur kırıcı bir tavır’ sergiledi. Kırmızı kart kesinlikle doğruydu. Penaltı VAR yardımıyla iptal edilmiş olsa bile kırmızı kart iptal edilmeyecek, Serdar yine de oyundan atılacaktı.
‘’'Meler'in zamanı gelmişti'‘’
Namoğlu, Trabzonspor- Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler’i atayarak, kendi adına en cesur atamasını yaptı. Bu güne kadar nerede zor maç varsa; Çakır, Aydınus veya o kalibrede hakemleri atıyordu. İlk kez bu tavrını bozdu ve yeni bir isme görev verdi. Meler, Avrupa’da emin adımlarla ilerliyor. Kendinden kaynaklanan bir sorun yaşamazsa, çok kısa sürede Türkiye’nin Avrupa’daki 2 numaralı hakemi olacak. Gittiği maçlar, katıldığı seminerler ve UEFA Hakem Kurulu Başkanı Rosetti’nin ona bakışı bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
Disiplinde yanlışları var
Meler’in bu sezon performansı vasatın altında. Disiplin uygulamalarında ciddi yanlışlar yapıyor. Gösterdiği ve göstermediği kartlarda bu sezon hiç standardı yok. Beşiktaş-Akhisar maçı göz önündeydi ve çok eleştirildi. Diğer maçları gözlerden uzak kaldı, gündem olmadı. Trabzon atmosferi farklıdır. Maçın Trabzon’da oynanacak olması zorluğu iki katına çıkartıyor. Henüz Meler’in böyle atmosferler için tecrübesi yok. Maçta atmosfer yüksek olursa zorlanması muhtemeldir.
Şimdi tam zamanı
Sezon başından süregelen tavrını sürdürürse, kart uygulamalarından dolayı eleştirilecektir. Elle oynama yorumları da Meler’in diğer sıkıntısı olabilir. Her şeye rağmen bu tarz maçlar için Meler’e görev verme zamanı gelmişti ve Namoğlu bu kez zamanlamayı tutturdu.