Arama

Popüler aramalar

‘’Beşiktaş’ın yolu uzun‘’

Maçın ilk 20 dakikasında kendini çaresizce savunmaya çalışan bir Beşiktaş izledik. Vuruşları kaleci Ersin Destanoğlu’na nişanlayan Lyon forvetleri olmasa ilk devrede dramatik bir skor görebilirdik. Öyle ki, bir Lyon golü kıl payı ofsayta, penaltı ve kırmızı kartı ise santimlere takıldı… İkinci devre de ilki gibi başladı… Lyon tempoyu yükleyince Ersin ile karşı karşıya kalmalar ilki gibi art arda gelmeye başladı. 55. dakikada ise 4’e 2 yakalandı ‘’savunmada kalan’’ Beşiktaş savunması. O pozisyonda top direkten döndü. Udokhai’nin Emirhan Topçu açıklarını kapatma gayretleri de sürdü. 64’te hızlı hücumda Rafa Silva doğru anda doğru pası yapamayınca açısı iyice daralan Muçi topu dışarı vurdu. Olay başlamıştı… Ardından 67’de Immobile, Rafa ikilisinin gol girişimini izledik hep birlikte.

Epey nefes aldırdı

Nihayet 71’de Gedson Fernandes orta sahada doğru kurgulanmış hücumu golle tamamladı. Ardından gol olacak en az iki pozisyon daha bulduysa da Beşiktaş maçı tek gollü galibiyetle tamamladı. Yolu uzun Beşiktaş’ın.. Ama Udokhai ve Gedson’un özel performansıyla gelen bu deplasman galibiyeti Galatasaray maçı öncesinde Giovanni Van Bronckhorst’a epey bir nefes aldırdı… Ve son bir not… Fenerbahçe’nin eski teknik direktörü Jorge Jesus Süper Lig için ‘’Sportif değeri yok’’ mealinden bir şeyler söylemişti. Dün akşam UEFA, birini 19.45’e koymak yerine ülkenin iki ‘’büyük takımı’’nın maçını da aynı saate koymuştu! Acaba biz ‘’Avrupa’nın en büyük altıncı ligiyiz’’ diye boşa mı böbürleniyoruz?

25 Ekim 2024, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Boğucu atmosfere kısa bir mola ‘’

Maçın ilk devresi oyun açısından dengede geçti diye düşünülebilir ancak hücum sayısı az olsa da atak yoğunluğu, dolayısıyla rakibi yıpratma bağlamında Beşiktaş hayli baskındı.

İşte o tedirginlik anlarının birinde Semih hareketlendi. Boranijasevic çalımı yediğinde ayağını Semih’e uzatmak yerine eşlik koşusu yapsa ki, Adil kademedeydi, Konya açısından atağı savunmak görece kolay olabilirdi. Lakin dediğim gibi Beşiktaş’ın sayısı düşük olsa da gerek atak yoğunluğu gerek oyuncu beceri farkı bu tür defansif handikaplara yol açacaktı, o hücum da penaltı oldu. Keza Muçi baskısından gelen Rafa golü de aynı koşullarda değerlendirilebilir. İkinci devre başlarken “İlk devreyi 2-0 önde bitirmek tehlikeli skordur” diyenlerin tezini bir kez daha test etme fırsatımız oldu! Devrenin ilk 15 dakikasındaki Konya hücumları tezi haklı çıkaracak gibi görünüyordu. Ancak 62’de Beşiktaş 4’e üç oyuncuyla hücuma çıktı ve Rafa sağa Muçi’ye değil sola pas atsa tez büyük ihtimalle bir kez daha doğrulanmamış olacaktı! Gerçi yine doğrulanmadı ya... Bu atak sonrası Konya da çekildi sahneden.

‘Oynasın’ demekle olmuyor

Gedson’un başını çektiği ataklarda ilk devreye oranla daha net gol pozisyonlarına girdi Beşiktaş. Muçi bitiricilik açısından bir parça daha mahir olsa fark daha büyük olabilirdi ve böylece milli arada Van Bronckhorst’un etrafını alttan alta kuşatan o boğucu atmosfer de bir parça dağılmış olurdu. Şimdi sadece kısa bir mola vermiş oldu! Bu arada ilk 11’e çıkan Semih için de alelacele yapılan yorumların Beşiktaş takım bütünlüğü açısından pek faydalı olmadığı anlaşılmıştır sanırım. Metodik çalışmak hepimizi kurtaracağı gibi Semih Kılıçsoy’un da yolunu kısaltacaktır. Ancak bu, inatla “Oynasın” demekle olmuyor.

21 Ekim 2024, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Şampiyonlukta en büyük aday‘’

Ülkede ‘Borçlanma/ zarar avantajı’nı kullanan ‘Üç İstanbullu’nun yanına yaklaşamayacaklarını kabul eden diğerleri çareyi ‘Kabuğuna çekilme’de buluyor. Dün akşam da Antalya bir kaç cılız hücum girişiminin dışında bu durumdaydı ilk devre. Buna rağmen savunmada da doğru duramadı. Hele ki yedikleri golde! Büyük golcü Mauro Icardi, kornerden gelen topu yakın direkten kafayla gol yaparken bir kaleci, üç savunmacı ne yaptıklarını bilmez haldeydi. Üstelik devrenin sonuna doğru aynı köşeden kullanılan kornerde yine aynı isim, Icardi, kafayı vurup topu arkadaki tehlike bölgesine aktarırken yine şaşkındı Antalya savunması. Galatasaray, çevre oyuncuları sayesinde Davinson Sanchez, Lucas Torreire, Dries Mertens, Icardı omurgasını savunmadayken koruyup, hücumdayken efektif işletirken bizim ligde ciddi zorluk yaşayacak gibi görünmüyor. İlk devre tam da böyle işledi. Gol atmaya yakınken gol yeme riskinden çok uzaktılar! İkinci devre başladığında Galatasaray hangi golü atacağını gösterdi ama kime attıracağını söylemedi! Önce Rolland Sallai’nin yapamadığını Yunus Akgün kopya hücumda Icardi’ye yaptırdı.

Kuralı bilmiyor olabilir mi?

0-2 sonrası Antalya futbolda hücum etmenin de olduğunu hatırladı ama çalıştıklarını belli eder bir tarzları yoktu. Daha çok ‘Beceriye bel bağlayan doğaçlamalar’ görünümündeydi girişimler. Nihayet Barış Alper Yılmaz ile Hakim Ziyech değişikliğinin ardından bu ‘Sanal etki’ de kırıldı. Kuşkusuz Galatasaray en yüksek ihtimalli şampiyonluk adayı ama Antalya ‘Küme düşmeme’ konusunda kendinden çok daha kötüler olduğu için hayli ‘Şanslı’! Bunun için şimdiye dek yenebildikleri iki takımın ligin dibindekiler olduğunu hatırlamak yeterli. Bu arada... Davinson Sanchez 84. dakikada itirazdan o sarı kartı neden gördü acaba? Kuralı bilmiyor oluşundan olabilir mi?

20 Ekim 2024, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Değişiklikler fark yarattı‘’

Doğrusu ya, tempo olarak bakıldığında bizim ligin hayli üzerinde bir ilk yarı izledik Samsun’da. Lakin milli takımın ilk 20 dakikadaki agresif baskısı devamında “Akılla örgütlenmiş hücum”lara dönüşmeyince Karadağ oyunu dengelemekte pek de zorlanmadı. Futbol anlayışı ve yaklaşımını çok önemsediğim bir futbol büyüğü geçen sezon başı Galatasaray’ı için; “Kerem ile Yunus’un kenarları birlikte kullandığı takımçok zorlanır” demişti. Ardından Galatasaray kısa süre sonra Yunus Akgün’den tasarruf etmişti! Dün akşam da bu ikili birlikte sahadaydı lakin biri, Kerem Aktürkoğlu, ilk yarı pek ortalıkta pek görünmedi. Yine de büyük sorun bundan öte boşa rakibe verilen ülkenin en sevdiği iki futbol etkinliğinden biri olan “orta”ydı. Nedense işe yaramayan 22 orta yaptı “Bizim çocuklar”! 13 nafile şut da cabası! İkinci devreye hocası Okan Buruk’un “Yorgun” olduğunu ima ettiği Barış Alper Yılmaz yerine Sarıyer’den başladığı yolculuğu Getafe’de sürdüren ve son golünü 5 gün önce atan Bertuğ Yıldırım girdi. Yine de oyun yoğunluğunda milli takım lehine önemli bir değişiklik yaşanmadı. Ta ki kenarlardan biri, Kerem ile dünyada 20 yaş altı futbolcular arasında gelecek vaat eden ilk 20’de gösterilen Kenan Yıldız değişimine kadar.

Öğrenmeye ihtiyacı var

O değişiklikle Hakan Çalhanoğlu yönetiminde iki yeni, Kenan ve İrfan Can Kahveci golü buldu. Bu maçı öyle ya da böyle kazandık ancak üzerine düşünmemiz gereken çok başlık var. Başta da oyuncu isimlerini abartmadan gelişimleri üzerine kafa yormak gibi! Bu takımın bu oyunu bu seviyelerde oynaması normal. Üzerine çıkabilmek için daha fazla fikre, daha fazla oyuncuya ve oynama çeşitliliğine dahası kaybettiği maçlara dayanmaya ve o mağlubiyetlerden öğrenmeye ihtiyacı var. Ardı çorap söküğü gibi gelir!

12 Ekim 2024, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Bundan fazlası beklenemez... ‘’

Gecenin erken maçında Galatasaray’ın yaşadığı şaşkınlık aslında çok şey anlatıyordu. Bir türlü takımlarının oynayamadığını kabul ettiremezsiniz memleket insanına! Öyle ya, bu kadar şöhretli oyuncuyla oynanamıyorsa futbol daha nasıl oynanabilirdi ki? Yanıt; “Rakiplerin oynadığı gibi” ama kabul etmek zor! Beşiktaş maçında da durum farklı gelişmedi. Bir parça hız, bir kaç doğru pas bizim takımların çözülmesine yetiyor maalesef! Skoru alan Frankfurt sakince, “Topla birbirini bulma oyunu” oynadıkça Beşiktaş koşmaktan bitap düştü! UEFA’da eşleşebileceği en zor rakiplerle ilk iki maçında karşılaşmak durumunda kalan Beşiktaş, bu iki mağlubiyetten çıkaracağı derslerle işleri düzeltecek revizyon hamlesi yapabilir.

Mağlup oluyoruz

Ancak bunun önündeki en büyük engel, “Bu hocayla olmuyor” denilmesidir. Oysa sorun, “Hoca problemi”nin çok ötesindedir. Münakaşadan futbola zaman ayrılamayan ligin aldatıcılığına mağlup oluyoruz hepimiz! Hakem tartışması manasızlığına takılı kalan… Çözümü yaşını başını almış ama şöhretli yabancı oyuncularda gören... Atletik performansı ve dayanaklılığı düşük, birbirine sahici rakip olarak doğru antrenman veremeyen ligin Avrupa’ya gidenlerinden de bundan fazlası beklenemezdi herhalde! Sonuçta fatura yine öğrenmekten köşe bucak kaçan oyuncu, yönetici, taraftar üçgenine mağlup olacak teknik adamlara çıkarılacaktır!

04 Ekim 2024, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanmayı bildi‘’

Kadrolar açıklandığı Beşiktaş sağ ve sol bekleri hayli şaşırtıcı gelmiştir izleyecek olanlara. Aslında Beşiktaş savunmada üçlü gibi durup, duruma göre Ernest Muçi’yi de savunmacı olarak kullanıyordu. Maçın başları beklendiği gibi durgun geçti. 15-25 arası Beşiktaş kendi solundan Rafa Silva merkezli üç hücumda gole yaklaştı ama önce Muçi ardından İmmobile uzak köşeyi bulamadı! Devre sonuna doğru Beşiktaş orta sahasının geçirgenliğinin farkına varan Kayseri öne çıkmaya başladıysa da ülkenin temel takıntısı olan “şut bağımlılığı” nedeniyle hücumları sonlandırmayı başaramadı. Oysa Beşiktaş orta sahasının sayısal olarak kalabalık olması tasarlanmıştı lakin durum sahada pek de öyle görünmedi. İkinci yarının hemen başında orta sahadan aldığı topla Rafa Silva da şut denedi ama o da kaleci Bilal Bayazıtı geçemedi… Ancak Kayseri oyuna yeniden girmekte zorlanınca Beşiktaş’ta devreye beceri girdi. Gedson Fernandes Kayseri çıkışında baskıyla topu aldı, gitti ve attı. Derken bir de penaltı golü. Bu maçtan da geriye kalan futbol değil kuşkusuz her zaman olduğu gibi “hakem kararları” olacaktır. “VAR gelecek dertler bitecek” dendi ama Hakan Taşıyan şarkısındaki gibi “Dertler avcı oldu ben şikar” olduma geçtik hep birlikte. Neticede Beşiktaş yüksek tempoya çıkmadan ya da çıkamadan maçı kazanmayı bildi.

Bir hatırlayın

Ve bir hatırlatma... Beşiktaş’ın bir önceki Eyüp maçında Muçi kadroya giremeyince yazılıp, söylenenleri bir hatırlayın! Kestirmeci, ezbere, jenerik yaklaşımlar, yorumlar… Oysa Van Bronckhorst maç sonu “yabancı kuralı”ndan bahsetmiş ve kadro için belirleyici faktörün bu olduğundan söz etmişti… Ancak çoğu açıklamanın o bölümünü ihmal etti ve Muçi’nin “gözden çıkarıldığı”ndan dem vurdu. Sonuç?

01 Ekim 2024, Salı 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Oynamadan kazandı‘’

Ülkemizin ilk yarıları can acıtıcı sıkıcılıkta geçen onlarca maçından birinin daha kurbanı olduk hep birlikte! Haydi “Antalya’nın gücü belli” denilecektir… Peki ya küresel şöhretli bir hoca, onca sükseli oyuncu ve bir o kadar sükseli transferlere rağmen Fenerbahçe’nin mecalsizliği nasıl açıklanır acaba? Hele ki Galatasaray’ın son maç skorunun getirdiği moral değer de eklenirse!.. Hatırlanırsa Jose Mourinho’nun geçen sezonki takım için ilk tespiti, “Takım hızının düşüklüğü” olmuştu. Görüldüğü kadarıyla bu konuda herhangi bir ilerlemeye yol açacak uygulamaları hayata geçirememiş… Pas kalitesinin düşüklüğü, şut arama dışında özel bir organizasyonun göze çarpmıyor oluşu, Antalya’yı da sahaya çekti. Gerçi onlar da kaleye şut dışında pek bir şey çalışmış gibi görünmediler.

Tribündekileri düşünün!

Velhasılıkelam, biz televizyon başındakiler bu kadar sıkıldıysak varın tribündekileri siz düşünün!.. İkinci devreye Fred ve Kostic’le başlasa da oyun ritmi açısından değişen çok şey olmadı. Nihayetinde Tadic önce maçta futbola uygun ilk pası gönderen Amrabat’ın servisini harcadı! Ardından benzeri noktadan ikinci girişiminde golü buldu. Hani, bizde kabul gören bir söz vardır; “Kötü oynarken de kazanmayı bileceksin”. Antalya’nın zaten mecali yoktu. Bu bağlamda belki bu maç özelinde Fenerbahçe için “kötü oynadı” denemez ama “Oynamadan kazandı” demek de pek yanlış olmaz!

30 Eylül 2024, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Ekol farkı‘’

Öncelikle Mustafa Hekimoğlu ile böyle bir maça çıkmak şaşırtıcıydı. Ajax Teknik Direktörü Farioli’nin de, “Beşiktaş’ın böyle bir 11’le maça çıkacağını düşünmüyordum. Ancak Galatasaray ile Süper Kupa maçını bu 11’le bitirmişlerdi. Mustafa Hekimoğlu çok iyi futbolcu. İyi bir ilk 11” dediği göz önüne alınırsa durum daha doğru anlaşılır. Oyun ilk devre en azından defansif olarak skora rağmen dengede gitti denebilir. Ancak ikinci devrede Hekimoğlu/ Immobile değişikşiğine gitti Van Bronckhorst. Nedeni önde tehditi artırmak olsa da, “total futbol” ülkesinin en tanınmış takımı tempoyu birden yükselterek skoru bir anda 3-0 taşıdı. Bu maç oyuncu yeterliğinden çok “ekol” farkı üzerinden okunmalı bence.

Öğrenmek önemli

Bizdeyken zaman zaman ağır dille eleştirilen Farioli de dahil olduğu ekole nedenli uyumlu olduğunu gösterdi. Beşiktaş ligde iyi durumda görünebilir ama ligler arası farkı devreye sokunca “mucize doktor” da olsanız hastayı tedavi edemiyorsunuz ne yazık ki! Diğer yandan Beşiktaş’ın Rafa Silva merkezli ofansif oyunun çözümünün de neler olacağı da ortaya çıkmış görünüyor. Artık bu maç bitti. Önemli olan kaybetmek değil, öğrenmektir. Bu maçtan Beşiktaş’ın neler öğrendiğini UEFA’daki bundan sonraki 2 maçında daha iyi göreceğiz…

27 Eylül 2024, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI