Arama

Popüler aramalar

‘’Geçen sezonun hayli önünde‘’

Maçın ilk 20 dakikasında oyuna öyle bir tempo koydu ki Beşiktaş, rakibini adeta nefessiz bıraktı. Bu arada skoru da bulmuş oldu. Devamında rölantiye alarak devreyi tamamladı ama bir korner organizasyonunda Necip/Welinton ile üçüncü golü de kıl payı kaçırdı. Peki bu arada Malatya neler yaptı? Neredeyse koca bir hiç!

Ne alanını savunabildi ne kapabildikleriyle rakip alanda tehdit oluşturdu. ‘Bu durumda olan biten neyin nesidir?’ diye soracak olursanız, ‘Ülkenin teknik adam/antrenman/plan gerçeği budur’ der çıkarım işin içinden... İkinci yarı Beşiktaş bıraktığı yerden iştahla devam ettirdi maçı. Her alanda baskı/temas her kapılan topta rakibi tehdit... Bu ürkütücülük Batshuayi’nin gövdesinden golü de getirdi. Beşiktaş alanı ve o alandaki topu o kadar rahat kullanıyordu ki tribün çok eski yıllardan gelen ’Aşığım sana’ ile koroyu kurmazsa olmazdı!

Hemen kurdular. Pjanic/De Souza iş birliği Rıdvan/Rosier desteğiyle öndeki üçlü Ghezzal/N’Koudou /Batshuayi’ye belki de kariyerlerinin en rahat en eğlenceli maçını hediye etti. Doğrusu ya Malatya, Hollanda karşısındaki bizim milli takım gibi ‘Temas’ dahi etmeden oynayınca düşünmeden edemiyor insan; Beşiktaş mı çok güçlüydü yoksa Malatya mı dermansız? Ben ’Beşiktaş her anlamda güçlüydü’ demeyi tercih edenlerdenim.

Beşiktaş bu maçtaki bu tavrıyla rakiplerine, ’Geçen sezon nerede bıraktıysam onun epey önündeyim haberiniz olsun’ demiş de oldu. Devamı nasıl mı gelir? Zaman en iyi güreşçidir, herkesi ve her şeyi yener. İzlemeye devam edelim.

12 Eylül 2021, Pazar 09:21
YAZININ DEVAMI

‘’Görecek günler var daha!‘’

Son Avrupa Şampiyanası'nda başımıza gelenlerin nedenini öğrenemediğimiz için başımıza gelecek olanları kavramakta da zorlanacağız. Örnek mi? Dün akşam yediğimiz gol! Cengiz’in golünde Burak’ın alan yaratan çapraz koşusu ne denli doğruysa Maruşic golü öncesi savunmanın tüm dengesini bozan Merih Demiral’ın öne hamlesi aynı oranda yanlıştı… Peki, üst seviye liglerden birinde oynayan Demiral’a bu ‘’basit hata’’yı yaptıran neydi? Bence düşünmenin temel dinamiği olan eleştiri/özeleştiri eksikliğinden… Nedenini bilemediğimiz yanlışları tekrarlarız!..

Oynamaya çalışsalar...

Maç kazanmayı fetişe dönüştürdüğümüzden 'oyun inşaası' için çok az çalışıyoruz. Oysa oyun inşaa etsek maç kazanma sorunu ortadan kalkacak. Dün akşam 'kazanma baskı'sının yıkıp geçtiği bir milli takım izledik. Çünkü sanki ilk görev, Avrupa Şampiyonası yıkımını iyileştirmekti. Bu nedenle sona doğru iyice ceza sahasına büzüştü milliler. Oysa oynayabilme kabiliyeti yüksek bu takım sadece 'oynamaya çalışsa' sorunların üstesinden rahatlıkla gelebilecek kudrette.

Oyun inşaa edemedik

Lakin bunun için genel geçer anlatının ötesinde bir dil/tutum gerek. Bu da bu kültürel iklimde şimdilik mümkün görünmüyor ama mutlaka olacak… Kısaca, dün akşam maçı rakibin son vuruşuyla berabere bitirmedik. Gerçek neden 'oyun inşaa edememek’ti. Tıpkı son şampiyonada yapamadığımız gibi… Ama bundan çok daha iyilerini yapabileceğimizi de biliyoruz. Kısacası; "görecek güzel günler var daha..."

02 Eylül 2021, Perşembe 08:45
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş oynatmadı‘’

Beşiktaş ilk devre boyu top kapma ve öne taşıma bahsinde eksiksize yakın oynadı desem yeridir. Önde baskısıyla Batshuayi’yi ceza sahasında birkaç kez topla baş başa bıraktı, olmadı. Larin daldı kaleci Viviano kurtardı. Ve birkaç kritik iş daha! Onlar da olmadı... Beşiktaş sol taraf merkezli ataklarda etkili olurken ‘geriden oyun kurma’ temelli oynayan Karagümrük tek kontra bulabildi, onu da beceremedi ve Kerim Frei’in hatalı pasıyla golü yediler. Devrenin başında Beşiktaş’ta Salih atılınca oyunun dengesi değişir gibi olduysa da değişmedi! Maçı Josef/Salih dengesinde oynamaya çıkan Beşiktaş kart sonrası Necip/Josef orta savunmasına döndü! Gerek var mıydı? Belki... Ardından gelen sakatlıklarla birlikte Atiba/Topal mecburiyetiyle savunmayı iyice sertleştirdi Beşiktaş ve Karagümrük neredeyse hiçbir şey yapamadı. Maç 1-0’a kilitlendi ve öylece de bitti....

Gecenin sorusu

Koca stadyumda dip dibe oturmak nedir? Yayıncı kuruluş maç röportajlarına ‘pro lisansı’ olmayanları çıkarmıyor ama anlatıcılar ve yönetmenler iki teknik adamı ‘eşit’ sayıyor! Tuhaf değil mi?

Maçın starı

Sergen Yalçın... Tüm olumsuzluklara rağmen maçı takımına kazandıracak düzenleri bulduğu ve korumayı başardığı için... Bir de iki kaleci... Ersin ile Viviano.

Maçın olayı

Maçın spikeri 18. dakikada Larin’in sürükleyip kalecinin kurtardığı pozisyon için, ‘Yüzde 99’luk gol şansı’ ifadesini kullandı. Düşündüm, demek ki kalecinin futboldaki payı ‘yüzde 1’miş! Bazı filozoflar der ki; ‘Dil insanın evrenidir!’

Kısa mesaj

Başladık ya, bu yıl bol bol 8+3 tartışacağız... Ancak çok az insan ‘savunma yapmayı ya da hücum örgütlemeyi öğretemeyen hoca’ları tartışacak!..

29 Ağustos 2021, Pazar 09:11
YAZININ DEVAMI

‘’Oyunsuz oyun!‘’

Her konuda münakaşa etmeyi marifet sayıp futbol oynamayı sadece ‘kazandı/kaybetti’ basitliğine indirgeyen Süper Lig’in klasik ilk devrelerinden birini daha izledik! Kaleyi düşünmedikleri için kaleyi de göremeyen iki takım orta sahada birbirleriyle ‘al ver’ oynayıp dururken bizde öylece bakıp durduk olan bitene. Devre sonuna doğru iki oyuncuya çıkan sarı kart hadisesi de olmasa biz izleyenler herhangi bir hareketlilik görmeyecektik! Beşiktaş ikinci devreye Larin ile başlayınca Ghezzal’in kısa süreli pasörlüğü devreye girdi de top Antep kale önünde görünmeye başladı. Ancak Antep oyunun ritim kazanmasına izin vermedi ve ‘oyunsuz oyun’ için dengeyi yeniden kurdu! Beşiktaş için geriye kalan çözüm oyuncu değişikliğinin getireceği belirsizlikti... Ancak N’Sakala’nın fenalaşmasını ardından oyuncular oyundan iyice kopunca zaten iyi gitmeyen işler iyice tatsızlaştı ve maç hata yapacak olanının kaybedeceği bir hal aldı. Hata kaynaklı o fırsat 90 artı 3’te Jeferson’a kadar ulaştıysa da kullanamadı. Oynanan futbola benzer şeye bakıldığında iki takım da sonuçtan memnundur diye düşünüyorum!

Gecenin sorusu

Bu maçın ilk devresini oynamak için onca transfere dolayısıyla onca paraya ve borca ya da sezon başında yapılan onca antrenmana gerçekten gerek var mıydı?..

Maçın starı

Futbola sadece benzeyen bir oyundan bir ‘’kahraman’’ çıkarmak mümkün mü? Yine de kaleci Ersin’in son dakikada çıkardığı topa bir parantez açalım.

Maçın olayı

Korona virüs haberlerinin hepimizi yakıp kavurduğu bir zamanda N’Sakala’nın yere yığıldığı an... Yaşamın ‘pamuk ipliği’ni bu kez de futbol hepimize hissettirdi.

Kısa mesaj

Bu dağınık düzenle Şampiyonlar Ligi’nde işi zor görünen Beşiktaş, lig için şampiyon olduğu sezondaki gibi bir seri yakalamak zorunda...

22 Ağustos 2021, Pazar 09:33
YAZININ DEVAMI

‘’Elini kolunu sallayarak kazandı‘’

İlk 20 dakikada izlediğim oyun beni heyecanlandırınca kendime, "Sezon iyi başladı inşallah böyle devam eder" dedim ama hevesim uzun sürmedi. İşler kısa sürede "ülke normalleri"ne döndü. Alper Potuk ve Erik Sabo'yla aktif alanı zorlayan Rize'ye karşı birkaç halledilebilir pozisyon dışında sıkıntı yaşamayan Beşiktaş, Atiba / Salih / Kenan merkezli organizasyonlarla maça etki koymaya uğraştı. İlk gol de Kenan'ın kendi yarattığı alanı yine kendi pasıyla kullanışlı hale getirmesinden geldi! Sonra her şey beklendiği gibi gelişti. Maçı durağanda geçirmeye niyetli Rize öylece Beşiktaş'ın ne yapacağını bekliyordu. Beşiktaş'ın bu isteğe yanıtı gecikmedi ve ikinci yarının hemen başında takımın "enerji santrali" Atiba'yla golü yaptı. Beşiktaş gol sonrası maçı garantiye alınca biz izleyenler açısından da konu tamamen kapandı! Belli ki bu sezon da geçmişte olduğu gibi bol bol böyle temposuz, pozisyonsuz maç izleyeceğiz. Çünkü, her takım kendi rakiplerinin kim olduğuna karar vermiş olacak! Bu nedenle geçen seneki şampiyon kadroyu koruyan ve takviye yapan Beşiktaş açılış maçını elini kolunu sallayarak kazanmayı bildi.

Gecenin sorusu

Beşiktaş'ta 10 numaralı formayı giyen Oğuzhan Özyakup bu sezon takıma katılan Salih Uçan'ın sahadaki sakin, işlevsel oyun gayretini izlerken ne düşünüyordur acaba?

Maçın starı

Beşiktaş geldiği ilk günden bu yana takımın en istikrarlısı Atiba ile güçlü bir sezon başlangıcı yaptı. Josef, Salih ise yardımcılarıydı. N’Sakala da sezona iyi başladı. Keza ilk devre Kenan da öyle.

Maçın olayı

Kale arkaları tamam ama kapalı tribünün ortasındaki dip dibe taraftar görüntüsü bizi yakın gelecekte ne tür ıstırapların beklediğini gösteriyordu. Arkadaşlar, unutmayalım! Aşı artı "maske, mesafe, hijyen" hep birlikte kurtuluşumuzdur.

Kısa mesaj

Açılış maçı Beşiktaş açısından öyle tehlikesiz geçti ki, Sergen Yalçın ikinci yarı sadece doğrudan hücum edecek oyuncuları değiştirdi. Onlardan biri, Larin de maçın bitirişini yaptı.

14 Ağustos 2021, Cumartesi 09:45
YAZININ DEVAMI

‘’'Bitti' demedik ama yine bitti!‘’

Başlarken, şampiyonanın bir yıl gecikmesinin sakatların dönüşü açısından avantaj olduğunu vaaz eden sayısı az değildi. Görüldü ki öyle değilmiş... Yine şampiyona öncesi hazırlık maçlarının, 'Güçlü takımlar’la yapılması gerektiğini söyleyenler de az değildi. Görüldü ki bu da yetersiz bir veriymiş. Meğer kimsenin başlarda adını anmadığı İsviçre bile denklemdeymiş! En temel sorun şu; ülkenin futbolda bulamadığı ritim çocuklarını da olumsuz etkiledi. İki, bu oyun, ’Türk duvarı’ benzeri sloganlarla yükseltilebilecek kadar durağan bir oyun değilmiş. Evet, mevcut durumdan birinci derece sorumlu kuşkusuz ki, Şenol Güneş ve teknik ekip...

Üç maçta da Uğurcan dışında gösteriye katkı veren oyuncu olmaması düşündürücü. Bu çocukların çoğu bu seviye oyunlarla baş edemeyecek çocuklar değil. Bu sorun, ’Şunun yerinden bu, diğerinin yerinde de şu oynasaydı’ gibi basit çözümlemelerle de halledilemez. Öyleyse sorun gerçekten nerede? Yanıtlanması gereken ilk soru bu. Yanıtı başta Şenol Güneş olmak üzere federasyon ilgilileri verecek kuşkusuz. İkincisi, bu sorun nasıl çözülecek? Burada da yanıt, ’Motivasyon’, 'Konsantrasyon’’ olamaz. Daha elle tutulur ve hayata geçirilir plan ve projeler duymamız gerek!

21 Haziran 2021, Pazartesi 08:23
YAZININ DEVAMI

‘’Sakin & Güvenli‘’

"Sırf onları görmezden geldiğimiz için hakikatler ortadan kalkmaz". Aldous Huxley'in bu sözü en çok da bizim futbol iklimimiz için geçerli duruyor! Gözümüzü kapatıyor ve hep iyi şeylerin olacağını hayal ediyoruz. Geçmişin periyodik olmayan dilimlerinde birkaç işin üstesinden geldik ya, yaşamın hep o mutluluk anları gibi akacağını var sayıyoruz. "Hayal kurma" ile "umut etme" birbirine karışınca da bugün yaşadığımız öfkeli, travmatik tutumlar kaplıyor ortalığı. Son iki maçta skorlardan öte "oyunsuzluğun" getirdiği şaşkınlık Şenol Güneş'e olan öfkeyi patlattı. Fark ediliyorsa, oyuncular üzerinde o denli yıpratıcı spekülasyonlar yapılmıyor. Bu durum iyi...

Sanırım fazla güvendi

Eleştiriler doğrudan oyuncu tercihi ve oyun planlarına bağlı olarak Güneş'e yönelik görünüyor. Bence en büyük kayıp skorlardan çok, turnuvanın en genç takımının şimdiye kadar yaratamadığı sempati ve Avrupa piyasasına "oyuncu gösterememesi" oldu!.. İsviçre maçı bu etaptaki fırsatlardan biri olarak önümüzde. Bizi zor bir maçın daha beklediği aşikar. Teknik heyet savunma dörtlüsünün "yurt dışı" özelliğine fazlaca güvendi sanırım! Ancak orta saha organizasyonu beklentinin çok altında kalınca da olanlar oldu!..

Diyelim eve döndük...

Şimdi... Oyun süresini doğru bölümleyerek sakin, temkinli ve mümkün olduğunca güvenli bir oyunla sonuca gitmeye çalışmak... Bir maç kazanımı bir maç kazanımıdır. Her galibiyet onarım için elzem adımdır. Bugüne dair birikmişleri değerlendirip orta saha savunmasını sertleştirmek ve oyunu hücum için kurgulayacak Hakan Çalhanoğlu'nun işini kolaylaştırmak önceliktir. Gerisi, bekleyip görmektir. Diyelim olmadı, eve döndük... İki üç gün dinlenip Dünya Kupası çalışmalarına aralık vermeden başlamak önceliktir.. Ve elbette onlarca yapısal sorun için kolları sıvamak da..

19 Haziran 2021, Cumartesi 09:47
YAZININ DEVAMI

‘’Asıl şimdi başlıyor‘’

Topun İtalya’da olduğu ilk devre boyunca ceza alanı içine sıkışık bir oyun oynadıysak da penaltı riskleri dışında rakibe ‘’Gol olurdu’’ dedirtecek türden fazlaca pozisyon bırakmadık. Elbette bazı İnsigne ya da İmmobile pozisyonları gol de olabilirdi ama etkileri hep düşük kaldı. Bizim için sorun hücum organize edemeyişimizdi daha çok. Burak’ın ofsayta düşme problemleri nedeniyle bazı ataklar olgunlaşamazken Hakan ile Yusuf’u devreye sokacak orta saha organizasyonları bir türlü mümkün olamadı. Ofansif tehditler oluşmayınca da ev sahibi güvenle hücum etmeyi sürdürdü.

İyice gerildik

Ozan/Okay orta saha savunması İtalya temposuna karşı koyamıyordu ve bu durumda yük iyice savunma göbeğine bindi. Ve ikinci devrenin hemen başında pozisyon hataları zincirine Merih’in de pozisyon hatası eklenince rakip takım golü buldu. Onlar rahatladı ama zaten çok şey yapamayan biz iyice gerildik!.. O golün anlattığı futbolda rakibi hataya en çok da ‘’tempo’’nun sürüklediğiydi. Uğurcan’ın oyun başlangıç pasını kapan İtalyan futbolcuların otomatiğe bağlı paslarla Insigne’ye golü attırmaları da aynı şeyi anlatıyordu.

Tehdit oluşturmadık

Savunmayı kuramadık çünkü düşük tempoyla oynadığımızdan hücumda tehdit oluşturamadık. Sonuçta iyi başlamadık ama maç önündeki anlatıdan da anlaşılıyordu ki çok az insan tersi sonucu bekliyordu! O zaman şöyle diyelim; şampiyona bizim için şimdi başlıyor… Peki, savunmaya dokunamayacağımız için öncelikle ne yapacağız? İlk elden forvet kurgusunu değiştirip ön tarafa çözüm üretmek gerekiyor. Ve bunu yapacak yeterince genç de var kadromuzda…

12 Haziran 2021, Cumartesi 09:39
YAZININ DEVAMI