Arama

Popüler aramalar

‘’Kaderin cilvesi!‘’

İlk devre için baştan söyleyeyim; izleyen bizler için sıkıcıydı. Belki teknik adamlar için plan, taktik benzeri parametreler açısından elle tutulur bir şeyler bulunabilir ama bu devreyi izleyenler için katlanır kılmaz. Galatasaray daha değerli kadrosuyla topu elinde daha tutmuş olsa da işlevsel değildi ilk devre. Birkaç atak vardı ki, kendi kendine sonlandı. Çünkü takımın saha içi davranışı antrenman yapmış değil de oyuncuların doğaçlamasına kalmış gibiydi. Karagümrük ise daha acıklı durumdaydı. Zor bela öne çıktığı anları da Caner Erkin’in orta sevdasıyla 'karşı atağa' kurban ettiler. Hatta öyle ki, hakeme itiraz etmeye çalıştığı anda yaptığı gelişi güzel vuruş neredeyse kalelerinde gol olacaktı!

Sıfır tehdit

İkinci devre de Galatasaray yoğunluğuyla geçti. Ancak ilk gol bazı şeyler anlatıyor olmalı! 'Yerli kuralı'ndan bu kadar şikayet edilirken golü atan Emre Taşdemir’in sezonun ilk maçına çıkmış olması 'kaderin cilvesi' olarak mı tanımlanmalı? Yoksa, bu kombinasyonları görmeyenler için, 'Daha önceleri nerelerdeydiniz?' diye mi sorulmalı? Yine de rakibine hücum ettirmediği gibi neredeyse tüm ikinci yarıyı Karagümrük ceza sahasına önü ya da içinde geçiren Galatasaray skor değilse de pozisyon üstünlüğüyle maçı almayı bildi. "Galatasaray oyunu güçlü müydü?" derseniz yanıtım "Ehh" olur!.. Bu maç için belki, ‘’üstün’’ ya da ‘’baskın’’ demek daha doğru olur ama rakibin neredeyse ‘’sıfır tehdit’’ini de unutmamak gerek. Maç böyle bitince kuşkusuz dillere dolanacak olan ilk kırmızı kart olacaktır! Yani ‘’hakem kararı’’! ‘’Karagümrük’e verilmedi de neden Galatasaray verildi?’’ gibisine… Manasız… Çünkü VAR böyle buyurdu! Tartışmaları izlemek için buyurun ekran başına...

29 Ekim 2022, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yenildi ama sorun, neden?‘’

Maçın daha dakikasına ulaşmadan Muleka/Weghorst ikili oyunundan Beşiktaş’ın golü bulması, ezberlerin tersine tempo anlamında oyunu olumsuz etkiledi! Neden mi? Oyuna ısınamadan öne geçen Beşiktaş temkine, buna bağlı olarak ev sahibi Hatay ise önde tehdit oyununa evrildi. Temposu düşük devrede iki takım da daha çok hata gözleyen tarzda oynamayı sürdürdü. Örneğin Masuaku’nun hatasından El Kaabi’nin yakalayıp kullanamadığı pozisyon misali!.. Ancak ikinci devre ilkinin aksine hayli tempolu başladı ve hemen devre başında seri başladığı atağı bilinçli sonlandırdıHatay. Soru, bu anda Beşiktaş stoperlerinin nerede, ne yaptığıydı? Hemen devre başında geldiğinden bu yana futbolu değil sadece adıyla anılanDele Alli kenara alındı... Bu andan sonra tempoyu yönetme işi Beşiktaş’a geçince maç yeniden başlamış oldu ve oyun önce iki sonra tek yönlü "akmaya başladı"!..

İş bitirici olunca...

Lakin Beşiktaş golü yerden pas ve ayakla atmışken öndeki biri uzun diğeri normal santrforuna çaresizce orta yağdırıp durdu!..Nafile yere atılmış orta sayısı 41’di… Haliyle onlar santrfordan daha çok ‘’Hatay stoperleri’’ gibi durmuş oldular sahada.Üzerine 18’de şut ekleyin, durum netleşir. Bu yetmezmiş gibi bu savruk hücum halinin kabarttığıHatay iştahı 80’e doğru önce tehlikeli, finalde de iş bitirici olunca Beşiktaş’ın payına düşen kaçınılmaz bir kaos oldu. Şimdi faturanın ilk adresi şüphesiz belli; Valerien İsmael. Ancak sorulması gereken ilk soru şu olmalı; ‘’Bu transfer politikası kim ya da kimlerce hazırlandı, yazıldı, uygulandı?’’

25 Ekim 2022, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yüksek tansiyon izlemeye değer maç‘’

İlk 30 dakikadaki bariz Galatasaray üstünlüğünün ilk nedeni atletizm coşkusu. Galatasaray için Alanya’ya karşı savunma yapmak da hücum etmek de son derece kolay göründü devre boyunca. Çünkü rakipleri ülkede sık ve kolay eleştirilen bir tarzda, ‘Geriden oyun kurma’ halindeydi. Galatasaray önde baskıyla kazanıp, kazandıklarıyla goller bulup, pozisyonlar ürettikçe Alanya’nın ana fikri yanlış göründü! Oysa Alanya teoriyi pratiğe geçirecek olgunluk ve gelişim seviyesinde değildi, o kadar. Bir şey denemezsen nasıl yaparsın? Alanya’nın sorunu diğer pratik çözümlerden uzak oluşu. Yine de kendi tarzlarında oynamaya ısrar ettikçe ortaya izlenmeye değer bir maç da çıkmış oldu. Bu arada tüm maç boyu topla daha çok oynayan onlardı.

İstediğini aldı

İkinci devre Galatasaray’ın 10 kişi devam etmesinin de etkisiyle ilkine göre daha durağandı. Galatasaray bu kez de savunmasını olgunlaştırma konusunda bir testten geçti. Rashica’nın belirlediği tempoya uydukça tehlikeli olsalar da zaman zaman geri geri koşmak zorunda kalan savunma hattı git gide zorlanmaya başladı. Öndeki işleyiş aksadıkça savunmada zorlandılar. İkisi de kaleye inmek yerine ‘Şut arzusu’na yenik düştü. Nihayet 90’da ayağa oynamanın karşılığını aldılar. Keza Galatasaray uzatmada net paslarla Emin Bayram’ı kaleciyle karşı karşıya bıraktı ama genç futbolcu kaleciye takıldı. İki kırmızı kart ve maç berabere... Ne dersiniz, hafta içi yükseltilen tansiyon işe yaradı mı?

24 Ekim 2022, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ismael'den başkası başaramaz!‘’

'Öfkeyle harmanlanmış' bir panik havası seziliyor Beşiktaş'ta. Aceleci yaklaşımlarla verilen kararların, atılan adımların faturalarının neler olduğu bilinirken; yine benzeri bir atmosfer hakim görünüyor Beşiktaş kamuoyunda.. Ve elbette faturanın kime kesilmek istendiği de çoğumuzun malûmu; Valerien Ismael... Belli ki gerek son şampiyonluk sezonunun ardından Sergen Yalçın'ın yaşadıkları veya çifte şampiyonluğun ardından gelen sezonda Şenol Güneş'e yaşatılanlar ya da onca yıllık benzeri uygulamalar; çoğu insanın hafızasında yer bulmamış! Bu kaygılı atmosfer Beşiktaş oyunundan daha çok Fenerbahçe algısıyla ilgili diye düşünüyorum... Bilindiği gibi, bizim topraklarda takım tutma motivasyonunun ana damarı; 'bizim yaptıklarımız'dan değil 'diğerinin yaptığı/yapamadığı'ndan beslenir! Mevcut durum da böyle görünüyor.

Birkaç maçta düzelebilir

Taraftarların ligin başında yere göğe koyamadıkları teknik adam, oyun ve oyuncular ile ilgili kararları, tersi yöne dönmüş gibi. Oysa Beşiktaş skoru alamıyor görünse de ligin başına göre daha dayanıklı, daha nefesli oynuyor. Bu da işlerin birkaç maç içinde düzelebileceğinin göstergesi. Ancak anlık yaşayan 'Piyasa', oyun değil skor talep ediyor. Böyle olunca ikisi de mümkün olamıyor. Beşiktaş ligdeki diğer takımlar düşünüldüğünde güçsüz görünmüyor... Demek teknik ekip işini yapıyor. Beşiktaş maçların herhangi bir devresinde rakibinin bariz üstünlük kurmasına izin vermiyor... Demek, maçlar doğru planlanıyor. Peki sorun nerede? Skor üretiminde... Geçen sezon Batshuayi, Teixeira, Pjanic varken de benzeri sorunlar var mıydı? Vardı... Mevcut oyuncular, en azından 'İsmen' öncekilerin gerisinde görünüyorsa ve takım da hâlâ tepedekiler arasındaysa, ortalığı bu denli germenin gereği nedir?

6 puan sinirleri yatıştırır

Ben size söyleyeyim... Konuya samimi yaklaşanları dışarıda tutarak söylersem; teknik direktörlük için kafasında isim ve planları olanlar, Beşiktaş atmosferini manipüle etmeye gayret gösteriyor! Çünkü bunun ardında yeni transferler ya da oyuncu takaslarıyla oluşan piyasa iştahı yatıyor. Bu durumun oyunun gerçekleriyle ilgisi, yaratılan infial kadar güçlü değil. Fenerbahçe'nin ve Jorge Jesus'un yarattığı pozitif iklim, sadece Beşiktaş'ın değil, birçok kulübün sinir uçlarını zorluyor. Bunun yarattığı gerilim de Beşiktaş özelinde Valerien Ismael'e faturalanıyor. Önümüzdeki üç haftanın ilk ikisinde alınacak 6 puan, sinirlerin yatışmasına yol açacaktır.

En zorlu eşik: Derbi

Valerien Ismael açısından en zorlu eşik, Galatasaray derbisi... Orayı da halledebilirlerse sakinlik şalı, Dünya Kupası sonrası periyoduna kadar sorunların üzerini örter. Bu periyottaki olumsuz herhangi bir durumda ise bu kazanın altını ısıtanlar, kendi hesaplarına da uygun biçimde ellerini ovuşturacaklardır.

Yakasını bırakırlarsa...

Ancak unutmamak gerekir ki, herhangi bir teknik adam yarı yoldan aldığı bir takımı limana Ismael'den daha güvenli yanaştıramaz. Sorunlar ya büyür ya da mevcut ivmeyle devam eder. Bunca deneyimin en başta bana ardından da ülke kamuoyunun sakin kalmayı becerenlerine öğrettiği budur. Ghezzal'ın, Weghorts'un ya da herhangi bir futbolcunun özel performansı takım adına sonucu belirlemeye sadece yardım eder. Yakayı bırakırlarsa, Beşiktaş oyun inşa edebilir görünüyor. Yönetimin ilk işi de kabul edilebilir açıklamalarla sükûneti sağlamaktır.

21 Ekim 2022, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Çokça duygu, birazcık futbol‘’

İlk devre düşünüldüğünde hafta içi antrenmanlarında planlanmış ve deneyimlenmiş uygulamalara iki takım içinde pek şahit olamadık. Yine de Beşiktaş “hücum etmeye gayret eden taraf” görünümündeydi. Lakin bu görüntüde, kurgusal olmaktan çok temel planı rakip orta sahayı bozmak olan Trabzon’un oyunu kabullendiği bölgelerle ilgiliydi. Josef’in kayıpları, Dele Alli’nin görünmezliği ile birleşince yükün bindiği Salih’in gayreti mecburen yetersiz kaldı. Yine de ilk devre üç gol izlediysek bu plan, kurgu yada yetenek değil doğrudan hatayla ilgiliydi. Korner golünde başta Josef ve stoperler olmak üzere hatalı yerleşim, diğerinde Masuaku Beşiktaş golünde ise kaleci Uğurcan’ın zamanlamaya bağlı “hesap hatası” belirleyici oldu.

Skorun etkisiyle

İkinci devre birazdan skorun etkisiyle maç hareketlendi. Beşiktaş öne gidip alanlar aradıkça Trabzon da aradığından daha çok alan ve pozisyon buldu. Oyuna sonradan giren Bardhi’nin 58 ya da 59’daki iki pozisyondan birinde gol çıkaramamış olması ilginçti! Ancak 65 sonrası tempoyu yavaş yavaş yükseltmeye başladı Beşiktaş ve bu hareketlilik Trabzon’un rakibin 25. ortasında çaresiz kalmasıyla sonuçlandı, beraberlik oluştu. Golden daha fazlası, karşılaşma iki takım için de bu zaman diliminden sonra kısa süreli de olsa ülke mücadele seviyesinin hayli üzerine tırmandı. Üstelik gollerin üçü futbolsuz geçen bölümde gerçekleşmişken...

Zaman kazandılar

Beri yandan, iki teknik adam da haklarındaki yergilerden haberdar şüphesiz. Haliyle bu maç doğrudan takımlarındaki gelecekleri konusunda belirleyici nitelikte değilse de harareti yükseltecek maçlardandı. Bu beraberlikle ikisi de en azından keskin tartışmalar bağlamında zaman kazandı dersek yanlış olmaz...

17 Ekim 2022, Pazartesi 07:19
YAZININ DEVAMI

‘’İzlerken ne sıkıldık ama!‘’

Kasımpaşa, hücum tehdidi şöyle dursun orta sahaya dahi çıkmaya üşenince oyun konuk takım ceza sahası önünde kilitlendi. Yetmedi, faul üstüne faul! Zaten ilk devre boyunca yapılan karşılıklı 19 faul maçın tempo kazanmasının önündeki en büyük engeldi. Kilidi açmak için Trabzon’a tempo gerekiyordu ama onlar da faul kapanına girmekte zorlanmayınca işleri Hamsik’in marifetine terk etmiş oldular. Hamsik bir iki kez derin pasla Trezequet’yi öne ittiyse de nafile!

Top sık sık el değiştirir ya da etkisiz alanda oyuncular arasında anlamsızca dolaştırılırken, bizler de ülkenin sıkıcılık ortalamasını rahatça tutturan bir karşılaşmaya daha hep birlikte mahkum edildik. Meğer takımlar anlaşmış, maç 55. dakikada başlıyormuş! O onlardan birinde Djaniny’nin baskıyla kaptığı topla başlayan hücum Hamsik’in şutunun kaleci Ertuğrul tarafından kurtarılmasıyla tamamlandı. Ve o sıkışık maç aniden gevşedi.

İsabet sorunu

Kasımpaşa da doğru hamlelerle öne gidince izlenmeye değer birkaç şey çıktı ortaya. 5’e 2 bile yakaladı Kasımpaşa ev sahibini ceza sahası önüne kadar ama 6’ya 3 yakalandığı da oldu. Ancak macera uzun sürmedi 70’lere doğru maç yeniden 'ülke normalleri'ne döndü. Dakika 89’du ve 28 orta yapmış Trabzon’un isabeti sadece 'bir'di! Buna sadece ikisi isabetli 19 şutu da eklerseniz Trabzon açısından olan biteni daha doğru kavrayabilirsiniz. Son şampiyon açısından başta beklentinin yüksek olduğu bazı oyuncuların yanı sıra oyunun tasarımına dair çok ciddi yenilemeye ihtiyaç var görünüyor.

11 Ekim 2022, Salı 06:57
YAZININ DEVAMI

‘’Düşük verimle yüksek kazanç‘’

Topu ayağında tutma konusunda iki takım da ilk devre boyunca birbirine yakın görünse bile hücum baskısı açısından Beşiktaş belirgin biçimde öndeydi. Gelin görün ki, “baskı” ile “verimlilik” eşdeğer değildi. Çünkü beklentinin yüksek olduğu Redmond ve Alli başta yabancılar bizim buralarda dudak bükülen “yerli”lerin işini yapamıyordu! HattaDele Alli hayli “gönülsüz” görünüyordu sahada. Belki de “gönüllü olma”ya mecali dahi yoktu, bilinmez!.. Tayfur zaman zaman görünüyordu sahada. İki savunmacı Tayyip Talha ile Emrecan belki de takımlarının Josef’le birlikte en iyisiydiler ama diğerleri vasatı bir türlü aşamıyordu. Hal böyle olunca zaten hücum etkisinin sınırlı olacağı öngörülebilecek olan Giresun karşısında yapılabilen de tek golle sınırlı kaldı.

60 dakika sorun yaşamadı

Devre boyunca görüldü ki, ligin ilk haftalarındaki N’koudou benzeri koşu etkileri olmayınca Weghorst da sıradan bir ön oyuncuya dönüşüyor ve savunulması kolaylaşıyor. Bu durumda yapılması gerekenlerin ilk örneği ikinci devrenin hemen başında gerçekleşti. Gedson taşıdığı topla Weghorst üzerinden seri biçimde oyunu ters kanada taşıyınca Redmond kendini pozisyonun içinde buldu ama yapamadı! Savunma konusunda Giresun’un hayli önünde olduğu için 60 dakika sorun yaşamadı Beşiktaş.

Ve nihayet Ghezzal ile N’Koudou’yu sahaya gönderip hücumu çift kanada eşit dağıttı ancak fırsat bu fırsat kez de Giresun hücuma çıkmaya başladı. Önlem yedek kulübesindeydi; Alli, Gedson dışarı Necip içeri!.. Beşiktaş, VAR’a takılan Giresun golü hariç çok ciddi tehdite izin vermediği maçı düşük verimlilikle de olsa kazanmayı bildi.

09 Ekim 2022, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ya seyirci olmasa!‘’

Futbol da ekonomik veriler gibi,"dört çeyrek" olarak ele alınabilir sanırım. Dün akşam ilk çeyrek, ciddi tehlike olmamasına karşın, Fenerbahçe kontrolünde geçti. Topu ayağına alamayan Beşiktaş ise planlı görünen Fenerbahçe’ye karşı sadece savundu daha doğrusu savunmaya çalıştı. Bu düzen 30’a kadar sürüp gittiyse de bu andan sonra "gösteri" kısa süre de olsa bir anda başka görünüme büründü! Savuşturulan karşılıklı hücumlar diğer kalede gol pozisyonuna dönüştü, ancak bu enerji kısa sürede yitip gitti. İlk yarı, mücadele görüntüsü varsa da futbol açısından hayli düşük seviyede geçti. Çünkü belliydi ki, iki teknik adamın birinci planı yenilmemek ve bunun için de ilk devre geriye düşmemekti!

Oyun sona sıkıştı

Ev sahibi Beşiktaş açısından üçlü savunma oynayan Fenerbahçe’ye karşı orta sahada yaratıcı ya da akışkan olmak mümkün görünmüyordu. Ne tehdit ne savunma! 73’teki Beşiktaş değişiklikleri ise enteresandı! Etkisiz üç isim; Milli Takım için taraftarının uygun gördüğü etkisiz Salih,"yıldızların yıldızı" Dele Alli, Muleka. Maç bu andan sonra hafifçe yön değiştirir gibi oldu! Ancak Başakşehir, İstanbulspor maçları göstermişti ki, Weghorst’un savunmayı becerince Beşiktaş oyununu işlevsiz kılmak hayli kolaylaşıyordu. Dün akşam da öyle oldu. 88-89’uncu dakikalar dışında onu pozisyona dahil edemediler. Oysa Weghorst gol kadar “alan açıcı”ydı ve Fenerbahçe bunu engelleyince işler sona sıkıştı.

Savunmalar fena değil

Yine de ligin en kadrosu en belirsiz takımı Fenerbahçe’ye karşı savunma konusunda fena değildi Beşiktaş. Keza Fenerbehçe de öyle.Nihayetinde, ülkenin en borçlu ve en çok para harcayan takımlarından ikisinin karşılaşması için insan “sıradan” ya da “vasat altı” dememek için kendini zorluyor! Şu maçı taraftarsız oynasalar ve stadyum sesi olmasa televizyonda izlemek bile ızdırap olmaz mıydı? Ama eminim bugün ve yarın onlarca “incelikli maç analizi” okuyacak, dinleyeceksiniz!

03 Ekim 2022, Pazartesi 07:07
YAZININ DEVAMI