‘’Hem atıyor hem yiyor‘’
Şampiyonlar Ligi’ne 3. ön eleme turunda Monaco karşısında veda eden Fenerbahçe, Play-Off’tan Avrupa Ligi’ne geçiş yapmıştı. Sarı-Lacivertliler’in bu turnuvadaki rakibi, İsviçre’nin en eski kulüplerinden Grasshoppers oldu. Lacivert-Beyazlılar, geçtiğimiz sezon ligi 4. sırada tamamlayarak Avrupa Ligi vizesi aldı. 2. ön eleme turunda İzlanda ekibi KR Reyjkavik’le eşleşip, 3-3 ve 2-1’lik skorlarla rakibini geçti. 3. ön eleme turunda ise Kıbrıs Rum Kesimi’nden Apollon’u yine aynı sonuçlarla saf dışı bıraktı.
Daha hazır durumdalar
Avrupa’da şimdiye kadar 4 maça çıkan Grasshoppers, İsviçre Ligi’nde de iki karşılaşma oynadı. İlk hafta Lausanne’i 2-0 mağlup etseler de 2. hafta Luzern deplasmanından 4-3’lük yenilgiyle döndüler. Şu ana kadar 6 resmi maça çıkan İsviçre temsilcisi, Fenerbahçe’ye oranla daha hazır durumda.
Caio’ya dikkat
Grashhoppers’ın dikkat çeken yanı, zaman zaman Sarı-Lacivertliler gibi 3’lü savunmayla oynamaları. Ancak onlar 3-4-3 sistemini tercih ediyor. Kullandıkları diğer taktik ise 4-3-3. İsviçreliler, hücumda çok etkili. Brezilyalı yıldız Caio’nun yanı sıra Ajax’tan kiralanan genç yetenek Lucas Andersen ve forvette Ridge Munsy dikkat edilmesi gereken isimler. Sezona müthiş başlayan Caio, oynadığı 5 maçta 6 gol atıp 1 asist yaptı.
Kaleci Mall formsuz
Orta sahada ise İsveçli yıldız Kim Kallström, Hırvat oyuncu Marko Besic ile iyi bir uyum yakaladı. Ayrıca kadroda iki Türk asıllı oyuncuları da var: Stoper Levent Gültekin ve orta sahada görev yapan Harun Alpsoy... Grasshoppers’in zayıf noktası ise savunması. 3’lü defans fazlasıyla açık veriyor. Kaleci Joel Mall de son derece formsuz. Bu sezon 6 resmi maçta 15 gol atmalarına karşın, kalelerinde de 12 gol gördüler.
‘’Bir haftada neler değişti?‘’
Kanatlar geri çekildi
Fenerbahçe, ilk maçta olduğu gibi yine 3’lü savunmayla sahaya çıktı, hatta ilk 11 bile değiştirilmedi. Ancak Kadıköy’den farklı olarak Pereira, kenarlardaki Van der Wiel ve Hasan Ali Kaldırım’a bu kez daha defansif bir görev verdi. Amaç, ilk maçtaki 2-1’lik skor avantajını korumaktı. Ancak bu ikilinin geri çekilmesi, Monaco’nun kanatlardan daha fazla yüklenmesine imkan sağladı.
Maça sakin başlayamadık
Sarı-Lacivertliler, 2-1’lik önemli bir avantaja sahipti. Pereira, maçtan önceki her açıklamasında, “Sakin kalmalıyız” dedi. Ancak öğrencileri bunu başaramadı. İlk düdükle birlikte Fenerbahçeli oyuncular ilginç bir şekilde panik halindeydi. Bunun faturası ağır oldu, daha 2. dakikada Germain ile yenik duruma düştük. Hasan Ali’nin penaltısıyla 18. dakikada skor 2-0 olmuştu bile...
Savunmada uyum sorunu
İstanbul’daki ilk maçta Fenerbahçe savunması daha derli toplu gözüktü. Bunun en büyük nedeninin, o karşılaşmada Monaco’nun daha defansif bir anlayışla oynaması olduğu dün akşam ortaya çıktı. Fransızlar baskılı bir futbolu tercih edince, baştan aşağı yenilenen Fenerbahçe’nin defans hattı fazlasıyla bocaladı. Neustadter-Skrtel-Kjaer ve sonradan oyuna giren Mehmet Topal arasında ciddi anlamda uyum sorunu vardı.
Topu ileride tutamadık
Savunmadan ileri gönderdiğimiz hemen her top, kısa süre sonra kalemize geri geldi. Bunun en önemli nedeni, Fernandao’nun kendisinden beklenen ‘top saklama’ görevini yerine getirememesi oldu. Bunun yanı sıra orta sahada Josef ve Ozan Tufan da pas tercihlerinde isabet sağlayamadı. Salih Uçan da ilk maçtaki formunun uzağında kalınca, yenilgi kaçınılmaz oldu.
‘’Yorulmadan finale‘’
Fenerbahçe, Torku Konyaspor ile eşleştiğinde ben de çok zorlanacağını düşünenlerdendim. Eşleşme belli olduğu dönemde Sarı-Lacivertliler gol yollarındaki sorunlarıyla, Konya ise müthiş savunmasıyla ön plana çıkıyordu. Ancak Pereira öyle kritik dönemde Alper-Nani-Volkan Şen-Van Persie dörtlüsüne döndü ki ortaya bambaşka bir Fenerbahçe çıktı.
Amir heyecana izin vermedi
İlk maçtaki 3-0’lık galibiyetin ardından dün akşamki karşılaşma tamamen formalite oldu iki takım açısından da. Bunun da etkisiyle karşılaşma temposuz başladı. 15. dakikada ofsaytta bulunan Amir, topa müdahale etmeyip yanındaki arkadaşının vurmasına izin verse belki maça heyecan gelebilirdi. Ancak Amir araya girince attığı gol ofsayt nedeniyle geçerli sayılmadı. 18. dakikada Mehmet Topal, 30. dakikada ise Ozan Tufan’ın ceza sahası dışından yaptığı denemeler sonuç getirmedi.
Fernandao maçı bitirdi
İkinci devre Fenerbahçe biraz tempoyu artırdı. 48. dakikada Volkan Şen yine bireysel yeteneklerini konuşturdu. Çalımlar ve Diego’yla ver-kaç yaparak ceza sahasına girip altı pasa ortaladı. Fernandao, fiziki avantajını kullanarak topa kafayı vurdu ve Konya’nın tur umutlarını tamamen bitirdi: 1-0. Bu dakikadan sonra Aykut Kocaman’ın öğrencileri tamamen oyundan düştü. 70. dakikada Fernandao, Alper Potuk’un yaptığı ortada rakibin elle müdahalesi sonucu kazanılan penaltıyı da gole çevirdi: 2-0.
Lig için de moral
Eminim Vitor Pereira bile Konyaspor eşleşmesinin bu kadar kolay geçmesini beklemiyordu. Her iki karşılaşmada da as oyuncularının çoğunu dinlendirmesine rağmen takımı rahat bir şekilde adını finale yazdırdı. Ligde şampiyonluk yarışının bu kadar kızıştığı dönemde, yarı finalde gelen farklı galibiyetler moral açısından da büyük kazanç oldu. Şimdi sıra bu seriyi sezon sonuna kadar sürdürüp, ligde zirveye çıkmaya geldi.
‘’Hem final hem moral‘’
Torku Konyaspor’u canlı izlediğinizde, neden bu kadar başarılı olduklarını daha iyi anlıyorsunuz. Hep takım halinde hareket ediyorlar, stoperle forvet arasındaki mesafeyi 40 metreden yukarı çıkartmamaya çalışıyorlar ve alanları daraltıyorlar. Herkes görevini biliyor. Konyaspor için ‘Leicester’vari’ tanımını yapabiliriz. İngiliz ekibi de benzer anlayışla oynuyor ve bu oyun planıyla şampiyonluğa koşuyor.
Tek plan topu şişirmek
Zaten gol bulmakta zorlanan Fenerbahçe, karşısında böyle sağlam bir yapı olunca pozisyon üretemedi. Her topu ceza sahasına şişirmeyi (Ligde maç başı 50.1 ortalamayla bu alanda lider) hücum etmek sanan bir teknik direktöre sahip olduğu için bu duruma fazla şaşırmamak gerek.
Oyun Fenerbahçe için öyle bir hal aldı ki ya duran toptan ya da bireysel yeteneklerin sahneye çıkmasıyla gol bulacak duruma geldiler. Sahneye çıkan isim, son haftalarda takımı adeta sırtlayan Volkan Şen oldu. Yıldız futbolcu 39. dakikadaki golüyle Fenerbahçe çok kritik bir anda öne geçti.
RVP fişi çekti
Genelde skor olarak önde oynamaya alışık olan Konyaspor, golü yedikten sonra hücuma çıkmakta zorlandı. Nani’nin ilk yarı bitmeden hemen önce serbest vuruştan attığı müthiş gol, takımına rahat nefes aldırdı. İkinci yarıda Sarı-Lacivertliler en iyi bildiği şeyi yaptı, kalesini savundu. Son dakikada Van Persie’nin klas golü, tatlının üzerindeki kaymak gibi oldu. Final kapısı açıldı.
Fenerbahçe oyun olarak 3-0 kazanmayı hak etti mi? Kesinlikle hayır. Ancak şu anda tabeladaki skor, sergilenen futboldan çok çok daha önemli. Konyaspor için söyleyecek tek bir şey var: Vardy’sini bulabilirse önümüzdeki sezon Avrupa’da beklenmedik işler yapabilir.
‘’Acı bir ders‘’
Fenerbahçeli taraftarların Gaziantepspor maçından önce farklı galibiyet beklemesi normal. Anlaşılan futbolcular da sahaya çıkmadan maçı kafalarında kazanmış. İşte bu yanlış. Pereira’nın en büyük endişesi, rakibin hafife alınmasıydı. Bunun önüne geçmeye çalıştı ama pek de başarılı olamadı anlaşılan. Son haftalarda hep Fenerbahçe’nin maçlara hızlı başlamasına alışmıştık. Dün ise ilk dakikalarda Gaziantepspor etkiliydi. 2. dakikada Mustafa Durak’ın şutu kaleci Volkan Demirel’de kaldı. 7. dakikada ise Erdem’in ortasına Arokoyo, Volkan’ın önünde dokundu. Arka direkte Camara tamamlayarak takımını öne geçirdi: 1-0.
Gökhan’dan müthiş gol
Golden sonra Fenerbahçe kıpırdamaya başladı. 11. dakikada Hasan Ali’nin sert şutunda Karcemarcas’tan seken top direkten döndü. Tam Sarı-Lacivertliler oyuna ağırlığını koyarken, 30. dakikada Hasan Ali Kaldırım, Larsson’a yaptığı sert faul sonrası takımını 10 kişi bıraktı. 38’de Chibuike’yle ev sahibi ekip bir kez daha gole yaklaşsa da top Volkan’da kaldı. Fenerbahçe bir kişi eksik kalsa da genel beklenti maçı çevirecekleri yönündeydi. 49. dakikada Diego’nun pasında sağ çaprazdan topa sert vuran Gökhan Gönül, müthiş bir golle bu beklentide olanların umutlarını yeşertti: 1-1. Ancak sadece 5 dakika sonra Diego’nin kendi ceza sahası içinde topa elle müdahalesi sonrası Serkan Tokat, beyaz noktayı gösterdi. Muhammet Demir penaltıyı gole çevirdi: 2-1.
90+2’de direk!
Gaziantepspor, gol için yüklenen rakibi karşısında farkı açma fırsatları yakalasa da bunları değerlendiremedi. 65. dakikada Diego’nun pasında ceza sahası içinde bomboş kalan Alper Potuk’un golüyle bir kez daha skora denge geldi: 2-2. 90+2’de Fernandao’nun müthiş vuruşu direkten dönünce, Fenerbahçe 1 puana razı oldu. Pereira’nın ekibi Gaziantep’te hem liderliğe, hem 4 maçlık galibiyet serisine veda etti. Bu beraberlik, Fenerbahçe için acı bir ders oldu.
‘’Süper başladı, akıllıca bitirdi‘’
Hava buz gibi, zemin daha önce çok az karşılaşılan suni çim. Üstelik yoğun yağmur nedeniyle top sürmek de neredeyse imkansız... Fenerbahçe için dün akşamki en büyük rakip, bu saydığım zorluklardı. Molde, gruptan çıkmayı garantilemiş, iki hafta önce Norveç Ligi’ni bitirmiş bir şekilde sahaya çıktı. Solskjaer as kadro ağırlıklı bir 11 tercih etse de 6 aydır oynamayan Gulbrandsen ve 18 yaşındaki Svendsen gibi iki sürpriz isme de şans verdi. Fenerbahçe, zorlu şartlara rağmen çok hızlı başladı. 1. dakikada Josef’in uzaktan sert şutunu kaleci Horvath son anda kornere çeldi. 3. dakikada Josef bu kez ortayı yapan isimdi, Ozan Tufan’ın gelişine vuruşu az farkla dışarı gitti. 9. dakikada Nani’nin kullandığı serbest vuruşta Horvath yine başarılıydı.
Svendsen direği vurdu
İlk 10 dakikada Fenerbahçe etkiliydi. Sonra Molde oyuna denge getirmeye başladı. 11. dakikada Hussain’in sert vuruşunu Fabiano çeldi. 39. dakikada Svendsen’in müthiş şutu ise üst direkten dışarı gitti. İlk yarıda iki takım da golü bulabilirdi. Zorlu koşullar, bu durumlara alışık olan Molde’li futbolcuları daha az etkiledi. Sarı-Lacivertli yıldızlar ise istediklerini yapma konusunda oldukça zorlandı. Özellikle yerden atılan paslar ve top sürerken basit kayıplar yaptılar.
Kral sahneye çıktı
Pereira’nın Fernandao’yu oynatıp, Van Persie’yi kulübede oturtması kağıt üzerinde doğru bir tercihti. Ancak Brezilyalı oyuncu istediği topları alamadı, aldıklarını iyi kullanamadı. Taa ki 68. dakikaya kadar. Fenerbahçe’nin Avrupa’daki gol makinesi, Alper Potuk’un müthiş ortasına arka direkte çok iyi yükseldi ve kafayla topu ağlara gönderdi: 0-1.
Ozan noktayı koydu
Fenerbahçe, golden sonra biraz da kondisyon sorunu nedeniyle vites düşürdü. 73. dakikada Elyounoussi’nin ceza sahası içinden sert şutunu direk dibinden Fabiano çeldi. Bu pozisyondan sonra Molde’nin de temposu düştü. Maça çok iyi başlayan Sarı-Lacivertliler, kapanışı da akıllıca yaptı. Son bölümde akıllıca oynadılar, oyunu kontrol ettiler. 84. dakikada da Ozan Tufan takımını rahatlatan golü attı. Volkan Şen’in pasında Fernandao’dan önce kaleci Horvath müdahale etti, seken topu Ozan boş filelere gönderdi: 0-2. 90+2. dakikada yerdeki Alper’in kasığına basan Rindaroy, kırmızı kart gördü. Molde’den rövanşı alan Fenerbahçe’ye son Celtic maçında beraberlik bile, üst tur için yeterli olacak.
‘’Yazık oluyor bu takıma‘’
Maalesef artık alıştığımız bir Fenerbahçe izledik yine. Karşılarında, maç sabaha kadar sürse gol atamayacak gibi görünen bir rakip varken hem de... Maç başladı, Sarı-Lacivertliler oyunu Konyaspor yarı alanına yıktı ama bal yapmayan arı gibiydiler. Fernandao’nun ilk dakikalardaki ıskası dışında pozisyonu yoktu Fenerbahçe’nin. Maçtaki ilk isabetli şut 6. dakikada Holmen’den geldi. Ancak Volkan Demirel zorlanmadan topu kontrol etti.
Boşa geçen 45 dakika
Mehmet Topal ve Josef hücumda hiç yoktu. Diego aldığı her topu geriye doğru kullandı. Alper bir sağda, bir soldaydı. Belki de pozisyonu belli olmadığı için, hiçbir varlık gösteremedi. Dakikalar ilerlese de Fenerbahçe’de bir değişim yoktu.
37. dakikada Van Persie’nin Fernandao’ya gönderdiği pasta tribünler heyecanlansa da Brezilyalı yıldız topu kontrol edemedi. İlk yarı biterken, tribünlerin ‘Bu da nereden çıktı?’ denemeyecek protestosu vardı.
İlk organize atakta gol
İkinci yarıda Pereira oyuna müdahale etti. Ancak çıkan oyunculardan biri Van Persie olunca, haklı şekilde tepki gördü. Sahada varlığıyla yokluğu bir olan Josef de kenara alındı, Nani-Volkan Şen ikilisi oyuna girdi. Ancak pek bir şey değişmedi. Diego’nun 53 ve 56. dakikadaki şutları sonuçsuz kaldı. Nani’nin de denemeleri oldu ama hepsi farklı dışarı gitti. Dakikalar 77’yi gösterdiğinde belki de ilk ve tek organize atak gelişti. Nani’nin pasıyla Hasan Ali ceza sahasına girip şutunu çekti. Kaleci Serkan’dan seken topu Fernandao tamamladı ve Fenerbahçe öne geçti: 1-0.
Fenerbahçe’ye yakışmıyor
Golden sonra Sarı-Lacivertliler farkı artırabilirdi. Tabii korkak olmasalar ya da küçük takımda oynadıklarını sanarak korner direğinin dibinde zaman geçirmeye çalışmasalardı... Gerçekten harcanan milyonlarca Euro’ya, oluşturulan bu takıma, tribünlere gelen binlerce seyirciye yazık. Evet, Fenerbahçe zirveden uzaklaşmıyor, ve belki de hâlâ şampiyonluğun en büyük favorisi. Ancak korkakça oynamak, hem de kendi evinde, Sarı-Lacivertliler’e hiç yakışmıyor.
‘’Özgüven, moral, 3 puan‘’
Kayserispor karşısında ortaya konulan futbol sonrası, Fenerbahçe’nin Ajax karşısında bir reaksiyon göstermesi bekleniyordu. Maçın belli bölümlerinde de olsa Sarı-Lacivertliler bunu başardı. Birazlı şanslı olsalar, Pereira’nın öğrencileri ilk yarıyı önde kapatmayı başarabilirdi ama olmadı.
İkinci yarıda zaman zaman tempo düştü, zaman zaman Fenerbahçe rakip kaleyi abluka altına aldı. Pozisyonlar bulundu, gol ise bir türlü gelmedi. Taa ki 89. dakikaya kadar. Ajax’ın en zayıf noktası duran toplar. Hem kendi liglerinde hem de Avrupa’daki maçlarda yedikleri gollerin büyük bölümü bu toplardan geldi. 89. dakikada kazanılan kornerde, Fernandao, Abdoulaye, Kjaer, Josef, Mehmet Topal’ın olduğu bir ceza sahasında Ajax’lı oyuncuların topa müdahale etmesi çok zordu. Kafayı vurup altın değerinde 3 puan getiren isim Fernandao oldu.
Fenerbahçe için galibiyet kadar önemli bir başka konu da savunmada,
El Ghazi, Klaassen, Fischer gibi yetenekli rakiplere pozisyon vermemek oldu. Kjaer-Abdoulaye ikilisinin uyumu parmak ısırtacak cinsten.
Galatasaray gibi Fenerbahçe de derbi öncesi Avrupa’da zafer elde etti ve büyük moral buldu. Ayrıca büyük eleştiri alan oyuncuların özgüveni de yerine geldi. Pazar günü alınacak bir galibiyet Pereira’ya ihtiyacı olan krediyi kazandırır.
Maçtan dakikalar
11. dakikada sol kanattan kullanılan köşe vuruşunda ceza sahası dışına seken topa Diego çok sert vurdu. Cillessen güçlükle kurdardı. Seken topu bu kez Caner içeri doldurdu, Van Persie vurdu, Cillessen yine kurtardı.
32. dakikada sol kanatta Nani topu rakibinden kurtararak Van Persie’ye pasını verdi. Hollandalı’nın sol ayağıyla yaptığı plase vuruş kalecide kaldı.
39. dakikada Gudelj, ceza sahası dışında topla buluştu ve sert bir şut çekti, top üstten dışarı çıktı.
64. dakikada Nani sol kanattan korner kullandı. Altıpasa doğru yaptığı ortaya Josef çok iyi yükselerek kafayı vurdu. Savunma topu çizgi üzerinde güçlükle çıkardı.
69. dakikada Schöne sağ kanattan serbest vuruş kullandı, ceza sahası içerisinde Klaassen gelişine şutunu çekti ancak Fabiano topu çelmeyi başardı.
89. dakikada Caner Erkin sağ kanattan korneri kullandı,
Fernandao çok iyi yükselerek düzgün bir kafa vuruşu yaptı ve kaleci Cillessen’i avladı: 1-0.









































