Malatyaspor haftalardır süren yenilgisizliğini İstanbul’da kaybetti. Aslında tam bir beraberlik maçıydı. İki teknik adam da fazlasıyla temkinli başladı. Savunmasıyla ve az gol yemesi ile dikkat çeken Ümraniyespor tamamen rakibi karşılayan anlayışla mücadele etti. Savunmada Erol’a şans veren Erkan Sözeri sol önde Mücahit’i oynatarak Caner’le gelen Malatya ataklarını önlemeyi hedeflemişti. Vodafone Arena ve Başakşehir’de oynayan Malatya; Ümraniye’nin tesislerinde oynamaktan etkilenmedi değil. İrfan Buz orta alanda daha baskın olup rakipten kaptığı toplarla etkili olmayı planlamıştı.

Disiplini korudu

Ancak sol kanattan Buğra ile bir akın denemesi dışında dikkate değer bir pozisyon göremedik. Bu zemin Ümraniyespor için avantajdı. İkinci yarıda iki teknik adamın skoru bozma çabalarına dönük hamleleri biraz umutlarımızı artırmıştı. Ancak oyun anlayışından ödün vermeyen Ümraniyespor disiplini bozmadan sabırla rakibin hatasını bekledi. Atanın kazanacağı bir maç gibiydi. Nitekim 65’te maçın o ana kadar en net pozisyonunu Malatyaspor yakaladı.

Yardımcı şaşırttı

Ancak golcü Eren kaleci ile karşı karşıya topu Buğra’ya teslim etti. 80. dakikada Ümraniyespor atağında Malatyaspor savunması ilk defa dengesiz yakalandı ve Samet maçın skorunu ilan etti. Golde yardımcı hakemin ofsayt gerekçesiyle bayrağı kaldırıp sonrasında indirmesi itirazlara sebebiyet verdi ama Samet ofsaytta değildi. Takipçilerinin kaybettiği haftada Malatyaspor 8 puanlık avantajını 11’e çıkartabilirdi ancak olmadı. Ümraniyespor ise aldığı bu üç puanla ikincilik için oldukça güçlü bir avantaj kazandı.

Bursaspor bu sezon bir türlü istediği ritmi yakalayamadı. Timsahlar, ligin ilk yarısnıda 27 puan toplamalarına rağmen dün gece Karabükspor karşısına çıkarken, kafalarda bir sürü soru işareti vardı. Ancak dün gece o hataların analizinin yapılacağı bir gece değildi. Artık her şey lig bittikten sonra masaya yatırılır. Şu bir gerçek ki, Bursalı Bursaspor’dan memnun değil. Karabükspor ise bu maça kadar deplasmanda sadece bir galibiyet almış. Yani son 11 maçta tek galibiyet alan ev sahibi ekip, deplasman karnesi kötü rakibi karşısında maç öncesi galibiyete yakın gözüküyordu. Kadrolara baktığımızda Bursaspor’da Deniz ve Stancu sakatlıkları nedeniyle ilk 11’de yoktu. Karabükspor’da ise golcüsü Zeleznov cezalı, Traore, Kerim, Zeg, Latalotivi sakattı. Maç hızlı başlayan Bursaspor’du. Özellikle sol kanadı Aziz Behic ve Josua John’la iyi kullandılar. 3. dakikada John’un ortasında savunmanın arasından seken topa Sercan dokunamadı. Dakika 9; bu defa Aziz Behic’in ortasında Batalla 3 pastan topu dışarı atarak, inanılmaz bir golü kaçırdı. Bu dakikadan sonra maçın temposu düştü.

Ertuğrul’un golü sayılmadı

39’da Ertuğrul’un attığı net gol, hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. 44’te karambolde golü kaçıran isim yine Batalla oldu. İlk yarıda Karabükspor adına rakip kalede tehlikeli bir pozisyon yazamadık notlarımıza. İkinci yarıya etkili başlayan taraf Karabükspor’du. 47’de Lazarevic’in ortasına Yatabare dokunamadı ve top savunmadan kornere çıktı. 48’de kornerden gelen topa Yatabare kafayı vurdu, meşin yuvarlak üst direkten dışarı gitti. 54’te Batalla’nın ortasında top savunmadan kornere çıktı. 57’de ise karambolde Dany’nin hatasında topu önünde bulan Kubilay, Bursa’yı öne geçiren golü kaydetti: 1-0. 61’de Poko, sağ kanattan çok etkili bir bindirme yaptı fakat topu Harun’a teslim etti. Bütün riskleri alan Karabük karşısında kontrollü ve skora oynamaya çalışan Bursaspor, 90. dakikada kaleci Ahmet Şahin’in büyük hatası sonucu Sercan’la ikinci golü buldu. 90+3’te ise ev sahibi Bursaspor adına sahanın en iyilerinden biri olan Aziz Behic, Poko tarafından ceza alanında düşürülünce hakem penaltı noktasını gösterdi. 90+4’te atışı kullanan Erdem skoru ilan etti: 3-0.

Ev sahibi Fenerbahçe galibiyetinin moraliyle çıkan bir ekip olarak 3 puana daha yakındı. Aykut Kocaman da ‘başarılı kadro bozulmaz’ prensibini uygulamıştı. Bursaspor ise ‘Alanya yenilgisini nasıl telafi ederim’ düşüncesiyle gelmişti. Oyuna hızlı başlayan Konya 9. dakikada öne geçti. Ömer Ali’nin ortasında Skubic gelişine vurdu, ağları havalandırdı: 1-0. İlk yarı mücadele vardı ama pozisyon azdı. Bursa’nın erken yediği gole reaksiyonu yeterli değildi.

Timsah’a yetmedi!

İkinci yarı çok hareketli geçti. 49’da Aziz’in mutlak gollük şutunu Serkan müthiş çıkardı. 68’de uzun topta oyuna yeni giren Sercan vurdu, top boş kale yerine dışarı çıktı. 73’te Sercan’ın nefis pasında Deniz dokundu, yandan dışarı. 76’da Bajic’in yerden şutu az farkla dışarı çıktı. 82’de Milosevic yerden bir vuruşla skoru 2-0’a çıkardı. Konyaspor üst üste aldığı iki galibiyetle üst sıralara yürüyüşünü sürdürüyor.

Antalya’da tam bir bahar akşamıydı... Gerçekten ilk yarıda attığımız iki gol kafalardaki soru işaretlerini, tereddütleri silince tribünler de maçın keyfini sürdü. Zaman zaman rakibin baskısını da yedik ama panik yapmadık. Fatih Terim’in sahaya sürdüğü 11 buram buram tecrübe kokuyordu. Kadro da sürpriz isimler, Yunus Mallı ve Volkan Şen tercihler diyebilirim. İyi oynamasa da Yunus için lafım yok ama Volkan Şen’in yerine Emre Çolak daha yakışırdı. Volkan kötü mü oynadı? Hayır ama lig performanslarına göre değerlendirerek söylüyorum bu görüşümü...

Cenk mahcup etmedi

Gelelim Cenk Tosun’a; bir oyuncu ancak bu kadar profesyonel olabilir. Kendi takımında olsun milli takımda olsun hep önünde biri var, hep ikinci pozisyonda. Ama Cenk için bu durum hep motivasyon unsuru oldu daha hırslandı ve ne zaman şans verilse, ona inanları mahcup etmedi. Ancak milli takım seçicileri artık Cenk Tosun’u birinci golcü ilan etmeli. Bunu fazlasıyla hak ediyor. Finlandiya ikinci sınıf bir ekip, Avrupa futbolunun kültürünü almış oyunculardan kurulu ama kapasiteleri sınırlı.

Skoru koruduk

Bu bir Dünya Kupası Grup Eleme maçı ama Finlandiya tipi takımlar tam bir hazırlık maçı ekibi olur. Dün gece şunu gördük rakip kim olursa olsun ciddiye alırsak sıkıntı yaşamıyoruz. Ama bizim gibi takımlar için en önemlisi erken gol atmak ve böylelikle rakibin direncini erkenden kırmak. Fatih hoca bizim için ofansif anlamda durağanlaşan oyunu Emre Mor hamlesiyle harekete geçirdi. Böylelikle oyunu rakip sahaya taşıma şansımız oldu. Çünkü ikinci yarıda belki pozisyon vermedik ama Finlandiya karşısında skoru koruyan bir görüntüdeydik. Özetle geceyi kazasız bitirdik ve Rusya yolunda iddiamızı sürdürdük.

Başkent’te zorlu bir mücadele izledik. Rizespor ligde kalma savaşı veren bir takım olarak Gençlerbirliği karşısına mutlak puan için çıktı. Gençler ise kazanıp alt bölge ile arayı kopartmak amacındaydı. Rizespor’da kadroda Kweuke cezalı olduğu için olmaması çok önemli bir eksikti. İlk 45 dakikada ev sahibi daha etkili gözükse de Rizespor taktik disiplini bozmadı.

29’da Özgür Çek’in frikiği st ağlarda kaldı. 33’te Selçuk Şahin’in uzun topunu savunmanın arkasına sarkan Serdar kontrol edemedi ve mutlak golü kaçırdı. 43’te Aydın’ın serbest atışında Vedat dokunamadı ve ilk yarı 0-0 bitti. İkinci yarıda, 52’de Aydın Karabulut nefis bir golle takımını öne geçirdi: 1-0. Tecrübeli oyuncu sağ ayak içi ile kalecinin uzanamayacağı yere vurdu adeta. 61’de Recep Niyaz’ın şutu az farkla dışarı çıktı.

Hopf ve direk

78. dakika kader anıydı Rizespor için. Kornerden gelen topa Oboabona’nın yakın mesafeden kafası önce Hopf sonra üst direkten geri geldi. 90’da Recep Niyaz uygun durumda kötü bir vuruş çıkardı ve Rizespor büyük umutlarla deldiği Başkent’ten eli boş döndü.

Geçtiğimiz hafta Başakşehir karşısında kendi sahasında çok kolay teslim olan Konyaspor için sanki lig bitmiş gibiydi. Dün gece ise Kadıköy’de bu defa çok farklı duyguları hissettirdiler izleyenlere. Gerçekten Aykut Kocaman’ın öğrencileri müthiş bir saha yayılışı ve akıl dolu hücumlarla birbirinden güzel 3 gol attılar. Aslında geçen sezonu 3. bitiren Konyaspor bu taktik disiplinle bu başarıyı elde etmişti. Rangelov gibi ileri uçta savunmayı müthiş presleyen bir tecrübeden yoksun olmasına rağmen başta Bajic olmak üzere Miloseviç, Ahmetoviç ve Ömer Ali oyunun 70 dakikalık bölümünde çok etkili oynadılar. Savunma düzenine baktığımızda ise iki ucuz gol yediler ve bir anlamda Fenerbahçe’yi yüreklendirdiler.

Konya’nın farkı...

Fenerbahçe açısından ise Advocaat’ın dün ilk 11’de oynayan bazı isimlere niçin düzenli olarak forma vermediğinin göstergesidir bu maç. Alanyaspor maçı kafaları karıştırmış olabilir ama bu sezon Fenerbahçe’nin, Lens olmayınca ofansif anlamda ne kadar etkisiz bir takım olduğu ortada. Özellikle Konyaspor’un hücumlarında o kadar acemice savunma zaafları gördük ki, inanılır gibi değildi. Şimdiye kadar Fenerbahçe’nin en elle tutular tarafı, rakibe az pozisyon veren savunma anlayışıydı. Dün gece karşılarında Alanyaspor gibi kırılgan olmayan bir rakip görünce, işler istedikleri gibi gitmedi.

Bu kez olmadı

Tabii ki geceye talihsiz başladılar. Fernando’nun yaşadığı sakatlık moralleri alt üst etmiş olabilir. Ama ev sahibi geç gelen baskıda farkı ancak bire indirebildi. Alanya’da 2-0 yenilgiden 3-2’lik bir galibiyet geldi ama Konyaspor karşısında geri dönüş bu defa olmadı. Aykut Kocaman’ın öğrencileri için orta sıralardan üst gruba tutunabilme adına kritik bir 3 puandı ve sonuna kadar hakettikleri galibiyetle evlerine döndüler.

Aykut Kocaman gidecek mi kalacak mı! Sezonun sonuna yaklaşırken bugün futbol kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan biri. Konyaspor’a çıta yükselten Kocaman’ın tavrı ve kararı sadece Konyaspor’u değil Fenerbahçeliler’i de yakından ilglendiriyor. Son gelişmelere, hocanın vücut diline baktığımızda pek kalıcı gözükmüyor. Kocaman zeki bir insan, ketum bir insan ama kararlı bir insan. Kafasında uzun ve kısa vadeli hesapları var ve atacağı her adımı temkinli atar.

Burada iş Konyaspor yönetiminde bitiyor. Ancak yönetim olarak biraz daha ileriyi görüp erken hamlelerle bugünlere gelinmemeliydi. Çünkü soğuk rüzgarlar estiği ortada ve şimdi acele verilen karar ve demeçler tatmin edici değil. Sezon biter, Aykut hoca gider. Kalsa da pek faydalı olacağını düşünmüyorum.

Başakşehir bir tarafta şampiyonluk hesapları yaparken, bir taraftan da arkasındaki iki büyükle aradaki farkı korumak istiyordu. Bu iki ekip geçen sezon müthiş bir 3’lük yarışı yapmış ve ipi Konyaspor göğüslemişti. Ancak bu sezon Konyaspor yarışta oldukça gerilerde kalırken Başakşehir daha da üstüne koyarak yoluna devam ediyor.

Atiker Konyaspor iyi başladı ama...

İlk yarıda oyuna hızlı başlayan ev sahibi ama öne geçen Başakşehir oldu. Adebayor’la sahaya çıkan konukta Emre takımı bir maestro gibi yönetti. 15’te Emre’nin sağ kanattan kullandığı serbest atışta Yalçın kafa ile takımını öne geçirdi: 0-1. 43’te Ali Çamdalı’nın topu yan direkten dışarı gitti ve ilk yarı bu pozisyonla Başakşehir lehine bitti: 0-1. İkinci yarı da Başakşehir’in istediği gibi geçti. 55’te Visca’nın ortasında Adebayor kafa ile skoru 2-0’a taşıdı.

Emre Belözoğlu’ndan resital

Artık, ‘maç bu skorla bitti’ derken Başakşehir kontratağında Mahmut, sol taraftan kaçan Cengiz’e attığı nefis pasta genç futbolcu sert bir şutla skoru ilan etti: 0-3. Konya’da gerçekten kadro derinliğini sahaya yansıtan kompakt oynayan bir Başakşehir izledik. Özellikle kaptan Emre hem oynadı hem de oynatırken taratlı tarafsız herkesin takdirini de topladı. Konyaspor ise artık orta sıraların takımı olarak sezonu bitirecek gibi.