‘’Tecrübeye yenildik!‘’
Osmanlıspor, Yunanistan’da aldığı 0-0’lık beraberliğin moraliyle sahaya çıktı. Gerçekten Avrupa kupalarının gediklisi Olympiakos gibi bir tecrübe karşısında olayı ‘neden olmasın’ noktasına taşımıştı. Yani tur ayağımıza gelmişti ve evimizde bu fırsatı kullanıp tarih yazmak istiyorduk. Başkent’te dolu tribünler ve müthiş taraftar desteğiyle ilk yarıda gol hariç her şeyi yaptık futbol adına. Rakibin bizim sahamıza oyunu yıkma taktiği tutmadı, aksine biz rakip alanda oynadık ve etkili pozisyonlar da bulduk.
Kritik tercih Webo
Özellikle sol kanattan Regattin ile önemli ataklar geliştirdik. Mustafa Reşit Akçay, son 5-1’lik Adanaspor galibiyetinde bir gol 4 asist yapan Webo’ya ilk 11’de şans verdi haklı olarak. Ancak maça baktığımızda gerçekler Delarge diyordu. Çünkü Webo çok iyi niyetli ama Avrupa Kupaları için yetersiz fizik güç olarak. İkinci yarı şok bir başlangıç oldu bizim için. Olympiakos’un arka direk golü dengelerimizi bozdu. Aslında atacağımız 2 gol turu geçmemiz için yeterliydi. Ardından önce beraberliği yakalayalım derken 2-0 yenik duruma düşünce bir anlamda turu da teslim ettik.
Teşekkürler tüm takıma
Dün gece Olympiyakos’a değil, bana göre tecrübeye yenildik. Aynı pozisyonlara biz girdik atamadık onlar attı ve turu geçti. Osmanlıspor’a temmuz ayında başladıkları bu heyacanı bugüne kadar yaşattıkları için teşekkür ediyoruz, emeği geçen herkesi kutluyoruz.
‘’Hesaplar bozuldu!‘’
Başakşehir ligin arası kısaldıkça gerilmeye başladı. Gerçekten sezonun flaş takımı, rakibi karşısında öyle pozisyonlar harcadı ki sonunda evinde bir puana razı oldu. Gaziantepspor puan cetvelinde son sırada. Tek hedefi var puan almak. Bülent Uygun, yepyeni ekibini bu maç iyi motive etmiş. Bunu fazlasıyla gördük. Özellikle savunma hattını iyi kurduğunuz zaman gol yemiyorsunuz. Wallace ve Elyasa ikilisi hava toplarında kusursuz oynadı. Orta alandaki mücadeleye bir Marcinho ve Sefa daha etkili destek yapabilseydi işler daha da yolunda gidebilirdi.
Sadece Emre’yle olmaz!
Başakşehir cephesinde aksayan ne derseniz; cevap açık: Sadece Emre Belözoğlu’nun hırsı ve yaratıcı oyunuyla olmuyor. Takımdaki diğer isimlerin de aynı derecede mücadele etmesi ve reaksiyon göstermesi lazım. Ama dünkü maçta Abdullah Avcı’nın hamle oyuncuları da bekleneni veremedi. Belki oyun planı olarak doğruydu ancak iyi motive olmuş takımlara karşı koyabilmek için golü bulacaksınız. İşte gol geciktikçe Gaziantep’in direnci de arttı ve pozisyonlar da buldular.
Uygun istediğini aldı
Aslında bu kadro, son sırada değil de orta sıralardayken buraya gelse belki de aradıkları golü bulup 1 değil 3 puanı alabilirlerdi. Ama son sıra baskısı insiyatif kullanmada sıkıntıya neden oluyor. Her şeye rağmen oyun disiplini Gaziantepspor’a bir puanı getirdi. Başakşehir açısından 4-0’lık Kasımpaşa yenilgisinin tamir maçıydı. Son sıradaki rakibe puan kaptırmak hesapları bozdu. Özetle ev sahibi değil konuk ekip istediğini alan taraftı
‘’Avantaj kazandık‘’
Yunanistan’dan ilk maçta avantajlı bir skorla dönmek isteyen Osmanlıspor gerçekten bu tura tesadüfen çıkmadığını oynadığı akıl dolu futbolla gösterdi. Mustafa Reşit Akçay, Olympiakos’un presle oyuna başlayacağını bildiği için tedbirini de almıştı. Ev sahibi ekip özellikle ceza alanı çevresinde faul alarak serbest atış silahıyla gol aradı. Ama ilk 45 dakikada belki bir kere oyunun başında bu fırsatı buldu. Osmanlıspor rakibin ofsayt tuzağını atlatabilse aradığı golü de bulabilirdi. Ancak deplasmanda olmasının verdiği tedirginlikle son paslarda zamanlama hatasına düştü ve ofsaytta kaldı. Ama bu tür deplasmanlarda zor olan, maçın başındaki baskıyı kırıp oyunda dengeyi sağlamaktır, bunu da yaptık.
Karce ayakta tuttu
İkinci yarıya biraz şaşkın başladık. Deyim yerindeyse savunmaya yaslanınca rakip de cesaretlendi ve pozisyon bulmaya başladı. Dolayısıylaoyunun başında yemediğimiz baskıyı 45 ile 60 arasında yedik. Ama bu zor anlarda da sahneye Karcemarkas çıktı. Litvanyalı file bekçisi gerçekten kritik kurtarışlarla Osmanlıspor’u ayakta tuttu. Bir de en büyük özelliğimiz hızlı hücumu yapmakta zorlandık, kolay top kayıpları yaşadık.
Rahat dönebilirdik
74’te Fransız hakemin gösterdiği kırmızı kartla 10 kişi kalan Olympiakos karşısında avantaj kazandık. Son bölümde Delarge çıktı, son vuruşların usta ismi Rusescu girdi. Mustafa hoca çift forveti bu periyotta tercih etmedi ve ‘bana beraberlik yeter’ dedi tur için. Açıkçası Osmanlıspor işi rövanşa bırakırken temkinliydi. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim; eğer bu maçta Osmanlıspor’un performansı ligin ilk yarısındaki gibi olsaydı rakip kalede golü bulup daha da rahat evimize dönerdik. Yine de de tebrikler Osmanlıspor, böyle tecrübeli bir rakip önünde kaybetmediği için...
‘’General havasıyla‘’
Eskişehirspor, Süper Lig yolunda Manisa yenilgisiyle şok yaşadı. Alpay Özalan’la yolları ayırdıktan sonra doğru bir seçim yapmak zorundalardı. Mustafa Denizli tercihi camianın heyecanlanacağı bir karar. Hocanın daha önce de bu ligde çalışmış olması bir artı. Manisa ve Rize’den lige hakim. Bütün ligleri de izlemeyi sever. Takımın, ‘oyuncuların üzerinde’ bir hocaya ihtiyacı vardı. En önemli eksik buydu. Mustafa Denizli tecrübesiyle bir general havasıyla takıma ağırlığını koyarak Es Es’i hedefe taşır.
‘’Antep'in uyanışı!‘’
Gaziantep’te iki komşu kentin takımının maçı, kıyasıya bir puan mücadelesine sahne oldu. Ev sahibi ekibin, hiç de alışık olmadığı bir yerde, puancetvelinde son sırada olması düşündürücü. Adanaspor ise ligin ikinci yarısında adeta küllerinden doğuyor. Bu maçta ilginç olan bir diğer nokta, sahadaki 22 futbolcudan sadece 5’inin yerli olmasıydı. Özellikle Brezilyalı oyuncular her iki takımda da ağırlıktaydı.
Ağır basınca...
Adanaspor’un kadrosu daha uzun süredir birbiriyle oynayan, oturmuş bir 11 iken; Gaziantepspor ise ilk yarıyı çok kötü geçirmesinin sonucu olarak yepyeni bir oyuncu grubuyla mücadeleye çıktı. Gaziantep’in yeni stadındaki ilk 45 dakikada kontrollü futbol abartılı hale gelince can sıkıcı bir maç izledik. Orta alanda kilitlenen maçı iki takım oyuncuları da pas geçişleriyle açamadılar. Oynama değil de oynatmama fikri ağır basınca, skor değişmedi.
Şapkadan tavşan!
Ev sahibi ekip son sırada olduğunun farkına vararak ikinci yarı hareketlendi. Açıkçası Bülent Uygun’un da bir an evvel şapkadan tavşan çıkartması lazımdı. Skoru bozma çabaları meyvesini verdi ve Ben-Hatira ile Gaziantepspor 55. dakikada öne geçti: 1-0. Bu dakikadan sonra iki teknik adamın da karşılıklı hamleleri vardı. Açıkçası her iki taraf için de futboldan çok sonuç önemliydi. Gaziantepspor, ligde kalma umutlarını artırmak adına çok hayati bir 3 puanla sahadan ayrıldı. Adanaspor ise dün rakibin dağınık halinden yararlanamadı ve kritik pozisyonları hovardaca harcayıp, tam 5 maç sonra ligde yenilgiyle tanıştı.
‘’Alanya dirildi‘’
Alanya’da ev sahibi oyuna o kadar iştahlı başladı ki bunun meyvesini de 6. dakikada aldı. Yeni transferlerin olumlu futbolu ve Vagner Love’un muhteşem performansı Gençlerbirliği’ni dağıtmaya yetti. Başkent ekibi bir türlü aradığı ritmi yakalayamadı.
Özelikle rakibin orta alandaki etkinliğini kıramadı ve rakibin kanat akınlarına engel olamadı. Yeni transfer Fernandes 6’da attığı golden daha kolaylarını 12’de ve 16’da kaçıran isimdi. İlk yarıda konuk ekip adına çok cılız hücum girişimleri gördük, onlar da kaleci Haydar’da kaldı. İlk yarıda son sözü ilk golün asistini yapan Vagner Love söyledi ve Alanyaspor soyunma odasına 2-0 önde girdi.
Susiç ayağa kaldırdı
İkinci yarıda Ümit Özat; Murat ve Vedat Muriç sokarak 3 değişlik hakkını kullandı. Özat’ın hedefi erken golle farkı bire indirip beraberliği yakalamaktı. Ama o erken gol Alanyaspor’dan geldi. 49’da sahanın yıldızlarından Efecan’ın asistinde Emre Akbaba skoru 3-0’a taşıdı. Gerçekten oynadıkça zevk alan ve taraftarını mest eden bir Alanyaspor izledik. Konuk ekip devre arası kaybettiği kanı bulamamış. Yen tranferler eskileri fazlasıyla aratıyor. Alanyaspor ise Susiç’le ayağa kalkmış.
‘’Persie'nin tuzakları!‘’
Türk futbolunda en büyük sorun bence ahlak... Tamam hakemler yetersiz de, kariyerlisi kariyersizi, yerlisi yabancısı, futbolcu tayfası Türkiye’de futbol oynamadan nasıl maç kazanılır öğrenmiş. Dün gece daha maçın başında Van Persie’nin hali tavrı her şeyi anlatıyordu. Hollandalı golcü asıl işi olan golü atmak yerine adam attırmayı seçmiş tercih olarak. Önce Oğuzhan’a gitti ama olmadı Tosic’i tuzağa düşürmeyi başardı. Hakem Ali Palabıyık pozisyonu iyi süzebilseydi, Van Persie’ye de kırmızı göstermeliydi.
Kırmızı dengeleri bozdu
Bu sezon Fenerbahçe’nin önem derecesi yüksek maçlarında artık futbol beklememeliyiz. Çünkü ilk yarıdaki derbiler ve Başakşehir maçı bize Fenerbahçe’yi oynatmadan
kazanmayı yeğlediğini gösteriyor. Beşiktaş gergin başlayan maçtan etkilendi ve ilk 30 dakikada bu gerginlik futbolunu olumsuz etkiledi. Sonrasında gole çok yaklaştı ama
atamadı. Fenerbahçe’nin ilk yarıyı pozisyonsuz bitirmesi ise hiç yakışmadı. Bir kere öyle bir 45 dakika izledik ki kanatlarda, bekmer hücumcuları, hücumcular da bekleri
durdurmakta başarılıydı. Orta alanda ise yaratıcı oyunculara sahip Beşiktaş sert markajdan zamanlamayla kurtulup rakip kalede şanslar buldu. Tabii ki Tosic’in kırmızı kartı dengeleri bozacak hesapta olmayan bir gelişme oldu Siyah-Beyazlılar adına.
Düşünsenize...
İkinci yarıda sinir harbinden yenik çıkan Beşiktaş eksik oynamanın çaresizliğini yaşadı. Aslında 10 kişi ile tur arayan Beşiktaş karşısında Fenerbahçe daha çok pozisyon bulmalıydı ancak psikolojik olarak kırmızı kartın mahcubiyeti ofansif futbollarını engelledi bana göre.
Umarım bu gerginlik burada biter, çünkü Fenerbahçe bu stada bir kere daha lig maçı için gelecek düşünsenize...
‘’Favori olan kazandı‘’
“Başkan Dursun, Galatasaray elensin” bence yeni sloganı bu olmalı Cim Bom’un. Liderliği 2. Lig takımı Tuzlaspor’a bırakırsan daha son 16 turunda final niteliğinde bir maça çıkmak zorunda kalırsın. Hani bir söz vardır; “Ucuz etin yahnisi pahalı olur” diye. Sen ucuz teknik direktör ile pahalı işler yapacağına inanırsan sonuç hüsran olur. Hollandalı, Galatasaray’ın zayıf kanadı sol tarafı Bruma ve Carole’e bırakıyor, savunmaları sıfır olan oyuncular. Rakibin de en güçlü yeri sağ kanat Caiçara ve Visca. Ya hiç mi maç analizi yapmıyorsun rakip hakkında!
Sokaktaki adam!
Sokaktaki adama bile sorsanız Başakşehir karşısında böyle bir dizilişle sahaya çıkmaz. Kimse maçın başında ‘Podolski’nin şutu direkten döndü, Bruma ceza alanına girdiği topu golle sonuçlandırmalıydı’ demesin. Tamam Sneijder’in maçın başında sakatlanıp çıkması talihsizlikti kabul, ama yine de bu kötü futbolun mazereti olamaz. İkinci yarı 2-0 yenik takımdan ne beklersiniz, rakibe baskı, tempo değil mi! Ama Başakşehir gibi bir rakip karşısında gücü bu kadar Sarı- Kırmızılı ekibin. Abdullah Avcı ve öğrencileri maç öncesi galip geliyor doğru analizle. Bana göre bu oyun sisteminde Galatasaray’ın orta alanı rahatlıkla bu tempoyla 10 yıl oynarlar!...
Buna hakkı yok
Riekerink sanırım Başakşehir’in şampiyonluğa oynayan bir takım olduğunun farkında değil. Zaten tüm önlemleri de alsan Başakşehir sana karşı üstünlük sağlayacak kalitede bir takımken rakibin ekmeğine yağ sürüyorsun bu futbol anlayışınla. Herhalde 6-0’lık Akhisar galibiyeti hocayı zafer sarhoşu yapmış! O Akhisar’a iyi zamanında bu Başakşehir 5 attı hatırlatayım... İkinci yarıda 2-0 yenik takımdan baskı beklersiniz, tempo beklersiniz ama bu iş kapasite ile ilgili. Galatasaray’ın güçlü rakipler karşısında durumu bu, fazla söze gerek yok. Ama kimsenin de Galatasaray’ı bu hale düşürmeye hakkı yok... Başakşehir maçın favorisiydi ve bir sürprize mahal vermedi ve hakkıyla bir üst tura çıkan taraf oldu, tebrikler..