Takımlar Sivasspor ve Malatyaspor, maçın hakemi de Kayserili Abdülkadir Bitigen olunca dün gece buram buram kokan bir Anadolu derbisi izledik diyebilirim. Maç öncesi tabloya baktığımızda iki ekibin de tadı yoktu. Son 3 haftayı mağlubiyetle kapatmaları puana ne kadar ihtiyaçları olduğunu gösteriyordu. İki takım da da eksiklerin çokluğu dikkat çekiyordu. Üstelik oynayamayan isimlerin skora etki eden oyuncular olmaları bir anlamda teknik adamların elini zayıflatıyordu. Evkur Yeni Malatyaspor sezonun ilk yarısında olduğu gibi rakibi karşılayan, bekleyen ve hamlesini ikinci yarıya saklayan görüntüdeydi. Ancak bu taktik rakip beceriksizse tutar. Dün gece bu taktiği uzun zamandır ortalarda görünmeyen bir isim bozdu. Yetenekleriyle kendine ihanet eden bir isim olan Özer Hurmacı iki nefis asistle Sivasspor’un ilk 45’i 2-0 önde bitirmesinin mimarıydı. ‘İlk devrede konuk ekip ne yaptı’ derseniz, biraz zorladım kendimi, aklımda kalan Eren Tozlu’nun iki kafa vuruşu kaldı.

Kara bulutlar dağılmıyor

İkinci yarıda gerçek formatına dönmek isteyen Erol Bulut, Guilherme ve Periara’yı oyuna aldı. Genç teknik adam 62’de Kamara’yı da sahaya sürüp 3 değişikliğini erken bir şekilde kullandı. Bu tercihinde haklıydı, çünkü sadece Eren Tozlu ile golü bulması zor gözüküyordu. 70’te gecenin yıldızı Özer, hem yorgunluk hem de hafif sakatlığı nedeniyle yerini Mert Hakan’a bıraktı. Malatya adına olumlu bir tablo göremedik. Zaten 2-0 önde olan Sivasspor’un istediği gibi gitti karşılaşma baştan sona. Yiğidolar ilk yarıda attıkları goller ve disiplinli futboluyla 3 puanı haketti. Kupada yarı finale çıkan Evkur Yeni Malatyaspor’da kara bulutlar bu maçta da dağılmadı. Gecenin güzel olaylarından biri, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle maç anonslarını Ela Özgün’ün yapmasıydı.

Maçın adamı: Özer Hurmacı

İlk yarıyı Erzurum’da geçiren Özer devre arasında geldiği Sivas’ta 11’de sahaya çıktığı ilk maçta iki golün de asistini yaptı, geceye damga vurdu.

Filipovic, Konyaspor’u öne geçirdi, ancak ikinci yarıda Göztepe fırtınası esti. Yasin skoru eşitledi. Son anlar ise inanılmazdı. Skubic’in penaltısını Beto kurtardı, beyaz noktadan 13. atışın 7.’sini çıkardı. Üstüne bir de Jahovic yüzde yüzü kaçırdı!

Baştan iki takım için de zor bir maç olacağını tahmin ediyorduk, öyle de oldu. İki teknik adam da takımlarını çok iyi bilen ve bildiklerini de takımlarına aktarmış isimler. Her ne kadar Tamer Tuna göreve yeni gelse de birçok oyuncusuyla daha önce çalışmış olması bir nebze işini kolaylaştırıyordu. İlk yarıda maçın hakimi Konyaspor’du. Her zamanki oyun disipliniyle sete dönük futbol tarzını tam olarak uyguladı. Belki çok pozisyon bulamadı ama Göztepe’ye de hiç pozisyon vermedi. Bu tür oyunlarda skoru hatalar belirler. Nitekim Filipovic ile gelen Konyaspor golü de korner atışındaydı. Maçın ikinci yarısı hiç de beklenildiği gibi geçmedi. İlk yarıdan çok farklı, daha etkili bir Göztepe izledik. Puanı daha çok isteyen taraf olarak bunu fazlasıyla sahaya yansıttılar.

Maçın hakkı beraberlik

Skoru hatalar belirler demiştik, öyle de oldu. Konyaspor savunmasının yaptığı hatayı Yasin affetmedi ve takımını klas bir vuruşla beraberliğe taşıdı. Konyaspor’un kollektif futbolunda yıldızlaşan bir isim yoktu. Göztepe’ye gelince yine bireysel bir hata pahalıya patlıyordu. Kadu’nun, Jahovic’e kontrolsüzce girmesinde Abdulkadir Bitigen, VAR’a gidip penaltı noktasını gösterdi. Bence doğru karardı, tekrarını izlediğimizde bileğe net bir darbe vardı. Ancak penaltı canavarı Göztepe kalecisi Beto, Skubic’in atışını kurtarıp Göztepe’yi yenilgiden kurtaran isim olarak yıldızlaştı. Son saniyede Jahovic’in kafa ile kaçırdığı gol ise inanılmazdı. 90 dakikaya oyun olarak bakarsak 1-1 ilk sonuç maçın hakkıydı.

Kayserispor’da Hikmet Karaman mucizesi sürüyor. Tecrübeli hocanın bu çıkışını bir ara Mersin İdman Yurdu’nun çalıştırırken Rıza Çalımbay’ın yaptıklarına benzetiyorum. Çalımbay da transfer yasağı olmasına rağmen takımını uçurmuştu. Karaman da devre arası transfer yasağı olan Kayserispor’da tamamen işine yoğunlaştı ve iyi motivasyon ve iyi analizle bir anlamda başarı geldi.

Karaman gelene kadar ki futbolcu performansıyla, geldikten sonra ki futbolcu performansı siyah ile beyaz gibi. Sonuçta aynı futbolcularla kötü durumda olan iyi bir duruma geldiyse hocanın hakkını vermemiz lazım. Rize ve Alanya’da yaşadığı sıkıntılardan sonra Kayseri’de Hikmet Karaman küllerinden doğdu diyebiliriz.

Haftanın ilk maçında Antalya’da daha ilk yarıda gole doyduk. Ankaragücü yepyeni kadrosuyla şaşırtmaya devam ediyor. Devre arası kampı bile görmeyen Başkent ekibi yeni transferleriyle harikalar yaratıyor. Dün sahadaki 11’in 7’si transferin son günündea gelen isimlerdi. Atletik ve istekli oyuncular sanki yıllardır bu formayı giyiyormuşcasına müthiş performans sergiliyor. Ev sahibi ekip Sivas’ta iyi futbolu 3 puanla süslemişti. O nedenle bu maça yüksek moralle çıktılar. Ancak ilk 45’te Orgill’den yedikleri 3 gole baktığımızda, Bülent Korkmaz gibi Türkiye’nin efsane defans isminin savunması bu olamaz. Bülent Korkmaz ikinci yarıda Doukara’yı oyuna alıp Mevlüt ile çift forvete döndü. Mustafa Kaplan ise yorulan ve sarı kartı olan kaptan Sedat’ı alıp Moulin’i sahaya sürdü. Hemen ardından Korkmaz, Serdar’ı Drole ile değiştirdi, 3 forvetle tüm riskleri aldı puan için. Ancak yetmedi. 81’de de kanat oyuncusu Doğukan’ı oyuna alan Bülent Korkmaz ‘daha ne yapayım’ mesajını verdi bu ofansif hamleleriyle.

3 puanı yok etti!

5 golün ilk yarıya sığdığı 90 dakikada ikinci devrede genelde skoru korumaya çalışan ve iyi savunma yapan Ankaragücü, Antalyaspor karşısında önemli bir direnç gösterdi. Hatta ender de olsa konuk ekip etkili ataklarla karşı kalede gol aradılar. Antalyaspor adına Mevlüt’ün direkten dönen kafa şutu kırılma anıydı. Son sözü Yeni Zelandalı söyledi ve 90+6’da Boyd skoru ilan etti. Ankaragücü son 4 maçta 10 puan topladı ve yükselişini sürdürdü. Antalyaspor için iyi başlayan gece hüzünle bitti. Bu yenilgi bir anlamda Sivas’ta alınan 3 puanın da değerini yok etti.

İzmir’de yarı finale çıkma mücadelesi taktiksel anlamda bir 90 dakikaya sahne oldu. İlk maçı Malatya’da 1-0 kazanan konuk ekip, Göztepe karşısında golü yediği 73 dakikaya kadar hatasız oynadı.

Tamer Tuna’nın ikinci kez Göztepe’nin başına dönmesi tabii ki takımı olumlu etkilemişti. Ancak maça baktığımızda bu bir puan maçı değil bir kupa maçı oynuyoruz anlayışıyla takımını yönetti Tamer Tuna.

Gerçekten iki takımda da öncelik gol yememekti. Ama Göztepe özellikle gol yemeden atacağı bir golün kıymetini bilircesine sabırlı oynadı.

Aslında ilk yarıda az pozisyon az üretim vardı. Taktik disiplini ancak birebir geçişlerle sağlayabilirsiniz. Göztepe’de kanatlarda oynayan Serdar ve Yasin bu konuda patinaj yaptılar.

Dün gece Malatyaspor kadrosunda eksiklerin çokluğu Erol Bulut’un elini zayıflatmıştı. Maç için ısınırken stoper Murat Akça da sakatlandı. Özellikle savunma hattı ilk defa bir araya gelen bir dörtlüydü. Buna rağmen konuk ekip, rakibe şans tanımadı ilk yarıda.

İkinci yarı risklerin alındığı, oyuncu hamlelerinin yapıldığı bölümdü.

Beceriye kaldı fakat...

Göztepe önce Alpaslan’ın yerine Borges’i, sonra da Yasin’in yerine Jerome’u aldı. Bu hamlelerden kısa bir süre sonra da golü bulan taraf Göztepe’ydi.

Guilherme’nin, Serdar’a faul yaptığını işaret eden Serkan Çınar, Göztepe lehine bir serbest atış verdi. Tartışılır bir karardı ki Malatyaspor’la oyuncular itiraz etti. Bana göre de faul değildi açıkcası. Bu faulü Berkan kullandı, Jerome kafa ile Göztepe’yi 1-0 öne geçirdi.

Dengeler uzatmada da bozulmayınca iki takım içinde dramatik penaltı atışlarına geçildi. Artık son söz bu atışlardaki beceriye kalmıştı.

Gülen taraf Malatyaspor oldu, Göztepe evinde kupaya veda etti.

Başkent’te maç öncesi iki takımın taraftarlarının tribünlerdeki dostluk gösterisi görülmeye değerdi. Dış sahada hiç kazanamayan Erzurumspor aynı zamanda zor da kaybeden bir takımdı. İlk yarıda hızlı başlayan ve pozisyonlar bulan Ankaragücü şık bir golle de öne geçti. Boyd nefis bir topukla takımını öne geçirdi.

Erzurumspor özellikle orta alanda az adamla üstünlüğü rakibine kaptırınca oyunun iki bölümünü de eksik oynadı. Ama ikinci yarı maçın kırılma anları vardı. İkinci yarının hemen başında Opseth serbest atıştan usta bir vuruşla beraberliği sağladı. Ancak 73’te Norveçli ikinci sarı karttan kırmızı görünce Erzurumspor 10 kişi kaldı. Doğu ekibi eksik olmasına rağmen çok da başarılı bir futbol ortaya koydu. Savunmaya çekilmeden hücumu denedi, golü aradı.

Stat ve taraftar

Artık herkes, ‘Bu maç berabere biter’ derken Orgill kritik bir golle Ankaragücü’nü 3 puana taşıdı. Jamaika’lı bir asist bir golle maça damgasını vurdu. Dün Ankara’da nefes kesen unutulmaz bir 90 dakika izledik. Gülen taraf ligin ikinci yarısına yeni transferleri ve yeni stadıyla renk katan Ankaragücü oldu. Erzurumspor belki de puana çok yaklaştığı maçtan yenik ayrılırken son saniyede yedikleri golle adata yıkıldılar.

Lizbon’da işimizin çok zor olduğunu biliyorduk. Bir kere rakip deplasmanda kazanmış olmanın özgüveniyle evinde sahaya çıkan Benfica’nın önemli artıları vardı. Bir kere çok genç bir takım, çok çabuk oynuyorlar ve hücumda çoğalmayı iyi yapıyorlar.

Düşündürücü olan Galatasaray’ın ilk yarıyı tek bir pozisyon bulamadan bitirmesiydi. Rakip, Galatasaray’a bir ve ikinci bölgede oynamasına müsade etti ama baskı yapıp top kaparak etkili ataklar geliştirdi. Biraz şansımız biraz da Muslera’nın iyi performansıyla gol yemeden soyunma odasına gittik. Galatasaray’da savunmadan çıkan pas kalitesine, orta alan yaklaşamadı. Bu da Diagne’nin zaten güçsüz görünümüne bir de yetersizlik ekledi. İkinci yarıda orta alanda özellikle Ndiaye’nin etkili oyunu ve kaptığı toplarla umutlandık ama son vuruşlarda istediğimiz gibi değildi. Bu tür ambiyanslarda rakibe psikolojik üstünlük sağlamak kolay değildir. Üstelik handikaplı bir skorla sahaya çıkmışsanız.

Gecenin sorusu

Fatih hoca niye oyuncu değişikliği için bu kadar bekledi? İlk değişikliği 78. dakikada yaptı Galatasaray. Ön libero Donk çıktı, hücum oyuncusu Sinan girdi.

Maçın starı

Ndiaye.. Orta sahada etkiliydi, toplar kaptı.

Maçın olayı

Sanki İstanbul’da kazanmışız gibi bir futbol anlayışımız vardı. Skordan çok kaybetmemek ön plandaydı. Tur için gereken 2 farklı skor için ne bu mücadele ne de bu futbol asla yeterli değildi.

Kısa mesaj

Gerçekçi olmak lazım biz turu İstanbul’da kaybettik. Dün gece oynadığımız oyundan da ancak beraberlik sonucu çıkardı, öyle de oldu.

Kayseri’de 25’er puanlı iki ekip kozlarını paylaştı. Geçen haftayı 3 puanla kapatan Kayserispor ve Göztepe’de hedef 3 puandı. Çünkü kazanırlarsa puan cetvelinde üst sıralara yükseleceklerdi. Göztepe’de Borges, Yasin ve serdar cezaları nedeniyle yoktu. İlk yarıda pas kalitesi yüksek ama gol yollarında biraz kısır bir maç izledik. Özellikle iki takım da hücuma çıkarken kaptırdıkları toplarla dikkati çekti. Devrede gelen tek gol de böyle oldu. Gassama hücuma çıkarken kaptırdı. Atilla Turan, Deniz’i gördü. Deniz’in nefis ortasında Chery kafa ile ağları havalandırdı.

Yenik duruma düşen Göztepe Alpaslan ve Castro ile gole çok yaklaşan ama atamayan taraftı. İkinci yarıda Kemal Özdeş Berkan ve Jerome’u alarak başladı. Ancak Kayserispor aynı tempo ile 2. golü arayan taraftı.

Rehavete kapılmadılar

Karaman’ın öğrencileri maçı 0-0 gibi oynadı ve skorun rehavetine kapılmadı. Göztepe dün bir türlü tempoyu ve baskıyı kuramadı. İzmir ekibinin gol girişimleri son bölümde daha etkili oldu. Kornerden gelen topta Deniz Türüç kafa ile topu uzaklaştırmak isterken yan direğe çarpan Göztepe’nin beraberlik golü geldi. Dün Kayseri’de ev sahibi ekip 3 puana yaklaştı ama tam 3 puan gitti derken günün başarılı isimlerinden Mensah son sözü söyledi ve 3 puan Kayserispor’un oldu.