Adana’da maç öncesi tablo ile maçın 90 dakikası birbirinden çok farklıydı. Oldukça sıkıntılı günler geçiren ve şiddetle puana ihtiyacı olan Sivasspor zorlu Adana deplasmanında çok doğru bir ilk yarı taktiği uyguladı. Yatabare gibi hava hakimiyeti olan oyuncusundan yoksun olan takımına karşı hava toplarında güçlü Adana Demirspor’a yerden hücum yaptıran Rıza Çalımbay 2-0’ı da yakalamayı başardı. Gerçekten de oyuna iyi başlamasına rağmen Adana Demirspor bir anda şoka girdi. İkinci yarıda skoru lehine çevirmek için büyük baskı kuran Adana Demirspor kadrosunun farkını sahaya yansıtmayı başardı. Üst üste gelen gollerle maç bir anda 2-2’ye geldi. Zorlu bir fikstürü olan Sivasspor için alacağı puan veya puanların çok önemliydi.

Baskı altında...

Ancak ilk 4 hesabı yapan ev sahibi ekipte Malatya yenilgisinden sonra kazanma baskısı altındaydı. Son bölümde Adana Demirspor’un baskısı ve savunan bir Sivasspor izledik. Üst üste net pozisyonlar yakalayan rakibi karşısında Sivasspor zor anlar yaşadı... Nitekim iki takımın da çabaları sonucu etkileyebilirdi. Demir’in bir sayılmayan golüne karşılık Sivas uzatmada penaltıyla kazandı.

Konya’da Galatasaray adına öyle bir ilk yarı izledik ki, felaket... Düşünün tek gol pozisyonu bulamadan ve korner atmadan ilk yarıyı bitirdiler. İlhan Palut rakibini çok iyi analiz etti ve zaaflarını çok iyi değerlendirdi. Özellikle kısa boylu bir çizgi kalecisi ve yan toplardaki sıkıntılı olan Galatasaray’a karşı Ahmed Hassan ve Rahmanoviç gibi iki uzun oyuncusun iyi kullanıp kolayca 2-0 öne geçti. İlk yarı rakibini sürklase eden ve pres yapan Konyaspor karşısında, Torrent’in kenardan hiçbir çözüm bulamaması şaşırtıcıydı.

Hocaya sorulmalı

Savunmanın sağında Boey ne hücumda ne de savunmada hiçbir şey yapamazken niye oynatıldığını İspanyol hocaya sormak lazım. Düşünsenize takımın orta alanda pasörü yaratıcı ismi Berkan; yani sözün bittiği yer. Yan paslarla rakip kaleye gidemeyen temposuz bir ekibin ilk yarıda soyunma odasına 2-0 yenik gitmesi bence şanstır. Konyaspor gerçekten son 4 maçına bakarsak adeta ilk yarıda patlama yaptı. İkinci yarı her zamanki gibi Torrent aynı 11'le sahaya çıktı sanki her şey yolundaymış gibi.

Galibiyet aldatmış

'Büyük takım refleksi' deriz... 'İkinci yarıda böyle bir reaksiyon olur mu?' diye düşünenler olabilir. Ama büyük takım sıradan futbolcularla olmuyor. Açıkçası sahadaki isimlerin yetersizliği bu kötü tabloyu ortaya çıkardı. Sanırım son iki maçta alınan iki galibiyet Galatasaray’ı aldatmış özellikle İspanyol hoca skorların etkisinde kalmış… Bir takımın kilit pas atacak oyuncusu olmadan gol atması tesadüflere kalır nitekim dün bunu çok net gördük. Konyaspor lig ikincisi gibi oynadı hak ettiği 3 puanı bileğinin hakkıyla aldı. Palut, rakibi analizde ders verdi, Torrent dün de rakibi okumada sınıfta kaldı.

Sivas'ta maç öncesi iki ekipte de önemli eksikler vardı. Sivasspor'da hücumda Gradel'in yokluğu bir anlamda ev sahibini tek kanatlı bırakmıştı. Rıza Çalımbay savunmada stoper Caner'i sağbeke çekerken Camara'yı Goutas ile tandeme koymuştu.

Beşiktaş'ta ise son dakika yaşanan Vida'nın sakatlığında Hırvat oyuncunun eksikliğini maç içinde fazlasıyla hissetti. Nitekim Yatabare’nin kafa golünde Montero’nun çaresizliği herşeyi anlatıyordu

İlk yarıda baskılı başlayan Beşiktaş bu oyununu erken bir golle süsledi. Ancak golle birlikte oyundan düşen Beşiktaş kalesinde tehlikeler gördü. Özellikle üst üste yan toplardaki zafiyet Beşiktaş'a pahalıya patladı. Önce Hakan Arslan mutlak golü kaçırdı ama daha zorunu Yatabare şık bir kafa vuruşuyla ağlara gönderdi, beraberliği sağladı.

Yan toplarda zorlandı

Aslında ilk 45 dakika da iki takım dalgalı bir performans sergiledi. Devre biterken Beşiktaş nefis bir golle soyunma odasına gitti. Umut’un soldan ortasında Beşiktaş'ın iyisi Ghezzal harika bir kafayla Sivasspor ağlarını havalandırdı. İlk yarıdaki oyun ikinci devrenin oldukça hareketli geçeceğinin habercisiydi.

Nitekim Sivasspor'un baskılı oyunu ve Beşiktaş'ın akıllı savunmasını izledik. Siyah-Beyazlılar öne geçmenin rahatlığını risk alan rakibi karşısında penaltıdan farkı ikiye çıkartıp 3 puanı perçinledi. Son bölümde gelen Sivasspor'un penaltı golü heyecanı yükseltti diyebiliriz.

Beşiktaş artıları; mücadele, yardımlaşma ve kazanma isteğiydi. Siyah-Beyazlıların eksi yönü ise yan toplardan gelen toplarda savunmanın Sivasspor'a bu kadar çok kafa şutu attırmasıydı.

90 dakikayı özetlersek; dün gece Sivas’ta Beşiktaş maç öncesi zorlanacağını düşündüğü karşılaşmada altın değerinde bir galibiyet aldı.

Sezonun flaş takımı Adana Demirspor evinde bir Akdeniz ekibi Antalyaspor’u ağırladı. Maç öncesi kağıt üzerinde favori Adana Demirspor gözükse de Güney ekibi ilk yarıda karşısında taş gibi Antalyaspor gördü. Puan cetvelindeki konumu sıkıntılı olan konuk ekip ara transferde yaptığı nokta transferlerle güçlü bir takım olmuş. Nitekim ilk 45 dakikada Adana Demirspor rakip kaleye yaptığı baskıya rağmen hiç gol pozisyonu bulamadı. Özellikle cezası biten Balotelli‘nin ilk 11’e dönmesiyle gol beklentisi yüksek olan Adana Demirspor’a bu yarıda göz açtırmayan ve çabuk geri dönen çok adamla rakibe pres yapan bir Antalyaspor izledik. Bu tür, takımların birbirine denk olduğu maçlarda gol gereklidir. Ancak ilk yarıdaki mücadele bir bilek güreşi gibiydi ve bilekler bükülmedi. İkinci yarıda skoru bozma çabası maçı çok daha heyecanlı hale getirdi. Özellikle 70’e kadar az pozisyonlu karşılaşma iki teknik adamın hamleleriyle renklendi.

Kaybedene yazık olurdu

Yorulan orta alanlar değiştirilirken ev sahibi ekipte Balotelli ile birlikte Assombalonga olunca Antalyaspor kalesi zor anlar yaşadı. Ancak Boffin kalesinde hatasız oynadı. Montella doğru değişiklikler yaptı sonucu lehine çevirmek için ama Antalyaspor öyle bir motivasyon ile oynadı ki deyim yerindeyse rakibine nefes aldırmadı. Sanırım topun oyunda kalma süresi açısından futbolumuz adına yüzakı bir 90 dakikaydı. Kısaca gol haricinde futbol adına oyuncular sahada her şeyi yaptılar. Hani derler ya kaybedene yazık olurdu öyle bir maç izledik.

Trabzonspor yıllardır ters gelen hatta yenilip şampiyonluğu kaçırdığı Alanyaspor karşısında belki de sezonun en rahat galibiyetini aldı. Önce Trabzonspor’un hakkını teslim edelim sonra da maça dönelim; Türkiye’de yabancı hoca hayranlığında gelinen son noktayı izledik. Birden bire ortaya çıkarılan hatta Fenerbahçe ve Galasataray’la adı geçen ‘Farioli illüzyonu’nu yerli bir hoca; Abdullah Avcı patlattı. Gerçekten biraz ciddiyet gerekli. Koskoca Alanyaspor bir hocanın deneme tahtası gibi olamaz, olmamalı. Maçın daha başında yenilen ilk gol zaten her şeyi anlatıyor. Süper Lig’in lideri ile oynadıklarını birilerinin Farioli’ye söylemesi gerekirdi.

Uğurcan maçı bitirdi

Kaleciden başlayan ayağa oynama sistemini uygulamak biraz ezber ister kalite ister. Süper Lig’in en sempatik takımını bu hale düşürmek hoş değildi. Başkan Hasan Çavuşoğlu, futbolu bilen bir isim olarak acilen müdahale etmeli. Bütün bunları niçin yazdım; sahaya çıkan Alanyaspor’un normal futbolunu oynasa asla bu durumlara düşmeyeceğini anlatmak için. Trabzonspor maç öncesi favoriydi, kazanması sürpriz değil tabii ki. Ama yenilmek var, yenilmek var! Alanyaspor’un ve Farioli’nin bunu bilmesi lazımdı. İkinci yarı oyunu rölantiye alan Trabzonspor karşısında Alanyaspor biraz kımıldadı ve pas inadından vazgeçtiklerini gördük. Alanyaspor‘un kazandığı penaltıyı ise Uğurcan kurtarınca, bir anlamda iki takım adına da maç orada bitti.

Puan cetvelindeki rahatlık çok çok önemli. Dün de Kayseri’de ev sahibinin bu rahatlığını gördük. Aynı durumun tersi de rakip Giresunspor için geçerliydi. İlk yarıda Gavranovic’in golüyle öne geçen Kayserispor oyun üstünlüğünü sürdürdü. Hikmet Karaman sarı kart gören İbrahim Akdağ’ı potansiyel bir kırmızı kart adayı olarak gördüğü için oyundan alıp 10 kişi kalma tehlikesini ortadan kaldırdı. Bu hareket tecrübeli bir teknik adam hamlesiydi. İlk yarı biterken Abdulkadir’in asisti, Mert Çetin’in kafa golü skoru perçinledi. İkinci yarı beklenenin aksine temposuz bur maç izledik. Bu anlayış 2-0 önde olan Kayserispor için kabul edilebilir ama ligde kalma savaşı veren Giresunspor için asla. Kayserispor artık üst hedefleri kovalayan ve gelecek sezona dönük planlamalar yapan bir takım. İyi yönetilme, zamanında ödemelerin yapılması ve her birimin üzerine düşeni yapması bence bu başarılı noktaya gelişin nedenidir.

5 maçta 1 puan

Son 5 maçta 1 puan toplayan bir ekip olarak Giresun’da işler iyi gitmiyor. İçeride dışarıda gelen kötü sonuçlar 44 yıl sonra geldikleri Süper Lig’de taraftarını karamsarlığa itiyor. Oysa sezonun ilk yarısında yakalanan umutlu hava, güzel futbol ve iyi sonuçlar herkesi iştahlandırmıştı. Daha çok maç var ancak önce kendileri inanmalı ligde kalmaya. Hakan Keleş ofansif tüm hamlelerini yaptı golü bulmak için. Nitekim son dakikalarda gelen Suleymanov golü farkı bire indirdi ve beraberlik için umutlandı konuk ekip ama zaman yetmedi ve Giresun’a eli boş döndüler.

Sivas’ta bir Doğu Anadolu derbisi izledik. Ev sahibi ekip bir hafta önce Gaziantep’te aldığı 5-1’lik yenilgi yani hezimetin etkisiyle sahaya çıktı. Nitekim puan cetvelinde son sıradaki Yeni Malatyaspor’da rakibin bu durumunu avantaja çevirmek istercesine etkili bir oyun başlangıcı gördük. Konuk ekipte Adem Büyük’ün teknik adam olarak takımın başında ilk defa görev alması da ayrı bir renkti. Rıza Çalımbay kaleyi bu maçta Muammer’e teslim etti. İlk45dakika Sivasspor adına iyi geçmedi. Çalımbay özellikle orta alanda aksayan Koray’ı 32’de alıp yerine tecrübeli Hakan Arslan’ı alarak güçlendirdi.

Malatya eriyor

İlk yarıda gülen Kenan Özer’in golüyle konuk ekip oldu ve soyunma odasına 1-0önde giden Malatyaspor vardı. İkinci yarıda büyük bir mücadele izledik. Çalımbay, Atakan’ın yerine Felix’i alarak orta alandaki revizyonu sürdürdü. Nitekim bu değişim hemen karşılığını buldu ve Sivasspor, Kayode ile 1- 1’lik beraberliği yakaladı. Ev sahibi ekip için bu sonucun yeterli olmadığı gösterdiği dirençten anlaşılıyordu. Bir puanla yetinmek istemeyen ve mutlaka galip gelmek isteyen Sivasspor Faysal’ın harika golüyle bu amacına da ulaştı. Son bölümde iki tarafın da skoru değiştirmek için yaptığı hamleleri izledik. 90dakikanın sonunda gülen taraf Sivasspor oldu ve Yiğidolar aldıkları 3 puanla rahat bir nefes aldı. Konuk ekibin ise aldığı bu yenilgiyle umutları gittikçe eriyor.

Gerçekten futbol ambiansını özlemişiz. Gürsel Aksel’de muhteşem Göztepe taraftarının maç öncesi koreografisi ve 90 dakika dolu tribünlerin sonuca bakmaksızın desteğini görünce futbol adına umutlandım. Çünkü hem pandemi hem de futbolumuzdaki düşüş nedeniyle tribünleri terk eden seyirci geri gelir mi diye kendi kendime soruyordum, Göztepe seyircisi cevabını olumlu verdi tebrikler...

Thaciano bitirdi

Maça gelince Gürsel Aksel’deki ilk İzmir derbisinde ilk yarı Göztepe oynadı ama soyunma odasına 1-0Altay önde gitti. Büyük bir baskı kuran Göztepe son vuruşları iyi yapamayınca aradığı golü bulamadı. Altay ise devre biterken Kazım Can’ın takipçiliği ve Göztepe kalecisi İrfan Can’ın hatalı çıkış ve dokunuşu pahalıya patladı. Deniz Kadah eski takımına karşı kaliteli bir penaltı kullandı ve Altay’ı 1-0 öne geçirdi. İkinci yarı yine sürprizle başladı. Beklenti yenik durumdaki Göztepe’nin baskı yapacağı şeklindeydi. Ancak Altay Brezilyalı Thaciano ile 2-0’ı yakalayınca başka bir ikinci yarı izledik. Altay skorun verdiği moral ve özgüvenle hem savunmayı hem de hücumu iyi yapar hale geldi.

Çaresizliği ortaya çıktı

Taraftarının önünde kontrolsüz hücum denemeleri ve penaltı beklentileriyle geçen ikinci yarı Göztepe’nin biraz da çaresizliğini gösterdi. Altay 16 haftadır kazanamayan bir takım olarak yeni hocası Serkan Özbalta ile çok değerli bir 3 puanın sahibi oldu.