‘’Tarzan'ın sevinç çığlığı‘’
Maçın başından sonuna kadar aynı tempoda ve oyun disiplininden kopmadan mücadele eden Siyah - Beyazlılar, eğer bu futbolla puan kaybetseydi, yazık olurdu. Çünkü maçın gidişatı içinde kritik dakikalar da olmadı değil. Vestel Manisa tam skoru perçinleme şansını yakalamışken sahanın en iyilerinden Murat Özkan’ın penaltısı üst direkten döndü. Diğer taraftan Erciyes’in bir serbest vuruştaki şutu Manisa’nın üst direğinde patladı. Hele ev sahibi ekibin son dakikalarda Ömer Közen ile yakaladığı fırsat ofsayt olmasa, belki de maç berabere bitecekti. Neyse ki futbolun dün adaleti vardı ve hakeden kazandıTabii ki konuk ekibin iyi futbolunun yanı sıra ev sahibi de oyuna şanssız başladı. Kaleci Haluk’un sakatlanıp çıkması Kayseri ekibine tedirginlik yaşattı. Ancak evinde oynayan bir takım bu kadar kötü günüdeyse yapacak birşey de yoktur. Oyunun geneline baktığımızda bloklar arasında makine düzeninde çalışan Vestel Manisa’nın orta alanında Kenan ve Murat Özkan’ın etkili futbolları göze çarptı, Cafer de yaratıcılığıyla rakibi teslim aldı. Kanatlardan da İnanç ve Hakan Balta ile hem hücum hem de savunmayı iyi yapan Manisaspor, göze hoş gelen bir maç izletti. Aslında Kayseri’ye gelirken çok zorlu geçeceğini düşündükleri bir 90 dakikada adeta çifte bayram yaptılar.Özetlersek; dünkü maçta Vestel Manisa’nın futbol adına tek eksiği goldü. Çünkü böyle bir futbolun karşılığında daha fazla gol bulmalıydı.Maçın hakemi Serdar Tatlı, sert futbola taviz verdi, oyunun kalitesini artırdı.
‘’Kocaeli seriye bağladı‘’
Yeşil-Siyahlılar’ın, İstanbul Belediye karşısında attıkları tek gol, rakip savunmanın hatasından kaynaklanan bir karambol sonucu doğdu. Kocaelispor için bu maçı şansa aldı denilemez. Oyunun genelinde üstün oynayan ve daha çok kazanmak isteyen evsahibi ekipti ve kazandı. Savunmada Faruk’un yokluğunda genç Koray’a yer varan Bahri Kaya, geçen haftalardaki başarılı kadroyu aynı düzenle sahaya sürdü. Orta alandaki 5’li çok koştu ve rakibe oyun kurdurmadı. Göze hoş gelmeyen futbollarına rağmen, oyun disiplininden kopmamaları en büyük artılarıydı Yeşil-Siyahlılar’ın.İlk yarıya baktığımızda 1 puan için sahaya çıkan İstanbul Belediye, sadece savunmayı düşündü. Kocaelispor da böyle kapanan rakibi karşısında oldukça zorlandı. Özellikle kanatları iyi kullanamayan evsahibi ekip, etkisiz ve amaçsız havadan ortalarla pozisyon aradı. Bu konuk ekibin savunmasındaki Mehmet Çolak ve Cihat gibi uzun boylu oyuncuların tam istediği bir anlayıştı. Sadece Serdar kendine boş alanlar yaratıp, etkili şutlar attı.İstanbul Belediye, ikinci yarıda oyuncu değişikliğine gidip hücumu düşününce maç biraz olsun renklendi. 90 dakikada çok önemli tek pozisyonu Zeki’nin kafa şutuyla kaçıran Büyükşehir, çıkışını sahadan puansız ayrılarak durdurdu. Çünkü, deplasmanda böyle kolay bir pozisyonu atamazsan, maçı da kaybedersin.İki takım da çok tecrübeli kadrolarıyla daha kaliteli bir futbol ortaya koyabilirlerdi. Şu bir gerçek ki, İstanbul Belediye oldukça zengin kadrosunun hakkını sahaya yansıtamadı. Kocaelispor bu 1-0’lık galibiyet serisi ve rakiplerinin puan kaybetmesiyle zirveye tekrar ortak oldu. Ancak, Körfez ekibinin iç sahada daha baskılı ve rakibi sahasına hapsedebilecek bir kadrosu var, bunu yapabilmeli. Ancak iç sorunları nedeniyle sıkıntılı günler geçiren Yeşil-Siyahlılar’ın hakettikleri bir galibiyet aldıklarını da söylemeliyim.Maçın hakemi Cem Deda, önemli pozisyonları süzemedi. İyi ya da kötü diyemeyeceğim, ama şaşkındı. Tüm spor camiasının Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.
‘’İyi oynamak yetmedi‘’
Süper Lig’deki boş tribünlere nazire yaparcasına dolu bir statta oynanan 90 dakika, iki takım için de gerçekten önemliydi. 4-5-1 düzeninde sahaya çıkan Bursa’ya karşılık Kocaeli, 3-5-2 ile mücadele etti. Bursa Teknik Direktörü Hüseyin Kalpar, uzun boylu ve hava toplarına hakim Kocaeli savunmasına karşı, yerden oynayan oyuncuları tercih etmişti. Bence de doğrusunu yaptı. Maça çok hızlı başlayan Yeşil-Beyazlılar, Kocaeli kalesini abluka altına aldı. Fakat biraz tecrübesizlik biraz da beceriksizlik ilk yarının 0-0 bitmesine neden oldu. Kocaeli, bu devrede birkaç cılız atağı haricinde çok silik bir görüntüdeydi. İkinci yarıya atak başlayan yine ev sahibi ekipti. Özellikle Mehmet Al’ın etkili oyunu ve yaptığı asistler, günün başarılı ismi Kocaeli kalecisi Hakan’da eridi. Cezası nedeniyle forma giyemeyen Okan, Bursa adına ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu gösterdi. Herşeyi yapan Timsahlar’ın tek eksiği son vuruştu. Eğer dün Okan olsaydı sanırım ilk yarıda Bursa galibiyeti garantilerdi. Ama Kocaeli özellikle savunmadaki oyuncuların tecrübesi sayesinde oyun disiplininden kopmadı ve tek atakta da Mehmet Önür’ün ortasında Serdar ile golü buldu.Özetlersek; Bursa kaybetti ama iyi futbol oynayarak. Kocaeli ise önemli bir deplasmanı kötü oyuna rağmen 3 puanla tamamladı, rakiplerinin de kaybettiği haftada avantaj yakaladı.Günün en başarılı ismi Kocaeli kalecisi Hakan Aktan’dı. Gerçekten Türk futbolunun büyük sıkıntı çektiği bu mevkide geleceğin yıldızı olacağını her geçen gün bir kez daha kanıtlıyor.Maçın hakemi Yılnur Önen kötü bir yönetim gösterdi. Maçın başında Mehmet Al’ın düşürülmesi penaltıydı. Ancak “devam” dedi ve Bursaspor’un kaderiyle oynadı.
‘’Gün Mardin'in günü‘’
Lider, deplasmanda rakibi küçümser bir tarzda oynadı. Islak zeminde havadan kullanılan amaçsız toplar, ortaya kontrolsüz bir futbol çıkarttı. Konuk ekip ne kanatları iyi kullanabildi ne de orta sahadan organize çıkabildi. Yakaladıkları tek tük pozisyonu da kullanmakta acizdi Kırmızı - Beyazlılar. Maçı izlerken son iki haftayı beraberlikle geçiren ve 3 puana hasret kalan bir takımın hırsını göremedik sahada. Tabii ki Mardinspor’un maça çok iyi hazırlanmış olduğu da bir gerçek. Üstelik hafta içi teknik direktör Nasır Belci’yle yollarını ayıran ev sahibi ekip, belirsizlik içinde çıkmıştı böyle önemli bir 90 dakikaya. Ancak Mardinsporlu futbolcular profesyonelliğin gereğini yapıp disiplinli oynadılar. Ev sahibi ekipte Tolga ve Mehmet Yener geçen sezon Sivasspor forması giymiş oyunculardı. O nedenle rakiplerini tanımakta fazla zorlanmadı Mardinsporlular. Güneydoğu temsilcisi Sivasspor’a presi forvette başlattı ve orta alanda çok adam bulundurarak bir anlamda oyunu kilitledi. Özellikle konuk ekibin Ertuğrul ve Serkan Erçetin gibi oyun kurucularını etkisiz hale getirince forvette Mohammed ve Ufuk da iş yapamaz hale geldi. Bence Sivasspor Teknik Direktörü İsmail Kartal’ın daha çok adamla hücumu düşünüp risk alması gerekirdi. Ancak yenilmeme stresi normal oyunlarını engelledi. Açıkcası korkunun ecele faydası yoktur. Sanırım bu sonuç takımın üzerindeki gerginliği kaldırır. Uzun lig maratonu her türlü sonuca gebe. Mardinspor, lideri ve namağlup bir takımı devirmenin gururunu yaşadı. Hepimiz maç öncesi Sivasspor’u 3 puana yakın görüyorduk. Ancak maç kağıt üzerinde kazanılmıyor, koşarak, mücadele ederek kazanılıyor. Mardinspor dün güçlü rakibine göre daha istekliydi ve son dakikalarda Şehmus’la mutlu sona ulaştı. Özetle dünkü karşılaşma bize gösterdi A Kategorisi her geçen hafta heyecan veriyor. Hiçbir takım alıp başını gidecek gibi değil. Mardinspor da bu kategorinin yeni takımı olmasına rağmen aldığı başarılı sonuçla lige büyük renk kattı.Maçın hakemi Cem Papila, ilk yarıda Mohammed Ali’ye yapılan sarı kartlık pozisyonu çıkartırsak, başarılı bir maç yönetti.
‘’Tel tel döküldüler‘’
Yüzde yüz yerli oyuncuyla oynamak bir tercihtir ama aynı zamanda da risktir. Böyle iddialı bir tercihte başarılı olmak zorundasınız. Olamazsanız, başınıza yıkarlar. Dün Konya karşısında teknik direktör Şaban Yıldırım sürpriz bir 11 sahaya sürdü. Top tekniği iyi ama topsuz oyunda hiç olmayan orta saha, rakibine çabuk teslim oldu. Bir de gol ararken yenilen acemi goller zaten özgüvenini kaybetmiş Sakaryaspor’u bitirdi. Bir kere Yeşil - Siyahlı ekibin şunu iyi bilmesi lazım; Süper Lig’de böyle ağır bir futbol oynayamazsınız. Bu tempo sorununu çözemezlerse zaten işleri çok çok zor.Konyaspor’a gelince; Deplasmanda farka koşan Yeşil - Beyazlılar olağanüstü oynamadı. Konuk ekip sadece futbolun gerektirdiklerini yaptı, rakibin zaaflarından iyi yararlandı ve rahat bir galibiyet aldı. Sanırım Konya bu maçı evinde oynasa bu kadar rahat olmazdı. Dünkü mücadelede savunmada Zafer Demir, orta alanda Levent ve forvette Tayfun ile Okan Koç etkili futbollarıyla takımlarını mutlu sona ulaştıran isimlerdi. Ancak Konyaspor’un bu galibiyete rağmen savunma kurgusunu gözden geçirmesi lazım. Çünkü karşılarında her zaman böyle beceriksiz bir rakip bulamaz ve canı yanar. Sakaryaspor’un, 3 puanlı sisteme göre bu kadar erken havlu atacak hali yok. Acilen önlemler alıp en azından devre arasına kadar en az zararla maçlarını tamamlamalı.Maçın hakemi İsmet Arzuman ise kendisine fazla iş düşmeyen karşılaşmada vasat bir yönetim gösterdi.
‘’Rize altın buldu‘’
İşte böyle bir atmosferdeki maç da yavan başladı. Antep Teknik Direktörü Nurullah Sağlam’ın takımın son haftalardaki başarısızlığın faturasını kime kestiğini kulübeye baktığımızda anladık. Tarek, Jaziri, Macanga ve İlhan gibi aslarını yanına alan Sağlam’ın ilk 11’de şans verdiği isimler mesajı alamadılar. Düşünün; ev sahibi bir ekip 45 dakika tek bir gol pozisyonu bulamadı. Dörtlü savunmayla oynayan Antep, Bekir’i solda kullanırken, genç orta alan hiçbir şey üretemedi. Rizespor ile forvetteki Murat Sözkesen ve Okan’ın yokluğuna rağmen iyi kapandı, çabuk çıktı ve şık bir golle de devreyi önde kapadı. Zafer’in müthiş deparının ardından Cem Baki’ye attırdığı gol muhteşemdi.İkinci yarıda Antep’te beklenen değişiklikler oldu. Oyuna giren Jaziri ve Tarek takıma hareket getirdi. Ancak çok oyuncuyla kapanan rakip karşısında yakalanan fırsatlar değerlendirilemeyince Antep ağır bir yara daha aldı. Hava toplarında hakim olan Gökhan Zan’ın ileri uçta faydalı olması düşünülerek oyuna alınması da işe yaramadı. Rize ise sarı kart sınırında çok oyuncu bulundurmasına ve forvetteki sıkıntısına rağmen çok koştu, haddini bilerek oynadı ve skor avantajını korudu. Rıza Çalımbay’ın oyun içindeki taktik hamleleri de oldukça yerindeydi. Geceyi özetlersek; Nurullah Sağlam kadrodaki revizyonu abartmıştı. Hazırlık maçına çıkar gibi bir 11 sahaya sürdü ve bedelini ağır ödedi. Bence Hasan Özer’i herşeye rağmen oyunda tutmalıydı. Çünkü ikinci yarıdaki pozisyonlarda gözler onu çok aradı.Maçın hakemi Yunus Yıldırım çok koştu, pozisyonlara yakında ve iyi bir yönetim gösterdi.
‘’Kör dövüşü‘’
Düşünün koca 45 dakikada akıllarda kalan iki pozisyon var. Oysa oyunun hızlı temposuna bakarsanız ortaya böyle bir sonuç çıkması gerçekten şaşırtıcı. Ancak oynatmama ve savaşma güdüsü iki takımın da gol düşüncesini rafa kaldırmıştı. Yine de konuk ekip hücumlara daha organize kalkarken, Diyarbakır biraz da panikle kontrolsüz ataklar yaptı. Başta da söylediğim gibi akıllarda kalan pozisyonlar; Wederson’un 40 metreden vurduğu sert şutun nasıl olup da Diyarbakır kalesinin içinden dışarı çıkması, bir de 45. dakikada Sinan’ın yerden ortasında boş kaleye vurulan topun rakip savunma tarafından önlenmesiydi.İkinci yarı nasıl olacak diye merak ediyorduk. Gördük ki, ilk yarının kopyası. Yine çakılı savunma oynayan Ankaraspor’a karşı şuursuzca hücum yapan bir Diyarbakırspor izledik. Aslında evsahibi ekibin kaderini yapılan oyuncu değişiklikleri belirledi. Özellikle Eser’in oyuna girmesi forveti güçlendirirken, rakip savunmanın da zorlandığını gördük. Yine de maç böyle biter diye düşünüyorduk ama Sinan Kaloğlu uzaklardan nefis vuruşuyla Şenol’u avlayınca evsahibi ekip 3 puanı alan taraf oldu.Hakem Aytekin Durmaz, sertlik derecesi yüksek ve hızlı oynanan karşılaşmada başarılı bir yönetim gösterdi.
‘’Bir transfer hikayesi ve büyüklük‘’
Üçüncü Lig’de mücadele eden Pazarspor’dan Fahri’ye Fenerbahçe talip oluyor. Yapılan transfer görüşmesinde Fenerbahçe’den 100 bin dolar isteniyor. Sarı - Lacivertliler de “50 bin doları peşin, 125 bin dolar verelim” diyor. Yapılan sözleşmeye göre Fahri 6 resmi müsabakada yer alırsa 75 bin dolar daha Pazarspor’a ödenecek. O zamanki 50 bin doların karşılığı 22 milyar civarında. Aynı Fenerbahçe, o zaman Gaziantep’den Erman Yıldırım’ı 100 milyar liraya alıyor. Ve Fahri 8 kez kadroda yer alıyor, 5 müsabakada da oynuyor. Bunun üzerine Pazarspor yapılan sözleşme gereği geri kalan parayı istiyor. Fenerbahçe’nin yanıtı ise “5 maç oynadı, para veremeyiz” oluyor. Sonuçta mahkemeye ve tahkime gidiliyor. O zamanlar avukatlık yapan şimdiki Federasyon Başkanı Levent Bıçakçı’nın görüşü Pazarspor lehine. Ancak federasyondan gelen karar ilginç; “İlk iki yıl oynamadı. Sonraki iki yıl zaman aşımına uğradı.” Oysa sözleşmede bir zaman tanımlaması yok. Bu defa Pazarspor tahkime başvuruyor ve tahkim, federasyonun red kararını bozuyor. Ancak Tahkim Kurulu’nun kararı da trajikomik. Kurul 6 maç oynamadı diye olumsuz karar çıkarıyor. Sonuçta Tahkim Kurulu kararlarına itiraz şansınız yok. Çünkü kulüplere bu konuda bir taahhüt imzalatılmış. Aslında konu uzun, ancak yerimiz kısıtlı olduğu için özetledim. Sonuç olarak Fenerbahçe Kulübü, bugün Çaykur Rizespor ilk 11’inde yer alan ve Ümit Milli Takım kaptanlığına kadar yükselmiş bir değeri yetiştiren Üçüncü Lig takımı Pazarspor’a 75 bin dolar ödememeyi başarmıştır!.. Dünya Kulübü olacağını iddia eden bir takımın, küçücük bütçesiyle Türk futboluna yıldızlar yetiştiren bir kulübe karşı aldığı tavrı görünce, ‘Bu nasıl büyüklük?’ demekten insan kendini alamıyor. Ola ki, hukuki açıklarını buldunuz ve haklı çıktınız. Peki içiniz rahat mı? Bence Fenerbahçe’nin davranışı etik olarak yanlıştır.Son söz; Satrançta şahlar piyonları yer, ama oyun bittiğinde hepsi aynı kutuya koyulur. Yorum sizin...