‘’Forvet farkı‘’
Malatyaspor kontrollü ve baskılı futbolunu rakip ceza alanında golle sonuçlandıramadı. Bence bunun en önemli sebebi, hücumda çabuk çoğalamama. Çünkü Sarı - Kırmızılılar bunu yapabilse rakip savunmayı hazırlıksız yakalayabilecek. Üstelik dün gece karşılarında, tecrübeli ve hava toplarında hakim bir defans bloğu vardı. Samsun, Kirita gibi bir oyuncunun yokluğuna rağmen, çok disiplinli oynadı. Aykut Kocaman ilk yarıdaki şut eksikliğini soyunma odasında futbolcularına söylemiş olmalı ki, Malatyalılar Samsun kalesine 2. devrede etkili vuruşlar yaptı. Az ama öz gelen Samsunspor Cenk ile nefis bir gol daha bulunca, galibiyeti garanti altına aldı.Dün gece şunu gösterdi ki, Malatyaspor güçlü rakipler karşısında daha güçlü olmak zorunda. Şimdiye kadar kaybettiği puanlar da bunu doğruluyor. Samsunspor ise haftalar ilerledikçe kalitesini lige yansıtıyor. Karadeniz ekibi Serkan ve Cenk gibi iki kaliteli forvete sahip olmanın rahatlığını içeride ve dışarıda skoru lehine çevirerek gösteriyor. Maçın hakemi Cem Deda ise kötü bir 90 dakika yönetti.
‘’Martı nakavt oldu‘’
Bu yıl çıktığı İkinci Lig A Kategorisi’ne iyi başlayamayan ve alt sıralardan kurtulmak isteyen Sarıyer, 2 kez öne geçtiği 90 dakikada avantajını kullanamadı. Her iki yarıda da erken goller bulan ev sahibi takım, savunmasındaki büyük açıkların bedelini ağır ödedi. 90 dakikayı şöyle bir göz önüne alırsak manzara açık dövüşen iki boksörün maçı şeklindeydi. Böyle bir futbol anlayışında da birinden biri nakavt olacaktı. Dün de son yumruğu yiyen Sarıyer oldu ve boks değimiyle maçı nakavtla kaybetti. Martılar’da Ümit’in neden ilk 11’de oynatılmadığı kocaman bir soru işaretiydi. Zaten bu futbolcu da ikinci yarıda oyuna girip iki gol atarak kenarda bekletilmesinin ne kadar yanlış olduğunu kanıtladı.Mersin ise top ayağındayken göze hoş gelen bir futbol sergileyip ve hücuma hızlı kalkan bir takım görüntüsündeydi. Orta alanda Ufuk’un yönettiği konuk ekipte Ahmet Kolcu, Kerem ve Sedat, maça renk katan isimlerdi. Ancak Güney ekibi top rakipteyken savunma koordinasyonunda amatörce hatalar yaptı. Kırmızı - Lacvivertliler, bu zaaflarını giderirlerse gelecek haftalara umutla bakar. Herşeye rağmen bildiğimiz kadarıyla sezona zor şartlarda giren Mersin İdmanyurdu takımı deplasmanda ikinci galibiyetini kazanarak evine 3 puanla döndü.
‘’Darısı Çarşamba'ya‘’
Aslında kendimiz krizi çıkarttık ama donduramadık. Üstelik kapalı kutu bir rakiple oynuyorduk. Ama şunu biliyorduk ki, Kazakistan kolay lokma değildi ve en azından Rus ekolünün temsilcileriydiler. Ersun Yanal, dün gece Nihat ve Necati’yi bir kenara koyarsanız, Fenerbahçe - Trabzon karması bir takımla oyuna başladı. İlk yarıda beklenen gol beklenen dakikada geldi. Bundan sonra daha rahat oynarız diye düşünmüştük. Ancak savunmada Tolga’nın ürkek olması, özellikle Servet’in rakibi küçümser tavrı ve hatalı pasları sonucu gereksiz riskler yaşadık. Buna rağmen rakip ceza alanı içinde önemli karambolleri değerlendiremedik. Tek forvet oynayan Kazakistan’a karşı fazla oyuncuyla savunma yapmak bana göre lükstü.İkinci yarıda Kazaklar’ın direncini kırmak için bir gol yeterdi. O gol de Nihat’ın füzesiyle geldi. İyice açılan rakibin karşısında bu kez istediğimiz hücum zenginliğini yakaladık. Fatih’in penaltısı gol olsaydı, fark daha da büyürdü derken, Trabzon’un golcüsü son dakikalarda rakip fileleri iki kez sarsıp bizi keyiflendirdi. Dün gece kaliteli iki farklı ekol karşılaştı. Favori olan kazandı. Zaten normali de buydu ama acaba dedirten gelişmeler bizi endişelendirmişti. Neyse ki, kazasız atlattık. Sırada Danimarka maçı var. Ersun Yanal ilk raundu galip bitirdi. Darısı Çarşamba’ya.
‘’Herşey muhteşemdi‘’
İlk 15 dakikada 3-0’ı yakalayan Malatyaspor, Konyaspor karşısında ne düşündüyse bunu sahaya da yansıttı. Aykut Kocaman, M’Bayo ve Yunus’un yerine Atilla Birlik ve Ayman ile başladı. Orta alandan topu kanatlara çok iyi aktaran ev sahibi ekip golleri bulmakta gecikmedi. Tabii Malatyaspor’un bu başarılı futbolunun yanında Konyaspor’un yanlış savunma kurgusunu da unutmamak lazım. Dörtlü savunma yapan Yeşil - Beyazlılar, Malatya’nın ileri ikilisine markaj uygulamaya çalışınca dağıldılar. Konyaspor’un yeni teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu, ilk sınavında sanırım rakibi iyi etüd etmemiş. İkinci yarıda Oumar ve Zafer Demir’i alıp 3-5-2’ye dönen Yeşil - Beyazlılar, en azından Malatyaspor’un hızını kesmeyi başardı. Sarı - Kırmızılı ekip aynı tempoyu devam ettirdi ama rakip kalede ilk yarıdaki kadar başarılı değildi. Şimdi gördük ki, Konyaspor’da Sakıp Özberk’in ayrılmasıyla başlayan teknik direktör krizi futbolcuları olumsuz etkilemiş. Konuk ekip takım olmaktan uzaktı ve bireysel çabalarla sonuca gitmek istedi. Ancak çabuk ve isabetli pas yapan Malatya karşısında çaresiz kaldılar.Maçı özetlersek; Aykut Kocaman düşündüğü futbolu Konyaspor’a kabul ettirdi ve evinde kazanmayı sürdürdü. Konya’da ise Hamza Hamzaoğlu ilk sınavından üzgün ayrıldı.Maçın hakemi Hüseyin Göçek ve yardımcıları güzel maça güzel yönetimleriyle katkı yaptı. Göçek’in tek hatası durum 4-0 iken Osterc’e yapılan penaltıyı görmemesiydi.
‘’Ah şu gözlemciler!‘’
Altı haftalık Süper Lig hakem notlarına baktığımda, kelimenin tam anlamıyla şaştım kaldım. Geçtiğimiz 6 hafta içinde gördüm ki, hiç başarısız hakem yok. Anlaşılan geçen yılki senaryonun bir başka versiyonu devam ediyor. Bülent Yavuz gitti, Sabri Çelik geldi... Değişen tek şey; Bülent Yavuz TRT’de yorumcu oldu ve geçen yıl hakemleri eleştirenlere insaf derken şimdi aynı şeyi kendisi yapıyor. Hissetiğim kadarıyla iç hesaplaşmalar sonucu bazı hakemler tercih sebebi olurken, bazıları da geçmiş federasyona ve MHK’ya yakınlığı nedeniyle görev alamıyor. Şimdi size sorarım; Şu değerlendirmeden siz ne anlarsınız? Sakarya - Beşiktaş maçını yöneten Selçuk Dereli ve Fenerbahçe - Malatya karşılaşmasını idare eden İsmet Arzuman, gözlemcilerden yeterli performans notu almışlar! Bu notlara baktıktan sonra biz kime inanacağız? Gözlerimize mi, basında çıkan bunca eleştiriye mi, yoksa 52 bin kişinin içinde maçı izleyip de göremeyen gözlemciye mi?Gerçekten daha ligin başındayız. Takımların ne küme düşme korkusu var, ne de şampiyonluğun etkilenmesi söz konusu. Siz daha bu kadar rahat ortamda bile değerlendirme fakiriyseniz, ben bunda yavaş yavaş art niyet ararım. Niye ararım, onu da belirteyim. Şimdilerde FIFA’ya bildirilecek 7 hakemden 5’i belli. Şimdi 2 isim daha FIFA’ya aktarılacak.Bu isimler üzerinde de şimdiden ince hesaplar yapıldığı kesin. Yaşlı mı olacak, genç mi? Eski hakemlerin görüşlerine baktığınızda genç hakemlerin şansı yok. Ama geçen yıllarda FIFA listesine alınan yaşlı hakemlere de FIFA pek görev vermiyor. Tam tersi, FIFA genç hakemlere şans tanıyor. Örnek olarak, Türkiye’de başarısız olmasına rağmen Bülent Demirlek’e sadece genç olduğu için maç veriyor. Zaten kriterlere baktığınızda bu şartlara uyan hakemimiz de pek gözükmüyor.Gelelim başa; Bu işin içinde bir iş var gibi geliyor... Bence MHK ile yeni atanan Gözlemciler Kurulu arasında bir çekişme var. Çünkü gözlemci notlarının açıklanması belki de bazı çevrelerce rahatsızlık yaratmış olabilir. MHK yaptığı atamalarla “Bak, biz gözlemci notlarını önemsemiyoruz” deyip bir süre sonra bunların açıklanmasını da önlemek isteyebilir. Bunu nereden çıkartıyorsunuz derseniz, o konuyu da yine somut bir örnekle açıklayayım. Galatasaray - Rizespor maçının hakemi Metin Aydoğan şu ana kadar en düşük notu alan hakem (6). Ama Aydoğan orta ve 4. hakem olarak kaç haftadır görev almayı başardı. Bülent Demirlek ise 6.9 almasına rağmen görev alamıyor.Sevgili arkadaşlar; Bakın sinsi sinsi yapılan ve bana göre muhtemelen planlı bir şekilde sahneye konulan bu çekişmeden zararı Türk Futbolu görüyor ve görecektir. Kimlerin nerelere nasıl geldiğini herkes çok iyi biliyor. Kafamın takıldığı bir konu daha var. Geçmişte en çok eleştirdiğim hakemler Mutlu Çelik ve Çetin Sarıgül’e neden görev verilmiyor? Bu hakemler eski federasyonun adamı olarak mı görülüp cezalandırılıyor. Neden FIFA listesinden çıkarılan Metin Tokat, Erol Ersoy sessiz duruyor. Gerçekten kamuoyu bunların cevabını bekliyor. Bu ülkede “kral çıplak” diyecek bir hakemimiz yok mu? Niye bu kadar suskunlar, kimden çekiniyorlar. Sayfalarımız herkese açık, yeter ki gerçekleri konuşsunlar...
‘’Başkent'te ninni‘’
İlk yarıya baktığımızda herşeye rağmen arzulu ve kazanmak için oynayan taraf Türk Telekom’du. Sağlı sollu ataklar ve şut denemeleriyle en azından gol aradılar. Kocaelispor’da ise anlaşılmaz bir deplasman fobisi var. Sarıyer ile oynadıkları karşılaşmada da bunu görmüştük. Dün de Türk Telekom önünde buna benzer bir görüntü çizdiler. Aslında kadroya baktığınızda teknik direktör Engin Korukır’ın elinde içeride ve dışarıda başarılı olabilecek iyi bir ekip var. Belki de kulüp içinde dışarıya yansımayan sorunlar oyuncuları olumsuz etkiliyor olabilir. Çünkü sezon başı hazırlık kampında izlediğim Kocaelispor’un bu olmaması gerekir. Türk Telekom ise yenik duruma düştüğü karşılaşmada yerinde oyuncu değişikliklerinin meyvesini aldı. Kocaelispor gibi önemli bir rakibi yenemese de en azından yenilmemenin mutluluğunu yaşadı.Başta da söylediğim gibi bizleri uyutan bu maçtaki eksikleri şöyle özetleyelim... Bir kere iki takımın da tempo sorunu var. Kocaelispor’un orta alanı gerekli dayanışma içinde gözükmedi. Hücumu düşünürken savunmaya yardımları yetersizdi. Türk Telekom ise özellikle son vuruşlarda yetersizdi. Kısacası ne şiş yandı ne kebap...
‘’Yiğido tutulmuyor‘’
Maça gelince ilk yarıda erken bir gol bulan Sivasspor, istediği futbol anlayışını tüm hatlarıyla ortaya koydu. Özellikle hücum oyuncularından başlayan pres, orta alanın çabuk top kullanması ve oyunu dikine düşünmeleri olumluydu. Hayrettin’in golü, ancak Hakan gibi tecrübeli bir kaleciye yakışmadığını da söyleyelim.İkinci yarıda nefis bir hızlı hücum ve finali golle son bulan bir atak izledik. Ev sahibi ekibi 2-0 öne geçiren Gökhan Bozkaya’nın golü gerçekten baştan sona görülmeye değerdi. Rehavete kapılan Sivasspor’un, kalesinde golü görmesi gecikmedi. Savunmanın bir anlık gevşekliğini, tecrübeli İlhan affetmedi. Neyse ki, sahanın yıldızı Ertuğrul sahneye çıktı, maçtaki 2. asistini yaptı ve Çetin’in kafası Yiğidolar’ı öne geçirdi. Ve Çetin maçın son saniyelerinde kendisinin ikinci, takımının da 4. golünü atarak maçın skorunu ilan etti.Sonuç ne olursa, olsun ben iki takımı da beğendim. Sivasspor için bu galibiyet pek tabii ki, önemliydi. Ama herşeyden önemlisi karşısında birçok takımın canını rahatlıkla yakacak bir Yimpaş Yozgat vardı. İlerleyen haftalarda Yozgat’ın bu kalitesiyle üst sıraları zorlayabileceğini düşünüyorum. 90 dakikada olumsuz olarak benim gördüğüm, hızlı oynamak isteyen futbolcuların fazla pas hatası yapmasıydı. Bunda da saha zeminin önemli etken olduğunu zannediyorum.Maçın hakemi İlker Coşkun, mükemmel bir yönetim gösterdi. Maçtaki tek hata, Sivassporlu Çetin’in attığı 3. golde yardımcı hakemin ofsaytı görmemesiydi.
‘’Denizli'nin gecesi!‘’
Evsahibi ekip ileride tek forvet Sinan’ı bırakıp, Cem Yanık ve Cumhur ile hücum girişimlerinde bulundu. Denizlispor ise Trabzon yenilgisinin ardından Diyarbakır deplasmanında değişik bir 11’le sahaya çıkmıştı. Giray Bulak takımın bankoları Timuçin ve Tomas’ı kulübeye çekmiş, orta alanda Ümit ve Botha’ya şans vermişti. İlk yarıda az sayıdaki gol pozisyonlarında üstünlük Denizli’deydi. Botha ve Ersen Martin gole çok yaklaştı ama değerlendiremedi. İlk 45 dakikaya baktığımızda çoğalamayan, orta alan oyuncularının yaratıcı paslar üretemediği kısır bir Diyarbakır izledik.İkinci yarıya orta alanda Sylla’nın yerine Serdar’ı alan Diyarbakır’ın amacı forveti etkili hale getirmekti. Ancak bekledikleri golü kalelerinde gören Yeşil - Kırmızılılar adeta şok oldu. Türk Futbolu’nun zaafı olan ölü toplardan gol yeme sıkıntısını evsahibi ekip de yaşadı. Botha’nın korner atışında savunma topu seyredince gerilerden gelen Burak topu filelere yolladı. Yüksek toplarda Ersen Martin’i iyi kullanan Yeşil - Siyahlılar, orta alandan da sürpriz paslarla sağ kanadı Güven ile iyi çalıştırdı.Buna karşın Sertan ve Eser’i oyuna alıp tüm silahlarını kulanan Diyarbakır, rakibi savunma sahasına hapsetti ama Güneydoğu ekibi hücumu denerken kalesinde de korkulu anlar yaşadı. Bu dakikalarda da Diyarbakır’ın imdadına kaleci Fadhel yetişti. Özet olarak kontratağı iyi yapan, topu iyi kullanan konuk ekip kötü gidişini durdurdu. Diyarbakır’ın ise gol yollarındaki sıkıntısı bu maçta da devam etti.Hakem Cem Papila ve yardımcıları 90 dakika boyunca başarılı bir yönetim gösterdi.