Arama

Popüler aramalar

‘’‘Şafak' attı‘’

Maçın ikinci yarısı ise gerçekten izlenmeye değerdi. Elazığspor da futbol oynamaya başlayınca, her 2 kalede de önemli pozisyonların oluştuğu bir 45 dakika seyrettik. Ortasahası işlemeyen konuk ekipte, teknik direktör Kemal Kılıç ilk yarının ortalarında ve ikinci yarıda doğru değişiklikler yapınca işleri yoluna soktu. Aslında hazırlık maçlarında çok eleştirdiğimiz Elazığ savunması dün iyi günündeydi. Ama orta alanda çok şey beklenenler, bekleneni veremeyince, puana çok yaklaştıkları maçı kaybettiler. Kazanan Mardinspor ise dün yenilmeyi asla haketmedi. Evsahibi ekip, kollektif ruhla son dakikaya kadar maça asıldı ve 3 puanı aldı.Karşılaşmanın kader adamı Mardinspor’dan Şafak’tı. Golcü oyuncu, takımı aleyhine beklenmedik bir penaltıya sebebiyet verip Mardinspor’un berabere duruma düşmesine neden oldu. Ama aynı oyuncu son dakikadaki nefis kafa aşırtmasıyla kendini affettirdi.Maçın özeti; Mardin devre arasını iyi kullanmış. İkinci 45 dakikada biraz tempo sorunu yaşadılar ama takım olmuşlar. Elazığ ise sakatlıkların çok olduğunu biliyorum ama orta alanda ve forvette daha etkili olmalarını beklerdim. Pozitif tarafları, kondisyonlarıydı. Ancak tek devrelik futbol, puan almalarına yetmedi. Maçın hakemi Cüneyt Çakır, zorluk derecesi yüksek karşılaşmada vasat bir yönetim gösterdi.

31 Ocak 2005, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Diyarbakır seriye bağladı‘’

Dün de Diyarbakır’da futbol adına gerçekten sıkıldık. İki takım da 110 metre uzunluğundaki sahanın, 50 metresine sıkıştırılmış bir alanında birbirlerini oynatmamak için 90 dakika didinip durdular. Bilmiyorum bu maçı televizyondan izleyenler ne der, ama ben tribünden izlerken bol bol yanımdakilerle sohbet ettim. Tribünler dedim de, dün Futbol Federasyonu’nun ligin ikinci devresindeki uygulaması gereği, sadece koltuklu yerlere seyirci alınmıştı. Stadın tamamına koltuklar yetiştirilemediği için oldukça az sayıda seyirci maçı izleyebildi. Ancak olumlu olan uygulamaya geçilmesiydi.Bu kadar laftan sonra gelelim maça... İlk yarı Diyarbakır’ın baskısı, İstanbulspor’un da iki tane önemli gol pozisyonundan yararlanamadığı bir devreydi. İkinci yarıda Oğuz Çetin’in doğru oyuncu değişiklikleri, maça biraz olsun heyecan getirdi. Sinan Kaloğlu’nun sürüklediği ataklar, zaman zaman sonuçsuz kalsa da, Yunus’la forveti üçleyen evsahibi ekip Eser’in şık kafa golüyle 3 puanı hanesine yazdırdı. Diyarbakırspor, fakirin tavuğu gibi tek tek yumurtluyor. Geçen hafta tek golle Rizespor’u kupada saf dışı bırakan Kırmızı - Yeşilli ekip, dün de tehlike bölgesindeki rakibi İstanbulspor karşısında yine tek gollü bir galibiyet almayı başardı. İki haftadır üst üste seyrettiğim Diyarbakırspor’un başarısının sırrı bana göre çok koşmak, oyun disiplininden kopmamak ve kazanma hırsı olsa gerek.Futbol kalitesi olarak tatmin olmadığımız Oğuz Çetin’in ekibinin, biraz daha hocasının futbol karakterinden örnekler sergilemesini bekliyorum. İstanbulspor ise en az 1 puan hesap ediyordu, ama hesap etmediği Alex Yordanov’un Türkiye’ye geldiğinden beri en kötü maçlarından birini oynamasıydı.

30 Ocak 2005, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hırsın zaferi‘’

Diyarbakırspor ise hırs ve mücadeleci futbolunu sahaya yansıtmayı başardı. Ev sahibi ekip bol pozisyon bulamadı ama oyun disiplininden de kopmadı. Özellikle yeni transfer Niyazi sağ kanatta göz doldurdu. Orta sahanın dinamosu Cumhur bu maçta da görevini yapan adamdı. Tecrübeli oyuncunun şık hareketlerle girdiği ceza alanında düşürülmesi sonucu kazanılan penaltıyı Cem Yanık gole çevirince, ilk yarıyı hakeden önde bitirmiş oldu. İkinci yarıya Rizespor, Victoria - Zafer değişikliği ile başladı. Karadeniz ekibi Serkan’ı sola çekip Cem Baki’yi sağ kanada yerleştirerek çabuk ve ofansif bir anlayışa büründü. Ancak Diyarbakırspor iyi kapandı. Deyim yerindeyse göz açtırmadı. Uzun toplarla havadan oynayan Rizespor rakip ceza alanında etkisiz kaldı. Çare olarak sağ kanadı Gürol ile takviye eden Rıza Çalımbay yan ortalarla tehlike yaratmak istedi. Aslında Gürol tercihini biraz daha erken kullansaydı daha etkili olurdu.Maçı özetlersek dün beklediğim Rizespor’u sahada göremedim. Organize olamadılar. Özellikle orta alanda işler iyi gitmeyince skor üretmekte çaresiz kaldılar. Diyarbakırspor futbol olarak doyurucu olmasa da kazanma hırsıyla turu geçti. Bir başka sınavı geçen de yeni teknik adam Oğuz Çetin’di. Genç hoca başarılı bir başlangıç yaptı. Hakem Zafer Önder İper avantajları kullandırmada zayıf kaldı. Diyarbakır lehine verdiği penaltı doğruydu. Ancak ikinci devre Rizeli Koray’ın düşürülmesini seyretti.

24 Ocak 2005, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tunç Kayacı'nın Antalya İzlenimleri‘’

Denizlispor: Ömer Rıza ve Güven’in Denizli’deki çalışmalarda oluşan tendon ağrıları dışında bir sorun göremedik. Ligin ikinci yarısı için Giray Bulak bir Ender sürprizi yapabilir. Bulak, tecrübeli oyunucuyu eski günlerine döndürme yolunda önemli mesafe katetmiş görünüyor. İyi bir Ender’in takıma katkısı gerçekten büyük olur. Kısaca şimdi top Ender’de. Çalışmalara dönersek; öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Bulak, kamplarda maç sonucuna değil oyuna bakar. Siz bakmayın farklı yenilgilere. Bulak lig öncesi takımını saklar ve potansiyel adayları görmek ister. Antalya’da da öyle yaptı. Sadece Özgür’ü Trabzonspor’a veren Yeşil-Siyahlılar’ın ligin 2. yarısında da aynı performansı sürdüreceğini düşünüyorum.Çaykur Rizespor: Gördüğüm en hazır ekip. Gerçekten de ligin ilk yarısında tozunu dumana katan Yeşil-Mavililer, yola kaldığı yerden devam ediyor. Rıza Çalımbay müthiş bir disiplinle, sanki lig yeni başlıyormuş gibi takımını hazırladı. İzlediğimiz antrenmanlar ve hazırlık karşılaşmalarında temposu çok yüksek olan ve rakibine göz açtırmayan bir Rizespor izledik. Çalımbay bu sezon takımına tavan yaptırmaya ant içmiş. Düşüşe geçen yıldızları bile ayağa kaldıran genç teknik adam, Rizespor’da görevini çok iyi yapıyor. Önemli oyuncuların sözleşmesinin sezon sonu bitmesi ve bu futbolcuların transfer için de olsa yüksek performanslara ulaşması Rizespor’un şansı. Ancak ligin ikinci yarısında sürpriz isimler de sahne alabilir. Bunlardan biri Mısırlı forvet Hosni olabilir. Bir başka golcü Macar Ferenczi’nin biraz zamana ihtiyacı var. Ama Rizespor’un en büyük gözdesi ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da Fahri Tatan olacak gibi.Malatyaspor: Gidenler-gelenler arasında kampını sürdürdü. İlyas, Yunus ve Ayman ile yollar ayrıldı, son olarak da Atilla Birlik veda etti. Aykut Kocaman’ın, forveti yabancı ellere teslim edeceği belli. Ligin ikinci yarısında Osterc ve Boliç ikilisiyle gol arayacak Sarı-Kırmızılı ekip. Bu ikiliden formsuz olanın yerine yedekte Ferit bekletiliyor. Şu anda Malatyaspor’un anladığımız kadarıyla mantığı “para getiren her futbolcu satılabilir”. Sanıyorum bu gidenlerin peşinden yeni isimler de gelirse sürpriz olmaz. Ayrıca hiç ummadığımız isimler Malatyaspor’dan ayrılırsa şaşmamak gerekir. Başkan Hikmet Tanrıverdi ve teknik direktör Aykut Kocaman, ligin ilk yarısında alınan puanın rahatlığıyla böyle bir operasyonu uygulamaya soktu. Ama ligin ikinci yarısında alınabilecek kötü sonuçlarda bunu tribünlere anlatmakta zorluk çekebilirler. Özellikle Gençlerbirliği’nde sıfır çeken Boliç’in göstereceği performans Malatyaspor’u olumlu veya olumsuz mutlaka etkileyecektir.Gaziantepspor: Side’de başlayan kampın arasına bir turnuva soktular. Mısır’daki turnuvadan şampiyon dönen Güneydoğu ekibinde Bekir’in kolunun kırılması ciddi bir talihsizlikti. Eldeki hücum gücü yüksek takım, ligin ilk yarısı gibi durgun olmayacak. İnegöl’den aldıkları genç oyuncu Gökhan, çapraz koşularıyla dikkati çekti. Tarek ve Jaziri’nin yanı sıra Lazarov gibi serbest atış ustası futbolcularla Antep eski havasını yakalayabilir. Gördüğüm eksikler savunmanın sol kanadı ve bu hatta fazla alternatife sahip olmamaları. Genç Ozan ve Kerem’in çabuk uyum sağlamaları lazım. Bu yarıda Nurullah Sağlam, Gökhan Zan’dan fazlasıyla yararlanacak gibi görünüyor.Konyaspor: İlk yarının beraberlik takımı Belek’te bol hazırlık maçı yaptı. Alper ve Baliç’i alan Yeşil-Beyazlılar’da Ronaldo’nun önce anlaşıp sonra vazgeçmesi ilginçti. Okan Koç, Cem Karaca ve Murat Duman ile yollarını ayıran Konya, sakatlığı geçen futbocularıyla 2. yarı için iyi sinyaller verdi. Altan ve Zafer Biryol ikilisi iş başı yaparsa, Baliç de eski günlerini hatırlarsa Konyaspor kaybettiklerini geri alabilir. Ancak kalede yaşadığı sıkıntıyı ikinci yarıda tekrarlamaması gerekir.Samsunspor: Yeni Samsun yolda... Karadeniz ekibi bundan sonra gençleştirilmiş bir ekiple yoluna devam edecek. Ertuğrul Sağlam izlediğimiz maçlarda takımın yaş ortalamasını oldukça düşürdü. Ligin ilk yarısında tecrübeli yıldızların kaprislerinden yorulan Sağlam, yönetimin de verdiği destekle kararlı bir şekilde rotayı değiştirdi. Biraz sabra ihtiyacı olan Samsunspor’un başarılı olduğu takdirde gelecek yıllarının da rahat geçebileceğini söylemeliyim. Özellikle orta alanda Musa çok iyi bir form grafiği çizdi. Caner ise forvetin kendine emanet edildiğini bilmeli ve ona göre oynamalı.Gençlerbirliği: Ziya Doğan, Malatyaspor’daki gözdesi Ayman’ı almayı başardı. Para sorunu olmayan Ankara ekibinde Boliç’in ayrılması bana göre eksi değil artı. Aslında takımlar değişir Ziya Doğan değişmez. Genç teknik adam saha kenarında yine yerinde duramayan yapısını sergiledi. Sanırım Gençlerbirliği’nin Doğan’a, Doğan’ın da Gençlerbirliği gibi bir takıma ihtiyacı vardı. Birbirini tamamlayan bu birliktelik ikinci yarı için iyiye işaret.Ankaragücü: Yılmaz gibi takımı ateşleyen sert şutların ustası bir oyuncu gitti. Ama Cenk, Ali Akdeniz ve Okan Koç geldi. Sezon başından beri sakat olan Effa iyileşti. Şu anda ilk yarıyla karşılaştırırsak daha golcü bir Başkent ekibi var. Çok koşan ve organize olabilen yapısıyla ligin ilk yarısındaki karamsar görüntüyü silmiş gözüktü Sarı-Lacivertliler.Ankaraspor: Kaleden başlayan operasyon, son olarak Ümit Karan transferiyle noktalandı. Mersin’de başlayan kamp Antalya’da devam etti. 3 Brezilyalı hariç yenilenmiş Ankaraspor’un sorunu yenilerin uyum dönemi. Terübeli hoca Samet Aybaba’yı mesleki risk alarak geldiği Ankaraspor’da zorlu bir ikinci yarıyı bekliyor. Alınanlar isim isim iyi. Ama önemli olan takım olmak. Sanırım Ankaraspor’un sıkıntısı da bu. Herşeyin parayla halledilmediğini ilk yarıda gördüler.Diyarbakırspor: Güneydoğu ekibi kampta yeni teknik direktörü Oğuz Çetin ile çalıştı. Başkan Ahmet Göksu’nun çok arzuladığı teknik adam, kamp boyunca disipliniyle dikkati çekti. Kadrosuna Yunus, Niyazi, Lopez ve Önder’i katan Kırmızı-Yeşiller’i performans olarak iyi gördüm. İlk yarıdaki gibi mücadeleci futbollarını golle de süslemeyi bildiler. Özellikle ileri uçta Sinan Kaloğlu Altay’daki günlerini hatırlar gibiydi. Kaloğlu, asist yaptı, gol attı ve ikinci yarıda takıma çok faydalı olacağını gösterdi. Uzun forvetlerin yanına kısa boylu, çabuk ve bir son vuruş ustası Yunus’u alan Diyarbakır’ın korkulu rüya görmeyeceğini söyleyebiliriz.Sakaryaspor: Kelimenin tam anlamıyla bir Şaban Yıldırım yapımı. Genç teknik adam, sakin ama kararlı yapısıyla takıma damgasını vurmuş. Her maçta ayrı 11 denedi. Gördüğüm kadarıyla giren çıkanı aratmadı. Herşeyden önemlisi diğer takımların harıl harıl yabancı arayışında olduğu dönemde o kendi altyapısındaki yıldız adaylarını oynattı. Kaleyi Şenol ile takviye eden Yeşil-Siyahlılar’ın yeni yabancısı şimdilik Makasi oldu. Yeni yabancıların bu takım üzerinde fazla bir etkisi olacağını sanmıyorum. Şunu şimdiden söylüyorum; Sakaryaspor başarılı olursa bunu yerlilere borçlu olacaktır.Kayserispor: İbrahim Yavuz, Murat Duman, Cem Karaca ve Bülent Bölükbaşı’nı alarak kampa gitti Kayserispor. Ancak hızlı başlanan atak, aynı hızla durdu. Oysa Hikmet Karaman göreve geldiğinde iple devre arasını çekiyordu. Çünkü devre arası olur olmaz yönetimin verdiği maddi imkanlarla bombaları patlatacaktı. Şu anda evdeki hesap çarşıya uymamış gözüküyor. Belki yönetim, “sokağa atacak paramız yok” diyebilir ama ligde kalmak isteniyorsa acilen önemli transferler yapılmalıydı. Kamp dönemi Kayserispor açısından beklediğimin altında geçti. Karaman’ı zor bir ikinci yarı bekliyor.A. Sebatspor: Devamlı transfer dedikodularıyla çalkalanan ama olduğu yerde sayan bir tablo çizen Karadeniz ekibinin geleceği pek aydınlık değil. Oyuncu kalitesi tek tek baktığınızda iyi gözüken Sebatspor, ligin ilk yarısında sadece 9 puan topladı. Teknik direktör Güvenç Kurtar, göreve gelirken mutlaka sözler almıştır. Ancak iki haftalık dönemde pek bir gelişme göremedik. “Bu saatten sonra alınacak oyuncular niye daha önce alınmadı?” gibi bir soru her zaman sorulabilir. İlk yarının en etkili oyuncusu Erman Özgür’ü de kaptıran Sebatspor’un durumu küme düşme hattında olan bir ekip için tatmin edici değil. Doğru bir strateji çizemedikleri inancındayım.

21 Ocak 2005, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Vestel Manisa keyif verdi‘’

3-4-2-1 düzenini takıma yerleştirmek isteyen teknik direktör Levent Eriş, eksik oyuncularına rağmen kadro zenginliğinin keyfini yaşadı. Cafer’in hastalığı, Uğur İnceman ve Kenan’ın sakatlıkları nedeniyle yer almadığı dünkü karşılaşmada yine de fazla zorlanmadılar. Ancak eksiklikler de yok değildi Vestel’de. Bir kere, hücümdaki başarıyı, savunmada pek göremedik. Sadece Özgür’ün tam hazır olduğu defans, rakip Mersin İdmanyurdu’na önemli gollük pozisyonlar hediye etti. Oysa bu hattaki tecrübeli oyuncuların, bu tür hataları yapmaması gerekir. Bir de orta alanda yapılan presle kapılan topları daha isabetli kullanan bir oyuncuya ihtiyaçları var. Belki Uğur İnceman ve Kenan olsa, bu eksiklik göze çarpmazdı, ama dünkü gibi bu oyuncular ilerleyen zamanda da olmayabilirler. Herşeye rağmen Manisa, oyun disiplini ve kazanma arzusu açısından tam not aldı.Mersin İdmanyurdu ise farklı yenilmesine rağmen, oyunun belli bölümlerinde göz doldurdu. Ufuk gibi önemli bir oyuncunun takımdan ayrılmasını fazlasıyla hissediyorlar. Hücumda hızlı ve çabuk oyunculara sahip olan Güney ekibinde, gereken servislerin yapılamadığını gördük. Bir de savunmadaki koordinasyon bozukluğunun acilen giderilmesi gerekir.

14 Ocak 2005, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mutlu Diyarbakır‘’

Ev sahibi ekibin teknik direktörü Ümit Kayıhan elindeki imkanlarla rakibi bozan ve koşan bir takım oluşturmuş. Bana göre en büyük eksiklikleri koordinasyon. Samsunspor’un ise ismini bilmesek ligin yeni takımlarından biri zannedeceğiz. Öyle goller yedi ki ismine hiç yakışmadı. İlk yarı denk kuvvetlerin mücadelesiydi. Ama ikinci yarıdan zevk aldık diyebiliriz. Skoru koruma güdüsüyle sahasına çekilen Diyarbakırspor, rakibine önemli açıklar verdi. Açıkcası oyun 2. Diyarbakır golüne kadar kopmadı. Hele Tamer’in altı pastan kaçırdığı bir gol varki, inanılır gibi değil. Samsunspor’un bu dakikalardaki etkili baskısı karşısında Diyarbakır tecrübeli savunmasıyla ayakta durdu. İlerde tek forvet Sinan Kaloğlu’nun çabalarıyla gol arayan ev sahibi ekip, risk alan rakip savunma önünde pozisyonlar da buldu. Zaten yenilgiden kurtulmak isteyen Karadeniz ekibinin sahadan 3-0’lık mağlubiyetle ayrılmasının nedeni buydu. Dün Samsunspor’da Musa’nın gösterdiği futbol oynama isteğini arkadaşları da paylaşsaydı belki evlerine puanla dönebilirlerdi. Şu bir gerçek ki Süper Lig’de kalite aranıyor. Samsunspor, Cenk ve Serkan Aykut gibi iki forvetini çok aradı. Çünkü kaleye kadar iyi gelen konuk ekibin bütün sorunu son vuruşlardı.Sonuçta ev sahibi Diyarbakırspor ilk yarının son karşılaşmasından zaferle ayrılmayı başarıp olası krizleri en azından şu an için durdurmayı başardı. Bana göre ev sahibi ekip üstün kazanma isteği ile 3 puanı aldı. Maçın hakemi Vedat Yüksel’in tek eksiği avantajları kullandırmamasıydı. Bir de Diyarbakır’ın ikinci golü ofsayt kokuyordu.

20 Aralık 2004, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her şey Sivas için!‘’

Yiğido koptu gidiyor... Kimse alınmasın ama şimdi Sivaslı olmak vardı. A Kategorisi’nin lideri gerçekten imrenilecek bir noktada ilk yarıyı tamamlamak üzere. Rakiplerinin de takıldığı son haftalarda puan farkını 7’ye çıkaran Kırmızı-Beyazlılar müthiş bir avantaj yakaladı. Sarıyer karşısında beklenen futbolunu ortaya koyamayan Sivasspor, yenik duruma düştüğü karşılaşmadan Mohamed’in iki penaltısıyla 3 puana ulaştı. Aslında Mohamed, bu maçta penaltıdan daha kolay pozisyonları dışarı atarak adeta saç baş yoldurdu. Ama tecrübeli kaptan son dakikada klasını gösterdi ve penaltıyı ağlara yolladı. Sarıyer oynadığı futbolla en azında 1 puanı haketti. Ancak Niyazi, ceza alanı içinde tecrübesine yakışmayan ihlal yaptı. Hoş, son dakika penaltısı tartışmaya açıktı. Zaten Bülent Yıldırım da kısa bir duraksama geçirdi ve yardımcısının uyarısıyla karar verdi. Acaba Yıldırım, aynı pozisyon Sarıyer lehine olsa çalabilir miydi? Zaten Türk hakemliğinin sorunu da burada başlıyor. Hakemlerimizin en büyük eksisi cesur olamamaları ve standartı yakalayamamaları.Vestel şükretti, Kocaeli’yi sormayın!İzmit’teki maç tam anlamıyla seyredenleri uyuttu. 90 dakikadan bir kaç pozisyonu çıkartırsanız geriye kocaman bir hiç kalır. Hiç bir taktik kurgunun oyunun içine yansımadığı maçın ilk yarısında Vestel Manisa, biraz daha diri gözüktü. İkinci yarıda ise Kocaelispor, bulunduğu durumun farkına varmıştı ve saldırdı. Ancak şuursuz baskıya, şans faktörü yardım etmeyince oynanan futbolun karşılığı bir skor ortaya çıktı.Erciyes istikrarı yakaladıKayseri ekibi emin adımlarla yarışı sürdürüyor. Erciyesspor, Karagümrük karşısında favoriydi ve kazandı. İstanbul ekibinin sürprizi seven yapısı herkesi biraz tereddüt içinde bırakıyordu. Ancak işi şansa bırakmayan Kayseri temsilcisi, tecrübeli kramponlarıyla farka gidip puan cetvelinde 3. sıraya yükseldi.Gakgoş’a ne oldu böyle!Ligin en istikrarlı ekiplerinden biri olan Elazığspor, son haftalardaki ani düşüşüyle herkesi şaşırttı. Bordo-Beyazlılar, önceki hafta evinde Bursaspor’a mağlup olarak şok yaşamıştı. Ama bu maçta alınan sonuçtan çok, oynanan futbol, taraftarı biraz karamsarlığa itmişti. Bu yarayı sarmak için İstanbul deplasmanına gelen Elazığspor, İstanbul Belediye önünde sahadan boynu bükük ayrıldı. Deplasmanda şimdiye kadar parlak görünüm çizemeyen Elazığspor, bu zaafını İstanbul’da da devam ettirdi. 2-0 yenik durumdan 2-2’yi yakalayan ve 3 puan ararken, 3 puandan olan Doğu ekibi, kredisini çabuk kullanmış gözüküyor. İstanbul Belediye ise evindeki kazanma serisini Elazığ karşısında da devam ettirip, üst sıralardaki yerini sağlamlaştırdı.Bursa doludizginÜstü üste 5 maç kazanarak zirveye ortak olan Bursaspor’da yüzler gülüyor. A Kategorisi’nin sürpriz takımı Mardinspor’un hedefi Sivas ve Kocaeli’den sonra bir çelme de Bursaspor’a atmaktı. Ancak güç dengeleri Bursapor’dan yana olunca, Güneydoğu ekibi sahadan puansız ayrıldı. Mehmet Al’ın erken sakatlığı moralleri bozsa da Yeşil-Beyazlılar yılmadı, zafer haftalarına bir yenisini daha ekledi. Bu maçın bir farklı yönü de tribünlerdi. Son aylarda boş stadlara nazire yapan Bursa seyircisi, tribünleri hınca hınç doldurarak güzelliğe güzellik kattı. 3. sıradaki Erciyes ile puan farkını dörde düşüren Timsahlar, şimdiden rakiplerinin korkulu rüyası oldu.Adana, Telekom’u çarptı!Haftalardır galibiyet yüzü görmeyen Adanaspor, 13 haftadır yenilmeyen Türk Telekom’u devirdi. Puan cetvelinin en altında yen alan Adanaspor, haftanın sürprizine penaltı golüyle ulaştı. Başkent ekibin deplasmandaki başarılı grafiğini bilenler, ev sahibi ekibe hiç şans vermiyordu. Açıkçası bu ligi en yakından takip edenlerden biri olarak, ben de ‘Bu sonucu bekliyordum’ dersem yalan olur. Ancak şimdiye kadar iyi mücadelesini bir türlü sonuca yansıtamayan Adanaspor’un birine patlayacağı belliydi. Kısmet Telekom’a oldu. Süper Lig iddiasındaki Ankara takımı, bu beklenmedik yenilgiyle ağır bir yara aldı. Adanaspor’un ise böyle bir çıkışa ihtiyacı vardı. Güney ekibi belki de bu sonuçla yaşadığı ilgisizliği tersine çevirebilir.Dardanel’e Antalya freni!Biri yarıştan kopmamak, diğeri de kaybolan haftaları geri almak amacındaydı. 90 dakikanın sonucunda gülen Antalyaspor oldu. Oysa Dardanelspor, son 4 haftadaki çıkışını sürdürse, belki de ilk yarının bitimine bir hafta kala çok mutlu olacaktı. Antalyaspor’un golcüsü Taner sahneye çıkınca işler değişti. Tecrübeli forvet, takımının iki golüne imza atıp Antalyaspor’u ayağa kaldırdı. Akdeniz temsilcisi, geride kalan hatalarından ders çıkarırsa, elindeki kaliteli kadroyla iyi bir ikinci yarı geçirir düşüncesindeyim. Dardanelspor’un kabusu iç saha sendromunun, Antalya karşısında tekrar hortlaması ileriye dönük endişeleri yine gündeme getirebilir.Mersin orta şekerli!Ligin devre arasını iple çeken Mersin İdman Yurdu, İzmir’den eli boş dönmedi. Galibiyete şartlanmış Karşıyaka önünde, eksik kadrosuna rağmen iyi savunma yapan Güney temsilcisi istediğine ulaştı. Ligin ilk yarısında hedef olarak 20 puanın üstünü belirleyen Levent Arıkdoğan’ın öğrencileri, açıkçası görevlerini yerine getirmiş gözüküyor. Karşıyaka ise sezon başından beri yakalayamadığı istikrarı, bu maçta da istikralı bir şekilde devam ettirdi.Bu Yozgat anlaşılmaz!Dışarda aslan, evinde kedi. Bu tanıma en çok uyan takım olsa olsa Yimpaş Yozgat olur. Deplasman canavarı, pazar günü de moralsiz Altay’ın ilacı oldu. Haftalardır toparlanamayan konuk Altay, aradığı kanı Yozgat’ta buldu ve evine 3 puanı 3 golle alarak döndü. İç sahadaki başarısızlığına bir türlü çözüm bulamayan Yozgat, ligin ikinci yarısında korkulu rüya görmek istemiyorsa, acilen bu sorunu halledecek çözümler üretmeli. Altay iyi oynayıp kaybettiği maçların acısını, bir anlamda Yozgat karşısında çıkardı. Siyah-Beyazlılar deplasman galibiyetiyle, ligin ilk yarısını en azından orta sıralarda bitirme şansını yakalamış gözüküyor.Finali güzel bir gelişmeyle kapatalım. 16. haftada hiç kırmızı kart olmaması gerçekten sevindiriciydi. Bu görüntünün tekrarlanmasını diliyorum. Hırçınlığın prim yapmadığını en çok, ceza alan takımlar bilir. Önemli oyuncularından mahrum sahaya çıkan bir çok takım bununu bedelini ağır ödedi.

14 Aralık 2004, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Körfez durgun‘’

Kocaelispor için bu maç Vestel Manisaspor’a göre çok daha önemliydi. Yeşil - Siyahlılar kötü gidişe önemli bir rakibi devirerek “dur” demek amacındaydı. Gel görki oyunun ilk dakikasında Ömer’in sert şutunu Bülent iki hamlede önledi ve sanki maç bitti. Manisaspor ise önce yenilmeyeyi ön plana almış. Teknik direktör Levent Eriş kadrosunda en azından 4-5 önemli oyuncusu olmayınca ve geçen haftaki Dardanel yenilgisinin ürkekliğiyle biraz garantiye gitti. Savunmasını fazla ileriye çıkarmayan konuk ekip Uğur İnceman’ın hazırlayacağı ataklarla golü düşünüyordu. Ancak Uğur’un bu görevi layıkıyla yaptığını söyleyemeyiz. Oysa genç futbolcu biraz güçlü olsa, biraz inansa takımını 3 puana götürebilirdi.Kocaelispor ise içinde bulunduğu sorunlar yumağından sıyrılabilmiş değil. Yeşil - Siyahlı oyuncular kendilerini zorladılar ama bir yere kadar. Özellikle Engin tüm performansını ortaya koymaya çalıştıysa da eski günlerini arar bir oyun ortaya koydu. Ev sahibi ekipte herkes alel acele topu alıp kafasına göre bir şeyler yapmak arzusundaydı. Ama bugünkü futbolda paldır - küldür giden anlayışta iş şansa kalıyordu. Dün o şans da olmayınca Kocaelispor evinde çok çok önemli bir 3 puan yerine bir puanla yetinmek zorunda kaldı. Bence Körfez ekibinin devre arasını çok iyi değerlendirmesi lazım. Manisaspor’un ise dünkü futbolunu beğenmedim. Belki eksikler ve cezalılar bellerini bükmüş olabilir. Fakat herşeye rağmen Kocaelispor’u bir daha böyle yakalayamazlar. Bu avantajlarını iyi kullanamadılar. Tarzanlar’ın iyi bir forvete değil, iyi bir golcüye ihtiyacı var. Bir de orta alana patronluk yapacak tecrübeli bir isim monte ederlerse sıkıntıları azalır.Maçın hakemine gelince... İyi mi desem, kötü mü desem bilmiyorum. Gerçekten tuhaf bir yönetim gösterdi. Zaman zaman iki tarafı da çıldırtan kararlar verdi. Ancak formsuz bir görüntü çizerken aralarda çok kritik ve doğru düdükler de çaldı. Kısacası Fatih Gökçe’nin daha iyi bir 90 dakika yönetmesini beklerdim.

13 Aralık 2004, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI