Arama

Popüler aramalar

‘’Hesap-kitap karşılaşması‘’

İlk maçta kendi sahasında Kocaelispor’a yenilen Bursa’nın alacağı 3 puan, hatta 2 farklı bir galibiyet hem rakibiyle arasındaki puan farkını 1’e indirecek hem de olası bir ikili averajda üstünlük sağlayacak. Bursaspor, rakip sahada olmasına rağmen kontrollü ve sonuca giden bir futbolu tercih edecektir. Muhtemelen ilk yarıda Kocaeli’ni durdurup ikinci bölümde de vurmayı planlıyorlar.Kocaelispor tarafından bakarsak, istim üzerinde bir takım izlenimine sahip oluyoruz. Saha ve seyirci avantajı Körfez ekibinin lehine. Bu tür maçları kaldırabilecek kalitede tecrübeli oyuncu sayısına fazlasıyla sahip olan Yeşil - Siyahlılar’ın ayağına gelen bu fırsatı tepmemek için tüm gücünü sahaya yansıtacağından şüphe yok. Fakat şu bir gerçek ki, Bursa’yı yenmese de yenilmemek yarışa devam demektir. Kısacası işte böyle bir atmosferde biz de sonucunu merakla bekleyeceğimiz bir 90 dakika izleyeceğiz.

10 Nisan 2005, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rengarenk!‘’

A Kategorisi’nde müthiş bir haftayı geride bıraktı. Ligin başından beri zirve mücadelesi veren Vestel Manisa’nın liderlik fırsatına Sivasspor müsade etmedi. Ligin altında ise Adanaspor ve Sarıyer haftayı 3 puanla kapatarak, ‘bizi kimse küçümsemesin’ mesajı verdiler.Elazığspor - SivassporLider Sivasspor, Elazığspor’un cezası nedeniyle Malatya’da oynanan karşılaşmadan zaferle ayrıldı. Aslında Elazığspor, cezanın ne anlama geldiğini bu maçtan sonra daha iyi anlamıştır diye tahmin ediyorum. Çünkü bu karşılaşma Elazığ’da oynansa mağlup olmayabilirlerdi. 90 dakikaya baktığınızda maç içindeki gelişmeler Elazığ adınaydı. Can’ın oyunun başlarında atılması Sivas için büyük bir dezavantaj teşkil etti. Savunmada önemli bir oyuncusundan mahrum oynamalarına rağmen Yiğidolar, büyük bir mücadele örneği sergiledi. Mehmet Yıldız’ın attığı golün güzelliğine diyecek sözümüz yok, ama o pozisyonda Elazığ savunmasında büyük bir paylaşım hatası vardı. Oyunun sonlarında kaptan Mohamed Ali’nin de kırmızı kart görmesine rağmen, 1-0’lık skoru koruyan Sivasspor bu galibiyetle son 4 haftada aldığı 3 yenilgiyi de unutturmuş oldu. Bu 3 puanın bir başka önemi de eğer kazanamasalardı liderlik ilk defa el değiştirmiş olacaktı. Belki Sivasspor adına Süper Lig kapısı kapanmayacaktı, ama bunun psikolojik ezikliğini fazlasıyla hissedeceklerdi. Bu arada Selçuk Dereli’nin kritik kararlarını da görmezden gelemeyiz. Özellikle Can’ın atılmasında gösterilen sarı kartın biri oldukça ağırdı. Elazığ cephesinde ise matem var. Gakkoşlar, Süpe lig şansını oldukça zora soktu.V.Manisa - KaragümrükEge’nin A Kategorisindeki başarılı temsilcisi, evinde her zamanki gibi zorlandı. Küme düşme hattındaki Karagümrük önünde ilk yarıyı golsüz berabere kapatan Vestel Manisasspor, Birol’la öne geçti. Tarzanlar 3-2’lik galibiyetle Süper Lig’ iyice yaklaştı.Karşıyaka - KocaelisporKocaelispor çok zorlu bir deplasmandan 3 puanla döndü. Ligin ikinci yarısının fırtına ekibi Karşıyaka önünde galibiyet golüne oyunun bitimine az bir zaman kala ulaşan Körfez ekibi, adeta altın buldu. Bu galibiyetin bir başka önemi de bu hafta evinde Bursaspor ile oynayacakları çok kritik bir 90 dakika öncesi olması. Gerçekten de Kocaelispor’u kutlama gerekir. Bahri Kaya’yı da ayrıca tebrik ediyorum. Oyuncular gitti, oyuncular geldi ama Kaya işine baktı ve tam bir profesyonel gibi hareket etti. Kulübün içinde bulunduğu borç yüküne rağmen demoralize olmadan ligin ikinci yarısında büyük bir çıkış gerçekleştiren Kocaelispor’un yönetimiyle, teknik kadrosuyla, futbolcusuyla bugüne kadar çizdiği grafik gerçekten takdire değer. Karşıyaka ise orta sıraların takımı olarak bir prestij mücadelesi verdi ve elinden geleni yapmasına rağmen sahadan puansız ayrıldı.Mardinspor - ErciyessporErciyesspor 3 puanı aslanın ağzından değil, adeta midesinden aldı. Maç öncesi teknik direktör Mustafa Uğur, karşılaşmanın çok zor geçeceğini belirtmişti. Uğur, haklı da çıktı. Gerçekten 1-0 yenik duruma düşen konuk ekip, beraberliği yakaladıktan sonra kalesinde büyük tehlikler yaşadı. Hele Şehmus’un maç 1-1’ken boş kaleye atamadığı gollük kafa vuruşu ve yine maç 2-1 Erciyes lehineyken Mardin’in atamadığı penaltı herşeyi anlatıyor. Şu bir gerçek ki, Erciyesspor için bu galibiyet çok çok önemli. Geçen haftaki Elazığspor karşısında son saniyelerde atılan golle alınan 2-2’lik beraberliğe anlam kazandıran bir sonuç alındı, Mardin’de. Erciyesspor’da Cüneyt’i yedekler arasında gördüm. Tabii ki bu teknik direktörün tercihidir. Ancak Uğur’un, Erol gibi çok yetenekli bir oyunucuyu da uyarması gerekir. Erol yeteneklerini takım için sergilediğinde tutulması çok zor bir oyuncu. Ama son maçlara baktığımızda Galatasaraylı Hasan Şaş gibi top ezme rekortmeni. Bu anlayış hem takımın hücum gücünü etkiliyor, hem de çok şey beklenen bir oyuncudan yeterli verim alınamıyor.Adanaspor - AltayAdanaspor onurlu mücadelesini sürdürüyor. Güney ekibi olumsuzluklara rağmen Altay önünde büyük bir mücadele sergileyip sahadan 3 puanla ayrıldı. Adanaspor belki lige veda etti ama hiçbir zaman kolay teslim olmayan bir takım hüviyetiyle lige damgasını vurdu. Altay ise herhalde puan cetvelindeki rahat konumundan olacak, rakibini küçümsemenin bedelini ağır ödedi.Antalya - SarıyerBu maç öncesi tahminim beraberlik olmaz yönündeydi. Çünkü 1 puan özellikle Sarıyer’in işine hiç gelmezdi. Zaten Beyaz Martılar’ın maçlarına baktığımızda en az beraberlik alan takım olduğunu görürsünüz. Antalya’dan 3 puan çıkaran Sarıyer, herşeyin bitmediğini gösterdi. Açıkçası geride 7 maç ve kalan 21 puan olduğunu düşünürseniz ‘Sarıyer neden umutlu olmasın’ diyebiliriz.Bursaspor - DardanelsporTimsahlar favori olduğu maçtan ikinci yarıda attığı gollerle 3 puanla ayrıldı. Lige havlu atmış Dardanelspor önünde ilk yarı gol kaydına muvaffak olamayan Bursaspor’un, ikinci 45 dakikada Serdar Topraktepe’nin sahneye çıkmasıyla yüzü güldü. Olası bir takılma halinde çok şey kaybedecek olan Bursaspor, kısaca bir kazaya uğramadan maçı bitirdi. Dardanelspor ise gelecek sezon düşündüğü bazı isimlere şans vererek yeni bir yapılanmanın işaretlerini verdi.Mersin İ.Y. - Türk TelekomMersin İdman Yurdu sessiz sedasız büyük başarılara imza atıyor. Her ne kadar takımın göstermiş olduğu başarılı performans, kent bazında yeterli desteği görmese de, güney ekibi işine bakıyor. Teknik direktör Levent Arıkdoğan belki de 27 haftalık periyotta rekora doğru koşuyor. Sezon başı ligde kalsa yeter denilen bu ekiple 41 puana ulaşan Mersin İdman Yurdu, belki de ciddi bir destek ve kuvvetli bir yönetimle şimdi Süper Lig’e doğru yelken açıyordu. Ama bu iş için önce inanmak lazım. Benim gördüğüm kadarıyla eksik olan da bu galiba.İstanbul Bld. - Y.YozgatsporÖnceki hafta Sivasspor’u evinde deviren İstanbul Büyükşehir, bu hafta da içeride Yozgat’a şans tanımadı. Ligde artık hiç bir iddası kalmayan Uğur Tütüneker’in öğrencileri, rehavete kapılmadan ligi üst sıralarda bitirmeyi amaçlıyor. Süper Lig yarışındaki takımlara kendi sahasında geçit vermeyen Yozgat ise en azından 1 puan bekliyordu. Ancak önemli oyuncularının eksikliğine, zaten dar olan kadrosunun da olumsuzluğunu ekleyince Yozgat evine eli boş dönmek zorunda kaldı.

05 Nisan 2005, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’İstanbul'da Ordu şov‘’

İkinci Lig B Kategorisi B Grubu lideri Orduspor, Üsküdar Anadolu’yu 3-1 ile geçerken izleyenlere zevk verdi. Gerçekten de Süper Lig kalitesindeki maçta kimin ev sahibi kimin konuk olduğunu anlamakta zorlandık! Çünkü misafir Orduspor, İstanbul’daki hemşehrilerini tribünlere toplayınca ev sahibi Üsküdar, deplasmanda gibiydi. Şu bir gerçek ki, büyük potansiyeli olan Anadolu takımları ligin rengi. Orduspor da bunlardan biri. Hele bir de başarıya koşuyorlarsa değmeyin keyiflerine. Açıkcası dün İstanbul’dan taraftarıyla takımıyla nefis bir Orduspor geldi, geçti. Sahaya mutlak galibiyet ve iyi futbol oynamak için çıkmış Mor-Beyazlı ekibe, Üsküdar Anadolu da aynı güzellikte cevap verince, maç, B Kategorisi’nin çok üzerinde bir kaliteye ulaştı.Maça gelince... Erken golle öne geçtikten sonra duraklayan Orduspor, kalesinde golü görünce pabucun pahalı olduğunu anladı. İkinci yarıda 2-1’lik skoru yakalayan Karadeniz ekibi, oyunun kontrolünü de bitime kadar elinde tuttu. Son dakika gollerini artık alışkanlık haline getiren Orduspor, bundan Üsküdar önünde de vazgeçmedi ve skoru 3-1’e taşımayı başardı.Sahanın yıldızı iki gol atıp bir de asist yapan Özgür’dü. Sarıyer ve Batman Petrol’den tanıdığım genç yıldız, nefis hareketleriyle hepimizi büyüledi. Ancak arkadaşlarının hakkını da yemeyelim. Çünkü Orduspor’da görevini yapmayan yoktu. Haklı bir galibiyet alan Yücel İldiz’in talebeleri, zirve yarışında bu haftayı da kayıpsız geçti. Teknik direktör İldiz, çok gerilerde aldığı takımı buralara kadar taşırken, bizlere Malatyaspor’u Süper Lig’e getirdiği günleri hatırlattı.Aslında dün kaybeden yoktu. Üsküdar parayı, Ordu da 3 puanı aldı.

04 Nisan 2005, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Önen'e yargısız infaz‘’

Pazar gününden beri gazeteleri okuyorum. Orada olmadıkları halde tek taraflı duyumlarla isim cisim vermeden bir sürü mesnetsiz haberlere tanık oluyorum. Bu maçın hakemi neredeyse İran’daki gibi vinçle asılıp ibreti aleme teşhir noksında yargısız infaza uğratıldı. Gelin ben size birinci ağzıdan doğruları anlatayım ve kararı sizler verin sevgili okuyucular. Biliyorum şimdiden Erciyessporlu taraftarlar bu yazıma tepki gösterecekler. Ama doğru birdir. Bu maçı izleyen sağduyulu her Kayserili’nin de bana hak vereceğine inanıyorum. Konuya geçmeden önce Elazığ cephesi ile ilgili de hatırlatmak istediklerim var. En azında bizlerin bir önyargı içinde olmadığımız bilinsin diye. Bir kere Elazığspor ile sezon başında futbolcuları Hüseyin’in (Şimdi Manisaspor’da) dövülmesi ile ilgili haber nedeniyle gazetemizin mahkemelik olduğunu belirteyim. Daha sonra evlerinde oynadıkları son Türk Telekom maçında orta hakem Cüneyt Çakır’a karşı yapılan taşkınlıkları duyuran tek gazeteyiz. Bu nedenle son Erciyes maçına gelen az sayıda Elazığ taraftarı gazetemiz aleyhine tezahüratta da bulundu. Ama bütün bunlara rağmen yine Bursa ve Kocaelispor’un Elazığ maçlarını 19.00’da oynamasının haksızlık olduğunu aktaran da Fanatik’ti. Şunu özellikle belirtmek istiyorum; biz herkese eşit uzaklıktayız ve kimseye şirin gözükmek gibi bir derdimiz yok. Kimilerinin işine gelmese de doğrudan yanayız ve bundan sonra da olmaya da devam edeceğiz.Gelelim konumuza; Erciyesspor - Elaığzspor maçını yöneten Yılnur Önen’in hakemlik performansını pek beğenmem. Ancak Önen hakkında şimdiye kadar her hangi bir dedikodu ve çirkinlik duymadım. Eleştirilerim sadece kötü yönetimleri hakkında olmuştur. Bu maçta ise oldukça formdaydı. Yazımda da bahsetmiştim, Elazığ 1-0 galipken Hakikat’in düşürülmesi bana göre penaltıydı. Ve verse muhtemelen Elazığ 2-0 öne geçecek ve büyük bir avantaj yakalayacaktı. Ama Önen aynı düşüncede değildi ve konuk ekibin oyuncusuna sarı kart gösterdi. Hatta aldığım duyumlara göre bu kararında Hakikat’in, Galatasaraylı Arif gibi çok düşen ve hakemleri yanıltan bir futbolcu izlenimi verdiği görüşü de etkili olmuş. Bu kararına da saygı duydum. Daha sonra 1-1 devam eden maçta 85’te yardımcı hakemin işaretiyle Elazığ lehine penaltı noktasını gösterdi. Bana göre bu karar ağırdı ama yardımcısına uydu ve penaltıyı gösterdi. Daha sonra uzatmaların son saniyelerinde ev sahibi ekip 2-2’lik beraberliği yakaladı. Oynanan futbola baktığınızda galibiyeti kaçıran Elazığspor’du. Erciyesspor formda değildi ve belki de sezonun en kötü futbolunu oynadı. Şimdi maç sonrası koparılan kıyamete bakıyorsunuz ve hiç kimse Erciyesspor’un oynadığı kötü futboldan bahsetmiyor. Bence Erciyesspor bir puan kazandı, Elazığspor ise iki puanı kaçıran taraftı. Üstelik kötü niyetli denilen hakem eğer gerçekten böyle olsaydı uzatmaları oynatmaz ve Erciyes’in golüne mani olur, böylelikle Elazığspor’u galip getirtirdi. İşte böyle bir tablodan sonra Elazığsporlu yöneticilerle, maçı yöneten hakemler oturup başbaşa yemek yemiş. Nerede? Ankara’ya 80 km. kala, Kayadibi Restoranda. Sizlere bir bilgi daha vereyim. Kayseri’den Ankara’ya karayoluyla gidilir. Yemekteki Elazığlı yönetici Levent Hazardağlı işi ve evi Ankara’da olan birisi. Maçın hakemleri Yılnur Önen ve arkadaşları işleri ve evleri Başkent’te olan Ankara Bölgesi hakemleri. Şimdi maç bitmiş ve herkes aynı yoldan evine dönecek. Üstelik herkesin bildiği gibi o güzergahta eli ayağı düzgün olarak mola verilecek tek yer bu bahsi geçen Kayadibi Restorant. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Futbol camiasında yöneticisi, futbolcusu, hakemi, teknik direktörü herkes birbirini tanır. Bu insanlar karşılaştıklarında selamlaşır, oturur konuşur, yemek yer. Eğer medeni insanlarsak bunları aşmalıyız. Bu olayda da aynı güzergahta mola anında karşılaşmış yönetici ve hakemin sohbet etmesini, yemek yemesini bu kadar abartmak hata. Bunu Erciyesli dostlara yakıştıramadım. Üstelik çok basit bir mantıkla düşünürseniz, söylemesi bile utanç verici ama bir hakemle böyle bir ilişkiye girmek için maç öncesi mi, yoksa sonrası mı seçilir! Yani şimdi olmuş bitmiş, sonucu belli bir 90 dakikadan sonra oturup hakemle neyi değiştireceksiniz? Aynı şekilde burada bir Erciyes yöneticisi de olabilirdi ve medeni insanlar gibi maçı tartışabilirlerdi.Beyler elinizi vicdanınıza koyun ve Türkiye’de şimdiye kadar ne maçlar oynandı bir hatırlayın. Örnek çok ama bir tanesi bile yeterli sanırım. Hala hafızalarımdan çıkmayan 2. Lig’de oynanan Diyarbakırspor - Konyaspor maçını yaşayanların hepsi hayatta. Buna benzer bir sürü maçlar yöneten bir çok hakemimiz itibarlı bir şekilde günelerini gün ederken, zavallı Yılnur Önen’in sadece bir kusur olarak gördüğüm olayını ağır bir şekilde yargılamak olsa olsa bizim gibi gelişmekte olan ülkelere mahsus bir harekettir. Ama ne MHK’nın ne de PFDK’nın bu konuda prosedür gereği hareket edip yaptıkları soruşturmada bir yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum.

01 Nisan 2005, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’İşler yolunda‘’

Hadi Arnavutluk maçını anladık... Karşılaşma öncesi teknik direktörümüz sistemli bir kampanyayla adeta linç edilmişti. Bunun sonucunda da çok sağlıklı kararlar alması beklenemezdi. Fakat iyi oynamadığımız maçta Arnavutluk’u ancak erken bulduğumuz iki golle aşabilmiştik.Hedefimiz, Gürcistan’dan da kayıpsız dönmekti. Ancak Tiflis’te herşey lehimize olmasına rağmen anlamsız bir şekilde yediğimiz basit gollerle kolayı zor yaptık. Hoş, Gürcistan’a haksızlık yapmayalım, attıklarımız yediklerimizden farklı değildi! Türkiye’de kulüp takımlarında hücum futbolunu zevkle izlettiren Yanal’ın, Milli Takım’da bir şablon oluşturamamasına şaşırıyorum. Sadece rakip savunmaya yapılan presle ve bunun sonucu oluşan hatalarla golü bulmak yeterli değildi. Herşeye rağmen bu taktik ilk 45 dakikada 3 gol getirdi. Ama savunmamızdaki adam paylaşımı, futbolda çok geri ülkeleri anımsatıyordu ve bu da kalemizde 2 gol görmemize neden oldu. Aslında Yanal, Arnavutluk ile Gürcistan’ı haklı olarak aynı kategoride değerlendirdi. Kadrodaki tek değişim Serkan’ın yerine Gökdeniz’in oynamasıydı. Ama bu tek kişilik değişiklik bence önemliydi. Çünkü Gökdeniz’in sahada olması, ilk yarıya iki gol sığdıran Fatih Tekke için büyük bir itici güçtü.İkinci 45 dakikaya Yıldıray’ın yerine Hüseyin’i alarak başladık. Yerinde bir değişiklikti. Hem orta alanı, hem savunmayı rahatlatan Hüseyin sayesinde Emre bol bol hızlı hücumlar geliştirdi. İkinci yarıya baktığımızda ise ilk yarıdaki hatalarından arınmış bir Milli Takım izledik. Zaten 5-2’lik skor da bunun kanıtıydı. Attık ama yemedik!Şimdilik eleştirilerimizi noktalayalım ve bize beş günde 2 galibiyet tattıran Millilerimiz’i kutlayalım.

31 Mart 2005, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gakgoş'a yazık oldu‘’

İlk yarıya baktığımızda 20 dakika içinde biri gol olan mutlak üç pozisyon da Elazığspor adınaydı. Hatta bunlardan birinde Hakikat’in ceza sahasında düşürülmesi bence penaltıydı. Ancak Yılnur Önen böyle düşünmedi ve golcü oyuncuya sarı kart gösterdi. İlerleyen bölümde oyunda dengeyi kuran Erciyesspor, ilk yarının sonlarında Taner ile bulduğu golle skora da denge getirdi.İkinci 45 dakikada fazla değişen birşey yoktu. Yine kazanma arzusuyla saldıran, gol arayan, hücum eden Elazığspor’du. Gakgoşlar, atak üzerine atak yaptılar ama son vuruşlarda beceriksizdiler. Oyunun son bölümlerinde yardımcı hakemin uyarısıyla kazandıkları penaltıyı gole çevirerek 3 puana çok yaklaşan konuk takım, son saniyelerde Taner’in golüne engel olamayınca adeta yıkıldı. Konuk ekipte tüm takım görevini başarıyla yaparken, iki gol atan Korhan, sahanın yıldızıydı. Kötü gününde olan Erciyesspor’da ise ilk yarının bitiminde ve son saniyelerde takımının gollerini atan Taner, Kayseri ekibini ipten aldı diyebiliriz.Maçı özetlersek; galibiyeti hak eden ve 3 puanı kaçıran Elazığspor’du. Erciyesspor ise dünkü etkisiz futboluyla beraberliğe sevinmeli!Nefeslerin tutulduğu bu maç gösterdi ki, A Kategorisi’nde daha herşey bitmedi. Özellikle ‘üçüncü takım kim olacak?’ sorusunun cevabı son haftalara kadar netleşmez.

28 Mart 2005, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Golcünün kaderi‘’

Açıkcası son 4 haftayı puansız kapatan Sarı - Kırmızılılar’ın Rize mağlubiyeti bardağı taşıran son damla oldu. Zaten maç sonrası yaptığı basın toplantısında ligin ilk yarısındaki revziyonun başarısız olduğunu itiraf eden Kocaman, sorumluluğu üstlenip istifayı seçti. Bence İstanbul dışındaki ilk deneyiminde Kocaman’ın direnmesi gerekirdi. Çünkü buraya büyük ümitlerle gelmiş ve kredisi çok yüksek bir teknik adamdı. Kendisini çok kararlı gördüm. Ancak geri adım atar mı onu da bilmiyorum.Aslında 90 dakikayı bir taraftar maç sonunda çok güzel özetledi. Anadolu’da gittiğim maçlar sonrası genelde otele kadar taraftarın arasında yürürüm. Bu arada onların konuştuklarına istemeden de olsa kulak misafiri oluyorum. İşte dün de bir taraftar, “Forvetimiz ağır. Bak adamlar çabuk ve hızlı. Golü de öyle attılar” dedi. Gerçekten de göze hoş gelen bol paslı ve sabırlı hücumu deneyen Malatya’nın en büyük derdi galiba bu forvet bölgesindeki ağırlığa çare bulunamayışıydı.Maça dönersek; ilk yarı kısa boylu Rize, kanatlardan yüksek ortalarla vurmaya çalışan bir Malatya vardı. Açıkcası doğru bir taktikti ve bol da pozisyon bulundu. Ancak son vuruşlardaki yetersizlik ev sahibi takımın sahadan puansız ayrılmasına neden oldu. Şu bir gerçek ki, çok sayıda cezalı ve eksik oyuncuya rağmen ilk 45 dakikadaki futbol Kocaman’ın istediği şekilde gelişti. Fakat 2. bölümün hemen başında gelen Rize golü Malatya’yı teslim almaya yetti. Bu saatten sonra tribünlerden gelen olumsuz tezahürat da tuz biber oldu. Rize ise tecrübesi ve kalitesiyle iyi oynadı gibi gözükse de savunma ve orta alandaki üstünlüğünü ile skoru korudu. Karadeniz ekibi, önceki gün Denizli’nin Fenerbahçe karşısında aldığı galibiyetten sonra bu maça mutlak 3 puan için çıkmıştı ve istediğini alıp evine döndü. Erdoğan Arıca’nın Rize’de yeni yeni oturtmaya çalıştığı dörtlü savunmanın meyvesini alacağını düşünüyorum. Sanırım geriye kalan haftalarda Rize ligin ilk yarısındaki havasını bulur.Genellikle kişiler üstüne yazmayı pek sevmem. Ama Elvir Boliç, Gençlerbirliği’nde Erdoğan Arıca ve Oğuz Çetin’i istifa ettirdikten sonra Malatya’daki kötü performansıyla Aykut Kocaman’ın da ipini çeken isim oldu.

20 Mart 2005, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Virajı Erciyes döndü‘’

Maçın ikinci yarısı da ilkinden farksızdı... Bu maçta 3 puana çok daha fazla ihtiyaç duyan konuk ekipti. Oyunun belirli bölümlerinde hareketlenen Yeşil-Beyazlılar, gözle görülür bir tempo sorunu yaşadı. En önemli sıkıntı ise bloklar arasındaki kopukluktu. Üstelik 1-0 yenik duruma düştükten sonra Bursaspor’a lazım olan kollektif ruhu ve kazanma hırsını göremedim. Çok şey beklenen yıldızlar sahada hayalet gibi dolaştı. Peki Erciyesspor galip gelirken çok mu iyi oynadı? Hayır... Ama böyle kritik maçlarda futbol adına zaten fazla birşey beklemek hata olur. Önemli olan sonuçtu; Erciyes de beklenmedik bir pozisyonda golü buldu ve skorun üzerine yatmayı bildi. Ev sahibi ekipte savunma hattı kusursuz oynadı. Golün de defans hattındaki Aydın’dan gelmesi herşeyi anlatıyor.İki teknik adamın planı da rakip forvetleri kilitlemek esasına dayalıydı. Bunda da başarılı oldular diyebiliriz. Okan Yılmaz, Serdar ve İlyas’ın harcadığı fırsatlar ise Bursaspor’un kaderini belirledi. Artık bu saatten sonra Bursaspor’un Süper Lig şansı rakiplerinin elinde. Geride kalan 10 maçı kazanıp rakiplerinin kaybetmesini bekleyecek. Erciyesspor ise iç sahada aldığı kritik galibiyetlerle önemli bir avantaj sağladı.Maçın hakem üçlüsü başarılı bir yönetim gösterdi.

14 Mart 2005, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI