‘’Ayıp oluyor!‘’
Bu aralar yazılarımıza her ne hikmetse bir türlü maçları değerlendirerek başlayamıyoruz. Geçen haftalarda tribün anarşisine değinmiştik. Hoş o anarşi bu hafta da İnegöl’de devam etti. İnegöl-Eskişehir karşılaşması, olaylar nedeniyle tatil edildi.Bugünkü konu, geçtiğimiz hafta içinde manşete taşıdığımız bir konu... Evet, A Kategorisi’ndre 4 haftayı geride bıraktık, ama naklen yayın konusunda Futbol Federasyonu üç maymunu oynamaya devam ediyor. İsterseniz bu haftadan örnekler vereyim. Bir Altay-Karşıyaka, bir Kocaeli-Bursaspor, bir İstanbulspor-Antalya maçını televizyon verse, izlemek istemez miydiniz? Ya da Elazığspor’un deplasmanda, Mardin’i 3-1 yendiği karşılaşmayı ekrandan seyretmek ne kadar zevkli olurdu? Ama hala kimseden ses yok. Bu konuda inanılmaz tepkiler geliyor. Bu işin federasyonun işi olduğunu, elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum. Çok iyi biliyorum ki, bazı güçlü yerel ama uydudan yayın yapan kanallara bile tek maçlık da olsa izin verilmiyor, hem de parasıyla... Ben Futbol Federasyonu’nun niyetini anlayabilmiş değilim. Sadece anladığım, ortada büyük bir ciddiyetsizlik var. Bu, ligi ve bu ligleri izlemek isteyenleri ve kentleri kaale almamak demek. Açıkçası, bizim için 3 büyükler vardır, sonra Trabzon gelir, sonra da Süper Lig’deki Anadolu takımları ve milli maç zamanında milli takımımız... Diğerleri laf-ı güzaf (boş laf). Yani bu, “Siz istediğiniz kadar tepki koyun, bizi etkilemez” diyen bir anlayışın ürünü... Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakçı’dan bu konuda cevap bekliyorum. Bu konuyu burada bitirmeyeceğim. Ulaşabildiğim her platformda dile getireceğim ve takipçisi olacağım. Bunları bir tehdit unsuru olarak yazmıyorum, bu uyarıları görevim gereği yapıyorum. Çünkü o sitemi yapan insanlar kadar, ben de mağdurum. Ben de maç izlemek istiyorum. Ama etrafa bakıyorum, sanki böyle bir lig oynanmıyormuş gibi... Oysa Süper Lig için en büyük tarlayı gözardı etmek, ancak bizim gibi bir ülkede olur. Bu kategoride bir çok futbolcu ekranlarda tanınıyor ve izleniyor. Bundan hem o futbolcular, hem de o futbolcuların kulüpleri etkileniyor. Çünkü transfer piyasası sezon içinde şekilleniyor ve birçok futbolcu bu maçlarda izleniyor. Şu anda bu yayını yapabilecek en yakın kuruluş TRT olarak gözüküyor. Ancak bürokratik nedenler ve TRT’nin şu anda vekaleten yönetilmesi nedeniyle, bu kuruluşumuzda bir suç bulmuyorum. Çünkü büyük bir maddi gider içinde olan kuruluş için, belki bu para çok olabilir. O zaman devreye Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in girmesi gerekir. Belki bu ligin Süper Lig gibi bir getirisi olmayabilir, ama bir laf vardır, “Kiminin parası, kiminin duası”... Neyse sözü fazla uzatmayalım. Umarım bu konu en kısa zamanda çözüme ulaşır ve bizler de bi yazı daha yazmak zorunda kalmayız.Gelelim haftanın maçlarına... Her zaman söylediğimiz gibi bu kategori tam bir sürprizler ligi olacak. 4.haftayı geride bıraktık ve birbirinden ilginç sonuçlara tanık olduk.Kocaelispor-BursasporTimsah aç kurt gibi saldırıyor... Kayıpsız yoluna devam eden Bursaspor, Körfez’den de 3 puanla dönmeyi başardı. Yeşil-Beyazlılar ilk yarıda işi bitirdi dersek, yalan olmaz. Yunus-Eser ikilisi 2-0’lık skora imza atarken, Kocaelispor’a da havlu attırıyorlardı. Özellikle orta alanda Serkan Reçber takımı maestro gibi yönetti. Takım olma yolunda önemli bir mesafe kateden Bursaspor, yoluna emin adımlarla devam ediyor. Raşit Çetiner’in ilk 5 maçı kayıpsız geçme planı tutmak üzere. Kocaelispor ise tam bir kaosta. Sahaya baktığımızda, inançsız, özgüvenini yitirmiş, silik bir ekip görünümünde. Sadi Tekelioğlu sezon öncesi Sakarya’da yaşadıklarının tekrarı gibi geldi bana. Ancak Körfez ekibi için tehlike çanları erken çalıyor. Bir an evvel iç barışı sağlayıp, toparlanmaları gerekir.Uşakspor-SakaryasporSüper Lig’e tekrar geri dönmek için kolları sıvayan Sakaryaspor, Uşak deplasmanından da 3 puanla döndü. Özellikle dış sahada bu tür sonuçları alması, kadro yapısı itibariyle sürpriz olmayan Sakaryaspor, açıkçası sürpriz yapmadı. Süratli ve dikine oynayan futbolculara sahip olması, konuk ekibin en büyük gücüydü. Ligin yeni ekibi Uşakspor ise evinde ikinci kere kaybetti. Ancak hafta içinde yaşanan gelişmelerin ev sahibine olumsuz etki ettiği de yadsınamaz. Hayri Obüs, doğru bir kararla istifa etmişti. Görevde kalsaydı, otoritesi kalmazdı. Uşakspor’un yönetim-futbolcu ilişkisini bir kez daha gözden geçirmesi lazım. Aksi halde geçen sene istikrarıyla şampiyon olan Aşigolar’ı, bu defa da istikrarsızlık yıkar. Bizden söylemesi... Şu bir gerçek ki, hiçbir futbolcu takımın ve kurumun üstünde olamaz. Eğer bu gerçekleşirse, kulüp futbolcuların oyuncağı olur.İstanbulspor-Antalyasporİlk 3 haftayı kayıpsız geçiren Antalyaspor, İstanbul’da yıkıldı. Kırmızı-Beyazlılar, tecrübeli rakipleri karşısında her iki yarıda yediği gollerle teslim oldu. Son haftaların başarılı ismi Barış Özkan ilk gole imza atarken, skoru perçinleyen Cem Can oldu. İstanbul’u zorlu bir deplasman olarak gören Antalyaspor’un korktuğu başına geldi. Ancak uzun lig maratonunda bu tür sonuçlara hazır olmak ve panik yapmamak gerekir. Çünkü yenilgiye teselli bulmak için yeterli nedenler var. Bana göre İstanbulspor Süper Lig ile A Kategorisi arasında bir kadroya sahip. Böyle bir rakip karşısında sahadan puansız ayrılmak dünyanın sonu değil. Antalyaspor taraftarıyla yakaladığı rüzgarı bozmamalı.Altay-Karşıyakaİzmir’deki derbiden 3 puan çıkmadı. İki takım da galibiyete oynadı. Özellikle Karşıyaka’nın krizden çıkması için 3 puana ihtiyacı vardı. Ama Altay’ın yıllardır İzmir takımlarına olan üstünlüğü ve yenilmezliği bir defa daha kanıtlandı. Açıkçası İzmir’de ne şiş yandı ne kebap.Gaziantep Belediye-Türk TelekomAntep’te gollü bir 90 dakika izledi maça gelen futbolseverler. GASKİ Tesisleri’nde oynanan karşılaşmada ligin yeni ekibi, tecrübeli rakibi karşısında farka gitmesini bildi. Genç yeteneklerin iyi futbolllarını golle süslediği maçta, 3 puanı almanın moraliyle stadı terketti ev sahibi ekip. Başkent ekibi ise gerçekten beklemediği bir yenilgi aldı.Orduspor-İstanbul BelediyeOrduspor gerçekten cezanın cezasını çekiyor. Geçen yıldan kalan 6 maçlık seyircisiz oynama cezası, Orduspor’a pahalıya maloluyor. Evlerinde ilk maçta Elazığspor ile berabere kalan Mor-Beyazlılar, bu defa da güçlü bir rakibe boyun eğmek zorunda kaldılar. Ama deplasmanda aldıkları galibyetlerle en azından bu açıklarını kapatıyor. Ancak bu iki maçı gayibiyetle geçmiş olsalardı değmeyin keyiflerine Ordulular’ın. İstanbul Büyüşkşehir anlaşılan her sezon olduğu gibi şaşırtmaya devam edecek. İçeride bir türlü istediği sonuçları alamayan Hüsnü Özkara’nın öğrencileri, yarayı dışarda sarıyor.Mersin İ.Y.-SebatsporMersin evinde kazanmasını biliyor. Dış sahada silik bir görüntü çizen Güney ekibi, bu hafta ağırladığı Karadeniz temsilcisi karşısında gollü bir galibiyete imza atıp, nefes aldı. Sebatspor ise en azından 1 puan umduğu maçtan eli boş döndü.Mardinspor-ElazığsporHafta içi istifalarla sarsılan Elazığspor, Mardin deplasmanında altın buldu. Gakgoşlar güçlü ve iddialı rakiplerini genç Erman’ın yıldızlaştığı 90 dakika sonunda, mağlup etmeyi başardı. Mardinspor ise bir türlü istediği performansı yakalayamamanın sıkıntısı içinde.Dardanelspor-YozgatsporEvindeki maça favori olarak çıkan Dardanelspor, az kalsın kaybediyordu. Yozgatspor önünde 2-1 yenik götürdüğü 90 dakikayı son saniye penaltısıyla kurtaran Çanakkale ekibi, bir türlü istikrarı yakalayamadı. İki ekibe baktığınızda görünen manzara bol bol sürpriz yapacaklar gibi.
‘’Yunus'un ‘Eser'i!‘’
İlk yarıda hakikaten yoktan var olan gollerle, Bursaspor, soyunma odasına mutlu gitti. Aslında Orhan ve Serdar tempoyu biraz yükseltse, Kocaelispor tamamen havlu atardı. Ev sahibi takımda tek tek oyunculara baktığınızda kötü değil. Ama takımın içi sanki boşalmış, kollektif ruhlarını kaybetmişler. Bakıyorum ikili mücadelelerde hep kaybeden Kocaelispor... Sadece ileride Özgür çırpınıyor, ama yetmiyor. Ev sahibinin dün gece tam anlamıyla yıkıldığı an, maç 0-0 devam ederken, Ferit’in topu boş kale yerine auta gönderdiği pozisyondu.İki takımı kantara koyduğunuzda, ne yaptığını bilen taraf Bursaspor’du. Yeşil-Beyazlılar, zaman zaman kalelerinde tehlike de gördüler. Ama hiçbir zaman panik yapmadılar. Bloklar arası iyi çalışınca, ortaya takım çıkıyor. Konuk ekip, zor sayılacak bir deplasmanı zorlanmadan kazandı. Raşit Çetiner, 2-0’ı yakaladıktan sonra skora razı oldu, ‘Ne olur, ne olmaz’ deyip, orta alanı iyice güçlendirdi ve ikinci yarıda bir kazaya uğramama düşüncesindeydi. Eser-Yasin değişikliği, açıkça bu demekti. Oysa gol arayan ve maçı bir gol atıp beraberliğe taşımak isteyen Kocaelispor karşısında, Yeşil-Beyazlılar gol sayısını çoğaltabilirdi. Ama bu bir tercihtir ve ‘Kazanan daima haklıdır’ deyip, Bursaspor’u kutlayalım. Timsahlar, Antalyaspor’un da yenildiği 4. haftayı da boş geçmeyip, A Kategorisi’nde zirvenin tam anlamıyla sahibi oldu.
‘’Kayseri'nin hesabı‘’
Daha 6. dakikada Gökhan’ın yan direkten dönen şutu, Kayserispor adına şanssızlıktı. İlerleyen dakikalarda Rodic ve Gökhan ile önemli pozisyonlar yakaladılar ama bu kez sahneye Gökhan çıktı. İlk yarıda konuk ekibin tek atağı Okan’ın kafasından geldi, o da auta gitti. Kayserispor’da Mehmet Topuz’u yedeğe çeken Ertuğrul Sağlam, savunmayı da sağlama almıştı. Anlaşılan ev sahibi ekip, rakibin etkili orta alanına karşı kontrollü bir futbolu tercih ediyordu.İkinci yarıda beraberliği bozmaya niyetli iki teknik adam, tam planlarını sahaya sürmek üzereyken Rizespor’un golü geldi. Bahri’nin sağdan ortasına Okan mükemmel vurdu ve takımını öne geçirdi. Bu gole cevap gecikmedi. Bu defa Kayseri’nin golcüsü Gökhan’ın müthiş şutu Rizespor ağlarına gitti. Goller, temposuz maçı canlandırdı. Özellikle beraberlik golünden sonra Rizespor savunması canlandı. Bunun bir sebebi de konuk ekibin orta alanının tamamen oyundan düşmesiydi. Ertuğrul Sağlam, ikinci yarıda Mehmet Topuz ve Ragıp’ı oyuna sokup, Bülent Karaman’ı da orta alana alınca rakibi karşısında çok pozisyon yakaladı. Karadeniz ekibinde ise teknik adam Metin Yıldız, Cire’yi Okan’ın yanına aldı ama bu da çare olmadı. Ergün de orta alandan çıkınca, oyun tamamen Kayserispor üstünlüğüne geçti. Bu dakikalardan sonra Rize’nin hedefi beraberliği korumaktı ama Bülent Karaman’ın golü Rizespor’un hesaplarını alt-üst etti.Bu galibiyetle Kayserispor üst üste 4. maçını kazanarak galibiyet hesaplarını tutturdu.
‘’Sürpriiiz!‘’
Bir haftayı daha geride bıraktık... Şimdilik görünen manzara, bu kategoride bol bol sürpriz maça tanık olacağımız şeklinde. Özellikle deplasman galibiyetlerini ileriki maçlarda kanıksayacağız. En azından bu hafta oynanan 9 maç içinde 4 karşılaşmanın deplasman takımları tarafından kazanılması bile bana göre yeterli bir ölçek. Başlangıçta ilk iki takım istikrarıyla öne çıkmış gözüküyor. Bursaspor ve Antalyaspor, kayıpsız yollarına devam ederken, ligin yeni takımı Orduspor iki deplasmandan 6 puan çıkartarak dikkat çekti.Bursaspor-Mersin İ.Y.Gol averajıyla liderliği Antalyspor’dan devralan Bursaspor’da yüzler gülüyor. Timsahlar’ın yüzünü güldüren başka bir faktör de forvetin iş başı yapması. İlk iki haftada goller orta alandan gelirken, Mersin karşısında Eser, Yunus ve Serdar siftah yaptı. Aslında bu karşılaşma Bursaspor için kağıt üzerinde zor gözükmüyordu ve öyle de oldu. Bu sezon Bursasspor evinde istikrarlı bir tablo çizecek gibi. Güçlü kadrosu ve havasıyla Timsah’a evinde rakip dayanmaz. Ama futbol gevşemeye gelmez, bunu da unutmamaları lazım. Mersin ise üst üste iki zorlu deplasmandan eli boş döndü.Antalyaspor-UşaksporAkdeniz güneşi, Eylül ayı olmasına rağmen kasıp kavuruyor! Yılmaz Vural’ın öğrencileri geçmiş yıllara göre lige müthiş bir giriş yaptı. İkisi içeride olmak üzere, 3 maçını da kazanan Kırmızı-Beyazlılar, Bursaspor ile birlikte zirvenin ortağı oldu. Aslında Antalyaspor’un bulunması gereken yer burası. Geçmiş yıllardaki hatalar hortlamazsa mutlu bir sezon geçirip, Süper Lig’e gelirler. Çünkü, un var, şeker var, geriye helvayı yapmak kaldı. Helvayı yapacak usta da bulunmuş gözüküyor. Bence yönetim iyi çalışırsa ve taraftar da takımının arkasında durursa, Antalyaspor bu yarışın en gözde isimlerinden biri olur.Sakaryaspor-Gaziantep BelediyeSakaryaspor, evindeki ilk 3 puanı Güney temsilcisi Gaziantep Belediye karşısında aldı. Maçı canlı izledim. Sakaryaspor kazandı ama beni tatmin eden bir futbol ortaya koyamadı. Açıkçası galibiyeti rakibin zaaflarından yararlanarak aldılar. Oysa bir hafta evvel Kocaelispor’u deplasmanda güzel bir oyunla deviren takımın, ligin yeni ekibi karşısında daha etkili olmasını beklerdim. Özellikle orta alanda M’Bayo’nun oynatılması garip geldi. Ama Hikmet Sevim’in tercihine de saygı duymak zorundayız. Bence Nezir orta alanda, M’Bayo ise ileride kanatta oynamalı. Nitekim ikinci yarıdaki bu diziliş oldukça etkili oldu. Gaziantep Belediye ise yetenekli oyunculardan kurulu pozitif futbol oynayan bir ekip. Ancak bloklar arası kopukluk ve acemice yapılan hatalar yenilgiyi getirdi.Yozgatspor-OrdusporŞu Yozgat’ın iç sahada çektiğini herhalde hiç bir takım çekmez. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sezon da iyi başlamadılar. Sezon başı hazırlık kampında teknik direktör krizi yaşayan ve yeni kadroyu oturtamayan ev sahibi ekip, Orduspor karşısında adeta dağıldı. Tabii ki burada konuk ekibi de kutlaka lazım. Ligin yeni ekibi olmalarına rağmen, çabuk adapte oldular. Başlarında Yücel İldiz gibi tecrübeli bir teknik adamla hayat bulan Karadeniz ekibi, yaptığı transferlerin de isabetli olduğunu şimdiden kanıtladı.İstanbul Belediye-Altayİzmir’in Efe’si lige iyi başladı. Herkes İzmir’den Karşıyaka’nın çıkış yapacağını beklerken, çıkış Altay’dan geldi. İlk 3 haftada 7 puan toplayan Siyah-Beyazlılar, zorlu bir deplasmanı da kayıpsız geçti. Aslında maçın genelinde üstün oynayan ve etkili olan İstanbul Belediye gözükse de, futbol böyle bir oyun. Kazanmak için gol atacaksın ve daha az yiyeceksin. Altay, Ufuk gibi bir stara sahip. Golcü futbolcu önceki hafta Yozgat maçında olduğu gibi, İstanbul’da da sahneye çıktı ve takımını zafere taşıdı. Ev sahibi ekipte bir sıkıntı olduğu kesin. Özellikle gol yollarında kısır bir takım görünümünde. Hüsnü Özkara’nın artık kadro tercihini değiştirmesi gerekiyor.Akçaabat Sebatspor-MardinsporMaç öncesi tahminim beraberlikti. Çünkü Sebatspor ligden yeni düşmüş ve bahis olaylarında adı geçen ve kafası karışık bir takımdı. Üstelik geçen yılki kadro tamamen yenilenmişti. Mehmet Kulaksızoğlu, sevecen yapısıyla bu takımı ayağa kaldırabilecek güçte, ancak zamana ihtiyacı var. Kısaca Sebat daha istenen kıvamda değil. Mardinspor ise geçen yılki kadrodan önemli isimleri korurken, yeni de bir çok transfer yaptı. Maddi açıdan sorunsuz olan Güneydoğu ekibinin, eli boş döneceğini sanmıyordum. Ve sonuçta yenik duruma düşmelerine rağmen Cem’in penaltısıyla evlerine bir puanla döndüler. Bana göre iki takım da yavaş yavaş lige ısınıyor.Karşıyaka-İstanbulsporİstanbulspor beklenen patlamayı İzmir’de yaptı. Bu hafta iki İzmir ekibi, iki İstanbul takımıyla oynuyordu. İstanbul Belediye evinde Altay’a yenilirken, İzmir’de başka bir İstanbul ekibi Karşıyaka’yı hezimete uğrattı. Uğur Tütüneker’in öğrencileri Boliç’in milli takımdan dönmesiyle adeta gol olup yağdılar. Karşıyaka’da ise tehlike çanları çalıyor. Nurullah Sağlam, Süper Lig’deki parlak kariyerini riske sokarak gittiği Karşıyaka’da oldukça sıkıntıda. Belki de bilemediğimiz iç sorunların bir yansıması, belki de yanlış transferler ya da hiç biri. Ancak gerçek olan şu ki, Karşıyaka büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor ve taraftarına da yaşatıyor.Elazığspor-DardanelsporGakgoşlar banko denilen karşılaşmada evinde vuruldu. Bu yenilgi sonrası taraftarın yönetime karşı protestosu istifayı getirdi. Mustafa Yıldız başkanlığındaki yönetim şok yenilgiyle görevi bıraktı. Daha ilk dakikalardaki penaltı atışından yararlanamayan Elazığspor, Selçuk Hızarcı’nın golüyle yenik duruma düştü. Tüm çabalarına rağmen bu golün altından kalkamayan Elazığspor üstelik rakibin iki kırmızı kartla 9 kişi kalmasına rağmen, sahadan puansız ayrıldı. Yönetim belirsizliğini Elazığspor’un çabuk aşması gerekir. Çünkü lig devam ediyor ve bu hafta da çok zorlu bir Mardinspor maçı var. Dardanelspor ise şoktan ancak böyle bir galibyetle çıkabilirdi. Bence deplasmandan alınan 3 puanla birlikte silkinmeleri ve eski günlerine dönmek için bunu fırsat bilmeleri lazım.Türk Telekom-KocaelisporAnkara’da zorlu geçeceği belli bir 90 dakikaydı. Özellikle Kocaelispor açısından işler yolunda gitmiyordu. Başkent’te alınacak bir yenilgi krizi iyice derinleştirebilirdi. Ancak Türk Telekom karşısında iki kere yenik duruma düşmelerine rağmen tecrübeli Bülent ve genç Serhat’ın golleriyle 1 puanı kopardılar. Ama bu puan tabii ki herşeyin çaresi değil, sadece teselli olur. Türk Telekom ise zorlu bir fikstür ile lige başladı. İlk 3 hafta peş peşe Sakarya, Bursa ve Kocaelispor ile oynamak en azından psikolojik bir yorgunluk yaratır. O nedenle ilerleyen haftalarda Telekom’un lige ağırlığını koymasını bekliyorum...
‘’Sakarya dolu dizgin‘’
Savunmadan şişirme toplarla, disiplinsiz ataklarla gol arayan ev sahibi ekibin performansı, beni tatmin etmedi. Oysa karşılarında genç, futbol oynamaya şartlanmış, ama hataya müsait bir takım vardı.Gaziantep Büyükşehir, futbolu pozitif düşünen ama koordinasyonu zayıf bir ekip. Biraz daha cesur ve yürekli olsalar, futbol olarak daha etkili olabilirlerdi. Açıkçası Sakaryaspor ilk yarıyı oynamadan da olsa önde bitirmeyi başardı.İkinci yarıda daha atak oynamaya çalışan Antep Belediye karşısında, Sakaryaspor kontrataklarla daha çok pozisyon buldu. Özellikle Aydın, çok önemli pozisyonları cömertçe harcayan isimdi. Ancak aynı Aydın, kaçırdıklarından daha zor bir pozisyonda şık bir gole imza attı. Aslında Sakaryaspor’da işler Nezir’in orta alana, M’Bayo’nun ileriye çıkmasıyla daha da düzeldi. Bence bu değişiklik sahaya çıkan 11’de olmalıydı.Gecenin özeti, Sakaryaspor bu haftayı da 3 puanı 3 golle alarak mutlu bitirdi.
‘’Erciyesspor duvara çarptı‘’
Ziya Doğan, yuvaya döndükten sonra kontrolsüz ofans futbolunu değiştirmiş, kontrollü savunma futbolundan örnek veriyordu. Tecrübeli hoca, takımını 3-6-1 oynatırken amacı Kayseri’de yenilmemekti. İlk yarıda erken gelen golle öne geçen Sarı-Kırmızılılar, bir hayli rahatladı. Orta sahada çok adamla yapılan pres, rakibe boş alan bırakmayınca Erciyesspor zorlandı. Ancak Cenk’in klasına yakışır golü dengeyi değiştirdi ve ilk yarı sonuna kadar ev sahibi etkili oldu. İlk yarının sonlarında Ramazan’ın amatörce gördüğü kırmızı kart Doğan’ın planlarını alt üst etti.İkinci 45 dakikaya Eren ve Serkan Bensol ile başlayan Malatyaspor, dörtlü savunmayla mücadele etti. Kapalı Malatya savunması karşısında Erciyesspor’un bütün atakları adeta duvara çarptı. İleride sadece Cacatau’yu bırakan Sarı-Kırmızılılar’ın amacı, 10 kişiyle skoru korumaktı. Şu bir gerçek ki, ligin en çok gol yiyen takımlarından biri olan Malatya, Ziya Doğan ile daha dirençli ve disiplinli bir ekip olmuş. Zaten ilk etapta da hedef bu olmalıydı. Erciyes için kötümser değilim. Çünkü rakibin defans futbolu karşısında iyi niyetli hücumlar yaptılar ama en büyük eksikleri hiç şut atmamalarıydı. Oysa ki bu tarz futbol oynayan rakiplere karşı uzaktan şutlardan ve dönen toplardan yararlanılması gerekir. Belki de dün kaçırılan 2 puanın en büyük nedeni bu hatalardı.Sonuçta Ziya Doğan Süper Lig’deki ilk golünü ve ilk puanını yine Kayseri’den aldı. Hatırlarsanız Gençlerbirliği’nde Kayserispor’a mağlup olarak istifa etmişti. Bu sefer Malatya ile geldiği Erciyes’ten mutlu ayrıldı.Maçın hakemi Cüneyt Çakır oldukça formsuzdu.
‘’Sözünüz vardı‘’
Şu günlerde Türkiye, Milli Takım’la yatıp, kalkıyor. Anlaşılan Ukrayna galibiyetinin ardından, en az 8 Ekim’deki Arnavutluk maçına kadar da bu böyle sürüp gidecek. Buraya kadar acayip bir durum yok. Bir ülke 2006 Dünya Kupası’na gitmek için mücadele ediyorsa, gündem tabii ki o olur. Ancak bu arada hayatın devam ettiğini ve Türkiye’de futbol liglerinin kızışmaya başladığını da unutmayalım. Ayrıca Futbol Federasyonu, bildiğim kadarıyla sadece Süper Lig’in değil, tüm liglerin de federasyonu. Bugün Bıçakcı federasyonuna, bana gelen şikayet ve sitemler için konumum gereği aracılık yapmak istedim. Çünkü Anadolu’daki takımları çok yakından takip ettiğim için, bu tür soruların cevabını benden almak isteyen bir çok okuyucu var.Bugün iki konu üzerinde Sayın Levent Bıçakcı’ya sorularım olacak. Birincisi İkinci A Kategorisi’nin yani yeni ismiyle LigA’nın naklen yayını konusunda ne yapıldığını benim gibi herkes merak ediyor. Çünkü bu konuda yaprak kıpırdamıyor. TRT’ye sorduğumda, genel müdür olmadığı için bir girişimde bulunamadıklarını öğrendim. İki hafta geride kaldı ve 3. haftaya giriyoruz. Tüm futbol severler sabırsızlıkla televizyon yayınını bekliyor, Sayın Bıçakcı, Süper Lig’e Turkcell ismini verdi ve parasal bir girdi sağladı. Ayrıca Türkiye Kupası maçlarını parasal bir meta yaptı. Bunların hepsi güzel şeyler. Ancak aynı federasyon başkanı, nedense İkinci Lig konusunda biraz duyarsız gibi. Belki de girişimleri var, ama biz bilmiyoruz. Bilgilendirirse seviniriz. Aynı zamanda alacağımız bu bilgileri kamuoyuyla da paylaşırız.O kadar zor değilÜstelik ortada çok ucuza mal edilebilen bir yayıncılık söz konusu. İsterseniz bu konuda bazı bilgileri paylaşalım. Geçen yıl topu topu 2 trilyon gibi komik bir rakamla yayınlandı bu lig. Bunun açılımı 34 haftada 68 naklen yayın demek. Üstelik bu paraların kulüplere ödemesi de 4 taksitle gerçekleşiyor. Turkcell Süper Ligi’nin bir yıllığı 130 milyon dolara satılırkan, bu kadar ucuz bir rakama LigA maçlarının yayınlanması gerçekten düşündürücü. Benim kişisel fikrim, bu lig çok iyi pazarlanabilir ve hem sporseverler maçları izler, hem de kulüpler çok güzel paralar kazanabilir. Geçen yılki rakamı herhangi bir sponsor çok rahat karşılayabilir. Ama benim tahminim bu kadar ucuz olabileceğinin, kimse farkında bile değil. İşte burada görev Sayın Bıçakcı’ya düşüyor. İyi bir pazarlama ile yayın haklarının satışını yapıp, hem kulüpleri sevindirmeli, hem de bu maçları izlemek isteyenleri... Böyle bir girişimin Sayın Bıçakcı’ya iyi de artı puanı olur. Bu konuyu belki bir gelişme olur diye şimdiye kadar beklettik. Ancak artık fazla zaman kalmadı.Özertem’in dikkatineMHK’nın yeni başkanı Ufuk Özertem, tavrıyla, konuşmalarıyla, değişik bir kişilik sergiliyor. En azından daha önceki başkanlarla karşılaştırıldığında daha açık sözlü ve hakemlerimize güven veren bir başkanlık portresi çiziyor. Sayın Özertem göreve geldikten sonra herkesin cesaret edemeyeceği bir uygulamayı devreye soktu. Bu da artık aynı kentin takımına, aynı bölgeden hakem atanmasıydı. Bu teoride çok güzel bir düşünce. Açıkçası herkes ön yargılarından arınmalı ve herkes birbirine güvenmeliydi. Ancak bu Süper Lig gibi çok göz önünde olan bir arenada uygulanabilir. Ama alt liglerde daha şimdiden çatlak sesler gelmeye başladı bile. Çünkü Anadolu’da gerçekten “kurda kuzu teslim etmek” gibi bir durum var. Bölgelerinde dar bir çevrede yaşayan insanların, hakemlik yaptıklarında bulundukları bölge takımına karşı kararlar vermesi biraz zor gözüküyor. Üstelik buna bir de bu hakemlere not veren gözlemcileri ekleyin. Benim düşüncem, bu uygulamanın Süper Lig haricinde devre dışı bırakılması. Eski haliyle atamalar daha iyiydi. Kabullenmek zorundayız ki, biz henüz bu olgunlukta değiliz. Sayın Özertem katılır mı bilmem ama, ben testi kırıldıktan sonra yol gösterenlerden değilim.Sözün özü, hem Bıçakcı’ya, hem de Özertem’e yönelik serzenişlerimi, aynı geminin içindeki birisi ve görevimin gereği olarak yaptım. Bir gazeteci olarak benim görev sorumluluğum buraya kadar, gerisi yetkili makamları ilgilendirir!..
‘’Olmaz böyle şey!‘’
Galiba bazı şeyler umulandan erken başladı. Uşak’taki olaylı maç bu sezon için erken alarm gibi geldi bana. Hiç kimse o haklı, bu haksız demesin. Eğer bir tribünde olay çıkıyorsa ve maç hakem tarafından tatil ediliyorsa, orada yanlış giden birşeyler var demektir. Ben bu hafta çeşitli kentlerde hem kupa, hem de lig maçlarına gittim. Gördüğüm manzara gerçekten tiksindiriciydi. Hemen hemen her maçta tribünler futbol seyretmeye değil, sadece birbirlerine küfür etmeye gelmiş gibiydi. Hem de çok kutsal saydığımız anneler başta olmak üzere, tüm değerlerimize dönük çirkince tezahüratlar... Toplum gittikçe ve hızla çürümeye gidiyor. Gençlik dinamizmini maalesef bu yolla boşaltmaya çalışıyor. Bu gidişe kim dur diyecek. Bakıyorum önümde polis oturuyor ve hemen yanı başında yukarıda bahsettiğim şekilde tezahürat yapılıyor ve hiçbir görevli kılını bile kıpırdatmıyor. Sadece gözlemekle yetiniyor. Ben bu olayı bir emniyet müdürüne bizzat sordum ve aldığım cevap tribünlerin kamerayla izlendiği ve tespitlerin yapıldığı yönündeydi. Açıkçası hiç tatmin olmadım ve de haklı çıktım. Çünkü bu sorum geçen yıldı ve bu sezon daha işin başındayız. Manzara daha da vahim. Şu anda kimse bana olayın sosyolojik boyutuyla ilgili açıklama yapmasın. O problem çok uzun vadeli. Önemli olan kısa vadede bu terör nasıl önlenir? Eğer polis, maç anında elebaşıları hemen toplar, tesirsiz hale getirirse geri kalan da sus-pus olur ve sadece takımını destekler. Bu iş öyle abartıldığı kadar zor değil. Ama bir noktada polise hak veriyorum. O da bu tür müdahalelerde yöneticilerin bu tip insanlara sahip çıkması. Çünkü kulüplerde yöneticilik yapan, iş adamlarının çoğunun bir şekilde siyasi kimlikleri de var. Bir polis müdürünün bazı nüfuzlu kişilerin istemedikleri davranışta bulunması başına çok iş açabilir. Türkiye’nin her kentinde maça giden birisi olarak, bu tespitlerimi gönül rahatlığıyla belirtmek ve sizlerle paylaşmak istedim. Bu konuyu da her platformda görüşlerimin arkasında durarak tartışırım. Gelelim haftanın maçlarına... İlk maçlarında ligin yenileri haftayı 3 puanla kapatmıştı. Ligin ikinci haftasında ise bu defa buruklar. Uşak ve Gaziantep Belediye evinde kaybetti. Orduspor ise, Elazığ ile 2-2 berabere kaldı. Bu haftaya ligin güçlü ekipleri ağırlığını koydu, Gaziantep B.Ş.Bld.-AntalyasporGüneyin iki temsilcisi kozlarını Kamil Ocak’ta paylaştı. Tecrübeli Antalyaspor rakibinin 3 puan gerginliğini iyi kullandı ve deplasmandan zaferle döndü. Hakan Keleş ve Taner ustalıklarını göstererek takımlarını mutlu etti. Yılmaz Vural’ın öğrencileri üst üste iki galibiyetle Antalya’yı yüreklendirdi. Geçtiğimiz sezonlarda lig öncesi verilen büyük sözler, daha ligin başında alınan başarısız sonuçlarla hüzne dönüşürdü. Alınan iki galibiyet bence ileriye dönük umutlar açısından çok çok önemli.Türk Telekom-BursasporTimsahlar Başkent’te zorlanmasına rağmen kazandı. Fizik-kondisyonu güçlü bir rakip karşısında birara direnci kırılan Bursasspor, yine kaliteli oyuncularının meyvesini aldı. Serkan’ın golüyle öne geçen Yeşil-Beyazlılar, beraberlik golünü yedikten sonra açıkçası maçı zora soktu. Ancak iyi takım kötü oynarken de kazanandır. Ve Bursaspor, Fresineanu’nun nefis golüyle bu maçı da lehine çevirip, ikinci haftayı da kayıpsız geçti. Türk Telekom ise bu sezon da herkesin korkulu rüyası olcak anlaşılan.Kocaelispor-SakaryasporKörfezde Sakarya fırtınası esti. Kocaelispor’da işler iyi gitmiyor. Sadi Tekelioğlu sezon başında zor bir göreve soyunduğunu biliyordu, ama içine girdikten sonra işinin çok daha zor olduğunu anlamıştır. Sakaryaspor karşısında bir türlü istediği oyunu kuramayan Kocaelispor ilk golden sonra adeta havlu attı. Ama bütün bunlardan daha önemlisi tribünlerdeki sloganlardı. “Burası İzmit, Trabzon değil” şeklinde yapılan tezahürat, aslında herşeyi anlatıyor. Bir kere bu virüs temizlenmeli. Aksi halde kim gelirse gelsin, borçlu ve sorunlu yapısıyla Kocaeli’de başarılı olması mümkün değil. O nedenle bir konsensus sağlanıp, hedefe yönelmeli Kocaelispor. Çünkü daha ligin başı ve çok şey rahatlıkla telafi edilebilir. Sakaryaspor’da ise gerçekten Süper Lig’deki kadrosundan çok oyuncu gitmesine rağmen yerlerine önemli transferler yapıldığını gördük.Orduspor-ElazığsporCezası nedeniyle seyircisiz oynayan Orduspor, evindeki ilk maçında Elazığspor ile 2-2 berabere kaldı. Mor-Beyazlılar güçlü rakipleri karşısında belki 3 puana yaklaştı ama yakalayamadı. Bu maç şunu gösterdi ki, tribün terörü gelip aslında kendini vuruyor. Orduspor belki seyirciyle oynasaydı 3 puana daha yakın olurdu. Sonuçta evinde kazanamadı ve 2 puan gitti. Elazığ ise en azında bir puan için gittiği Ordu’dan istediğini aldı.Altay-Yozgatsporİzmir’in efesi emin adımlarla yoluna devam ediyor. Siyah-Beyazlılar, yeni oluşan Yozgatspor karşısında favoriydi ve kazandı. Aslında beklenildiği kadar da kolay bir maç olmadı Altay için. Siyah-Beyazlılar için bu maç bir anlamda istikrardı. İki haftada alınan 4 puan işlerin yolunda gittiğini gösteriyor Altay adına. Yozgat ise bu dönemi en az kayıpla atlatma amacında. İzmir’den en azından 1 puan umuyorlardı, elleri boş döndüler.Dardanelspor-SebatsporÇanakkale artık kolay geçilir oldu. Gerçekten Dardanelspor’da neler olduğunu benim gibi herkes merak ediyor. Bir zamanların futbolcu fabrikası, şu sıralar pek de verimli gözükmüyor. İki maçta yenilen 6 gol ve sıfır puanın, kentte büyük bir karamsarlık yarattığı kesin. Çözümü erken bulmazlarsa işleri zor gözüküyor. Sebatspor ise evinde Ordu yenilgisini telafi etti. Trabzon ekibi, 3 puanı 3 golle alıp, büyük moral kazandı.Mardin-Mersin İ.Y.A Kategorisi’nin güçlü ekibi Mardinspor evinde Mersin İdmanyurdu’nu tek golle geçti. Cemal’in erken gelen golü, ev sahibini rahatlattı. Mersin ise ilk haftanın farklı skorunun moraliyle geldiği Mardin’de pek de istediği oyunu tutturamadı.İstanbulspor-İstanbul Bld.İstanbul derbisinde gülen Büyükşehir oldu. Maç öncesi tahminlerde beraberlik öne çıkıyordu. İlk yarı golsüz bitti. İkinci yarı da böyle biter derken, Ünal ve İbrahim skoru belirledi. Büyükşehir açısından bu 3 puan ilk haftanında şokunu silmek açısında çok olumluydu. İstanbulspor ise tecrübeli isimlerine rağmen, sahadan puansız ayrılmak zorunda kaldı.Uşakspor-KarşıyakaUşakspor evindeki ilk maçında yıkıldı. Aslında maçtan çok olayların konuşulduğu karşılaşmada, Karşıyaka üstünlüğünü baştan sona korudu. Kaf Kaf evindeki Gaziantep yenilgisini de aldığı 3 puanla bir nebze olsun sildi. Uşakspor karşısında alınacak bir mağlubiyet Karşıyaka’yı erken bir krize sokabilirdi.Giresuspor’a geçmiş olsunB Kategorisi’ne bu yıl çıkan Giresunspor, Erzurum deplasmanına giderken kaza geçirdi. Neyse ki devrilen otobüsten ölü çıkmaması ve yaralıların da hayati tehlikesi olmaması sevindirciydi. Sakaryaspor kafilesinin Sivas deplasmanına giderken yaşadığı elim kaza, hala hafızalardan silinmedi. Bu mevsim tam yağmur mevsimi. Özellikle kafileleri taşıyan otobüs şoförlerinin daha dikkatli olmasını diliyoruz. Giresunspor’a tekrar geçmiş olsun...