Arama

Popüler aramalar

‘’Yiğido coştu, coşturdu‘’

Diyarbakırspor deplasmanda oynamasına rağmen herşeyin istediği gibi gittiği bir anda gol yedi. İlyas’ın nedenini tribünden anlayamadığımız bir şekilde kırmızı kart görmesi hesapları iyice alt üst etti. Ancak İlyas’ın itirazına neden olan Hasan Özer’in düşürülme pozisyonu fazlasıyla penaltı kokuyordu. Ama İlyas gibi tecrübeli bir oyuncunun profesyonelce davranıp, öfkesini kontrol altına alması gerekirdi. Açıkcası ilk yarıda iki takımın direkten dönen topları ve Anderson’un golü vardı.İkinci 45 dakikada rakibinin 10 kişi kalmasıyla rahatlayan Sivasspor, çok daha etkili ataklar yaptı. Orta alanda isabetli pas oranı yükselince goller de peş peşe gelmeye başladı. Önce Mohammed’in nefis pasıyla Hayrettin skoru 2-0’a taşıdı, ardından Cem Karaca’nın asistinde bu kez Mohammed nefis bir gol attı. Skorun artmasını önlemeye çalışan Dişyarbakırspor, 1 puan umutlarını da kaybedince oyundan düştü. Şimdiye kadar 8 gol atıp 18 puan toplayan Sivasspor, bu maçta taraftarını da gole doyurmuş oldu. Ancak taraftara da bir çift sözüm var. Taşkınlık yaptılar demiyorum ama tiyatro izler gibiydiler. Oysa Türkiye’nin en çok taraftar kitlesine sahip takımlardan biri olan Sivasspor’un rakipler için etkili bir deplasman olması adına tribünlerin de üzerlerine düşeni yapması lazım. Sonuçta Sivasspor ev sahibi olma avantajını kullanıp puan cetvelindeki yerinin hakkını özellikle ikinci yarıdaki oyunuyla verdi. Maçın hakemi Fatih Gökçe, kondisyon olarak iyiydi ama sarı kartları biraz ucuz çıkarttı.

24 Ekim 2005, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rüyadan uyanın‘’

Maça gelince; müthiş bir ilk yarı izledik. Dakikalar 26’yı gösterdiğinde skorboard da 3-0’lık Kayseri galibiyeti vardı. Samsunspor açık oynayıp hücumu düşünüp de yapamayınca Kayserispor gol oldu yağdı. Sağ kanadı Muhammed ve Bülent ile çok iyi kullanan Sarı - Kırmızılılar yan ortalarla sonuca gitti. Ardından Samsun’un Kaies ile gelen golü Kayseri’yi biraz durdurdu. Rodic kendisinin 2. takımının 4. golünü atıp ilk yarıyı bitirdi. Ancak 35 ve 45. dakikalar arasında Samsunspor skoru kapatabilir pozisyonlar yakaladı ama karşılarında Ivankov’u buldular. İkinci yarıya Samsunspor, Celil’in golüyle başladı. Ancak Kayseri panik mi yapar derken Gökhan’ın enfes vuruşu ev sahibi ekibi rahatlattı. Ama maçı bırakmayan konuk ekip savunması kötü gününde olan Kayseri’yi Rafael ile cezalandırdı. Aslında hücumdaki başarıyı, savunmada yapamayan Kayserispor zaman zaman kolay maçı zora soktu diyebiliriz. Maçın ortak özelliği ise iki takımın da orta alanı top ayağındayken iyi, top rakipteyken izleyici olmalarıydı. Sonuçta dün gece maça gelenler çok zevkli ve bol gollü bir doksan dakika seyrettiler. Maçın yıldızı asistleriyle, golüyle ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle Bülent’di. Bir ilginç nokta da 9 golden hiçbirinin ne bir penaltı ve ne bir duran toptan olmamasıydı. Maçın hakemi Tolga Özkalfa formdaydı ve başarılı bir yönetim gösterdi.

23 Ekim 2005, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Orada Neler oluyor!‘’

Bu ligin sonunu gerçekten ben de merak ediyorum. Dünya Kupası hayallerimizin gerçekleşmesi için kamuoyu olarak bir hedefe kilitlendik. Ancak Türkiye liglerinde hakemlerin durumu tam bir facia. Sadece Süper Lig’in bu haftaki hakem performansları yeter de artar bile... Güven’in ayağı kırılıyor, Cüneyt Çakır faul bile vermiyor. Trabzon-Samsun maçında İsmet Arzuman’ın konuk takım aleyhine verdiği penaltıyı cümle alem gördü. Rize-Malatya maçında, asık suratıyla otorite sağlamanın moda olduğu ülkemizin hakemlerinden Cem Papila, Saffet’in düşürülmesinde ne bir penaltı, ne bir sarı kart gösterme zahmetinde bulunmadı. “Bugün İkinci Lig A Kategorisi’ni yazarken, niye Süper Lig hakemlerini örnek gösteriyorsun?” diyebilirsiniz. Benim endişelerim var da ondan. MHK Başkanı Ufuk Özerten’in biraz babacan, biraz da maço tavrından, hakemlerin yanlış algılamalar yaptığına inanıyorum. Tamam korkusuz olsunlar, gördüklerini çalsınlar ama, tahrik etmesinler. Pazar günü Mardinspor-Antalyaspor maçı sonrası gelen bilgiler beni oldukça düşündürdü. Bir kere Mardinspor Başkanı Süleyman Bölünmez’in maç sonrası hakemlere dönük tepkisi dikkatimi çekti. Bildiğim kadarıyla Süleyman Bölünmez, Mardin bağımsız milletvekili... Ve Mardin tribünlerinde en ufak bir olumsuzlukta bir el hareketiyle durdurabilecek otoriteye ve güce sahip. Şimdiye kadar Mardinspor centilmenlik ödülleri almış ve bir çok takıma gösterdikleri misafirperverlikten ötürü teşekkür edilmiş bir kulüp. Son Antalyaspor maçında ne oldu da hakeme bu kadar büyük tepki gösterildi, gerçekten merak ettim. İşte yukarıda saydığım nedenlerden dolayı hakemlerimiz, korkusuzlukla, tahrik unsurunu birbirine karıştırmasınlar. Burada Antalayspor’un analarının ak sütü gibi hak ettikleri galibiyetlerine gölge düşürmek niyetinde değilim. Çünkü hakem hatalarından geçmiş yıllarda en büyük darbeyi yiyen ekiplerden biri de Antalyaspor’dur. Benim derdim, daha ligin ilk yarısı bile olmadan futboldan çok hakemleri konuşmamız. İşi gücü bıraktık, artık her hafta hakemlerle yazıya başlıyoruz. Arkadaşlar lütfen işinizi doğru yapın ve titizlik gösterin. Belki önceki yıllarda yaşadığınız dengesizlikler kimyanızı bozmuştur ama biliniz ki, yaptığınız hataların bedelini kulüpler, futbolcular, teknik direktörler çok ağır ödüyor.Gelelim futbola;Uşakspor-BursasporLider, Ramazan’la birlikte galibiyet orucuna girdi. 6 haftalık 3 puan serisinden sonra, iki haftadır alınan beraberlikler, Bursa’nın ayaklarını yere bastırmıştır. Bu ligde hesap ortalaması iki puan üzerine yapılır. Yani “34 maçta 68 puan toplayan bu işi bitirir” diye hesaplanır. Bursaspor 8 maç oynamış ve 20 puana sahip, hedefin 4 puan önünde. O halde paniğe gerek yok. Ancak yapılması gereken, 6 maç üst üste kazandıktan sonra “Hiç kayıpsız bu ligi kapatırız” havasına girmemek. Bursaspor bütün bu faktörleri gerçekçi bir şekilde değerlendirip, rakiplerinin gücünü küçümsememeli. Çünkü maç oynanmadan kazanılmıyor. Sanırım Elazığspor ve Uşakspor bu gerçeği Bursaspor’a en iyi hatırlatan ekipler oldu. Uşakspor yeni teknik direktörü Turgut Uçar ile birlikte yükselmeyi sürdürüyor. Aşigolar üst üste aldıkları puanlarla orta sıraları yakaladı.Mardinspor-AntalyasporZorlu bir deplasmandı Antalyaspor için. Çünkü Mardinspor için kırılma noktası diyebileceğimiz bir karşılaşmaydı. Ev sahibi ekip yenmesi halinde güçlü bir rakibi devirmenin moraliyle üst sıralara doğru tırmanışa geçmeyi hesaplıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Antalyaspor önce Coşkun ile öne geçti ve oyunun sonlarında ise Taner sahneye çıktı ve skoru ilan etti. Şu bir gerçek ki, Antalyaspor forvet olarak bir çok Süper Lig takımının forvetinden daha iyi. Hoş Yılmaz Vural, “Biz şampiyonluğa oynamıyoruz” dese de, bakmayın siz. Antalyaspor emin adımlarla yoluna devam ediyor. Bursaspor ile olan 5 puan farkı bire indirdiler bile. Açıkçası, Akdeniz ekibi lige ağırlığını fazlasıyla koydu.Dardanelspor-SakaryasporDeplasman takımı Sakaryaspor, Çanakkale’de resmen balık tuttu. Milli takımdan dönen yabancı oyuncularının da yer aldığı karşılaşmada artık herkes, “Bu maç beraber bitti” derken oyuna sonradan giren Kadir 90+3. dakikada takımını zafere taşıdı. Ancak ben gerçekten zor günler yaşayan Dardanelspor karşısında Sakaryaspor’un daha rahat bir galibiyet almasını bekliyordum. Yine de lig maratonunda bu tür sonuçlara alışmak lazım. Ev sahibi ekipte tehlike çanları iyice çalmaya başladı.Altay-Kocaelisporİzmir’de gülen ev sahibi oldu. Altay yeni teknik patronu Levent Eriş ile çıktığı 90 dakikadan, yüzü gülerek sahadan ayrıldı. Kocaelispor karşısında 3-0 öne geçen Altay, son dakikalarda yediği tek gole rağmen haftayı 3 puanla kapattı. Altay bu sonuçla zirve yarışından kopmadığını gösterdi. Kocaelispor ise en azından bir puan beklediği maçta evine eli boş döndü.İstanbulspor-Gaziantep BelediyeBiri tecrübeli, diğeri ise genç iki ekip... İstanbul ve Gaziantep Belediye kozlarını İstanbul’da paylaştı. İstanbulspor genç rakibi karşısında yenik götürdüğü karşılamada ummadığı bir şok yaşamak üzereyken, tecrübeli isimlerle karşılaşmayı kazandı. Sarı-Siyahlılar bu galibiyetle nefes aldı, diyebiliriz. Aksi bir sonucun telafisi güç olurdu. Antep ise iyi oyununu bir türlü puanla süsleyemiyor.Mersin İ.Y.-KarşıyakaÜst üste seri galibiyetlerden sonra Mersin’e 3 puan için giden Karşıyaka frene bastı. Deplasmanda Selahattin ile öne geçen Kaf Kaf’a, Mersin hemen cevap verince, 90 dakikadan 1-1’lik sonuç çıktı.Elazığspor-YozgatsporSon haftalarda yaptığı çıkışla dikkati çeken Elazığspor, evinde zorlanmasına rağmen kazanan taraftı. Yozgat karşısında 10 kişi kalan Gakgoş, aradığı golü oyunun sonlarında bulup bu haftayı da mutlu bitirdi.Sebatspor-İstanbul BelediyeMaç öncesi tahminleri alt üst eden Sebatspor, güçlü rakibi İstanbul Belediye’ye hiç de beklemediği bir yenilgi tattırdı. Sebatspor, gençlik enerjisini skora yansıtırken, konuk İstanbul Belediye rehavetin bedelini ağır ödedi.Orduspor-Türk TelekomOrduspor evinde ilk 3 puanını Türk Telekom karşısında aldı. Belki de Türkiye liglerinin en ağır cezalarından birine uğrayan Orduspor, 4. seyircisiz karşılaşmasında 3-0 gibi net bir skora imza attı. Karadeniz ekibi, tüm dezavantajlarına rağmen, puan cetvelinde üst sıralara doğru tırmanışını devam ettiriyor.

18 Ekim 2005, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Orucu Cire bozdu‘’

Bir ilk yarıya şahit olduk ki, tam anlamıyla uyuttu. Rizespor kendi sahasında yeni teknik direktörü Sakıp Özberk ile ilk maçına çıkıyor; düşündük ki rakibini boğan, kendi sahasına hapseden bir takım izleyeceğiz. Nerede! Zaten çıkan kadroya baktığınızda nasıl gol atacaklarını ben de merak ediyordum. Malatya deplasmanda 3-5-2 oynuyor, Rize de evinde aynı sistem... O halde bu düzen Malatya’nın işine yarardı ve ilk 45 dakika bu paralelde bitti. Akılda kalanlar ilk dakikalarda Toth’un konuk ekip adına kaçırdığı mutlak gol ve Saffet’in fazlasıyla penaltı kokan pozisyonuydu. Bir de Cem Papila’nın ilk yarıyı erken bitirmesiydi (40 saniye kadar)...İkinci yarıya Rizespor hızlı başladı. Anlaşılan maçı böyle kazanamayacaklarını anladılar.Adeta rakip kaleyi topa tutan Karadeniz ekibinin şut bombardımanı savunmadan döndü. Özellikle sağ kanatta Cem Baki ile etkili olan Rize, beklediği golü 72. dakikada buldu. Teknik direktör Sakıp Özberk’in aslında ilk 70 dakika Cire’yi oynatıp bu dakikalardan sonra Saffet’i oyuna sokması gerekirdi. Ancak 70 dakikalık gecikmeden sonra oyuna giren Cire, hemen takımını golle buluşturdu. Malatyaspor Teknik Direktörü Ziya Doğan ise Effa ve Okan Yılmaz gibi hücum silahlarını sahaya sürdü, ancak etkili olamadı. Doğan’ın elindeki bu kötü malzemeyle de bundan fazlasını yapması da beklenemez. Malatya, özgüven yoksunu, inisiyatif kullanamayan oyuncular topluluğu olmuş. Sadece mücadele ettiler. Rizespor’un ise böyle bir galibiyete gecikmiş de olsa çok ihtiyacı vardı ve bunu başarmayı bildi.Maçın hakemi Cem Papila ise eski formundan çok uzaklarda göründü.

17 Ekim 2005, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Timsah mola verdi‘’

Bu hafta ligin zirvesinde lider yine Bursaspor amma... Evet Timsahlar 6 haftayı kayıpsız geçtikten sonra evinde takıldı. İlginç sonuçlara tanık olduk. Ama haftanın yüzü en çok gülen ekibi Antalyaspor’du. Yılmaz Vural’ın öğrencileri Süper Lig yarışında rakiplerinin takıldığı haftada farka giderek taraftarıyla birlikte coştu. Bugün yine hakemlerden bahsetmeden geçemeyeceğim. Maçları nasıl olsa tek tek değerlendireceğiz. Ama Türkiye Ligi’nde en çok eleştirilen kuruluşun üyeleri olarak son zamanlarda fazlasıyla yıpratıldılar. Ben bugün yıpratmak değil ama biraz öğüt biraz da hatırlatıcı olur diye genç arkadaşalra tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Bir kere bunu yeniler için yazdığımı belirteyim. Çünkü eskiler artık tavsiye çizgisini aştıkları için pek faydası olmaz. Bir hakemin öncelikle vereceği her karar çok önemli. Çalınan yanlış bir düdüğün, futbolcunun primini artı takımın puanını ve teknik direktörün kaderini çizdiğini unutulmasın. Bu konuyu biraz daha açayım. Bir hakemin yanlış ve hatalı kararlarıyla kaybedilen bir maçı düşünün. Türkiye gibi bir ülkede ilk önce kimin kellesi gider, malum. Tabii ki teknik direktörün... Bir teknik direktör işsiz kaldı mı ne yapar, hiçbir şey. Çünkü teknik direktör futboldan gelen birisidir ve kolay kolay başka da bir meslek sahibi olma şansı yoktur. İşte bu profilde birinin kaderini çiziyorsunuz, sevgili hakem kardeşlerim. O nedenle düdüklerinizi çok dikkatli çalın. Gördüğünüzü çalın ama vicdanınız rahat olsun. Belki şimdiye kadar işin bu tarafını düşünmemiş olabilirsiniz. Ama bundan sonra lütfen düşünün. Bir de müessese takımlarına karşı daha insaflı olun. Bunu derken, ‘şehir takımlarına vurun’ demiyorum. Ancak ‘aynı düdükleri kent takımı olsa, çalarmıydım’ ya da ‘aynı kararı verebilirmiydim’ diye bir özeleştiri yapmanızı istiyorum. Çünkü son haftalarda bu tür takımlar biraz hakemlerin gadrine uğruyor. Bizler işimizi doğru yapmak zorundayız. Eğer bu sütunlarda taraflı ve kışkırtıcı yazılar yazarsak, doğru bir iş yapmış olmayız. Burada günah keçisi olarak hakemleri suçlamak niyetinde değilim. Açıkcası aynı geminin içindeyiz ve kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Ama size, yani hakemlere ait bu sersenişimi bir örnekle kapatıp kıssadan hisse çıkarmalarını istiyorum. Son FİFA listesi açıklandı. Bazı hakemlerimiz bu listenin dışında kaldı. Ve bunlardan biri olan Metin Aydoğan hakemliği bıraktığını açıkladı. Aydoğan’ın aldığı karara saygılıyız. Ama Aydoğan bu kararı alırken bir meslek güvencesi olduğu ve o rahatlıkla aldığını söylemeliyim. Metin Aydoğan bir tıp doktoruydu ve tercihini yaptı. Ama bir teknik direktörün böyle bir şansı olmadığını hatırlatmak istiyorum. İşte Türkiye’de satır aralarında kaybolan gerçeklerden biri buydu. Ama bu kararı veren MHK, keşke tüm kararlarını da gözden geçirse. Cemal Gemici’yi yine FIFA listesine alması, Ufuk Özerten adına kötü puan. Önceki yıllarda tekrarlanan Fenerbahçe-Rizespor maçının yan hakemi Cemal Gemici’yi hepimiz tanırız. Çünkü Gemici, yine olaylı Fenerbahçe-Konyaspor maçının da yardımcı hakemiydi. Rize maçında Ali Aydın’a ikinci sarı kartı hatırlatmayan Gemici, Aydın’ın hakemliği bırakma kararı almasında bir etkendi. Aynı Gemici bu defa Özgüç Türkalp’in, Anelka’ın golünü vermesinde, bulunduğu açı itibarıyla görevini yapamayan isimdi. Böyle hayati hatalar yapan bir isim, Ufuk Özerten’in FIFA listesinde tutması anlaşılır gibi değil, pes doğrusu...Bursaspor-ElazığsporGakgoş yaptı yapacağını. Ekrem Al geçen yıl Yozgat’ın başındayken Bursa’dan 3 puanla dönmüştü. Aynı Al, bu defa yine Bursa’da, Elazığspor’un başında çıktı ve rakibine ‘dur’ dedi. İlk 30 dakikada iki önemli oyuncusu sakatlanmasına rağmen, oyun disiplininden kopmayan Elazığspor, güçlü rakibi karşısında sahadan bir puanla ayrıldı. Aslında konuk ekip için bu puanın bir başka önemi de, bir anlamda gövde gösterisi yapmasıydı. Gakgoşlar ‘bu yarışta bizde varız’ mesajını verdi. Bursaspor ise belki de ilk defa dişe diş bir rakiple oynadı. Lig akışı içinde bu tür sonuçlara hazırlıklı olmak lazım. Ama bu maçtan Bursaspor iyi bir ders çıkartmalı. Hiç bir zaman erken havaya girmemeli. Bu konuda en titiz kişinin de Bursaspor teknik direktörü Raşit Çetiner olduğunu çok iyi bilenlerdenim.Antalyaspor-DardanelsporHaftanın en kazançlı takımı oldu Antalyaspor. Kırmızı-Beyazlılar, ligin dibindeki rakibi Dardanelspor’a sürpriz yapma şansı tanımadı. Golcülerin sahne aldığı 90 dakikada dolu tribünler Antalyaspor’un Süper Lig yarışında ne denli kararlı olduğunu gösteriyor. Yılmaz Vural’ın sezon başındaki, “Biz iddalı değiliz, işimizi yapıyoruz” şeklindeki demeçlerinin artık pek inandırıcılığı kalmadı. Evet Antalyaspor bizim sezon başında iddia ettiğimiz gibi Süper Lig’in en güçlü adaylarından biri. Bunu ben söylemiyorum geride kalan 7 haftada alınan sonuçlar ve puan cetvelindeki yeri söylüyor. Dardanelspor ise tepetaklak gidiyor. Bu gidişe ‘dur’ diyecek kimselerden pek ses çıkmıyor. Böyle giderse bir zamanlar herkesin imrenerek baktığı yıldız çiftliği, anılarda kalacak gibi.Sakaryaspor-OrdusporSakaryaspor evindeki Türk Telekom beraberliğinde sonra ikinci beraberliğini de Orduspor karşısında aldı. Ev sahibi ekibin siyahi yabancıları milli takımları için gidince, Sakaryaspor’un da kolu kanadı kırılmış. Ne yaptığını bilmeyen bir Sakaryaspor izledik. Allah’tan savunma günündeydi ve kritik pozisyonlarda hiç hata yapmadı. Bence sonuçtan çok, oynanan oyun düşündürücüydü. Orduspor ise bir puan için gitmişti ve istediğini aldı. Fizik kondisyon olarak oldukça iyiydi Karadeniz ekibi. Bence biraz koordinasyon sorunu yaşıyorlar. Ama bu maçta da iyi bir deplasman takımı olduklarını kanıtladılar.Karşıyaka-MardinsporKaf-Kaf üstüste 3. maçını da kazandı ve zirveye yaklaştı. Mardinspor karşısında iki golle 3 puanı kapan İzmir ekibinde, moraller üst düzeyde. Yeni teknik direktörleri Hayrettin Gümüşdağ ile çıktıkları ilk maçı kazanırken goller yine tecrübeli isimlerden geldi. Ancak Karşıyaka adına endişelerimi de dile getirmek istiyorum. Bir takım kötü oynarken kazanması ileriye dönük büyük bir avantaj. Ancak bu kötü oyununun karşılığı her zaman iyi bitmeyebilir. O nedenle Karşıyaka bu avantajını iyi futbolla süslemeli. Çünkü iyi bir çıkış yaptılar ve havaya girerlerse, sezon başındaki hedeflerine emin adımlarla yürürler. Mardinspor ise bal yapmayan arı gibi. Güneydoğu ekibi, belki iyi oynuyor, çok koşuyor ama bir türlü sonuç alamıyor. Özellikle forvetteki etkisizlik Mardinspor’a pahalıya mal oluyor.İstanbul Belediye-Mersin idman YurduEvsahibi ekip favori çıktığı maçta kazanmasını bildi. Hızla üst sıralara tırmanan İstanbul Belediye, Mersin İdman Yurdu karşısında 3 puanı iki golle almasını bildi. Mersin ise deplasmandaki istikrarlı başarısızlığını bu maçta yineledi.Türk Telekom-AltayBaşkentte gerçekten nefesleri kesen bir 90 dakika oynandı. Ev sahibi ekip 9 kişi kalmasına rağmen ve 1-0 yenikken olağanüstü mücadele etti. Altay’ın aslında rakibinin bu zafiyetinden yararlanması gerekirdi. Belki maç öncesi bu sonuç normal görülebilir. Ancak deplasmanda böyle bir avantajı iyi değerlendirmesi gerekirdi Altay’ın. Telekom’u, belki de fark yiyebileceği bir karşılaşmada olağanüstü mücadelesiyle aldığı bir puandan ötürü kutluyorum..Yozgatspor-SebatsporYozgat’ta yine beklenen oldu. İçeride rakiplerine hovardaca davranan Yozgat, Sebat karşısında da sahadan bir puanla ayrıldı. Sebatspor ise genç kadrosuyla evine bir puanın moraliyle döndü.Kocaelispor-İstanbulsporKörfez ekibi, yeni teknik patronu Fuat Yaman ile çıktığı karşılaşmadan buruk ayrıldı. Güçlü rakibi karşısında fırsatları değerlendiremeyen Kocaelispor’un, biran evvel toparlanıp, seri galibiyetlere geçmesi gerekir. İstanbulspor ise ‘deplasmanda alınan bir puan iyidir’ deyip evine döndü.Gaziantep Belediye-UşaksporUşakspor ilk haftaki deplasman galibiyetinden sonra Antep’ten de 3 puanla döndü. Gaziantep Belediye, daha ilk dakikalarda görülen kırmızı kartla adeta yıkıldı. Aslında savunmanın belkemiği Süleyman’ın daha ilk dakikalarda atılması, gerçekten ev sahibi ekip adına büyük bir dezavantajdı. Ve Uşakspor bunu iyi değerlendirdi.

11 Ekim 2005, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Cansız lig!‘’

İkinci Lig A Kategorisi’nde 6 haftayı geride bıraktık. Ama hala naklen yayın konusunda bir gelişme yok. Özellikle adını Federasyon, ‘Lig A’ koydu ama ben protesto etmek için bu maçların naklen yayını gerçekleşene kadar ‘2. Lig A Kategorisi’ olarak tanımlamaya devam edeceğim. Çünkü bu kolaycılıktır, çünkü bu adam savmadır, çünkü bu biraz da insanları kandırmacadır. Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı, ısrarla hiçbir açıklama yapmıyor. Çünkü şu anda seçim yok bu kulüplere ve oylarına ihtiyaç hissetmiyor. Belki kulüplere ihtiyacınız olmayabilir ama kamuoyu desteği bence çok daha önemli. Sayın Bıçakcı işin kolayını bulmuş ve büyük bir maharetle ‘2. lig A Kategorisi’nin adını ‘Lig A’ yaptık. Yaptınız da, ne oldu? Bu federasyonda hiç mi danışman yok. Bence ‘Lig W’ yapsanız daha ilginç olurdu. Hatta herkes “Bu ‘W’ de ne” der, ilgi bile çekilebilirdi. ‘Lig A’ yapıldı da, ne oldu? Sokaktaki adamı ilgilendiren bu maçları izleyebilmek. Yıllardır her cumartesi ve pazar günleri saat 12.00’de televizyon karşısında bir çok futbolsever bu maçları izliyordu. Sonra da ligin diğer maçlarına gidip ‘A Kategorisi’nin yorumunu yapıyorlardı. Ben ısrarla sesimi duyurana kadar yazacağım. Belki Futbol Federasyonu sağıra yatacak ama ben elimden geldiğince beklenti içinde olan kamuoyunun temsilcisi olarak, tek başına da olsa, maçlar yayınlanana kadar yazacağım. Bugün aslında dinlenik ve çokta zindeyim. Ama konular o kadar çok ki, yazarken insan ister istemez hırçınlaşıyor. Aşağı liglerden gelen sesler şimdiden içimi kararmaya başladı. Bitlis Özgüzeldere-Gaski maçı sonrası hastanelik olan futbolcular... Güvenlik güçleri görevlerini yapsın diye yazıyoruz. Ama bunu öncelikle tribünleri kontrol altına alsın diye yazıyoruz. Futbolcular arasındaki itiş kakışı tabii ki güvenlik güçleri önleyecek ama biraz kontrollü, aman dikkat diyorum. Pazar akşamı telefonum çalıyor. Mardin-İstanbul Belediye karşılaşması sonrası arayan Hüsnü Özkara. Konuk ekibin teknik direktörü maçın hakemi Abdullah Yılmaz’dan şikayetçi, “Adeta bizi katletti” diyor. Ordu cephesinde orta hakem Tolga Özkalfa’ya müthiş bir isyan var. “Maçı idare mi etti, yoksa idare ettirildi mi” diye. Ben Yücel İldiz’i yıllardır tanırım. İlk defa bir hakem tarafından saha dışına atıldığını duydum. Üstelik maç seyircisiz oynanıyor, Orduspor’un cezası nedeniyle. Haftalardır kızakta olan bir hakem, böyle kritik bir 90 dakikada daha dikkatli olmalı. Öte yandan evinde Bursaspor’a yenilen Gaziantep Belediye, puanlarının gasp edildiğini söylüyor. Özellikle Bursaspor Başkanı Levent Kızıl’ın lobisinin güçlü olması nedeniyle, takımlar ve hakemler üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu, ortak bir söylem olarak çok duymaya başladık. Tabii ki bütün bunlar her sezon söylenecek. Antalyalılar da bana “Antalya’yı da kaç kere doğradılar biliyor musunuz” diye sersenişte bulunacak. Bunların hepsinin doğru ve haklı olduğunu düşünelim. Ama bu lig devam edecek ve her yıl olduğu gibi 3 takım çıkacak, 3 takım da düşecek. Bu noktada taraftar, yönetim ve futbolcular işlerine baksın. Nizami ölçülerde protestolarını yapsınlar ve iletişim vasıtalarını seviyeli bir şekilde kullansınlar. Burada iş MHK ve Federasyon’a düşüyor. Tehdit ve para cezalarıyla bu işi önlemeye kalkmasınlar. Biraz sevecen olsunlar ve rasyonel önlemler alsınlar. Bugün MHK başkanı, eski dönemin alışkanlıklarını atamayan hakemlerle ligi götürmeye çalışıyor. Bu hakemlerin çoğu Bülent Yavuz döneminin ürünleri. Bir çoğu bazı alışkanlıklarından kurtulmaya çalışılıyor, ancak refleksle yanlışa düşüyorlar. Bu konuda Ufuk Özerten’in bayağı bir çalışma yapması ve hakemleri iyi bir eğitimden geçirmesi gerek. Çünkü Süper Lig’de bile, bir çok isim, eski dönemde haketmedikleri yerlere geldi. Bu nedenle Özerten’in herkese gerçek değerlerini vermesini bekliyorum.Gaziantep Belediye-BursasporBursaspor doludizgin yoluna devam ediyor. Taraftarıyla, yönetimyle, medyasıyla adeta bütünleşmiş olarak 6 haftayı da kayıpsız geçti. Belki de yıllardır özlediği bir tablo 2. Lig’de gerçekleşti, Bursaspor adına. Her zaman söylüyorum; “Bir müsibet bin nasihatten iyidir” diye. Timsahlar 2. Lig’e düştüklerinde çok üzüldüler ama bazı gerçekleri de daha iyi anladılar. Herşeyden evvel Türkiye’nin en zengin kentlerinden biri olan Bursa’nın, her yıl küme düşme mücadelesi içinde olmasının nedenlerini buldular 2. Lig’de. Gaziantep deplasmanında yenik duruma düşmelerine rağmen, tecrübeleri ve usta ayaklarıyla kritik bir 90 dakikayı daha mutlu bitirip, evlerine döndü Yeşil-beyazlılar. Futbol öyle bir oyun ki, sadece iyi oynamak yetmiyor. Sanırım Gaziantep Belediye için bu söz en doğrusu... Genç ve yetenekli kadro ilk yılında iyi işler yapıyor ama acemice puanlar kaybediyor. Herşeye rağmen bana göre ilk 6 haftalık performansları konusunda iyimserim.Orduspor-AntalyasporYılmaz Vural’ın öğrencileri 2-0 öne gçtikleri bir maçtan beraberlikle ayrılmanın üzüntüsünü yaşadı. Ev sahibi ekibin cezası nedeniyle seyircisiz oynanan karşılaşma, Antalyaspor için bir avantajdı. Ama şu bir gerçek ki, Süper Lig’e giden yolda prensip şu olmalı: İçerde kazanacak, dışarıda yenilmeyeceksin... O nedenle Antalyaspor için alınana iyi puan olarak bakabiliriz. Orduspor ise evinde bir türlü 3 puanla tanışamadı. Mor-Beyazlılar gol yollarında biraz becerikli olsalar, sanırım 3 puana çok rahat kavuşur.Altay-Sakaryasporİzmir’de beklenen oldu. Maç öncesi tahminimiz bu karşılaşmadan beraberlik çıkmaz yönündeydi. Ama tam yanıldım diyordum ki, Altay”ın son dakika golü geldi. Aslında bu iddiamın sebebi Altay’ın içeride, Sakarya’nın da dışarıda iyi oynamasıydı. İki takım da, zirveyi hedeflediğine göre; maça 3 puan için çıkmaları normaldi. Ve kazanan İzmir ekibi Altay oldu. Sakarya ise bu sezon ilk yenilgisiyle tanıştı.İstanbulspor-Türk TelekomSessiz sedasız iki takımın maçıydı. İki ekip de seyirciye hasretti. Bu sessizliği Boliç’in iki golü bozdu. İstanbulspor, Kupa’daki Tarsus şoku ve Sakarya deplasmanında alınan yenilginin acısını, Türk Telekom’dan çıkarttıve lige döndü.Dardanelspor-KarşıyakaSıkıntılar içinde boğuşan Dardanelspor, evinde yine boynu büküktü. Teknik direktör arayışları içindeki Karşıyaka, usta ayağı Selahattin ile güldü. Bu maç sonrası Dardanelspor teknik direktörü Hayrettin Gümüşdağ’ın, Karşıyaka ile anlaştığını öğrendik. Gümüşdağı tanırım, işini seven ve çalışkan bir teknik adamdır. Ancak şekil olarak bu kararını beğenmedim. ‘İyi eğitimli bir teknik adam’ olarak kamuoyuna bu kararın yansıması, pek hoş olmadı. Tahmin ediyorum ki, bu kararı verirken bir çok haklı nedenleri olabilir. Yine de rakibi olacak bir takıma giderken, daha hassas olmalıydı. Ancak bu yazımı çıkan haberlere göre yazıyorum. Sevgili Gümüşdağ’ın bu konuda her zaman cevap hakkı saklıdır.Sebatspor-ElazığsporGakgoş seriye devam etmek için gittiği Akçaabat’ta gaz kesti. Elazığspor öne geçmesine rağmen galibiyeti koruyamayınca, “En azından deplasmanda bir puan iyidir” deyip, sonucu sineye çekti. Oysa kazansa, iki takımı birden altına alıp daha da moral kazancaktı, ama olmadı. Sebat ise cezalılar ve sakatlıklar dolayısıyla oldukça eksik kadrosuna rağmen, evinde bir puana razı oldu.Mardinspor-ElazığsporMardin nihayet kazandı. Güneydoğu ekibi güçlü rakibi karşısında zorlanmasına rağmen Oktay ve Cem’in sayılarıyla 3 puana ulaştı. Ev sahibi ekip için gerçekten kritik bir maçtı. Beraberlik bile krize neden olabilirdi, Mardinspor için. İstanbul Belediye ise iki hafta üst üste kazandıktan sonra kaybetmenin burukluğunu yaşadı.Mersin İ.Y.-YozgatsporEvinde kazanmaya alışkın Mersin İdman Yurdu, bu defa kazanamadı. Aslında bu fırsatı yakalayan ev sahibi ekip, penaltı atışını Cemal’in ayağından dışarı atınca, belki de 3 puandan oldu. Yozgatspor ise bu ligin sürpriz ekiplerinden. Önceki haftaki Mardin galibiyetinden sonra dışardan da puan getirerek toparlandığını gösterdi.Uşakspor-KocaelisporAlt sıralardan kurtulmaya çalışan Uşakspor, evinde bir puana razı oldu. Kocaelispor için bu maç 3 puan demekti. Hesaplar galibiyet üzerindeydi ama tutmadı ve her iki takım da sahadan birer puanla, biraz da buruk ayrıldı diyebiliriz.

04 Ekim 2005, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Evde tek başına!‘’

Bursaspor-A.sebatsporTimsahlar tek kayıpsız takım olarak liderliğini sürdürüyor. Yeşil-Beyazlı ekibin teknik direktörü Raşit Çetiner’in hedefi ilk 5 maçta 5 galibiyetti. Çetiner’in planı tuttu. Aslında maç öncesi çıkan olaylar nedeniyle karşılaşmanın bir saat geç başlaması, takımların kimyasını mutlaka bozmuştur. Bursaspor ikinci yarıdaki etkili oyunuyla genç rakibini devirdi. Goller yine muhteşem ikiliden geldi. Anlaşılan Bursaspor, bu sezon Yunus-Eser ikilisiyle coşacak. Gerçekten birbiriyle çok iyi anlaşan iki oyuncu, hem takımı rahatlatıyor, hem de diğer oyuncuların performansına da olumlu katkı yapıyorlar. Timsahlar, Süper Lig için çıktıkları uzun yürüyüşte şimdiden geri sayıma başladı.Sakaryaspor-İstanbulsporLige evinde Telekom beraberliği ile başladıktan sonraki üst üste 4 maçını da kazanan Sakaryaspor, lider Bursasspor’u yakın takibe aldı. Yeşil-Siyahlılar, tecrübeli rakibi İstanbulspor’u M’Bayo’nun yıldızlaştığı karşılaşmada evine puansız yolladı. Aslında pek de mevkii olarak uygun görmediğim bu pozisyonda M’Bayo hocasını haklı çıkartırken, bizi de mahçup edecek bu başarılı performansıyla. Aslında futbolcusuyla bir hafta boyunca haşır neşir olan teknik direktör... Demek ki, Hikmet Sevim bu konuda bir şeyler gördü ki, M’Bayo’yu bu alanda oynatıyor. Belki de siyahi oyuncu Türkiye’de uzun süredir oynamasına rağmen yıldızlaşamamıştı. Sakaryaspor hem başarıya koşarken, hem de bir yıldızı keşfetmenin gururunu yaşayabilir. İstanbulspor ise hafta arası Tarsus İdmanyurdu ile oynadıkları Türkiye Kupası maçında, sanki bu yenilginin sinyallerini vermişti. Bunu elendikleri için söylemiyorum, çünkü Boğalar, o maçta kötü bir futbol sergilediler.Antalyaspor-AltayÖnceki hafta İstanbul’dan puansız dönen Antalyaspor, Altay’a patladı. İlk yarı soyunma odasına yenik giren Akdeniz ekibi, ikinci yarı Coşkun ile coştu. Tecrübeli forvet 3 gole birden imza atarken, Altay’ın da fiyakasını bozdu. Bu galibiyet Antalya açısından önemliydi, ama Altay gibi çıkış yapan ve zirveye göz koyan bir takımı yenmek açısından daha da önemliydi. Üstelik Altay, hafta içi Ankaraspor’u farklı bir skorla yenip, kupadan elerken bir anlamda da Antalyaspor’a gözdağı vermişti. Ama futbol günlük bir oyun ve 90 dakika olduğunu unutmayacaksın. İzmir ekibi öne geçmesine rağmen bu avantajını koruyamadı ve farklı bir yenilgi aldı. Antalyaspor bu maçta hem 3 puan, hem de moral alarak, taraftarını mutlu etti.İstanbul Belediye-Dardanelsporİstanbul’daki 90 dakikada favori olan kazandı. Maç öncesi herkesin kafasında ‘Acaba Dardanel bir sürpriz yapar mı?’ diye bir düşünce vardı. Ama bu sürpriz olmadı ve beklenen oldu. İstanbul Büyükşehir’in tecrübeli ayağı Erol’un(2) ve bir başka usta Ünal’ın sayılarıyla maçı kazasız geçti. Evinde bir türlü istediği sonuçları alamayan İstanbul Büyükşehir, önceki haftaki Ordu deplasmanında alınan 3 puanın üzerine aldığı bu galibeyetle, 4. sıraya yükselmeyi başardı. Dardanelspor ise her geçen hafta sıradan bir takım olma yolunda. Eldeki yetenekli kadronun bu kadar verimsiz olması düşündürücü. Bunun sebeplerini araştırmak ve bulmak da Dardnelspor yönetiminin işi olsa gerek.Elazığspor-Mersin İdmanyurduMardin’i deplasmanda yenip çıkışa geçen Elazığspor, bu hafta da evinde Mersin İdmanyurdu’nu ağırladı. Geçen yıl Mersin’e bir türlü şansı tutmayan Gakgoşlar, açığa vurmasalar da bu maçtan çekiniyorlardı. Ancak ev sahibi ekip, yönetim boşluğuna rağmen kazanmaları gereken 90 dakikadan gülerek ayrıldı. Eğer taşlar yerli yerine oturtulursa ve güçlü bir yönetim oluşursa, taraftarın ve kentin de desteğiyle Elazığspor, Süper Lig yarışının en güçlü adayları arasına girer. Mersin İdmanyurdu ise tam bir iç saha takımı görünümünde. Güney ekibi dışarıda silik ve teslimiyetçi bir futbolla kolay lokma olmaya devam ediyor.Karşıyaka-Ordusporİzmir’de tek gollü bir galibiyet vardı ve kazanan ev sahibi oldu. Karşıyaka çok ihtiyaç duyduğu 3 puanı karşılaşmanın sonlarında tecrübeli Selahattin ile buldu. Lige istediği gibi başlayamayan İzmir ekibi, son maçlarda aldığı başarılı sonuçlarla umutlarını sürdürdü. Belki futbol olarak doyurucu olmasa da, sonuç olarak taraftarını tatmin eden Karşıyaka’da işler şimdilik iyi gidiyor. Ancak iyi sonuçları iyi futbolla süsleyip istikrar yakalanırsa, İzmir ekibi zirveyi daha rahat zorlar. Orduspor ise bu sezon iki deplasmandan kayıpsız dönmüştü. Ancak İzmir’de bol pozisyon bulmalarına rağmen sıfır çekince Ordu’ya üzgün döndü.Kocaelispor-Gaziantep BelediyeKörfez ekibi siftah yaptı. Yeşil-Siyahlılar ilk yarısı golsüz berabere biten karşılaşmanın ikinci yarısında galibiyete ulaştı. Taraftarın teknik direktör Sadi Tekelioğlu aleyhine yaptığı olumsuz tezahürata rağmen bozulmayan ev sahibi ekip, kazanmasını bildi. Burada taraftara da bir çift sözüm olacak. Kocaelispor, maçlarına yıllardır gidiyorum ve kim teknik direktör olursa olsun istenmiyor. Peki çare ne? Sorun bence teknik adamda değil kulüpte. Önce kulüp ve yönetim işlerini iyi yapacak ve ondan sonrada teknik adamı eleştirilecek. Gerçekten de başarısızlıkta belki de en son suçu olan bir kişiyi günah keçisi ilan etmek bence kolaycılık ve ucuz bir davranış. Gaziantep Belediye ise deplasmanlarda bir türlü istediği havayı bulamıyor. Evindeki iyi oyununu dış sahaya da yansıtırsa rahat bir sezon yaşar Güney ekibi.Türk Telekom-UşaksporBaşkent’te gülen Türk Telekom’du. Deplasmanda oynayan Uşakspor’un bir puan hesapları 89 dakika tuttu. Ancak 90. dakikanın uzatmasında Serdar, takımını güldüren, Uşakspor’u yıkan golü attı. Ev sahibi ekip bu sonuçla bu sezon ilk 3 puanıyla tanıştı. Uşakspor ise ilk maçta aldığı galibiyetten sonra puana hasret.Yozgatspor-MardinsporEvinde bir türlü istediği sonuçları alamayan Yozgatspor, bu defa kazandı. Mardinspor karşısında avantajını kullanan Kırmızı-Siyahlılar, gerçekten zorlu bir maçı mutlu bitirip en azında iç saha sendromunu da bir nebze olsun yendi. Mardinspor ise inanılmaz bir hayal kırkılığı yaşıyor. Güneydoğu ekibi, önemli ve çok sayıda transfer yapmasına rağmen, bir türlü istediği sonuçları alamıyor. Yozgat’tan hiç de ummadıkları bir sonuçla döndüler. Eğer bu düşüş böyle sürerse çabalar kısa zamanda boşa gidecek gibi. O yüzden bir an evvel toparlanmaları gerek, yoksa tren kaçacak.

27 Eylül 2005, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zor günler‘’

‘Teknik direktör Metin Yıldız, kalacak mı gidecek mi?’ tartışmaları arasında sahaya çıkan ilk onbir, Konya karşısında ilk yarı istekliydi ama etkisizdi. Ev sahibi ilk dakikalarda gole yaklaştı ama birden oyundan düştü. Kalabalık Konya orta alanı önce Rize’yi durdurdu, sonra da hücumu düşündü. Az da olsa gelişen ataklardan birinde biraz Konya’nın şansı, biraz da Rize’nin talihsizliği neticesinde konuk gol buldu, ilk yarı bu skorla tamamlandı. Rize’nin bana göre en büyük eksiği hücumda çoğalamaması ve pas isabetindeki başarısızlık. Ayrıca böyle ıslak zeminde en azından bolca şut denemesi de yapılabilirdi. Konyaspor ise alanı daraltarak rakibi hataya zorladı ama biraz da hızlı hücumu düşünse daha tehlikeli olabilirdi.İkinci yarıda Rize tüm kozlarını kullandı. 3-4-3’e dönen ev sahibi ekip, Konya kalesini adeta bombardımana tuttu. Fakat karşısında etten bir duvar buldu. Konyaspor ise bu yarıda ilk devrede yapmadığı kontratakları yaptı ama inanarak değil. Üstelik Serhat’ın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan rakibinin zaafını daha iyi değerlendirebilirlerdi. Ancak Rizespor 11 kişiyle yapamadığını 10 kişişle yaptı ve Cire ile eşitliği sağladı. Bence bu şartlarda bu 1 puan iyidir.Maçın hakemi Serdar Tatlı, ev sahibi ekibin hoşgörüsünü fazlasıyla zorladı, hatta abarttı. Rize’nin sayılmayan golü de tribünden tartışılabilir bir pozisyonmuş gibi göründü.

26 Eylül 2005, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI