‘’Zor dostum zor‘’
Bolu mu, Karşıyaka mı? Altay mı, Kasımpaşa mı ? Bu sorunun yanıtı bugün belli olacak. Ankara Yenikent ASAŞ Stadı’nda kozlarını paylaşacak Play-Off ekiplerinde heyecan had safhada. Gerçektende 4 takımın da gözü Süper Lig’de, ama kim çıkar kim çıkamaz sorusunun cevabını bulmakta zor bana göre... Önce bir eleştiriyle başlayalım. TFF böyle bir organizasyonu böyle bir tarihe koydu. Sormak gerek. Belki ilk gün oynanacak yarı final maçları için biraz gözardı edebiliriz. Ama Süper Lig’de 8 karşılaşmanın aynı saatte oynanacağı pazar günü, Play-Off finalinin de aynı saate konması büyük bir hata. Geçen yıl İstanbul’da oynanan Play-Off maçlarını göz önüne getirin, herkesin tadı damağında kalmıştı. İnönü Stadı’ndaki Eskişehir-Bolu finali Süper Lig ekiplerini kıskandıracak düzeydeydi. Ama bu sezon final maçınnın yerine ve tarihine baktığımızda büyük bir hayalkırıklığı yaşadım.
Gelelim maçlara ve takımlarımızın durumlarına... Tek tek ele alırsak önce 3. Boluspor’dan başlayalım. Yarenler ofansif güçleri ve kadro zenginliği açısından iyi bir takım. Devre arasını en iyi geçiren ve nokta transferlerle güçlenen bir ekip. Finallerde bütün oyuncularından yararlanma şansına sahipler. Bana göre en büyük zaafları takım savunması. Rakip hücumlarda kırılgan bir yapıya sahipler.
Boluspor’un rakibi Karşıyaka ise enerji deposu. 90 değil 180 dakikaya ayarlı bir ekip. Toplu halde savunma yapıyorlar, toplu halde de hücum... Gol attılar mı bunu çok iyi koruyabilen bir ekip. Ancak hücum güçlerinde oyun anlayışları gereği tek forvet oynuyorlar ve orta alandaki sürpriz isimlerle gol arıyorlar.
Kasımpaşa bu 4 takım içinde en hazır ve en formda olan ekip... Tecrübeliler ve orta sahaları çok kaliteli. Ancak son vuruşlarda ki beceriksizlikleri, belki de onların ilk iki şansını bitirdi. 4-2-4 oynayabilicek tek ekip ve bu özellik final maçları oynayan bir takım için büyük artı.
Altay ise son yıllardaki 3. Play-Off finaline geldi. Sakatlar iyileşti ve moralliler. Tek sıkıntıları; daha önceki finallerdeki trajik kaybedişlerinin verdiği psikolojik baskı. Tiago gibi bir kozları sezonu kapadı, fakat ellerinde Şehmus gibi final maçlarını çok iyi oynayan bir forvet var.
Sözün özü futbol sonuç oyunu, iyi oynayan kazansın denir, ama futbol iyi oynamadan da kazanılan bir branş. O nedenle herkese bol şans diliyorum...
‘’Çok güzel oldu‘’
Tünelin ucu filan kalmadı... Koskoca bir sezonu geride bıraktık. Dile kolay, tam 34 hafta bitti. Kimileri üzüldü, kimileri sevindi. Ama her şey daha bitmedi. Unutmayalım bir takım daha Süper Lig vizesi almak için sırada bekliyor. Başkent’teki Play-Off maçları sonunda 4 takımdan sadece birisi Süper Lige çıkan 3. takım olma hakkını kazanacak. Manisaspor ligi şampiyon olarak tamamlarken, Diyarbakırspor da Süper Lig’e doğrudan çıkmanın mutluluğunu yaşadı.
***
Üst taraf böyle de aşağılarda neler oldu. Öyle bir son hafta yaşadık ki herhalde kolay kolay unutulmaz. Malatyaspor’un 33. haftada küme düşmesinden sonra alt sıralardan iki takım lige veda edecekti. Bu iki takım Güngören Belediyespor ve Sakaryaspor oldu. İlk yarının başarılı ekibi, ikinci yarı kayıplarıyla lige elveda diyen Güngören’di. Bu performansın tam tersini çizen Sakaryaspor da son maçta kazandı ama ikili averajla bir alt lige düştü. Oysa ligin ilk yarısında sadece 9 puan alan Tatangalar, Bank Asya’nın ikinci perdesinde 30 puan toplamasına rağmen lazım olan bir fazla puanı alamayınaca kaderine razı oldu. Aslında Sakaryaspor içeride kaybettiği Çaykur Rize ve dışarıda yenildiği Altay maçlarının kurbanıydı. Bu iki karşılaşmadan sadece bir puan çıkartabilseydi, bugün Adapazarı’nda hüznün yerine coşku olcaktı. Ama her şeyde bir hayır vardır. Malatyaspor ve Sakaryaspor gibi köklü ve Türk futboluna sembol olmuş camialar bu yaşananlardan önemli dersler çıkartıp, tekrar eski parlak günlerine dönebilirler. Yeter ki doğru teşhisler ve doğru tedaviler yapılsın.
***
Bank Asya 1. Lig’de son haftanın maçları için fazla konuşulacak bir şey yok. Play-Off’a kalan takımların akılları finalllerde olduğu için fazla sıkmadılar. Hepsi herhangi bir sakatlık ve cezaya karşı rölanti bir futbol ve yedek ağırlıklı kadrolarla mücadele ettiler. 15 Mayıs Cuma Ankara’da Yenikent ASAŞ Stadı’nda iki maç üst üste oynanacak. Statü gereği 3. ile 6., 4. ile 5. kozlarını paylaşacak. İlk maç Boluspor ile Karşıyaka arasında... İkinci karşılaşma ise 2006’da unutulmaz finalin kahramanları Kasımpaşa ve Altay arasında yapılacak. Pazar günü ise final müsabakasında Süper Lig’e çıkacak 3. takım belli oluyor. Haydi hayırlısı diyelim ve Play-Off’ta mücadele edecek 4
takıma da başarılar dileyelim...
‘’Şimdi destek zamanı‘’
1 Sivasspor, iki yenilgi sonrası ülkemizdeki linç kültüründen nasibini aldı. Umutsuzluğa yer yok. Kırmızı-Beyazlılar’ın önceki gün başına geleni, yarın rakipleri de yaşayabilir
Tabi ki moralleri bozdu. Ancak bir başka faktör var. O da, Sivasspor’un sezon başından beri aldığı yenilgilerin ardından ayağa kalkması... Bu mağlubiyetlerin ligin sonlarına rastlaması, kafalarda ister istemez soru işaretleri bıraktı. Ancak camidaki genel kanı şu: “Bizim başımıza gelen rakiplerimizin de başına gelebilir. Umutsuzluğa gerek yok.” Bir anlamda kendilerini böyle teselli ediyorlar.
2 Futbolcular şampiyonluk baskısının altında mı kaldı? Özellikle Belediye maçından sonra kaptan Mehmet Yıldız başta olmak üzere diğer futbolcuların agresif tutumu, takımın stresi kaldıramadığının göstergesi mi
Aslında Sivasspor agresif değildi. Agresif görüntü sadece maç sonundaydı. Bunu 90 dakika sonrasında konuştuğumuz İstanbul Belediye Teknik Direktörü Abdullah Avcı da teyit etti ve “Sivasspor oyun içinde hiç bir zaman sertliğe ve agresifliğe başvurmadı” dedi. Sivas, 2-0 yenik duruma düşmenin çaresizliği ve şoku içindeydi. Tabi kolay görünen fikstürün bir anlamda terse dönmesi, ister istemez tribünlerin, futbolcuların ve teknik heyetin kimyasını bozdu. Bugün Sivas’ta iç sahada yenilmemiş bir takımın maç sonrası görüntüleri, başka yerlerde karşımıza çıkan durumlar. Hoşgörüyle bakmak lazım.
3 Büyük eleştiri alan Başkan Mecnun Odyakmaz ve teknik direktör Bülent Uygun’un geçtiğimiz haftalarda sarfettikleri çarpıcı sözler, takımı olumsuz etkilemiş olabilir mi
Sivasspor gerçeğini iyi analiz etmek lazım. Saha içi mücadelesinin şampiyonlukta yeterli olmayacağını herkes bilmeli. Nasıl ki, futbolcuların form durumları, maç performansları zaman zaman değişiyorsa, ligin bu döneminde bu yükü omuzlamış ve sorumluluğu almış kişiler olarak Mecnun Odyakmaz ve Bülent Uygun’un da hata yapma hakkı var. Çok konuşmak belki itici gelebilir, ama Sivasspor’a geldikleri dönemden beri, görev sürelerine baktığınızda, özellikle Başkan’ın çok az konuştuğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Uygun’un ise kendisini bir teknik direktör değil Sivasspor’un CEO’su gibi davranmak zorunda hissettiğini görüyoruz. Bunun sebebi, uzun yıllar alt liglerde mücadele eden ve bu başarıları biraz şaşkınlıkla izleyen rüya alemindeki camiaya karşı sorumluluk almasıdır. Ne kadar izole ederseniz edin, takıma az da olsa olumsuz etkisi olmuştur.
4Üst üste alınan yenilgiler, evinde namağlup unvanının son bulması ve başarılı istatistiklerin son bulduğu Sivas’ta çöküş sürer mi? Gelecek sezon için nasıl bir planlama yapılır
Bütün bu olumsuzluklara farzedelim ki kalan üç maçın da kaybedilmesi gibi en karamsar tablo eklendi. Bunların gelecek yılın kadrosunda belirleyici olmayacağını söyleyebilirim. Ülkemizde linç kültüründen nasibini, Sivas da iki yenilgi sonrası alıyor. Gelecek yılların yapılandırması için hazırlıklılar. Kadro yapılaşması, tesis, stadın restoresi, yeni stat projesi.. Uzun vadeli yapılanma içindeler. Takım kurgusunda da sirkülasyon olacaktır. Bazı isimlerle yollar ayrılabilir. Sürpriz isimler de yollarına devam edecektir, bu sezon sonuç ne olursa olsun...
‘’Kolaydı, artık zor!‘’
Sivasspor, 4 Eylül Stadı’nda en son yenilgisini, geçen yıl mayıs ayında Galatasaray’a karşı almıştı. Dün öyle bir ilk yarı izledik ki, kim içeride, kim deplasmanda oynadı, anlayamadık. Hücum ağırlıklı bir 11 ile sahaya çıkan Abdullah Avcı, kadrosunda ufak-tefek de olsa sürprizler yapmıştı. Ancak gözden kaçan ilk yarıda çok etkili olan Gökhan Kaba’ydı.
Çabuk ve skorer oyuncular kenarda otururken, bu sezonda golü bile bulunmayan Gökhan Kaba adeta Sivas deplasmanında gürledi. 45 dakikada, 2 gol atan İstanbul Belediye iki de net pozisyonu değerlendiremeyen taraftı. Ev sahibi ise bu bölümde ne yaptı diye sorarsınız, cevabı kocaman bir hiç olur. İlk 20 dakikada yedikleri iki gol Yiğidolar’ı şok etti. Sivasspor’un orta alanı yok sayan anlayış ile geriden uzun toplarla şuursuzca yüklenmesi onlar adına olumlu sonuç vermedi. İkinci yarıda orta alanı güçlendirip, yenilginin altından kalkmak isteyen ev sahibi ceza sahası içinde akıl almaz goller kaçırınca bunu başaramadı. Uzun boylu Belediye savunması zorlansa da az hatayla skoru korudu. Yiğido bir anlamda ayağına kadar gelen şampiyonluk fırsatından uzaklaşmaya başladı. Sezonun büyük bölümünde önde götüren Kırmızı-Beyazlılar, şimdi geriye düştü. Henüz yitirilmiş birşey yok. Ancak arka arkaya yaşanan iki yenilginin getireceği psikolojik çöküntünün kalan maçlara etkisi ne olur, bilinmez.
‘’Ligin şakası yok‘’
Sivasspor Türkcell Süper Lig’de son 360 dakikasına çıkıyor. Yiğidolar şampiyonluğa dört maç kala artık kaza ve kayıp yaşamak istemiyor. Kağıt üzerinde kolay denilen fikstür, bazen çok zor da olabilir, hatta bunu birebir maçlar için de diyebiliriz. Bunu geçtiğimiz haftaki Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde gördük. Beşiktaş, İnönü’de bundan daha uygun bir Fenerbahçe yakalayamazdı. Ama sonuç ortada. Hem futbol olarak hem skor olarak ezeli rakiplerine yenildi Kara Kartallar. Keza geçen hafta Sivasspor için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Gaziantepspor gibi ligde kalmayı garantilemiş bir rakip önünde Yiğidolar için herkes, ‘eli boş dönmez’ diyordu. Ama kaybettiler. Kısaca hiç bir maç oynanmadan kazanılmıyor.
Lider bu hafta İstanbul B.B. ile evinde oynayacak. Sahasında bu sezon hiç kaybetmeyen Sivas, karşısında puan cetvelindeki yeriyle ters orantılı bir rakip bulursa, sürpriz olmaz. Çünkü bugüne kadar Sivasspor için çok şey yazıldı, söylendi. Özellikle ikinci yarıdaki performansları eleştiri konusu oldu. Biz de bu hafta biraz rakip tarafından bakalım dedik bu karşılaşmaya...
Küme düşme hattında olan ve bu duyguyu çok yakından hisseden bir takım İstanbul Büyükşehir Belediyespor. Sezon başı hedeflerine göre hayal kırıklığı içindeler. Ama yönetimiyle, teknik direktörüyle, futbolcusuyla Süper Lig’e veda etmeyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Üstelik İstanbul ekibi bu tür üst düzey maçları iyi oynayabiliyor. Bunun örneklerini üç büyüklerle yaptığı mücadelelerden herkes iyi hatırlar. İbrahim Akın gibi, uzun süren sakatlık döneminden çıktıktan sonra takıma giren, çok etkili golcü oyuncuya dikkat diyorum.
Açıkçası evinde herkesin favorisi olan Sivasspor, cezası biten İbrahim Dağaşanlı kadrosuyla Gaziantepspor maçından ders almış olarak, temkinli ve akıllı olmak zorunda.
‘’Hoşgeldiniz‘’
Hoşgeldin Manisaspor... Hoş geldin Diyarbakırspor... Önümüzdeki sezon Süper Lig’in iki yeni takımı 33. hafta sonunda belli oldu. 33. haftada Bank Asya 1. Lig’de Play-Off oynayacak ekipler de kesinleşti. Bu 4 takım belli. Son hafta maçlarından sonra kimin kimle oynayacağı belli olacak. Açıklamakta fayda var; Play-Off sisteminde eşleşme kurası yok. 3 ile 6, 4 ile 5 eleme usulü oynayacak ve finalde kazanan, 3. takım olarak Süper Lig vizesini alacak. Düşme hattında da beklenildiği gibi Malatyaspor, Bank Asya 1. Lig’e kesin olarak veda eden ilk takım oldu. 34. haftada yani ligin son maçlarında ise düşecek iki takım belli olacak. Aslında Bank Asya 1. Lig’de herkesin gözü artık yukarıdan çok, aşağıda olacak. Haftanın maçlarına şöyle bir göz atalım;
Manisaspor-Diyarbakırspor
İki takım gazetemizin maç sonrası attığı başlık gibi; “El ele Süper Lig’e” çıktılar. İlk yarısı golsüz biten karşılaşmada, goller ikinci yarıda geldi. Manisaspor Güven’le öne geçti, ardından Diyarbakırspor Emrah’la aradığı golü buldu ve birer puan iki takımı da Süper Lig’e taşımaya yetti.
Gaziantep B.B.-Kasımpaşa
İki takım için de öylesine bir maçtı. Kasımpaşa’nın farklı bir hedefi vardı bu maçta. İstanbul ekibi, sarı kart sınırındaki oyuncularını temizlemek ve Play-Off’a eksiksiz çıkmak istiyordu. Konuk ekip, hem bunu yaptı hem de rahat bir galibiyet alarak puanını 55’e çıkardı.
Adanaspor-Altay
Adana’da ev sahibi kazanıp, Karşıyaka’dan gelecek bir yenilgi haberine kendisini hazırlamıştı. Aslında uzun bir süre her şey istedikleri gibi gitti. Altay karşısında öne geçtiler. Bu arada İzmir’de, Karşıyaka’nın mağlup durumda olduğunu öğrendiler. Ancak 90. dakikada herşey değişti. Uzatmalarda Altay’ın beraberlik golü gelirken, aynı anda İzmir’de Karşıyaka’nın galibiyet golü bir anda 5 Ocak Stadı’nı mateme boğdu. Oysa Altay karşısında alacakları galibiyet, en azından umutlarını son haftaya taşıyacaktı ama olmadı.
Karşıyaka-Boluspor
Karşıyaka evinde öldü öldü dirildi. Herkes, İzmir ekibinin, Play-Off’u garantilemiş rakibi önünde, rahat kazanacağını tahmin ediyordu. Aynı Kasımpaşa gibi, bu maça sarı kart temizliği olarak bakan Boluspor, az kalsın haftanın sürprizine imza atıyordu. İki kere öne geçen Boluspor, son saniyelerde Fuat’ın golüne mani olamayınca, rakibini de Play-Off’a taşıdı.
K.Erciyesspor-K.Karabükspor
Haftanın şok haberi Kayseri’den geldi. Sakat ve cezalılar nedeniyle Kayseri’ye zar zor 16 futbolcu getirebilen Karabükspor, Erciyesspor’a hiç de unutmayacağı ağır bir yenilgi tattırdı. Futbol öyle bir oyun ki, oynamadan kazanılmıyor. Erciyesspor son haftalardaki çıkışınının rahatlığıyla, ligde kalmayı garantilemiş rakibi önünde ‘nasıl olsa kazarım’ dedi. Ancak öyle olmadığını maçın sonunda herhalde çok iyi anlamışlardır. Hani derler ya (dertsiz başını derde sokmak’ aynısını yaptı Erciyesspor.
Güngören Belediye-Orduspor
İstanbul’da ev sahibi için can pazarıydı. Orduspor uzaktan da olsa, bir Play-Off şansı kovalıyordu. Karadeniz ekibi kaybederse, çok şey kaybetmeyecekti. Ancak Güngören Belediye, 3 puan alıp ligde kalma umudunu son haftaya taşımak istiyordu. Ev sahibi ekip, öne geçti ama Orduspor pes etmedi ve beraberliği yakaladı. Ancak maçın kader anı belki de bu beraberliğin hemen ardından gelen Güngören Belediye golüydü. Tecrübeli Hamza da, şık bir kafa ile skoru ilan etti.
Giresunspor-Çaykur Rizespor
Giresunspor’un ligde kalabilmesi için son iki maçını da kazanması yetiyordu. Lige havlu atmış Çaykur Rizespor önünde 1-0 kazanan Giresunspor, artık son hafta ligden düşmüş Malatyaspor ile deplasmanda oynayacağı maçı kazanmaktan başka bir şey düşünmüyor. Çaykur Rizespor için bu sezon söylecek bir şey yok!
Kartal-Malatyaspor
Favori kazandı ama maç öncesi kafalar karışıktı Kartal’da. Malatyaspor’un ise; mucizevi olan ligde kalma şansı için son maçıydı. Ancak her bakımdan çökük olan Malatya, İstanbul’da 2-0 kaybedip veda etti. Kartalsporlu futbolcular ise formalarının hakkını verip sahaya çıktı ve kazandı.
Sakaryaspor-Samsunspor
Sakarya, Samsun’u yenip ligde kalma umudunu son haftaya taşıdı. Ama kazanması yetmiyor Tatangalar’a, rakiplerinin de puan kaybetmesi lazım. Samsun’un ise evinde Adanaspor ile oynayacağı maça bağlı, 1.Lig’de kalması. Kısacası son maçların bitmesini beklemekten başka çare yok...
‘’İş zamanı!‘’
Gaziantep yenilgisi Sivasspor için dünyanın sonu değil ve olmamalı da. Çünkü karşısında Türkiye’nin en iyi organize olan bir ekibi vardı. O nedenle bu yenilgiye takılıp kalmamalı, Sivas... ‘Hava sıcakmış, maç saati şöyleşmiş-böyleymiş’ bence hepsi hikaye. Sivasspor istedi mi kazanır, bunu Trabzonspor karşısında iki hafta evvel gösterdi.
Bence Bülent Uygun şimdiye kadar çok konuştu ve sorulan her soruya da büyük bir özveri göstererek yanıtladı. Artık son 4 haftaya girdik şimdi konuşma değil işi bitirme zamanı. Gaziantep maçı sonrasında taktiksel hata yaptığını kendisi de söyledi. Bu bir erdemdir ama artık hataya tahammülleri yok. Çünkü Beşiktaş’ın Bursa beraberliğinden sonra Fenerbahçe’ye de kaybetmesi sayesinde liderlik sürüyor. Ama Uygun’un özellikle orta alanda risk alarak 3 puana oynaması biraz pahalıya patlıyor. Şöyle 3-4 maç geriye dönelim. Denizli deplasmanında ilk yarı 2-0 önde ve ikinci yarı iyi kapanan ve skoru koruyan bir Sivasspor izledik. Ama içerde Antalya ve dışardaki Konya maçlarında gol gecikince orta alanı tek adamla bırakan ve hücüm hattını dörtleyen bir Sivasspor, kalesinde gol yemedi ama bunda rakiplerini beceriksizliğinin büyük payı vardı. Süper Lig’in en gol yiyen savunması bu maçlarda oldukça çaresiz kaldı. Gelelim son Gaziantep maçına; bence ilk yarı tam bir deplasman takımı gibi oynadılar. Orta alanda rakibin organize ataklarını başarıyla kestiler. Ama ikinci yarıda Kamanan, Balili ve Mohamed değişikliği sonucunda orta alanda tek kalan Sezer’le bir anda oyun tersine döndü. Bu takımı başarıyla yönetmiş ve buralara getirmiş bir teknik adama işini öğretecek değilim, haddime de düşmez. Ancak kişisel görüşümü paylaşmak isterim. Eğer Gaziantep’te 1-0’ı yakalamış bir Sivas, ikinci yarı biraz çirkin gözükse de kalabalık bir savunma anlayışıyla oynasaydı, bu maçı en azından yenilmeden bitirebilirdi. Savunmaya bir Murat Sözgelmez takviyesi olurdu. Çünkü Gaziantepspor sert ve mücadeleci rakiplerden hoşlanmaz. Sivas’ın orta alandaki en etkili ismi İbrahim’in cezalı olması da kayıptı.
Türk futbol tarihini değiştirmeye ramak kalmışken, Bülent Uygun’un kalan maçlarda daha rasyonel hareket edeceğini düşünüyorum.
‘’Ağır yaralı‘’
Yiğido Antep’te gazi oldu... Bülent Uygun’un öğrencileri kritik bir maçı kazanabilcekken, ikinci 45’te kaybetti. İlk yarı herşey istedikleri gibi gitti. Gaziantepspor’un yeni hocasıyla kurguladığı 4-1-4-1 sistemi, Sivas’ın işine geldi. Çünkü ev sahibi ekibinin dörtlü savunması çakılı oynayıp, ileri çıkmayınca, Sivas ilk 45’te oyunun hakimiydi. Mehmet’le gelen golden sonra bu zorlu deplasmanda, “İş bitti” dediler ama futbolun 90 dakika olduğunu unuttular.
İkinci devre bambaşka bir futbol izledik Kamil Ocak’ta... Aslında bana göre maça damgasını vuran iki takımın oyuncu değişiklikleriydi. Portekizli hoca Coucerio, Erman ve Murat Ceylan’ı oyuna sokarak istediğini aldı. Uygun ise yaptığı değişiklikten tam verim alamadı. Gaziantep’e lider gelen Sivas, aslında maçı koparacak iki pozisyonu Mehmet Yıldız’la buldu ama değerlendiremedi. Ardından hiç beklemediği bir gol yedi. Bireysel hatalar zinciri ve en son Abdurrahman’ın istemeden de olsa kafası Sivassspor’u teslim aldı. Beraberlik golünün neticesinde şok yaşayan ve demoralize olan bir Sivas izledik. Oyun disiplininden koptular ve orta alanı boşaltıp, rakibe teslim ettiler. Teknik kapasitesi yüksek ve ayağa çok iyi top yapan Antep’e böyle bir orta alan bırakırsanız canınız yanar. Öyle pozisyonlar buldu ki skor 2-1’in üstüne de çıkabilirdi. Oyunun sonlarında beraberliği kurtaracak pozisyonları Kamanan ve Mehmet’le beceriksizce değerlendiremeyen Sivas, ağır yaralı olarak Kamil Ocak’ı terk etti.
Kalan 4 maçta kader maçlarına çıkacaklar. Puan kaybetme kredilerini bitirdiler ama şu bir gerçek, “Gaziantep’ten rahat puan alır” denilen Sivasspor, eli boş dönüyorsa gelecek haftalarda sürpriz sonuçlar da olabilir.