Arama

Popüler aramalar

‘’Sivas yetersiz‘’

Maç öncesinde bakıldığında ortada bir karşılaşma gibi görünen Sivas-Trabzon maçında, iç sahada başarılı bir tablo çizen Yiğidolar için bir adım önde denebilirdi...

Ancak yeni sezon hazırlıkları ve transferde yaşanan hayal kırıklıkları Sivas’ın handikapları arasındaydı. Ama Şampiyonlar Ligi’nde Anderlecht karşısında elenmelerine rağmen son maçta alınan galibiyet ve sergilenen futbol, Sivaslılar’ı Trabzon maçı için umutlandırmıştı.

Dün gece orta alan üstünlüğünü bir türlü kuramayan Sivas, Trabzon’un teknik oyuncularını durdurmakta zorlandı. İlk 45 dakikada orta sahadaki etkinliğini maça yansıtan konuk ekip, soyunma odasına 1-0 önde giderek farkını gösterdi. İkinci yarıya Bülent Uygun oyuncu değişiklikleriyle başladı. Genç çalıştırıcı, beraberliği yakalamak için hücum hattına ağırlık verdi ve beklenmedik bir anda Kamanan’la aradığı golü buldu. Dün geceki genel performansa bakılırsa, golün ardından Sivas’ın daha kontrollü bir oyunu seçmesi gerekirdi. Ancak Yiğidolar, genel tabloda Trabzonspor’a olan üstünlüğünü sürdürmek için galibiyet aradı, 3 puan için oynadı. Böyle bir yol izlemek için daha iyi bir futbol sergilemeleri şarttı ve yenilgi kaçınılmaz oldu. Maç sonunda Sivasspor’un 90 dakikalık gücü olmadığını gördük.

Oyuncu değişikliklerinin Trabzonspor’da oyuna daha etkili biçimde yansıdığını söylemeliyiz. Ceyhun’un oyuna girdikten sonra attığı iki şutunun birinin direkte patlaması, diğerinin de filelerle buluşması bunun en güzel göstergesi...

Geçen yıl sahasında sadece 1 kez yenilen Sivasspor, bu sezona bir iç saha yenilgisiyle başladı. Dünyanın sonu değil, sonuçta rakip Trabzon. Ancak gördüğüm kadarıyla, ev sahibi ekibin hem zamana hem de takviyeye ihtiyacı var.

09 Ağustos 2009, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sivasspor sahne aldı‘’

4 Ağustos gecesi 4 Eylül Stadı’nda Sivasspor gerçekten maç öncesi söylediğimiz gibi taraftarının gönlünü aldı. Aslında kurada Anderlecht çıktığında “Yüzde 50 şansımız var” derken bu futbolu bu sonucu içimizden geçirmiştik. Ama ilk maçtaki skor, planları bozdu. Anderlecht’ten 5 gollü yenilgi alırken, rakip iyi değil biz kötüydük. Dün akşamda Bilica yoktu Tum yoktu ama kazandık. Bülent Uygun ilk maç sonrası futbolcularına, “Bundan daha kötü oynamanız mümkün değil, o nedenle size birşey söylemiyorum” demiş. Gerçekten de Sivasspor ne kadar giden gelen dengesi aleyhine gözükse de, eldeki kadro bu kadar yetersiz değildi. Doğru tercihler, galibiyeti getirdi. Galiba ilk maçta da olması gereken buydu. Ama bazı şeyler yaşanmadan anlaşılmıyor. Kaleci Akın’ın ne kadar iyi bir yedek olduğunu şans verildiğinde gördük. Orta alanda Cihan-Onur ikilisinin ne kadar iyi anlaştığını, Kamanan-Ersen Martin’in rakip savunmanın üzerine gittiğinde onları ne kadar çaresiz bıraktığını gördük. Savunmada aynı kaleci Akın gibi Murat Sözgelmez de her zaman hazır. Defansın iki kanatında görev alan Hayrettin ve Uğur’un iyi konsantre olduklarında ne kadar etkin olduklarını açık. İlk maçta nasıl oldu da bu takım 5-0 mağlup oldu? İşte bu, yerden yere vurmak için fırsat aradığımız Bülent Uygun’un başarısıdır. Genç teknik adam turu kaybederken takımını kaybetmedi ve adeta onlara bir haftada hayata döndürdüğünü dün gece kanıtladı. “Bu sezon Sivasspor küme düşer. İlk 10’a bile giremez” diyenler, Anderlecht galibiyetinden sonra “Biraz erken konuştuk galiba” diyecekler. Bu takımın tabii ki eksiği, transfere ve alternatif isimlere ihtiyacı var. Ancak dün gecenin önemi, tam da Süper Lig’in başlayacağı dönemde takımın özgüven kazanması... Ayrıca daha gruplara kalmak için 4. ön eleme oynayacağız...

05 Ağustos 2009, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Uygun olan bu!‘’

Bugün Sivasspor tarihinde önemli bir gün. Belki ilk maç farklı yenilgiyle bitmesiydi bugün çok daha coşkulu olabilirdi. Ama kulüpler bazı şeyleri yaşamadan bir yere gelemiyor. Sivasspor, Belçika’da kaybetti ama o maçtan önemli dersler aldı bana göre. Bir kere Avurpa futbolunda kolay rakip diye bir şey olmadığını öğrendi. Ayrıca futbolda uluslararası tecrübenin ne kadar önemli olduğunu gördü Sivasspor. Dile kolay o gece Sivas 5, Anderlecht 305. Avrupa sınavına çıkmıştı... Bugün bir gönül alma maçı oynayacak Yiğidolar, bir anlamda tecrübelerine bir katkı yapacak. Çünkü tecrübe oynaya oynaya kazanılan bir olgu. Bu sadece futbolcu için değil, yönetimden tutun teknik kadroya kadar kapsama alanı içinde. Kısaca bu maçı oynayıp prestijli bir skorla ayrılmak en güzeli. Sonrasında Play-Off’tan gruplara kalabilir miyiz bu düşünülecek. Ben aslında ilk maç sonrası Sivasspor’a değil de Bülent Uygun’a yapılan ağır eleştirilere biraz değinmek istiyorum. Maalesef bizim medya kültürümüz linç üzerine oluştu. Eğer bu ülkede bir Fatih Terim bir Mustafa Denizli gibi güçlü lobiye sahip teknik adam değilseniz vay halinize. Bülent Uygun’a bir maçta uygulanan linç milli takımın başındayken Ersun Yanal’a belli bir kesim tarafından uygulanmadı mı! Gerçekten bu ağır eleştirleri yapanlar günlük hayatlarında çok da normal insanlar. Ama bazı önyargılar, bazı peşin hükümler sanırım böyle yazmalarının nedeni.

Ne yaptığına bakalım!
Ben Bülyent Uygun’un ne yandaşıyım ne de karşıtı. Ama 38 yaşında ve iki sezonda bir çok teknik adamın hayatı boyunca elde edemediği bir başarıyı yakalamışsa, açıkçası arkasında kapı gibi dururum. Ne yapmış Bülent Uygun bir bakalım. Takımın her kademesinde görev aldıktan sonra teknik patronluğa geçmiş. Ligde zor kalır denilen ve bir çok takımın gözden çıkardığı yerli ve yabancı futbolcular topluluğuyla ligin altını-üstüne getirmiş. Hem de komşusu Kayseri’nin ekonomik olarak çok çok altında bir güce sahip olmasına rağmen. Parayı doğru kullanmış ve ödemeleri zamanıda yapmış. Belki zaman zaman göze hoş gelmeyen bir futbol oynatmış ama kadronun yapabileceği de buydu zaten. Herkes diyor ki, ‘Bilica’yı satmayacaktın kardeşim...” Evet, Bilica bu takımda bir sezon oynadı ve iki sezon önce 73 puan toplayan, 3’lü averajla 4. olan takımda yoktu. Yani bu bir safsata bana göre. Bülent Uygun hata yapmadı mı yaptı tabi bunu da maç sonraları kendisi de kabullendi. Peki ne isteniyor; amaç üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi! Bence bağcıyı dövmek bu kesimin hedefi. Dünya görüşünüz uymayabilir, Bülent Uygun Sedat Peker’i sevebilir, Yaşar Büyükanıt’ı sevebilir, Mustafa Kemal’i sevebilir, bu onun kendi dünyasıdır. Sizleri bu tarafı rahatsız ediyor diye belden aşağı oynamak yakışmıyor. Benim tarzım değildir polemik ama baktım ki bulduk bir hezimet vurun abalıya. İşte benim de içime sindiremediğim kısmı bu. Bu eleştirileri geçen yıl Sivasspor’un Galatasaray’ı ligde ve kupada yendiği zaman yapsalardı helal olsun derdim. Ama beklediğimiz gün bugün aman kaçırmayalım anlayışı ile yazı yazmayı bizim mesleğimize ve bizi okuyanlara karşı bir saygısızlık olarak niteliyorum.

Ben de eleştirdim ama...
Sırf geçen sezon 30 resmi Sivasspor maçı izledim yazılarım ortada. Deniz Çoban’a karşı tavrı hoş değildi, kendini kontrol etmeliydi diye eleştirdim... Gaziantep deplasmanında 1-0 öndeyken yanlış taktikti bana göre diye eleştirdim... Ama bunlar mesleğimizin gereğiydi. Neyse sözü fazla uzatmalalım; unutmayalım ki geçen hafta Sivasspor’u, Belçika’da 5-0 yenen Anderlecht, yıllar evvel Galatasaray’ı İstanbul’da 5-1 mağlup etmişti. O Galatasaray yıllar sonra yenile yenile yenmesini öğrenip, UEFA Kupası’nı kazandı. Biraz sabır, biraz saygı, biraz da hoşgörü herşeyi halleder yeter ki isteyin...

04 Ağustos 2009, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yıkıldık...‘’

Hani yenildik ama ezilmedik diye bir deyim vardır futbolda... Ne yazık ki hem yenildik, hem de ezildik. Biliyorum, bu yenilgiye kıs kıs gülenler var, ‘Bekliyoruz’ diyenler... Bizim tarzımız değil bu, düşene de bir tekme vurmak. Ama dost acı söyler. Bu takım eğer Şampiyonlar Ligi’ne kaldıysa, güçlendirilmesi gerekirdi. Tam aksine güç kaybetti ve hazırlık kampında soru işaretlerini beraberinde getirdi.
Brüksel’de bu soru işaretlerinin yanıtlarını aldık. Doğrusu, ben daha ilk yarıda Bülent Uygun’dan bir hamle beklerdim. Ancak hocanın düşüncesi dedik, saygı duyduk, bekledik. Rakibin oyuna hızlı başlayacağı ve sonuca erken gitmek isteyeceği belliydi. Bu noktada A planınız tutmazsa, B planı hazır olmalıydı. En azından orta alanda Mbemba yerine istikrarlı ve güçlü bir isim olan Murat Sözgelmez tercih edilebilirdi. Zaten zafiyet içindeki savunmanın kanatlarına yük binince çöktü ve ilk yarının 3-0 bitmesine sevindik.
Anderlecht’in iki silahı var: Biglia ile Boussoufa... Sivassporlu futbolcular bu iki ismi durdurmak için hiçbir şey yapmadılar. Biz tribünde, onlar da sahada izlediler. Maçtan 1 gün önce savunma yapacağımızı söyleyen Bülent Uygun’un takımı farklı oynadı. Hem savunmadan vazgeçip, hem de hücum yapamazsanız bu duruma düşersiniz.
Sivasspor adına yorum yapmaya gerek yok, futbol adına hiçbir şey yapamayıp, kaybettiler. Son sözüm Sivasspor yönetimine... Kulübü borçsuz yönetmek güzel, ancak başarı olmayınca bir anlam taşımıyor. Bu nedenle transfer döneminin devam ettiği şu günlerde, takımın nokta isimlerle takviye edilmesi gerekiyor.

29 Temmuz 2009, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sözün bittiği yer‘’

Sivasspor tarihi sınav öncesi Belçika’da Anderlecht karşısında ne yapacak? Herkes bu sorunun cevabını arıyor. Gerçekten geçen sezonun flaş ekibi, önemli oyunularını kaybetmenin endişesiyle hazırlandı sezona. Hazırlık maçları gösterdi ki; hem orta alan, hem savunmada giden oyuncuların yeri doldurulamadı. Bunda tabi ki oynanan hazırlık maçlarının güçlü ekiplerle olmasının payı vardı. Ancak resmi maçların şakası yok. O nedenle artık sözün bittiği yer.
Sivasspor bugün Anderlecht karşısında Türk futbolu adına önemli bir mücadele verecek. Bence bu karşılaşmada Yiğidolar’ın avantajı bu ligin yenisi olmaları. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yaşadığı baskıyı yaşamayacak. Kimse, Anderlecht’e elendi diye Sivas’ı çarmıha geremez. Ancak Süper Lig’de son iki yıldır büyük sükse yapmış bir takımın Avrupa’da da bir şeyler yapması beklenebilir. Anderlecht’in gücü, artılarıyla eksileriyle ortada, Sivasspor’un da... İki takım da birbirinin zaaflarını biliyor. Kişisel fikrim ilk maçın Belçika’da oynanacak olması nedeniyle ev sahibinin, hücum yönlerini daha çok kullanacak olması Sivas için avantaj olabilir. Kamanan ve Erman gibi çabuk oyuncularla topu iyi taşıyabilir, final vuruşlarında becerekli olabilirlerse, gollü bir beraberlik Sivas’a dönüşte büyük umut olur. Temsilcimizin basit oynayıp, az risk alıp, rakibinin oyunun başlarındaki hızını durdurması gerekir. Avrupa maçlarına dikkat ederseniz ev sahibi takımlar, hızlı başlayıp sonuca gitmek ister. Genelde takımlarımızın en büyük hayal kırıklığı yaşadığı süreler bu dakikalardır. Sivas, Anderlecht’i ilk yarıda durdurursa, istediği sonucu alır.

28 Temmuz 2009, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hollandalı katletti‘’

Çok farklı duygularla gelmiştik PSV maçına... Sivasspor, iyi bir kamp dönemi geçirmiş, ciddi rakiplerle önemli karşılaşmalar yapmıştı. Bu son maçında da Hollanda’nın marka olmuş takımlarından biriyle oynayıp, evine dönmeyi düşünüyordu. Ancak dün Hollanda’da gerçekten hazırlık maçlarının duygusunu bilmeyen bir hakem çıktı sahneye. Hazırlık kamplarında futbolcular, günde çift idmanla zaten aşırı yorgunluk ve gerginlik içinde olurlar. Bu yüzden hazırlık maçlarının hakemleri biraz uyarıcı olmalıdır.
Orta hakem Kevin Blom, dün öncelikle ortada bir gerginlik sezdiyse, ki böyle bir durum söz konusu değildi. Teknik direktör ya da kaptanları yanına çağırıp uyarmalıydı. Fakat o tam tersine uyarıyı bırakın sarı bile kullanmadan kırmızı kartları kullandı ve Mbemba ile İbrahim Dağaşan’ı oyundan attı. Gergin olmayan bir ortamı gerdi. İkinci kırmızıdan sonra sahayı terk etti. Gösterdiğin karta inanıyorsan neden saha dışına çıkıyorsun.
PSV maçı Sivasspor’un kamptaki dördüncü hazırlık sınavıydı. Daha önceki maçlarda farklı yenilgiler almasına rağmen ne saha içi, ne saha dışında en ufak olay çıkmadı. 9 kişi kalmış Sivasspor’un 11 kişi oynayan PSV’ye karşı yaptığı maçın taktik analizi yapmak gerçekçi olmaz. Ancak çok kısa bir eleştiri yapabilirim. Sivasspor için üçüncü bölgede topların çabuk dönmesi en büyük sıkıntı. Mehmet Yıldız’ı fazlasıyla arıyorlar. Orta alanda zaman zaman adam paylaşımda geç kalıyor. İleride başlayıp, orta sahaya sirayet eden durum savunmayı da zorluyor.
Zamanın kısa olduğunu biliyorum. Hollanda kampı bitti, resmi maçlar başlıyor. Artık Yiğidolar, eksikleriyle ve artılarıyla Sivas’a dönüp, Avrupa ve lige hazır hale gelmelidir.

19 Temmuz 2009, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kötümser bakmayın‘’

Sivasspor, Olympiakos karşısında oyuna iyi başladı ve aradığı golü de bularak öne geçti. Ancak bu maçı iki bölümde analiz yapabiliriz. Bir Kamanan’ın oyunda olduğu bölüm, bir de oyundan çıktığı bölüm. Gerçekten sahaya çıkan 11, Yunan temsilcisi karşısında iyi organize olmuştu. Çünkü rakipler oldukça zorluydu. Heerenveen Hollanda Kupası’nı kazanmış. Chivas Meksika’nın en çok şampiyon olan takımı. Olympiakos ise 13 yılda 12 şampiyonluk kazanmış. Böyle güçlü rakiplerle oynayarak kendini test etmeye çalışan Yiğidolar zaman zaman hatalar da yapıyor. Geçen yıl ki 11’den Thum, Mehmet Yıldız, Abdurrahman, Bilica, Sezer Badur yok. Açıkçası yeni transferleri monte etmeye çalışırken sıkıntılar olmuyor değil. Özellikle takım savunmasında sıkıntı çekiyor Sivasspor. Ama bunu da yavaş yavaş gidermeye başladılar.
Bir de orta alanın daha yaratıcı olması gerekir. Bu bölgeye transfer lazım. Dünkü maçta gördüğüm Sivasspor’un iyi yolda olduğu. Ersen Martin takımın hücum gücünü Kamanan ile birlikte oldukça yükseltecektir. Dünkü maç şunu gösterdi. Ersen Martin ile bol bol faul kazanacak. Yani ölü top çalışması yapması gerekecek Yiğidolar’ın. Kolay değil burada hem zorlu bir kamp dönemi yorgunlukları ve karşısındaki güçlü rakipleri de dikkate alırsanız sonuca kötümser bakmaya gerek yok. Ama çareyi de bulmak lazım.

16 Temmuz 2009, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’İyi işaretler‘’

Sivasspor hazırlık dönemindeki üçüncü maçında zorlu bir rakiple oynadı. Çok yakından tanımadığımız bir takım olsa da Meksika ekibi diri ve çabuk bir takım. Maçın sonucundan daha önemlisi Sivasspor’un Avrupa ve lig öncesi neler yapacağının işaretlerini vermesiydi. İlk önce olumsuz tarafından başlayalım. Bilica’nın savunmadan ayrılmasından sonra o bölgede bir uyum sorunu yaşandığı kesin. Sedat’ın da yokluğunda Yasin ve Mbamba birbirlerine pek uyum sağlayamadılar. Ayrıca orta alanda çabuk, hızlı pas yapan rakipler karşısında biraz çaresiz kaldılar. Açıkçası ilk toplara basmada ağır kaldı Sivas ama hazırlık dönemi olması nedeniyle hoşgörüşyle karşılamak lazım. Sağ kanattan yapılan hücumlarda Hayrettin büyük bir özveri göstermesine rağmen önde yardımcı arkadaş bulamayınca sıkıntı yaşadı. Ama 90 dakikanın genelinde lige en hazır olan oyuncu bana göre Hayrettin’di. Sivas’ın olumlu tarafı ise, iki kere yenik duruma düşmesine rağmen maçı bırakmadı. Demoralize olmadılar. Bu çok önemli bir işaret. Oyuna sonradan giren Erman ve Ersen Martin’in takıma yararlı olacağını gördük. Açıkçası bu 90 dakika bize bazı tecrübeli oyuncuların yerlerinin çok da garanti olmadığının işaretini verdi.

13 Temmuz 2009, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI